Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 —USTOS 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
ku'turtg cumhuriyet.com.tr 15
U UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKÎNCİ
^ y a ülkelerindeki 'küresel mimari' salgın, 'çekik gözlü çağdaş mimarlar'ca soıgulanıyor
'Modern Asyalı' olabilmekH>ıya Mimarlık Kongrcsi'nin
"ÖMii buluşma"sı, 27-29 Haziran
200. günlerinde Nişantaşı'ndakı
M i l l Reasürans Kültür Merke-
z i ' n t gerçekleştırilen "5. Uluslara-
• rasaıAAN (modern Asian Archi-
tectıe Network-Modem Asya Mi-
markı Ağı) Konferansı"ydı.
; A.sa'nın "çekik gözlü" mimarla-
nnı, tarihi dokuda çağdaş mimar-
Iığın>aşanlı örneği" olarak mınıar
Seviç ve Şandor Hadi tarafindan
tasarinmış bu "modern" yapıdabu-
luştımak anlamlıydı...
E>aa önce de yazdıgım gibi; dün-
, ya kitürlerinın en kökJü ve zengin
' birikinlennı taşıyan bır kıtanın mı-
marlaını "geleceğe" hazırlamak ıçm
düzerenen konferansın teması, "As-
ya oııdern mimarlığını yeniden
- düşüımek ve yeniden inşa et-
mek''ı... (Cumhunyet - 03 Temmuz
2005)
Bu temanın temelinde ıse hızla
yaygıılaşan "modern mimari"nın,
1
buluncuğu kente ve bölgeye "yaban-
cı kiiEİiği"ni sorgulamak, çağdaş ya-
pılaşrrada da "Asyalı" olabilecek bir
modemlıği "küresel tek tipliüğe"
seçendc olarak gelıştırebılmek ısteğı
yatmaıtaydı...
Pekir; Beljing Crty...
• mAAN'ın 2000 yılında Can-
ton'dad (Çın) kuruluş toplantısı,
Uluslararası Mimariar Birliği
(UIA) iyelennin 2005 yılı buluşma-
sı için •'IstanbuF'u seçtilden "1999
Pekin - Dünva Mimarlık Kongre-
si"nin heyecanıyla gerçekleşti...
Çinlı bilge mımar VVou'nun "şim-
diki zaman geçmişten doğar ve ge-
lecek bugünün içindedir..." diyerek
kaleme aldığı "UIA - Pekin Şar-
tı"nda şunlar vurgulanmıştı: "Mi-
marlık kültürü, tarihin yerel biri-
kimlerinden doğar. Bu kültür, ken-
disini yapılı formlar arasında ve
günlük yaşamda belli ederek; ora-
dakilerin yaşantılannı ve davranış-
lannı sessizce etkiler. Mimarlık
kültürû bir anlamda kentlerimizin,
kasabalarımızın ve köylerimizin
ruhudur..."
Işte bu "ruh"un yok olduğu ve ye-
rini *küreselleşme"nin sadece
"baskın" olmayı amaçlayan "ruh-
suz mimarisinin" aldığı tarihsel
kentlenn başlannda da yenı adıyla
"Beijing", yani Pekin geliyor...
Nitekim aynı kongreden yurda
döndüğümüzde, Çın'ın bu "masal-
sı" başkentindeki "modern" görü-
nümünü şöyle anlatmışım:
"Yaklaşık 6000 mimar, Pekin'de
tarih yerine 'globalleşmeyle' karşı-
laşmanın şaşkınlığı içindeler. Ülke-
yi global sermayenin 'ayncalıklı ya-
• (Üstte) Uzakdoğu kentlerine "küresel" kimlik katan modern yapılarda "yerel simge" çabaları Pekin'de
"Çinli" iş merkezi. (Altta) Gerçek 'kentsel dönüşüm' Çin kentlerinde yaşanıyor. Batı'yla ekonomik enteg-
rasyonun şehircilikteki sonucu...
tınmlanyla' kalkındırmaya niyetle-
nen Çinli yöneticiler Ue milyarlık
nüfusun tüketim pazanna' göz di-
ken Batüı dev spekülatörler, aslın-
da 'dıinya mirası' olarak korunma-
sı gereken bu tarihsel kenti bir
Hong-Kong ya da New York'a ben-
zetmek üzere sanki tam bir 'muta-
bakaf halindeler...
Önlerine gelen her yere sayısız
gökdeleni hızla inşa edip, ortaya çı-
kan yeni görüntüyü de '2000'lerın
çağdaş siluetı' olarak ilan ediyor-
lar... Böylesi bir 'modernleşmenin'
altyapısını ise aynı gökdelenlere
otomobilleri ulaştırmayı amaçla-
yan kent içi geniş otoyollar, kavşak-
İar ve uzun viyadükler oluşruru-
yor..." (Cumhunyet - "Peldn Küre-
selleşiyor" - 07 Temmuz 1999)
6 yıl önceki bu gözlemlenmızın,
"mÂAN süreci"ni başlatan Asyalı
mımarlann da "ortak kaygüan" ol-
duğunu, Istanbul buluşmasında bir
kez daha dınledık. Işte bazı değerlen-
dirmeler;
Johannes Widodo (SingapurÜni-
versitesi): Asya'daki mimari mirasın
özellikle "sömürge" rejımlerince
yok edildığıne dıkkat çeken Widodo,
bunu "belleğimizi >itirdik" şeklın-
de özetleyerek dedi ki: "Oysa unut-
mak yerine 'hatırlama'nın kültürü-
nü güçlendirmeliyiz..."
Açış konuşmamızda aktardığımız
ve Atatürk'ün 1931'deki "modern
mimaride de kimliğin sürdürülme-
si"ni vurgulayan sözlerine deginen
Sıngapurlu mimar; "Atatürk'ün bir
sözü de sanatçısız kalan bir ülkenin
yaşam damarlarından birini yitir-
miş olmasıdır.." diyerek şunlan ek-
ledi: "Mimarlıkta da yabancı form-
larla sanattan uzaklaşüıyor. Aşırı
tüketiciliğe dayalı kimlik bunalımı
içinde, Asya mirasının, Asyaüiar
tarafindan bile reddedilmesi ne ka-
dar hazindir!"
Sbin Muramatsu (Japon Mimar-
lık Enstitüsü): Japon tarihçı Chuta
tto'nun "doğuya doğudan bakan
bir mimarlık tarihi yaznıak..." için
yaptığı 100 yıl önceki "Asya ve Af-
rika gezisi"ne değinen Muramatsu,
bunun; "Batı'nın Asya kültürlerine
olan aynmcı bakışına tepki gezisi"
olduğunu anımsattı.
Bu gezide tstanbul'un da yer aldı-
ğını söyledikten sonra da şunlan ek-
ledı: "Şimdi de mAAN, Asya'nın
her bölgesindeki farklılıkları göze-
ten, 'çağdaş bir Asyalı bakışı' ara-
makta..."
Doğum yılının "1954" olduğunu
anımsatan Muramatsu'ya göre "ay-
nı yıl" ölen Ito ile arasında Budist
inanışındaki "yeniden doğuş"a uy-
gun bir ilişki de olmalıydı...
Maristella Casciato (ABD - Mo-
dern Mimarlık Mirası Merkezi ve
"Docomomo" nun Uluslararası Söz-
cüsü): 20. yüzyılda "yeniden" kuru-
lan bazı dünya kentlennden örnekler
gösteren Casciato da çağdaşlıkta "es-
kiyi terk etmeyi" savunanlan yanıt-
larcasına; "geçmişi koruma moder-
nitenin düşmanı değil, yaratıcılık
kaynaklarından biridir ve tasarım
sürecinin parçasıdır..." diyor...
Kentlenn tanhının, aynı zamanda
insanlann yaşadıklan kenti "yarat-
ma"Iannın, "inşa etmelerF'nin ve
hatta "değiştirmeleri"nın tarihi oldu-
ğunu söyleyen Docomomo uzmanına
göre, "modern" de aynı tanhe eklem-
lendığine göre öncelılde "sürekliliği"
gözetmelı...
Louise Cox (Avustralya - UIA 4.
Bölge Başkanı): mAAN'ı oluşturan
ülkelenn çoğunluğu, UIA'nın Doğu ve
Uzak Asya'yı kapsayan "4. Böl-
ge"sınde... Bu bölgenin Başkanı Cox
da modern Asya mimarisinin "küre-
sel yapüaşmanın Asyabsı" olarak gö-
rülmemesi gerektığıne dikkat çekti.
Asya'daki "yereHe beslenen "kûl-
türel çeşitliük" dünyasının Boğazi-
çi'nden başlayarak, sürekli bır "etki-
lenme ağı" ıçınde tüm kıtaya yayıldı-
ğını vurgulayan Cox'un tarihi mırasla
ılgıli tanımı ıse çarpıcıydı; "Eski mi-
mari, sağduyunun tipolojisini yan-
sıtıyor; bundan öğreneceğimiz çok
şey var..."
Bakalım, bızdekı çağdaş ve modern
tasanmlar ıçın de "eskiden öğren-
me"nın aynı zamanda "mimari bil-
gelik" olduğu ne zaman anlaşılacak?
Özel tasan GalataFotoğrafhanesi'ndeki sergiyle son bulacak
111 kadın fotoğrafçıdan son seıgi
Kültür Servisi - 'Kadına
yönelik şiddet'e dikkat çek-
mek ıçın yola çıkan 111 kadın
fotoğraf sanatçısınm katıldığı
bu özel tasan, gerçekleştirilen
sergıler ve panel gibı etkinlik-
lerin ardından Galata Fotoğ-
rafhanesi'ndeki sergiyle son
bulacak. Mayıs ayında îstan-
bul'da başlayan, Diyarbakır'a
dek uzanan tasan içinde yer
alan tüm fotoğraflar, dönü-
şümlü olarak 13 Ağustos - 23
Eylül tarihleri arasında görü-
lebilecek.
Tasan kapsamında, ülke-
mizde kadma yönelik şiddeti
tanşmaya açan basm açıkla-
malannın ardından, Mayıs
ayında Darphane-i Amire'de
111 fotoğraf sergilenmiş, açık
arttırma yoluyla satılmış, elde
edilen gelir şiddete maruz ka-
lan kadınlara ve çocuklara
psikolojik ve hukuksal destek
veren Mersin Bağımsız Kadın
Dayanışma Derneği'ne kay-
nak olarak aktanlmıştı. Diyar-
bakır Sanat Merkezi'nde, Anado-
lu Kültür AŞ'nin katkılanyla dü-
zenlenen panelde fotoğraf sanatı
ve serginin ana teması tartışıldı.
Tasarının son aşaması
Istanbul'da yapılacak bu sergi,
tasannın son aşaması. Böylece,
elde edilen koleksiyon, alıcılara
teslim edıhneden önce, bır arada
sergilenmiş olacak. Önümüzdeki
yıl da gerçekleştırilecek olan bu
Hale Taşkaya'nın sergide yer alan yapıtı.
tasanya katılnn 150 kişiye ulaş-
mış durumda.
13 Ağustos -19 Ağustos tarih-
leri arasındaki sergide Almıla
Özbideciler, Arzn Şenyurt, Ba-
la Atabek, Bikem Ekberzade,
Çilem Dalgıç, Dicle Meşe, Eb-
ru Ceren Uzun, Ece Alok, Be-
tül Turhan, Bennu Gerede, Ay-
dan Ay Çakmak, Banu Demir-
ci, Belmin Söylemez, Banu
Cennetoğlu, 20 Ağustos - 26
Ağustos tarihleri arasındaki ser-
gide Funda Güzelküçük,
Gözde Zehnder, Fatoş
Kartal, Eylem Ertürk,
Dilek Özer, Eda Göksel,
Elif Istanbulluogju,
Emel Ercengiz, Eren Öz-
kapıcı, Esra Barlık, Fir-
devs Sayüan, 27 Ağustos
- 2 Eylül tarihlen arasın-
daki sergide de Gülbin
Özdamar, Güler Ertan,
Gülçin Toygun, Gülistan
Aydın, Gülten Sarı, Ha-
tice Tuncer, fnci Özbaş,
Ipek Baran, Huru Kaya,
Hacer Karanlık yer ala-
cak sanatçılardanbazılan.
111 kadın fotoğrafçıdan,
3 Eylül - 9 Eylül tarihleri
arasındaki sergide Kum-
ral Kepkep, Leyla Alpas-
lan, Mine Erakbaş, Mine
Turkili, Nur Aral, Nazan
Tuna, Nil Şişmanyazıcı
Navaie, Nurcan Volkan,
Leyla Kuşat, 10 Eylül -
16 Eylül tarihleri arasın-
daki sergide Özden Afa-
can, Özden Yurdatapan, Özge
Özgüner, Pınar tlkiz, Özlem
Yarkın, Serap Şahan, Özgül
Ezgin, Serra Akcan, 17 Eylül -
23 Eylül tarihleri arasındaki ser-
gide Sevi Sunaç, Sevil Üzrek,
Silva Bingaz, Tülin Dizdaroğlu,
Ufuk Teksoy, Uğur Günay, Üm-
ran Davran, Yosun Denizeri,
Zeynep Aktaş, Zeynep Targaç,
Tutku Tokol, Şirin Küçüktak-
bak yapıtlanyla yer alacak.
(www. kadinlaricin.org)
'SaJdı' Antalya'dayarışıyor
• Antalya Altın Portakal Film Festivali 'ndeki 1. Uluslararası
Avrasya Film Yarışması 'nda Michael Haneke 'nin "Saklı" adlı
fîlmi gösterilecek
Kültür Servisi - Bu yıl Türkiye Si-
nema ve Audiovisual Kültür Vakfı
(TCRSAK) ile Antalya Kültür Sanat
Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle Başba-
kanlık Tanıtma Fonu ve Kültür ve Tu-
rizm Bakanlığı, Antalya Büyükşehir
Belediyesi'nin desteğiyle düzenlenen
'42. Antalya Altın Portakal Film
Festivali'ni uluslararası boyuta taşı-
yacak olan '1. Uluslararası Avrasya
Film Festivali'nde dünyaca ünlü yö-
netmen Michael Haneke'nin 'Cac-
he' (Saklı) filmi uluslararası yanş-
malı bölümde gösterilecek.
Bu filmiyle 2005 Cannes'da 'En
lyi Yönetmen' ödülünü alan Micha-
el Haneke'nin, öteki yapıtlanndan olu-
şan bir toplu gösterim de yer alı-
yor.Filmlennde seyircisini eğlendır-
meyi değil sarsmayı amaçlayan Micha-
el Haneke, onlann rahatım bozmaktan
hiç kaçınmıyor. Londra'daki Orta Av-
rupa Kültürü Festivali 'ndeki beş film-
lik retrospektifini izleyen seyircilere ,
"huzursuz seyirler" dileyen yönet-
men, filmlerinden söz ederken "ken-
di kendine yabancılaşmak. duygu-
sal buzlaşma, gerçeklik duygusunu
yitiren gerçeklik" gıbı anlaşılması zor
kavramlara başvuruyor. Haneke 2001
yılında Cannes'da 'Altın Palmiye'
ödülünü kazanan ve Türkiye'de ilk
göstenmi yine TÜRSAK Vakfı tara-
findan düzenlenen Sınema Tarih Bu-
luşması Film Festivali'nde yapılan
'Piyanist' filmi ile Türkiye'de de çok
sevildi.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Lozan, Ayrupa ve
Bugünkü Biz (2)Batı'ya Batılılığının özünü yeniden öğreten
Mustafa Kemalin ölümünden hemen sonra,
kırklı yıllarda, O'nun manevi mirasçısı olarak et-
kinliğinı duyurmaya başlayan, Hasan Âli Yücel,
Ismail Hakkı Tonguç, Sabahattin Eyuboğlu,
Halikarnas Balıkçısı, Azra Erhat, Vedat Gün-
yol, Nurullah Ataç, Orhan Burian... gıbı aydın-
ların başı çektıği bıraydınlar kuşağı, bugün 'Türk
Aydınlanması' diye adlandırdığımız olguyu ger-
çekleştirir. Başta Köy Enstitüleri, Halkevleri ve
Tercüme Bürosu olmak üzere, bugün yaşadığı-
mız topraklara düşüncenin, sanatın ve bilimin
tüm bereketini ve gücünü kazandırmayı öngören
bu kuşak, eleştirel-bilimsel düşüncenin temelle-
rini atma, insanı gerçek anlamda insan kılan de-
ğerlerin özüne inme bağlamında, kısacası yön-
tem açısından sapına kadar Batılı, ama asla Ba-
tıcılığa özenmemiş bir kuşaktır.
Bu yüzdendir ki andığım kuşak, 'oralı' değil, a-
ma 'buAa//'olmaktanaslagocunmaz; 'buralı'olu-
namadığı sürece her yerde ancak sığıntı gibi ka-
lınabileceğinin bilincindedir; bu yüzden Batı kar-
şısında hiçbir konuda 'eziklik' duymaz; hatta söz
insan değerlerine ve hümanizme geldiğinde, bir
YunusEmre'nin,birMevlana'nın,birPirSultan
Abdal'ın bu topraklarda neleri Batı'dan çok ama
çok önce, üstelik de en özümsenmiş haliyle, di-
le getirmiş olduklarını kanıtlarıyla ortaya koyma-
yı görev sayar. Mustafa Kemal Atatürk için çok
yerinde kullanılmış olan: "Alafranga olamayacak
kadar Batılı, alaturka olamayacak kadar da
Türk'tü" nitelendirmesi, Türk düşünce tarihinin
sahnesine onun ölümünden hemen sonra çıkmış
olan bu aydınlar kuşağı için de bütünüyle geçer-
lidir. özellikle Halikarnas Balıkçısı'nın, Sabahat-
tin Eyuboğlu'nun ve Azra Erhat'ın çabaları bir
bütün olarak masaya yatınldığında, Anadolu'nun
ve Türk halkının kültürel kimliğini somutlaştırma-
nın hep ağırlıklı hedef niteliğiyle belirginleştiği
görülür. Bu aydınlar kuşağının 'yöresel' ile 'evren-
sel' arasındaki sürekli gidiş-gelişleri, böyle bir
somutlaştırmanın en etkin araçlarından biridir.
Lozan'da Türkiye'nin gücü, yalnızca bir sava-
şın galibi olmasından kaynaklanmamıştır. Anka-
ra hükümeti, Lozan'a mutlak anlamda bağım-
sızlık iradesinin ve buna uygun bir kimliğin taşı-
yıcısı olan bir yeni devletin temsilcisi olarak git-
tiği, gidebildiği içindir ki, Lozan Antlaşması'yla
Milli Mücadele sırasındaki düşmanlanndan oluş-
ma bir cepheye bütün isteklerini kabul ettirebil-
miştir.
Lozan, ancak bu çerçevede ele alındığı takdir-
de anlaşılabilecek ve anlatılabilecek bir olgudur.
Böyle bir Lozan ruhunun egemen olduğu Tür-
kiye ile, kırklı yılların sonlarından başlayarak, bü-
tün aydınlanma atılımlanndan ödün üzerine ödün
vermeyi iç ve dış politikasının doğal tavrına dö-
nüştüren bir Türkiye arasında hiçbir ilinti yoktur;
tıpkı Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Türkiye Cumhu-
riyeti' olarak çağdaş uygarlık düzeyine erişme
hedefiyle, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiy-
le birlikte öngörülen 'Küçük Amerika olma' he-
defi arasında da hiçbir ilintinin bulunmaması gi-
bi...
Lozan'da daha dünkü düşmanlarına bütün is-
teklerini kabul ettiren Türkiye Cumhuriyeti ile,
sonradan yabancı konsoloslukların önünde uza-
yıp giden vize kuyruklarında, sanatçılarından vi-
ze koşulu olarak tapu kaydı istenmesinde vb.
hiçbir onur kırıcı yan bulmayan Türkiye Cumhu-
riyeti, neredeyse birbirinden çok farklı iki devlet
gibidir. Bunlardan birincisi, yani kendini Lozan'da
tüm kimliğinin bilincinde olarak kanıtlamış olan
Türkiye Cumhuriyeti, özentilerden ve taklitlerden
uzak, kendini olmadığı yerlerde sanmayı değil,
fakat olmaya değer yerlere varmak için, kendini
yadsımaya kalkışmaksızın, içtenlikle çaba harca-
mayı amaçlayan bir devlettir. Buna karşılık öte-
kisi, yani onyıllardır 'başkası olma' yörüngesine
oturtulmaya çalışılan devlet anlayışı ise, kimlik
kartı istendiğinde çoğunlukla anlaşılmaz bir şey-
ler gösteren, kendine yönelik yadsımalan, bağ-
nazlıkları ve yanlış tarih anlayışı yüzünden nasıl
bir kültürel kimlik taşıdığı konusunda kendi içer-
sinde bile bir uzlaşıyı gerçekleştirememiş bir dev-
let anlayışıdır.
Yıllann akışı içersinde, bugün seksen ikinci yıl-
dönümünü kutlamaya çalıştığımız Lozan'a aslın-
da çok, ama çok uzak düştük!
e-posta: ahmetcemal(S superonline.com
acem20 a hotmail.com
Marcia Gay Harden'dan yeni Sm
• Kültür Servisi - 2001 yılında 'Pollock'
isimli filmdeki performansıyla 'En lyi Yardımcı
Kadm Oyuncu' Oscar'ını alan Marcia Gay
Harden, Paul Weitz'in yöneteceği 'American
Dreamz'de rol alacak. Senaryosunu Weitz'in
kaleme aldığı filmde Harden'in yam sıra Hugh
Grant, Richard Dreyfuss ve Mandy Moore var.
Son olarak Richard Gere ile 'Hoax' adlı filmde
oynayan Harden'ı önümüzdeki günlerde
gösterime girecek olan 'American Gun' adlı
filmde izleyeceğiz. Harden, 'Gizemli Nehir'
filmindeki rolüyle de Oscar'a aday gösterilmişti.
Kemal Başar'a resmi davet
• Kültür Servisi - Avrupa'daki yeni oyunlann
ortaya çıkanlması ve farklı ülkelerde sahnelenme
olanaklannm araştınlması amauu taşıyan 'Janus
Project' toplantısı, 8-14 Ağustos tarihleri
arasında Finlandiya'mn Tampere kentinde
yapılacak. Bu yıl 37'ncisi düzenJenen ve her yıl
ortalama 400 gösterinin Tampere Uluslararası
Tiyatro Festivali programı kapsamındaki
toplantıya, Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı
Kemal Başar da resmi davetli olarak katıhyor. 20
üüceden tiyatro adamının katılımıyla
gerçekJeşecek olan toplantınm sponsoru
Avrupa Topluluğu Kültür 2000 Programı.
BUGUN
• NÂZIM HtKMET KÜLTÜR
MERKEZİ'nde 21.15'te 'Demiryolcular'
adlı filmin gösterimi. (0 216 346 90 59)
• ENKA AÇIKHAVA TİYATROSU'nda
21.15'te 'Closer' adlı fimıin gösterimi.
(0 212 276 22 14)