17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET Ti *» J \ . U I _ J X U M\ [email protected] 4 AĞUSTOS 2005 PERŞEMBE 1 4 Fischer'ınyönettiği 'Biedermann ve Kundakçılar', kara güldürü çerçevesinde güncel olaylara göndenne yapıyor Amerikan düşmanlığımı?ZEHRA İPŞİROĞLU "Bizden önceki kuşak hep de- rin anlamlar ve yorumlar peşin- deydi" dıyor Köln Schauspielha- us'da peş peşe sergilenen Max Frisch oyunlarının dramaturgu Bernhard Krebs. Oysa her şey yü- zeyde olupbitiyor. Polıtik güçlerin savaşunı da çok basit bir oyundan başka bir şey değil. Küçük adamın aymazhğının sergilendiği, Bieder- mann ve Kundakçılar'da (Yönet- men: Thorsten Fischer) Bieder- mann kara bir güldürü çerçevesin- de petrol kralı Bush'a, kundakçı- lar ise Bin Ladin ve Saddama dö- nüştürülmüş. Frisch, Hitler Alman- yası'nı düşünerek yazdığı bu oyun- da faşizmin tırmanışını sıradan va- tandaşın aymazlığında görür. Sıra- dan vatandaş kötü vicdanı, korkak- lığı ve umursamazlığıyla faşizme neredeyse kucak açmıştır. Çıkan uğruna kundakçılan evinde konuk ederek ateşle oynayan Biedermann, bu yorumda ise politik, ekonomik ve medyatik güçleri elinde tutma- ya çalışan bir devdir, günümüzün Bush'u. Arka planda mılli marş eş- liğinde savaş uçaklannın sesleri du- yulurken Biedermann Bush küçük hesaplar peşindedir. Bu basit ama öldürücü oyunda Michael Moore'a göndenne yapan röportajcı ise bu pis politikanın artıklanndan yaşa- yan bir parazitten başka bir şey de- ğildir. Oyunun sonundaki ziyafet sahnesinde Biedermann'ın kundak- çılara ikram ettiği kızarmış tavuğun kemiklerini kemirmektedir. Sahnelemeye getlrilen eleştlrl Köln izleyicisi tarafindan büyük bir tepkiyle karşılanarak Amerika düşmanhğıyla suçlanan çarpıcı, dü- şündürücü ve kışkırtıcı bir sahne- leme... Sahnelemeye getinlen en önemli eleştiri de oyunun soyut ya- pısını zedeleyerek yüzeyselleştirme- si. "Oyunu ne kadar güncelleşri- rirsek güncelleştirelim, öğretisi o olmayan öğreti çizgisine sadık kaldık" diyor dramaturg. Peki ya aydınlanmacı düşünmenin sözcüsü. Michael Moore, ona haksızhk ol- muyor mu? Michael Moore'u yü- zeysellikle suçluyor dramaturg. lyi ama her şey yüzeyde olup bitiyor- sa, gerek politik oyunun kurallan, gerek kültür endüstrisınin, gerek medyanın kurallan buysa Moore sesıni nasıl duyuracak? "Tiyatro- nun görevi çözüm göstermek de- ğildir" diyor genç dramaturg. O zaman var olana hizmet mi etmek- tir? Bütün bu sorulara karşın Köln'de- ki yorum bence gene de çok ilginç. Çünkü Fnsch'in bu oyunun zayıf noktası, faşizm olgusunu tek yön- lü ve öznel bir açıdan dıle getirme- yun çerçevesinde Biedermann petrol kralı Bush 'a, kundakçılar ise Bin Ladin ve Saddam 'a dönüştürülmüş. Frisch, Hitler Almanyası 'nı düşünerek yazdığı bu oyunda faşizmin tırmanışını sıradan vatandaşın aymazlığında görüyor. Çıkarı uğruna kundakçılan evinde konuk ederek ateşle oynayan Biedermann, bu yorumda ise politik, ekonomik ve medyatik güçleri elinde tutmaya çalışan bir devdir, günümüzün Bush 'u. si, faşizmin yükselişinde küçük bur- juva kesimınin aymazlığı kadar eko- nomik, sosyal sorunlann da rol oy- nadığı açıktır. Yazar oyununda Bi- edennann'ı odak noktası yaptığın- dan bu sorunlan görmezden geli- yor. Bu açıdan bence bu sahnele- menin en başanlı yanı, oyunun bu tek boyutluluğunu kırarak süper güçlerin çahşmasını kara bir güldü- rüye dönüştürmesi. Köln Schaus- pielhaus'da Frisch oyunlan, Andor- ra "Kont Öderland" ve bu oyun dışında çeşitli çağdaş ve klasik oyunlar sahneleyen Fischer kimi oyununda çok çarpıcı ve düşündü- rücü buluşlan, kimi oyununda çe- şitli efektlerle yüzeysel olmayı ne- redeyse ilke edinmiş olan postmo- denı yaklaşımıyla dikkati çekiyor. Türkiye açısından da güncel Son yıllarda iyice sallantıda olan Schauspielhaus'daki yönetim de- ğişikliğinden sonra "Kundakçı- lar" Fischer'in imzasını attığı son çalışma. Schauspielhaus'da yaşa- nan hızlı çöküş, birbin ardından büyük paralarla sahnelenen, nere- deyse izleyiciye hakaret derecesi- ne varan inanılmaz düzeysizlikte- ki oyunlar (Fırtına, Yaban Örneği vb.) Thorsten Fischer ve onun çiz- gisinde olanlan çok aratacaga ben- ziyor. "Kundakçılar" bence Türkiye açısından da çok güncel olan bir konuyu dile getiriyor. Ama bunun için oyunun bugünün gözüyle ye- niden okunması gerekıyor. Oyu- nun ilginç yanı soyut yapısıyla çe- şitlı yorumlara açık olması. Bunla- ra daha önce de bu oyun üzerinde- ki yazılanmda aynntılı olarak de- ğinmıştım. Ama ilk kez Köln'de izlediğim yo- rumdan sonra, oyuna nasıl bir po- litik boyut kazandınlabileceğının bilincine vardım. En önemlisi Bi- edermann'ın otoriter ve çıkarcı ki- şiliğiyle soyut bir figür değil, bel- li bir ortamın ve koşullan olduğu- nun vurgulanabilmesi. Demokra- sınin bir türlü tam yeşeremediğı bir toplumun Biedermann'ı nasıl bir insan olacaktır, kucak açtığı kun- dakçılar hangi güçlerin sözcüleri olarak yorumlanabilir? Bu vb. so- rular ister ıstemez bugünkü ortamı belirleyen köktendincilik, tslami teronzm gıbi sorunlarla farklı bir gözle hesaplaşmayı koşulluyor. Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi Ali Neyzi genç yaşta yazım dünyasına girmişti Anı edebiyaü bir 4 kalem erbabı'nı yitirdi ÖNER CİRAVOĞLU Yakınlarda yitirdiğimiz, Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi Ali Neyzi, yazı yaşamına çok genç yaşta atılmıştı. Tiyatro değinileri 5O'li yıllarda Pazar Postası ve Vatan'da yayırnlanıyordu. Tunç Yalman'ın arkadaşıydı. Sonra uzun bir boşluk, sigortacılık mesleğinin hayhuyu ıçinde geçen 30 yıl... 1980 sonrası, Ülkü Tamer'in yönetimindeki Karacan Yaymlan'nda birbiri ardı sıra kitaplan yayımlanmca herkesi şaşırttı. Ve Hüseyin Paşa Çıkmazı o dönem çok konuşuluyordu. Çünkü 'anı edebiyatı' yeni yeni gündeme geliyordu. Sami Karaören'in odasında karşılaşmıştık ilk kez. Sıcaklığıyla bizi etkilemişti. Bizi derken o sıralarda Cumhuriyet Kitap Kulübü'ne omuz vermiş üç kişiden söz ediyorum: Oktay Şimşek, Ahmet Arslan ve ben. Dağlara taşlara CKK adını yazmaya yazgılı fedailerdik. Nerede bir etkinlik olanağı varsa, orada CKK vardı. îşte o günlerde, Gülhane Parkı'nda Kitap Şenliği gündeme gelmişti. Ali Neyzi'ye de yazar olarak katılma önerisi götünnüştüm. Sanınm o pazar, belli etmese de, kendisinin ilk imza günüydü. Etkinlik pek verimli geçmedi ama onun heyecanı hep gözümün önündedir. Bendeki silik fotoğraftan da bellidir bu... Böyle başladı Ali Neyzi ile dostluğumuz. Onun anılarla yüklü kitaplan, yayıncılık alanındaki düşlerime de yön veriyordu. Yaşadıklarını dolu dolu yazdı Ali Neyzi'nin, ünlü Mehmet Ali Ayni'nin torunu, büyük anneannesinin de Leyla Saz olduğunu biliyordum. O nedenle Hüseyin Paşa Çıkmazı No.4'ü o dönemin Kızıltoprak semtinm bir monografisi gibi okumaya başlamak, ötekı kitaplan içın de bir çağn gibiydi. Hele Sırrı Paşa'nın kızı Feride'nin sütçü beratı, balıkçılarla dostluğu; Bahriye zabiti Osman Bey'e âşık olup Ihsane adını alan Rum kızının öyküsü; Leyla Saz ile geçen günlerde musikinin ve şiırin doyumsuz güzelliklerine yelken açmak, hepsi birbirinden ilginç, adeta birer roman sahnesiydi... Ali Neyzi, 'Kızıltoprak Anılan' da c.• em Yayınevi 'nin özverili yöneticisi Ali Uğur 'un yayımladığı Ali Neyzi Toplu Eserler Dizisi 'nde şu kitaplar yer alıyor: Hüseyin Paşa Çıkmazı No.4, Pate, Alma Mater, Işık, Dost Mektupları, Gökdelen, Uzatmalı Sevgiliye Mektuplar, Meyzi ile Neyzi, Çoban, Gönüllü Sürgün. îş Kültür den çıkan kitabı ise: Lara Feneri III. denilebilecek Hüseyin Paşa Çıkmazı No. 4'te Mehmet Ali Ayni'nin kitaplarla anlam kazanan dünyasını ve köşkün iç mimarisıni verirken burada yaşanan türlü olaylann da ilginçliklerini saptıyor: Örneğin köşktekı evlatlıklann durumu ve toplumsal konumları, çocuklann oyunlan, kente bir Ölçüde uzak olan bu yöredeki komşuluk ilişkileri... Otobiyografik özellikler gösteren gözlemler, kabına sığamayan bu notlar, ileride Pafe adlı yeni bir yapıtın malzemesini oluşturacaktır. Daha sonra okul yıllan başlayacak ve Alma Mater adlı anı kitabı ortaya çıkacaktır. Alma Mater bir Robert Kolej destanıdır. Gençlik coşkulan, Beyoğlu gezıntıleri, türlü serüvenler 194O'lı yıllann renkli birer sahnesı gibidir. II. Dünya Savaşı'nın yarattığı karamsarlığa aldırmadan, genç kuşaklann yaşama sevinci, Ali Neyzi'nin dilinde ilgi çekici bir anlatıya dönüşür. Burada Abanoz Sokağı'nda gençlerin düş kınklığı, duvarlara tebeşirle Kolej'in ünlü şifresi 77'nın yazılışıyla başlayan sivil polis kovalamacalan, Sait Faik'le tanışıp meyhanede bir masayı paylaşmak, birbirinden ilginç birer anekdot olarak öne çıkar. Ali Neyzi'nin ötekı kitaplan da bu bağlamda birer anılar yumağına dönüşerek sürüyor. Her ne kadar "bu yapıtlardaki adlar sahici, olaylar kurmaca" dese de o, 1930'lu yıllardan günümüze belli çizgileriyle Istanbul'un toplumsal ve mekânsal panoramasını sunuyor. Mahir adlı kıtapta ise ünlü gençlik lideri Mahir Çayan ekseninde bir dönemin radikal eylemlerinin irdelenmesıni ve psikolojik çözümlenmesinı buluyoruz. Yeni yayımlanan Lara Feneri III (Iş Kültür) ise, Ali Neyzi'nin anılarla harmanlanan yazılamun kesintisiz sürdürdüğünü gösteriyor. Bu "çakıp sönen anılar"da Neyzi, Akdeniz heykelinin inanılmaz öyküsünü; Miina Urgan'dan Halikarnas Balıkçısı'na ilginç kişisel tanıklıklanm; İlhan Koman'ın olağanüstü başanlanm ve Robert Kolej'in ünlü hocası B. Toven'in müzik merakını anlatıyor. Ali Neyzi, dolu dolu yaşadı. Yaşadıklannı da dolu dolu yazdı. BUGÜN TOPRAĞA VERİLECEK Tiyatro dünyası Mete Sezer için ağlıyor Kültür Senisi- Istanbul Şehir Tiyatrolan'nın emektar oyuncusu Mete Sezer uzun süredır tedavi gördüğü Ibn-i Sina Hasta- nesi'nde karaciğer yetmez- liği nedeniyle yaşamını yi- tirdı. Tiyatro sanatçısı Defne Yalnız'ın eşı olan Mete Sezer, son yıllannı Anamur'da geçirmiştı. Se- zer, ısteği üzerine bugün Anamur Merkez Ca- mii'nde kılınacak öğle na- mazını ardından toprağa venlecek. 1935 yılında Ünye'de doğan sanatçı 1955 yılın- da Şehir Tiyatrosuna gır- di. 1984 yılında buradan emekli olan Mete Sezer, te- levizyonda yayımlanan Efes Pilsen'in reklam fil- mınde ve 'Hanende Me- lek', 'San Naciye', '077 Hızır Acil' dızılerinde rol almıştı. Istanbul BüyükşehirBe- lediyesı Şehir Tiyatrola- n'nın yanı sıra Halk Oyuncuları ve Münir Özkul Tiyatrosu'nda ça- lışmıştı. Sezer'ın oynadı- ğı oyunlardan bazılan şöy- le'AkifBeyVBirZiya- ret'.'Baş Sayfa', 'Kral Lear', 'Fazilet Eczane- si','3.Selim','TariaKu- şu','Göç', 'Güneş Batar- ken','Macbeth','Fizik- çiler', 'Sezuan'ın lyi tn- sanı'. 'Kuru Gürüİtü'. Mete Sezer Istanbul Bü- yükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın Genel Sa- nat Yönetmeni Mazlum Kiper ile birlikte 1969 yı- lında 'Aybattı' adlı oyun- da da rol almıştı. 1970 yı- lında sinemaya giren Me- te Sezer, 'Nokta ile Vır- gül, Paldır Küldür', 'Fer- yada Gücüm Yok\ 'Ya- şamak Bu değil', 'Şaban cık', 'Olmaz Olsun' füm- lerinde oynamıştı. Yine Munch hırsızbğı • OSLO (AA) - Norveç'in izlenimci ve dışavurumcu büyük ressamı Edvard Munch'un (1863-1944) yapıtlan yine çalmdı. Munch'un 12 orijinal tablosunun da bulunduğu başkent Oslo'nun Contınental otelınden 3 hrrsız ressamın üç özdeşbaskısını (röprodüksiyon) çaldı. Norveç Polıs teşkilatı yaptığı açıklamada çalınan yapıtlann röprodüksiyon olduğu için değeri olmadığını açıkladı. Çalınan Munch yapıtlan 'Vampir', 'Melankoh' ve kendi portresi. Munch'un ölümsüz esen 'Çığlık', geçen yıl ağustosta Oslo'daki Ulusal Galeri'den (Munch Müzesi) çalındı ve halen bulunamadı. Munch'un 'Çıglık' ve 'Madonna' resimlen, 22 ağustosta Munch Müzesi'nden ziyaretçilenn gözü önünde çalınmıştı. Nicole Kidman istilacılara karşı LOS ANGELES (AFP) - Oscarlı oyuncu Nicole Kidman 1956 yapımı kült bilimkurgu'gerilim filmi 'Beden Kemiricilennin Istılası' (Invasion of the Body Snatchers) yeni çeviriminde oynayacak. 'îstila' (Invasion) adını taşıyacak filmin yönetmenlığmı Alman Oliver Hirschbiegel üstlenecek. 'îstila', geçen yıl Adolf Hitler'in son günlerini anlatan filmi 'Çöküş' (Dovvnfall) ile Oscar'a aday olan Hirschbiegel'in ilk Ingilizce filmi olacak. Film uzak bir gezegenden gelen uzaylı istilacılann küçük bir kasabada yaşayan insanlann vücutlannı yok ederek onlann yerini almasuıı anlatıyor. 38 yaşındaki Kidman istila altındaki kasabada yaşayan ve kasabada yaşanan garip olaylar üzerine araştmna yapmaya başlayan bir psikiyatn canlandıracak. 18 yaşından küçüklepe yasak • Kültür Servisi - Türkiye Film Denetleme Kurulu, korku fihnlerinin usta yönetmeni George A. Romero'nun yönettiği 'Land of the Dead' (Ölüler Ülkesi) adlı filmi 18 yaşından küçüklerin izlemesinı yasakladı. Romero'nun 'Night of the Living Dead' ile devam ettirdiği dizinin yeni halkası olan film, yann gösterime giriyor. Başrollerini Simon Baker, John Leguizamo, Dennis Hopper ve Asia Argento'nun paylaştığı film, seyirciyi ölüler tarafından işgal edihniş bir dünyaya götürüyor. Seksenlertn rock topkıMdarı Ispanya'da MADRİD (AFP) - Aralannda The Gure, Nick Cave ve Bad Seeds'in bulunduğu veteran şarkıcı ve topluluklar Benicassim'de düzenlenen Ispanya'nın en önemli rock festivalinde sahneye çıkacak. 11 senedir Valencia sahilinde gerçekleştirilen festival şarkıcı ve topluluklann Avrupa turnelerinin ilk ayağı olarak biliniyor. Bu sene 110 bin kışi tarafından izlenmesi beklenen festivalde The Cure, Nick Cave, Bad Seeds, The Wedding Present gıbi seksenlerin veteranlanm ve aralannda Kaiser Chiefs, Kasabian ve Keane'in de olduğu yeni topluluk ve şarkıcılarla bir araya getiriyor. 4 gün sürecek festivalde toplam 140 topluluk ve şarkıcı sahneye çıkacak. ickCave
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle