23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S^YFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2005 CUMARTESİ HABERLER Genelkurmay Başkanı Özkök, 'Meyvenin içi çürümeye başlarsa durdurmak zordur' dedi ı CUMARTESİ 'Çözüm anayasayabağblık'.ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Genelkurmay Başkaıu Orgeneral Hil- mi Özkök, küreselleşmenin oluınsuz et- Idlerinintoplumungeleceğine olan gü- verıini sarsıcı sonuçlar doğurduğunu be- lirterek •'Toplumsal güveni arttıracak ve istikran kalıcı hale getirecek çözü- mün. anayasanın 'değıştınlemeyecek hükümlen" olarak sayılan maddeleri- ne süa sıkıya bağhhktan geçtiğiae inan- maktayız" dedi. Orgeneral Özkök, bu nitelıklerde oluşabilecek en küçük aşın- manın sonucunun, "dışı sağiarn görü- nen bir meyvenin için için çürümesine benzCTeceğmi" kaydetti. Özkök, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedenıyle yayımladığı mesajda zafe- rin ardından geçen 83 yıl boyunca uJus olarak "çok zor ve çalkanûlarla dohT bir süreçten geçildiğini ancak lcarşıla- şılan sorunlann her defasında başany- la aşıldığını belirtti. Türkiye'nin içinde bıüunduğ^u coğ- rafyada çeşitli iç ve dış sorunlarla kar- şı karşıya olduğuna dikkat çeken Öz- kök, "Ancak, bu durum hiçbirimize EZER'DEN UYARI 'Cumhuriyet ödünsüz olarak yaşatûmah y • Cumhurbaşkanı Sezer, 30 Ağustos Zaferi'nin, bağımsızlık inancının, özverinin zaferi; ulusal birliğin doruğa çıktığı tarihsel bir dönüm noktası olduğunu belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer mesajında. "30 Ağustos Zafe- ri'nin, bağımsızlık inancının, özveri- nin zaferi; ulusal birliğin doruğa çıküğı tarihsel bir dönüm noktası ol- duğunu" vurguladı. Sezer. "Başımı- n her dönemde dik rutabilmek için cumhuriyetimizi ödünsüzce yaşat- tnah, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmah, genç kuşaklann tari- hinıizi iyi öğrenmelerini ve Atatürk- çü düşünceyi özûmsemelerini sağla- mah>Tz" dedi. Bağunsızlık Sava- şı'nın sonucunu dünyaya duyuran 30 Ağustos Zaferi'nin, yeni Türk devletinin doğuşunu da müjdeledi- ğini belirten Sezer, şunlan kaydetti: "Savaş alamnda ulaşılan Büyük Za- fer'in ardından kurulan laik ve de- mokratik Türkiye Cumhuriyeti, Atatûrk ilke ve devrimlerinin yol göstericiliğinde getişimini sürdüren, evrensel değerieri benimseyen, bire- yi yücelten, her zaman banşçı khno- ğhle öne çıkan bir devlet olarak çağ- daş dünyadaki yerini almışür." Ebedlvete kadar hür' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türk milleti, büyük önder Ata- türk'ün gösterdiği yolda ebediyete dek bu topraklarda hür yaşamaya devam edecektir* dedi. Türk ordu- sunun millete vurulmak istenen "esaret zmcirini" her defasmda kır- dığını ve vatanı yok etmek isteyen- lerin oyunlannı savaş meydanlann- da bozduğunu belirten Erdoğan, "Bin yddır Anadolu topraklannı kendüıe yurt edinen aziz Türk mil- leti, bu topraklarda hürriyerinden asla taviz vermeden huzur ve banş içinde yaşama mücadelesini eşsiz za- ferierie taçlandırarak sürdürmüş- tür" dedi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de, yayımladığı mesajda, Türklüğün ve Türk yurdu Anado- lu'nun kaderinde ağustos ayının özel bir önemi bulunduğunu belirt- ti. Sezer, "Bu kuthı zaferie, atalan- mızın ebedi yurt tuttuklan bu top- raklar işgalcüerden temizJenmiş; bağımsızlık savaşımız, dünyaya ör- nek olacak bir parlakhkla sonuçlan- nuşür. Türk uhısunun varbğını, gü- cünü ve büyüklüğünü tünı dünyaya kabul ettiren bu zafer, ayıu zamanda çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kapı açnuşnr'' dedi. Ül- ke olarak bugün karşı karşıya bulu- nulan sorunlann yalnızca ulusun çı- karlarının kararlılıkla korunmasıy- la, onurlu bir çaba ile çözülebilece- ğini vurgulayan Sezer, buna karşm AKP hükümetinin "ödün vermeyi üke sayan" politika ve uygulamala- nnın derin üzüntü ve endışe kayna- ğı olduğunu kaydetti. • Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, tek yol gösterici unsurun 'Atatürkçü Düşünce Sistemi' olduğunu belirterek "Bu özelliğiyle Atatürkçü Düşünce Sistemi, genç nesiller için gelecekte de rehber olmaya devam edecektir" dedi. Özkök, Türkiye'nin bugün karşı karşıya olduğu en büyük tehlikelerden birinin "içeriden ve dışandan maksatlı olarak yapılan menfi psikolojik harekât uygulamalan" olduğunu vurguladı. karmaşık ve çözümsüz görünmemeü- dir. Karşı karşıya kaldığunızproMem- leri içinden çıkihnaz ve çözümsüz ola- rak görenlere 83 yıl öncesini bir kezda- ha okumalaruu ogünkü halveşardar- la günümüzdekileri karşılaşarmalan- nı ve ulaşılan başarunn itici gücünü keşfetmelerini öneririm. Bu onlara öz- güven ve cesaret verecektir" dedi. Psikolojik saldırılar Türkiye'nin bugün karşı karşıya ol- duğu en büyük tehlikelerden birinin de "içeriden ve dışandan maksatiı ola- rakyapılan menfi psikolojik harekâtuy- gulamalan" olduğunu vurgulayan Öz- kök, benzer uygulamalann 83 yıl ön- ce de olduğunu anımsatn. Özkök, "An- cak, 83 yıl önceki kadro, ülkü büüğini sağiayıp farkhhklan bir yana koyarak mükemmel bir ekip çahşması sergile- yerek ve doğru hedefe kilitlenerek bu psikolojik saldınlan tümüyle etkisiz kümışü" dedi. Atatürk'ün." "Bir mil- letin ki siyasi terbhesinde. sosyal terbi- yesinde, vatan sevgisinde noksan var- inr, öyle bir millet, egemenliğini lüzu- mu derecede kuvvede elinde tutamaz" sözünün gelecek nesillere ışık tutma- sı gerektiğini belirten Özkök, Türk Kurtuluş Savaşı'nın diğer uluslara da öraek olduğunu kaydetti. Küreselleşmenin olumsuz etkilerinin, toplumun geleceklerine olan güveni- ni sarsıcı sonuçlar doğurduğunu anım- satan Özkök, toplumsal güveni arttı- racak ve istikran kalıcı hale genrecek çözümün, anayasanın "değiştirileme- yecekhükümleri" olarak sayılan mad- delerine sıkı sıkıya bağlılıktan geçti- ğini vurguladı. Özkök, bu niteliklerde oluşabilecek en küçük bir aşınmanın sonucunun, dışı sağlam görünen bir meyvenin için için çürümesine ben- zeyeceğine dikkat çektı. Özkök. "Unut- mayuuz kLiçteçüriime başlayıncadur- durmak çok zordur" dedi. Mesajında, Atatürkçü Düşünce Sis- temi'ne de vurgu yapan Özkök, "Ata- türkçü Düşünce Sistemi kendi içinde sü- rekü bir dinamizm içermektedir. Bu- nun anlamı, kendi içine kapanmadan geüşmeleri sürekfi izkmek,değerlendir- mek ve bunları akıl süzgecinden geçir- mek, geUşüne ve değişime ayak uydur- makür. Bu anlayış, dogmalardan uzak Büyük Taarruz'un 83. yıktönümünde binlerce yurttaş Atatürk'ün hücum emrini verdiği Kocatepe'ye akın etti. Binlerve kişi, taamtz emrinin verildiğisaat 03.00 'te meşaleleryaktı Kocatepe'de buluşma TARKANTEMUR AFYONVKOCATEPE-Şişli Beledıye Başkanı Mus- tafa Sangültarafindan düzenlenen organizasyonla, Ana- dolu'nun düşman işgalinden kurtuluşunun 83. yıldönü- münde binlerce yurttaş. Büyük Taarruz'un başladığı Afyon Kocatepe'de bir araya geldi. Kocatepe'yı meşa- lelerle aydınlattp Türk bayraklanyla renklendiren yurt- taşlar, Büyük Önder Atatürk'ün 83 yıl önce Büyük Ta- arruz emrini verdiği yerde bulunmanın gururunu yaşa- dılar. Büyük Taarruz'un 83. yıldönümü nedenıyle binler- ce yurttaş Kocatepe'ye akın etti. Önceki yıl, 23 Nisan'da ilçedeki 12 bin 500 yurttaşı Anıtkabir'e taşıyan Şişli Be- lediyesı, bu kez de Ulusal Kurtuluş Savaşımızın kesin zaferie sonuçlandığı Büyük Taarruz'un başladığı gün olan 26 Ağustos'ta, binlerce kişinin katılnnıyla Koca- tepe'de bir araya geldi. Istanbul'dan 113 otobüsle Ko- catepe'ye getirilen binlerce kişi, taarruz emrinin veril- diği saat olan 03.00'te meşaleler yakarak Atarürk hey- keline karanfiller bıraktılar. Törene eşi Aylin Sangül ile katılan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül'e yurt- taşlaryoğun sevgi gösterisinde bulundu. Belediyenin da- ğıttığı Kuvayi Milliye kalpaklannı takan ve Türk bay- raklannı salîayan kalabalık sık sık "Başbakan Sangül" sloganı attı. Genç-yaşh, kadın-erkek binlerce kişinin katıldığı törende konuşan Sangül, Atarürk ve silah ar- kadaşlannın 83 yıl önce bir ulusun tüm sorumluluğu- nu yüklenerek Büyük Taarruz'u başlattıklannı belirtti. Sangül, "Atatürk'ü ve bu alanda kefensiz >atan binler- ce askeri saygıyla anıyoruz. Bu topraklar üzerinde veri- len müeadele. a>ıu geleceği payiaşan insanlann yüksek bir bilinç ve ahlakla omuz omuza verdiği, örneği göriil- memiş. onur ve insanhk mücadelesidir. Bugün, dünya coğrafvasuıda yeri olan bir Türkiye varsa bunu o müca- deleye borçhıyuz" dıye konuştu. Mustafa Kemal Ata- rürk ve arkadaşlannın canlan pahasına ortaya koyduğu değerieri, en yüksekte rutmanın çok önemli bir görev olduğunu vurgulayan Sangül, "Onun emanet ettiği \a- tanı, bayrağı, laik ve demokratik cumhuriyetin ilkeleri- nl demokratik kurumlannı ve partiyi korumak kolla- mak dunımundayız, Bunu \ apma> a kararlnız. Bura>a ulusal bütünlüğe, toprağuıa, bayrağuıa, inancına sahip çıkan bir tophım olduğumuzu gostermeye geldik" dedi. Ulusal birliîc ve bağımsızlık açısından 83 yıl önce Ko- catepe'deki Kuvayi Milliye ruhuna bugün daha fazla ih- riyaç duyulduğunu \-urgulayan Sangül şöyle konuştu: "O gün Kocatepe'deTürk'üyle, Kürt'üyle, Lazrvla, Çer- keziyle, Alevisryle, Sünnisiyieyanyana, omuzomuza na- sıl savaşoysak,bugün deaynı anlayışla hareket etmekzo- rundayız. Iştebugün, kazanılan Anadolu toprağunn de- ğerini m anlayarak, ulusal bağmısızhğın \e ulusal bir- liktehğin değerini kavrayarak, ona her zamankinden daha çok sahip çıkmanın gerekhüğini bir kez daha tüm Türkiye'ye haykmnak için buradayız." Sehlt ve oazl yakınları da katıldı Sangül, konuşmasının sonunda kalabalıkla birlikte Atatürk ilke ve devrimlerini koruyacağına ant içri. Tören kapsamında 26-30 Ağustos arasında devam eden Baş- kumandanlıkMeydan Muharebesi'ni anlatan belgeselin gösterimi gerçekleştirildi. 1.5 saat süren törene, babası Rıfat Gülbaba'yı Kocatepe'de şehit veren 82 yaşındaki Zeüha Sağsöz ile aynı savasta babası gazi olan 70 yaşın- daki Yüksel Sofuoğlu da katıldı. bflimsel bir yaklaşunı ifade etmekte- dir. Bu özelliğiyle Atatürkçü Düşünce Sistemi, genç nesiller için gelecekte de rehberohnaya devam edecektir" dedi. Türkiye'nin içinde bulunduğu sü- eçte, ulus olarak sahip olduğu avantaj- lan iyi kullanarak yakaladığı dinamiz- mi ve özgüveni sürdürmek zorunda olduğunu belirten Özkök, şunlan kay- detti: "Arükkendimiziokluğumuzdan aşağıda görme ahşkanhğumzı terk et- mehyiz. Bu bağiamda, ulusu sürekh' di- namik tutan, geri kabnışhktan kurta- ran ve bölgesinde çok farkh bir konu- ma taşnan ana itici güç, Atatürk tara- findan uhısa >erilen çağdaş medeniyet- ler seviyesine ulaşma \izyonudur. Ata- türkbuvizyonu, uhısa bflinçHoiarakver- miştir. Atarürk, geri kalnuşhğm, mad- di ve manevi çöküntünün içinden çekip çıkardığı ulus için geriye dönüşü olma- yacakyegâneistikametin çağdaş mede- niyet olduğunu düşünmüştür. Bu viz- yon sayesindedir ki Türkulusu, karan- hk cerevanlann etkisinden srvnlarak bugünlere ulaşabünuştir." ALAZGİRT 'Dünya tarihine damgasını vuran zafer' AIVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. Malazgirt Zaferi'nin, tüm ulus için "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu- na uzanan sürecin başlangKi olduğu- nu" belirtti. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Sezer, Malazgirt Zaferi'nin yıl- dönümü nedeniyle bir mesaj yayım- ladı. Sezer, mesajında şunlan kaydet- ti: "Uhısumuz tarihi boyunca, ordu- muda bütünkşerek unutuhnaz zafer- ler kazanmış, inandığı değerlerden ödün \ermeyen kararlı tutumuyla dümada kendisine her zaman sayguı yer edinmiştir. Bu zaferlerden biri olan Malazgirt Zaferi, askeri ve siya- sal sonuçlanyla Türk ve dünya tarihi- ne damgasını vurmuştur. Tarihin ala- şını değiştiren, dünyada yanla uyandı- ran Malazgirt Zaferi, Anadolu'nun Türklerin egemenüğine girmesinin yolunu açmışür. Malazgirt Zaferi, uhısumuz için Türkiye Cumhuriye- ti'nin kuruluşuna uzanan sürecin baş- langıcı olmuşrur." Zaferin ardından geçen zaman dili- minde Anadolu'yu yurt edinen Türk ulusunun zengın kültürüyle evTensel uygarlığın gelişimine katkıda bulun- duğunu, adalet, dostluk, banş ve hoş- görü gibi değerlerin dünyada yerleş- mesine öncülük ettiğini belirten Se- zer, şöyle devam etti: "Tarih biünci- mizi canlı rutarak atalanmızın bedel ödeyerek \nrt yapüklan bu güzel top- rakİan komyacak, hep ileriye baka- rak geüşmemizi sürdüreceğiz. Ulusal değerierimize gönülden bağhhkla he- deflerimizi gerçekleştirecek, aydmnk geleceğe yürüyeceğiz'' 'Anadolu yurdumuz oldu' Başbakan Recep Tayvip Erdoğan, mesajında, Malazgirt Zaferi'nin, yan- sımalanyla dünya tarihinin seyrini değiştiren önemli bir dönüm noktası özelliği taşıdığını \oirguladi. Erdo- ğan, şunlan kaydetti: "Tarihimizde yeni bir dönemin başlangıcı olan Ma- lazgirt Zaferi ile ebedi Türk vatanı hahne gelen, büyük medeniyetlerin kesişme noktası Anadolu topraklan, tüm bereketiyle bizleri kucaklayarak ana yurdumuz olmuştur." BaykaPın ^zafer' armağara CHP lideri, milletvekilleri ve parti meclisi üyelerine Turgut Özakman'ın Kurtuluş Savaşı'nı anlattığı 'Şu Çılgın Türkler' romanını hediye etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP lideri Deniz Baykal. milletvekilleri ve parti meclisi üyelerine anlamlı bir armağan verdi. lurgut Ozakman'm muhteşem zaferie sonuçlanan Türk Kurtuluş Savaşı'nı anlattığı "Şu Çılgın Türkler" adlı romanı, Baykal'm kartı ile milletvekilleri ve PM üyelerine ıletildı. CHP lideri Baykal, "ŞuÇılgm Türkler"i bir süre önce partisinin MYK üyelerine "muüaka okumalarmı" tavsiye etmişti. Sakarya Savaşı'ndan başlayıp 9 Eylül'de Izmir'in geri aluımasıyla sona eren Kurtuluş Savaşf nın gerçek belgelere dayanarak roman dilinde kurgulandığı romam okuyup çok beğenen Baykal, Zafer Haftasf nı fırsat bildi. CHP Genel Merkezi tarafından alınan 200 dolaymdaki roman, Baykal'ın "en iyi dileklerimle" notunun yer aldığı kartıyla birlikte milletvekilleri ve PM üyelerine gönderildi. CHP'li Çankaya Belediye Başkam Muzaffer Eryılmaz da Lozan Antlaşması'nm yıldönümü nedeniyle düzenlenen panelde 1000 adet romam yurttaşlara ücretsiz olarak dağıtmıştı. Genelkurmay Başkanlığı da bir süre önce romanın TSK mensuplan tarafından okunması için "tavsiye emri" çıkarmıştı. YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Doğubayazıt'tan İzlenimler (2) Doğu'nun, Güneydoğu'nun bambaşka bir bü- yüsü olduğu kuşkusuz. "Hakkâri-Van Notları"m\ da tek bir yazıda bitirememiştim. Şu anda bu sa- tırlan yazarken de kanşık duygular içindeyim. O yö- relerin doğasını ve insanını ilk kez tanıyışım değil bu. Fakat yine de her karşılaşma ıçinizde hüzün ve yücelik duygulannı birlikte yaşatıyor... Yücelik duygusunu dağlar, bozkır ve o coğrafyanın yüce gönüllü insanları yaşatıyor... Hüzün ise o yüceliği kuşatan yoksulluktan geliyor... • • • Geçen haftaki yazıda da sözünü ettiğim konuş- mama şöyle başlamıştım: "Burada iki dağ arasın- dayım. Biryanda Ahmede Hani türbesi, biryan- da Ağrı Dağı..." Fakat şimdi bu cümleyi şöyle sür- dürmek ıstiyorum: O iki yücelik arasında yaşayan insanlar, büyük çoğunluğuyla, yaşamlannı yoksul- luk ve yoksunluk içinde sürdürmekteler. Yanından geçerken hastane bınası diye gösterilen derme çatma yapı, bakımsız ve sevimsiz görünümüyle, bir sağlık kurumuna benzemekten çok uzak. Sa- dece ilçe nüfusu olarak 80.000-100.000 kişinin yaşadığıDoğubayazıt'taacabakaçkişiyebirdok- tor ya da sağlık görevlisi düşmekte? Bu sorunun yanıtını bilmiyorum. Fakat hastanenin görünümü ve sunulan sağlık hizmetlerinin niteliği konusun- da söylenenler yeterince açık ve iç karatıcı... Masamda şu anda, geçen haftaki yazımda adı- nı andığım Sim-Er Oteli'nin sahibi, yüksek mü- hendis, Sayın Şeref Eryilmaz'ın bir faks mektu- bu duruyor... Yöresi bakımından birotel işletme- cisi olmanın çok ötesınde öneme sahip, seçkin ay- dın Şeref Eryılmaz'ın mektubunu, geçen haftaki ya- zıma ilişkin olarak beni onurlandıran satırlarını dış- ta tutup, tümüyle yayınlayabilmek isterdim. özet- lemem gerekirse, yörenin geçim kaynağı olan hay- vancılık, "mera yasağı" (hayvanlann istenilen her alanda rahatça yayılıp beslenmesinin engellen- mesi) nedeniyle sönmeye yüz tutmuş, tanm ise yak- laşık 50 bin hektarlık Doğubayazrt ovasını sulama projesinin yanm yüzyıla yakın bir süredir savsak- lanması nedeniyle gelışme olanağı bulamamıştır. Doğubayazıt aynı zamanda, nitelikli içme suyun- dan da yoksundur ve söz konusu proje, "tarım- enerji-içme suyu" sorunlannı birlikte çözme amaç- lıdır... Sayın Eryılmaz'ın şu satırlannı birlikte oku- yalım: "Gürbulak sığır ticaretinin büyüğünü aza- mi elli aile kapmıştır. Bürokrat-sivil işbiriikçilerimi- zin dolar milyonlan sayesinde sesi çıkmamakta- dır. Halk, eti alınmış kemik misali önüne atılanlar- la sessiz. Fakat bu sessizlik dağlarda oluşan sıkı- şıkgazsesine ve tahribatına dönüşmektedir..." Bun- lar, yüreği hem kendi yöresi hem bütün ülke için çarpan has biraydının saptamaları... Şu sözlerde aynı mektuptan: "Gerilik veya geri bıraktırma ge- leceğe dönük nasyonal siyaset değildir. Birbihmiz- den doğal olarak kopanz. Kopmaya, etnisite, inanç veya coğrafik farklılıklar gibi sebepler türetiriz. Doğan ve doğacak sonuç elemdir." Doğubayazıt'ta yayınlanan "Halkın Sesi" gaze- tesinin bugün posta kutumdan çıkan 1 Ağustos tarihli sayısındaki yazısında, gazetenin başyazarı Cevdet Baycan aynı konuda şunlan söylemekte: "Elliyıldan beri Doğubayazıt ve Musun (Suluçam) ovasının sulama projesinin gerçekleşmesiherDo- ğubayazıtlının bir sevdası ötesi tutkusu olmuş- tur... Çünkü Doğubayazıt ve Musun ovasının su- lama projesinin gerçekleşmesiyle buralarda zirai yaşam yeniden fışkıracak, çiftçinin yeşille buluş- ması sağlanacaktır." Doğubayazıt Ziraat Odası Başkanı AN Avcı ve başkaca Doğubayazıtlılarla bu konuyu konuştuğu- muzda da aynı şeyleri söylediler. • • • Doğubayazıt izlenimlerim, doğasıyla, insanıyla, tarihiyle, tüm aynntılanylagözlerimin önünde... Yu- kanda söylediğim gibi, yücelik ve hüzün duygula- nnın bir aradalığıyla... Arabamız bizi "Nuhun Ge- misi"ne götüren dağ yolunda kıvnlarak ilerlerken, birden, sanki bir filmde gibi, iki "sığırtmaç" kızla karşılaştık. Rlmde gibi dedim ama, alışılagelmiş film- lerdekinden farkh bir görüntüydü bu... Bir keçi ya da koyun sürüsünü otlatan, tertemiz, denebilir ki bayramlık giysiler içinde, on-on iki yaşlannda iki kız çocuğu... Arabamızı gördüklerinde, keçi yav- ruları gibi biryerlere saklanıp kayboldular... Dönüş yoluna koyulduğumuzda, orada bir süre durup bu çocuklarla konuşmayı, belki birlikte fotoğraf çek- tirmeyi düşünüyordum... Fakat onlan bir daha göremediğimiz gibi, geçeceğimiz yol kocaman taşlarla kapanmıştı... Şaşırdık ve her birimiz ken- dimizce bu olaya bir açıklama bulmaya çalıştık... Bunu neden yapmışlardı? Bizden hoşlanmadıklan, bizi korkutmak istedikleri için mi? Yoksa, tam ter- sine, bize variıklannı duyumsatmak için mi? Bazı sorulann doğru yanrtı, sanıyorum ki bu sorunun doğ- ru yanıtındadır... • • • Doğubayazıt, tıpkı Hakkâri, Van ya da Diyar- bakır gibi, bu ülkenin tüm insanlannın ortak yur- dudur... Onlarsız bir Türkiye düşünmek, Türkiye'yi tanımamak, anlamamak, sevmemektir... Yoksul- luk "ferör"ün nedeni mi yoksa bahanesi mi? Bunu tartışmak ya da moda deyimiyle "etnisite üzerin- den siyaset yapmak" yerine, yoksulluğu ortadan kaldırmak için elden gelen yapılmalı... Doğubayazıt Ovası sulama projesinin yaşama geçirilmesi, bu alanda yaşamsal önemde bir adım olabilir... ataol b@cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)513 85 95 DiyaneHen '30 Ağustos'ta Destanlaşanlar' hutbesi • ANKARA (ANKA) - Diyanet Işleri Başkanlığı önümüzdeki günlerde camilerden okutacağı "30 Ağustos'ta Destanlaşanlar" hutbesinde, Atatürk ve silah arkadaşlanna rahmet dileyecek. Diyanet'in hutbesinde, Kurtuluş Savaşı'nın Türk milletinin dünyada eşine az rastlanan büyük bir zafen olduğu anlatılacak. "tnsanlığın banş ve esenliğini temin etmek yüce dinimizin temel ilkelerindendir. Dinimiz, savaşı ancak vatanın ve milletin mukadderatına yönelmiş tehlikelere karşı mukaddes bir vazife sayar" ifadesine yer verilecek olan hutbede, Müslüman Türk milletındeki vatan sevgisinin, onun engin imanının bir yansıması olduğu belirtilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle