Katalog

^ 7 AĞUSTOS 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Musa Özdemip Hep bir köşede durup iyi işler yapabilirsiniz yaşam boyunca. Höt zöt etmeden, küçük dağlan ben yarattım demeden, sonradan olma patikalara sapmadan, olduğunuz yerde üreterek, araştırarak, olup biteni sorgulayarak, sorgulatarak, iyi insan olabilirsiniz... Yaşanmakta olan çürümeyi kabullenememenin üzüntüsünü hep içinizde biriktirerek, ama hiç karamsarlığa kapılmadan, bilincin sandık odasına kaldırmadığınız, küfletmediğiniz düşünce sisteminizi ışıtarak, toplumcu, devrimci kimliğinizi koruyarak... Işte tam da böyle bir dostumuz vardı: Musa Özdemir. Arkadaşları, Sayıştay Denetçileri Derneği Başkanlığı yaptığı dönemdeki tanışları yakından bilirler, bu alçakgönüllü, çalışkan, bir o denli dirençli insanı. Musa özdemir; toplumun gönencine, insanın özgürlüğüne karınca karannca adanmış ömrü boyunca hiç diz kırmadı, boyun eğmedi. Hani şimdilerde "sivil toplum" filan diyorlar ya. Geçiniz onları. Karşılıksız, çıkarsız, gönülden tek başına bir "sivil toplum"ûu Musa özdemir. İyi işler yaptı, iyi insandı, iyi ismiyle anılacak... IŞIK KANSÜ liryakinin YapacağıDeğerlendinme; KKTC Dışişleri Ba- kanı ve Başbakan Yardımcısı Ser- dar Denktaş ın danışmanı Prof. Dr. Ata Atun'a ait: "Yunanistan'ın ve Kıbrıslı Rumla- rın Türkiye'ye bakışı aynen giyotine götürülmekte olan elleribağlıbirsuç- luya bakargibi. Bu suçluyu giyotin- den kurtarmak için suçludan illaki birşeyleryapması, afdilemesi, ayak- larına kapanması ve ödünler verme- siistenecek. Istenenlerin eksiksizye- rine getirilmesi de koşul. Atina'daki siyasilerin yüksek ses- le fısıldadıklan aynen şöyle: Erdoğan'a oynadığı ortaoyunu- nun bittiği açık bir dille söylensin. An- kara, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanısın, işgali bitirsin, sahte devleti ortadan kaldırsın. Aksi takdirde Atina, Türki- ye'nin üyeliğine destek vermekten vazgeçecek ve Kıbns ile Yunanistan, ortaklanmızın yardımı ile veto kulla- nacak.' Işte söylenenler ve istenenler ke- limesi kelimesine aynen böyle. Ne bir eksik, ne bir fazla." Ankara'daki siyasi kadroya gelin- ce... İllaki bir şeyler yapmak, af dilemek, ayaklara kapanmak ve ödünler ver- mek onlarda bir tür tiryakilik yaptı. Içlerine işlemiş bir kere, alışkanlık- tan kurtulmalan çok zor. Hedef Son perde Görevini uyuya uyana yapan Kültür Bakanı, bu kez güle eğlene Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Lemi Bilgin'i görevden aldı. Yerine Mine Acar'ı vekâleten atadı. Devlet Tiyatrosu Kuruluşu Hakkında Yasa'yı açtık, baktık. Devlet Tiyatnolan'na atanacak genel müdürde aranan koşullar şöyle sıralanıyor: "...sahne hayatında başanlanyla tanınmış sanatçılar, tiyatro yazahan, eleştirmenleri, temayüz etmiş tiyatro yönetmenleri ile üniversitelerde tiyatro sanatı dalında görev yapan öğretim elemanlan arasından..." Devlet Tiyatrolan'ndaki toplu istifaların iki nedeni olduğu söyleniyor: llki, sanata siyaset kanştırılmasına karşı birikmiş tepki... Ikincisi de; Mine Acar'ın bırakın kamuoyunu, kendi sahne çevresi açısından bile yasadaki koşullara uymaması... İdeolojik satış Bir kamu kuruluşu olarak Erdemir, geçen yılı 823 milyon YTL kârla kapatmış, satışlan 4.4 milyar YTL olmuş. Bir kamu kuruluşu olarak Erdemir'in satışına ilişkin tartışma sürüyor. Tartışmada sorulması gereken asıl soru şu olmalı: Erdemir neden kamunun elinden çıkanlıyor da, özel ellere devrediliyor? Ister yabancıya, ister ortak girişim grubu adı altında da olsa yeriiye... özelleştirmelere karşı çıkılmasına "ideolojik" deniyor ya, mal meydanda, Erdemir'in satılmak istenmesi düpedüz ideolojiktir... Okııl Arayışında 4 En Iyiyî' Bulmak L GÜRŞEN KAFKAS Anne ve babalann yeni dö- nem için "en iyi okul hangi- si" arayışı ve sorusu gün- demde. Isim yapmış, öğren- cinin başarısında etken ol- muş, sosyal, kültürel etkinlik- leriyle tanınmış okullar göz- de. Velilerin amacı mükem- meli yakalamak. Çocuğun, zihinsel ve bedensel gelişimi- ni destekleyen eğitim kuru- munu bulma arayışı sürüp gitmekte. Eğitimde görsel, işitsel ve dokunsal öğrenme biçimini geliştirmiş okulları bulmak ve bu okula çocuğu- nu yazdırabilmek velilerin ger- çek amacı. Eğitim sistemimizin çeliş- kilerie dolu olduğunun bilin- cindeyiz. özel okullardaki vit- rin ve gösterim ağırlıklı fark- lılıklarla dolu tanıtımlar dü- şüncelerde sorular yaratıyor. Görsel ve yazılı basında ve ay- nca kendi olanakları ölçü- sünde tanıtımlarını topluma ulaştırıyorlar. Bu kurumlar, özel çalışma programları ve üst düzey öğrenme uygula- maları, seçeneklerini aktarı- yorlar. Bu seçeneklerde, uy- gulama, analiz, sentez ve de- ğerlendinme yöntemleri açık- lamalı olarak anlatılıyor. Bu arada okulun öğretmen kad- rosunun yeterliliği ve yetkin- liği, sınıf mevcutları, araç-ge- reç donanımı, yenileşme ve gelişmedeki yeri, yasa ve yö- netmeliklere uyumu, öğren- ci velileriyle ilişkileri ve de öğ- rencilerin kitlesel başansı ile üst okulları kazanma grafik- leri okul arayışlannda önde tu- tulan seçeneklerdir. Başarılı bir eğitim kurumu; bir kana- dında "bilimsel öğretileri", diğer kanadında "kültür ve sanatı" taşıyan kartallar gibi olmalıdır. Her iki kanat den- gelenir ve işlevini yerine ge- tirdiğindeyarınlanmızın umu- du gençlerimiz, göklerde ba- şarıyla uçacaklardır. özel okullarda, "deneyim, bilgi ve Kalıcılık" kavramlan seçenek- erde önemli öğelerdir. Okul çi disiplin (uyum), sevgi ve saygıyla veriliyorsa, anlayış /e hoşgörü önde tutuluyor- sa, öğrencinin ruhsal yapı- sında önemli derecede geli- jim olacaktır. Psikolojik da- nçmanlık ve rehberlik hiz- metleri uzmanlarca sağlanı- /or ve yetenek kavramlan ijne çıkarılıyorsa, yabancı dil ögretiminin verilişi ve gelişkin- îgi, sanatsal, sportif ve sos- yal etkinlikler yeterince ger- çekleştiriliyorsa bu kurum "en ,yı eğitim kurumlanndan" bi- i demektir. Devlet okullarında ise çok farklı yapısal özellikler görül- -nektedir. Yapısal ve içerik özellikleriyle değişken adlar- da olan devlet okulları var. Anadolu, fen, sanat, meslek, sûper liselerin dışındaki top- tumca "düzlise" denilen eği- tim kurumlarımızda da fark- lıdeğişken, yapısal özellikler Teknolojik donanımlı, her tür laboratuvar, atölye, işlik, spor, kültür salonlannın yer aldığı kurumlar ve de he- men hemen bunlardan bir- çoğunun olmadığı okullar, müfredat laboratuvar okul- lan, bikjisayar donatımlı okul- lar vb... gibi. llköğretim okul- larımızda da yapısal ve içe- rik olarak farklı duruşlar gö- rülmektedir. özel okullarla yanşan kurumlar, yoklan pay- laşan okullar. Bu farklı yapı- sal özelliklerdeeğitim kurum- larının yönetim erkinin, öğ- retmenlerin, sivil toplum ku- ruluşu olan "okul aile birliği- nin" ve veli toplumunun Önemli değerde katkı, destek ve emeği geçmektedir. Bu saydığım eğitim destekçile- rinin amacı; saygın bir işbir- liğini sağlamak, bireysel so- rumluluğu taşımak; yaratıcı- lığa, sosyalleşmeye, prob- lem çözmeye, yapıcı, üretici olmaya ve düşünmeye özen- dirici bir çalışma ortamı ha- zırlayarak kurumu geliştir- mektedir. Herseyin devletten beklenmemesi, eğitim sorun- larının çözümünde katılımcı olmanın gerektiğinin bilincin- de olunmalıdır. Eğitim; yar- dımseverierin, yerel yönetim- lerin ve devletin eşgüdümüy- le gelişerek gerçekleşecek- tir. Aslında en önemli konu; ezbersiz, öğrenci merkezli, bilgiyi sorgulayan, araştıran, okumanın özendirildiği bir eğitim sisteminin devletçe uygulanırlığıdır. Eğitim, ya- malı bohça olmaktan kurta- rılmalı; köklü, kalıcı ve üret- kenliğe dayalı değerler bü- tünlüğünde olmalıdır. Eğitim kurumlarındaki da- ğınıklık "Tevhid-i Tedrisat" yasasına uyumla giderilebi- lecektir. Okul seçimlerinde öğrencilerin yetenekleri ve becerileri öndetutulmalı. An- ne ve babaların egolan değil, öğrencilerin bakışı değerlen- dirilmelidir. Maddi sorunları nedeniyle, okula gidemeyen- lere destek olunmalı, özürlü çocuklara da özürlerini gide- rici ortamlar hazırlanmalıdır. özel ve resmi okullara öğ- renci yazılımında, velilere yö- nelik aydınlatıcı açıklamalar yapılmalı. öğrenci velilerine eğitim kurumları tanıtılmalı, yönlendirilmeli ve Istanbul'un ulaşım, güvenlik, sağlık ve ekonomik sorunlan nedeniy- le konutlarına en yakın oku- la özendirilmeli. 'En iyi okul, en yakın okuldur" söylemi yaygın bir görüşe ulaşmalı. Mutlu, başarılı, bilgili, sevgi dolu ve uygar bireylerin ye- tişmesi doğrultusunda yatı- rıma öncelik verilmeli. Beyin gücü gelişkin, eğitilmiş, bi- limsel düşünebilen, araştır- macı ve akademik benliğe ulaşmış bir neslin yetişmesi eğitim kurumlarımızın geliş- kinliği ile olacaktır. "Bizherşe- yi gençliğe bırakacağız", "Düşlerim eğitimle gerçekle- şecektir" özdeyişleriyle Ata- türk'ümüzün özdeyişlehni ilke olarak benimsemeliyiz. Milli Güvenlik Kurulu, kararlannı çoğunlukla alıyor. Eşitlik halinde kurul başkanının bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış oluyor. MGK'nin son toplantısının ardından açıklanan bildiride, "Cumhuriyet hükümetlerinin öncelikli hedefinin anayasada öngörülen Cumhuriyet'in niteliklerini ve ülkenin bölünmezliğini korumak" olduğu vurgulandı. Toplantıya; Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanı ile Jandarma Genel Komutanı dışında "Cumhuriyet hükümeti"nden 7 kişi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcılan Abdüllatrf Şener ile Mehmet Ali Şahin, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu katılmıştı. Böylece bir ilk gerçekleşti. Cumhuriyet hükümetinin hedefinin ne olması gerektiği, Cumhuriyet hükümeti üyelerinin çoğunluğunu oluşturduğu Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Cumhuriyet hükümetine anımsatılmış oldu! Acı, amagerçek... ÇtZGtLlK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci@mynet.com HARBt SEMtH POROY semihporoyıuyahoo.com HAYAT EPÎK TÎYATROSU MLSTAFA BÎLGIN hayatepikıa mynet.com ÜZGURLUK( İCİN SAVAŞA OEVAM!..^ ONUN KERESTE5İ F/ARKLI. YAL4N SÖYLEDİKCE KÖPEKDtŞLERl UZARI. I I TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 27 Ağustos tcttw.nmmtast-ariluin.com "Y/IŞAM/I UĞRAŞI"NIN SONUI Ü i Ş 19K)'Oe BUGÜN, ÜNLÜ imt-YAU YA2AR </£ OZ4UI CESARE PAVESE, 42. yAŞ/NM UYtUJ HAPI İLE İNTİHAK erri. içe PÖMÛK ve ÇOK DUYGUSAL s/e. YAPT X4 SAHİP OLAN f¥*y££E, SEMELUKL£ D&WIA T/K. eiız YAÇAM süeMüçrü. /tfiu^e/, PÜÇ (O RIKJJKLAIS.I I/B HPÜNYA SAVAŞI'NIN YftCIMI ONU FAZLA £Tt£İL£Mİ$Tİ. ŞİİHLBfÜKJİ, ISûMAN- LARIUI YAZAKKEN Bi£ YAA/PAM DA FAÇİST- Lee.iN BAsıauvztMA oieeuMiçr/. ÇOK UYANDIRAN GüMLÛĞÜ "YAÇAMA U£BAf/"NI UE gİTİKMİÇTİ •• "INT/HAR.I (COLAY SAHMIŞTIM İLK PÛŞÜkJl>ܧÜMP£- Z/IYIF KAÛ/Ul/Ve YAPMIfT/ Bu f'Çl. AUÇAt&ÖUÜi-UJLjÜK rSTTmiZ^EAJ&İHİ BE~ ĞENMİŞÜK PeS/L . TİKSİNİYORUM 8ÜTÜH SuA/iA&ML sârt Fe oe&L.£YL£M. ABTIK YAZMAYA CASIM .'. TC ECEABATİCRA DAİRESt'NDEN TAŞEVMAZIN AÇIK AKTTIRMAİLANI DosyaNo:2Ö02246 Sanlmasına karar \erilen taşınmazın cinsi. niteliği. kıymetı, adedi. önemli özellıkkri: Satılacak olan taşınmazlar Eceabat ilçesi, Ismetpaşa Mahallesi, Cumhuriyet Cad. mevkiinde. 153 ada. 15 parselde. her ikisi ayn ayn 5ı 164 arsa paylı. zemin kat 1 ve 3 nolu bağımsız iki işyendır. 1 nolu bağımsız ışyeri 3.25x4.80= 15.60 mİ alanlı olup. sığmak ile bitiştirilmiş durumda. duvarlan plastik boyalı. zemini karo sera- mik kaplamalı, dış duvan mermer kaplı. kapı ve pencereleri beyaz alümmyum çerçe^eli olup. 1 sınıf inşaat özelliklerine sahip, kalorifeRİz. sobalı. Kilitbahir köyü asfaltına bakan cephede olduğu göriilmûş olup. 17442.725 500.-TL.) 7 .442.73 YTL. bedelle: 3 nolu bağımsız işyerinin de 14 nolu parseldeki 6 nolu lokanta olarak kulianılan ışyeri ile aralanndakı duvar yıkılmak suretiyle birlikte kullanıldığı, 4.55x3.35= 15.243 m2 alanlı olduğu. denız manzaralı. duvarlan plastik boyalı. zemini karo seramik kaplı. kapı ve pencereleri PVC esaslı, 1. sınıf inşaat özelliklerine sahip bele- diye parkına cepheli olduğu görülmüş olup, (9.730.854.000 TL.) 9.730.85 YTL. bedelle saülacaklardır. Satış saatleri: 2. Satış Gûnü Satış Saatleri (Her üti gün için)1 Satış Günü 04.10.2005 04.10.2005 14.10.2005 14.10.2005 10.20-10.30 10.40-10.50 Parsel No Ismetpaşa Mah. 153 ada 15 parsel 1 nolu işyeri 3 nolu işyen Satış şartlan: 1 - Satış. 04.10.2005 günü yukanda yazıb olan saatler arasında açık arttırma suretiyle Hükümet Konağı çay ocağı yanında yapılacaktır. Bu artnnnada tahmin edi- len kıymetin yüzde 60'ını \e rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan toplamını ve satış giderlerini geçmek şarü ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranm taahhûdü baki kaimak şartıyla 14.10.2005 günö .ratcanda yazılı saatler arasında aynı yerde üanci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı ala- caklılann alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunuı. Şu kadar ki. artörma bedelinin nialın tahmin edilen kı>Tnetinin yüzde 40'ını bubnası \ e satış ısteyenın alacağına rûçhanı olan alacaklann toplamtndan fazla olması ve bundan başka paraya çe\Trme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazım- dır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektir. 2- ,\rttırmaya ıştirak edeceklenn. tahmin edilen kıymetın vûzde 20'si nispetınde pey akçesı veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Sa- tış. peşin para iledir. alıcı istedığinde 20 günü gecmemek üzere süre verilebilir Tellaliye resmı. damga vergisi, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergi- ler satış bedelınden ödenir. 3- tpotek sahibı alacaklılarla diğer ilgililerin (*J bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddıalannı dayanağı belgeleri ile on beş. gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicilı ıle sabi! olmadıkça payiasmadan hariç bırakilacaklardır. 4- thaleye katılıp daha sonra ihale bedelinı yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli ara- sındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrût faizınden müteselsılen mesul olaeaklardır. thale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın daire- mizce tahsil olunacak. bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden almacaktır. 5- Şartname. ilan tarihınden itibaren herkesin görebılmesı için dairede açık olup masrafi verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi ahrıak isteyenlerin 2002 246 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ılan olunur. (*) llgililer tabinne ırtifak hakkı sahipleri de dahıldır (*) Bu örnek. bu yönetmelikten önceki uygulamada kulianılan örnek 64'e karşılık gelmektedir. Basın: 40480 SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU ABD'ye 1yi Akşamlar ve Bol Şans!' Çarşamba günü açılacak Venedik Film Festivali'nin yıl- dızı George Clooney olacak. Cannes ve Berlin'le birlik- te Avrupa'nın üç buyük festhvalinden biri dan venedik, Clo- oney'nin imzasını taşıyan -Goodnight and Goodluck- "İyi Akşamlar ve İyi Şanslar" filmiyle şimdiden gündeme otur- du. Geleneksel olarak Uzakdoğu ve Iranfilmlerineitibareden Venedik Festivali, bu yıl "zamanın rvhuna" ayna tırtan bir Holtyvvood yıldızının filmini ön plana taşıyor. Venedik'e da- ha ayak basmadan ilgi odağına dönüşen Clooney de iddi- alı. Yönetmen olarak ikinci kez kamera arkasına geçen yıl- dız, ele aldığı konuyla ses getiriyor. 'McCarthycilik' festivale iniyor "İyi Akşamlarye İyi Şanslar"da George Clooney; "araş- tınvacı gazetecilik"\e senatör McCarthy arasındaki müca- deteyi anlatyor. Hikâyenin merkezinde TV gazeteciliğinin ekol yaratan "ankoru" Edvvard R. Murrovv'un serüveni var. Amerikan gazeteciliğinin ustalanndan olan Murrow; '50'li yıllarda "cadı avı" ile özdeşleştirilen senatör Joseph McCarthy röportajlarıyla hatırlanıyor. "Amerikan televizyonculuğunun ikonalan 'McCarthyci- lik'e bayrak açan Murrow ile Vıetnam Savaşı'nın yıldız ga- zetecisi VVatter CronkiteV/r" diyor Clooney: "Tercihimi Murrow'dan yana kullandım, çünkü 'McCarthycilik' aktü- alitesini koruyorf" Clooney'in yönetmen olarak ne ölçüde başanlı olduğu- nu göreceğiz ancak Venedik Film Festivali'nin "McCarthy- cilik"\ ön plana çıkarması nerden bakarsanız bakın ilginç, çünkü Bush "McCarthycilik"'\ bugün en yalın sorulara da- hi geçit vermiyor. "Şehitannesi" Cindy Sheehan'in öykü- sünü izlemişsinizdir. "Irak savaşında" oğlunu kaybeden Ba- yan Sheehan; Başkan Bush'a çok basit bir soru yöneltiyor: "Oğlum niçin, neden, hangi uğurda öldü" Ismi, haber merkezlerine yeni yeni ulaşan Cindy Sheehan; oğlu Casey'ı 2004 yılının Nisan ayında yitiımiş. Sheehan o gün bugün, Başkan Bush'la yüz yüze görüşmek ve sap- lantıya dönüşen bu soruya yanıt alabilmek için çırpınıyor. Yeni McCarthycilerin hedefi: 'Şehit analan' Başkanlık seçimlennde Sheehan, Bush'u bir gölge gibi izlemiş. Kamuya açık hertoplantının kapısında "Başkan "dan randevu alabilmek için kamp kurup beklemiş. Ama "em- bedded" -iliştirilmiş- gazeteciliğin neferieri, Sheehan'i bir buçuk yıl boyunca görmemişf!)... Taaa ki bu ağustos ba- şında, Bush'un popülaritesi rekor düşüşle yüzde 40'lann al- tına ınene dek. Artık yalnız kamuoyunun nabzını tutmayı görev bilen Amerikan basını, Cindy Sheehan'in öyküsünü böyle keş- fediyor. Son on beş günde medyada birden "peace mom" (banş anası) mertebesine yükseltilen Sheehan; şimdi artık "New York Tımes" ve CNN'in en kıymetli haber kaynağı... Peki Bush "McCarthyciliği" ne yapıyor? Oğlunun hesa- bını soran bir "şehitanasına" dahi savaş açmaktan çekin- miyor. Ve tüm silahlanyla sahaya iniyor. Ne Cindy She- ehan'in "provokatörfüğü" kalıyor, ne "aşın solculuğu", ne "radikalliği", ne "vatan hainliği", ne de özel hayatında eşiy- le olan "sorunlan"... Yeni "MacCatrhyciler" ilaveten, Sheehan'e gülünç bir "yurtseveranalar""... parodisiyle yanıt veriyorlar. Irak'ta dü- şen her Casey'nin hesabını soran Cindy Sheehan'e karşı, "Savaşta ben de oğlumu yitirdim. On oğlum olsa gene 1e- da ederim..." sloganı altında TV'lerde bir "yurtsever ana- lar" yanşı başlatıyorlar. Ve reklam spotu gazetciliği Bush bir yerde konuşma yaparken mesela, ekran ikiye bölünüyor: Ekranın bir bölümüne Başkan'ın konuşmasını evinde izleyen bir "yurfseverana'nın görüntüsü düşüyor, diğer bölümde "Amerika'da yalnız Cindy Sheehan 'leryok. Oğullannı gözünü kırpmadan feda eden şerefli analar da var. özgüriûğümüzü onlara borçluyuz'" diyen Bush görü- lüyor. Tıpkı bir reklam spotu gibi! Venedik Film Festivali'nin "yanşma" bölümündeyer alan George Clooney'nin filmi, 1 Eylül'degösterilecek. "Araştır- macı gazeteciliği" bırakın, "objektif haberciliği" dahi tari- he gömen bu "iliştirilmiş gazetecilik" çağında, Murrovv'un mesajı "bellek tazeleyecek"... CBS'den kovulan ve kariye- rini prestijli bir ödülle taçlandıran basın ustasını, her röpor- tajın sonunda yinelediği o unutulmaz sözlerie hatırtayaca- ğız: Amerika'ya "İyi akşamlar ve... Bol Şans!" B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 SOLDAN SAĞA: 1/ Aydın'ın Didim ilçesi- ninünlüplajı. 2/PasifikOk- yanusu'nda küçük bir ada- devlet... An- kara'nın Kı- zılcahamam ilçesinde bir 3 kaphca. 3/ q Sır... Kişinin yaşamadığı geçmişe duyduğu özlem. 4/ Bir yerde biriken sı- vılan dışanya akıt- 3 makta kulianılan 4 oluk ya da boru... 5 Elam Krallığı'nın 6 başkenti. 5/ Yoğun- luk.6/Eskidildesu... Geminin baş ve kıç 9 tarafinda, asıl güver- teden yüksek olan kısa güverte. 7/Büyük konak- larda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştınlan uşak... İlgi çekici ve değişik kimse. 8/Hükümdar adına devleti yöneten kimse... Mayhoş bir içe- cek. 9/Neptünyum elementinin simgesi... "Göz- lerin gözlerime değince/ — katılıyorrakıya" (Ca- hit Külebi)... Notada durak işareti. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Yüklenme, üstlenme. 2/Din işlerini devlet iş- lerine kanştırmayan... Osmanlılarda taşradaki nü- fuzlu ailelere verilen unvan. 3/Kuş ya da yaban hayvanlaraıı yakalamaya yarayan araç ya da dü- zen... "Çok önemli kişi" anlamında uluslararası kısaltma. 4/Şarkı, türkü... Sağlıkyönündenyapı- lan genel yoklama. 5/ "Doğar aç midelerden — topu ihtilaller" (F .N. Çamlıbel)... tnce kamış. 6/ Bir şeyin özünü oluşturan ana öğe... Bir göster- me sıfatı. 7/Et ve sebzeleri, kapak kenan hamur- la iyice kapatılmış tencere içinde pişirme yönte- mi. 8/ Kimyasal bir yöntemle parlaklık verilmiş pamuk ipliği. 9/ "Hayır" anlamında kulianılan söz... tspanya'da içkilerle birlikte servis yapılan küçük meze tabaklanna verilen ad.