25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2005 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL EdebiyatBirModaDeğl! Pazar günkü yazım "Beybabanın Balıklan" be- nim eski bir öykümdü. Dahadoğrusu bir öykücük!.. Zaman zaman edebiyatla yakından ilgili okurlanm soruyorlar "öykü kitaplarınızı hiçbir yerde bula- mıyoruz. Yalnız taşralarda değil, Istanbul, Anka- ra, Izmir gibi kent kitapçıklannda bile yok! Dağı- tılmıyor mu? Yoksa 'ilerisi için mi saklıyor yayın- cılar? Hani bir gün gerekli olur diye.. yazar dün- yadan çekip gittikten sonra!.." Elli yıl önce Variık, Yeditepe, Yenilik vb. yayınlar- da öykü kitaplanmın ilk baskıları en az dört, beş bindi. Bugün bu sayı binlere indi. Bin kitap ne de- mektir? Şöyle ilk elden dağıttınız mı en az beş yü- zü gider. Ama şimdiki yayıncı dostlar binden şaş- mıyorlar. Hiç basma daha iyi!.. Ben de, arada bir pazar günleri bu sütunu eski öykülerime ayırmak istiyorum, yani öykücüklerime. Geçmiş yıllarda gazetelerimiz edebiyata önem ve- rirdi. Her gün bir öykü, sürekli tefrika romanlar, cid- di eleştiriler yayımlanırdı. Günümüzde gerçek an- lamda "edebiyat" tarihe kanştı. Sayın Maliye Ba- kanı "Sümerbankı silip attık" diyor. Sanınm med- ya medya olalı edebiyat, sanat, kültür de silinip bir yana, belki de tarih sayfalanna atıldı. Eski okurlanm bu öykücükleri anımsayacaklar- dır. Geçmişten bi rüzgâr gibLYeni okurlar da, hiç değilse arada bir, Oktay Akbal adlı öykü yazannı tanımış olurlar diye düşündüm. Bilmem iyi mi et- tim? Edebiyat, bir moda değildir, günübirlik yaşayan birnesne, bir eğlencelik değildir; birsürekliliktir, bir kalıcılıktır, insanoğlunun derinliklerine inmedir; top- lumu, insanı bir başka gözle görmek, tanımak, ta- nıttırmaktır. Yıllar geçse bile her okuyuşta yeni bir tad duyurabümektir. Biz mi kendimizi aldatıyoruz? Yaşı yetmişlere seksenlere gelmiş bir edebiyat kuşağı son direniş- lerini mi yaşıyor? Son uyanlannı mı? Sevgili De- mirtaş Ceyhun "Edebiyatımı istiyorum" derken işte bu acı gerçeği belirtmek istedi. Ebebiyat gitti gider mi, yoksa gerçek edebiyatın tadını duyan, du- yuran genç arkadaşlarla taze bir güç kazanır mı? Okurlanmın bu konudaki düşüncelerini Cumhu- riyet'in Söz Okurun sayfasında okumak isterim... ÇACIN MOTEL fekefedevamed/yor... en temiz denizi. her öğün baiığı, kaiabahklardanve kabalıklardan uzak sessiz tatili özlediyseniz... 1 kişi TR 45 YTL ASSOS Bektaş Köyü Sivrice mevkii Tel: (0286) 723 44 60/ (0286) 723 4461 Ben Laik miyim? Dante Alighieri daha ortaçağda yaşarken hümanist kafasıyla erklerin aynmını yapan (Monarşi Üstüne adlı yapıtı) ve papa ile imparatorun görevlerini ayıran belki de ilk dindar ve laik yazar/düşünürlerden biridir. Yaşamında etkin biçimde siyasa yapmış ve o zamanki papanın siyasal ihtiraslanna karşı çıkmıştır. Prof. Dr. Necdet ADABAG Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi 2 005 yılında bu soruyu sormak ne başka toplum? ölçüde doğru, bilemiyorum. Kalkınmış ülkelerde böylesi soruları soran yok artık. Yok, çünkü kavramlar yerli yerine oturmuş; kimsenin bu konularda kafası kanşık olmadığı gibi, bu konulara kafa yoracak zamanı da yok. Yüzyıllar önce bu sorunu çözmüşler. Geriye baktığınızda FransEDevrimi'ne gelinceye dek çok önemli aşamalardan geçmiş; yanında ve karşısında çok bilim adamı, yazar ve tarihçi yer almıştır. Bir başka deyişle, kolay kolay o ülkeler de bu aşamaya gelmiş sayılmazlar. Ömür tüketmişler. Ama biz dünyanın bu gelişmişliği karşısında bu kadar yüzyıl beklemeden bu sorunu çözemez miydik diye düşünüyorum bugünlerde. Geri kalrmşkğı değil de kaOanmışbğı örnekalarakve bugün de arük tophımun laikliginitarbşmayacak bir düzeye gelmiş olamaz rruydık? Olabinrdik ve bir zamanlar olduk da... Kılıç darbesiyle değil de kalem darbesiyle ulaştığımız çağdaşhk, Ulu Önder'in ardmdan uygulanan karşıdevrimci ve popülist siyasalar ve tarikatlara hoş görünme sevdasındaki yaklaşımlar bizi bugün laikliği tartışma aşamasına getirmiştir. tmrenilecek bir konumdan, başkalanna öykünmek zorunda bırakılmış olmanın vermiş olduğu sıkuıtıyla yaşadıklanmız giderek çirkinleştiğinden özbenlığimizi yadsımanın hüznünü yaşar olduk. Keşke tartışmak zorunda bırakılmasaydık ve biz de çağdaşhğın önemli bir aşamasını, üstüne üstlük yoksulluğun ve yoksunluğun bağnndan çekip alarak yaşama geçirmiş olmaktan ötürü övünseydik. Ne ki, tartışmak zorunda bırakıldık ve 50'li yıllardan ben sokulmak istendiğimiz yolun ağzına getirildik. Şimdi karşımızda bir yol aynmı var. Gerçekte bu yol aynmı son seçimlerde önümüze konmuştu: Brr yandan çağdaşlık, öte yandan karanüğa giden ve bizi laikliği tartışmaya götüren yol vardı. Laikliği tartıştığımıza göre neyi seçtiğimız ortada. Var mıdır dünya yuzünde çağdaşlık adına elde etmiş olduğu kazanımlara sahip çıkmanın ve arka arkaya gelen kuşaklara anlatmanın yollannı araması gerekirken onlan yadsıyan ve geri vermek isteyen bir Yoktur. Var mıdrr bu ölçüde bencil ve bireyci düşünüp toplum bilincinden bu denli uzaklaşan bir başka toplum? Yoktur. Toplumunun adına en kutsal değerlerinin yanına koyabileceği bir değerini böylesine çarçur ederekher gün herkesin ağzına sakız eden bir başka toplum... Dahası, var mıdır Yunan'dan Roma'dan beri gelen ve hümanizmacı, Ayduüanmacı Avrupa'nm süzgecınden geçmiş ve artık tartışılmasının gereği kalmamış yerleşmiş kavramlan gerçek anlamsal içeriklehnden soyutlayarak çarpıtan ve kendine uydurmaya çalışan bir başka toplum? "BenlaikdeğOim" demek, dindar olmakla eşanlamh olamayacağı gibi halktan biri de değilim anlamını taşır. Dindar olmak laik olmamayı beraberinde getirmeyeceği gibi, laik bir insanın ruhban sınıfından biri olamayacağı anlamına da gelir. Çünkü Yunanca "laicus"tan gelen laik kişi, din adamı olmayanlar için söylenmiştir ve bugün de aynı anlamını korumaktadır. Bitmedi. Laik olmayan kişinin dünya işleriyle de uğraşmaması gerekir, çünkü bugün çağdaş Avrupa'da laik olmayıp ruhban suufa dahil olan rahip ve rahibelerin dünya işleriyle değil, ahret işleriyle ugraştıklan bilinen bir şeydir. Sivil devlet için değil, kilise için çalışırlar ve geçimlerini kilise karşüar. Kilise için çahşanlar ise devlet makamında görev alamazlar. Bugün Batı'da hiçbir bürokrat, hiçbir devlet adamı ben laik değilim diyemez, yoksa gülünç duruma düşer ve geçimini sağlayan laik devleti yadsımış olur. Ben de bugün bir devlet memuru olarak laik değilim demek lüksüne sahip değilim. Yoksa devlet memurluğunu bırakıp, gidip papaz olmam gerekir, çünkü imam olmak da beni kurtarmaz; çoluk çocuğa kanşmış olmam, en azından Katoliklerde, buna engel oluşturur. O zaman ben su götürmez bir laikim. Başuktaki sorununyanıtı bu. Tersine bir yaklaşım, sorunu çözümsüz bırakacağı gibi, ekmizdeki laiklik varsılhğını da yıormek gibi bir tehlikeyle bizi karşı karşıya getirir. Zaten laiklik gibi kutsal bir niteliğin yitirilmesini dileyen, içte ve dışta ağzını açmış bekleyen aç kurtlar varken kazanılmış ve benimsenmiş bir hak olarak bildiğimiz laik yaşam biçimini tartışmaya açmak, yerine konulmuş taşı oynatmaktan keyif alan ya da düzgün olanı bozmaktan zevk alan toplumlann işı. Biz böyle bir toplum olmak istemiyoruz. Öteyandan, biz laikbir toplum olarak din ûzerinden siyasa yapmak istemiyoruz. Yaklaşımlarımızda nesnel olmaktan uzaklaşacağımız gibi, demokratik nitelik- lerimizi de yitiririz kaygısıru taşıyor ve istemediğimizbir konumasürüldeneceğimizi ve son yirmiyıla kadar yaşamış olduğumuz uygar ve çağdaş yaşam biçiminden ödün vermek zorunda bırakılacağımızı düşünüyoruz. Anayasasında laik devlet olduğu yazılı ülkenin çocuklan olarak biz, dini siyasadan ayırmak zorundayız. Böyle bir zorunluluğumuz var. Ben akademisyen olarakbilimi dinden ayn tutmakzorundayım. Yoksa Galilei'nin kemikleri sızlar. Biz saecularis (dünyevi) yurttaşlar olmak istiyoruz. Önce yaşadığımız bu dünyanın gereklerini yerine getirmek istiyoruz. Evlenmek istiyoruz, çoluk çocuğa kanşmak istiyoruz. Münzevi bir yaşam sürmek istemiyoruz. Çalışmak, üretmek, dünya devletleriyle yanşmak ve ülkemizi kalkındırmak istiyoruz. Müslümanlıktahiç kimse dünyevi olmaktan kendini alıkoyamaz; din adamlanmız bile... Inzivaya çekilmediği ve elini ayağım dünya işlerinden çekmediği sürece inandıncı olamaz, çünkü her ne iş yaparsa yapsın, bir emekçi, bir çahşan olarak bir kere bugünkü dünyanın bir yurttaşıdır. Ikincil olarak sivil ve laik birdevletin ya da kuruluşun çahşanıdır ve eşinin ya da çocuklannın geleceğini düşünerek yaşayan biri olarak zaten dünya insaıudır. Ama doğal olarak öbür dünyasını da düşünebüir. Buna bir engel yoktur. Dahası, insarüık uğruna yapmış olduğu en ufak bir hizmetten ötürü ve yurttaşlık gereği görevini yapan bir kişi olarak Tannsının yanında beğenilen bir insan olmak için yeterli bir nedene sahip olacaktır. Dante Alighieri daha ortaçağdayaşarken hümanist kafasıyla erklerin aynmını yapan (Monarşi Üstüne adlı yapıtı) ve papa ile imparatorun görevlerini ayıran belki de ilk dindar ve laik yazar/düşünürlerden biridir. Yaşamında etkin biçimde siyasayapmış ve o zamanki papanın siyasal ihtiraslanna karşı çıkmıştır. Bir yandan dünya işlerine bağlı olarak ne denli sivil, laik bir yurttaş olduğunu, öte yandan tlahi Komedya gibi bir yapıt yazarak öbür dünyanın varlığını kabul ettiğini ve orada daha hakça bir yaşamın varhğını varsayarak ne kadar laikse o kadar dindar bir kjşilık olduğunu göstermiştir. Dante bukişihğiyle, ikilem yaşayanlara ve durmadan ağız değiştirenlere yol gösterebilecek somutbir örnektir. TurkcellMobilVideo ve TurkcellMobilMüzik ile hayat cebinize gelsin. Mesela Gülşenln yürek hoplatan video klipleri. mesela Avnjpa Yakasfnın unutulmaz anlan, mesela Yıldız Tilbe'nin en yanık şarkıları (hem de bir bölümü değil tamamı). mesela Ata Demirer'in örümcek korkusu. mesela akıllarda kalan gol pozisyonları ve daha niceleri... Hepsi cebinizde. Tekrar tekrar izleyin. dinleyin. eğlenin diye. Cebe indirmek çok kolay N*a»M»rE^2J ister 4545'e beğendiğiniz video/müziğin kodunu yazıp kısa mesaj olarak gönderin, ister www.turkcell.com.trye girin. ister wap.turkcell.com.tr'de "Oyun ve Eğlence"yi tıklayın. I •»•«!»- MobilVideo Seçmeler GÜLSEN NAZAR DEGMESIN VNAZAB YILOIZ TH.BE1>APATYA IAHARI VPAPATYA HANDE "(ENERIHRMIII VK'RMIZI AVRUPAYAKASI PUNK ATA DEMİRER ARAKNAFOBIA6 STAR WARS STAR1 ADRENALİtl SORrSHOVV CENKSERDEM CEORUMCEK AVRUPA YAKASI (Ç. HATALARI) HATA11 CARMEN ELEKTRA CARMEN29 ILGINC ANLAR TIMSAH TURKIYE KUPASI KUPAGS GUNÜN GÜZELİ GIÎZE19 visı Nokıa 3220. 6230 $ £ " tMMoiıtanyU- HfobflllüZtK s «(onlariv<3 kullamlabıl.r MobilMüzik Seçmeler I S ' P ' •'••l İIAAHİM TATLISES ARAMAM MARAMAM İIRAHIM TATLISES TEK TEK MTEK GÜLŞEIISAKINCALI MSAKİMCAll GULSEN NAZAR DEGMESIN MNAZAR YILDIZ TILBE PAPATYA BAHARI MPAPATYA HANOE YENER KIRMI2I MKIRM1ZI HANDE YENER ACELE MACELE HANDE YENER ACI VERIYOR MACI MUSTAFA SANDAL ISYANKAR MISYANKAR MUSTAFA SANOAL MOONLIGHT MMOON EBRU GUNOES,CEZA MI MCEZA NİIÜFERASKIM MASK1M jrreti t6 ktsa mesaı 32 koMonfûr 2 - ,-ıoeo mrfTmeit ıçm 45*5'« r Şarkıları [ Klipleri Dizileri Komiklikleri Golleri Ş 5 Ş TURKCELL Sanatta Akşam Hüznü Gökyüzünü birkaç bu- lut süslese de, birkaç renk tablsa da ağlara, gözyaş- lannı taramak olası sana- tın. İnsan olmanın yakışığı ve erdemi olan güzel sa- natlar birer birer çekilip gidiyor yaşantımızdan. Yapraklan kuruyan tablo- lar, dizeleri anız anız ya- kılan şiirlerden kararmış bir insanlık, yannlara gün- lük kaygılardan balap du- ruyor. Estetiğin dize aralann- da esen derin rüzgârlar- dan bir esinti çarpmıyor yüzümüze. Tüm kozmo- tikürünler yetmiyorbuna. "Ye, iç, yat" üçgeninde uçurtma uçuruyoruz ya da... İlk hedefimiz köşe- yi dönmek, "top,pop, cep, jip" özentisinin tekerine takılmak... Sanattaki o yaratıcıh- ğın engin güzelukleri bir kıyıya firlatılıp atılırken " ^ " ^ 1 ^ bile çıkmıyor. İnsanlık iyiyi, güzeli.. sa- vaş özlemleriyle sollamış çoktan. Yediden yetmişe köçekleşmenin eşiğini aş- tıkbile, sanki... Ve şür akşamının hüz- nü uç veriyor durmaksı- zın... Sanatın akşam hüz- nüne doğru. Ve bizlere iç- leracısı gözleriyle bakıyor yannlardan. Siz insansınız, sizin öte- ki yaratıklardan farkınız var, demeye getiriyorbes- belli... Hüzünlü akşamını bir kör değneğe bağlaya- rak. Biz, tavernalarda gülü- şüp eğlenirken; çılgınlar gibi: Arabesk... Necdet TEZCAN Edirnt PENCERE Dağlarca'mnGeleceği... Fazıl Hüsnü Dağlarca hastaneye yatmıştı, bu köşeden kendısıne "Geçmiş olsun" demiştım; ön- ceki gün masamın üstünde yanrtını "Saynlık" baş- lığı altında buldum: "Sayılıydım Cumhuriyet Gazetesi okunuyordu bana Bir ses geçmiş olsun dedi Bir ses geçmiş olsun dedi Bir ses geçmiş olsun dedi Bir ses geçmiş olsun dedi Bir ses geçmiş olsun dedi Bıktım ben Istiyordum desin bana biri lyileşiniz de Gelecek olsun" Gerçekte kim Dağlarca'ya 'geçmiş olsun' di- yebilir?.. O birgelecektir.. Hepimizin geleceği... • Şairlerle insanların, ülkelerin, toplumlann alıp vereceği Tarih Baba'nın gözetıminde dizelere dö- külün dahaöncesini pek bilmiyorum, Homerostan beri böyledir; geçmiş ve gelecek şiırin özündedir... Son yıllarda her ulusal bayramdan önce masa- mın üstünde Dağlarca'dan gelen birfaks buluyo- rum; gönderilen şür, gününde, gazetenin birinci say- fasında yayımlanıyor... Fazıl İHüsnü yazdıklanyla -ve yazacaklarıyla- Türkiye'nin geleceğidir... Şairlerini yaratamasaydı, laikTürkiye Cumhuri- yeti'nin geleceğine kuşkuyla bakılabilirdi; ama, şa- irlerini yaratan bir 'Aydınlanma', hele 'Ulusal Kur- tuluş Savaş/'yla doğmuşsa yok edilemez.. • Peki, Mürtecı Necip Fazıt da Cumhuriyet şairi midir?.. Evet.. Şiirlerindeki Necip Fazıl ne Lozan'a "hezimet" der, ne Abdülhamrt'e "Ulu Hakan" diye seslenir; Kısakürek şiirinde ilerici, düz yazısında gericidir; siyasetteki pazarlamasıyla mısralannın bir ilişkisi yok... Yüceler yücesi Nâzım Hikmet insanlığın gele- ceğinde gerçekleşmesı kaçınılmaz sosyal adale- ti ulusal kurtuluşla biıiikte şiırleştiren şairimizdir... Adları bu köşeye sığmayacak zengınlikte dizi- lenen Cumhuriyet şairlennın kaynağı Ulusal Kur- tuluş Savaşımızın ve Aydınlanma devrimimizin fel- sefesidir, kültürüdür; Anadolu'da insanın insan- laşması sürecinde en büyük atılımın ürettiğı şiiri- mizde hepimiz kendi benliğimizin mutluluğunu duyumsuyoaız. • Dağlarca bu büyük tarihsel maceranın Home- ros'u gibi doksan yıllık yaşamında destanlaştı... Geçmiş olsun ne demek?.. Dağlarca'ya gelecek olsun!.. Neden?.. Bu sorunun yanıtı Fazıl Hüsnü'nün "ölü" baş- lıklı şiirinde gizlidir... Ki üç dörtlüğünü biriikte oku- yalım: -, , Hangi mahallede imam yok Ben orada öleceğim. Kimse görmesin ne kadar güzel. Ayaklanm, saçlanm ve herşeyim. ö/ü/er nam/na, azade ve temiz, Meçhul denizlerde balık; Müslüman değil miyim, haşa, Fakat istemiyorum, kalabalık. Hiç bir dua yerine getiremez, Benim kâinatlardan uzaklığımı, yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar, Çılgınca seviyorum sıcıklığımı.. • Hiçbir ülkeyle kıyaslanmayacak kıratta özgün şairini yetiştiren 'Türkiye Aydınlanması' kararmaz... Dağlarca'nın 30 Ağustos'a ilişkin şiirini Cum- huriyet'te bekliyoruz... Deneyimli öğretmenden Yaz dönemi sınavlan için matematik dersi verilir. 0 212 247 72 58 MANİSA ASLtYE 1. HUKUK MAHKEMESİ HÂKÎMLİĞİ'NDEN DosyaNo. 1997/75 Davacı Hasan Buğdan mırasçısı Mehmet Uzun vekili tarafından davalılar Maliye Hazinesi, Emine Çam ve 10 arkadaşı aleyhine açılan tespite itiraz davasının yapılan duruşmasında verilen ara karan gereğince: Manisa ilı Sarma kö>ii 13 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili ve alakalı bulunanlann ilanımızın gazete- de ilk neşrinden itibaren gelen 3 ay içerisinde yu- kanda esas numarası yazılı bulunan mahkememiz dosyasına başvurmaları MK. 639. maddesi gereğince ilan olunur. 15.04.2004 Basın: 26772 TC FATİH 2. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2004 393 Davacı Istanbul Üniversitesi Rektörlüğü vekili tara- fından davalılar Gülten Çetmeli ve Kiraz Karlı aleyhi- ne mahkememıze açılan alacak davası sebebıyle, Çetın Çetmeh'nin Istanbul Cniversıtesı Cerrahpasa Tıp Fakültesı'nde tedavı gormesı sonucu tedavi mas- rafi olarak 17.591 028.000 TL'nın tahsılıne ilişkin da- va ve yenileme dılekçesının tebhğ edilemediği zabıta araştınnası da netıceye etkilı olmadığından dava dı- lekçesı ve yenıleme dılekçesı ile biriikte duruşma gü- nünün ılanen tebliğine karar venlmış olup davahlar- dan Kiraz Karh'nın duruşmanın atılı bulunduğu 28 9.2005 günü saat 10.15'te mahkememizde hazır bulunması, bulunmadığı takdırde HUMK'nun 213 ve 377. maddelen gereğınce duruşmanın gıyabında de- vam olunacağı hususu davetiye yenne geçmek üzere ılanen tebliğ oluur. 25.07.2005 Basın: 36334
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle