Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2AĞUSTOS200SSAU
10 dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
KKTC 'Peşkeş' mi 'Presenf mi?
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali
Talat, bugün Ankara'da Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdul-
lah Gül ile görüşmeler yapacak.
Talat, Ercan Havaalanı'nda ABD'Iİ uz-
manların Amerika yolcu uçakları için
inceleme yaptığını, bir-iki ABD Kongre
üyesinin KKTC'yi ziyaret ettiğini, Azer-
baycan Havayollan'nın yarattığı "bay-
ram havasını" anlattıktan sonra "Izolas-
yonu (yalıtımı) yırttık" diyecek. ABD ile
AB'den beklenen turist dolu sivil uçak-
lar yerine, ilk uçak on ay sonra Azerbay-
can'dan geldi. Oysa, Azeri Havayolla-
n'nın yeni uçaklar almadan Ercan'adü-
zenli inmesi olanaksızdı.
Londra görüşmelerinin yapıldığı gün-
lerde ABD Dışişleri Bakanı Condoleez-
za Rice, Rum Dışişleri Ba-
kanı Yeorgios Yakovu ile
Vaşington'da, bir "deniz ti-
careti güvenlik anlaşması "nı
imzaladılar. Dunyanın 6. de-
niz ticaret filosuna sahip
Rumlar ile ABD, kendi tica-
ret gemilerinin kitlesel imha
silahı taşıyıp taşımadıklan-
nı birbirlerine bildirecekler.
Bu anlaşmayı AB'den hiçbir
ülke imzalamadı.
Ingıltere, yılbaşına değin
AB'nın dönem başkanı ol-
duğu içın Erdoğan Lond-
ra'ya uçtu. Amaç, Türki-
ye'nin AB'ye üyelik görüş-
melerinin başlayacağı 3
Ekim'den önce, 1963 Anka-
ra Ortaklık Anlaşması'nın
kapsamına, topluluğa katı-
lan on yeni ülkeyi alacak ek
"protokolü (tutanak)" im-
zalayacak son noktayı koy-
maktı. Türkıye, 1963 Anlaş-
ması'nı 6 ülke ile ımzalamış,
bundan önce katılanlarta ek
tutanak imzalanmamtşt. Işin Tasos Papadopulos.
içine Kıbns Rumları girince, bu ek tu-
tanak aranır olmuştu.
"AB'ye her ne pahasına olursa ol-
sun gireceğim" diyen Erdoğan ile, "Her
ne pahasına olursa olsun illa da senial-
mayacağız" diyen AB'ye Kıbns "peşkeş"
olaraksunuldu. "Peş"Farsça "önden"
demektir,"teş" ise "çeken". Tıpkı "es-
ran\eş (esrarçeken)", "afyonkeş (afyon
çeken)" gibi. Bir işin kotanlması için ön-
ceden hediye, rüşvet gönderilir. "Peş-
keş" sözcüğü Ingilizce "present (hedi-
ye)" demektir. "Pre (önden)" ve "sent
(gönderilmiş)" sözcüklerinden oluşan
"hediye" karşılığıdır. Muhalefete göre
KKTC, "peşkeş", Tony Blair'in dilinde
"present (hediye)" edilmiş olmaktadır.
Türkiye, ek tutanakla hediyesini ve-
rirken bir de ("rezerv deklarasyonu" ne
demekse!) çekince bildirisinı açıkladı! Bil-
diride, "1960'ta kurulan asıi Kıbns Cum-
huriyeti'ndeki gibi Rumlann Türkleri
temsil etmediği için protokolün (tuta-
nağın)imzalanması, tutanaktayeralan
Kıbns Cumhuriyeti'nin tanınması anla-
mına gelmiyor" denildi.
Blaır ile Londra'da konuşan Rum
Başkanı Tassos Papadopulos bildiri
ile dalga geçercesine "Ayol! Vallahi de
biliahi de çok üzüldüm" gibilerden tep-
ki gösterdi. Erdoğan'ın Karadenizli hem-
şerisinin mahkemede kendisini tanı-
mayan borçlusuna kızarak söylediği
"Ben de tanimayrim oni" fıkrası Güney
Kıbrıs'ta günün fıkrası oldu. Yeni kuru-
lan bir devlet, ABD ile anlaşma imzalı-
yor, "49 eyaletinizi tanıyorum, ama Flo-
hda'yı tanımıyorum" demesi ne kadar
gerçekçiyse, Erdoğan'ın Rumları tanı-
mazlığı da o kadar gerçekçi. Papado-
pulos adaya dönünce "Kıbns'ı ÂB'nin
eşit ve tam üyesi olarak tanımayı red-
detmesi dunımunda 3 Ekim üyelik gö-
rüşmelerinin başlamasını
veto ederiz. Bir ülke uluslar
arası bir anlaşmayı imzala-
yıp aynı zamanda onu uy-
gulamayacağını söyleye-
mez" dedi.
Şimdi 3 Ekim öncesinde
AB'nin gündemine Rum ve-
tosu düştü. Atina'dan çıt çık-
mıyor. Atina, "Dokuz ülkeyi
üye olarakalırken, Kıbns7 al-
mazsanız onlan veto ede-
rim!" tehdidinde bulununca,
Kıbrıs'a AB kapısı aralan-
mıştı. Çek Cumhuriyeti, Slo-
vakya, Macaristan, Polon-
ya'nın NATO'ya üyeliği gün-
deme geldiğinde Rumlara
karşı Ankara'nın da vetosu
gündemdeydi. 1960Anlaş-
ması'na göre Kıbns, Türki-
ye ve Yunanistan'ın üye ol-
madığı uluslararası anlaş-
malara taraf olamazdı. ABD
ve AB alttan girip üstten çı-
karak Türkiye'nin vetosu-
nu kaldınp Ankara'ya üye-
lik sözü verdiler. Ama söz-
durmadılar. Şimdi gözler
lerinde
TBMM'ye çevrildi. Irak işgalinde oldu-
ğu gibi TBMM bu ek tutanağı 1 Mart'ta-
ki gibi reddeder mi, etmez mi?
Türkiye aynntılarla uğraşırken AB Ko-
misyonu'nun Ankara'daki temsilcisi
Hans Jörg Kretschmer, AB'nin yeni
gündemini tam Yüksek Askeri Şûraari-
fesinde açıkladı: "Türk Silahlı Kuvvet-
leri'nin ülke yönetimindeki konumu
Türkiye'nin AB üyelik sürecinde sorun
yaratacak. Türkiye'de asker hâlâ et-
kin" AB, Kıbns defterini dürüp TSK def-
terini açtı. Yakında Başbakan'dan son-
ra Genelkurmay Başkanlığı'nın kırmızı
plakasındaki 002 numarasının yerini,
Başbakanlık Müsteşan'nın arabasın-
dan sonraki bir numara alacak. Anlaşı-
lan ABD ile AB Türkiye konusunda iş-
bolümü yapmışlar. ABD, Uluslararası
Para Fonu aracılığı ile Türk ekonomisi-
ni yönetirken, AB de Türkiye'nin dış ve
iç siyasasını yönlendiriyor.
Kültür Bakanı Koç'un Açıklaması
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç,
geçen haftaki yazımıza ilişkin şu bilgi-
yi verdi: "Arkeologlann önerileri doğ-
rultusunda kazı izinlerini üç yıla çıkar-
dık. Biz de onlardan, doğru bir kazı,
onanm ve koruma, bilimsel yayın bek-
liyoruz. Yakında biryönetmelikyayım-
lanacak. Üçüncü yıl sonunda vere-
cekleri raporlan irdeleyeceğiz. Koşul-
lar yerine getirilmişse bir üç yıl daha
izin vereceğiz. öyle arkeologlar var ki
kazı alanlanna uğramadıklan gibi, en
ufak bir yayın bile yapmıyorlar. Ra-
porlara göre bu gibi kişilerin kazılan el-
lehnden alınacak, başanlı olanlara yi-
ne üç yıllık izin verilecek."
Koç'un, kazılarayüzerbin YTLgön-
derdiğıni söyledığini, ancak 30-35 bin
YTL'de kaldığını, bunun arkeologlann
planlannı olumsuz etkilediğini yazmış-
tık. Koç'un açıklaması şöyle: "Elbet-
te, yüzerbin YTL göndereceğim. An-
cak toplu paranın çarçur edilmeme-
si, kazılann yanı s/ra onanmlarda da kul-
lanılması amacıyla taksitler halinde
göndermeyi uygun bulduk. Merak ef-
mesinler, tamamlayacağız." Yazımızı
okuyan bazı arkeologlar arayıp "ke-
sintili de olsa ikinci taksitlerini aldık-
lannı", bazılan da "değil ikinci taksiti
almak, 10-15 bin YTL ile çırak çıkanl-
dıklanndan" yakındılar.
SSK, Kalp Hastasım Oldürecek
llaç firmalanndan kazık yiyen SSK, za-
rarlannın acısını yaşamsal ilaçlar almak
zorunda olan kanser ya da kalp hasta-
larından çıkarıyor. Eskiden, telefonla
randevu alan SSK'liler öngörülen saat-
te en yakın dispansere gidip tedavileri
için gerekeni yapabiliyorlardı. Bunlardan
biri de Ankara'da Konur Sokak'taki ba-
şanlı dispanser idi. Bu dispanser kapa-
tıldı. Doktorlar, eczacılarmasa başı me-
murlan gibi SSK reçetelerinin denetimi-
ni yapıyorlar. Gaziosmanpaşa, Çanka-
ya, Ayrancı, Küçükesat yö-
relerindeki SSK'lilerin çev-
redeki devlet hastanesi ve
sağlık ocaklanna gitmeleri
gerekmiyor mu? Ama bura-
larda böyle bir hastane ve
sağlık ocağı olmadığı için
hastalarsoluğu, tabii soluk-
ları kaldıysa, kilometreler-
ce ötedeki Etlik ve Keçi-
ören'deki eski SSK hasta-
nelerindealıyortar. Eski kuy-
ruklara, yenileri de eklendi-
ği için, başta Sayın Çalışma
Bakanı Murat Başesgioğ-
Murat Başesgioğlu.
için hastaneye dönüyor, yeniden kuy-
ruklara giıiyordunuz. Kalp hastasının
yolda geçirdiği zamanı ve yol masrafı
ilacın bedelinden fazla oluyordu. Bere-
ket, bu onay işlemi kaldırıldı. Ancak bu
kez de özel eczanelere ilaçlann bitim so-
nu gününden önce ilaç verilmemesi ko-
şulu getirildi. Böylece kalp hastası ye-
ni reçete yazdırmak için yeniden yolla-
ra düştü...
Sonradan, bazı pahalı ilaçlar için ye-
ni koşullar konuldu. örneğin Hacette-
pe Üniversitesi kardiyoloji
profesörlerinin önerdiği, SSK
kardiyologlarının da haklı
olarak benimsediği "Plavix"
adlı ilaç için iki yıllık rapor ye-
rine altı aylık rapor veriliyor-
du. Hasta bu raporla ilacı, üç
ayda bir alabiliyordu. Han-
gi "bilimselheyet" kararver-
diyse, bu ilaca "damar içi-
ne stent takılmış olma" ko-
şulu getirdi. Elinde kazanıl-
mış hakkı olan raporlar da
geri dönüşümlü geçersiz
ilan edildi. 18 yıl önce üçlü
lu olmak üzere, SSK yönetimine, bed- "by-pass" ameliyatı geçiren hastanın da-
dua ve küfürlerin bini bir para... Inan-
mayanlar kuyruklara kulak versinler.
Kalp hastalannın bazı ilaçlan iki yıllık
heyet raporlanna dayalı olarak üç ay-
da bir SSK dispanserlerinde dahiliye uz-
manlannca da yazılıyor, anında ilaçlar
alınabiliyordu. Kalp uzmanlarının ra-
porlan yazması yetmiyor, raporlann fo-
tokopilerini "aslı gibidir" onaylatılması
ralan damarlanndan kan akışını düzen-
leme amacıyla yazılan bu ilaç artık "stent
takılmadığı" gerekçesiyle hastaya ve-
rilmeyecekti.
Bu satırların yazarı da öteki SSK'Iİ
hastalara katılarak "Tann, masa başın-
da bu karan alan bilimsellikten uzak
heyet üyelerini de 'Plavix'liğe muhtaç
etsin" diye beddua ediyor.
Vatan gazetesinde Ankara'daki 5.3'lük deprem haberinin başlığının
Türkçesinden bir şey anladıysanız beri gelinü!
Elmek: oacar@superonline.com Faks:0312.442 79 90
Kral Fahd bin Abdülaziz El Suud, Usame bin Ladin'in kardeşi Bakr bin Ladin
(sağdanbirind)ikbirBktel4Kasım200rdeVeniMedineCamisi'niaçnuşO(\anda).
ABD fle üişküerebüyükönem veren Suudi kral 23 Kasım 1981'de eski ABD Başkanı
Ronald Reagan'la (ûstte). (Fotoğraflar: AA; AFP)
Hızlı bir gençliğin ardından, parasını cami yaptırmaya harcayan Suudi kralı öldü
Kral Fahd devri kapandı• Fransız Rivierası'nda
kumar ve içki dolu
gecelerin ardından,
Müslümanlann 'kutsal
topraklannda' tahta
çıkan Fahd, ABD'ye
üs verdi. Afganistan
için milyonlarca
riyal harcayan Kral
Fahd, böylece
Usame bin Ladin'in
güçlenmesini sağladı.
Dış Haberler Senisi - Suudi
Arabistan Kralı Fahd bin Abdü-
laziz El Suud, başkent Riyad'da-
kı bir hastanede dün sabah öldü.
Uzun süredir sağlık sorunlan
yaşayan 83 yaşındaki Kral Fahd,
1982 yılından bu yana Suudi
Arabistan'ı yönetiyordu. Kral
Fahd 27 Mayıs'ta Riyad'da bir
hastaneye yaunlmıştı. Suudi Ara-
bistan devlet kanalı, Kral Fahd'ın
hastalıga yenik düştüğünü ve
monarşik düzenin başına Vehaht
Prens Abdullah m geldiğini du-
yurdu.
Kral Fahd, 1995 yıhnda felç ge-
çirmiş ve bu tarihten itibaren hü-
kümdarlığı fıilen üvey kardeşi
Veliaht Prens Abdullah üstlen-
rnişti. Ülkenin yeni Veliaht Pren-
si ise Savunma Bakanı Prens
Sultan oldu.
Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü
Mübarek'in çağnsıyla yarın
Şarm El Şeyh'te toplanacak Arap
Birhği olaganüstü zirvesi ölüm
haberinin ardından ertelendi.
Kral Fahd'ın cenazesi bugün
toprağa veriliyor.
Babası Kral Abdülazizbin Ab-
dülrahmanElSuud'un 1932de
Suudi Arabistan Kralhğı'nı kur-
masına tanık olan Fahd, eğiti-
mine Riyad'daki Prens Oku-
lu'nda başladı, ardından Mek-
ke'deki Din Bilimi Ensritüsü'ne
gitti. 1953"te eğitım bakanlığı-
na getirilen Fahd, 1962'de içiş-
leri bakanı, 5 yıl sonra da baş-
bakan 2. yardımcısı oldu.
Onçliğinde çok konuşuldu
Aslında Kral Fahd'ın genç bir
prens olduğu dönemde içki, ka-
dın ve kumar üstüne kurulu, Is-
lamla hiç bağdaşmayan pozlan
da belleklerde. Genç prensin,
Fransız Rivierasf nıncasino'la-
Eski isyancı lider, yeni Devlet Başkan Yardımcısı Garang öldü
Sudan da suikastgibi kaza
• Iç savaşı sona erdiren
anlaşmanın ardından
hükümete katılan Garang'uı
helikopter kazasında
öldüğünün açıklanmasmın
ardından başkent Hartum'da
ve ülkenin güneyinde binlerce
kişi sokaklara döküldü.
Dış Haberier Servisi - Sudan'da eski
isyancı liderlerden Devlet Başkan Yar-
duncısı John Garang'ın bir helikopter
kazasında öldüğünün açıklanmasmın
ardmdan ülke kanştı.
Sudan Halk Kurtuluş Ordusu'nun es-
ki lideri Garang, 21 yıllık iç savaşın ge-
çen ocak ayında imzalanan banş anlaş-
masıyla sona ermesinin ardmdan anlaş-
ma çerçevesinde, ay başmda düzenlenen
törenle, birlik hükümetinde devlet başka-
nı birinci yardımcılığını üstlenmişti. Su-
dan'ın güneyinde 20 yıl boyunca savaşan
animist (doğa güçlerine ibadet) ve Hıris-
tiyan hareketin lideri Garang ve berabe-
rindeki 6 kişinin Uganda dönüşünde, he-
likopter kazasında öldüğü açıklanmıştı.
Sudan Devlet Başkanlığı'ndan yapı-
lan açıklamada.
<
*Banşyürüyüşü,hede-
fine doğru ilerleyecek ve (Garang'ın)
ölümü bizi yalnızca, onun ve arkadaşla-
ruıın başlattığı bu yürüyüşü tamamla-
nıak için daha güçlü ve daha kararh kı-
lacak" denildi. Uganda hükümetinden
admı açıklamak istemeyen bir yetkili,
helikopterin kötü hava şartlan yüzün-
den düştüğünü bildirdi. Garang' m kay-
bolduğunun anlaşılmasının ardmdan
önce çelişkili haberler gehnişti.
Banş anlaşmasma sadık kalacaklar
Sudan Halk Kurtuluş Hareketi (SPLM),
banş anlaşmasma bağlı kalacağını açık-
ladı. SPLM'nin liderlerinden SalvaKiir
Mayardit, Nairobi'de düzenlediği basm
toplantısında, örgütün çok yönlü banş
anlaşmasmı tam anlamıyla uygulamak
için çahşacağım söyledi. Mayardit ayn-
ca, yönetim kadrosundaki üyelerine, acil
Garang, Uganda Devlet Başkanı ile yapügı görüşmenin ardmdan hetikopterie Su-
dan'a dönüyordu. Muhalefete göre kazada Hartum'un parmağı var. (REUTERS)
toplanma emri verdiğini belirterek SPLM
üyeleri ve Sudan halkma sukûnet çağn-
smda bulundu.
Ülkenin batısmdaki Darfur bölgesinde
hükümete karşı savaşan Sudan Kurtuluş
Hareketi Ordusu'nun liderleri ise Ga-
rang'ın öldürüldüğünü öne sürdü. Su-
dan'da, daha önce de önemli kişiliklerin
ölümüne neden olan uçak kazalanndan yö-
netim sorumlu tutuhnuştu.
Başkent Hartum'da ve ülkenin güne-
yindeki Cuba kentinde binlerce kişi, Ga-
rang'm ölümünde Arap ağırlıklı hükü-
metin parmağının bulunduğu ididasıyla so-
kaklara döküldü. Görgü tanıklan, baş-
kent Hartum'da güneyli binlerce Sudan-
hnın dükkânlan, araçlan yağmaladığmı,
kuzeylilere saldn"dığını ve silah seslerinin
duyulduğunu beUrttiler.
Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan el
Beşir ise Garang'm ölümünden sonra ku-
zey ile güney arasmda geçen ocak ayın-
da yapılan banş anlaşmasının süreceğin-
den emin olduğunu kaydetti.
El Beşir, televizyonda yaptığı açıklama-
da, Garang'm liderliğindeki SPLM'nin,
Garang'ın ölümü üzerine 3 günlük yas ilan
ederek SPLM üyelerinin ülkenin güneyin-
de New Site'da Garang'a halef seçeceği-
ni de sözlerine ekledi.
nnda sabahın erken saatlerinde
iki kolunda iki kadınla dolaşır-
kenki görüntülerini anımsatan
BBC muhabiri, Beyrut'un hızlı
gece klüblerinde, dansözlerle
olan ilişkileri, Lübnanlı bir işa-
damının kansma 100 bin dolar
ödediği dedikodulannı anlatı-
yor.
Monte Carlo'da bir gece klü-
bünde, \iski eşliğinde sabaha
kadar süren bir kumar marato-
nunda 1 milyon dolar kaybetti-
ği de dedikodular arasında.
Playboy prens, son derece zıt
karakterli kardeşi ve zamanın
Kralı Faysal tarafindan Rıyad'a
çağnlıyor. Dedikodulara göre,
Fahd geldiğinde yemekte olan
Faysal, bir saat boyunca karde-
şini yemek masasının yanında
ayakta bekletiyor. Fahd'ın bu anı
asla affetmediği söylenir. Hatta
Fahd'ın, 1975'teki Faysal suikas-
tında parmağı olduğu dedikodu-
lan da hâlâ dillerde.
Faysal'ın, öldürülmesinden
sonra tahta Halid geçti ve Fahd,
veliaht prens oldu. Kral Halid'in
1982'de ölmesiyle tahta oturan
Fahd, hükümdarlığı döneminde,
dünya genelinde cami inşa edil-
mesi için büyük bir bütçe ayır-
dı. 1986'da unvanının ardına "Üd
Kutsal Cami'nin Koruyucusu"
ifadesıni ekledi.
ABD'yie ilişkileri iyi tuttu
Kral Fahd içın ABD'yie iliş-
kiler önemliydi. Irak'ın 1990'da
Kuveyt'i işgal etmesinin ardın-
dan Washington'ın, Suudi Ara-
bistan'da üs kurmasına izin ver-
di. 198O'lerde,SSCB'nın Afga-
nistan işgaline karşı ABD ve Pa-
kistan'ın yanında yer alan Fahd,
bu çerçevede milyonlarca riyal
harcamaktan ve savaşa binlerce
Suudi göndermekten kaçınmadı.
Ancak pek çok kişi bunun El Ka-
ide örgütünün lideri Usame bin
Ladin'in güçlenmesine katkı sağ-
ladığı görüşünde.
Fahd'ın ABD'ye üs verme ka-
ran ise El Kaide başta olmak
üzere Islamcı çevrelerin tepkisi-
ne yol açtı. Kral Fahd'ın ElKa-
ide'ye karşı ülkede demokratik
adım atacağını bekleyenler var-
sa onlar da düş kınkhğına uğra-
dı. Ülkede seçim yapıhnası için
imza toplayan 3 akademisyen
geçen haziranda hapse atıldı. Ge-
çen aylarda Riyad ve Cidde'de kü-
çük gösterilere katılan insanlar tu-
tuklandı, her biri 100 kırbaç ce-
zaya çarptınldı. Fahd'ın 32 mil-
yar dolarlık servetinin yam sıra
Suudi Arabistan'da 7 sarayı ve
Fransız Rivierası'nda bir şatosu
bulunuyor. Fahd'uı 3 kansı, 8
oğlu olduğu tahmin ediliyor.
Kralın ölümü üzerine bugün
Türkiye'de bayraklar yanya in-
dirilecek. Dışişleri Bakanı Ab-
dullah Gül de cenazeye kanlmak
üzere Riyad'a gidecek.
Siyasiler Yunan milislerin katliama katıldığı iddiası konusunda suskun kalmayı tercih ediyor
Yıınarastan'da Srebreniça sessizliği
Dış Haberler Servisi - Yuna-
nistan, 8 bin Boşnak'm yaşa-
mını yitirdiği Srebreniça katli-
amma Yunan milislerin kanştı-
ğı iddialannı sorguluyor.
Atina Savcılığı'nın konuyla il-
gili başlattığı ön soruşturma sü-
rerken Ingiliz The Guardian ga-
zetesinde Helena Smith imza-
sıyla yayımlanan haberde, Yu-
nanistan Adalet Bakanı Anas-
tasios Papaüguras'ın, "Yiınan-
hların katliama kanşmış olabi-
leceklerinin göz anta edilemeye-
ceği" sözlerine yer verildi.
1990'h yıllarda Yugoslav-
ya'daki sa\aşlarda, sayısı bilin-
meyen Yunan vatandaşının Or-
todoks Suplann safında savaş-
mak üzere gönüllü gittiği ve
Srebreniça katliamına kanştığı
yönündeki iddialar, eski Yuna-
nistan Tanm Bakanı Bağımsız
Milletvekili Andreas Andriano-
pulos tarafindan geçen ekim
aymda gündeme getirihnişti.
Gazete, Andrianopulos'un ko-
nuyla ilgüi savcıuk dışmda par-
lamento tarafindan da ayn bir
soruşturma yapıknası isteğinde
ısrarlı olduğunu belirtti.
'Kabul etme zamanı geldi'
Gazetenin Atina çıkışlı ha-
berinde, Andrianopulos'un şu
sözlerine yer verildi:
"Arnk halkm karüamlara Yu-
nan milislerin kanklıklan gerçe-
ğini kabul etroe zamanı geldî"
Haberde Andrianopulos'un,
Yunan milislerin katliama kahl-
malanndan ülkedeki politika-
cılann, din adamlannın ve elit
iş çevTelerinin haberi olduğunu
söylediği kaydedildi. Bosnalı
Sırplann komutanı General Rat-
ko Mladiç'in 100 kişiden olu-
şan gönüllü Yunan Muhafızla-
n'nın varlığından duyduğu
memnuniyeti, "Cesur Yunanh-
lar bizim yanımızda savaşü" di-
yerek ve Srebreniça'da Yunan
bayrağı asıhnasmı emrederek
gösterdiğine dikkat çekildi. Ha-
berde en azından 4 Yunan mi-
lise Bosnalı Sup lider Radovan
Karadziç tarafindan şeref ma-
dalyası verildiği de belirtildi.
Yunanistan'daki hem sağcı
hem solcu politikacılarm bu ko-
nuda sessiz kahnayı tercih ettik-
leri kaydedılen haberde, Atina
yönetimınin 1990'larda \Iikv-
şeviç yönetimine verdiği destek
de arumsatıldı.