17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2AĞUSTOS200SSAU 10 [email protected] KAVŞAK OZGEN ACAR KKTC 'Peşkeş' mi 'Presenf mi? KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, bugün Ankara'da Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdul- lah Gül ile görüşmeler yapacak. Talat, Ercan Havaalanı'nda ABD'Iİ uz- manların Amerika yolcu uçakları için inceleme yaptığını, bir-iki ABD Kongre üyesinin KKTC'yi ziyaret ettiğini, Azer- baycan Havayollan'nın yarattığı "bay- ram havasını" anlattıktan sonra "Izolas- yonu (yalıtımı) yırttık" diyecek. ABD ile AB'den beklenen turist dolu sivil uçak- lar yerine, ilk uçak on ay sonra Azerbay- can'dan geldi. Oysa, Azeri Havayolla- n'nın yeni uçaklar almadan Ercan'adü- zenli inmesi olanaksızdı. Londra görüşmelerinin yapıldığı gün- lerde ABD Dışişleri Bakanı Condoleez- za Rice, Rum Dışişleri Ba- kanı Yeorgios Yakovu ile Vaşington'da, bir "deniz ti- careti güvenlik anlaşması "nı imzaladılar. Dunyanın 6. de- niz ticaret filosuna sahip Rumlar ile ABD, kendi tica- ret gemilerinin kitlesel imha silahı taşıyıp taşımadıklan- nı birbirlerine bildirecekler. Bu anlaşmayı AB'den hiçbir ülke imzalamadı. Ingıltere, yılbaşına değin AB'nın dönem başkanı ol- duğu içın Erdoğan Lond- ra'ya uçtu. Amaç, Türki- ye'nin AB'ye üyelik görüş- melerinin başlayacağı 3 Ekim'den önce, 1963 Anka- ra Ortaklık Anlaşması'nın kapsamına, topluluğa katı- lan on yeni ülkeyi alacak ek "protokolü (tutanak)" im- zalayacak son noktayı koy- maktı. Türkıye, 1963 Anlaş- ması'nı 6 ülke ile ımzalamış, bundan önce katılanlarta ek tutanak imzalanmamtşt. Işin Tasos Papadopulos. içine Kıbns Rumları girince, bu ek tu- tanak aranır olmuştu. "AB'ye her ne pahasına olursa ol- sun gireceğim" diyen Erdoğan ile, "Her ne pahasına olursa olsun illa da senial- mayacağız" diyen AB'ye Kıbns "peşkeş" olaraksunuldu. "Peş"Farsça "önden" demektir,"teş" ise "çeken". Tıpkı "es- ran\eş (esrarçeken)", "afyonkeş (afyon çeken)" gibi. Bir işin kotanlması için ön- ceden hediye, rüşvet gönderilir. "Peş- keş" sözcüğü Ingilizce "present (hedi- ye)" demektir. "Pre (önden)" ve "sent (gönderilmiş)" sözcüklerinden oluşan "hediye" karşılığıdır. Muhalefete göre KKTC, "peşkeş", Tony Blair'in dilinde "present (hediye)" edilmiş olmaktadır. Türkiye, ek tutanakla hediyesini ve- rirken bir de ("rezerv deklarasyonu" ne demekse!) çekince bildirisinı açıkladı! Bil- diride, "1960'ta kurulan asıi Kıbns Cum- huriyeti'ndeki gibi Rumlann Türkleri temsil etmediği için protokolün (tuta- nağın)imzalanması, tutanaktayeralan Kıbns Cumhuriyeti'nin tanınması anla- mına gelmiyor" denildi. Blaır ile Londra'da konuşan Rum Başkanı Tassos Papadopulos bildiri ile dalga geçercesine "Ayol! Vallahi de biliahi de çok üzüldüm" gibilerden tep- ki gösterdi. Erdoğan'ın Karadenizli hem- şerisinin mahkemede kendisini tanı- mayan borçlusuna kızarak söylediği "Ben de tanimayrim oni" fıkrası Güney Kıbrıs'ta günün fıkrası oldu. Yeni kuru- lan bir devlet, ABD ile anlaşma imzalı- yor, "49 eyaletinizi tanıyorum, ama Flo- hda'yı tanımıyorum" demesi ne kadar gerçekçiyse, Erdoğan'ın Rumları tanı- mazlığı da o kadar gerçekçi. Papado- pulos adaya dönünce "Kıbns'ı ÂB'nin eşit ve tam üyesi olarak tanımayı red- detmesi dunımunda 3 Ekim üyelik gö- rüşmelerinin başlamasını veto ederiz. Bir ülke uluslar arası bir anlaşmayı imzala- yıp aynı zamanda onu uy- gulamayacağını söyleye- mez" dedi. Şimdi 3 Ekim öncesinde AB'nin gündemine Rum ve- tosu düştü. Atina'dan çıt çık- mıyor. Atina, "Dokuz ülkeyi üye olarakalırken, Kıbns7 al- mazsanız onlan veto ede- rim!" tehdidinde bulununca, Kıbrıs'a AB kapısı aralan- mıştı. Çek Cumhuriyeti, Slo- vakya, Macaristan, Polon- ya'nın NATO'ya üyeliği gün- deme geldiğinde Rumlara karşı Ankara'nın da vetosu gündemdeydi. 1960Anlaş- ması'na göre Kıbns, Türki- ye ve Yunanistan'ın üye ol- madığı uluslararası anlaş- malara taraf olamazdı. ABD ve AB alttan girip üstten çı- karak Türkiye'nin vetosu- nu kaldınp Ankara'ya üye- lik sözü verdiler. Ama söz- durmadılar. Şimdi gözler lerinde TBMM'ye çevrildi. Irak işgalinde oldu- ğu gibi TBMM bu ek tutanağı 1 Mart'ta- ki gibi reddeder mi, etmez mi? Türkiye aynntılarla uğraşırken AB Ko- misyonu'nun Ankara'daki temsilcisi Hans Jörg Kretschmer, AB'nin yeni gündemini tam Yüksek Askeri Şûraari- fesinde açıkladı: "Türk Silahlı Kuvvet- leri'nin ülke yönetimindeki konumu Türkiye'nin AB üyelik sürecinde sorun yaratacak. Türkiye'de asker hâlâ et- kin" AB, Kıbns defterini dürüp TSK def- terini açtı. Yakında Başbakan'dan son- ra Genelkurmay Başkanlığı'nın kırmızı plakasındaki 002 numarasının yerini, Başbakanlık Müsteşan'nın arabasın- dan sonraki bir numara alacak. Anlaşı- lan ABD ile AB Türkiye konusunda iş- bolümü yapmışlar. ABD, Uluslararası Para Fonu aracılığı ile Türk ekonomisi- ni yönetirken, AB de Türkiye'nin dış ve iç siyasasını yönlendiriyor. Kültür Bakanı Koç'un Açıklaması Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, geçen haftaki yazımıza ilişkin şu bilgi- yi verdi: "Arkeologlann önerileri doğ- rultusunda kazı izinlerini üç yıla çıkar- dık. Biz de onlardan, doğru bir kazı, onanm ve koruma, bilimsel yayın bek- liyoruz. Yakında biryönetmelikyayım- lanacak. Üçüncü yıl sonunda vere- cekleri raporlan irdeleyeceğiz. Koşul- lar yerine getirilmişse bir üç yıl daha izin vereceğiz. öyle arkeologlar var ki kazı alanlanna uğramadıklan gibi, en ufak bir yayın bile yapmıyorlar. Ra- porlara göre bu gibi kişilerin kazılan el- lehnden alınacak, başanlı olanlara yi- ne üç yıllık izin verilecek." Koç'un, kazılarayüzerbin YTLgön- derdiğıni söyledığini, ancak 30-35 bin YTL'de kaldığını, bunun arkeologlann planlannı olumsuz etkilediğini yazmış- tık. Koç'un açıklaması şöyle: "Elbet- te, yüzerbin YTL göndereceğim. An- cak toplu paranın çarçur edilmeme- si, kazılann yanı s/ra onanmlarda da kul- lanılması amacıyla taksitler halinde göndermeyi uygun bulduk. Merak ef- mesinler, tamamlayacağız." Yazımızı okuyan bazı arkeologlar arayıp "ke- sintili de olsa ikinci taksitlerini aldık- lannı", bazılan da "değil ikinci taksiti almak, 10-15 bin YTL ile çırak çıkanl- dıklanndan" yakındılar. SSK, Kalp Hastasım Oldürecek llaç firmalanndan kazık yiyen SSK, za- rarlannın acısını yaşamsal ilaçlar almak zorunda olan kanser ya da kalp hasta- larından çıkarıyor. Eskiden, telefonla randevu alan SSK'liler öngörülen saat- te en yakın dispansere gidip tedavileri için gerekeni yapabiliyorlardı. Bunlardan biri de Ankara'da Konur Sokak'taki ba- şanlı dispanser idi. Bu dispanser kapa- tıldı. Doktorlar, eczacılarmasa başı me- murlan gibi SSK reçetelerinin denetimi- ni yapıyorlar. Gaziosmanpaşa, Çanka- ya, Ayrancı, Küçükesat yö- relerindeki SSK'lilerin çev- redeki devlet hastanesi ve sağlık ocaklanna gitmeleri gerekmiyor mu? Ama bura- larda böyle bir hastane ve sağlık ocağı olmadığı için hastalarsoluğu, tabii soluk- ları kaldıysa, kilometreler- ce ötedeki Etlik ve Keçi- ören'deki eski SSK hasta- nelerindealıyortar. Eski kuy- ruklara, yenileri de eklendi- ği için, başta Sayın Çalışma Bakanı Murat Başesgioğ- Murat Başesgioğlu. için hastaneye dönüyor, yeniden kuy- ruklara giıiyordunuz. Kalp hastasının yolda geçirdiği zamanı ve yol masrafı ilacın bedelinden fazla oluyordu. Bere- ket, bu onay işlemi kaldırıldı. Ancak bu kez de özel eczanelere ilaçlann bitim so- nu gününden önce ilaç verilmemesi ko- şulu getirildi. Böylece kalp hastası ye- ni reçete yazdırmak için yeniden yolla- ra düştü... Sonradan, bazı pahalı ilaçlar için ye- ni koşullar konuldu. örneğin Hacette- pe Üniversitesi kardiyoloji profesörlerinin önerdiği, SSK kardiyologlarının da haklı olarak benimsediği "Plavix" adlı ilaç için iki yıllık rapor ye- rine altı aylık rapor veriliyor- du. Hasta bu raporla ilacı, üç ayda bir alabiliyordu. Han- gi "bilimselheyet" kararver- diyse, bu ilaca "damar içi- ne stent takılmış olma" ko- şulu getirdi. Elinde kazanıl- mış hakkı olan raporlar da geri dönüşümlü geçersiz ilan edildi. 18 yıl önce üçlü lu olmak üzere, SSK yönetimine, bed- "by-pass" ameliyatı geçiren hastanın da- dua ve küfürlerin bini bir para... Inan- mayanlar kuyruklara kulak versinler. Kalp hastalannın bazı ilaçlan iki yıllık heyet raporlanna dayalı olarak üç ay- da bir SSK dispanserlerinde dahiliye uz- manlannca da yazılıyor, anında ilaçlar alınabiliyordu. Kalp uzmanlarının ra- porlan yazması yetmiyor, raporlann fo- tokopilerini "aslı gibidir" onaylatılması ralan damarlanndan kan akışını düzen- leme amacıyla yazılan bu ilaç artık "stent takılmadığı" gerekçesiyle hastaya ve- rilmeyecekti. Bu satırların yazarı da öteki SSK'Iİ hastalara katılarak "Tann, masa başın- da bu karan alan bilimsellikten uzak heyet üyelerini de 'Plavix'liğe muhtaç etsin" diye beddua ediyor. Vatan gazetesinde Ankara'daki 5.3'lük deprem haberinin başlığının Türkçesinden bir şey anladıysanız beri gelinü! Elmek: [email protected] Faks:0312.442 79 90 Kral Fahd bin Abdülaziz El Suud, Usame bin Ladin'in kardeşi Bakr bin Ladin (sağdanbirind)ikbirBktel4Kasım200rdeVeniMedineCamisi'niaçnuşO(\anda). ABD fle üişküerebüyükönem veren Suudi kral 23 Kasım 1981'de eski ABD Başkanı Ronald Reagan'la (ûstte). (Fotoğraflar: AA; AFP) Hızlı bir gençliğin ardından, parasını cami yaptırmaya harcayan Suudi kralı öldü Kral Fahd devri kapandı• Fransız Rivierası'nda kumar ve içki dolu gecelerin ardından, Müslümanlann 'kutsal topraklannda' tahta çıkan Fahd, ABD'ye üs verdi. Afganistan için milyonlarca riyal harcayan Kral Fahd, böylece Usame bin Ladin'in güçlenmesini sağladı. Dış Haberler Senisi - Suudi Arabistan Kralı Fahd bin Abdü- laziz El Suud, başkent Riyad'da- kı bir hastanede dün sabah öldü. Uzun süredir sağlık sorunlan yaşayan 83 yaşındaki Kral Fahd, 1982 yılından bu yana Suudi Arabistan'ı yönetiyordu. Kral Fahd 27 Mayıs'ta Riyad'da bir hastaneye yaunlmıştı. Suudi Ara- bistan devlet kanalı, Kral Fahd'ın hastalıga yenik düştüğünü ve monarşik düzenin başına Vehaht Prens Abdullah m geldiğini du- yurdu. Kral Fahd, 1995 yıhnda felç ge- çirmiş ve bu tarihten itibaren hü- kümdarlığı fıilen üvey kardeşi Veliaht Prens Abdullah üstlen- rnişti. Ülkenin yeni Veliaht Pren- si ise Savunma Bakanı Prens Sultan oldu. Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in çağnsıyla yarın Şarm El Şeyh'te toplanacak Arap Birhği olaganüstü zirvesi ölüm haberinin ardından ertelendi. Kral Fahd'ın cenazesi bugün toprağa veriliyor. Babası Kral Abdülazizbin Ab- dülrahmanElSuud'un 1932de Suudi Arabistan Kralhğı'nı kur- masına tanık olan Fahd, eğiti- mine Riyad'daki Prens Oku- lu'nda başladı, ardından Mek- ke'deki Din Bilimi Ensritüsü'ne gitti. 1953"te eğitım bakanlığı- na getirilen Fahd, 1962'de içiş- leri bakanı, 5 yıl sonra da baş- bakan 2. yardımcısı oldu. Onçliğinde çok konuşuldu Aslında Kral Fahd'ın genç bir prens olduğu dönemde içki, ka- dın ve kumar üstüne kurulu, Is- lamla hiç bağdaşmayan pozlan da belleklerde. Genç prensin, Fransız Rivierasf nıncasino'la- Eski isyancı lider, yeni Devlet Başkan Yardımcısı Garang öldü Sudan da suikastgibi kaza • Iç savaşı sona erdiren anlaşmanın ardından hükümete katılan Garang'uı helikopter kazasında öldüğünün açıklanmasmın ardından başkent Hartum'da ve ülkenin güneyinde binlerce kişi sokaklara döküldü. Dış Haberier Servisi - Sudan'da eski isyancı liderlerden Devlet Başkan Yar- duncısı John Garang'ın bir helikopter kazasında öldüğünün açıklanmasmın ardmdan ülke kanştı. Sudan Halk Kurtuluş Ordusu'nun es- ki lideri Garang, 21 yıllık iç savaşın ge- çen ocak ayında imzalanan banş anlaş- masıyla sona ermesinin ardmdan anlaş- ma çerçevesinde, ay başmda düzenlenen törenle, birlik hükümetinde devlet başka- nı birinci yardımcılığını üstlenmişti. Su- dan'ın güneyinde 20 yıl boyunca savaşan animist (doğa güçlerine ibadet) ve Hıris- tiyan hareketin lideri Garang ve berabe- rindeki 6 kişinin Uganda dönüşünde, he- likopter kazasında öldüğü açıklanmıştı. Sudan Devlet Başkanlığı'ndan yapı- lan açıklamada. < *Banşyürüyüşü,hede- fine doğru ilerleyecek ve (Garang'ın) ölümü bizi yalnızca, onun ve arkadaşla- ruıın başlattığı bu yürüyüşü tamamla- nıak için daha güçlü ve daha kararh kı- lacak" denildi. Uganda hükümetinden admı açıklamak istemeyen bir yetkili, helikopterin kötü hava şartlan yüzün- den düştüğünü bildirdi. Garang' m kay- bolduğunun anlaşılmasının ardmdan önce çelişkili haberler gehnişti. Banş anlaşmasma sadık kalacaklar Sudan Halk Kurtuluş Hareketi (SPLM), banş anlaşmasma bağlı kalacağını açık- ladı. SPLM'nin liderlerinden SalvaKiir Mayardit, Nairobi'de düzenlediği basm toplantısında, örgütün çok yönlü banş anlaşmasmı tam anlamıyla uygulamak için çahşacağım söyledi. Mayardit ayn- ca, yönetim kadrosundaki üyelerine, acil Garang, Uganda Devlet Başkanı ile yapügı görüşmenin ardmdan hetikopterie Su- dan'a dönüyordu. Muhalefete göre kazada Hartum'un parmağı var. (REUTERS) toplanma emri verdiğini belirterek SPLM üyeleri ve Sudan halkma sukûnet çağn- smda bulundu. Ülkenin batısmdaki Darfur bölgesinde hükümete karşı savaşan Sudan Kurtuluş Hareketi Ordusu'nun liderleri ise Ga- rang'ın öldürüldüğünü öne sürdü. Su- dan'da, daha önce de önemli kişiliklerin ölümüne neden olan uçak kazalanndan yö- netim sorumlu tutuhnuştu. Başkent Hartum'da ve ülkenin güne- yindeki Cuba kentinde binlerce kişi, Ga- rang'm ölümünde Arap ağırlıklı hükü- metin parmağının bulunduğu ididasıyla so- kaklara döküldü. Görgü tanıklan, baş- kent Hartum'da güneyli binlerce Sudan- hnın dükkânlan, araçlan yağmaladığmı, kuzeylilere saldn"dığını ve silah seslerinin duyulduğunu beUrttiler. Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan el Beşir ise Garang'm ölümünden sonra ku- zey ile güney arasmda geçen ocak ayın- da yapılan banş anlaşmasının süreceğin- den emin olduğunu kaydetti. El Beşir, televizyonda yaptığı açıklama- da, Garang'm liderliğindeki SPLM'nin, Garang'ın ölümü üzerine 3 günlük yas ilan ederek SPLM üyelerinin ülkenin güneyin- de New Site'da Garang'a halef seçeceği- ni de sözlerine ekledi. nnda sabahın erken saatlerinde iki kolunda iki kadınla dolaşır- kenki görüntülerini anımsatan BBC muhabiri, Beyrut'un hızlı gece klüblerinde, dansözlerle olan ilişkileri, Lübnanlı bir işa- damının kansma 100 bin dolar ödediği dedikodulannı anlatı- yor. Monte Carlo'da bir gece klü- bünde, \iski eşliğinde sabaha kadar süren bir kumar marato- nunda 1 milyon dolar kaybetti- ği de dedikodular arasında. Playboy prens, son derece zıt karakterli kardeşi ve zamanın Kralı Faysal tarafindan Rıyad'a çağnlıyor. Dedikodulara göre, Fahd geldiğinde yemekte olan Faysal, bir saat boyunca karde- şini yemek masasının yanında ayakta bekletiyor. Fahd'ın bu anı asla affetmediği söylenir. Hatta Fahd'ın, 1975'teki Faysal suikas- tında parmağı olduğu dedikodu- lan da hâlâ dillerde. Faysal'ın, öldürülmesinden sonra tahta Halid geçti ve Fahd, veliaht prens oldu. Kral Halid'in 1982'de ölmesiyle tahta oturan Fahd, hükümdarlığı döneminde, dünya genelinde cami inşa edil- mesi için büyük bir bütçe ayır- dı. 1986'da unvanının ardına "Üd Kutsal Cami'nin Koruyucusu" ifadesıni ekledi. ABD'yie ilişkileri iyi tuttu Kral Fahd içın ABD'yie iliş- kiler önemliydi. Irak'ın 1990'da Kuveyt'i işgal etmesinin ardın- dan Washington'ın, Suudi Ara- bistan'da üs kurmasına izin ver- di. 198O'lerde,SSCB'nın Afga- nistan işgaline karşı ABD ve Pa- kistan'ın yanında yer alan Fahd, bu çerçevede milyonlarca riyal harcamaktan ve savaşa binlerce Suudi göndermekten kaçınmadı. Ancak pek çok kişi bunun El Ka- ide örgütünün lideri Usame bin Ladin'in güçlenmesine katkı sağ- ladığı görüşünde. Fahd'ın ABD'ye üs verme ka- ran ise El Kaide başta olmak üzere Islamcı çevrelerin tepkisi- ne yol açtı. Kral Fahd'ın ElKa- ide'ye karşı ülkede demokratik adım atacağını bekleyenler var- sa onlar da düş kınkhğına uğra- dı. Ülkede seçim yapıhnası için imza toplayan 3 akademisyen geçen haziranda hapse atıldı. Ge- çen aylarda Riyad ve Cidde'de kü- çük gösterilere katılan insanlar tu- tuklandı, her biri 100 kırbaç ce- zaya çarptınldı. Fahd'ın 32 mil- yar dolarlık servetinin yam sıra Suudi Arabistan'da 7 sarayı ve Fransız Rivierası'nda bir şatosu bulunuyor. Fahd'uı 3 kansı, 8 oğlu olduğu tahmin ediliyor. Kralın ölümü üzerine bugün Türkiye'de bayraklar yanya in- dirilecek. Dışişleri Bakanı Ab- dullah Gül de cenazeye kanlmak üzere Riyad'a gidecek. Siyasiler Yunan milislerin katliama katıldığı iddiası konusunda suskun kalmayı tercih ediyor Yıınarastan'da Srebreniça sessizliği Dış Haberler Servisi - Yuna- nistan, 8 bin Boşnak'm yaşa- mını yitirdiği Srebreniça katli- amma Yunan milislerin kanştı- ğı iddialannı sorguluyor. Atina Savcılığı'nın konuyla il- gili başlattığı ön soruşturma sü- rerken Ingiliz The Guardian ga- zetesinde Helena Smith imza- sıyla yayımlanan haberde, Yu- nanistan Adalet Bakanı Anas- tasios Papaüguras'ın, "Yiınan- hların katliama kanşmış olabi- leceklerinin göz anta edilemeye- ceği" sözlerine yer verildi. 1990'h yıllarda Yugoslav- ya'daki sa\aşlarda, sayısı bilin- meyen Yunan vatandaşının Or- todoks Suplann safında savaş- mak üzere gönüllü gittiği ve Srebreniça katliamına kanştığı yönündeki iddialar, eski Yuna- nistan Tanm Bakanı Bağımsız Milletvekili Andreas Andriano- pulos tarafindan geçen ekim aymda gündeme getirihnişti. Gazete, Andrianopulos'un ko- nuyla ilgüi savcıuk dışmda par- lamento tarafindan da ayn bir soruşturma yapıknası isteğinde ısrarlı olduğunu belirtti. 'Kabul etme zamanı geldi' Gazetenin Atina çıkışlı ha- berinde, Andrianopulos'un şu sözlerine yer verildi: "Arnk halkm karüamlara Yu- nan milislerin kanklıklan gerçe- ğini kabul etroe zamanı geldî" Haberde Andrianopulos'un, Yunan milislerin katliama kahl- malanndan ülkedeki politika- cılann, din adamlannın ve elit iş çevTelerinin haberi olduğunu söylediği kaydedildi. Bosnalı Sırplann komutanı General Rat- ko Mladiç'in 100 kişiden olu- şan gönüllü Yunan Muhafızla- n'nın varlığından duyduğu memnuniyeti, "Cesur Yunanh- lar bizim yanımızda savaşü" di- yerek ve Srebreniça'da Yunan bayrağı asıhnasmı emrederek gösterdiğine dikkat çekildi. Ha- berde en azından 4 Yunan mi- lise Bosnalı Sup lider Radovan Karadziç tarafindan şeref ma- dalyası verildiği de belirtildi. Yunanistan'daki hem sağcı hem solcu politikacılarm bu ko- nuda sessiz kahnayı tercih ettik- leri kaydedılen haberde, Atina yönetimınin 1990'larda \Iikv- şeviç yönetimine verdiği destek de arumsatıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle