18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Fotoğpaf Al Öz, tias gazete taoğrafçılanndandır. Türk Fctoğra-ffçılan Kütüphariesi'nden çıkan son aibûrnü d e bunun kanıtıdır. A> yıldızJı camdan bakan çocuk, tjüm çıplaklıklan ile ayanüriü altına karşı çıkan Bergama köylüleri, pclısçe ağzı tıkanmış kadın, tasımpatı ve karanfillerle crülü Uğur Mumcu, silahlann gölgesinde Irak, evsız Hintliler, Boğaz'da tankeryangını... Hepsi şaşadıklanmızdır, jaşadıklandır, jaşananlardır... Ali öz'e "Neden fotoğraf" ciyecek olduk, 'Fotoğraf, insana yönelen sevgimin seslenişi oldu" aedi. O kadar yalın. Fotoğraflan gibi... ISIK KANSl Psikologlar yasa istiyorPsikologluk genelde sağlık hiz- metleri kapsamında ele alınır. Oysa hiç de öyle değil. Trafik psikolojisi var, endüstri-örgüt psikolojisi var, çevre psikolojisi, okul psikolojisi var. Türk Psikologlar Derneği yetkile- ri, yüzlerce psikoloji mezununun bir- çok kuruluşta çalışmasına karşın mesleğin ve temsil ettiği uzmanlık ala- nının bir standart "tanım'a kavuşa- madığından yakınıyorlar. Bu durum, psikologluk görevini üstlenenler ile onları görevlendirenler arasındaza- man zaman çatışmalar çtkmasına, di- ğer yandan da birkaç psikoloji der- si almış kişilerin psikolog kadrolan- na atanmasına neden oluyormuş. Sözgelimi, psikolog olmayıp da psi- kolog kadrosundaçalıştınlanlar; ha- talı test sonucu bir çocuğa "zekâ özürlüdür" tanısı koyabiliyor, zihin- sel becerileri uygun olmadığı halde sürücü ehliyeti elinden alınmış biri- nin yeniden trafığe çıkmasına izin verebiliyorlarmış. Türk Psikologlar Derneği'nin ön- celikli gündemi belli: "Psikolojinin çeşitli uzmanlık alan- lannda verilen hizmetlerin koşul ve esaslannın belirlendiği bir meslek yasasının acil olarak çıkanlması ge- rekliliği vardır." Genkaynaklarıgittigîder ABD Başkanı Bush, Recep Tayyip Erdoğan'dan nişasta baz- lı jeker üreten Cargill'in önünde- k engellerin kaldınlmasını iste- mişti. Istek ikiletilmedi, hatta iki kere kiletilmedi. önceyıl başında Şe- ker Kurumu bir Bakanlar Kurulu karan ile kapatıldı, ardından Car- g>ll aleyhine açılmış davalan, ve- rilmiş kararları ortada bırakan Toprak Yasası çıkanldı. Şeker Kurumu'nun kapatılma- stna ilişkin karara karşı dava açan Şeker-lş Sendikası'nın avukatı Gökhan Candoğan davayı ka- zanmakla kalmadı. Açtığı dava- da, Danıştay'ın, Şeker Kanu- nu'nun ilgili maddesinin anaya- saya aykınlığı iddiasıyla Anaya- Şeker sanayi ölüyon sa Mahkemesi'ne gitme karan vermesine de neden oldu. Danış- tay'ın karartan üzerine AKP ikti- dan apartoparŞeker Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin bir tasan hazıriadı veTBMM'ye gön- derdi. Tasan ne mi içeriyor? Şe- ker- Iş'in konuya ilişkin hazıriadı- ğı rapordan okuyalım: "Yasa tasansı ile Şeker Kuru- mu tamamen kaldınlmakta, Şe- ker Kurulu ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde varlığını sürdürmektedir. Kurumun gö- revlerinin Sanayi ve flcaret Ba- kanlığı tarafmdan yerine getiril- mesi öngörülmektedir. Yasade- ğişikliğinin bu şekilde yapılması halinde, bir anlamda Şeker Ku- rulu'nun özerk yapısı tamamen kaybolacak ve kota tahsisinin bu şekilde bakanlık emrinde olma- sı ile gelecekte sistem tamamen siyasi etki altına girecektir. Yakın tarihimiz, bu tür örneklerie dolu- dur. Hükümet değişiklikleri de göz önüne alınarak, gelecekte de bu tür olaylann yaşanabilece- ği düşünülmelidir. Böyle bir durumda bu yeni ya- pılaşma, çok yönlü lobi faaliyet- ieri ile kotalannı arttıracak olan ço- kuluslu nişasta bazlı şeker şir- ketlerinin çıkarlanna alet olacak- tır. Sonuçta nişasta bazlı şeker- lerin kullanıldığı transgenetik mı- sır ithalatı patlayacak, böylece döviz kaybının yanı sıra pancar şekeri kotasının önemli bir kısmı da nişasta bazlı şeker gruplanna devredilmiş olacaktır. Tasannın yasalaşması halinde 6 milyon ton şeker üretim potansiyeli bulunan, 3 milyon ton kurulu şeker üretim kapasitesine sahip olan ülkemiz- de şeker üretimi 500-600 bin ton- lara kadar düşecektir. Başka bir ifade ile çok kısa zamanda pan- car şekeri sektörü hemen hemen bitecektir." Farkında mısınız, bu vizyoncu- luk, dervişçilik, tüccarzihniyetçi- lik çıktı çıkalı şu güzelim ülkenin çıkanna zırnık iş yapılmryor. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZŞİPAL Sosyal Güvenlik Yasalarında Dul Aybkları Günümüzde sosyal güvenlik, çeşitli yasalarla sağlanmakta- dır. Bu yasalarda, dul aylıgı (kadın ya da erlcek eş) bağlanma- sına ve dul ayhğının hesaplanmasına ilişkin koşullar değişiktir. 1) 5434 Sayılı TC Emekli Sandığı Yasası'na göre: Dul aylıklannın kimlere bağlanacağı TC Emekli Sandığı Ya- sası'nın 66. maddesinde belirtilmiştir. "Madde 66 - Dul ve yetim ayhklan: b) tştirakçOerden f3K hizmet müddetleri 10 yd ve daha fazla otanlardın ölenlerin, c) Emekli, adi mahıDük veya vazife maluDüğü ayhğı alanlar- dan (Aybğa müstahak duruma girip de henüzbağlama yapıhna- nuş olanlar dahil) öknkrin, (_) Olüm tarihinde bu kanuna göre ayhğa müstahak dul ve yetim- krine bağbnn? 5434 Sayılı TC Emekli Sandığı Yasası'nın "Dulve Yetim Ay- hldan" fle ilgili 68. maddesi, 1985 yılında 3166 sayılı yasa ile değiştirilmiş ve erkek dul eşlere de dul aylığı bağlanması sağ- lanmıştr. Bu mıddeye göre, "ölenin bağlanmış" ya da bağlanacak "emekti adi maluDuk veya vazife maiuDüğü ayhklannm"; "a) DU kan ve koca için yüzde 50'si, ayhk alan yetimi bulun- mayanknn dul eşlerine yüzde 75'i (_.) Ölenn ayhğa müstahak bir dul kan veya kocasi ik bir yetimi buhınmsı halinde, dul kan veya kocaya yüzde 60, yetimine yüz- de 30 onns uygulanır. EmeUi adi maluDük, vazife maluDüğü ayhğı alan veya iştirak- çi olan (ul eşe yüzde 50 oranmda dul ayhğı bağlanarak ödenir." Bunagöre kadın ya da erkek TC Emekli Sandığı iştirakçisi ya da siprtalısı olanlara bağlanan dul aylığının oranı yüzde 50'dir. 2) 50 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'na göre: "Dukyhğı bağiama koşuDan,yasanm 66. maddesi ile betinen- miştiıf "Maıflük TO yaşhhkayhğı ahnakta iken yahut mahıDük ve- ya yaşhk ayhğı bağlanmasına hak kazanmış ohıp henüz işkmi tamamnmamtş durumda veya, b)Rjanmış bulunan malullfik veyayashhkayhğı,sigortahola- rak çalmaya başlamalan sebebiyle kesilmiş durumda yahut, c ) Tolam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortah buluıro, agortahhk süresmin her yıh için ortalama olarak 180 g ü n muflük, yaşhhk ve ölüm sigortalan primi ödemiş durum- da, öle sigortahnın hak sahibi kimsekrine ayhk bağlanır." 198/üında 3168 sayılı Yasa ile Sosyal Sigortalar Yasası'nın " E ş vÇocuklara Ayhk BağJanması" başlıklı 68. maddesi de- ğiştiriıiştir. Bu değişiklikle ölen sigortalının kadın ya da er- kelc olasuıa bakılmaksızın: "•Dcşine yüzde 50'si, ayhk alan çocuğu buhınmayan dul eşi- tte yfte 75'i (_) V^) ^ortafanın dul eşi evlenirse ayhğı kesüir. Ayhğm kesOme- SİEKC > açan evlenme son bulunca ayiık yeniden bağlanır. Son- r a k i eıden de ayhk ahnaya hak kazanan dul eşe, bu ayhklar- daam fia olanı ödenir." 3^) 79 sayılı Bağ-Kur Yasası'na göre: ^Ba'Cur Yasası'nın 41. maddesinde kadın-erkek ayınmı ya- pılnısızın, kimlere dul ayhğı bağlanacağı açıklanmıştır. **•a lüm tarihinde en az beş tam yıl sigorta primi ödemiş olan, to) ıhıOük veya yaşhhk ayhğı ahnakta iken yahut yazuı ola- r a l i iktc bulunup mahıDük veya yaşhhk ayhğı hağtanmaana h ^ L k Eandıktan sonra ölen, «r) ğMmış bulunan maluflük veya yaşhhk ayhklan kesflmiş ol^uıortalüardan ölen, «!)»az beş tam yd sigorta primi ödemiş olanlardan toptan ö«Aeıtakbinde buhmmakla beraber, toptan ödeme yapıhna- -sjtatom hak sahibi kimsekrine yazıh takpleri halinde ay- Hsahibi dul eşlere bağlanacak dul aylığının oranı yasanm >. ddesinde belirtilmiştir. Dul ayhğı: ">uleşiçin yüzde 50'si, ayhkalan çocuğu buhmmayanlann ;zde 75'i" bağlanır. 4ıadde uyannca, "Sigortahmn dul eşi e\1enirse aylığı kesi- r. ğn kesümesine yol açan evlenme son bulunca ayhk yeni- dğboır. Sonraki eşmden de ayhk ahnaya hak kazanan dul e=-^«jykklardan fazla olanı ödenir." Ie«, "cmsiyet'' ayuTmı gözetihneksizin, bütün sosyal gü- •v"=?okurumlarında erkeklere de "dul ayhğı'' bağlanması sağ- 1 . IT+IT Tanm ve Köyişleri Ba- kanlığı, geçen günlerde Türkiye'nin, Uluslarara- sı Tanmsal Araştırmalar Danışma Grubu'na (CGI- AR) üye olduğunu du- yurdu. Bakanlığa göre, buüyelikleTürkiye, "kü- resel gelişmelehn takip edilmesi, materyal deği- şimi ve geliştihlen tekno- lojilerin transferinde" önemli kazançlarsağla- yacak. Bu çerçevede ba- kanlığın Tanmsal Araş- tırmalar Genel Müdürlü- ğü (TAGEM), Bakanlar Kurulu karan ve merke- zi ABD'de bulunan ya- bancı gruba 500 bin do- larlık aidatın aktanlması ile CGIAR üyesi oldu. ÇiftçiSendikalanKon- federasyonlaşma Plat- formu sözcüsü veTürki- ye Tanmcılar Vakft Baş- kanı Abdullah Aysu, CGIAR'ın ne olduğunu araştırmış. örnek veri- yon "CGIAR'a bağlı 16 araştırma merkezinden biridelRRI'dır. 1960'lar- da Manila merkezli ku- rulan Uluslararası Pirinç Araşbrma Enstitüsü (IR- Rl), yeni pirinç türleri üzerine çal/şma/aryap- mış. IRRI'nın iddiası, pi- rinç ve diğer ürünlerde yapılan iyileştirmelersa- yesindeyoksul tüketici- ler için fıyatlann önemli ölçüde düşürüldüğü, binlerce hektariık orma- nm tarlaya dönüştür- mekten kurtarıldığı ve yetersiz beslenen ço- cuklann sayısının azal- tıldığıdır. Ama Filipinler'de ya- şayanlarise IRRI'yı 'R- lipinler'deki pirinç ekici- lerinin felaketi' olarakgö- rüyor. 'IRRI'nın pirinçye- tiştirmek için kullandığı pahalı kimyasal ve böcek öldürücü girdileri, top- rağı bozmuş ve çiftçile- rin geçimlerini mahvet- miştir.' Fılipinler bu id- dialannı, Filipin Pirinç Araştırma Enstitüsü'nün 54 ilin 48'inde toprak- lann verimliliğini kaybet- tiği bulgusuna dayan- dırmaktadır." Filipinler'de olup bi- tenler ortadayken TA- GEM, CGIAR'a hem de para karşıltğında üye edi- liyor. TAGEM deyip geç- meyin. TAGEM'in elinde biri Ankara, diğeri Iz- mir'de iki tohum banka- sı var. Her iki bankada 5- 6 bin adetdolayında bit- kisel ve hayvansal gen kaynağı bulunuyor. Abdullah Aysu'nun bu konuda söyleyecek bir iki sözü daha var "Eğer bu kaynaklan- mız 'materyal değişimi' adi altında CGIAR'a ak- tanlacak olursa, böyle bir işlemi gerçekleşti- renlerin neyle itham edil- mesi gerektiğini de ka- muoyu belirlemeli." KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakföyahoo.com.tr HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA hayatepikn mynet.com BEN SADECE, DÎSK'E 8AĞLI NAKllyAT-t$ SENDIKASIhM ÜYE OLMAYA KALiaSAN 113 İŞCÎDEN BtRtYtM!.. ÖTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGESÇ k_urgenc(g yahoo.com TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 1 Ağustos tcwu3.mMuntai-arikan.coni CERİDB-İ UAVADİS 184O'TA BUGUM, 'CE£lC>E-t D G ZETE, İSTANBUL'OA >MYtML4NAA4y/i) BAŞLA- Mişrr. /UGtLfz AS/LLI GAZETECI MLLIAM CHUZCH/U. '/*/ ÇJKAIZDIĞI CE&tDE-/ HAl/ADİS, 2.4 y/L fcAOAe sü/ee ILE, to GÜMPE ' . ÖNCELE& PEIC iLGf 6U GAzer&j mtsjiut StNPA , OlSAP^Kf MUHA& Ğ HA8ERLBR NEPENİYLE , AGÂH EFEAIOİ'Nİfil AHVAL' f YAY/MLAMAyA KOYULMASfNfH ARPINDAN, /</' GAZETE AeA&MOA MÜ- CAPELE OLMUŞ; TH&TTÇMALAR, Ü OKURLASl MESSüL ETMfÇTf.. Deneyimli öğretmenden Yaz dönemi sınavları için matematik dersi verilir. 0 212 247 72 58 EMtRDAĞ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN EsasNo: 2004/854 Davacı Afyonkarahisar ili, Çay üçesi, Tekke mahalksi, 7 cilt, 178 hanede nüfiısa ka- yıtlı Bayram ve Emine'den olma, 15.12.1982 doğumlu Gûlay Güney, aynı yerde nüfusa kayıtlı Hikmet ve Sevim'den olma 26.11.1972 doğumlu tbrahim Güney aleyhine şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açılmış olup, yargılaması 13.10.2005 tarihine bıra- kılituştır. Davalının açık adresi belli olmaması nedeniyle dava dilekçesi ve 13.10.2005 ta- rih, saat 09.20'ye bırakılan dunışma günü adına Türkiye'de yayınlanan gazetelerden bin- sınde ilanına karar verilmiştir. Ilanın gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 10. gün teb- liğ edilmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunuı. Basın: 36388 SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU Irkçı Süpükleniş Oriana Fallaci "Londonistan" olarak anılan In- giltere'deki "Islamcı terörün merkez üssünü" bir yıl önce aynntılanyla yazmıştı... "Yeni Avrupa ırkçılığının sesi" Fallaci'nin bu ka- dar çok ilgi çekmesinin bir nedeni de bu. Italyan ga- zeteci yalnız ırkçılıkla değil, daha önce kimsenin yapmadığı analizlerie dikkat çekiyor. 2004 bahannda yayımladığı 1 milyon kopya sa- tan "Aklın Gücü" isimli kitabında, "Avrupa ıslamı- nın en tehlikeli mevzilerinin Londra'da konuşlandı- ğını" Fallaci bakın nasıl anlatıyor: 'Londonistan Şeriatçılan' "Avrupa'daki 'Islamcı atağın' merkezi -nüfusunun yüzde 10'u Müslümanlardan oluşan Fransa değil, Ingiltere... Müslüman nüfus Ingiltere'de gerçekte mütevazı bir yüzde- yüzde 2.5'i geçmiyor. Ancak ne varki 'Islamcı atağın beyinleri' -ideologlan, din adamlan, imamlan- Ingiltere'de yaşıyor. Petro-do- larlaria beslenip Ingiliz siyaset veyayın dünyası ta- rafından destekleniyohar. Londra'nın en güzelotel- leriyle malikâneleri şeyhler, emirler, sultanlann elin- de. Dünyanın en tehlikeli teröristleri de burada ya- şıyor. Fransa'nınsınırdışı ettiği; Mısır, Cezayir, Fas, Tunus gibi Müslüman ülkelerin 'iade talebiyle' izle- rini sürdüğü El Kaide, El Ansarya da Hamas üye- leriyıllardırburada korunupkollanıyor. Ya 'Ingiliz va- tandaşı' veya 'siyasi mülteci olduklan' gerekçesiy- le geri verilmiyorlar. Bunlara Ingiltere'yi mesken edinen ve entegre olmak konusunda şiddetle di- renç gösteren sıradan göçmenleri, Pakistanlılan, Af- ganlan, Ürdünlüleri, Filistinlileri, Sudanlı, Senegal- li ve Magreblileri ekleyin..." Bu ekibin Ingiltere'de "Müslüman Panamentosu" adi altında "bir örgüt" kurduklannı, bu örgütün In- giltere'nin Müslüman vatandaşlan ve Ingiltere Müs- lümanlan için -çok hukuklu bir sistem- "şeriat" ta- lep ettiğini anlatıyor Fallaci. Merkezi Londra'daki "F/nst>u/yParfr" camisi ola- rak gösterilen ve bugün kısaca "Londonistan" ola- rak ifade edilen "Ingiltere'deki Islamın haritası" bu. Yalnız lngiltere'y e değil, tüm Avrupa'ya dehşet sa- lan "Londra metrosundaki canlı bombalar" da bu harrtanın ürünü. Ünlü Islam uzmam Gilles KeppeJ de bu 'canlı bom- balann" arkasındaki stratejikdönemeci, "siyasi Is- lamın 1990'lıyıllarda uğradığı yenilgiyle" açıklıyor. "Mısır ve Cezayir gibi ülkelerde iktidan ele geçire- meyen Islamcı hareketin" bölünerek ikiye aynldığı- nı söylüyor Keppel. Islam ülketerindeki "siyasiIslam projesi" yenni (biz- deki AKP türü) bir "ılımlı Islam modeline" bırakır- ken yenilgiyi kabullenmeyen radikaller "El Kaide te- rörüyle cihat" yolunu seçmiş Keppel'e göre. Ve 199O'lı yıllar sonunda dünya çapında patlama ya- şayan yepyeni bir teknolojiyle "internette" örgüt- lenmişler. Ve 'dijital ümmet'... Kamikazeler, Keppel ve çok sayıda terör uzma- nına göre, "internet"te eğitim alıyor ve endoktrine ediliyor. Ev yapımı bombalann tarifleri, kullanım lo- lavuzlan, hedef, taktik ve stratejüer, internet srtele- rinde yayımlanıyor. Islam için "internetin" tarihi bir sıçrama olduğunu söyleyen Keppel, Islamın 14 yüzyıllık geçmişinde" diyor "Ulema ilk kez safdışı bırakılıyor. Sakallı ulemalann yerini gençlerin sos- yalleşme aracı 'internet' ve bir 'video-oyunu' kolay- lığıyla 'kutsalV yorumlayan kamikazeler alıyor." Keppel'in "dijital ümmet" adını ve verdiği sanal dünyadaki bu "c/Tîaf'furyası biryanda, "Londonis- tan" gibi "kurtanlmış bölgeler" öte yanda... "Eski Kıta" hiç alışık olmadığı, yepyeni bir "kuşatılmışlık" duygusu yaşıyor. Adi üzerinde "Eski Kıta!". Vüzyıllar boyunca birik- miş kültürü, tarihi, ekonomik imkânlanyla -ne olur- sa olsun- olaylan kendi "istenci" doğrurtusundayön- lendirebileceği inancıyla yoğrulmuş olduğu için şaş- kın. Çok ciddi bir "özgüven bunalımı" yaşıyor. Bu- na ekonomik krizi, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana "Batı 'nın ilk kez bölünmesine" yol açan ABD ile iliş- kileri, "lrakSavaşı"n, Fransa-Hollanda referandum- lanyla darbe alan elli yıliık "siyasiprojeyi", vizyon yok- sunu liderieri, ideolojilerin bıraktığı boşluğu ekleyin... Bu iş sonuçta basit bir "terörle mücadele davası" olmaktan çıkr/or. Ve Avrupa demokrasilerinin teme- lindeki en can alıcı ilkelerin kökünden sarsılmasına, sorgulanmasına yol açan bir mecraya giriyor. Irkçılar dün Uverpool'da otobüs durağında bek- leyen "koyu renklibiradamın" baltayla kafasını yar- dılar. "Koyu renkli birBrezilyalı" da bir hafta önce Lond- ra metrosunda kafasına 8 kurşun yemişti... Şokun birini atlatmadan bir yenisiyle karşılaşıyorsunuz. Av- rupa hakikaten başka bir mecraya sürükleniyor! BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 I I U iı n ı 6 7 8 9 I I I tI I I1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Uyuşturucu bir madde. 2/ Muğla'nın bir Üçesi... Sansa- bn* da denilen bir süs bitkisi. 3/ Asaf Halet Çelebi'nin bir şiir kitabı... Utançduyma... Kaynağı mito- lojik çağlara dayanan kirişli bir çal- gı. 4/tshal... "Karaca- oğlan der ki taptığım- -/YıkılmazTann'nın 2 yapuğıyapı".5/Birtür 3 kalın ve ağır çizme. 6/ 4 Gözdesartyaçalarkes- 5 tanerengi... Avrupa Bir- 6 liği'nin kısa yazıhşı... 7 Baryum elementinin 8 I simgesi. 7/Üstükapa- g| lı bir at arabası. 8/ No- tada durak işareti... Kaçmaması için hayvanlann aya- ğına takılan köstek. 9/ Dolaşmak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Göç, göçme. V "tnsan —'de hayal ettiği müddetçe yaşar" (Yahya Kemal)... Kenar süsü. 3/Eski Mısır'da güneş tannsı... Bir yanşın belirli uzaklığı kapsayan bö- lümlerinden heT biri. 4/ Telefon sözü... Kalın ve kaba bir kumaş. 5/ "Etehri arasan büıde bir âdem bulamaz- sın / Âdem görünen —'lan âdem mi sanırsın" (Ziya Pa- şa)... Yeşil yapraklan yenen bir bitki. 6/Eli işe yatian, becerikli... Cepte taşınan tütûn kutusu. 7/Avı çok olan yer... Bir ağaç. 8/ Tahtta hükümdar olmadığı zaman devleti yönetenkimse... Damızbk erkek sığır. 9/Imtiyaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle