Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞUSTOS 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr KAZANMAK İÇİN DOĞDU»F
Türk firmalan aralannda Bermuda, Burkina Faso ve Cibuti'nin de dahil olduğu 236 ülkede faaliyet gösteriyor
Ihracatdevleriyineotomotivden
MITSUBISHI
CRNTER L *
FE511
Ekonomi Servisi - Türki-
ye'nin ihracatını gerçekleşti-
ren 1000 kuruluştan 5'i, ka-
mu sektöründe faaliyet gös-
teriyor.
Türkiye îhracatçılar Mec-
lisi'nin (TİM), "Türkiye'nin
En Büyük Ük ve tkinci 500
thracatçı Firma Araşürma-
sı"nın sonuçlanna göre ilk
10 'da yer alan fırmalar, Tür-
kiye ihracatının 5'te l'ini
gerçekleştirirken sıralama-
daki ilk 10 firma içerisinde,
ihracatındaki artışa paralel
olarak 4 adet otomotiv fir-
ması yer aldı.
Türk firmalan, aralannda
Bermuda, Cibuti, Burkina
Faso, Sierra Leone'nin de
yer aldığı yaklaşık 236 ülke-
ye ihracat yaptı. 2001'de 30
milyar dolar seviyesinde
olan Türkiye ihracatının
2004 yılında 64 milyar dola-
ra yükseldiğinin belirtildiği
araştırmada, ihracat gerçek-
leştirilen ülkeler sıralama-
sında ilk sırayı Almanya al-
dı. Sonuçlar, Türkiye'nin
toplam ihracatının 5'te l'ini
Toyota lider jfm
,9SsG9£fiS. (milyon dotar)
Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye 2.156
Vestel Dış Ticaret A.Ş
Gead Dış Ticaret A.Ş
Fort Otomotiv Sanayi A.Ş
Oyak Renault Otomobıl Fabntalan A.Ş
Türkiye Petrol Rafinenlen A.Ş
BekoEleKtronıkaŞ
Tofaş Türk Otomobü Fabnkası A.Ş
GSD Dış Ticaret A.Ş
Ismını açıkJamad:
2.056
1.791
1.741
1.502
1.111
938
804
791
783
10 firmanın yaptığım ortaya
koydu. ilk 10 firmanın Tür-
kiye'nin toplam ihracatı
içersindeki payı 2003 yılın-
da yüzde 18'ken geçen yıl
yüzde 21.4'e yükseldi.
İlk bin arasında
5 kamu kuruluşu
İlk 10 ihracatçı firma içe-
risinde kamu sektöründen
TÜPRAŞ yer alıyor. TÜP-
RAŞ'ınyamsırailk 1000'de
yer alan diğer 4 kamu kuru-
Araştırma,
özellikle otomotiv
vekimya
sektörlerinin
ihracattaki
ağırlığının arttığını
ortaya koydu.
Sıralamadaki ilk 10
firma içerisinde,
ihracatındaki artışa
paralel olarak 4
otomotiv firması
yer aldı.
luşu olan ERDEMÎR, Eti
Maden tşletmeleri, PET-
KİM ve Tekel'in de özelleş-
tirilmesi halinde önümüzde-
ki yıllarda en büyük 1000 ih-
racatçı firmanın tamamının
özel sektör firmalanndan
oluşacağı görülüyor. 1000
ihracatçı kuruluş içinde sayı-
lan 5 olan kamu firmalannın
toplam 2 milyar 82 milyon
dolarhk ihracatı, ilk 1000
firma ihracat toplamının
yüzde 4.3'ünü oluşturdu.
Ülkelere göre dağılım
ALMANYA
İNGİLTERE * 7
ABD a ^
İTALYA ^
FRANSA ""
ISPANYA
HOLLANDA
IRAK C,
RUSYA £ a |
"BELÇİKÂ~^JB
2004
(milyon dolar)
5.859
jğ 4
'1 8 6
J{ 3.498
^ ^ 3.356
2.688
1^76
JJS 1^51
j|HB 968
3 ¥ 675
^ || 641
Ithalata
bağunhhk sûrüyor
Araştırmaya göre 14.2 mil-
yar dolarlık ihracat gerçekleş-
tiren yabancı sermayeli fir-
malar ilk 1000 ihracatçı fir-
manın yüzde 10'unu oluştur-
masına karşın ihracatın yüzde
29'unu gerçekleştirdi.
Açık 16 milyar
dolan buldu
thracattaki verimliliğin
2001'de 30 milyar
dolar seviyesinde
olan Türkiye'nin
ihracatının 2004
yılnıda 64 milyar
dolara yükseldiğinin
belirtildiği
araştirmada,
ihracatuı
gerçekleştirildiği
ülkeler
sıralamasında ilk
sırayı Almanya aldı.
2002 yılından beri arrtığı
gözlense de sektörlerin ha-
len ithalata dayalı üretim
gerçekleştirdiği değerlendir-
mesinin yer aldığı araştırma-
da 2004 yılında ilk 500 ihra-
catçı firmanın 43.8 milyar
dolarlık ihracatına karşılık,
ithalatlannın 59.1 milyar do-
lar olduğu ve bu veriler ışı-
ğında ilk 500 ihracatçı fir-
manın dış ticaret açığının
yaklaşık 16 milyar dolar ol-
duğu görülüyor.
İstlhdam
hâlâ sorun1
Araştırma sonuçlannı de-
ğerlendiren TtM Başkanı
Oğuz SatKL, ekonomik bü-
yümeye rağmen son yıllar-
da ıstüıdam rakamlarında
yaşanan olumsuz tablonun
ihracatçı fırmalanna yan-
sıdığını ve 2002 yıhndan
bu yana kapasite kullanım
oranlannın sürekü artış
göstermesine karşın tanm,
sanayi ve madencilik sek-
törlerinde ortalama çahşan
sayısında azalma yaşandı-
ğını vurguladı. Satıcı,
"Bununla birtikte ihracat-
yilanmt7in başta enerji ve
istihdam olmak üzere girdi
maiiyetlerindeki arüş, pet-
rol fry"atlanııın yüksdmesi,
vergi oranlannda bir ryi-
kştirme yapıhnaması, ib-
racatçrianmızııı daha kârh
ve yüksek hacimli ihracat
gerçekleştirmelerine engel
otaıuştur" diye konuştu.
76 TRİLYON LÎRA GELÎR SAĞL ANDI
Boğaz köprüleri
paramakinesi
• Bu yılın ilk altı ayında, köprü ve
otoyollardan 161 milyon YTL gelir elde edildi.
Köprü ve otoyollann toplam gelirinin bu yıl
sonunda 350 milyon YTL'yi aşması bekleniyor.
Ekonomi Servisi - Getirisi ile bütçeye önemli bir kay-
nak sağlamanın yanı sıra önemli yatınmlara da katkı
sağlayan köprü ve otoyollar para basmaya devatn edi-
yor. Karayollan Genel Müdüriüğü'nün son verilerine
göre, 2005 yılı haziran ayı sonu itibanyla köprü ve iş-
letmedeki paralı otoyollardan elde edilen toplam gelir
161 milyon 701 bin 281 YTL olarak gerçekleşti. Söz
konusu süre içerisinde Istanbul Atatürk Köprüsü ile
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçen 66 milyon
860 bin 592 bin araçtan, 76 milyon 802 bin 765 YTL
gelir elde edildi. Aynı süre içerisinde işletmedeki pa-
rah otoyollardan ise 84 milyon 989 bin 710 YTL ge-
lir elde edildi. Bu süre içerisinde paralı otoyollardan
çift yönlü olarak 54 milyon 255 bin 689 adet aracın
geçtiği bildirildi. Geçen yıl Boğaziçi köprülerinden
ve paralı otoyollardan toplam 302 milyon YTL (302
trilyon lira) gelir elde edilmişti. Bu yıhn ilk alü aylık
toplamı dikkate alındığında 2005 yılı sonunda
Boğaziçi köprüleri ile otoyollardan elde edilecek
gelirin 350 milyon YTL'yi aşması bekleniyor.
Yaklaşık bir yıl
sonra
tamamlanması
bekknen Bohı
Dağı TüneK'nin
açılmasryla
çevredeki esnaf
zorda kalacak.
5-6binkişinin
işsizkahna
tehükesivar.
D-100 karayolunun çevresindeki tesisler kapanma tehlikesiyle karşı karşıya
Bolu Tiineli esnafi vuracak
BOLU (AA) - Bolu Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Sabahattin Yamaner, Bolu
Dağı Tüneli'nın açümasının D-100 kara-
yolunun çevresinde bulunan tesisleri olum-
suz etkileyeceğini belirterek "Bota Dağı
Tüneli'nin açılmasından olumsuz olarak
etkflenecek olan en az 100 işletme ve yakla-
şık 5-6 bin insan var" dedı.
Yamaner, Bolu Dağı Tüneli'nin tamam-
lanmasına 1 yıllık bir süre kaldıgmı belir-
terek "Bu tünelin tamamlanacağuu herkes
büiyordu. Bugüne kadar Idmsetünelin açü-
masının Bolu'ya yapacağı etkflerle ilgüi ön-
lem almayı düşünmedL Tünelin neden ola-
cağı sonuçlardan ve ortaya çıkacakolan fa-
turadan bu kentte yaşayan herkes sorum-
hı" dedi. Tünelin açılmasından sonra orta-
ya çıkacak sonuçlarla ilgili olarak son ay-
larda bir çalışma yapmaya başladıklanna
işaret eden Yamaner şunlan söyledi: "Bu
işten mağdur olacaklandüşünülen işletme-
lerin sahipleri ile görüşüyoruz. Bu konuya
devlet yetkilflerinin acüen çözüm bulması
lazım. Devlet bu konuda gerekli çözümü
bulmazsa, biz demokratikyöntemlerletep-
kimizi ortaya koyanz,"
Bolu Valisı Ali Serindağ ise "Tünefin
olumlu ye olumsuz sonuçlan muüaka ola-
cakbr. Önemli olan olumlu sonuçlanmn
fazla olmasT dedi.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Sanayinin 'Sinyali'
Bu yılın ilk üç-dört ayının ekonomik göstergele-
ri, giderek netleşiyor. Verilerden, ekonominin geçen
yıl yaşadığı büyüme başansını bu yıl yineleyeme-
yeceği anlaşılıyor. Buna karşılık, enflasyon oranın-
daki düşüş eğilimi sürüyor; dış ticaret açığı büyür-
ken bütçe açığı azalıyor. İlk gelişmeler, 2005'te bir
ekonomik yavaşlamayı işaret ediyor.
Geçen yıl yakalanan toplam ulusal üretimin yüz-
de 9.9 gibi çok yüksek sayılabilecek bir oranda
büyümesinde, yüzde 10'un üzerinde büyüyen ima-
lat sanayisinin katkısı büyük önem taşıyordu.
Bu yılın ocak-mayıs döneminde, "bir önceki yı-
lın aynı ayı ve beş aylık ortalamasına göre" imalat
sanayisinin büyüme oranı gerçek anlamda uyan ışı-
ğı veriyor. İmalat sanayisi sektörü, 2004'ün Mayı-
sı'nda bir önceki yıla göre yüzde 17.9 oranında bü-
yümüştü; bu yıl mayıs ayında ulaşılan büyüme ora-
nı yüzde 1.1'dekalıyor.
Beş aylık ortalamalara bakıldıöında da imalat sa-
nayisinde durum iç açıcı değıldir. İmalat sanayisi, ge-
çen yılın ilk beş ayında yüzde 14.3 oranında büyüme
sağlamıştı; bu yılın aynı döneminde sektörün büyü-
mesi, yalnızca yüzde 4.2 düzeyinde kalmaktadır.
Gerek mayıs ayında, gerekse de bu yılın ilk beş
ayında ulaşılan imalat sanayisi büyüme oranlan,
ekonominin üretim sektörlerinde sıkıntılı birdöne-
min yaşanmakta olduğunu kanıtlıyor. Sanayi üre-
timinin azalması, kendi içinde çok boyutlu olum-
suzluklar taşıyor. Azalma, öncelikle, sanayide ye-
ni yatınmların da azalabileceği anlamına gelir. Bu
durum, sanayide iş bulma ya da yeni iş alanlan ya-
ratma sürecinin de sınırlı kalması demektir.
Eski Tablo'dan da izlenebilecegi gibi, beş aylık or-
talamalara bakıldığında, alt sektörier içinde büyük
ağıriığı olan, tekstil, giyim eşyası ve deri işleme gi-
bi tanma dayalı sanayi sektörleri, büyük "üretim dü-
şüşleri" yaşamakta; gıda ve içecek sektörü de uy-
gun deyimiyle yerinde saymaktadır. Tanm ürünleri-
ni girdi olarak kullanan alt sektörlerde yaşanmakta
olan üretim düşüşleri, bu tanm ürünlerine olan tale-
bi azaltacağından, bu durumdan tanm kesimi de,
gerek ürün fıyatlan, gerekse yatınm ve iş bulma ba-
kımından olumsuz yönde etkilencektir.
İmalat sanayisi alt sektörleri içinde, göreli öne-
mi az olan, mobilya ve metal eşya alt sektörleriyle
elektrikli makine araçlan üretiminde yılın ilk beş
ayında önemli büyüme oranlan yakalanmıştır. An-
cak gerek toplam, gerekse tanma dayalı sanayi
üretiminde yaşanan büyüme ve küçülmeler, eko-
nominin geleceği açısından çok önemli birer uya-
n ya da sinyal sayılmalıdır.
Ne yazık ki, tam da bu sırada hükümet, kamu-
nun elindeki büyük sanayi kuruluşlannın satışı ile
uğraşıyor; üreticinin sorunlannın çözümüne yöne-
lik politika üretemiyor. Bu politika yokluğu karşısın-
da üretimden gelen sinyallerin karşılık bulacağını
söylemeye olanak kalmıyor.
İmalat Sanayisi ve Tanma Dayalı
Sanayi Üretiminde Değişim
Ocak-Mayıs Dönemi
İmalat Sanayisi Toplamı
Gıda, içki
Tekstil ürünleri
Giyim eşyası
Deri işleme
2004
13.3
1.2
1.5
1.3
21.4
2005
5.2
1.0
«12.5
«9-5
«25.5
yakupkepenek06@hotmail.com
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA ergin.yildizoglu@gmail.com
Jean Charlez Meneze Brezilyalı bir
göçmen işçi. 2005 yılının uğursuz birTem-
muz günü, Ingiltere'de halkın gözü önün-
de polis tarafından kafasına 8 kurşun sıkı-
larak infaz edildi. Polis, Meneze'yi, üzerin-
de mevsimine g'
lr
e biraz kalın bir giysi ve
sırt çantası olduğL, teninin rengi de Orta-
doğuluyu andırdığı için, intihar bombacısı
sanıp hemen oracıkta, sorgusuz sualsiz
öldürüvermiş.
Meneze bir göçmen proleter. 11 Eylül-
de 3 binden, Irak'ta 100 binden Bali Mad-
rid, Beslan Londra vb olaylannda toplam
500'e yakın insan terorizmin kurbanı ol-
duktan sonra Meneze'nin bir anlamı ola-
bilir mi?
Uygarlıktan karanlık
II. karanlık çafllara
Meneze'nin ölümüyle Locke'un, Hu-
me'un, ilk burjuva devriminin, sınıf uzlaş-
malannın, Kiplingin'in, uygartıktaşımayü-
künü omuzlamış beyaz adamının ülkesin-
de, IRA'nin bombalama kampanyalan kar-
şısında bile soğukkanlılığını kaybetmemiş,
demokrasinin, liberalizmin, hoşgörünün
"beşiği" Ingiltere'de yargısız infaz olağan
devlet uygulamalan arasına girdi. Bir Av-
rupa ülkesinde, ancak faşist diktatörlük-
lerde, "Muz cumhuriyetlerinde" yaşana-
bilecek cinsten olaylar olağanlaşıyor.
Ingiltere polisi bu infaz yöntemini Israil
gizli servisinden öğrenmiş. Londra'daki
bombah saldırıdan sonra yaşanan geliş-
meler başka garipliklere de işaret ediyor.
İlk önce bombalann patlama saatlerine
ilişkin bir belirsizlik yaşandı. Sonra, Ingil-
tere'nin o sırada Londra'da bulunan eski
Israil Başbakanı Natenyahu'yu saldınlar-
dan kısa bir süre önce uyardığına ilişkin
söytentiler çıktı ve giderek güçlendi. Sal-
dırganlarönce "intihareylemcisiydi", son-
ra bulgular, adamlann ölüme gittiğinden
habersiz birer "patsi" (salak) olduklannı
gösterdi. Bombalarönceprofesyonel işiy-
di, sonra ise ev yapımı olabilecekleri açık-
landı. Tüm basın muazzam bir terörist
komplo, El Kaide vb. bağlantısı kurarken,
polis, cep telefonlarında "liderierin" nu-
marasını bulunca "teröristlerin" olaydan
önce umumi telefonu kullanmayı bile akıl
edemeyecek kadar acemi olduklan orta-
vanıktı Pnlis salrtırnanlann rp^imlfirini va-
Yaz Sıkıntsı
yımladı, tuhaflıklann sayısı giderek arttı.
Neden bu adamlann, patlamanın yaşan-
dığı vagonlarda hiç resmi yoktu? Neden
var olan resimlerde, başka sıradan yolcu-
lar yoktu, adamlar hep tek başlannaydı?
Mısır'da biri yakalandı; basın, adamı kim-
yacı, bombacı diye lanse ederek rezil etti.
Sonra adam serbest bırakıldı....
Tüm bunlar çok karanlık olaylara işaret
ediyor. Daha da korkuncu, hükümet poli-
se öldürme yetkisi vermiş olduğunu halk-
tan gizlemiş. Hükümetin, polisin, sağ ve
hatta kimi sol basının infaz olayını, ölenin
haklarını değil öldüren polisin hakkını sa-
vunmuş olması, The Daily Telegraph gi-
nın eşiğine kadar getiren büyük siyasi,
ekonomik, ekolojik felaketleri aşabilmiş
olmamıza borçluyuz... 21. yüzyılda yaşa-
nan felaketlen'n kökleri bir önceki yüzyıl-
da çözümlenemeden kalan, giderek biri-
ken sorunlarda yatıyordu. Halbuki, 20.
yüzyılın başında, yaşanan iki dünya sava-
şı derin ekonomik kriz, faşizm, Yahudi
Soykınmı, Stalinizm, Hiroşima ve Nagasa-
ki, Dresden, gibi felaketlerden yeterince
ders alınabilir, benzer hatalar tekrahan-
mayabilir, 'küresel serbest piyasa', 'Bü-
yük Ortadoğu' gibi fanteziprojelergünde-
me gelmeyebilirdi.
Ne ilginçtirki, 20. yüzyılın son çeyreğin-
bi gazetelerin, şimdi sorgulama yapacak
olan polislerin, yasal sınıriamalardan do-
layı zorlanacağından yakınmaya başlama-
sı (işkence için yasal gerekçe araması) Ba-
tı merkezli uygariıktaki çürümenin yayıl-
makta olduğunun yeni kanıtlanydı. Saldı-
nlardan sonra Tony Blair'in toplumsal
desteğinin birdenbire artmış olması da...
Dejenerasyondan...
... Ancyclopedia Universalis 'in 2205
yılı edisyonuna, Meneze diye soruyorum,
bilgisayar anlatmaya başlıyor: "Ikinci ka-
ranlık çağlar"... "Bu gün yüz yıl öncesi-
ne göre çok daha refah içinde, temiz bir
gezegende yaşıyorsak (75 yıl önce Mars
ve Europa'da başlayan yerteşim dalgası-
nın katkılannı da unutmadan) bunu 21.
\.ıfi7vılın ortasınrlf) insan tûmnü vnk nlma-
de, bir 'aşın üretim' krizi yeniden günde-
me gelmiş, ülkeleriçinde ve bölgelerara-
sında gelir dengesizlikleri hızla artmış.
Merkez ülkeler, bu sorunlan hafifletmek
için dünya ekonomisinde, yeniden birser-
best piyasa projesi uygulamaya kalkmış-
lar. (Halbuki 19. yüzyılın sonunda yaşa-
nanlara bakarak bir ders almış olmalan
gerekmez miydi?) Ama, Kısa süre sonra,
büyükgüçler, özellikle ozaman hegemon-
yacı güç olan ABD, küresetleşme söyle-
minden de vazgeçmeye, ulusalcı milita-
rist, hatta giderek 'oryantalist" (bizim uy-
gahığımız sizinkinden daha üstündür vb..)
bir söylemi benimseye başlamış. Bu kez
de bu demagojinin aitında, bir öncekiyüz
yılda olduğu gibi, sömürgecilik yatıyor-
muş. Bir farida ki, bu kez artık tükenmeye
başlayan enerji ve su kaynaklan (Bugün-
lerde aünlük vasamımızın bırnarcası olan
'replikatörier' o zaman henüz icat edilme-
mişti. Gereken maddeier moleküler dü-
zeyde inşa edilemiyordu) üzerindeki ça-
tışmalar ortamı daha da kızıştırmış.
Yine 20. yüzyılın son yıllannda, aynen
19. yüzyılın son yıllanndakini anımsatan
bir toplumsal muhalefetin hatta anarşist,
narodnik suikastlan anımsatan bir "terör"
dalgası yükselmeye başlamış.
Felakete
21. yüzyılın başında durum kabaca şöy-
leymiş: Ekonomik kriz yönetim modelin-
de aksama, yükselen toplumsal muhale-
fet, büyük güçler arasında rekabet ve iç-
lerinden bihnin, Çin'in yükselmeye başla-
ması... Uluslararası kurumlarda, anlaşma-
larda çözülme... 2001 yılında yaşanan,
uzun süre 11 Eylül olarak anımsanan ve
failleri hâlâ karanlık kalmış (Büyük Savaş-
lar döneminde, kullanılan 'manyetik' si-
lahlann dijital arşivlerin çoğunu yok etti-
ğini unutmayalım) bir felaket bu kriz orta-
mının dejenere olmasını hızlandırmış. Bir
taraftan emperyalist rekabet, militaristleş-
me yoğunlaşmış. Diğer taraftan, 'terorizm'
tehlikesini gündeme getirerek, George
Orvvell adlı biryazann neredeyse 100 yıl
önce 1984 adlı kitabında betimlediği,
kontrolcü ve baskıcı rejimler (yeniden) in-
şa edilmiş (Belli ki, Nazizm, faşizm, Stali-
nizm, Pinochet diktatöriükleh çoktan
unutulmuştu). Böylece yükselmekte olan
toplumsal muhalefet de, 'terorizme karşı
savaş' ve güvenlik yasalan söylemleri ai-
tında sterilize edilmiş...
Korku giderek egemen olmuş. Daha
sonra 'büyükdepresyonun' ardından gün-
deme gelecekolan savaşlarda, halMarbir-
birlerini boğazlamaya, kolaytıkla ikna edi-
lebilmişler. Çünkü, yıllar boyunca, kültür
endüstrisi de seks, uyuşturucu, meta fe-
tişizmini, tüketim saplantısını körükleyen;
yaşamlan pomografi, uyuşturucu ve tü-
ketim etrafında şekillendirmeye zohanan,
kısa döneme kilitlenmiş, kolaylıklayönlen-
dihiebilen kuşaklar yetiştirmiş'"... Ne zor
günlermiş. Neyse ki geride kaldılar...
Sonra birden uyandım... Dehşetle ayır-
dına vardım, Ancyclopedia Universalis
daha yayımlanmadı, yıl hâlâ 2005. Küresel
ısınma tüm şiddetiyle devam ediyor, yaz
bunarhvor halbuki daha sabahın attısı
Uyum için hazırlanan veterinerlik projesi
ABiçin 'Şap'ınkökünü
kazımakşart
ANKARA (AA) - Türkiye'nin,
Avrupa Birliği'ne (AB) üye
olmadan önce, geçmişte hemen
hemen her 10 hayvandan birinde
görülen şap hastalığını
topraklanndan yok etmesi
gerekiyor. Eğer Türkiye şap
hastalığını temizlemezse, AB 'ye
hiçbır şekilde et, süt ve bunlann
ürünlerini satamayacak. Üyelik
halinde, şap hastalığı görülen
kentler, bölgeler arasındaki hayvan
ve hayvansal ürün ticaretine bile
ambargo konulacak. örneğin,
üyelikten sonra Kars'ta şap
hastalığı çıkınca, hiçbir şekilde
hayvan, et, süt ve peynir il dışına
çıkanlamayacak ama.. AB'den ithal
edilen peynir, et ürünleri Kars'a
girebilecek.
ISTANBUL KAPALIÇARŞI,
SANDAL BEDEŞTENİ'NDE
SATILIK 2 DÜKKÂN
Mülkiyeti Vakfımıza ait istanbul ili, Eminönû ilçesi, Çarşı mahallesi, Sandal Bedesteni
sokağı, pafta 5, ada 2734, parsel 20 numarada kayıtlı, 29 metrekare yûzölçümlü
dükkânın tamamı ile, aynı yerde 21 numaralı parselde kayıtlı 36 metrekare yüzölçümlü
dükkâmn 210/240 hissesi kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle satılacaktır.
1) Satılacaktaşınmazların muhammen satış bedeli, 29 metrekare dükkânın tamamı
için 1.000.000 YTL, 36 metrekare dükkânın 210/240 hissesi için 1.200.000 YTL olmak
üzere toplam 2.200.000 YTL ve geçici teminatı 29 metrekare dükkan için 300.000 YTL,
36 metrekare dükkânın 210/240 hissesi için 400.000 YTL'dir.
2) ihale 10.08.2005 Çarşamba günü saat 16.00'da T.Garanti Bankası A.Ş. Emekli ve
Yardım Sandığı Vakfı Halaskargazi Cad. No: 278 Kat: 8 Şişli-İstanbul adresinde yapılacaktır.
3) Şartname yukarıdaki adresten temin edilebilecektir.
4) Teklif mektupları en geç 10.08.2005 Çarşamba günü saat 12.00'ye kadar yukarıdaki
adrese verilecek veya aynı gün ve saatte belirtilen adrese ulaşacak şekilde posta ile
gönderilebilecektir. Postadaki gecikmeler kabul edilmeyecektir.
5) Vakfımız 2886 sayılı kanuna tabi olmamakla, ihaleyi dilediği kişi ve kuruluşa vermekte
veya ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
6) Satış hakkında daha geniş bilgi, Genel Müdürlüğümüzden şahsen ya da
(0212) 233 36 40'tan (10 hat) no.lu telefonlarla temin edilebilir.
TÜRKİYE GARANTİ BANKASI A.Ş.
MEMUR VE MÜSTAHDEMLERİ
EMEKLİ VE YARDIM SANDIĞI VAKFI
GENEL MUDURLÛĞÛ