Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 TEMMUZ 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(S cumhuriyet.com.tr 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ
Dünya Mimarlık Kongresi'nde İstanbul ve Türkiye 'mimarlık kültürünü' anımsıyor
Gündemde 'mimarlık'varUluslararası Mimarlar Birliği'nin (U1A) Tür-
kiye Mimarlar Odası ev sahiplığınde 100'e ya-
kın ülkeden katılımla îstanbuTda düzenlediği
"22. Dünya Mimarlık Kongresi" bugün sona
eriyor..
Yaklaşık 8 bin kışinin katılımıyla gerçekleşen
Dünya Mimarlık Kongresi'nin 100'den fazla
sergisi ile kültür ve sanat etkinlikleri ise yann
başlayacak 3 günlük "23. UIA Genel Kurulu"
süresince pazar gününe kadar devam edecek.
Kongre ve Genel Kurul'un "dünyaya sesle-
nişi" anlamına gelen ve 21. yüzyılın ilerleyen
dönemlerine ait dünya mımarlannın ortak di-
leklenni içerecek "tstanbul Bildirgesi"nin de
bugünlerde ilan edilmesi bekleniyor...
Rekor katılımlar
UIA Başkanı Jaime Lerner, 2002 yılındaki
Berlin Kongresi'nde seçilmesinin ardından ilk
resmi açıklamasmda, mimarlığm 21. yüzyıl
gündeminde "kentler" olacağını vurgulamış
ve îstanbul-2005 Kongresi'ninde "Kentler ve
Mimarlık" konusunda ilk büyük buluşmayı
sağlayacağını belirtmişti.
Lerner'in bu dileği, 1000'e yakın bildiri baş-
vurusunda ağırlıklı konuyu oluştururken, Bı-
lim Komitesi'nin bunlar arasından kongreye ta-
şıdığı yaklaşık 600 konuşma, poster bildiri, ser-
gi ve sunumda da hemen tüm yönleriyle irde-
lendi.
Yaklaşık 2000 başvuruyla Dünya Mimarlık
Kongreleri'ndeki geleneksel öğrenci yanşma-
lanrun da rekoru kınlan UIA istanbul doruğun-
da mimarlann ortak dilekleri, "mimarlığın
kentlerle olan tarihsel bağlaruu yeniden güç-
lendirmek"ti. Ancak bunun için sadece mi-
marlann istekliliğinin yetmediği, yerel ve mer-
kezi yönetımlerle bırlikte uluslararası kurum-
lann da "uygarca bir dünya" için bu hedefı
benimsemeleri gerektiği, kongredeki sayıstz
konuşmada dile getirildi...
Sezerin dilekleri
Nitekim, 3 Temmuz 2005 Pazar akşamı Ye-
dikule Zindanlan'ndaki açılış törenine rahat-
sızlığı nedeniyle katılamayan Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer de dünya mimarlanna
gönderdiği mesajında şunlan söyledi;
"Mimari yapılan, tarihsel ve kültürel de-
ğerleri, çevre düzenlemeleri ile kentler, top-
lumların gelişmişlik düzeyinin önemli gös-
tergesidir.
Özgün kimlik ve estetik boyut kattıklan
yapüann, doğal ve toplumsal çevreyle uyum-
lu olmasını gözeten mimarlar, kent biüncini
zedeleyen kişiliksiz yapılar yerine, zamanı
ve mekânı aşan, kültürel değerleri yansıtan,
dünyayı güzelleştiren seçkin yapılar ürete-
rek uygarbğa yaptıklan katküan sürdürme-
lidir..."
Erdoğan deflerlendlrecek'
Aynı törende Başbakan Recep Tayyip Er-
% * * > •
• MtMARLARIN KÜLTÜR VE
SANAT ÇIKARMASI
Dünya Mimarlık
Kongresi nedeniyle
İstanbul'da yûzlerce sergi açddı;
kültür ve sanat
gösterileri sürüyor. Solda, Elif
Çimen'in Tarık Zafer
Tunaya'daki"ÇizikKent"
resim sergisinden "Meydan" adlı
çalışması; altta,
2 Temmuz gecesi Cemal Reşit
Rey'de düzenlenen "Bir Tatlı
Huzur Almaya Geldik
tstanbul'dan"
gösterisinin Ceren Oykut imzasını
taşıyan afış resmi...
doğan'ın yaptığı konuşma da kentlerdeki
"mimarsız" ve "mimarisiz" büyümeden
duyulan kaygılara katıldıklan mesajını veri-
yordu.
Başbakan, dünya mimarlannın istanbul bu-
luşmasından çıkacak sonuçlan "dikkatle de-
ğerlendireceklerini" söylüyor ve bu ev sa-
hipliğinin en önemli yarannın da "kent ve
mimarlık konulannda üretilecek görüşler"
olduğunu belirtiyordu.
Kongreye yaptığı destekle övgüler topla-
yan tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş ise öncelıkle bir "mimar"
olarak dile getirdiği görüşlerinde; "Bu kong-
re sadece mimarlann değil, umutlann da
buluşmasıdır. Çünkü İstanbul ve tüm kent-
ler mimarlıkla var oldular; mimarhkla me-
deniyetler tarihine imza atüar; şimdi yeni-
den mimarlığı özlüyorlar..." diyordu...
'Küresel' yanılgılar
Dünya Mimarlık Kongresi'nde gündem
oluşturan konuşmalann ve sunumlann ço-
ğunda, "küreselleşme"ninkentlere dayattı-
ğı ve tüm coğrafyalarda birbirine benzeyen
"finans mimarisi"nin yerel ve bölgesel ka-
rakterleri göz ardı etmesine değinildi.
Sadece Türkiye'de değil, dünyadaki özel-
likle geri kalmış ülkelerde yaygın olarak gö-
rülen "tek tip kent yapılaşması"nın sorum-
lusu "çağdaş mimarlık" olamazdı. Çünkü
mimarlık tarihinde tüm "dönemini yansı-
tan" ürünler, aynı zamanda o dönemin "çağ-
daşları"ydılar; ama geçmişi tümüyle redde-
den bir "yeni" hiç olmadılar.
Günümüzde gözlenen "tavır farkının"
temelinde ise küresel kültürün kimliksizli-
ğine "çağdaşhk" diyebilenlerin yanılgıla-
n ve tarihsel bırikimleri "gelişmenin enge-
i
:4a
\
\y\
li" saymalan yatıyor.
Barınaklar' ve kuleler'
Yeryüzünün tüm yörelerinde binyıllara daya-
lı çeşitlilıği giderek ortadan kaldıran. dünyanın
mimarisini yoksullann "bannaklan" ile var-
sıllann "kuleleri" ikilemine dogru sürükleyen
küresel imar politikalan, özellikle geri kalmış
ülkelerdeki "doğal afetlere" dayamklı yapı
kültürünün de unutulmasma neden oluyor.
Bu sürecüı "dramatik sonuçlan", kongre
gündemine Türkiye Mimarlar Odası'nin tale-
biyle aluıan "Güney Asya'da Tsunami ve
Gerçekler" forumunda da dile getirildi.
Her yöreye özgü farklılıklar gösteren gele-
neksel yapı kültürünü günümüz teknolojisiyle
de gelıştirmenin, "afetlere karşı kendi önlem-
lerini almış" bir mimarlığı yaratacağı vurgu-
landı...
Mlmarlığın sanat'sal özü
Bu konunun, yann başlayacak "23. UIA Ge-
nel Kurulu"nda da ele almması bekleniyor.
Çünkü Genel Kurul gündemindeki önemli ko-
nular arasında UNESÇO ile birlikte yürütülen
"Mimarlık Eğitimi Gurubu" çalışmalan da
var. Mimarlığın öncelikle bır "sanat" ve "ya-
ratıcılık" olduğunu anımsatan ve geleneksel
ile çağdaşlık arasında " yaratıcılık birikimle-
rine" dayalı kültürel bağlar kurulmasını hedef-
leyen bu çalışmamn Türkiye açısından önemi
ise ülkemizdeki mimarlık eğitiminde Avrupa
Birliği sürecine bağlı yeni düzenlemelere de
ışık tutacak olması...
Şehir planlamacısı Johnson, Düzce'de 6 yıl önce oluşturulan yaşam alanlarındaki kirliliğe ve belirsizliğe dikkat çekti
Geçici konutlar 'kalıcı' olmasınMimarlar Odası Başkam, İBB'nln
dağıttığı rehbere tepkJ gösterdl
'Cumhuriyetin
kazanımlarını
kimse örtemez'
tstanbul Haber Servisi - Mimarlar Odası Genel
Başkanı Oktay Ekinci, 22. Dünya Mimarlık
Kongresi'nde istanbul Büyükşehir Belediyesi'nce
(ÎBB) dağıtılan ve Cumhuriyetin ilanımn Istan-
bul'la ilgili sonuçlannın eleştirildiği rehberdeki
bilgilerin yanlış ve yanlı olduğunu belırterek
"Cumhuriyetin kazanımlarını kimse örtemez"
dedı. Ekinci, kongreye katılan delegasyona tBB
taranndan dağıtılan lngilizce istanbul Kent Reh-
berTyle ilgili basın toplantısı düzenledi. Kongreyi
destekleyen kurumlann dağıttığı dokümanlan,
"bir yayın komiseri" gibi incelemelerinin müm-
kün ohnadığım ifade eden Ekinci, "Kadir Top-
baş'ın, bu rehbere siyasi bir hamle olsun diye,
kasten onay verdiği izleniminde değiliz. Sanı-
nm, belediye kadroları içinde bu kadar mima-
nn bir araya gelmesini fırsat bilip onlara Tür-
kiye Cumhuriyeti hakkında farklı görüşleri ak-
tarmak için böyle bir kitap aracı olarak kulla-
mlmıştır" diye konuştu. Ekinci, Türkiye Cumhu-
riyeti ve onun ilkeleri obnasaydı bu kongrenin ya-
pılamayacağına dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Türkiye'de kentlerin planlaşmasının başlangı-
cı Cumhuriyet dönemi ile olmuştur. Osmanlı'da
Cumhuriyete dek kent planı yoktu. Rehberde-
kilerin tam tersine Cumhuriyet döneminde, ta-
rihsel mirasın korunması devlet güvencesi altı-
na ahnmıştır. Cumhuriyet olmasaydı Osmanlı
mirası kalmayacaktı. Bu rehber, onay ve görü-
şümüz dışında dağıtümıştır. Esef vericidir."
ÖZLEM GÜVEMLİ
GÖKÇE UYGUN
22. Dünya Mimarlık Kongre-
si kapsamında şehirplanlamacı-
sı Cassidy Johnson, "1999
depreminden sonra yapdan
prefabriklerin uzun süreli
gerçekliği" konulu bir sunum
yaptı. Johnson, 1999'da Mar-
mara Bölgesi'nde yaşanan iki
büyük depremden sonra Düz-
ce'de kurulan prefabrik yapüa-
nn geçici olarak yapılmasuıa
karşın süreklilik kazandığma
dikkat çekerek bu konutlann sü-
reklilik kazanmasının uzun va-
dede olumsuz sonuçlar doğur-
duğunu söyledi.
Johnson, 17 Ağustos 1999
depreminden sonra Türkiye'ye
gelerek Düzce bölgesınde çeşit-
ü dönemlerde incelemeler yap-
tığını, prefabriklerde yaşayan in-
sanlarla, bakanlık yetkilüeriyle
görüşmeler yaptığını anlattı. Ge-
çici konutlann siyasi ve ekono-
mik sistemle ilişki içinde oldu-
ğunu belirten Johnson, "Kızıl-
haç'ın ve Kızılay'ın 2001 Fela-
ketler Raporu'nda. kahcı ko-
nutlar felaketten 1-1.5 yıl son-
ra yapılabiliyor ve afetzedeler
bu süreyi çok uzun buluyor.
Çünkü insanlar felaketten 1-
1.5 saat sonra hayatını tekrar
kurmak istiyor" dedi. John-
son, devlet ve sıvil toplum kuru-
luşlan tarafından yapılan geçici
konutlann ömrüne göre çok pa-
halı olduğu yönünde eleştrnler
bulunduğunu anımsatarak
"Prefabriklerin inşası bazen
Cassidy Johnson, "1999
depreminden soara
yapılan prefabriklerin
uzun süreli gerçekliği"
konulu bir sunum vaptı.
uzun sürüyor. Kahcı konutla-
nn kaynağı da buraya aktan-
labiliyor. Geçici konutlar ba-
zen iyi. bazen olumsuz sonuç-
lar doğurabiüyor" diye konuş-
tu. Johnson, incelemeler yaptı-
ğı Düzce'dekı geçici konut böl-
gesinde şu an yoğun bir kirlilik
olduğuna dikkat çekerek pre-
fabrik evlerin ne olacağının hâ-
lâ bilinmedigıni söyledi.
Gökdelenlerde yaşam
îstanbul'dakı dıkey yerleşun
alanlan konusunda bir sunum
yapan şehir plancısı Aliye Ahu
Gülümser de kentteki gökde-
lenlenn kontrolsüz şehhieşme-
nin çözümü olarak görüldüğü-
nü söyledi. Bu tür dikey kulele-
rin, içinde yaşayanlan, adeta şe-
hirden tecrit ettiğini belirten
Gülümser. "Bu korumah yer-
leşimler yeni sosyal sınıfın ih-
tiyaçlanna yönelik hazırlanı-
yor. Şşehrin ortamını radikal
değişimlere uğratıyor. Kentte
yaşayanlar, insanlar arasın-
daki ilişkiye sınır kovTiyorlar.
Bunun yanı sıra bu binalann
idarecileri belediyeler gibi ça-
lışarak çevrelerine altyapı
Blldlrge açıktanacak
22. Dünya Mimarlık Kong-
resi'nin uluslararası kamu-
oyuna dönük iletisi bugün
"İstanbul BUdirgesi"
adıyla dünyaya duyurula-
cak. 21. yüzyılın kent, mi-
marlık, kültür, çevre, yerel
yönetimler, kimlik değerle-
ri konulannda ulusal ve ev-
rensel önermeler içeren
bildirge, bugün kapanış fo-
rumunda tartışıldıktan son-
ra açıklanacak. Mimarlar
Odası Genel Başkanı Ok-
tay Ekinci, Kongre Bilim
Komitesi Başkanı Prof. Dr.
Doğan Kuban ve Kongre
Başkanı Suha Özkan'ın
birlikte açıklayacaklan bil-
dirge üzerindeki görüş-
meleri Uluslararası Mimar-
lar Birliği Başkanı Jaime
Lerner yönetecek.
hizmeti sunuyorlar" dedi.
Kongre kapsamında Bahçe-
şehir Universitesi'nde "Smırı
Olmayan Kentleşme; Topra-
ğın Sahibi Kimdir? Kentin
Sahibi Kimdir?" başlıklı pa-
nel düzenlendi. Yunan mimar
Vassillis Sgoutas, şehir planla-
ması kararlannm politık oldu-
ğunu vurguladı. trlandalı mi-
mar Justin Kilcullen de BM
Milenyum Hedefleri arasında
2020'ye kadar varoşlarda ya-
şayan 100 müyon insanın haya-
tınrn düzeltılmesinin yer aldı-
ğmı söyledi.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
MileUi ya da Troyalı
Olabilmekd)
Her cumartesı gazeteyle birlikte verilen 'Cum-
huriyet Bilim-Teknik', resmen tiryakisi olduğum
ve okunmadık yerini bırakmadığım ender dergi-
lerden biri. 'Zümrûtten Akisler' köşe başlığıyla
her hafta Prof. Dr. A.M. Celal Şengör'ün imza-
sıyla çıkan yazıların her biri ise benim için hem
ülkemize hem de dünyaya açılan en değerli pen-
cereler niteliğinde. (Değerli pencere: Eğer bir
pencere ondan bakmak için her yaklaştığınızda
sizi kendi pencerelerinizi açmaya zorluyorsa, bi-
lin ki o, değerli bir penceredir!).
Prof. Şengör'ün geçen haftaki yazısının başlı-
ğı şöyleydi: "Milet Keçilere Kaldı! Ya Türkiye?"
Prof. Şengör, bu yazısında Ege'deki antik Milet
kentinin müze ve binalannın ziyarete kapandtğı-
na, kentin artık bir keçi ağılına dönmüş olduğu-
na ilişkin ve 30 Mayıs tarihli Milliyefte çıkan ha-
beri çıkış noktası alarak kültüre bakışımıza ve
vardığımız noktalara ilişkin gerçekten çok dü-
şündürücü saptamalarda bulunmuş.
Değerli bilim adamımız, önce Milet'in neresi ol-
duğuna ilişkin bilgi verirken şöyle diyor: "Milet
neresidir, bilirmisiniz, sevgili okuyuculanm? Eğer
yetmişli yıllardan sonra bir Türk okulunda oku-
duysanız bu soruya olumlu cevap verme şansı-
nız sıfıra yakındır. Zira bir sürü zırvalığın öğretil-
diği tarih ve coğrafya derslerinizde Milet'ten bah-
sedilmemiştir. Onu ders kitaplarınızda da bula-
mazsınız. Bilkent'ten biröğretim üyesi Milet'i Mi-
las olarak çevirmişti Ingilizceye. Ağlar mısınız,
güler misiniz?"
Prof. Şengör, Milet'in yalnız Anadolu uygarlığı
açısından değil, fakat tüm insanlığın ortak uygar-
lığı açısından taşıdığı önem konusunda da şu
bilgileri veriyor: "Halbuki Milet, bilime dayalı in-
san uygarlığının doğduğu yerdir. Orada iki bin-
beş yüz yıl önce yaşayan insanlar dini dogmala-
rı bir kenara atıp kendi gözlem ve akıllanyla bu-
gün bildiğimiz anlamıyla bilimsel düşünceyi kur-
muşlardır..."
Milet, antikçağ Yunan felsefesinin doğum ken-
tidir. Çünkü Miletli Thales, bundan iki bin beş
yüz yıl önce o kentte, bugün felsefeyi başlattığı
kabul edilen ünlü sorusunu sormuştur: Evrenin
ilk maddesi nedir? İnsanlar, Thales'ten önce de
yüzyıllardır o evrende yaşamaktaydılar, daha
doğrusu yaşayıp gitmekteydiler. Ama Thales,
sadece yaşamakla yetinmeyip, Prof.Dr. Nermi
Uygur'un deyişiyle felsefenin kurucu sorusu
"Nedir? "\ evrene yöneltmiş, böylece de felsefe
düzlemindeki eleştirel sorgulamanın temellerini
atmıştır. Bu türden bir felsefe sorgulamasının
başlamasıyla birlikte, o zamanlar yanıtlarını he-
nüz bilimde bulamayan pek çok soru da birer fel-
sefe sorusu olarak ortaya çıkmıştır. Ancak deği-
nilen aşamada felsefe sorgulaması, aynı zaman-
da bilimsel düşünceye dayalı insan uygarlığıyla
da eşanlamlı olmaktadır, çünkü felsefenin baş-
lattığı eleştirel düşünce olmaksızın bilimin doğup
gelişebileceği düşünülemez. Selahattin Hilav,
aynı gerçeği "Yüz Soruda Felsefe" adlı eserin-
de şöyle dile getirir: "Bilimler de kendi araştırma
alanlarında doğrvluklara u/aşma amacını güder-
ler. Demek ki amaç bakımından felsefeyle bilim-
ler arasında fark yoktur. Nitekim, bilimlerin ba-
ğımsızlaşıp kendi başlanna ortaya çıkmalarına
kadar felsefe, en gemiş anlamıyla 'akla dayanan
bilgi' olarak anlaşılmıştı ve bütün bilimleri kap-
sıyordu..." Bu nedenle, Prof. Şengör'ün: "(Bu-
gün) kendinizi onun bunun kulu olarak değil de
hür insanlar olarak mı hissediyorsunuz? Bu Mi-
letlilerin eleştirel düşünce geleneğinin bir sonu-
cudur. - Milet, kısaca, insanın ilk kez gerçekten
insan olduğu yerdir.." söylemi, insan uygarlığı-
nın en güçlü temellerinden birini çok açık dile ge-
tirmektedir.
Prof. Şengör'ün ders kitaplarında bulunmadı-
ğını belirrtiği Milet, yine onun deyimiyle, işte bu
kutsal kenttir ve bu kent, Anadolu topraklannda-
dır. Bugün okullarda öğrenciye verilen tarih kitap-
larında, örneğin bir zamanlar Orta Asya'da ku-
rulmuş tüm hanlıklar Türk tarihinin bir parçası-
dır; buna karşılık, sadece Milet değil, fakat Ber-
gama, Efes, Troya, Homeros, lliada... Anadolu
tarihinin ve kültürünün bilinmeye değer öğeleri
değildir.
Peki, neden? Ve, nasıl?
Bu sorulann kültür ve uygarlık bağlamında bu-
günkü hazin durumumuzu aydınlatmayayaraya-
bilecek yanıtları üzerinde haftaya duracağım.
e-posta: ahmetcemal« superonline.com
acem20'j hotmail.com
Madrid'de Stıoji Ueda sergisi
• MADRÜ) (AFP) - 2000 yılında
yaşamını yitiren Japon fotoğrafçı Shoji
Ueda'nın 150 siyah beyaz ve sepya
fotoğrafı Madrid'deki La Caixa Vakfı
tarafından sergilenecek.
'A Subtle Line: Shoji Ueda, 1913-2000'
adlı sergi Ueda'nın kişişel ve sanatsal
gelişimine odaklanan yedi bölümden
oluşuyor. Fotoğraflannda gerçeği
kendine göre yeniden kuran Ueda'nın
çalışmalan ülkesi dışmda daha önce
Paris'teki Georges Pompidu Center ile
New York'taki Modern Sanatlar
Müzesi'nde sergilenmişti. Madrid'deki
sergi 24 Temmuz'a kadar sürecek.
Ueda'nm yapıtlan Madrid'den sonra
Mayorka ve Malaga'da da sergilenecek.
CAZ FESTİVALÎ'NDE BUGÜN
• CEMİL TOPUZLU AÇIK HAVA
SAHNESİ'nde 21.00'de David Sanborn
Band konseri.
• SEPETÇtLER KASRI'nda 22.00'de
Paris Salsa AJJ Stars konseri.
• BABYLON'da 23.00'te Muvaffak Maffy'
Falay Quintet konseri. (0 212 334 07 00)
BUGÜN
• NÂZIM HİKMET KÜLTÜR
MERKEZİ'nde 21. 15 te Macid Maddi'nin
'Cennetin Çocuklan' adlı filminin
gösterimi. (0 216 414 2-2 39)