Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ 2005 PAZAR
SAGLIK
l'zmanlar, hemen hemen tüm bitkileregelişim düzenleyicisi verildiğini ve denetim yapümadığııu belirttiler
HortnonvücudıdeğiştiriyorŞILEKÖKTÜRK
Tanrnda hormon kullanııru, sağlığımızı tehdit
etmeye ievam ediyor. Geçen günlerde, yaşlan 2.5
ile 6 arasında değişen üç kızda, yedikleri hor-
monlu çilekler nedeniyle "ergenfik" belirti-
len göriîldüğü iddıası, gıdalarda hormon tar-
tışmasını yeniden gündeme getirdi. Ziraat
Mühendisleri Odası ile Tanm ve Köy îş-
leri Bakanlığı'nın Türkiye'de domates, pat-
lıcan ve sakız kabağı dışında herhangi bir
bıtkide hormon kullanılmadığını belirtme-
sıne karşın yurttaşlar tedirgin. Tıp çevrele-
ri, bıtkidekı hormonun insan sağhğını olum-
suz etkilediğini vurguluyor.
Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Ziraat-
çiler Derneği'nce hazırlanan "Sofradaki
SOS" raporuna göre de çilekte hormonkul-
lanıldığına ilişkin bır kanıt bulunmuyor, ancak do-
mates, patlıcan, patates, kabak, üzüm, elma, ka-
vun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hor-
mon kullanıhyor. Rapora göre, hormon, tanm
ilacı, antibıyotik, katkı maddesı ve kimyasal güb-
reler ölçiilü kullanıJmaz ve denetimi iyi yapılmaz-
sa insan sağlığını tehdit ediyor, hastalıklara, sa-
kathklara, erken ölümlere davetiye çıkanyor.
Istanbul Tıp FaJdiltesı Büyiime Gelişme ve Pe-
dıatrık Endoknnoloji Bilım Dalı öğretim üyesi Prof.
Dr. FeyzaDarendeliler, ıçinde hormon olan gıda-
Urünü mevsıminde tüke ATO ve TZD tarafindan hazır-
lanan raporda yiyeceklerle il-
gili dikkat edılmesi gereken
noktalar ve öneriler şöyle:
Domates çekirdeksiz ve içi vıcık vıcıksa,
patlıcan içi süngerimsi ve çekirdeksizse, kabak çe-
kirdeksizse, biber aşm büyük ve etiiyse, çekirdek evi
boş, etlikısmı sertse, patates şekilsiz vepatates yumrulan
yapışıksa, içinde kararmalar varsa, karpuz çekirdek yeHeri
boşsa hormonlu olduğu anlamına geliyor.
# 75 Ekim-10 Kasım ve 10 Nisan-5 Mayıs tarihleri arasın-
da domates, 15 Kasım-15 Mayıs tarihleri arasındapatlıcan, 1
Kasım-15 Mayıs tarihleri arasında kabak yenilmemeli, kış gı-
dalan kışın, yaz gıdalan yaztn tüketilmelL
i
lann alınması durumunda özel-
likle küçük çocuklann vücutlannda hormonal
değişiklikler meydana geldiğini belirterek şöyle
konuştu: "Eğer ahnan gıdada östrojen varsa, hor-
mona bağh olarak meme büyümesi oluşur. Çocuk-
larda erken yaşlania başka nedenfcre bağh ola-
rakerken ergenhkolabifir. Beyin tümörü,yumur-
tahk kisti gibi vücuttald hormorüann değişmesi-
ne yol açan etkenler nedeniyle 6 yaşlannda ergen-
hk olabilir. Çocuk bu hormonu dışandan aldığın-
da da bu etkikr görülür. Dışandan hormon alımı
küçük erkek çocuklannda meme büyümesi, ye-
rjşkin erkekte meme büyümesi \e kadınlarda âdet
düzensizliğine neden olur" dıye konuştu.
'HER BİTKİDE KULLANILIYOR'
Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Petek Ata-
man da Türkiye'de hemen hemen tüm bitkiler-
de, ağırlıkla mevsim dışı üretimlerde bu bitki ge-
lişim düzenleyıcılenn kullanıldığını vurguladı.
Hormonlarm yasal hmitlerin üzerinde kullanı-
mı, ılacın özelliği ve kalrntı miktanna göre akut
zehirlenmeden merkezi sinir sistemi üzerine et-
kiye, \iicudun savunma mekanizmasuıı olumsuz
yönde etkilemekten, solunum güçlükleri ve kan-
sere kadar etkileri görüldüğüne dikkatı çeken
Ataman, "Doz aşımında insanlarda hormon dü-
zeyini etkilediği yönünde bilimsel bir rapor yok.
Ülkemizde yapüan taramalar ve analizler "çilek-
te lirrut dışı ılaç kullanımı ohnadığını' gösteriyor"
diye konuştu.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan
Günaydın ise Türkiye'de yalnızca domates, pat-
lıcan ve sakızkabağında hormonun, kışın 13 de-
recenin altmda meyvelerin soğukta tutulabılme-
sini sağlamak için kullanıldığını belirterek "Çi-
lekte hormon kuDanılmıyor. Çocuklann yedikle-
ri çilek nedeniyle erken gelişriği iddiasının, bütün
araşürmalan yapıldıktan sonra ortaya konulma-
a gerekiyordır dedı.
Tanm ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kont-
rol Genel Müdürlüğü'nün "Bitki GeHşimini Dü-
zenleyicüer (BGD) Hormonlar" başlığı ile hazır-
ladığı çalışmaya göre de, bitkı büyüme ve geliş-
mesınde en önemli rol oynayan hormonlardan 5
ana hormon grubunun, bıtkınin bünyesinde bu-
lunduğu yapılan araştırmalarla ortaya konmuş.
Bunlar, Oxinler, Sitokininler, Gibberellinler, Eti-
len ve ABA. Bakanlığa göre, Türkiye'de yalnız-
ca domates, pathcan ve kabakta zaman zaman bir
kısım üreticilerce kullamlıyor ve hormonlar in-
san sağlığına zarar vermiyor.
Sebze ve meyvede kullanılan tanm ilaçlannın kalıntısı en çok çocuk ve yaşlılarda etkili oluyor
Böcek öldü, siııuli ilaç sofradaFATMAKOŞAR
thraç edilen sebze-meyvelerin Avnıpa
kapısından dönmesı ve kanser vakalannın
artmasıyla zaman zaman gündeme gelen
tanm ılaçlan kalıntısı Türkiye'de toplum sağ-
hğmı tehdit ediyor. Tanm ve Köyışlen Ba-
kanhğı'nın, pek çok ülkede kontrollü ve de-
netime tabı biçimde kullanılan söz konu-
su ilaçlann tüketirnine ilişkin verileri iki
yıldrr güncellenmezken bilim kurumlan
ve srvil toplum örgütlerirün araşnrmalan Tür-
kiye'de kullanımın önemli ölçüde arttığı-
nı, aynca kontrollü, bilinçli yapılmadığını
ortaya koyuyor. Toprak, su ve ürün analız-
leri yasal zorunluluk haline getinlmediği
gibi üretici de ilaç kullanımı konusunda
eğitilmiyor.
Türkiye'de tanm ilaçlanmn ciddi bir so-
run oluşturduğu, yaş sebze ve meyve ihra-
catmda yaşanan sıkmhlar sayesinde su yü-
züne çıkıyor. 2O01'de Antalya'dan Fran-
sa'ya ihraç edilen biberde kanserojen etki-
si olan -methamidophos" maddesi tespit
edilmişti. Aynı yıl AJmanya'ya ihraç edi-
len Çarliston biberde de aynı maddeden
yüksek oranda bulundu ve biberler imha
edildi. Biber üreticisinin o yıl, yalnızca tü-
tün ve pamuk üretimmde kullanımına izin
verilen bir tanm ilacını, "Trips" adı veri-
len bir böcekle mücadele etmek için kul-
landığı anlaşılmıştı.
1250 ÇEŞİT İLAÇ KULLANILIYOR
tstatistikler, söz konusu ilacın Türkiye'de
hâlâ kullamldığım da ortaya koyuyor. Ya-
pılan araştırmalara göre, Türkiye'de zirai
mücadelede 1250 çeşit ilaç kullamlıyor.
Araştırmalara göre, gerekpiyasada satılan
et ve süt ürünlerinde, gerekse anne sütün-
de tanm ilacı kalıntısına rastlamyor. Özel-
likle Çukurova gibi yoğun tanm ilacı kul-
lanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çe-
kici oranlarda ilaç kalmtısı görülüyor.
Tanm Bakanlığı verileri, özellikle yerfts-
tığı, incir, findık ve antepfıstığmda "aKa-
toksin'', biberde "kükürtdioksit", üzümde
"parafin", greyfurt ve biberde "pestisit'',
zeytinyağında da bazı "hidrokarbon" ka-
hnülanna rastlandıgını ortaya koyuyor. Ha-
sat zamanından belirîi bir süre önce kulla-
nımı durdurulmayan tanm ilaçlanmn etki-
si, yıkamayla yok ohnuyor. Bihnçsiz kul-
lanılan tanm ilaçlan, saç dökülmesinden
kansere kadar pek çok sağlık sorununa ka-
pı arahyor. Sadece insan sağhğına değil
toprağa, suyave diğer canhlara da zararve-
riyor. Tanm ilaçlanmn doğru kullanımı
için çiftçüerin eğitilmesi, periyodik dene-
tünlerinyapüması ve ürünlerin laboratuvar
testlerinden geçmesi gerekiyor.
SOFRA'PA SOS
ATO ve Türkiye ZiraatçüerDerneği'nin
"Sofradaki SOS" raporuna göre, bu tehli-
ke büinmesine karşm, dünyada her yıl 2.5
milyon ton tanmsal mücadele ilacı kulla-
mlıyor. Türkiye'de ise bu rakam 13 bin to-
nu buluyor. Araştırmalar Türkiye'deki kul-
lanımın diğer ülkelere göre düşük olduğu-
nu, ancak sorunun üreticinin bilinçsiz kul-
lammından kaynaklandığım gösteriyor.
Üreticinin son ilaçlama ile hasat arasında-
ki sürelere uyması, ilacın türüne bağlı ola-
rak önerilen miktarda kullanılması büyük
önem taşıyor. Türkiye'de sıkça yapüan bir
diğer hata da ilaçlann kanştuılarak uygu-
lanması. Bu durumda, kalmtı süresı uzun
ve kısa ilaçlar birbirine kanşıyor. Sürekü
ve ölçüsüz, zamam iyi hesaplanmadan ya-
pılan ilaçlama, tehlikeyi büyütüyor.
"^
ebze ve meyvede ilaç kalıntısını saptayabile-
ceğı öngörüsüyle kuruluşu büyük
sevinçle karşılanan BATAL
(Batı Akdeniz Tanmsal Araş-
tınrıa Laboratuvan) Genel
Müdürü Prof. Dr. Tuncel
OzdeTın açıklamalan da
tehlikenin boyutunu göz-
ler önüne serdı. Geçen yıl
ekim aymdan bu yana fa-
aliyet gösterdiklerini beür-
ten Ozdel, Türkiye'de üreti-
ci ya da satıcıya dönük bir ana-
liz zorunluluğunun bulunmadığnıı
vurguladı. Özdel, "Hiç künseyi anafiz yapür-
^
M,
BATAL:
ANALİZ
YAPTIRAN
YOK
* •>*^^
nıaya
zoriayamaz-
sınız. Bizim
marketzindrieribaşta
ofanak üzere büyük abcdar-
la görüşmekrimiz oldiL Üretici de buna yanaş-
mryor" dedı. Ihracat yaparken analız sonuçla-
nnı referans olarak kullanmak isteyen şirketle-
rin kendilerine geldiğini belirten BATAL Genel
Müdürü, seralardan ise talep gelmediğini kay-
detti. Buna karşıhk, yer adı açıklamayacağını be-
lirterek BATAL'm bazı seralardan örneİder al-
dığını dile getiren Özdel, şunlan söyledi:
"Isanvcremem, ancakseralardan akbğnruzör-
neklerden abnan sonuçlar kritik düzeyde pesti-
sit iceriyor. Tanm Bakanlığı'nın anali/ konusun-
da yasal zorunluluk getirmesi gerekhor. Bunun
adamöMürmekten bir farkı var mı? Orneğin An-
kara'da sebze haline 400 kamyon girhor, bunla-
nn 200'ü anabz isteyen ürünlerie yükhl Bizim
karpuza anali/ \apacak hanmiz wk, ama doma-
tes, biber, patlıcan başta olmak üzere bazı seb-
zeler ile bazı mevvekrin kontroiü şart Devfetin
bunu sağlaması zorunlu."
Araştırmalar
yetersiz
ürkiye Ziraat Mühendisliği 6. Teknik
t
Kongre'de sunulan ve Ege Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü'nden
Nafiz Delen. Emer Dunnuşoğlu. AB Gûncaa
Nurdan Güngör ile Adnan Menderes
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma
Bölümü'nden Cafer Turgut ve Tanmsal
Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nden Alev
Burçak'm imzasını taşıyan pestisitlerin yol
açtığı sorunlara ilişkin araştırmada,
Türkiye'de bu alandaki araştırmalann
yetersiz kaldığına dikkat çekildi. Buna
göre, 1990-99 yıllan arasında 26,2000-
2003 yıllan arasında ise 9 çalışma yapıldı.
Gıdalardaki iJaç kalıntılanru saptamaya
yönelik piyasa kontrol niteligindeki
çalışmalann sayısı ise 50. Bu çalışmalaraı
30'unda kalıntılar tolerans değerlerinin altmda,
15'inde üzerinde, 5'inde de endişe verici
boyutta çıktı. ATO ve TZD ortak hazrrladığı
"Sofrada SOS" raporundaki bilgilere göre, Tanm
ve Köyişleri Bakanlığı Antarya II Kontrol
Laboratuvar Müdürlügü tarafindan 2002 yılında
yapılan ölçümlerde, 9 salatalık numunesinin 1 'inde,
169 biber numunesinin 22'sinde, 16 kiraz
numunesinin 5'inde, 6 kavun numunesinin 5'inde '
uygun olmayan oranlarda pestisit saptandı. 2003
yıhnda, 25 domates numunesinin 2'sinde, 9 salatalık
numunesinin l'inde, 122 biber numunesinin
23'ünde, 2 çilek numunesinin 1 'inde uygun
olmayan oranlarda pestisit bulundu. 2004
yılında ise 87 domates numunesinin l'inde,
3 elma numunesinin l'inde, 2 anason
numunesinin 1 'inde uygun olmayan
oranlarda pestisite rastlandı.
Çocuklar
için risk
büyük
Bitkilerdeki ilaç kalmtısı,
kullanılan ilacın cinsine,
çevre koşullanna, ilacın
aynşma süresine, bitkinin
türüne, ilacm veriliş tarihi
ile hasat zamam arasındaki
süreye bağlı olarak
değişiyor. Kabul edilebilir
kalıntı miktarlan ülkeden
ülkeye de farklılık
gösteriyor. Belirlenen
değerler genellikle yetişkin
bir insanın \iicut ağMığı
ve günlük ortalama
tüketün miktan baz
alınarak saptanıyor. Oysa
bu ağırlığm çok altmda
olan bebekler ve çocuklar,
hem dokulanmn
yetişkinlere göre daha
hassas ohnası, hem
bağışıklık sisteminin yeni
kuruluyor olması, hem de
yaş ve kuru sebze ve
meyveyi daha çok tüketen
grupta ohnalan nedeniyle
risk altmda bulunuyor.
Kanser ve kan
hastalıklanna yakalanma
yaşmm günümüzde çocuk
yaşlara kadar inmiş ohnası,
acil önlem alma
zorunluluğunu da ortaya
koyuyor.
Avrupa'da yasak, Türkiye'de serbestA I zmanlar, kimi ülkelerde "geri çeküen" bazı ilaç-
fj I lann Türkiye'de hâlâ kullanılabildiğini belirtir-
I I ken
B
Tüı1dy€ZiraatMuhendisliği6.TeknikKong-
I II re"de sunulan "Türkiye'de Pestisit Kullanımı,
\J\l KaunüveOı^anizınalanlaDuyarblıkAzalışıSo-
V T runlan" başlıklı araştırmaya göre, 1979'dan
2002'ye son 22 yülık sürede pestisit kullanımı
yüzde 45.29 oranmda arttı. Tanm Bakanlığı'nın
son verilerinden yararlamlan aym araştırmaya
göre, "zehiriüiği yüksekpestisitlerin" toplam tü-
ketim ıçuıdeki payı yüzde 14.8. ABD ve AB'de
yasaklanmış, kısıtlanmış ya da ruhsatı çekilmiş
pestisitlere bakıldığmda ise tablo şöyle:
- Atrazin: ABD'de kısıtlandı, Türkiye'deki
kullanımı 73.376 kg.
- Benomyl: AB'de geri çekildi, Türkiye'de-
ki tüketim miktan 10.081 kg.
- Biphenthrin: AB'de kullamhmyor. Türki-
ye'de tüketim miktan 425 kg.
- Carbufuran: ABD'de kısıtlandı, Türki-
ye'deki tüketim miktan 13.954 kg.
- DNOC: ABD'de yasaklandı, AB'de kulla-
nımdan çekildi. Türkiye'deki tüketim miktan
60.646 kg.
- Fenvalerate: AB'de geri çekildi. Türki-
ye'deki kullanım 1.792 kg.
- Methamidophos: ABD'de kısıtlandı. Tür-
kiye'deki kullanım 326.832 kg. 2001'de Antal-
ya'dan Fransa'ya ihraç edilen biberde kansero-
jen etkisi olan "methamidophos" maddesi tes-
pit edilmişti. Aynı yıl Almanya'ya ihraç edilen
Çarliston biberde de aynı maddeden yüksek oran-
da bulundu ve biberler imha edildi. Biber üreti-
cisinin o yıl, yalnızca tütün ve pamuk üretimin-
de kullanımına izin verilen bir tanm ilacını,
"Trips" adı verilen bir böcekle mücadele etmek
içm kullandığı anlaşıldı.
- Monocrotophos: ABD'de yasaklandı, Tür-
kiye'deki kullanım miktan 47.823 kg.
- Oxydemeton-methy1: ABD'de kısıtlan-
dı, Türkiye'deki kullanım miktan 7.871 kg.
- Parathion-methyl: ABD'de kısıtlandı,
Türkıye'deki kullanım 246.828 kg.
- Phorate: ABD'de kısıtlandı, Türkiye'de 408
kg. kullanım saptandı.
PAZAR
ORHAN BURSALI
ABD Sistemi!
ABD'nin dünyaya nasıl birsistem dayattığının
en çarpıcı örneği, Ingiltere King's College Ulus-
lararası Hükümlü Araştırmalan Merkezi'nin
açıklanan son raporunda açık seçik ortadaydı.
Basınımızda fazla ilgi görmeyen minicik haber
aslında çok şey anlatıyordu:
ABD, 180 ülke arasında, nüfusunun en büyük
oranı cezaevinde olan bir numaralı ülke! Her
100 bin Amen'kalıdan 714'ü, yani toplam 2 mil-
yon Amerikalı hapishanede bulunuyor. Dünya~
da tüm mahkûmlann sayısı ise 9 milyon; 2 mil-
yon Amerikalı mahkûm ise, toplamın yüzde
22'sini oluşturuyor! Avrupa Birtiği ülkelen'nde
ise, cezaevinde yaşayanlann oranı, toplam nü-
fusa göre 100 binde 105. Türkiye'de bu oran
100binde93...
ABD özgürlükler ülkesi! Büyük fırsatlar ülke-
si! Rüyaların ülkesi falan.. örgütlülük, bu ülke-
nin temel özelliği. Bunların başında suç örgüt-
lülüğü var. Bilimin ve teknolojinin örgütlülüğü de
en tepe noktada. Lobilerin siyasi kulvarlara pa-
raları su gibi akıttığı bir ülke.. Delileri ve akıllıla-
rı en üst düzeyde barındıran bir yer. Umudun ve
umutsuzluğun, düşlerin ve hayal kırıklıkların eşit
derecede at koşturduğu.. Şüphesiz ABD'de ye-
nilikçi düşünceier hızla pazar buluyor... Çünkü
ABD dünyanın en büyük ve en korkunç tüketim
ülkesi!
Ama bütün bunlann arkasında yatan tek bir ger-
çek var: ABD sadece parası olanların düdüğü-
nü öttürdükleri bir ülke.. Para, tek ölçü! Sosyal
güvence sıfır. Düzenli ve sürekli para kazanarak
satın alabileceğiniz bir meta, sosyal güvence
adına ne varsa! Adaleti ve haklılığınızı kanıtlamak
için bile müthiş para kazanmak zorundasınız..
Ve rakamlar açıkça gösteriyor ki, ABD aslın-
da bir hapishaneler ve mahkûmlar ülkesi..
Tekrar anımsayalım: 2 milyon mahkûm; dünya
toplam mahkûm sayısının yüzde 22'si!
Neden?
• • •
Yanıtını siz de biliyorsunuz: Bu "özgürlükler"
ülkesinin ayakta kalabilmesinin tek yolu veya
garantisi, mahkûmlann sayısının yüksekliğidir.
ABD sistemi, toplumsal sınıflar arasındaki uçu-
rumlann derinliğine dayanır. ABDtürü demok-
rasi, bu derinliği daha derinleştirmeyle varlığmı
sürdürür. Bu derinleşmeden beslenir.
Hiç abartmıyorum: Bu uçurum ne kadar de-
rinleştirilebilirse, sistem o derece başarısını
kanıtlar!.. Sistem durmadan yeni dolar milyarder-
leri yaratmaya endekslidir. Ancak her dolar mil-
yarderinin arkasında, toplumsal açıdan yoksul-
luğun artışı, hayat garantisi ve umudu olmayan
kitlelerin çoğalışı ve hapishanelerde birkaç yüz
bin daha fazla mahkûm vardır. Ne alaka, derse-
niz; ben de size kel alaka derim!..
llk ABD seyahatimde en önemli saptamam
şuydu: ABD'yi büyük bir eleğe benzetmiştim.
Bütün Amerikan vatandaşlarının içinde bulundu-
ğu bir elek! Ve 300 milyon ABD vatandaşı, ele-
ğin iri deliklerinden aşağı düşmemek için sürek-
li çırpınıp durmaktadır...
Yukarıda, yani eleğin üzerinde kalmanın yasa-
sı, birbirini yok etmeye endeksli vahşi rekabet-
tir. Kaybeden, hooop delikten aşağı, yoksulluk
bölgelerine düşer.. bunların önemli bir kısmı da
demir parmaklıkların ardına! Rekabet edecek
donanımda değilseniz, zaten eleğin sürekli al-
tındasınız!..
Bu vahşi rekabet ABD'yi yukarıda tutmakta,
ancak nüfusunun çok önemli bir kısmını da aşa-
ğıda, mutsuz ve umutsuz.. "Demokrasi"nin on-
ların ellerine verdiği tek yaşam umudu veya el-
maşekeri, ABD'nin birfırsatlar ülkesi olduğudur!
• • •
ABD, bu zenginler, lobiler, savaşçılar, petrol-
cüler demokrasisini, yeni-liberal sistem olarak bü-
tün dünyaya dayatıyor.
ABD kendi "açık toplum" dayatmasının as-
keri çözümünü ve örneğini Irak'ta sergiliyor. Bü-
tün Ortadoğu bölgesini de yine, halklara ve top-
lumlara değil, öncelikle ABD'nin hegemonyası-
na "açık toplum" haline getimnenin her türlü şan-
tajını, dünya üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sal-
landırmaktadır!
Avrupa Birliği'nde kopan savaşın bir yüzü de
tamamen bununla ilişkilidir:
Avrupa Birliği, neoliberal ekonominin büyük re-
kabeti ve dayatmasıyla, ABD tipi demokrasiye
mi dönüşecektir, yoksa Toplumların ve Halk-
ların Sosyal Avrupa Birliği mi inşa edilecektir?
Bu ikincisi, bütün solcuların rüyası olmalıdır,
tartışmasız ve şüphesiz!..
obursali@cumhuriyet.com.tr.
ilaçfirmalan
tüketimi körüklüyor
ATO ve TZD'nin raporundaki bilgilere göre,
Tanm Bakanlığı çiftçüerin bilgilendirilmesi
konusunda etkisiz kaldığı için ilaç fırmalan
ve bayileri gereksiz ve yanlış ilaç kullanımı-
nı pompalayarak bilinçsiz çiftçiyi ticari açı-
dan sömürüyor. Ankara Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. NeşetKı-
hnçer. "sadece anaüz yapmanın sorunu bitir-
me> eceğinl ancak fotoğrafi çekmek konusun-
da işe yarayacağma" dikkat çekerek kontrol-
lü kullanım ve denetimin önemine dikkat
çekti. Pestisiti bütün dünya kullanıyor ancak
çok sıkı denetliyor. Yurtdışında tanm ürünle-
rinin satıldığı satış noktalanndan numune
alımyor, laboratuvarlarda ilaç kalıntısı olup
olmadığı tespit ediliyor. Kabul edilebilir ka-
lmtı oranlannın üstünde ilaca rastlanırsa
ürün tezgâhlardan toplanarak imha ediliyor.
Buna ek olarak toptancı ve üreticinin de izi
sürülerek ürünün deposuna ulaşıhyor, onlar
da imha ediliyor.