14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA SÖZ OKURUN Fikret Dağlıoğlu po8ta@ciunhuriyet.coin.tr Fax:0 212 513 90 98 Yerd Ecevit'm Vahdettm'iı Eski DSP Genel Başkanı Büient Ecevit; manük yürüterek Padişah Vahdettin'in M. Kemal'in Samsun'a çıkacağmı biliyor olma- s gerektiği sonucuna \ ardığını. en azmdan bu- na göz yumduğunu söyledL (20.07.2005 tarihli Cumhuriyet gazetesinden) Ardından "Vahdettin'e hain diyemem" diye- rek, gittikçe zayıflayan solcu kimliğinin böyle- ce ipini de çekrniş oldu. 0nun bu yaptığı; TC'nin karşısında ta başlardan beri var olan ve son ya- nm asırlık Türkiye gerçeğinde, aleni saldınla- rııun sonu gelmeyen karşıdevrimcilerin ekmek- lerine yağ sürmek, ellerine koz vermekten baş- ka bir şey değildi. Türk siyasetinde uzun bir döneme damgası- nı vurmuş Büient Ecevit'in durduğu yerde ne- den böyle bir görüş ortaya attığı tartışılıyor. Ki- mileri rahatsızlığını öne sürüyor, kimileri de ha- zırlamakta oldugu kitabına gündem yaratmak için yapabileceğini belirtiyor. Herkesin görüşüne el- bette saygı duymak lazım. Fakat yıllarca pren- siplerinden asla ödün vermeyen ve solcu kim- liğiyle tanıdığımız birinden böyle bir açıklama- nın gelmesi ilginçtir. Bu öyle basite alınacak bir görüş de değildir. Çünkü tersinden anlamlandı- nlacak olursa insan kendini tamamen Atatürk- çülük ile onun ilke ve devrimlerinin karşısında buluveriyor. Her şey bir yana, Büient Ecevit kimliğini 1980 öncesi ve 1980 sonrası olarak irdelemek sanı- nm yerinde olacaktır. 1980 öncesinin Ecevit'i gençti, dinamikti, hırslıydı, arkasına milyonla- n takıp sürükleyendi. o Ardahanlı bir ninenin kendisine taktığı lakabı ile halkın da yıllarca öyle taruyacagı Karaoğalan'dı. ABD'ye haşhaş ekimi konusunda resti çekendi o. 0 Kıbns Fa- tihi'ydi. Koskoca CHP'nin Atatürk ve îsmet Paşa'dan sonraki genel başkanıydı. Bir de 1980'den sonraki Ecevit. Aynı yılın eylül ayındaki askeri darbeye kadar olan altı ay- lık döneminde 7. cumhurbaşkanıru seçemeye- rek, Demirei ile birlikte ihtilali davet edendi. CHP Genel Başkanı'yken aynldığı yerden on- ca ısrarlı davetlere karşı yeniden açılan CHP'ye yüz vermeyen, sırtını dönendi. Kuru bir inat uğ- runa, kendi bildiğinde ısrar eden, "Az olsun be- nim olsun" mantığını yerleştiren ve bu nedenle Türk solunun bölünmesinde en aktif rolü oyna- yandı. Parrisi DSP'yi cemaat kadrolanna açıp, bazı illerde cemaatin adamlanndan milletvekili ada- yını belirleyendi. ABD ile çok iyi geçinendi. Öy- le ki: 1999 seçimleri öncesi PKK lideri terörist başının Türkiye'ye teslimi, resmen bu ülkenin değerli bir seçim hediyesiydi. Ecevit bir zamanlar arkasına taktığı milyon- ların umuduydu, onlann Karaoğlanı'ydı. Şim- di her geçen gün karşıdevrimciliğe ve hatta ce- maate doğru kayan söylemleriyle umutsuz ve çıp- lak... _ Devrim KARATINA Deniz otobüslerinde deniz yoktur Dünyalar güzeli Istanbulumu- zun kendisiyle özdeşleşmiş, onun simgesı olmuş, Marmara'da, boğazda deniz çiçekleri gibi gezinen şehir hattı gemilerinden söz edece- gim. Bu son günlerde duyduklanm, okuduklanm nedeni ile bir gün ar- tık onlan bu sularda görememek dü- şüncesi bir kâbus gibı aklımdan çık- mıyor. Kuşkusuz her Istanbullunun da bunu düşünerek en azından içi sız- hyordur. Bu, sadece duygusal bir olay olarak ele ahnıp geçıştırileme- yecek kadar önemli bir konu. Deniz otobüsleri ek bir çözüm ol- duğu sürece işlevini yapıyor ve ya- pacaktır. Belli ölçüde yapıyor di- yorum. Bizleri taşıyorlar ama o oto- büslerde deniz yok. Bir tüp ıçınde gnder gibiyiz. Anlatmaya çalıştığım bu farkı, inanın Istanbul'da yaşa- yan yabancılar ve bu kenti aynlır- ken ağlamaklı olacak kadar seven- ler bizden daha iyi fark ediyorlar. Şehir hattı gemilerimiz eskidir, yıpranmış, konforsuz ve hatta sağ- lıksız bile olabilirler. Onlan yok et- mek yerine yenileyip kullanımlan- nı sürdürürken onlann artık "Istan- bul tipi gemiler" olarak daha hızlı, daha modern olanlan yapılmalıdır. Onlan yıllardır bizim ustalanmız, bi- zim mühendislerimiz. işçilerimiz kendi tersanelerimizde yapıyor. Bu şu demektir: Bunu sürdürmekle dö- viz ödemeyeceğiz ve iş imkânı sağ- layacağız. tstanbul'la özdeşleşmiş bir güzelliğı tarihimizden parça ol- muş simgeyi daha nice yıllar yaşa- tacağız. Güzelliklerimize,geçmişi- mize, kültürümüze ve denizimize bakarak gülümseyelim. Bogazın iki yakasıru bir mekik oyası dokunuşu ile süsleyen gemilerimizi yok etme- yelim, yaşatalım. tstanbul'u ve Is- tanbulluyu bu deniz çiçeklerinden mahrum etmeyelim, çok yazık olur. EniseSÖNMEZ Şehir panoları IstanbulBüyükşehir Bdediyesi'nin Istanbul'da yapüan Şampiyonlar Ligi son maçı ve geçen günlerde sona eren Dünya Mimarlar Toplanosı için şehrin önemli yoüanna astığı tabela- lar bende, sanki sömürge bir toplum- da yaşadığımız hissini uyandırdı. Oy- sa maç için istanbuTa İngiliz ve İtal- yan seyircfleri geldl Eğer onlara hita- ben yapmış olsalar yanına İtalyanca- sını da asmalan gerekmez mi? Mi- marlarda da durum aynı. Dünyanm her köşesinden mimarlar gelmiş vesen yi- ne her yeri tngihzce ile donauyorsun. Büyükşehir Beledryesi yerine Metro- politan Municipality, belediye başka- nımızın kendisi için kullandığı Dr. Mi- mar lakabı yerine de Arch. Dr. yazıl- ması ise olayın iyice abarnldığını gös- teriyor. Biz yabancı bir ülkeye gitsek, acaba, merakediyorum kaç iilke Türk- çetabelalar asar? Tabii kihiçbiıi Ben- cebu olaylar arük kendimize hiçbir ko- nuda özgüvenimizin kalmadığını ve toplumunıu/a aşağılık duygusunun pek de güzel aşılandığının göstergesL Ingüizcenin en çok konuşulan dil oldu- ğunu ve arük günümüzde anadilimiz yerine başka diller öğrenmenin zorun- lu olduğunu kabul ediyorum. fakat bu demek değildir ki kendi dilimi/i dışla- yalım, hakir görelim. Buna kimsenin hakkı yoktur. Orhan Uygar DOĞRU CUMOK'lar alanlarda Aydınlanma değerlerini ve gazetesini sahiplenen Cumhuriyet (CUMOK) okurian. birlik ve beraberiiklerini riim plarformlarda yansrtryor. Cumhuriyet kazanımlanna vurgu yapüan günlerde bir araya gelerek, güçlerini gösteren CUMOK'lar, son olarak 24 Temmuz günü Lozan Antlaşması'nın yıldönümü nedeniyle alanlarda ver aldL ELEŞTİRİLER • Sayın Selçuk, 15 Temmuz 2005 Cuma günkü Cumhuriyet'in 2. sayfasında başlayıp 8. sayfasında devam eden bir yazı yayımlandı. Yazınuı başlığı "Tarikat, Ticaret ve Siyaset AŞ". Özü fazla uzatmamak için anılan yazıdan bazı alıntılan dikkatinize sunmak istiyorum. Bu alıntılan ve yazının tümünün, nasıl yayımlanabildiğini değerlendirmek siz, yetkililere düşer."Yönetsel ve siyasal müdahalelerden esirgendiği ölçüde Islamiyet, ulusal ve toplumsal biriiğin temel güvencesi, sevginin ve hak arama duygusunun tükenmez esin kaynağıdır.'' "Çünkü tarikatlann, o arada Nakşi akımm çılaş noktası 'mükemmel insan, örnek Müslüman'dır. Gazneliler döneminde manevi iklimi oluşan, Baheddin Nakşibent'le mayalanan ve Hoca Vüsuf Hamedani ile 12. asırda sistemleşen Nakşilik, zUdr • Gazetemiz köşe yazan Oral Çalışlar, 15 Tem- muz 2005 tarihinde köşesine Prof. Dr. Sayın Aydm Aybay'ın kendisine yazdığı anadilde eğitim konulu mektubu yayımladı. Sayın Aybay Hocama içten teşekkürler. Yazdıkla- n, anlayana ders mahiyetinde. Oral Çalışlar yazısı- nı "Sevgüi Aybay'ın tezlerine kaülmadığım noktala- n sonraki günlerde ifade edeceğim" diyerek bıtıriyor. Oral Çalışlar anadilde eğitime verdigi desteği; ül- kenin bölünmez bütünlüğüne, devletin üniter yapı- sının korunmasına da vermeyi ve bu değerleri yık- maya çalışanlara ince ince destek vermeyi bırakma- yı da düşünür mü acaba? Nusret PINARBAŞI • 16 Temmuz 2005 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 6. sayfasında Ataol Behramoğlu'nun "Halkımız ve Aydmlanmız Üzerine—" isimli güzel yazısını zevkle okudum. Sayın Behramoğlu, yüreğinin sesini eğip- bükmeden ve korkmadan, halkın anlayacağı dille yazmış. RahmetliAzizNesin'in bir özdeyişini (halkın çoğunlugu aptal) değerlendirirken "™ben bu değeriendirmeyi de, söyleyiş biçimini de doğru bulmuyorum. Halkımız aptal değil,eğjtimsiz" diyerek kangren olan bir yaraya parmak basmış. Atatürk'ün -Türkmilletiakıllıdır,zekidir'' dediği insanlara, hayatıru halkına vakfeden, günümüzün Nasrettin Hocaa'nın (Aziz Nesin) bu sözü mecazi olarak söylediğini, asıl maksadının, nünısumuzun çoğunlugu şardandınlarak aldatünuş, demek oldugu düşüncesindeyim. (Yaratan'ı sürekli anma) temeüne dayanır, özel öğreti ve ruhsal disiplin içinde madde>i manada arayan yüksek bir ahlak hedeflenir. Zikir yaparken Allah se\gisi dışında hiçbir şeyin sıznıaması için gönül kapısı mash aya (maddi varhklara) karşı kilitlenir. Nakşilik gibi büvük bir tarikatm itikadi, ameli ve felsefi analizlerinin bu sütunlara sığması mümkün olamayacağı için biz sadece özünü vTirgulanıakla yetindikama, yazumzuı başmda temel kabuUerini ortaya koyduğumuz Islam anlayışı ve çerçevesi elbette tarikatlan da bağlar. Çünkü, tarikatlar din değü, dinin yorumu, türe\i ve bir başka versiyonudur." Yazı bu minval üzere devam ediyor. Yazı devam H. Esat YAVUZTÜRK ediyor da ben devam edemeyeceğim, zira yasal olarak suç işleyebilirim. Tarikatlar ve özellikle Nakşibendiliği bu denli öven bir yazının Cumhuriyet'te yayımlanması, benim gibi 1959'dan bu yana Cumhnuriyet okuyan bir kişi için anlaşılır gibi değil. Dr. Kâmil ŞEKEKARAN Unîversite özgür düşünce yeridir! Istanbul'da bir vakıf üniversitesinde siyasi görüş ayrımına girmemiş bir filozofun kitabının fotokopisini bile çektiremiyorum. Nedeni ise kitabm sol içerikli olduğunun düşünülmesi ve böyle bir kitabm üniversitede fotokopisinin çekilemeyeceğidir. Aslmda bu olay Türkiye'nin yerinde sayan bir toplum olduğunun kanıtıdu". Düşünce kitaplannın solculara mal edilmesi ve tepki göstermelerinin nedenini açıkça ortaya koyar. Siyasi açıdan sorumlulann bu tarz tepkileri toplumun düşünmesini istemediklerini ve halkın düşünce yapısmı ele geçirmek istediklerini ortaya koyar. Düşünmeyen bir halk kendi kararlannı veremez ve kendi karan oknayan bir halkı yönetmek daha kolaydır!!! Ezgican YILDIZ O 'X Cumhuriyet, sayfalarını CUMOK'lara açtu "Söz Okurun"sayfamızdayayın ilkelerimize uygun tüm haberlere, duyurulara, göriişlere ve eleştirilere yer veriyoruz. CUMOK'lar bu gazetenin gerçek sahibidirler; iilke yayın yaşamına yepyeni katkılarda bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve genel sorunlarım yansıtmakta önemli işlev üstleneceklerine inamyoruz. ADD ve ÇYDD 'nin varoluşlannı hızlandıracak iletişim ağının "Söz Okurun " sayfasında gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz. posta(â cumhuriyet. com. tr Mektup Adresi: Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu/İSTANBUL Faks: 0212 513 90 98 Başörtüsü yasağıyoktur Isteyen başını istediği gibı örter, isteyen- se açar. Bu, giyim kuşam için de böyle- dir. "Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasası ve yasalan gereği okullarda öğrenciler ve öğret- menler - devlet dairelerinden kamu hizmeti ve- renler laik düzenimiz gereği ve dinsel çağnşım ayruncıhğı yapümaması için örrünemezler ve bu kurala uymak zorundadırlar." A\rupa in- san Haklan Mahkemesi (ATHM) de bunu onay- lamıştrr. Son zamanlarda bazı siyasilerimiz, özellik- le yabancı ülkeler ve yabancı basma da duyu- rarak bir yandan türbanh aileleriyle poz verir- ken, bir yandan da Türldye'de başörtüsü ya- sağı vardır diye genellemekte ve biz bunu top- lumun konsensüsüyle çözeceğjz demektedir- ler. Yüzde 35 oyla iktidara gelenler bilmeüdirler ld,Atatürk Türkryesi'nde okullarda, resmi yer- lerde, ülkemizin temsil edildiği devlet toplan- blarında kadınlannuzın alnı gibi başı da açık ve dik olmahdır, olacakür. Bu alanlar dışında başörtüsü serbesttır. Mağdurlan oynamak hiç de inandıncı değildir. Siyasi çıkarlar adma kaduılannuzı örttürmek ve kamusal alanlara taşıyarak Cumhuriyet'e, laik düzene meydan okumak kimseve >arar getirmez. Böyk biline!.. Prof. Dr. Türkan SAYLAN Aydıtiy çağın vicdanıdır A/etkisiz sorumluhık, ücretsiz yükümlülük- I türdigerbirtanımla.Birangarv'aaslında_ Hayat bo\Ti bir "Oh!»" diyememe durumu. kısa- ca. tzmir Cumhuriyet Okurian (CUMOK) ola- rak Mart 2004'te rahathk bölgelerimizden çıktik ve bir daha "Oh!.." dememek için yan v^na gel- dik. Bir yıu aşkın bir zamandır ülkemizin içinde bulunduğu her zor koşuldan, kararulmaya çab- şılan her alanuıdan, evrilmeye çahşılan her sah- te, köhne, softa ve geri züınhederinden. yok edil- meyeçahşılan değerlerinden, adam sendeci'likten dört yanunızdan kuşatıbna>a çalışıldığımız em- peryaUst ve dış geoşmelerden vazife çıkardık. _ve çıkarma>a da devam ediyoruz. Lozan'ı, 24 Temmuz günü Cumhuriyet Mey- danı'nda kutluyoruz. DEÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu - ndangençler,68'BlerBirligi\akfi'ndan : gençler ve biz CUMOK'lar, aydınhk için bir çift , sözü olan herkesle birlikte uçurtmalar uçuruyor, sözümüzü sö\1üyoruz. j 26 Ağustos'ta Af\onKocatepe"denbaşla>arak 1 Eviül'de Uşak'ta," 7 Eylül'de Salihli'de, 9E>1ül j günü ise tzmir'de, ülkemizin bugünkü karanİığı- na >^nıt verhoruz. Tıpkı 80 küsur yıl önce, ka- ranhğa en hi ce\abı veren, Anadolu'yu avcunun ; içi gibi bilen Mustafa Kemal önderliğinde, kendi toprağuun kokusunu başkalarrvia pa\1aşmak is- temeyen isimsiz kahramanlar gibL. Biz, rahaüık bölgemizden çıkbk. Hiçbir zaman "Oh!..." dememek için_ Ortak ses üretebüeceğimiz dostianmızı anyoruz. Mazeretsiz, ayduihk günler dilegi\1e_ İzmir CUMOK Lozan hn önemi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arka- daşlannın öncülüğünde Anadolu'nun, Trak- ya'nın askeriyle. çobanıyla, köylüsüyle, aydı- ruyla, esnafiyla, tüccanyla, Alevisiyle, Sünni- siyle topyekûn emperyalist güçlere karşı veri- len var oluş veya yok oluş savaşı sonucunda, iç ve dış düşmanlar yurttan atılarak temizlen- miştir. Sıra dünya uluslanna karşı Kurtuluş Savaşı'nı siyasal yönden, hukuksal zafere ulaş- nnnaya gelmiştir. Lozan Banş Antlaşması; On iki Batılı dev- letle laran kırana dokuz ay süren müzakereler sonucu hem silahın hem siyasetin hem de eko- nomik kazanımlann zaferiydi. Bu zafer, bu başan emperyalist güçlerin elin- den söküle söküle alınmış haklardır, antlaşma- lardır, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı- dır. Bu görkemli, benzeri dünyada bulunma- yan Lozan Banş Antlaşması'nın temelinde yokluk, sefalet, çile, gözyaşı, beş milyon şe- hidimizin kanı vardır. Bu nedenle Lozan Ba- nş Antlaşması sonsuza kadar devam edecek- tir. Lozan Banş Antlaşması'nın ilkeleri; ülke- mizin içindeki işbirlikçi hainlere, bölücülere destek veren emperyalist güçlerin inisiyatifî- ne bırakılamaz. Ulusal bağımsızlığımızı ve Lozan Banş Ant- laşması'nı tehdit eden güçlere karşı ne AB'den ne de ABD'den izin alınz. Sınır içinde de sı- mr dışında da savaşınz. dedelerimiz gibi. Lozan; Türldye Cumhuriyeti'nin özgürlü- ğu, bağunsızhğı, ülke bütünlüğü, çağdaşhğı ve tapusudur. Asla vazgeçemeyiz. Türkiye Cumhuriyeti ve Lozan sonsuza ka- dar yaşayacaktır. AhmetKUŞÇU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle