14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2005 PERŞEMBE OLAYLAR VEGORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL ZOP Bir Yan! "ömür biter, Biz hâlâ söylehz" (Behçet Necatigil) Gençtiler, yaşları ne olursa olsun, gençtiler... Çünkü yaşamın içindeydiler, yazıyorlardı, konuşu- yorlardı, savaşıyorlardı. Dosttular, dostlan, seven- leri vardı. ölüm çekip aldı götürdü. Haziran 2005 ne zalim bir aydı: Tek tek aııp götürdü. Her biri için bir kitap yazılsa değer! Nuri'ler, Recep'ler, Ali'ler, nice dostlar!.. En zor yazı türüdür, sevilen bir ölünün arkasın- dan bir şeyler karalamak, karalamaya çalışmak... Inandırmaz, inandıramaz! Kendiniziçindiranlattık- lannız, o kişiyle ilgili de olsa!.. Hepimiz şu yeryüzü sahnesinde bir role çıkmışız! Oyun ne kadar, kaç perde? Nasıl başladıysa öyle bitecek! Ağlanır, gü- lünür. Sonra herkes çekip gider yoluna evine... Gidenler unutulur mu? O kadar çoktur ki giden? Hele siz, belli bir yaşam sürecini epeyce aşmışsa- nız. Çevreniz onlarla doludur. Durup dururken ak- lınızagelir. "Buraya gelecekti, geç kaldı, Cemiyet'te buluşacaktık, gidememiştim. Oyununu seyretmek istemiştim, olmamıştı. İyi kı o resim sergisini gez- mişim, resimler capcanlı duruyor belleğimde.." Böyle dostlann günün bırinde çekip gidecekle- ri hiç aklımızagelmez. Biryolculuktadırlar, görme- sek de vardırlar... ölüm sessizce alır şairleri, sa- natçıları da, bakmadan yeryüzüne ne kattıklanna, ne zenginlikler kazandırdıklanna... Yazmak, anlatmak, tanıtmak gerekir hepsini ay- n ayn. Zaman geçer, yapamazsınız. Belki içinize sindiremediğinizden... ölüm kolay benimsenirşey değil. Düne kadar biriiktesıniz, bugün bir düş gör- müş gıbisiniz. Dağlarca ne demiş "ölüm yaşadığımı değil, ya- şayacaklanmı alır." Doğmak, büyümek, ölmek. Üç perdeli bir dram ya da komedi! Bir düş mü, bir ya- nılsama mı? Düşün dur, senın de sıran gelip düş olduğunda birileri seni de böyle anacaklar... ölmekle her şey biter mi? Sözler, yazılar, şiirler, dostluklar!.. Behçet Necatigil 'Söylehz' şiirini son günlerinde neden yazmıştı da yayımlamamıştı? Neden ölümünden sonraya bırakmıştı? Büsbütün yok olmadtğını, olmayacaöını anlatmak için mi? "Ne gördükse iyi kötül Omür biter biz hâlâ/ Söyleriz. Ne varsa şu dünyada/ Türtü görüntüler/ Gelsek de sonuna/ Söylenz Bazan boş günler/ Geçer birden dolunca/ Söyleriz/ Ne biter Ne kalırgeçmiş kitaplardal ölümden sonra da/ Söyleriz." Günümüzdeki Güç Dengesi ve Türkiye... Doç. Dr. Hüner TUNCER U luslararası ilişkilerin temel ilke- lerinin en başında "güç dengesi" gelir, hiç kuşkusuz. "(îüç denge- si'' ilkesi, dünyada banş ve ıstik- rann geçerli kılınabilmesı için, devletlenn güçleri arasında bir dengenın ku- rulmasını öngörür. Başka bir deyişle, ulusla- rarası toplumu oluşturan devletlerden herhan- gı birinin, uluslararası ilişkilerde var olan güç dengesini kendı lehine bozması ve öteki dev- letlere kıyasla, gücünü büyük ölçüde arttır- ması, dünya banşını ve istikrannı bozucu öğe- lerin başında gelir. Tarihten de çok iyi bilmekteyiz ki, dünya dev- letleri arasında bir "güç dengesi" sağlanmadı- ğı sürece, kendıni ötekılerden daha güçlü gö- recekbir devlet daima ortaya çıkacakve bu dev- let, kendi istekleri ve amaçlan doğrultusunda, dünya politikasına bir biçim vermeye çalışa- caknr. On dokuzuncu yüzyıkn ilk yansında Fran- sa'nın ünlü Iroparatoru NapoKon Bonapart Av- rupa'ya egemen güç dengesini bozmuş ve Av- rupa haritasını altüst etmişti. Bunun üzerine, Avrupa'nın öteki büyük güçleri olan îngilte- re, Rusya, Avusturya ve Prusya aralannda bir "Güç ffirtiği" oluşturarak 1814-1815 Viyana Kongresi'yle, Avrupa'da bozulan güç denge- sini yeniden kurmuş ve kıtada, 1853 yılına de- ğin sürecek olan banş ve huzur dönemini baş- latmıştı. Benzerbiçimde.yirminciyüzyılınor- talannda Almanya'da ortaya çıkan Hider, Av- rupa'daki güç dengesini bozmaya yeltenmiş; ancak, öteki Avrupalı devletler, Hitler'i durdur- mayı ve onu bozguna ugratmayı başarmıştı. îkınci Dünya Savaşı'nın ertesınde, dünyaya egemen olan Soğuk Savaş dönemınde, iki ba- şat güç olarak savaştan çıkan ABD ile Sovyet- ler Bırlığı arasında güç dengesi kurulmuş ve uluslararası ılışkılere ikı-kutupluluk egemen ol- muştu. Ancak, ABD ile Sovyetler Bırlıği ara- sında kurulmaya çalışılan güç dengesi, 1989'da Sovyetler Birliğı'nin yıkılması ve SB'nın de- netimi altındakı Doğu Bloku'nun dağılmasry- la bozulmuş ve dünya politikasına, arüktek sü- per güç konumunda olan ABD yön vermeye başlamıştır. Başka bir deyişle, ABD, dünyada hegemon güç olarak ortaya çıkmıştır. Kendinı dengeleyecek başka bir gücün bu- lunmadığının bılincinde olarak, ABD, ulusla- rarası ilişkilen kendi istekleri ve amaçlan doğ- rultusunda bıçimlendırmeye başlamış ve ken- disim durduracak başka bir gücün bulunma- masının rahatlığı içinde, istediği devletlenn içişlerine kanşma yetkisini de kendisinde bul- muştur. Işte, dün Afganistan'da, bugün de Irak'ta yaşananlar, dünyadaki güç dengesinin, ABD lehine bozulmuş olduğunun somut ka- nıtlandır. Bilindiği gıbi, BM Şartı'mn temel ilkele- rinden biri, bağımsız ve egemen devletlerin içiş- lerine kanşılmaması ilkesidir. ABD, Afganıs- tan'ın ve Irak'ın içişlerine pervasızca kanşmak suretiyle, bu uluslararası ilkeyi göz göre göre çiğnemiştir. Peki, ABD'ye, bu haksız ve yer- siz girişiminde 'dur' diyen herhangi bir dev- let olmuş mudur? Ne yazık ki, hayır! Bu du- rum, bizlere, açıkça uluslararası ilişkilerde ge- çerli olanın, ilkelerin değil de; devletlerin ulu- sal çıkarlan olduğunu bir kez daha kanıtlama- makta mıdır?.. Güç dengesini kendi lehine bozmuş olan ABD, bağımsız ve egemen devletlerin içişle- rine kanşmayı kendıne bir hak olarak görmek- te; bu devletlerin içişlerine güç kullanmak yo- luyla kanşmakta; yanına Avrupalı "uygar" olarak varsaydığımız diğer müttefiklerinı de aJmakta; dünyanın tüm öteki devletleri ıse, bu duruma seyırcı kahnaktadır. ABD'nın gücünü dengeleyecek diğer güç odaklan kısa sürede oluşturulamazsa, dünya banşı ve istıkran açısından, son derece sakın- calı ve tehlikelı bir döneme girmekte olduğu- muz öngörüsünde bulunabilinz. Tarihte yaşa- nanlar, bu öngörünün doğruluğunu kanıtla- maktadır. Bugün iktidarda bulunan AKP hükümeti, ABD'ye ve AB 'ye bağımb ve bu iki güç mer- kezinin güdümünde bir dış politika izleme yo- lunu seçmiştir. Bu da, doğaldır ki, tam bağım- srz Atatürkçü, laik, Cumhuriyetçi rejimimiz- le kesinlikle bağdaşmayan bir dış politika çiz- gisidir. Ve ne yazık ve acıdır ki, hükümetimi- zin yanı sıra, bu tuzağa düşmeye dünden razı olan kendini "aydın" olarak tanımlayan insan- lanmız da, devletimizin tam bağımsızlığı kar- şısında yer alan odaklan oluşturmaktadır! Oy- sa, Türkiye, bugün öncelüde ABD'nin ve AB'nin, yeni emperyalist yüzünü görmek ve tanımak zorundadır! TRT dahil, tüm özel televizyon kanallann- da "boygösteren" sözde konunun uzmanı olan ünıversite profesörleri, ülkemizin ABD ve AB ile olan üişkilerini değerlendinrlerken, eleşti- rel görüş belirtmekten özelükle kaçınmakta; hükümetin görüşlerini yineler niteliktekı gö- rüşlerini dile getirmekte ve kamuoyumuzu ger- çekler konusunda yanıltmaktadır. "Kanaat ü- derieri" konumunda olması gereken akade- misyenler ve yazılı basının "köşe yazaıian", genellikle, "Atatürkçü" olmayı "modası geç- miş"lik olarak nıtelendirmekte ve ülkemizin gerçekleriyle yüzde yüz bağdaşan Atatürkçü- lük düşünce sistemini yadsımaktadır. Iç ve dış politikasında "tam bağımsız" ol- mayı hedefleyen ve bu politikayı uygulayan bir Türkiye Devleti, bazı egemen çevrelerce iddia edildiği gjbi "küresefleşme" olgusuyla ters dü- şernez, çünkü "küreseBeşme". aslında ABD'nin, hegemonik güç olma konumunu tüm dünya dev- letlerine kabul ettirmesinden başka bir şey de- ğildir. Bizimbu gibi oyunlara gelmememiz ve devletimizin temel ilkelerinden biri olan tam bağımsızlıgımızdan kesinlikle hiçbir ödün ver- mememiz gerekmektedır! Türkiye'nin, bugün her şeyden çok, dış po- litikasını ABD'nin ve AB'nin güdümünden çıkartmayı amaç edinecek ve ABD'nin dün- yadaki güç dengesini bozmaya yeltenme giri- şimlerine "dur" diyebilecek 'Güçkr'in arasın- da yer almasını sağlayabilecek bir hükümete gereksinmesi vardır... Satılmışlar Bu Yazıyı Okumasın! Burhan ÖZBEY Eski SEKA Teftiş Kurulu Başkanı DİDİM CUMOK ÇAĞRISI Cumhuriyet okurlannın örgütlenmesi; laikliğin, bağımsızlığın, aydınlanmanın. örgütlenmesidir. 29 Temmuz 2005 Cuma günü, saat 19.00'da, Parlamenterler Sitesi - Kumsal Kafe'de buluşalım, örgütlenelim. Dileyenler için yemek seçeneği de var. Bilgi/tletişim: Mehmet Soysalan Tel: 0 532 586 40 60 B unca yıldır basın camiası içe- risinde, ağırlıklı olarak yerel başında, zaman zaman da ulusal başında çoklukla Cumhuri- yet'te yazılan yayımlanmış, 10 yı- haşkmbir süre büyük birkentin (Ko- caeli'nin) yerel televizyonlannda kesintisiz her hafta "Serbest Kür- sû" adlı açıkoturum programlany- la izleyicilerin karşısına çıkmış, programlannda ülke çapında tanın- mış çok sayıda ünlüyü ağırlamış, ömriinün 25 yılıru kamuda müfet- tişlik hizmetlerine vermiş eski birbü- rokrat ve bugünün basın mensubu olarak şunu içtenlikle söylemek is- teriz ki; mesleğimizde bugünkü ka- dar ağır baskı, gözdağı ve nkanıp kal- mış özgürlük sancısını hiçbir dö- nemde yaşamadık. Şükrediyoruz ki, önceden bürok- raside üstlendiğimiz müfettiş-baş- müfettiş ve teftiş kurulu başkanı gi- bi görevlerimizi AKP döneminde yapmak talihsızlığıne uğramadan, bu yıllan geride bırakıp erken yaşta da olsa emekliliği seçerek, yaşadığı- mız her günü kahır içerisinde geçir- mekten kumümuşuz. Ne yazık ki.. bu kurtuluşu, basın mensubu olarak görev sahamızda şimdilerde yaşa- yamıyoruz! Üzülerek söylemek du- rumundayız ki; gerek ulusal ve ge- rekse yerel başında çok sayıda mes- lektaşımız; talihsizlik gırdabı ıçen- sinde; geçimlerini sağlamak, çoluk çocuklanyla namerde muhtaç ol- mamak yüzünden basın patronian- nın ve tabiı ki bugünkü ıktıdann kuklası olmak durumuna düşmek- ten kendilerini kurtaramamışlardır. Şunu da biliyoruz ki, içlerinde defolu olanlar dışında. mevcut du- ruma çaresızlık ıçınde düşmüş olan- lann içleri kan ağlamaktadır. Kim ne derse desın, AKP'li be- lediyelenn işbaşında olduğu kent- lerde yerel basının çok büyük bö- lümü, belediye pastasındanpay kap- mak için tam anlamryla yerel yöne- timlerin uydusu durumuna gehniş bulunmaktadırlar... Ben özgürlükçüyüm, demokra- üm, tarafsızım, objektifım diye kah- ramanlık yapanlara AKP iktidan döneminde, belediye reklam ve ilan pastasından nemalanmak yolunun ya büyük ölçüde ya da tamamı ile ka- pandığını birçok kentimizde göz- lemlemek olanaklıdır. Tabıı ülkede kaç yerel gazete ve televizyon pat- ronu böyle bir kahramanlığa soyu- nabümiştir o da başka! Ulusal gazete ve televizyonlann büyük bölümünün durumu ise or- tada... Onlar için bu yönde bir şey söylemeye gerek yok. Millet olanbı- tenı zaten bütün çıplakhğı ile görü- yor. AKP içerisinde demokratolan- lann çoğu, parti yönetimlerinin her konudakı tutum ve icraatlanna kar- şı tavır alamadıklarından, ne yazık ki yaşanan gerçekler karşısında ses- siz kalmaktan öte bir şey yapama- maktadırlar. Bir de bu parride Başbakan'a ya- kın olmak, ya da "Başbakan'ın geç- mışte veya halihazırda arkadaşı ol- The Povver of Dreams Honda Civic için en uygun zaman! Seçiminizi etkileyecek herşey Yeni Honda Civic'te! .6 It. 110 PS VTEC II lotoruyla yiiksek performans Amerikan NHTSA-NCAP ten 5 üzerinden 5 yıldız alan güvenlik önlemleri Kullanım kolaylığı sağlayan eniş iç hacim 00 km'de 5.5 It'lik düşük yakıt tüketimi** Yeni optitron gösterge tablosu O'nu sınıf lideri yapan zengin özellikleriyle Honda Civic, 29.015 YTL*'den başlayan kaçırılmaz fiyatlarıyla Honda Plaza'larda sizi bekliyor. 'Cw\c 1 6 IS düz vrtes mode'ın önen'en Deşın ındınmlı pe r aker<öe satış fı>atıdir *-tor>da otomobıllennn "nodef te*n k ûzeMık ve renklerınde de^ış klık yapma hakKn saKlı 'utar 01 0ı 2000 tarhınder ıtıtaren satttan tum Honda model en 3 >ıH0COO0 kn garantısr'e safiıotır Tesl T "a!-*- röekı 'avsiye ed ler perakende satış fıyatı geçerlıd r Araç jzennde«ı tum /ergılef ve ./ergı mevzua'ında o uşar ;jm oeğışıklmter a'aç fesl rraımca r>-uş*e' tarat ndan -varştlanacarttır "199^100/tC yeni Ölçüm metoouna gûre şehır dıy ve -deaı şaniarda elde edıfen rest değef-enöır HONOA TÜRKİYE A.Ş. www.nofKM.cofn.tr makgörüntüsü ile ortaya çıkatdarvar. Bakıyorsunuz bir kentin AKP'li be- lediye başkanı, il başkanı, ılçe baş- kanının çalımından yanına yaklaşıl- mıyor. Neden 0 Çünkü zatı muhte- rem Sayın Tayyip Erdoğan'ın arka- daşı ımiş. O kentteki başta basın patronlan, üst düzey devlet görev- lileri, işadamlan, Tayyip Bey'in ar- kadaşının çevresınde, yanında yö- resinde o zata karşı her daım aUaş içerisindeler. Ne yazık ki böyle bır konumda ohnayı, yani Tayyip Bey'in arkadaşı ile birkaç saat birlikte ol- mayı, biryerde oturmayı bir onur say- dıklannı açıkça söyleyen beyefen- dilervar... Köşe yazarlanna şunu açıkça söy- leyen ya da mesaj olarak ileten ba- sın patronlannı görüyor, işitiyoruz: " AKP ik iyi geçineüm, çünkü devletgücüvepara onhrda,kaleıni- niri ona göre oynatm»" Ne yazık kı, kepazelik bu boyut- lara gelmış durumda. Bu yöndeki kimliği açıkça bilinir duruma gel- mış kimı köşe yazarlannın, toplum- sal duyarlıhğı fazla vatandaşlan- mızca hiç okunmadığı da bir gerçektir. Sürekli vatan millet nutku atanlann, ön- ce kendilerinin gerçek an- lamda vatana ve millete saygılı olmalan gerekir! Sen gazete ya da televizyon patronu olarak, bile bıle, topluma gerçekdışı yaldız- lanmış haber ve yorumlan çıkarlann ugruna vitrin ya- parsan. hiç "•şerePten. "na- mus^tan *hakvehukuk"tan söz edebilirmisin? Edersen de kaç kişi sana inanır ve saygı duyar 9 Vahkivah!. Adam "Gazete benim", "Tefevizyon beninu istedi- ğimi yapanm, size ne" di- yecek küstahhğa ve kişilik zaafina düşmüşse doğrusu ne yapabilırsınız ki? An- cak... Şu da gerçek ki; ke- ser dönecek sap dönecek ve hesap masası bir günku- rulacak; benim gazetem, benim televizyonum diye bugünün hava atıcılanru bu toplum, bu millet işte o za- man ibretle görecek... Sonuç olarak; tçte ve dışta geüşen türlü olumsuz olay ve yaptınmlara kar- şın, buradan ruhunu ve ka- lemini satmamış gazeteci- lere, köşe yazarlanna. tele- vizyon program yapımcısı ve sunuculanna, sayılan az da olsa vatanseverliği ben- liklerinde her zaman taşı- maktan onur duyan basın patronlanna sesleniyoruz! .. Lütfen şerefle yürümekte oldugunuz yoldaki onurçiz- gınizden sapmayın! umut- suzluğa ve yeise kapılma- yın, ulu önder Atatürk'ün tarihte yaratmış olduğu muhteşem zaferlerin esin- tisine açacağınız yelkenle- nnize dolacak "Mustafa Kemalruhu". sizi de bu ül- keyi de hak etnğı yere er geç taşıyacaktır. PENCERE üygap Insan'ın Açmazları... Insan ister uygar geçinsin, ister ilkel olsun, kimi zaman anlayamadığı olgular karşısında ne yapa- cağını bilemez konuma düşebilir. Çoğu Amerikan filminde hem kovboylann, hem Kızılderililerin altında at görürüz; ama, çoğumuz bu güzel hayvanı Avrupalının keşfertiği kıtayagö- türdüğünü bilmeyiz... ö>gerçek öykü anlatılır bu konuda... Mayara'nrc^Tripn TİCUSTI, Güney Amerika'ya ilk' çıkan beyazlann önderi Pedr"de Âl'varedo.i'p^l?- vüşürken at ile binicısini tek yaratık sanıyormuş. Mızrağını ata sapladığında düşmanını öldürdüğü- ne inanmış. At devrilmiş, ama Tecum'un şaşkınlık ve korku- dan büyüyen gözlerinin önünde Pedro ayağa kalk- mış... Bir 'an' geçmiş geçmemiş.. Sonsuzluğa vurgulanan bu 'an'da, donakalmış Tecum'un göğsüne Pedro kılıcını saplamış... • Maya ve Aztek uygarlıklannın düzgün yerleşim yerteri, sulama kanallan, mimaıian, heykelcileri, gökbilimcileri, mühendıslerı vardı; ama, üç şeyi bilmiyorlardı: Tekerlek, at, demir.. Hıristiyan dıninden beyaz insan Kızılderiliyi yen- di, hayvandan saydı, icabına baktı, köleleştirdi, alıp sattı.. Amerika'da bütün bunlar olurken Türkler Istan- bul'u fethedıyorlar, Osmanlı, Müslümanlarla Hı- ristiyanlann bir arada uygarca yaşamasını sağlı- yordu... 17'nci yüzyılda Rahip Gregorio Garcia Kızılde- rililerin Yahudi soyundan geldıklerıni ılan etti; ama, tutmadı. Avrupalı Hınstıyanlar KJzılderilılenn Âdem'le Havva soyundan geldiklerine inanmıyoriardı; Kı- zılderili hayvandı, alınır satılırdı... Oysa yine 17'nci yüzyılda Avrupa 'Aydınlanma Çağı'na da hazırlanıyordu... Güney Amerika'da "uygarbeyaz bayanlar" may- munlanylaKızılderilikölelerinetasmatakarlarken, Avrupa'da "uygar beyaz bayanlar" Vottaire, Di- derot, Rousseau'nun yapıtlannı okuyoriardı... Insanlık, çağlan tek çağda yaşıyordu. • Bugün nasıl yaşıyoruz?.. Beline bağladığı bombanın fitilini çekip masum insanlan, kadınlan, çocuklan öldüren Müslüman nasıl bir yaratık?.. Hangi çağda yaşıyor?.. Tecum atla binicisini tek canlı sayıyordu.. Gerçeğı öğrendiği zaman iş işten geçmişti... Insan gerçeği öğrendiği zaman iş ışten geçme- miş olmalı!.. Bu kural yalnız ilkeller için geçerli değil, kendini uygar sanan beyaz insanlann metropollerindeki ce- rtalet, Müslüman coğrafyasındakinden daha be- terL Üstelik bu kez beyaz insan tehlikeye daha açık bir konumda!.. Kıtalar ve insanlar artık iç içe geç- miş, bir arada, birlikte, omuz omuza, diz dize ya- şıyoriar... Uygar insan, hangi dinden olursa olsun, beline taktığı bombanın fitilini çeken insanın çözümleme- sini yapmak zorunda!.. Yapamıyorsa, uygar insan değildir. MERStS 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TAŞINMAZEV AÇIK AKTTIRMA SATTŞILANI Dosya No 2(XM 4948 E. Ipoteklı olup satılmasına karar \enlen Mersın ılı. Mesudıye Mahallesı, Bozkun Cad. 241 ada. 4 parsel. 4 kat. 8 bağımsız bö- lüm no'lu 198 2241 arsa pa\lı büro vasıflı taşınmazın Mersın 4 tcra Müdürlüğü'nde açık artirma suretı>le sanşı vapılacaktır Taşınmazın halihazır durumu \e kıymeti: Mersın ılı. Mesu- dıye Mahallesı. Bozkun Cad 241 ada. 4 parsel. 4 kat. 8 bağımsız bölûm no'lu 198 2241 arsa pavh büro vasıflı taşjnmaz Akdenız Beledıvesı sınırlan ıçensınde Ku\a\ı Mıllıye Caddesı uzennde yer alan 5103 Sokak. 28 kapı no'lu Cumhun'yet Iş Merkea ısımlı apartmanın 4. katında günev ve batıya cephelı 8 kapı no'lu ışyen olarak kullanılmaktadır Metropol bınasına |52 katlı). vergı daıre- sı ve defterdarlığa 150 mt mesafede şehnn tıcaret merkezınde yer almaktadır Günün hemen her saatınde yoğun olarak çalışan toplu taşıma araçlan ile ulaşım mümkün olup ulaşım planlaması ta- mamlanan yerlerdendır Büro. brüt yaklaşık 120 m2. 4 oda. 1 ant- re, mutfak ve WC'den mûteşekkıldır Büronun bulundugu bına betonarme kargas olarak ınşa edılmış. asansörlü. metal yangın merdıvenlı Zemın katı. dükkânlar ve ışyerlen Normal katl'an be- her kaü 2'şer adet bürodan müteşekkıldir Bınanın üstü çansız ge- zılebılen teras Dış cephesı zemm kat ve bına gınşı renklı mer- mer. normal katlar düz sıv a üzerı dınv a hazır sıva dış cephe kap- lamasıdır Bına gınş kapısı renklı alümınyum doğramadır Bına gınş holü duvarlan sıva üzen plasnk badana, zemın döşemesı \e merdıvenlen renklı mermerdır Kat merdıvenlen ve sahanlıklan yer kaplaması. 1 sınıf renklı mermer kaplamadır Merdıven kor- kuluklan, yaglıboyalı demır boru profildır Duvar ve tavanlan düz sıva üzen saten alçı ve saten boya. alçı. kartonpıyerdır Zemuı kaplaması seramık kaplamadır Islak hacımlenn zemın kaplaması seramık kaplama tmalatlardan mamul olup taşınmaz, belediye hızmetlennın tamamından yararlanmaktadır. Büronun muhammen değeri: 65 000 YTL'dır Taşınmazın imar durumu: 1 1000 ölçeklı ımar plam ıçensın- de olup. bölgesel kentsel ış merkezı alanına ısabet etmekte bıtışık nızam 5 kata ımarlıdır Satış şartlan: 1- Satış 05 09 2005 günü saat 10 00 ile 10 20 arasında Mersın 4 tcra Müdûrlügü'nde açık artirma suretıyle ya- pılacaknr Bu artırmada tahmın edılen kıymetın "oöO'ını ve rüç- hanlı alacaklılar alacagını ve satış masraflannı geçmek şartı tle ıhale olunur Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın ta- ahhüdû bakı kalmak şartıyla 15 09.2005 günü saat 10 00 ile 10 20 arasında Mersın 4 tcra Mûdürlûğü'nde ıkıncı artırması vapıla- caktır Bu artırmada da rüçhanlı alacaklılar alacagını, tahmın edı- len bedelın O o40'ını ve sanş masraflannı geçmesı şartıvla en çok artırana ıhale olunur 2- Amrmaya ıştırak edeceklerın. tahmın edılen kıymetın %20'sı nısbetınde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır ban- kanın temınat mektubunu v ermelen lazımdır Satış peşin para ıle- dır. alıcı ıstedığınde 10 günü geçmemek üzere mehıl venlebılır. venlen süre ıçmde ıhale bedelı nakden ödenmek zorundadır Tel- lalıye. resmı thale pulu. tapu harç ve masrafian ile mevzuaün ön- gördüğü oranda KD\' ıhale alıcısına aıttır Bınkmış v ergıler satış bedelınden ödenır 3- tpotek sahıbı alacaklılarla diğer ılgılılenn (*) bu taşınmaz üzenndekı haklan hususıjle faız ve masrafa daır olan ıddıalannı dayanagı belgeler ile on beş gün ıçınde daıremıze bıldırmelen la- zımdır .\ksı takdırde haklan tapu sıcılı ile sabıt ohnadıkça pay- laşmadan hanç bırakılacaklardır 4- thaleye katılıp daha sonra ıhale bedelını yatırmamak sure- üyle ıhalenın feshıne sebep olan tüm alıcılar ve kefıllen teklıf et- tıklen bedel ile son ıhale bedelı arasındakı farktan v e diğer zarar- lardan ve aynca temerrüt faızınden müteselsılen mesul olacaklar- dır thale farkı ve temerrüt faızı aynca hükme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl olunacak. bu fark. varsa öncelıkle temınat bede- lınden alınacaktır 5- Şartname ılan tanhınden ıübaren berkesm görebılmesı ıçın daıre açık olup masrafı venldıgı takdırde ısteyen alıcıya bır ömegı göndenlebılır 6- Satışa ışnrak edenlenn şartnameyı görmüş ve münderecatını kabul etmış savılacakları. başka bügı almak ısteyenlerın 2004 4948 esas sayılı dosva numarasıyla müdürlûğümüze başvur- malan. aynca ttK'nun W maddesı geregınce ışbu satış ılanının tapuda adresı bulunmavan ve adlı teblıgatı ıade olan diğer ılgılıler hakkında da teblıgat venne kaım olmak üzere ılan olunur (*) tl- güıler tabınne ınıfak hakkı sahıplen de dahıldır Basur 35624
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle