19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
. TEHMUZ 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA IX | J | j | |J J \ [email protected] 15 IIII UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Dünya Mimarlık Buluşması'nın 'göğüsledikleri' arasında zorlaştırmalar ve 'vefasızlıklar' da vardı Kongredeki 'yerli' gerçeğimizDünya Mimarlık Kongresi'nde lOO'e yakın ülkeden binlerce kişi- lik katılımla estirilen 'mimarlık' rüzgân, ayru yoğunlukta olmasabi- le artık dinmeyecek... 'Kent'le il- gili haberler ve programlar, bundan böyle ''mimarlarla da konuşula- rak" yapılacak... Kamuoyunda yarattığı bu 'mi- mari duyarlılık' bile kongrenin önemlı bir kazanımı... Çünkü, bu- günkü'yürek burkan' kentleşme- mız. sadece rant hırslanndan değıl, "mimarlığın dışlanması'ndan da kaynaklanıyor... Başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, kongreyi destekleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Istanbul Büyükşehır Belediyesı ile tüm ku- rumlara, sponsorlara, medyaya, üniversitelere, organızasyonun tüm 'emektar'lanna, mımarlıkla kent- lerin yenıden buluşmasını önemse- yen herkes teşekkür edıyor... Buna karşın kimı kurumlar, bu "ulusal ev sahipliği'm paylaşmak şöyle dursun, Mımarlar Odası'nın 'kamusal du- yarlılığım' cezalandır- mak istercesine, daha da 'zorlaştırıcı' tutumlar sergilediler. Kimı 'mimarlar' ıse kongrenın emektarlany- la olan 'farklı görüşle- ri'nın tutsaklığı içinde, meslektaşlannı 'örsele- yici' davranmaktan çe- kinmediler... Oysa bu kongreyi 'Türkiye'ye kazandı- ran' da işte o beğenme- dikleri, ama 'evrensel gerçekler'le uyum içın- deki. 'toplumsal çıkar- lara dayalı mimarlık' anlayışıydı... İşte, kongreye karşı ta- kınılan ve temelinde Mı- marlar Odası'na 'kızgınlıklar'ın yattığı tavırlardan bazılan: 'Milli' havayolumuz, dünya mi- marlanna 'yüzde 10 indirim' yap- mayı kabul etseydi, katılım daha çok artacaktı... THY'nin 'yeni yö- netimi', haftalarca 'karar'ını vere- medi. Her dünya kongresinde 'ev sahibi havayollarfnın sağladığı bu indirime umut bağlayanlar, sonun- da başka uçak da bulamadıklann- dan gelemediler... ProJelere 'gümriık' verglsü Kongrenin 'uluslararası mi- marlık öğrencileri yarışması'na gönderilen yaklaşık 1000 projeden ayn ayn 'gümrük vergisi'(!) alın- dı. Yanşmanın ardından ülkelerine 'geri gönderilen' bu birkaç pafta- lık 'fikir projeleri', parayla güm- rükten çekılerek sergilenebildi... 'Başbakanlık Tanıtma Fonu'na da bu kongrenin 'adına ve amacı- na uygun' önemi aylarca 'anlatı- lamadı'... 'Kongre Vadisi' yanşmasmda, 'ödül paraları'nın bu fondan kar- şılanması Kültür ve Turizm Bakan- • Kongre alanı mimarlıklann 'pazaryeri' gibiydi... Şark dünyasmm insancıl çarşılanndaki herkese açık 'alışveriş' kültürü içinde 'mimari fikirlerin paylaşılması'nı amaçlayan bu tema da 'niyeti farklı' olanlar tarafından 'îstanbul pazarlanacak' şeklinde yorumlandı (üstte)... Taşkışla'nın iç avlusunda kongre günleri (solda)... Yanşma projesindeki 'vinç'lerden biri de buraya önerilmişti! lığı'nın 'resmi talebi'ydi. Ne varki 'dosya işlenıe bile konmayarak', sadece 100 bın dolarlık bır katkıyı esirgediler Böylece ödül paralan- nı da Mimarlar Odası kendi kıt büt- çesinden ödemek zorunda kaldı... 'Vlnç' inatlasması Aynı konuda 'yarışmacüarın hakkı yeniyor' dıye ayağa kalkan kimi mimarlann. bu haksız eleşti- rilerini 'Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) yöneticilerine' bile söylemelen de kongrenin 'gerilim' kaynaklan arasındaydı. O kadar kı 'uygulanması müm- kün olamayan' projedeki, Kongre Vadisi'ne '60 tane' kurulması öne- rilen 'inşaat vinçleri', kendılerine 'serbest mimarlar' diyen grubun kongre afişlennde 'mimarlık ge- reklidir' mesajıylayeraldı. Böyle- ce, UIA'nın bile 'en iyi mimarlık kongrelerinden biri' olarak tanım- ladıgı Istanbul buluşması, Kongre Vadisi'ne vinçlerkurulamadığı için 'mimarlıktan yoksun'(!) ilan edi- liverdi... Osmanlıcılarve karsrt'ları Kongredeki bir başka 'korsan' mesaj da Istanbul Büyükşehır Be- ledıyesı'nin Ingilızce 'Kent Reh- beri'ndeki Osmanlı dönemine du- yulan 'siyasal hayranlık' ıfadele- riydi. 'Cumhuriyet'i Istanbul'daki tah- ribatın 'suçlusu' gösteren '1996 basımlı' kitap gündemi işgal etti. Ne var ki bu saygısızlığa 'hakb tepkiler'ini belirtirken sonuç bil- dirgesinde Atatürk'ü de anan bu 'aydınlanma' kongresini 'karala- yan'lar da vardı... (Vatan-Necati Doğru-11.07.2005) Benzer vefasızlıklardan belki de en 'zorlama' olanlan ise 'sponsor- lar' nedeniyle Mimarlar Odası'nı 'yağmacılarla işbirliği' yapmakla suçlayanlardı. Aynı kesime göre, Mimarlar Odası'nın, dünya mimar- larını 'vaktiyle eleştirdiği oteller- de barındırması' da ülkenin 'acı gerçekleri' arasındaydı... (Evren- sel-Necatı Uyar-05.07.2005) Bu eleştiriye Hıncal Uluç da mi- marlann 'muhalif olduklan otel- ler sayesinde 'kongre yapabildik- lerini' yazarak katılıyor; yani, 'ar- tık Park Otel, Gökkafes gibi bi- nalara karşı çıkmayın..' demeye getiriyordu... (Sabah-02.07.2005) Ne var ki gazetelerin tümünde, ünlü mimarlann aynı binalar için çok daha sert eleştirileri yer almış- tı... Sinan'ı kullananlar Kongreye tavırlı olanlar arasın- da, ıçtensızliğin doruktaki örneği de 'Mimar Sinan'ın anümadığı' yönündekı yorumlardı. Oysa, Sinan ıçın özel bır standın yanı sıra Mimarlar Odası'nın 'Si- nan ÖdüUeri'nı de içeren sergıler, konuklara armağan edilen belgesel fılmler. Doğan Kuban ile Ahmet Ertuğ'un ımzalannı taşıyan 'Bir Mimarlık Dehası' adh dev eser, kongrenin yıldızlan arasındaydılar. Hemen tüm ünlü mimarlar da Si- nan'a duyduklan hayranlığı her fır- sattadıle getırdiler... Evet... Bir dünya mimarlık kong- resı, 'Türkiye'de' işte bunlar da ya- şanarak ve 'bunlara rağmen' ger- çekleştinldı. Tümüyle özverili bir çalışmayla iki yıldır gece gündüz süren 'gö- nüllülük' anlayışıyla sağlanabilen binlerce kışilik katıhmın 'nedeni' olarak da sadece ' Istanbul'un çe- kiciliğini' söylemekle yetınen kimi mimarlar bile şimdi 'aynı kongre- nin yarattığı rüzgârla' medyada tam sayfa görünmek fırsatım bula- bilıyorlar... (Milliyet-Derya Sa- zak/Han Tümertekin-18.07.2005) Ibrahim Çallı için tasarı... Kültür Servisi - Genç Denizlililer Birliği Der- neği, Adalar Kültür ve Musiki Derneği, Trab- zon Yorma Gençlik Meclisi ışbirliğiyle ressam tbrahim ÇaUı için dört yıl yaşadığı Büyükada'da 'II. Uluslararası Ressam Ibrahim Çallı Sanat Tasarısı' düzenlendı. Avrupa Bırlığı desteğıyle 21 -25 Temmuz tarihlen arasında gerçekleşen bu ta- san kapsamında, Polonya. Çek Cumhuriyetı, Slo- vakya, Estonya, Yunanistan ve Malta olmak üzere 6 ülkeden ve ülkemizden genç sanatçılar katıldı. 14 yabancı ressamın katıldığı bu etkinliten son derece memnun kalan sanatçılar, ünlü bir ressamın evinde resim yapmaktan onur duyduklannı belirt- tiler. Sanatın evrensel birleştiriciliği kullanılarak Türkiye-Avrupa yakınlaşmasına katkıda bulunan bu tasanyla gelecek yıl Paris'te 'III. tbrahim Çal- lı Sanat Günlerini'nın yapılması planlanıyor. Etkınlıklerin ılkı geçen yıl, Ibrahim Çallı'nm doğduğu yer olan Denızli'nin Çal ilçesinde 'I. Uluslararası tbrahim Çallı Sanat Kapıyı Çal'dı, Kalbimizdeki Dostluk: Sanat' adıyla düzenlen- mişti. Tasannın hedefi sanat ve sanatçıya hak ettiği de- ğeri verebilmek ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecınde ülkemizin Avrupa ile olan sanat- sal ve kültürel yakrnlaşmasını artırabilmek. AÇIK ARTTIRMA GEÇEN SALIYAPHDI Hitler'in çizimleri tepkiyle karşılandı Jüri Başkanı TurhanSelçuk MONTREAL (AFP) - Adolf Hit- ler'in dört desen çalış- ması ve ıki posta kartı- nın açık arttırma yoluy- la Montreal'de satışa sunulması, olumsuz tepkı aldı. Mimari es- kizler olarak tanımla- nan bu desenler ve mi- mar Albert Speer'ın yenı yılının kutlandığı posta kartlannın satışa sunulmasına tepki gös- terilse de, açık arttırma kuruluşu bunlann sa- hiplerini açıklamayı ve satışı ertelemeyi red- detti. Açık arttırma geçen salı yapıldı. Alıcılar da açıklanmazken, bazı Yahudi toplulukları, 'bir kasabı ressam kı- lığına sokarak kimse- nin aptal yerine kon- maması gerektiğini' belirttiler. Kanada Ya- hudi Kongresi de, bu parçaların Montre- al'deki Holecaust Mü- zesi'ne bağışlanmasını istedi. Açık arttırmacı Ie- gor de St. Hippolyte ise, arttırmayla satışı tasarlarken bazı Yahu- di dostlanna ve yetkilı- lere danıştığını, olum- suz bır yaklaşım gös- termediklerini söyledı. Açık arttırmamn Hit- ler'in yaptığı korkunç şeylere de dıkkat çektı- gini, onun yaptıklan- nın ne kadar kötü oldu- ğu konusunda zaten herkesin aynı düşünce- de olduğunu da sözle- rine ekledi. Hippolyte, ailesinin Bolşeviklerce öldürül- düğünü, 1920 tarıhli Bolşevik posterlerini sattığı günlerde üzüntü nedeniyle sağhk açı- sından kötü günler ge- çirdiğım de belirtti. Gürbüz Doğan Ekşioğlu Miroslavv Hajnos Vladimir Kazanevsky Salih Memecan Juri Ochakovsky Metin Peker Tonguç Yaşar Dtego Herrera Yayo karikatürier yarışıyorS jun buluşuyor! 25»INTERNATIOHA1. NASREDD1N HODJA y KARİKATÜRCÜU31DBRNEĞİ btanbul Büyükşehır Betedıyesi Yerebatan Samra Çıkjşı SuJtanahmet bstanbul T:0(213 513 6061 F:0ai2> 527 2618 karikaturcuierdemegi©ttnetnettr Tercüman LLİLİJ CeyusrurKey ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Lozan, Ayrupa ve BugünküBizd) llginç birtarihsel kesişme noktası yaşamak- tayız. Bir yanda Türkiye Cumhuriyeti'ni ba- ğımsız ve egemen bir devlet olarak bütün dünyaya karşı belgeleyen, yeni zamanlarda emperyalizme karşı verilmiş ilk büyük sava- şın onurlu kanıtı olan Lozan Antlaşması'nın 82. yıldönümü, bu yıldönümü ile bağıntılı ola- rak Lozan ile kazandıklarımız ve Lozan'dan kı- sa süre sonrasında başlayıp bugüne uzanan süreçte yitirdiklerimiz şeklindeki kaçınılmaz hesaplaşma, öte yanda ise 'Avrupa Birliği' şemsiyesi altında kendisiyle birleşmek istedi- ğimiz bir Avrupa. Ve bir de bütün bunlar bağlamında, özellik- le de 'Avrupa' kavramıyla ilintili olarak içine düştüğümüz kavram kargaşası; o kargaşa ki felsefesiz de yaşanabileceğine inanan tüm toplumların ortak yazgısıdır. En kısa tanımıyla Avrupa Birliği, bugün ta- rihteki Avrupa kavramını oluşturmuş ilke ve ideallerin neredeyse tümüne ihanet etmiş, an- tikçağ Yunan felsefesinin, Rönesans'ın ve Ay- dınlanma'nın tüm olumlu birikimlerini ayaklar altına almış devletlerin oluşturdukları bir bir- liktir. Avrupalıların kendi uygarlıklarının beşi- ği saydıkları antikçağ Yunan uygarlığının tra- gedyalar döneminin hemen başında, yani bundan yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce, em- peryalizme karşı güçlü bir uyarı yer alır. İlk bü- yük tragedya yazarı olan Aiskhilos, Persler adh tragedyasını Atina'nın Perslere karşı ka- zandığı büyük zaferin ardından kaleme almış, ama olayların geçtiği yer olarak galiplerin ken- ti Atina'yı değil, Pers sarayını seçmiştir. Aisk- hilos'un buradaki politik amacı çok açıktır: Perslerin tamamen yayılmacı, yani emperya- list amaçlı bir savaşta yenik düşmelerinin ar- dından Atina'yı, zafer sarhoşluğunun etkisiy- le savunma amaçlarını aşan bir emperyalist savaşa atılmaktan korumak ve Persler örne- ğiyle uyarmak. Avrupa, Aiskhilos'tan iki bin beş yüz yıl son- ra bu soylu uyarıyı görmezlikten gelecek, so- nuç olarak da bu kez kendini peşpeşe iki dün- ya savaşının içerisinde bulacaktır. Aiskhi- los'un topraklarında yaşayan ve Ingiliz emper- yalizminin maşası olarak -nice parlak, ama bomboş düşlerle!- Anadolu'ya saldıran, ar- dından da, tıpkı birzamanlarki Persler gibi, fe- ci bir yenilgiye uğrayan yirminci yüzyıl Yunan- lılarının, antikçağ Yunan uygarlığı ile artık hiç- bir mirasçılık bağı kalmamıştır. Yirminci yüzyılda Avrupa'ya Avrupalılığın ne demek olduğunu anlatan, bir imparatorluğun kalıntıları üzerine kurduğu yepyeni ve güçlü u- lus-devletini Fransız Ihtilali'nin ilke ve idealle- riyle biçimlendiren Mustafa Kemal Atatürk olacaktır. Bu açıdan bakıldığında Lozan, Aisk- hilos'un Persler \ri\n ardından, tarihte emper- yalizm karşısındaki ikinci büyük uyarı belge- sidir. Ne var ki, herhalde yaşlılığından ve bitkinli- ğinden ötürü kolektif değerler bilinci de artık epey örselenmiş olan Avrupa, Lozan'la da kendine gelmeyecek, İkinci Dünya Savaşı ile birlikte Avrupa'yı tarihsel süreç içersinde Av- rupa kılmış en önemli kavramını, kozmopolit- liğini, başka deyişle 'uyum içersindeki çok- kültürtülük' yapısını yitirecektir. Oysa bu 'uyum içersindeki çokkültürlülük', Rönesans döne- minde, Batı hümanizminin kurucusu Eras- mus'un 'bilimlerin ve sanatlann çatısı altında birleşmiş bir Avrupa' idealinden kaynaklanma bir olgudur. Dolayısıyla bugünün Avrupa'sı, yalnızca Yu- nan ve Roma antikçağından, Rönesans'tan, Reform'dan ve Aydınlanma'dan süzülüp gel- miş bir bütün olmayıp, aynı zamanda Ausch- vvitz'in ve Bosna-Hersek'in silinmez damga- larını da taşıyan bir kıtadır. Bu manzara karşı- sında ve özellikle 'Batı' kavramıyla özdeş tu- tulduğunda, örnek alma ve 'birieşme' bağla- mında 'HangiAvrupa' sorusu da büyük önem kazanmaktadır. Ve bu çerçevede Mustafa Kemal, karşımıza hangi Avrupa'ya veya Ba- tı'ya karşı çıkılması gerektiğini, buna karşılık hangi ilke, ideal ve değerlerin alınıp özüm- senmeye değer olduğunu tam bir isabetle saptayabilmiş bir dâhinin adı olarak çıkmak- tadır. Bu doğrultuda Milli Mücadele ve Lozan, Avrupa emperyalizmini yerle bir etmeyi he- defleyen onurlu süreçlerdir. Onları izleyen Ata- türk Devrimleri ise, tarih boyunca insanı insan kılmış değerlerin sentezini içeren ötekiBatı 'nın özetleridir. e-posta: acem20@ hotmail.com ahmetcemaka superonline.com Örsan Öymen Radyo Röportv Ödüi • BERLİN (AA) - Köln Radyosu tarafından gazeteci Örsan Öymen adına düzenlenen radyo röportajı ödülünü kazananlar belli oldu. Yanşmada birincilik ödülünü, yanşmaya Münih kentinden katılan 23 yaşındaki Gökçe Göksu kazandı. Göksu'nun "Türkler ve Almanlarda mangal keyfi" konulu röportajınm, çokkültürlü yaşamı yansıtan başanlı kurgusu, temiz Türkçesi ve radyo tekniğini başanlı kullanması nedeniyle Örsan Öymen Ödülü'ne değer görüldüğü bildirildi. BUGÜN • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 19.00'da M.Adil Yalçın'ın yönettiği 'Dönüş' adh belgesel. (0 212 252 35 00) * ENKA AÇIKHAVA TİYATROSU nda 21.15'te 'ShaUWe Dance' filmi gösterilecek. (0 212 276 22 14)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle