Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12TEMMUZ2005SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET / HAYIR
OKTAY AKBAL
Halka Gitmek mi?
Hep Birlikte...
CHP Genel Başkanı Halk'ımızı göreve çağırdı! Iki
buçukyıldriktidarda olan, adıylasanıylaAdalet ve
Kalkınma Partisi'nderı kurtulmak için demokrasi-
ye, cumhuriyete, Atatürk devrimine bağlı yurttaş-
ların .şbirlıği yapmasını istedi...
Şimdi kalkmış, "Ben askere seslenmedim, hal-
kı göreve çağrrdım" diyor! Halk, asker, sivil birbi-
rinden ayn mıdır? Asker de halkın bir parçası, en
önemli parçası değil midir? Bu yurt, bu ulus, içine
itildiği karanlıktan kurtulacaksa bu bir ulusun bü-
yük çoğunluğunun başanlı uğraşıyla olacaktır...
CHR ne istiyor, anlıyorum: Benim öncülüğüm-
de, benim önderfiğımde olsun bu birliktelik, demek
istiyor... "llkgenelseçimde bana oy verin, siziAKP
iktidanndan kurtarayım" diyor. Oysa, deneyimle-
rimiz CHP'nin bugünkü kadrosuyla böyle bir kur-
tancı olmadığını, olamadığını göstermektedir.
Daha önce, hep yazdık, söyledik, solda bir bü-
tünlük kurulsun, DSP'si, SHP'si vb. bir araya gel-
sin, bir büyük güç oluşsun!.. Derken SHP kendini
kapatıp CHP'ye katıldı. Sonuç? Oylar daha da
azaldı! CHP'nirı dar kadrocu tutumu yüzünden...
Oysa kimsenin öncii, önder olmaya kalkmadığı
bir Cumhuriyet Cephesi kurulursa, ülkemizin içi-
ne düştüğü gericilik tehlikesi ortadan kalkabilir.
Sayın Baykal halkımızı direnmeye çağınrken "Ge-
lin benim liderliğimikabul edin" demek mi istiyor?
Sosyaldemokrat Halkçı Parti, Demokratik Sol
Parti, lşçi Partisi böyle bir Cumhuriyet Cephe-
si'nden yanadır. SHP Genel Sekreteri Ahmet Gür-
yüz Ketenci, açıkladeğı bildiride bakın ne diyor:
"AnamuhalefetPartisi GenelBaşkanı'nın, ara re-
jim izlenimi uyandıracak tebliğleryerine, gelenek-
sel olarak yapmakta olduğu Meclis içindeki söze
dayalı muhalefet stratejisi ile yetinmemeli, mey-
danlara çıkmalı, halka gitmelidir. Halkımızla bütün-
leşmeli, geniş halk yığınları içınde oluşturulacak
direniş gruplan ile eylemli muhalefet anlayışını bir
an önce yaşama geçirmelidir. Siyaset sadece söz
demek değildir?"
Yıllardır CHP'nin ülke ölçüsünde gösteriler, mi-
tingler, toplantılaryaptığını göremiyoruz! Halka git-
mek isteyen halkın arasına girer, halkla kaynaşır,
derdini meydanlarda anlatır. Hele ülke bir uçuru-
mun kenanna doğru getirilmekteyse, bunu, Cum-
huriyet ilkelerine bağlı öteki partilerle, örgütlerle
yapar. CHR SHP, DSP, İP vb. kuruluşlar ortak bir
cephede buluşur, meydanlaraçıkar... Halka gitmek
ancak böyle olur.
SHP Genel Sekreteri açık açık sesleniyor:
"SHP, anayasal çerçevede, ulus ve ülke çıkar-
lan gerektiği her hal ve şartta yerini almaya hazır-
dır. Bu bağlamda bütün demokratlan, Cumhuri-
yetçileri, Atatürkçüleri, sosyaldemokratlan, sos-
yalistleri, yüzü uygarlığa, çağdaşlığa dönük her-
kesi ortak bir safta, ey/em biriiğıiçin toplantıya ça-
ğınyoruz."
• • Hotel Zeus
Otelımız, denız ile
guneşin,mavı ile yeşılin
kucaklaştığı, kııltuıieriıı
harmanlandığı
Kuşa das ı, Guzelçamlı'
da veMıllıPark'al
Km uzaklıktadır
47standartve 3suıt
oda,106
TEMMUZ KAMPANYASI
Tam Pansiyon 55 YTL
Sabah, Oğle.Akşam AÇIKBÜFE
KHima, Tv, Fön, BaJkon, Duş
0-6 yaş ücretsiz 7-12 yaş
0
/o50
Cumhuryet okurlsnnm ga.aet«len htr gim odaiınnt bukılır
HOTB. MAVİDDİZ
TtHdYFriN CBHET KÖŞEÜ, MAVİ BOTMK ÖDÜUj),
rtSTURJI^I(OrW«WDBtoSnRÜZMEfWU
HMIUZ BAR, SNACK BAR, SABAH, AKŞAM ZBKJN AÇIK Bfö.
OOAUUfflA; MÜSIUdL BBCTRİKlJ ŞOFBffl,
KÜMA, MÜZ*, THffON, TH 8AÇ KURUTMJL
0-2 YA| ÜCfifTStZ
/Mi OOADA ÜÇÜNCÜ KİŞİ % 50 hOMNJ
Yanm Pansiyon
Bungalov
Otelodası
Mayıs-Ekım
30,00 YTUKDV
40.00 YTUKDV
Hazıran-Eytul
40.00 YTUKDV
55.00 YTL+KDV
Temmuz-Ağustos
50,00 YTUKDV
70.00 YTL+KDV
KAMMNYA(01-16TMMUZ)
7 gece kal 6 gece öde
REZERVASYON
fel: 0 252 476 71 90-91 Ftfu: 0 252 476 70 07
www.hotelmavhtoniz.conHntorâ hotelmavirJeniz.com
Sevr'e Karşı Lozan'da Birleşmek...
"Kıbns'ı ver, kurtul!" diyenler.. Ruhban okulu, ekümeniklik savlan ile 550
yıl önceki Bizans'ı hortlatmaya çalışanlar. Yurtseverlikleri, inançlan CIA
çiftliğindeki pirleri kadar olan "Amerikan Müslümanlan", "Amerikan
yurtseverleri..." Yağma Hasan'ın böreği! Böylesi çirkinlik, ancak
emperyalizmin Sevr'i ile olabilir.
Alpaslan BERKTAY
E
mperyalizm, "görünmeyen
düşmaıTı oynuyor. Dört bir
yandan ufak, sessiz hamle-
lerle saldırıyor. Niyet,
Sevr'e... Düşman var, ama
"düşman yok!".. Düşman içimizde de..
Bunu söyleyince de, "paranoya!" diyor-
lar. Yarattıklan bu belirsizlik içinde de
tavır koymanızı, cephe tutmanızı engel-
lemeye çalışıyorlar. Ama artık gizleye-
medikleri cepheleşme besbelli: Lozan
ve Sevr cepheleri...
Sevr güçleri, bir sırtlanlarsofrası... Ko-
ro halinde, herkes bir şey koparmaya ba-
kıyor. Bölücüsü, gericisi, "üımhlslam''cı-
sı, Düyun-u Umumiye'den sonra IMF
teslimiyetçisi, işbirlikçisi, Ermeni, Ege,
Kıbns sorunlan ve hepsinin arkasında-
ki ABD-AB emperyalizmi... 30.000 ki-
şinin katilini ve "Sözde SUrgünde Kürt
Pariamentosu"nu banndırmayanı yok.
Italya'da, üstelik, başka yer yokmuşça-
sına ve alay etmecesine, toplantılan için
parlamento binasını tahsis etmecesine!..
Bu cephenin içinde daha kimler yok...
"Cumhuriyet Sıvas'ta doğdu, Sıvas'ta
ölecek" diyen cumhuriyet düşmanlan,
laik devleti imamlarla dolduranlar,
1919'daki aynı hilafetçiler, şeriatçılar,
yerli işbirlikçiler, Amerikan mandacıla-
n, sıkmabaşlar... Yurt topraklannı parsel
parsel satanlar... Sümerbank'lan, PO-
AŞ'lan, ERDEMlR'leri, SEKA'lan, Sey-
dişehir Alüminyum'lan, devletin beyni
ve altın yumurtlayan tavuğu Türk Tele-
kom'lan "babalargibi!" satanlar... "Kıb-
ns'ı ver, kurtul!'" diyenler.. Ruhban oku-
lu, ekümeniklik savlan ile 550 yıl önce-
ki Bizans'ı hortlatmaya çalışanlar..
Yurtseverlikleri, inançlan CIA çiftliğin-
deki pirleri kadar olan "Amerikan Müs-
lümanlan", "Amerikan yurtseverle-
ri..." Yağma Hasan'ın böreği! Böylesi
çirkinlik, ancak emperyalizmin Sevr'i
ile olabilir.
...Ve "büyük birader" ABD... Eski
SaMinma Bakanı McNamara, silahlan-
nı sayıyor: Her biri Hiroşima'dakinden 20
kat güçlü, 2 dakika içinde hepsi birden
fırlatılabilecek 2000 nükleer başlıklı fu-
ze! Kendileri, yaratacaklan bu yıkımnı
dışında kalabilecekler mi? Ve şimdiki
Savunma Bakanı Rumsfeld, ellerinin al-
tındaki, fakat hâlâ bir rürlü mahkemeye
çıkaramadıklan Saddam'ın ayağına 3
kez gidip yalvanyor. Direnişi durdurur-
sa onu serbest bıracaklar ve kolaylıklar
sağlayacaklar! 2 dakikada havalanacak
olan, Hiroşima'dakinden 20 kez güçlü
nükleer başlıklı 2000 füze neden bir tür-
lü havalanmıyor? Ölüm teknolojileriyle
insandan, insanlıklanndan ne denli uzak-
laştıklannın, yabancılaştıklannın farkın-
dalar mı? Hep insan kazandı.. Vietnam'da
da, Irak'ta da... Nedenini düşünebiliyor-
lar mı?
Ve Sevr'in karşısında Lozan.. 82 'nci yıl-
dönümüne hazarlandığımız.. Tüm "suçu",
insanca yaşamak kararlılığı.. temelinde
insan var, ulusal ve küresel insan... Fü-
zelerle yıkılacak gibi değil! Sevr'e kar-
şı Lozan'da birleşelim!
24 Temmuz'da Lozan'da Lozan'cılann
sesi yükselecek! Onlara selam!
"Sessiz, beürsiz düşman" oyununa son..
Taraflar, bıçakla kesilmiş gibi ortada..
Lozan'cılar ve Sevr'ciler, Cumhuriyet'çi-
ler ve düşmanlan, hilafetçiler, şeriatçı-
lar, Amerikan-işi Ilunlı Islamcılar, Türk
Telekom, Yavru Vatan, Ana Vatan satı-
cılan açık seçik karşı karşıya.. Yine Lo-
zan kazanacak! Çünkü temelinde insan
var.
insan kazanacak!
'Ateşi ve İhaneti Gördük'
Aİİ ERALP Yazm Öğretmeni
• nsanlık, bugünkü uygar-
I hk düzeyine devTİmcilerin
A. vedeğişimcilerinsavaşım-
lanyla yükselmiştir. Dünya-
nın neresinde ileriye dönük bir
değişim ya da devrim yaşan-
mışsa orada mutlaka gelişim
de olmuştur. Diyalektiğin şaş-
maz bir yasasıdır bu. Röne-
sanslar. reformlar. Fransız ih-
tilallert Ekim devTİmlert dün-
ya halklarmın toplumsal ya-
pılannda ve yaşantılarında
çok büyük değişiklikler yap-
mıştır. Bu açıdan bakınca,
Mustafa Kemal Atatürk' ün
gerçekleştirdiği 1923 Devri-
mi de Türkiye Cumhuriye-
ti'ni öteki Islam ülkelerinden
ayu-an önemli bir sosyal deği-
şim olarak karşımıza çıkmak-
tadn-.
Ne var ki ilkçağlardan bu
yana, toplumlann aydınlan-
masuıa ve ilerlemesine katkı-
da bulunan beyinler susturul-
maya çalışılıyor. Örümcek
kafalılar, rutucular, "güneşi
balçıkla sıvayabUmek" için
ellerinden geleni artlarına
koymuyorlar. Sokrates'ler,
Platon'lar, Keppler'ler, Ko-
pernik'ler buluşlanyla, gö-
rüşleriyle insanlarda değişim
isteklerinikamçılayarak, ku-
rulu düzene ve tannlann buy-
ruklarnıa ters düştükleri için
nice zorluklarla, engellerle
karşılaştılar. "Dünya dönü-
yor" diyen Galileo'nin başı-
na gelmeyen kalmadı.
Karanlıkla aydınlığın bu
hesaplaşması, ilkçağlardan
başlayarak yüzyıllarca sürdü
ve bugünlere taşındı.
Tarih çarknıı geriye çevir-
me girişimleri ülkemizde de
sıkça karşılaştığmıız olaylar-
dandu-. Bilim ve değişim düş-
manı şeriatçılar, ortamı ve
koşullan elverişli bulduklan
anda başlanm daha çok kal-
dırmışlar, daha çok şey iste-
mişlerdir.
Ama işin daha kötü yanı, bu
gerici çeteleri, bağnnsızlık
savaşı veren ulusalcı güçlere
karşı, her zaman, yabancı dev-
letlerle işbirliğine girerek on-
lan arkadan hançerlemiş, "hı-
yaneti vatan" suçu işlemiş-
lerdir. Zaten siyasal İslamcı-
lann, tarihinde "emper>aliz-
mi ülkeden kovmak" diye bir
sorunlan olmamıştır, bu ko-
nuda herhangi bir çabalan da
yoktur.
Denilebilir ki Kurtuluş Sa-
vaşı sadece dış düşmanlara
karşı verilmiş bir savaş de-
ğildir; o aynı zamanda "şah-
si menfaatlerini, müstevlile-
rin siyasi emelleriyle tevhit
eden; gaflet, dalâlet ve hatta
hıyanet içinde bulunan" iş-
birlikçiler ordusuna karşı da
verilmiş bir savaştır.
Atatürk bir yandan " Ya is-
tiklâl ya ölüm" parolası kıla-
vuzluğunda yedi düvelle sa-
vaşırken, bir yandan da içe-
rideki "hıjanetçeteleri"niet-
kisiz duruma getirmeye çalı-
şıyordu.
Zaman zaman en yakın ar-
kadaşlan bile onun düşünce-
lerine, eylemlerine katıhnak
istemediler.
"Bolu Mebusu" Cevat Ab-
bas Gürer'in anılannda beürt-
tiğine göre Mustafa Kemal, 26
Ağustos'ta başlayacak "Bü-
yük Taamız"u yönetmek üze-
re savaş alarnna gidişini de
saklı tutmak zorunda kahnış-
tı.
Cepheye 19 Ağustos gece-
si hareket edecekti. Bu hare-
ketini gizleyebilmek için Ana-
dolu Ajansı, gazetelerde Ata-
türk'ün "Çankaya'da çay zi-
yafeti verdiği" haberini yay-
makta idi. Onun böyle ön-
lemler ahnası elbette yerinde
ve gerekli bir davramştı. Ha-
inler pusuda bekliyorlardı
çünkü.
tçerideki ve dışandaki efen-
dilerine yaranabilmek için
yapamayacaklan şey yoktu.
Örneğin Bandırma'da yayım-
lanan "Adalet" gazetesi, "Bü-
yük Taarruz"un başlamasına
iki gün kala şunlan yazıyor-
du: "Hürriyetinilanındamu-
harebeler dolavısıyla milleti
mahv ve perişan eden Talat,
Cemal, Mahmut Şevket, En-
ver de gjtti. Hamd olsun, da-
nsL, cani Mustafa Kemal ba-
şma.»" (24 Ağustos 1922) Bu
ihanet belgesinin yer aldığı
gazetenin sahibi Ali Sami,
Abdülhamit'in yaveriydi. Ta-
rih sayfalanna adı "Hain An"
Sami" olarak geçti.
O zamanlarda Batı hayra-
nı, Avrupa sevdalısı o denli
çok gazeteci, sanatçı, yazar,
devlet adamı, dinci takımı
vardı ki. saymakla bitmez.
Amerikan mandacılığını sa-
vunan Halide Edip Adıvar,
daha sonralan, "Başanya on-
dan başka inanan yoktu" dı-
yerek ihanet ortamıru ve Ata-
türk'ün kararlı tavnm açıkla-
mak zorunda kahnıştı.
Yine o yıllarda, ABD yeri-
ne üıgiliz mandacılığını seçen
Reri Cevat Ulunay da şunla-
n yazıyordu: "Ingüizleri isti-
yoruz. Türkler kendi güçleri
ile adam olamıyorlar. fngiliz-
ler eümizden tutacak, bizi kur-
taracak." Yine aynı yazar, 4
Şubat 1919 'da Atatürk'le yap-
tığı bir söyleşinin ardından
arkadaşlarına izlenimlerini
şöyle anlatıyordu:
="Şu sıralarda, Anadolu'ya
geçüir, orada teşkilat kurulur,
müli mukavemetharekete ge-
İtalyanı da memleketten ko-
var, vatan istiklâline kavuşur,
millet de esaretten kurtulur-
muş, anladınız mı arkadaş-
lar? Bu. deli değil, zır deliy-
miş..."
Yıllar sonra, bu mandacı
tutumundan dolayı "pişman
olup olmadığım" soran bir
gazeteciye o da aynı Halide
Edip gibi yanıt vermişti: "Ha-
vır, ben hakhydım. Herkes be-
nim gibi düşünüyordu. O gün-
lerde böyle dUşünen tek adam
oydu."
Gerçekten de "o günlerde
bö>1e düşünen", yani tam ba-
ğımsız bir Türkiye için sava-
şmı veren "tek adam" oydu.
Atatürk bir yandan Erzurum
Kongresi ile uğraşırken, bir
yandan da Halide Edip, Be-
kir Sami, Kara VasrfBey gi-
bi kararsız, mandacı kişileri
"inandırmayöntemi''yle ulu-
sal direnişe kazanmaya çalı-
şıyordu. Bu arada tstanbul
hükümeti de boş durmuyor,
Mustafa Kemal'i engelleye-
bihnek için her çareye başvu-
ruyordu. Bu işbirlikçi hükü-
metin tekpolitik seçeneği ise
"Fransa, Italja, Ingiltere gibi
büyükdevtetieri gücendirme-
mek, onlarla dostça ilişldler
kurupiyigeçinmek"ti. Ekim
1919 'da "Kahrolsun işgal"
diye slogan atan halka Har-
biye Nazın Camal Paşa şun-
lan söylüyordu: "tstanbuihü-
kümeti, rutumunda ve yürü-
tümünde yasanm gereklerini
kollamak, yabancılara karşı
daha konukseverce ve ıhmh-
ca davranmak zorundadır."
Bu konuşmaya Atatürk şöy-
le yanıt vermişti: "Baylar,Rı-
za Paşa Hükümeti ve o hükü-
mete Harbiye Nazın olan ki-
şi, sevgüi \Tirdumuza giren,
süngülerini ulusun canoine
saplayan yabancılan konuk
sayıyor ve üımlıca davran-
makta zorunluluk görüyor.
Bu ne düşüncedir, bu ne ka-
fadır?.."
Oysa Rıza Paşa'nın "ko-
nuk" saydığı ve "konukse-
verce" davranılmasını istedi-
ği Ingiltere, halkın direnme
gücünü kırabihnek için, ken-
disine bağlı birtakım "sivil
toplum örgütleri(!)" kurdur-
muştu. Bu örgütlerin başuıda
"tngUiz Muhipler Cemijeti"
(Ingiliz Dostluk Derneği), Te-
ali-i İslam, Kürt Teali Cemi-
yeti geliyordu. Mustafa Ke-
mal, 26 Şubat 1920'de Ka-
zım Karabekir'e yazdığı bir
mekrupta bu konuda şunlan
söylüyordu: "Irtica hareke-
tinnı teşvikçisi İngUizler olup,
merkezdimağıda Istanbul'da-
dır."
Peki, bugünkü "teslimiyet-
çiliğin, irtica harekederinin,
ıhmh İslam yönlendirmesi"nin
arkasında kimler var acaba;
Atatürk'ün deyişiyle "mer-
kez dimağı" (beyni) nerede-
dir, ne dersiniz?
(Not: Yazının haşhğı Nâzım
Hikmet 'in bir şiirinden alın-
mıştır.)
PENCERE
'Minikler'e Tesettür
Neden?..
Geçen hafta gazetelerde yayımlanmış birfotoğ-
raf bu köşede şöyle resmediliyordu:
"Rahlemsi bir küçük masanın başına gömlekli
bir genç hoca oturmuş..
Karşısında ikili sıralar halinde sıkmabaş kız ço-
cuklan..
Yavnıcaklar diz çökmüşler, kimi 9-10 yaşlann-
da, kimi 7-8...
Nedirbu?..
Kuran kursu..
Ibretlikbirresim..
Dinci bir gazete resmin altında haberi şöyle ve-
riyor:
'Miniklerin Kuran coşkusu'.
Peki, bu minikler Kuran kursunda ne öğrene-
cekler?..
Arapça öğrenip Kuran-ı Kerim'i mi hatmede-
cekler?..
Müslümanın kutsal kitabı Kuran' Diyanet'/n yet-
kili kurullannca Türkçeye çevrilmiştir; isteyen alır
okur, aracıya gerekyoktur.
Fotoğrafta 7-8 yaşındaki yavrucaklann Başba-
kan'ın kansı Emine Hanım gibi sıkmabaşa talim
ettirildikleri görülüyor... Yazık değil mi küçüklere?.."
•
Cumhuriyet Bilim-Teknik dergisinin son sayısın-
da yazanmız Celal Şengör de bu önemli konuyu
ele aldı, kimi satırlannı aktanyorum:
"Sayın Başbakanımız sormuş: Tom Miks, Tek-
sas okumak serbest, Kuran niye yasak?' Kuran
okumanın yasak olduğunu ben ilk kez kendisin-
den işitiyorum.
Kuran birkitaptır. Okunması ve anlaşılması için
meydana getirilmiştir. Tom Miks, Teksas resimli
romanlan da kitaplar halinde çıkar ve okunurlar.
Ancak Tayyıp Bey acaba Tom Miks veya Teksas
okumak için özel kurslar açıldığını ve bu kursla-
rın kadın-erkek aynmı yaptıklannı veya belirli bir
kıyafet gerektirdiklerini hiç duymuş mudur?.."
•
Sıkmabaş konusu (veya türban ya da tesettür
sorunu) bugün Türkiye'nin bir numaralı siyasal tar-
tışmasına özellikle dönüştürüldü...
Peki, devletin Diyanet Işleri Başkanlığı açtığı Ku-
ran kurslannda yedi-sekiz yaşındaki kız çocukla-
nna neden tesettür uyguluyor?..
Çocuklar (ya da dinci gazetenin deyişiyle minik-
ler) için tesettür Islamda geçerii midir?..
Genç kızlar ya da kadınlar için Kuran'da yazılı
bir kuralı devletin kurslarında yedi-sekiz yaşında-
ki yavrucaklara uygulamanın gerekçesi ne?.. Mi-
nikleri dahagözlerini açmadan şartlandırmak mı?..
Diyebilirler ki:
- Kuran okuduklan için 'minikler'm başlannı ört-
tük...
Haydi canım sen de!..
Ne Kuran okuması?..
Ne Arap harflerini biliyortar küçücük kız çocuk-
lan, ne de ArapçayıL 7-8 yaşında miniklere uygu-
lanan tesettürlü eğitime -bugün sağ olsaydı- Haz-
reti Muhammet bile 'hayır' derdi.
S
Otel Club NİNA\
59.000' dan itibaren
Kişibaşı Gecelik 3x19.600
VVorld Axess Vakıfbank Kredi Kartına
3 Taksit BİZDEN
Peşin Odeme
%5 İndirim
Kart ile bir seler
I %5 İndirim
HERŞEY DAHIL
0-8 Yaş Ücretsiz
"•DenızeSıfırOdalar
_' Kltmalı
• Odalarda TV
' Yûzme Havuzu
' Çocuk Havuzu
• Çocuk Parkı |
' Dısco-Amencan Bar ?
Rez. Tel.: 0266 416 43 32 - 416 43 33 - 416 36 73
Fax: 0266 416 36 07
ANTALYA1. AİLE MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo. 2004-1578
Da\ acı (Cemal Ekmekçı tarafindan da\ ali Melek Ekmek-
çı aleyhıne açılan boşanma da\asında adresı tesptt edılip
teblıgat yapılamadığından. ılanen teblığıne karar \enlmış
olup.Da\alı Melek Ekmekçı (Mehmet kızı 1949)"nın duruş-
ma günü olan 25.07 2005 günü saat 09 OO'da mahkememız-
de bızzat hazır bulunması \eva vekılıne kendısıni temsil et-
tırmesı. mua\"yen günde ıbraz etmek ıstedığı \esıkalan gön-
dermesı \e her halde mahkemede bulunması gerektiği. gel-
medığı takdırde >okluğunda karar \erıleceğı hususları
HUMIC 'nun 213 ve 337 maddelen uvannca dava dılekçesı
duruşma günü teblığı yenne kaım olmak üzere ılanen tebliğ
olunur Basın: 25513
ÜMRANİYE 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 2005 267 Es.
Davacı Süleyman Kıcık tarafindan davalı nüfus mü-
dürlüğü aleyhine mahkememıze açılan soyısim tashihi
davasının yapılıp bıtinlen açık duruşması sonunda veri-
len karar gereğı; Davanın kabulü ile, Sınop ili, Boyabat
ilçesi. Paşahoğlu köyü nüfüsuna kayıtlı cilt: 133, hane:
57, bsn: 96'da nüfusa kayıtlı olan Hüseyin ve Unzüle
oğlu 01.12.1981 doğumlu Süleyman Kicık'uı soyadının
Kılıç olarak düzeltilmesine ve bu şekılde nüfus kaydına
işlenilmesine karar verilmiş olup keyfıyet ilgililerine
ılanen tebliğ olunur. 05.07.2005 Basın: 32959
engöl'ün büyülü ortamında "Keyifli Tatil"
Titreyengöl kıyısında orman içinde
Mavi Bayrak özel plajlı bir rüya
• Eşsiz doğa, temiz sahil
• 6o dönüm alanda 54'ü villa toplam
383 klimalı oda
• Sabah, öğle, akşam açık büfe yiyecekler, yerli alkollü ve alkolsüz içecekler
• Anne-babalara ve çocuklara özgürlük! "ÇOCUK KULUBÜ"
• Disko ve animasyonlar
• Evcil hayvan kabul edilir
• Resepsiyona bildirin Cumhuriyet gazetesi odanızda
• Cumhuriyet ailesinin buluşma noktası
65yaşüzerikonuklarımıza,0/,ın in/lirim
Ralaı/! riftlorinP /OlU İIİUIMIIIBalayı çiftlerine
F A M I L Y I E S O R T
Manavgat- Side/Titreyen Göl mevkii
www.magicsevenresort.com
Rezervasyon Tel: +90(242) 756 96 00 +90 (212) 518 94 31-32
rezervasyon@magicsevenresort.com