19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12TEMMUZ2005SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Halka Gitmek mi? Hep Birlikte... CHP Genel Başkanı Halk'ımızı göreve çağırdı! Iki buçukyıldriktidarda olan, adıylasanıylaAdalet ve Kalkınma Partisi'nderı kurtulmak için demokrasi- ye, cumhuriyete, Atatürk devrimine bağlı yurttaş- ların .şbirlıği yapmasını istedi... Şimdi kalkmış, "Ben askere seslenmedim, hal- kı göreve çağrrdım" diyor! Halk, asker, sivil birbi- rinden ayn mıdır? Asker de halkın bir parçası, en önemli parçası değil midir? Bu yurt, bu ulus, içine itildiği karanlıktan kurtulacaksa bu bir ulusun bü- yük çoğunluğunun başanlı uğraşıyla olacaktır... CHR ne istiyor, anlıyorum: Benim öncülüğüm- de, benim önderfiğımde olsun bu birliktelik, demek istiyor... "llkgenelseçimde bana oy verin, siziAKP iktidanndan kurtarayım" diyor. Oysa, deneyimle- rimiz CHP'nin bugünkü kadrosuyla böyle bir kur- tancı olmadığını, olamadığını göstermektedir. Daha önce, hep yazdık, söyledik, solda bir bü- tünlük kurulsun, DSP'si, SHP'si vb. bir araya gel- sin, bir büyük güç oluşsun!.. Derken SHP kendini kapatıp CHP'ye katıldı. Sonuç? Oylar daha da azaldı! CHP'nirı dar kadrocu tutumu yüzünden... Oysa kimsenin öncii, önder olmaya kalkmadığı bir Cumhuriyet Cephesi kurulursa, ülkemizin içi- ne düştüğü gericilik tehlikesi ortadan kalkabilir. Sayın Baykal halkımızı direnmeye çağınrken "Ge- lin benim liderliğimikabul edin" demek mi istiyor? Sosyaldemokrat Halkçı Parti, Demokratik Sol Parti, lşçi Partisi böyle bir Cumhuriyet Cephe- si'nden yanadır. SHP Genel Sekreteri Ahmet Gür- yüz Ketenci, açıkladeğı bildiride bakın ne diyor: "AnamuhalefetPartisi GenelBaşkanı'nın, ara re- jim izlenimi uyandıracak tebliğleryerine, gelenek- sel olarak yapmakta olduğu Meclis içindeki söze dayalı muhalefet stratejisi ile yetinmemeli, mey- danlara çıkmalı, halka gitmelidir. Halkımızla bütün- leşmeli, geniş halk yığınları içınde oluşturulacak direniş gruplan ile eylemli muhalefet anlayışını bir an önce yaşama geçirmelidir. Siyaset sadece söz demek değildir?" Yıllardır CHP'nin ülke ölçüsünde gösteriler, mi- tingler, toplantılaryaptığını göremiyoruz! Halka git- mek isteyen halkın arasına girer, halkla kaynaşır, derdini meydanlarda anlatır. Hele ülke bir uçuru- mun kenanna doğru getirilmekteyse, bunu, Cum- huriyet ilkelerine bağlı öteki partilerle, örgütlerle yapar. CHR SHP, DSP, İP vb. kuruluşlar ortak bir cephede buluşur, meydanlaraçıkar... Halka gitmek ancak böyle olur. SHP Genel Sekreteri açık açık sesleniyor: "SHP, anayasal çerçevede, ulus ve ülke çıkar- lan gerektiği her hal ve şartta yerini almaya hazır- dır. Bu bağlamda bütün demokratlan, Cumhuri- yetçileri, Atatürkçüleri, sosyaldemokratlan, sos- yalistleri, yüzü uygarlığa, çağdaşlığa dönük her- kesi ortak bir safta, ey/em biriiğıiçin toplantıya ça- ğınyoruz." • • Hotel Zeus Otelımız, denız ile guneşin,mavı ile yeşılin kucaklaştığı, kııltuıieriıı harmanlandığı Kuşa das ı, Guzelçamlı' da veMıllıPark'al Km uzaklıktadır 47standartve 3suıt oda,106 TEMMUZ KAMPANYASI Tam Pansiyon 55 YTL Sabah, Oğle.Akşam AÇIKBÜFE KHima, Tv, Fön, BaJkon, Duş 0-6 yaş ücretsiz 7-12 yaş 0 /o50 Cumhuryet okurlsnnm ga.aet«len htr gim odaiınnt bukılır HOTB. MAVİDDİZ TtHdYFriN CBHET KÖŞEÜ, MAVİ BOTMK ÖDÜUj), rtSTURJI^I(OrW«WDBtoSnRÜZMEfWU HMIUZ BAR, SNACK BAR, SABAH, AKŞAM ZBKJN AÇIK Bfö. OOAUUfflA; MÜSIUdL BBCTRİKlJ ŞOFBffl, KÜMA, MÜZ*, THffON, TH 8AÇ KURUTMJL 0-2 YA| ÜCfifTStZ /Mi OOADA ÜÇÜNCÜ KİŞİ % 50 hOMNJ Yanm Pansiyon Bungalov Otelodası Mayıs-Ekım 30,00 YTUKDV 40.00 YTUKDV Hazıran-Eytul 40.00 YTUKDV 55.00 YTL+KDV Temmuz-Ağustos 50,00 YTUKDV 70.00 YTL+KDV KAMMNYA(01-16TMMUZ) 7 gece kal 6 gece öde REZERVASYON fel: 0 252 476 71 90-91 Ftfu: 0 252 476 70 07 www.hotelmavhtoniz.conHntorâ hotelmavirJeniz.com Sevr'e Karşı Lozan'da Birleşmek... "Kıbns'ı ver, kurtul!" diyenler.. Ruhban okulu, ekümeniklik savlan ile 550 yıl önceki Bizans'ı hortlatmaya çalışanlar. Yurtseverlikleri, inançlan CIA çiftliğindeki pirleri kadar olan "Amerikan Müslümanlan", "Amerikan yurtseverleri..." Yağma Hasan'ın böreği! Böylesi çirkinlik, ancak emperyalizmin Sevr'i ile olabilir. Alpaslan BERKTAY E mperyalizm, "görünmeyen düşmaıTı oynuyor. Dört bir yandan ufak, sessiz hamle- lerle saldırıyor. Niyet, Sevr'e... Düşman var, ama "düşman yok!".. Düşman içimizde de.. Bunu söyleyince de, "paranoya!" diyor- lar. Yarattıklan bu belirsizlik içinde de tavır koymanızı, cephe tutmanızı engel- lemeye çalışıyorlar. Ama artık gizleye- medikleri cepheleşme besbelli: Lozan ve Sevr cepheleri... Sevr güçleri, bir sırtlanlarsofrası... Ko- ro halinde, herkes bir şey koparmaya ba- kıyor. Bölücüsü, gericisi, "üımhlslam''cı- sı, Düyun-u Umumiye'den sonra IMF teslimiyetçisi, işbirlikçisi, Ermeni, Ege, Kıbns sorunlan ve hepsinin arkasında- ki ABD-AB emperyalizmi... 30.000 ki- şinin katilini ve "Sözde SUrgünde Kürt Pariamentosu"nu banndırmayanı yok. Italya'da, üstelik, başka yer yokmuşça- sına ve alay etmecesine, toplantılan için parlamento binasını tahsis etmecesine!.. Bu cephenin içinde daha kimler yok... "Cumhuriyet Sıvas'ta doğdu, Sıvas'ta ölecek" diyen cumhuriyet düşmanlan, laik devleti imamlarla dolduranlar, 1919'daki aynı hilafetçiler, şeriatçılar, yerli işbirlikçiler, Amerikan mandacıla- n, sıkmabaşlar... Yurt topraklannı parsel parsel satanlar... Sümerbank'lan, PO- AŞ'lan, ERDEMlR'leri, SEKA'lan, Sey- dişehir Alüminyum'lan, devletin beyni ve altın yumurtlayan tavuğu Türk Tele- kom'lan "babalargibi!" satanlar... "Kıb- ns'ı ver, kurtul!'" diyenler.. Ruhban oku- lu, ekümeniklik savlan ile 550 yıl önce- ki Bizans'ı hortlatmaya çalışanlar.. Yurtseverlikleri, inançlan CIA çiftliğin- deki pirleri kadar olan "Amerikan Müs- lümanlan", "Amerikan yurtseverle- ri..." Yağma Hasan'ın böreği! Böylesi çirkinlik, ancak emperyalizmin Sevr'i ile olabilir. ...Ve "büyük birader" ABD... Eski SaMinma Bakanı McNamara, silahlan- nı sayıyor: Her biri Hiroşima'dakinden 20 kat güçlü, 2 dakika içinde hepsi birden fırlatılabilecek 2000 nükleer başlıklı fu- ze! Kendileri, yaratacaklan bu yıkımnı dışında kalabilecekler mi? Ve şimdiki Savunma Bakanı Rumsfeld, ellerinin al- tındaki, fakat hâlâ bir rürlü mahkemeye çıkaramadıklan Saddam'ın ayağına 3 kez gidip yalvanyor. Direnişi durdurur- sa onu serbest bıracaklar ve kolaylıklar sağlayacaklar! 2 dakikada havalanacak olan, Hiroşima'dakinden 20 kez güçlü nükleer başlıklı 2000 füze neden bir tür- lü havalanmıyor? Ölüm teknolojileriyle insandan, insanlıklanndan ne denli uzak- laştıklannın, yabancılaştıklannın farkın- dalar mı? Hep insan kazandı.. Vietnam'da da, Irak'ta da... Nedenini düşünebiliyor- lar mı? Ve Sevr'in karşısında Lozan.. 82 'nci yıl- dönümüne hazarlandığımız.. Tüm "suçu", insanca yaşamak kararlılığı.. temelinde insan var, ulusal ve küresel insan... Fü- zelerle yıkılacak gibi değil! Sevr'e kar- şı Lozan'da birleşelim! 24 Temmuz'da Lozan'da Lozan'cılann sesi yükselecek! Onlara selam! "Sessiz, beürsiz düşman" oyununa son.. Taraflar, bıçakla kesilmiş gibi ortada.. Lozan'cılar ve Sevr'ciler, Cumhuriyet'çi- ler ve düşmanlan, hilafetçiler, şeriatçı- lar, Amerikan-işi Ilunlı Islamcılar, Türk Telekom, Yavru Vatan, Ana Vatan satı- cılan açık seçik karşı karşıya.. Yine Lo- zan kazanacak! Çünkü temelinde insan var. insan kazanacak! 'Ateşi ve İhaneti Gördük' Aİİ ERALP Yazm Öğretmeni • nsanlık, bugünkü uygar- I hk düzeyine devTİmcilerin A. vedeğişimcilerinsavaşım- lanyla yükselmiştir. Dünya- nın neresinde ileriye dönük bir değişim ya da devrim yaşan- mışsa orada mutlaka gelişim de olmuştur. Diyalektiğin şaş- maz bir yasasıdır bu. Röne- sanslar. reformlar. Fransız ih- tilallert Ekim devTİmlert dün- ya halklarmın toplumsal ya- pılannda ve yaşantılarında çok büyük değişiklikler yap- mıştır. Bu açıdan bakınca, Mustafa Kemal Atatürk' ün gerçekleştirdiği 1923 Devri- mi de Türkiye Cumhuriye- ti'ni öteki Islam ülkelerinden ayu-an önemli bir sosyal deği- şim olarak karşımıza çıkmak- tadn-. Ne var ki ilkçağlardan bu yana, toplumlann aydınlan- masuıa ve ilerlemesine katkı- da bulunan beyinler susturul- maya çalışılıyor. Örümcek kafalılar, rutucular, "güneşi balçıkla sıvayabUmek" için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Sokrates'ler, Platon'lar, Keppler'ler, Ko- pernik'ler buluşlanyla, gö- rüşleriyle insanlarda değişim isteklerinikamçılayarak, ku- rulu düzene ve tannlann buy- ruklarnıa ters düştükleri için nice zorluklarla, engellerle karşılaştılar. "Dünya dönü- yor" diyen Galileo'nin başı- na gelmeyen kalmadı. Karanlıkla aydınlığın bu hesaplaşması, ilkçağlardan başlayarak yüzyıllarca sürdü ve bugünlere taşındı. Tarih çarknıı geriye çevir- me girişimleri ülkemizde de sıkça karşılaştığmıız olaylar- dandu-. Bilim ve değişim düş- manı şeriatçılar, ortamı ve koşullan elverişli bulduklan anda başlanm daha çok kal- dırmışlar, daha çok şey iste- mişlerdir. Ama işin daha kötü yanı, bu gerici çeteleri, bağnnsızlık savaşı veren ulusalcı güçlere karşı, her zaman, yabancı dev- letlerle işbirliğine girerek on- lan arkadan hançerlemiş, "hı- yaneti vatan" suçu işlemiş- lerdir. Zaten siyasal İslamcı- lann, tarihinde "emper>aliz- mi ülkeden kovmak" diye bir sorunlan olmamıştır, bu ko- nuda herhangi bir çabalan da yoktur. Denilebilir ki Kurtuluş Sa- vaşı sadece dış düşmanlara karşı verilmiş bir savaş de- ğildir; o aynı zamanda "şah- si menfaatlerini, müstevlile- rin siyasi emelleriyle tevhit eden; gaflet, dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunan" iş- birlikçiler ordusuna karşı da verilmiş bir savaştır. Atatürk bir yandan " Ya is- tiklâl ya ölüm" parolası kıla- vuzluğunda yedi düvelle sa- vaşırken, bir yandan da içe- rideki "hıjanetçeteleri"niet- kisiz duruma getirmeye çalı- şıyordu. Zaman zaman en yakın ar- kadaşlan bile onun düşünce- lerine, eylemlerine katıhnak istemediler. "Bolu Mebusu" Cevat Ab- bas Gürer'in anılannda beürt- tiğine göre Mustafa Kemal, 26 Ağustos'ta başlayacak "Bü- yük Taamız"u yönetmek üze- re savaş alarnna gidişini de saklı tutmak zorunda kahnış- tı. Cepheye 19 Ağustos gece- si hareket edecekti. Bu hare- ketini gizleyebilmek için Ana- dolu Ajansı, gazetelerde Ata- türk'ün "Çankaya'da çay zi- yafeti verdiği" haberini yay- makta idi. Onun böyle ön- lemler ahnası elbette yerinde ve gerekli bir davramştı. Ha- inler pusuda bekliyorlardı çünkü. tçerideki ve dışandaki efen- dilerine yaranabilmek için yapamayacaklan şey yoktu. Örneğin Bandırma'da yayım- lanan "Adalet" gazetesi, "Bü- yük Taarruz"un başlamasına iki gün kala şunlan yazıyor- du: "Hürriyetinilanındamu- harebeler dolavısıyla milleti mahv ve perişan eden Talat, Cemal, Mahmut Şevket, En- ver de gjtti. Hamd olsun, da- nsL, cani Mustafa Kemal ba- şma.»" (24 Ağustos 1922) Bu ihanet belgesinin yer aldığı gazetenin sahibi Ali Sami, Abdülhamit'in yaveriydi. Ta- rih sayfalanna adı "Hain An" Sami" olarak geçti. O zamanlarda Batı hayra- nı, Avrupa sevdalısı o denli çok gazeteci, sanatçı, yazar, devlet adamı, dinci takımı vardı ki. saymakla bitmez. Amerikan mandacılığını sa- vunan Halide Edip Adıvar, daha sonralan, "Başanya on- dan başka inanan yoktu" dı- yerek ihanet ortamıru ve Ata- türk'ün kararlı tavnm açıkla- mak zorunda kahnıştı. Yine o yıllarda, ABD yeri- ne üıgiliz mandacılığını seçen Reri Cevat Ulunay da şunla- n yazıyordu: "Ingüizleri isti- yoruz. Türkler kendi güçleri ile adam olamıyorlar. fngiliz- ler eümizden tutacak, bizi kur- taracak." Yine aynı yazar, 4 Şubat 1919 'da Atatürk'le yap- tığı bir söyleşinin ardından arkadaşlarına izlenimlerini şöyle anlatıyordu: ="Şu sıralarda, Anadolu'ya geçüir, orada teşkilat kurulur, müli mukavemetharekete ge- İtalyanı da memleketten ko- var, vatan istiklâline kavuşur, millet de esaretten kurtulur- muş, anladınız mı arkadaş- lar? Bu. deli değil, zır deliy- miş..." Yıllar sonra, bu mandacı tutumundan dolayı "pişman olup olmadığım" soran bir gazeteciye o da aynı Halide Edip gibi yanıt vermişti: "Ha- vır, ben hakhydım. Herkes be- nim gibi düşünüyordu. O gün- lerde böyle dUşünen tek adam oydu." Gerçekten de "o günlerde bö>1e düşünen", yani tam ba- ğımsız bir Türkiye için sava- şmı veren "tek adam" oydu. Atatürk bir yandan Erzurum Kongresi ile uğraşırken, bir yandan da Halide Edip, Be- kir Sami, Kara VasrfBey gi- bi kararsız, mandacı kişileri "inandırmayöntemi''yle ulu- sal direnişe kazanmaya çalı- şıyordu. Bu arada tstanbul hükümeti de boş durmuyor, Mustafa Kemal'i engelleye- bihnek için her çareye başvu- ruyordu. Bu işbirlikçi hükü- metin tekpolitik seçeneği ise "Fransa, Italja, Ingiltere gibi büyükdevtetieri gücendirme- mek, onlarla dostça ilişldler kurupiyigeçinmek"ti. Ekim 1919 'da "Kahrolsun işgal" diye slogan atan halka Har- biye Nazın Camal Paşa şun- lan söylüyordu: "tstanbuihü- kümeti, rutumunda ve yürü- tümünde yasanm gereklerini kollamak, yabancılara karşı daha konukseverce ve ıhmh- ca davranmak zorundadır." Bu konuşmaya Atatürk şöy- le yanıt vermişti: "Baylar,Rı- za Paşa Hükümeti ve o hükü- mete Harbiye Nazın olan ki- şi, sevgüi \Tirdumuza giren, süngülerini ulusun canoine saplayan yabancılan konuk sayıyor ve üımlıca davran- makta zorunluluk görüyor. Bu ne düşüncedir, bu ne ka- fadır?.." Oysa Rıza Paşa'nın "ko- nuk" saydığı ve "konukse- verce" davranılmasını istedi- ği Ingiltere, halkın direnme gücünü kırabihnek için, ken- disine bağlı birtakım "sivil toplum örgütleri(!)" kurdur- muştu. Bu örgütlerin başuıda "tngUiz Muhipler Cemijeti" (Ingiliz Dostluk Derneği), Te- ali-i İslam, Kürt Teali Cemi- yeti geliyordu. Mustafa Ke- mal, 26 Şubat 1920'de Ka- zım Karabekir'e yazdığı bir mekrupta bu konuda şunlan söylüyordu: "Irtica hareke- tinnı teşvikçisi İngUizler olup, merkezdimağıda Istanbul'da- dır." Peki, bugünkü "teslimiyet- çiliğin, irtica harekederinin, ıhmh İslam yönlendirmesi"nin arkasında kimler var acaba; Atatürk'ün deyişiyle "mer- kez dimağı" (beyni) nerede- dir, ne dersiniz? (Not: Yazının haşhğı Nâzım Hikmet 'in bir şiirinden alın- mıştır.) PENCERE 'Minikler'e Tesettür Neden?.. Geçen hafta gazetelerde yayımlanmış birfotoğ- raf bu köşede şöyle resmediliyordu: "Rahlemsi bir küçük masanın başına gömlekli bir genç hoca oturmuş.. Karşısında ikili sıralar halinde sıkmabaş kız ço- cuklan.. Yavnıcaklar diz çökmüşler, kimi 9-10 yaşlann- da, kimi 7-8... Nedirbu?.. Kuran kursu.. Ibretlikbirresim.. Dinci bir gazete resmin altında haberi şöyle ve- riyor: 'Miniklerin Kuran coşkusu'. Peki, bu minikler Kuran kursunda ne öğrene- cekler?.. Arapça öğrenip Kuran-ı Kerim'i mi hatmede- cekler?.. Müslümanın kutsal kitabı Kuran' Diyanet'/n yet- kili kurullannca Türkçeye çevrilmiştir; isteyen alır okur, aracıya gerekyoktur. Fotoğrafta 7-8 yaşındaki yavrucaklann Başba- kan'ın kansı Emine Hanım gibi sıkmabaşa talim ettirildikleri görülüyor... Yazık değil mi küçüklere?.." • Cumhuriyet Bilim-Teknik dergisinin son sayısın- da yazanmız Celal Şengör de bu önemli konuyu ele aldı, kimi satırlannı aktanyorum: "Sayın Başbakanımız sormuş: Tom Miks, Tek- sas okumak serbest, Kuran niye yasak?' Kuran okumanın yasak olduğunu ben ilk kez kendisin- den işitiyorum. Kuran birkitaptır. Okunması ve anlaşılması için meydana getirilmiştir. Tom Miks, Teksas resimli romanlan da kitaplar halinde çıkar ve okunurlar. Ancak Tayyıp Bey acaba Tom Miks veya Teksas okumak için özel kurslar açıldığını ve bu kursla- rın kadın-erkek aynmı yaptıklannı veya belirli bir kıyafet gerektirdiklerini hiç duymuş mudur?.." • Sıkmabaş konusu (veya türban ya da tesettür sorunu) bugün Türkiye'nin bir numaralı siyasal tar- tışmasına özellikle dönüştürüldü... Peki, devletin Diyanet Işleri Başkanlığı açtığı Ku- ran kurslannda yedi-sekiz yaşındaki kız çocukla- nna neden tesettür uyguluyor?.. Çocuklar (ya da dinci gazetenin deyişiyle minik- ler) için tesettür Islamda geçerii midir?.. Genç kızlar ya da kadınlar için Kuran'da yazılı bir kuralı devletin kurslarında yedi-sekiz yaşında- ki yavrucaklara uygulamanın gerekçesi ne?.. Mi- nikleri dahagözlerini açmadan şartlandırmak mı?.. Diyebilirler ki: - Kuran okuduklan için 'minikler'm başlannı ört- tük... Haydi canım sen de!.. Ne Kuran okuması?.. Ne Arap harflerini biliyortar küçücük kız çocuk- lan, ne de ArapçayıL 7-8 yaşında miniklere uygu- lanan tesettürlü eğitime -bugün sağ olsaydı- Haz- reti Muhammet bile 'hayır' derdi. S Otel Club NİNA\ 59.000' dan itibaren Kişibaşı Gecelik 3x19.600 VVorld Axess Vakıfbank Kredi Kartına 3 Taksit BİZDEN Peşin Odeme %5 İndirim Kart ile bir seler I %5 İndirim HERŞEY DAHIL 0-8 Yaş Ücretsiz "•DenızeSıfırOdalar _' Kltmalı • Odalarda TV ' Yûzme Havuzu ' Çocuk Havuzu • Çocuk Parkı | ' Dısco-Amencan Bar ? Rez. Tel.: 0266 416 43 32 - 416 43 33 - 416 36 73 Fax: 0266 416 36 07 ANTALYA1. AİLE MAHKEMESİ'NDEN EsasNo. 2004-1578 Da\ acı (Cemal Ekmekçı tarafindan da\ ali Melek Ekmek- çı aleyhıne açılan boşanma da\asında adresı tesptt edılip teblıgat yapılamadığından. ılanen teblığıne karar \enlmış olup.Da\alı Melek Ekmekçı (Mehmet kızı 1949)"nın duruş- ma günü olan 25.07 2005 günü saat 09 OO'da mahkememız- de bızzat hazır bulunması \eva vekılıne kendısıni temsil et- tırmesı. mua\"yen günde ıbraz etmek ıstedığı \esıkalan gön- dermesı \e her halde mahkemede bulunması gerektiği. gel- medığı takdırde >okluğunda karar \erıleceğı hususları HUMIC 'nun 213 ve 337 maddelen uvannca dava dılekçesı duruşma günü teblığı yenne kaım olmak üzere ılanen tebliğ olunur Basın: 25513 ÜMRANİYE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2005 267 Es. Davacı Süleyman Kıcık tarafindan davalı nüfus mü- dürlüğü aleyhine mahkememıze açılan soyısim tashihi davasının yapılıp bıtinlen açık duruşması sonunda veri- len karar gereğı; Davanın kabulü ile, Sınop ili, Boyabat ilçesi. Paşahoğlu köyü nüfüsuna kayıtlı cilt: 133, hane: 57, bsn: 96'da nüfusa kayıtlı olan Hüseyin ve Unzüle oğlu 01.12.1981 doğumlu Süleyman Kicık'uı soyadının Kılıç olarak düzeltilmesine ve bu şekılde nüfus kaydına işlenilmesine karar verilmiş olup keyfıyet ilgililerine ılanen tebliğ olunur. 05.07.2005 Basın: 32959 engöl'ün büyülü ortamında "Keyifli Tatil" Titreyengöl kıyısında orman içinde Mavi Bayrak özel plajlı bir rüya • Eşsiz doğa, temiz sahil • 6o dönüm alanda 54'ü villa toplam 383 klimalı oda • Sabah, öğle, akşam açık büfe yiyecekler, yerli alkollü ve alkolsüz içecekler • Anne-babalara ve çocuklara özgürlük! "ÇOCUK KULUBÜ" • Disko ve animasyonlar • Evcil hayvan kabul edilir • Resepsiyona bildirin Cumhuriyet gazetesi odanızda • Cumhuriyet ailesinin buluşma noktası 65yaşüzerikonuklarımıza,0/,ın in/lirim Ralaı/! riftlorinP /OlU İIİUIMIIIBalayı çiftlerine F A M I L Y I E S O R T Manavgat- Side/Titreyen Göl mevkii www.magicsevenresort.com Rezervasyon Tel: +90(242) 756 96 00 +90 (212) 518 94 31-32 [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle