25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 HAZİRAN 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ARSEN LÜPEN TURHAN SELÇUK DURUST TABİAILI İSTANBül EFENDİSİ ABDÜLC-tNEAz' IN KARİrlULÂDE MACZR.ALARI 2ISIM IEŞMILI BİRDEN Aviva Hayat, Mardin'deki TEGV Öğrenim Birimi'nin bir yıllık giderini üstlendi KızLar okumakistiyorFtGEN ATA.LAY MARDİN - Türkiye Eğıtim Gö- nüllülen Vakfi 'nın (TEGV) öğrenim binmleri ve eğıtim parklarında eğı- tim gören çocuklann okul başanlan artıyor. Avıva Hayat ve Emeklilik firma- sının, bır yıllık gidenni üstlendiği TEGV'nin Mardin'deki öğrenım bı- nmı de, çocuk parkının bıle olmadı- ğı bu kentte, 7-16 yaş grubundaki 750 çocuk ıçın "sokağa doğnı alter- natif* halıne geldı Bubınmedevam eden çocuklann. özellıkle Matema- tik ve lngilızce ders notlan yüksel- di. Sponsorluğun yanı sıra öğrenim binmindeki çocuklara bılgısayar da armağan eden Avıva Hayat Genel Müdürü Keti BonofiyeL uİuslararası bır topluluğçun üyesı olarak içınde bulunduklan topluma destek olmak ıstedıklenne dıkkat çekerek. "Türki- ye'de eğitime destek olmak istiyo- ruz"dedı. TEGV îletışim ve Kaynak Yöne- ticısı CMgar Ataseven de, bu birimle- rin çocuklara hem ılköğrenim hem de MardiıTdeki TEGV'nin öğrenim birimine devam eden öğrencilerin derslerdeki başansı yükselmiş durumda. Gönüllüler bu okunıa hevesüsi gençleri daha i>i yedştirmek için ellerinden geleni yapıyor. yaşam desteği verdiğini söyledi. Bu öğretım yıh başından bu yana öğrenim bınmıne de% am eden 11 ya- şındaki Fadime Cınkın tek korku- su, ilköğrenımden sonra okula de- %3m edememek. Çünkü babası, ikı ab- lasını ilköğretim okulunu bıtirdıkten sonra yoksulluk yüzünden okuldan almak zorunda kalmış. AyşegülFidan da 11 yaşında ve iki yıldır öğrenim binmindeki derslere ve etkınlıklere katıhyor. Çok karar- lı. Okuyacak, hemşıre olacak. Sibel Erken, tüm diğer çocuklar gibı bılgısayarla burada tanışmış Hem bılgısayar kullanmayı öğren- miş hem de burada aldığı dersler sa- yesmde okuldakı tngilızce dersınde SMSUe omuz verin Türkiye Eğitım Gönüllülen Vakfı, 11 eğıtim parkı, 57 öğrenim birimi, 17 ateş böceği (gezicı öğrenim birimi) ve 11 toplum merkezinde, 15 bınden fazla gönüllü ıle 10 yıldır 600 bin çocuğa eğitım desteği venyor. Faturalı hatta sahıp cep telefonu kullanıcılan, -EGrnM' I yazıp.3353 < e gönderirlerse, vakfa 10 YTL katkıda bulunmuş olacaklar. daha başanlı olmaya başlamış. İlköğretim 5. sınıfa devam eden Mehmet Olgan, bılgısayar, satranç ve tngilızce derslerine devam edi- yor. Buraya başladığından ben okul- da daha başanlı olduğunu anlatıyor. Minik ressamların sergisi • Haber Vlerkezi - Sanyer tlköğretim Okulu öğrencilen bir yılda hazırladıklan resımleri sergilemeye hazırlanıyor. Sanatı ıskalayan bır ülkenin 'çağdaş' olamayacağı ınancıyla yola çıkan Sanyer tlköğretim Okulu resim öğretmeni Elif Gülünay'ın çabalan sonucu minık ressamların hazırladığı sergi 6 Haziran'da Sanyer Kamymakamı, Belediye Başkanı ve tlçe Milli Eğıtim Müdürü tarafından j açılacak. Yaşlan 13 ile 16 arasuıda u değişen çocuklann boylannı aşan çalışmalan için Polısan'ın boya ve & malzeme desteği \ erdiğinı belirten f. Gülünay öğretmen, "'Içlerinden £ ülkemizin Picasso'lan, £ Rambranflannın çıkmasını ş* umdugumuz mınık ressamlanmız 5 suluboya, akrilık, guaj ve benzeri b tekniklerle hazırladıklan eserlerini sanatseverlerin beğenisine sunmaya hazır hale geldiler. Çocuklanmız tüm yetersizlıklere karşın. mınik yüreklerinde yeşeren sanat bılincini herkese göstere- cekler" dedi. Mustafa Pekep resim sergisi • Haber Merkezi - Ressam Mustafa Peker'ın resim sergisi 6 Haziran'da Tünel Sanat Galerisi'nde açılıyor. 24 Haziran'a kadar 18.00-20 00 saatleri arasında görülebilecek olan sergide Peker'in sınır, din, dil, renk ayırt etmeden üretriği çok yönlü çalışmalan yer alıyor. 1935 Crgüp doğumlu olan Mustafa Peker çeşitli okullarda resim öğretmenliğınden sonra emekli olduğu 1981 'den ıtibaren Almanya'da yaşamaya başlamış ve çahşmalannı yurtdışında sürdürmüş. Almanya, Hollanda, Fransa, Avusturya'da 100'den fazla kışisel sergi açan Peker, yurtiçi ve yurtdışı özel koleksıyonlann yanı sıra, bankalar ve beledıyelerin koleksiyonlannda da çok sayıda yapıtıyla yer almış. Peker, çalışmalannı 2002'den ıtibaren İzmir Bornova'dakı atölyesınde yürütüyor. (Tel. 0 212 25142 48) Akyol, Karal ve Prof. Dr. Mahir, resmin bir 'tutku' olduğunu söylüyorlar Büyüdülerama yaşlanmadılar BERtVANTAPAN Sanat tutkusu ınsanlan genç tu- tuyor, ruhu beslıyor. Farklı meslek grubundan msanlar emekli olduk- lannda, bır köşeye çekilırken sa- natla uğraşanlar emekli olsalar da emeklıliklennin farkına varmıyor. Sanat dolu yaşamlanndan kopmu- yor, daha dmamik. daha üretken ve daha sağlıklı oluyorlar. Biz de yıl- lannı sanata adamış iki emekli res- sam ve bır öğrenm üyesi ıle Türki- ye'nin resmmi ve Türkiye'de sana- tı konuştuk. Görüşlenni aldığımız ressamlar Muzaffer Akyol, Turhan Vecdi Karal ve Prof Dr Mehmet Mahir. resmin bir "tutku" olduğu- nu anlartılar Ressam Turhan Vecdi Karalda öğ- retmenlik yaptığı yıllarda öğrencile- rine, Türk tarihini, hazırladığı Atatürk ve Kurtuluş Sava- şı rölyefleri ile an- latmaya çalıştığını ıfade ederek "Öğ- rencBerime,Cunı- huriyet tarihini yansıtnğım röhef- lerle öğretmeye çahş&m. Türkiye'de resim yapmanın, Müslüman ma- hallesinde salyangoz satmak gibi ol- duğunu bilmeme rağmen bu toplu- mun resme, müziğe, heykele ilgili ohnası gerektiğine ve sanatçılannın konuşmasıgerektiğine inandım" dı- yor. Karal, resmı. "fikrin ve aşkuı yoğnılması'' olarak tanımlıyor. Mi- mar Sınan Üniversitesi'nın ilk me- zunlanndan olan Karal, resimlenn- de îstanbul mozaiğini yansıtmaya çalıştığını belirterek "Gün geçtiik- çe çirkinleşen İstanbul'u, tarihJe do- lu olduğu yıllardaki hali ile resme- dryorum" dıyor. Insanın yaşama se- vıncıyle dolu olmasmın önemine değinen Karal, şunlan söylüyor: "Hmad çok ckldiye almamak gere- khor. Madem hayat komik bir kı- sırdöngüde devam ediyor ve ma- dem hayatın esiriyiz. O zaman ha- yan en güzel, en dolu şekilde yani sa- • Birçok farklı meslek grubu, emekli olmalannın ardından bir köşeye çekilirken sanatla uğraşanlar hayattan kopmuyor. natla geçirmefiyiz. 76 yaşmdayım ve 'Canım İstanbul' adlı resim sergi- me hazırianıyorum. Çünkü bu tut- kuya aidim." Mımar Sinan Cniver- sitesi Resim Öğrerim Görevlisi Prof. Mehmet Mahir, emekli olan kişi- lenn alıştıklan ortamdan kopma- lan nedeniyle yaşam sürelerinin kı- saldığına dikkat çekerek "Ressam- lar,resimdenemekli olanıazlar. Çün- kü bu bir mecburhet değil, bir rut- kudur. Örncğin, yaşı Ueriemiş bir kişi etinin tutmamasına rağmen nr- ça>ı eline bir iple bağlar ve o şekil- de resim yapar" diyor. Sanatçılan, "hayalperest ve ço- cuk ruhlu insanlar*" olarak tanım- layan Mahir. sanatçının, resim yapar- ken aldığı hazzın, onu yaşama bağ- ladığını ifade ediyor. Ressam Turhan Vecdi KaraL AKYOL: RESİM YAPMAK BENİM İÇİN HEM GÖRKEMLİ HEM DE ACIVERİCİ 'Cumhuriyetin öğretmeni olmaya özen gösterdim' Ressam Muzaffer Akyoi,resimtutkusunun çokgenç yaşlarda başladığıni belirterek parmak kaslanm geBştiği andan beri resim yapıyorum diyor. Bedn Rahmi Eyuboğlu atölyesinden yetişen Muzaffer Akyol, 1969 yılında akademiye girdığini, resim tutkusunun ıse çok genç yaşlarda başladığıni ifade ederek "Parmak kaslanm geliştiği andan beri resim yapıyorum. Daha sonra resme duyduğum sevgi, karasevdaya dönüştü. Resim yapmak benün için hem görkenili, hem de acı vericiydL Tüm bunlann izdüşümünde sanaün dayanıbnaz hasreti olduğunu binyordum" dıye konuştu. Akyol, resmi, rengı hayata geçu-en, rengı rehber alan ve sanatın sihirli elinı yaklaştıran soyut bır düşünce tarzı olarak tanımlıyor. Kültür fiıkaralığı Öğretmenlik yaptığı yıllarla ilgili, kendine göre bir eğitim anlayışı olduğunu belirten Akyol, şöyle konuşuyor: "Özgûr düşüncevi, demokrasi kültürünü \ e laik anlayışı öğrencikrimle pa\1aşarak Cumhuriyet'üı öğretmeni olmaya çahştun. Türkive'de kültürel empervalizm yaşanmakta. Çünkü, bu ülkeşe ait öz değerler, zenginlikler görmezden geUnryor, halk 'kültürel fukaralığa" çeldnyor. 150 yddır evrensel sanat ailesinde yerimizin olmamasuun nedeni, bize ait değerleri ıskalamamız, Baü'nın tekelüıde, kuyruğunda asıh kalmamızdır. Anadolu gerçeğmi yadsımayan bir sanat yaratmahyız." GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Meğer Ulus Devletler Yok Olmamış... Kapımızın önüne yığılan çerçöpü faraşla topla- yıp, oturma odasındaki halının aitına dökerek te- mizlikyaptığımızı sanmaktan kurtulamazsak hali- miz dumandır. Dumandır, çünkü Avrupa Birliği ile ilişkilenmizin yalnızca iyi yanlannı kamuoyunaduyurup, kötüle- rini yansıtmayarak yok saymayı başarmak ne ya- zık ki mümkün olmayacaktır. Eskilerin "vakti merhun" dedikleri belirlenmiş ileri bir tarihte yok saymaya kalkıştığımız sorunlar bir bır karşımıza çıkanlacak, "sorunlardan sorun beğen" demeseler de o anlama gelecek dayatma- lan, halının altından kendi ellenyle yine kapımızın önüne süpüreceklerdır. • • • Avrupa Birliği Anayasası'na önce Fransa'nın, ardından da Hollanda'nın hayırdemesi, üye ülke- leri hop oturtup hop kaldınrken bizdeki hava an- laşılır gibi değildir. Hem iktidar siyasetçilerinin, hem de onlann dü- men suyundan gitmeyi yeğleyen medyacılann, Türkiye'yi teselli etmek ya da yatıştırmak için kul- landıklan tek cümle var: "Merak etmeyin, müza- kereler mutlaka 3 Ekim 'de başlayacak." Zaten söylenen tek doğru da bu cümle ile sınır- h. Peki "Müzakereler ne kadar sürecek? Hayır oy- lan bu süreci uzatacak mı? Türkiye 'nin Avrupa Bir- liği'ne üye olması garanti altmda mı? Yoksa mü- zakereler üyelik yerine ayncalıklı statü tanınması ile misonuçlanacak" gibi sorulan daha da çoğalt- mak ve yanıt aramaya kalkmak işlerine gelmedi- ği için çok az kişi dile getinyor. • • • Fransa'nın ve Hollanda'nın "hayır" oylannda Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili korkulann etken olduğu gerçeği ortada. Ancak bu gerekçe, kullanılan "ha- yır" oylannın tümü için geçerlı değil. O ülkelenn vatandaşlan, yeni ortak anayasa ile getirilmek istenilen kurallann, acımasız liberal eko- nominin yok saymaya çalıştığı insana değer ve önem veren yerleşik kurallannı altüst etmesinden daha çok korkuyorlar. Ülkelerini ve dolayısıyla da kendilerinı korumak istiyorlar. "Ulusal devlet kavramının geçerlıliğini kaybet- tiği" yolunda, Türkiye'de yürütülen kampanyanın fos çıktığını da "hayır" oyları açık seçik kanıtlıyor. "Ulus devlet artık öldü" diye ahkâm kesmenin, kimilennin seslendirmeye niyetlendiğı düşlerinden ibaret olduğu gün gibi ortada. Fransa ve Hollanda'da ölmediğinın görüldüğü, sıradaki Yunanistan'ın da ulus devlet olduğunu kanıtlamayahazırlandığıbırdönemde.Türkiye'nin kayıtsız koşulsuz küreselleşme yandaşı durumu- na getiriliyor olması dikkat çekicıdır. Bu yetmez- miş gibi, Uİuslararası Para Fonu'nun yanına Avru- pa Birliğı'ni de ekleyerek her dediklerinin yapılma- sını öğütleyenlerle nereye varacağımız da belli de- ğildir. Üye ülkelerin hepsinin kabul etmesi halinde yü- rürlüğe girmesi gereken Anayasa'nın varlığı, şu andaki duruma göre tehlikeye girmıştir. Bu bağlamda AB ile ilişkılerimizi gözü kapalı sür- dürmekten vazgeçmek, geleceği de dıkkate almak heıtıalde aklımıza gelecektir. oerinccŞ cumhuriyetcom.tr. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmenliğe burs desteği ANKAR\(Cumhuri- yet Bürosu) - Mıllı Eğı- tim Bakanhğı (MEB), üniversiteye gırişte öğ- retmenlik programlanru ılk beş tercihı içınde gös- tererek kayıt yaptıran öğ- rencilere burs verecek. MEB. üniversitelerin öğretmenlikle ilgili bazı programlarına 2005- 2006 akademik yıh için 1500 kişılikburs konten- janı ayırdı. En fazla kon- tenjan aynlan branşlar. sınıf öğretmenliği, Ingi- lizce öğretmenliği \e Türkçe ile Türk dili ve edebıyatı öğretmenliği olarak sıralandı. Bursa başvurabilmek için ara- nan koşullar şöyle. "Türkiye Cumhuri- yeti \-atandaşı olmak, 22 yaşını geçmemiş olmak, kazandığı programı, ÖSStercihbildirimfor- munda ilk beş tercihi içinde yazarak kazan- nuş \ç kesin ka\ dmı yap- nrmış olmak. memuri- yetyapmasına engel bir mahkûrnheübulunma- mak. Oğrenci Seçme ve YerteştirmeMerkeri'nin her program için bikhr- diği Bstede puan sırası- na göre o programa aj- nlan burs kontenjanı- na girnıiş olmak." AÇEV'İN ARAŞTIRMASI Yardımalan daha başarıh Eğitim Servisi- Erken çocuklukta sağlanan des- tek, erişkinlik dönemine kadar uzanan olumlu et- kiler sağhyor. Anne Çocuk Eğitim VakfVnca(AÇEV)Çiğ- dem Kağıtçıbaşı. Diane Sunar, Se\da Bekman ve Zeynep Cemalcılar'a yaptınlan bilımsel araş- tırmanın başlangıcında, 1982-1986 yıllan arasın- da, Istanbul'un çoğu ge- cekondu bölgelennden annelere ve 3-5 yaşlann- dakı çocuklanna eğitım uygulanmıştı. 2004'te, artık birer yetişkın olan bu çocuklara yenıden ulaşılarak ikincı takıp araştırması gerçekleştıril- dı. 25-27 yaşlarındaki gençlerle yapılan araş- tırmanın bulgulanna gö- re erken çocuklukta sağ- lanan desteğın, şu konu- larda uzun zamana ya- yılan etkılen bulunuyor: -Dü becerUeri". "Öğre- nim görüien vıi savısı", "Çalışma hayanna anl- mayaş", ."Meslekistatü"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle