23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2005 ÇARŞAMBA 14 Ul\ kultur@cumhurtyet.com.tr Şengil pek çok genç yazarın ilk öykülerini 'Seçilmiş Hikâyeler' ve 'Dost' dergilerinde yayımlamıştı Oylairnüz 'Amca'snn yitirdiMUZAFFER İLHAN ERDOST Ece, Salim Şengil'in toprağa düş- tüğü habennı ılettiği an, içimden el- li beş yıllık bir ırmak akıverdi san- kı. Öykü odağında yumaklanmış, bir yanıyla Anadolu'dan derlenmış, bir yanıyla kümelendiğı Istanbul'dan kotanlmış, Ankara'da. Seçilmiş Hi- kâyeler dergisinde kucaklaşmış 1950'li yıllann dünyasıydı içimden akan. Seçflmiş Hikâyeler dergısinin, bu küçük dergının kocaman dünyasın- da ılk öykümü okuduğum zaman duyumsadıklanm. benı, adına "Rüz- gârh Sokak" denen nehirle buluştur- muş. yayımladığı öykülerimle bırlik- te tanınuştım Salim Şengil'i. Son kez Birinci Şube'de, Edebiyat- çılar Demeği Başkanı adıyla karşı- ma çıkanlmıştı Şengil. 'Zamanı kaydırıyorum' 3 Kasım 1980. Benı ahkoydukla- n odada, masamın üzennde kâğıt- lardan bır yığınak. Komiser yardım- cısı, üstlerden seçtiği bir kâğıdı alı- yor. Bana, Edebiyatçılar Derneği'nin Vetennerve Ziraat Fakültelen öğren- cı demekleriyle birlikte düzenledi- ği etkınlikte okuduğum şıiri okuyor. Geceyi, Sunullah Ansoy sunuyor. Şengil öyküsünü okurken araya gi- riyor Ansoy, CahitSıtkıTaraııa'nuı hastaneye kaldınldığını, onun için etkinlik- ten aynlacağını duyuruyor. Zamanı kaydınyorum. Rüzgârh Sokak'tan, Salim Şengil, Sunullah Ansoy ve ben, bir araçla Esenboğa'ya gidiyoruz. Isvıçre'ye (sanınm Zürih'e) hareket edecek uçakta, kaptan kabinine yakın bir sedyede, Cahit Sıtkı Tarancı'yı öperek uğurluyoruz. Kımıl- dayamıyor Tarancı, konuşamıyor, gözbe- bekleri ıslanıyor, gülümsüyor bize ve gidi- yor. Öykü kitabımın gırişine yazdığım yazıya şöyle başlamışım: "İlkin Seçflmiş Hikâyeler dergisini ve Sa- lim Şengil'i (Salim Amca'yı) anmak iste- rım. Öykülerimı yayımladığı için. İlk öykü- lerimle birlikte başlayan sıcak dostluğu ıçın. Sürekli öykü yazmaya isteklendirdiğı için. Ama ben öyküde de ihaneti seçrim." Bu "ihanet", biraz da Salim Şengil'e "iha- net" gibıdir. Cezaevleri, işkenceler. ıdam- lar arasında koşuşturmaktan beklentilerine yanıt veremediğim için. Seçilmiş Hikâyeler dergısinin yerine "Dost"u çıkarmaya başladığıru anımsıyorum. "Dost", Vüs'atBener'ın kitabının adıydı, sa- nınm ilk kitabıydı ve Salim Şengil yayım- Cenaze töreni yarın Kültür Servisi- Yayın dünyamız degerlı bır insanını daha yitırdı. Yayıncı ve öykücü Sa- Knı Şengil, dün sabah saatlerinde evınde ya- şama veda etti. Şengil, 20 gün kadar önce kalp yetmezliği nedenıyle Memorial Hastanesi'nde tedavi alnna ahnmış. üç gün önce de evine don- müştü. ŞengıFın cenazesi yann Bebek Camisi'nde kılınacak öğle namazımn ardından Zincırlıkuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Lise öğrenimı sürerken (1935 - 36) Tan gaze- tesınde muhabirlık yapan Şengil, 1938 yılın- da lıseyi bıtırdıkten sonra Ankara Radyo- su'nda tıyatro sanatçısı olarak çalışh. Yeni Edebiyat, Servetifünûn-Uyanış, Ses, Yenı Ses, Oluş, Ülkü, Varlık, Yürüyüş, Büyük Doğu, Pı- nar, Gün, Yığın gıbi dergılerde öykülerini ya- yımladıktan sonra Seçilmiş Hikâyeler dergi- sini kurdu ve yönetti (66 sayı, 1 Ekım 1947 - Temmuz 1957). Ankara'da çıkardığı dergıde ağırlıklı olarak öykü ve öykü üzerıne yazılar yayımlayarak 1950 kuşağı öykücülerınin or- taya çıkmasında etkın oldu. Daha sonra Dost dergisini ve Dost Yayınlan'nı kurup yönetti (102 sayı, Ekim 1957 - 73). Dergıde çeşitlı sa- nat dallan üzerine yazılann yanı sıra, îkincı Yeni şairlerine de büyük ölçüde yer verdı. Bu ikı dergı. Türk öykucülügünde ve şıırinde be- lırleyicıyayınlaroldu Şengil"ın 'KafasmıTör- püleyen Adam", 'Es Be Süleyman Es", *Güzd Bir Oyun' gibi öykü kıtaplan ıle 'Anüarüa Kalan Portreler' adlı anı kitabının dışında, •BirRüzgârEsti" adlı bıroyunla •PerşembeYağ- muıian' adlı öykü seçkısi, Şengıl'ın başhca : yapıtlan arasında. . t lamıştı. ErginGünçe'nın "Gençölmek" şı- ir kitabuıı, Can Yücel'ın "Her Boydan r> ını, Nâzun Hikmetın "YeniŞiirler"ıni ve Nezi- he Meriç'in yazıışleri müdürü olarak yargı- lanışını. Şengil'ın yayıncı kimliğini duyum- satması açısından anımsatabılırim. Her zaman aklımdan geçmıştir, yolculu- ğa çıkacak olursa yanında olacağun diye. Ol- madı. Gönlüm sende Salim Amca. Salim Şengil'i uğurlarken... TARIK DURSUN K. tkinci dönem genç Türk hikâyesinin hem ku- rucusu hem de bir tur 'keşşaf'ı idi. Bem. Vüs'at Beoer'i, Erhan Bener'i. Orhan Dunı'yu, Fahri Erdiııç'ı, Muzaffer Buyrukçu'yu, Şahap Srtkı'yı, Muzaffer Erdost'u \e sıl baştan Memduh Şev- ketEsendal'ı hikâyemıze kazandırmıştır. (Daha niceleri de vardır, ama üzüntüm büyük, hatırla- mıyor olabihrim.) Benım için dergisinde bır özel sayı yapmıştı. tlk kıtabımı o yayımlamıştı. tlk te- lif hakkımı o ödemışti. Koluma taktığım ilk sa- atimı onun verdiği telıfle almıştım. Nasıl unutu- rum 'Satim Amca'mı ben... AHMET OKTAY Salim Şengil, yıllardır söylediğımiz biçimde anarsam, Saüm Amca, Türk edebiyatının aynl- maz bir parçasıydı. Salim Amca, dergiciliğinin yanı sıra bir öykücü olarak da, genç kuşaklar bil- mez ama, emek vermiş bir insandı. 'Kafasım Törpüleyen Adam' adlı öykü kitabının yanı sıra oyunlar da yazmıştı. Ama kuşkusuz Türk dergi- ciliğinin önde gelen adamlanndanbiri olarak anı- lacaktır. Dergicıliğin giderek ticarileşip görsel- leştiği bir dönemde, daha uzun yülar yeri doldu- rulamayacak biridir. Sevenlerinin ve dostlannın başı sagolsun. NAİM TİRALİ Türk öyküsüne büyük çapta desteği olan bır yazanmızdı. 50Tı, 6O'lı yıllarda yayıncılığa baş- ladı. 'SeçflmişHikâyeler' dergısinin zamanın genç yazarlanna büyük hizmetı olmustur. Son yıllar- da rahatsızlığı yüzünden faaliyet gösteremedi ama hızmetleri ve ken- di yazdığı öykulerle edebiyatımı- za katkısı unutulmayacaktır. Allah rahmet eylesin. HULKİ AKTUNÇ Salim Şengil'i ben önce uzak- tan tamdım. 'Seçilmiş Hikâyeler' dergısı Türk öykücülüğünün atılım odaklanndan bınsi. Daha sonra 'Dost' dergisi de "Ankara'da iyi dergi çıkmaz" dıyenlere iyi bir yanıt olmustu. Onun öykülen aynı kendisı gıbi babacan ve ' Sa- lim Amca' öyküleridir Nezim'in başı sağolsun. Hepimizin başı sağolsun. SELİM İLERİ Hem bir edebiyat adamını, hem de Türk yayın- cılığına edebiyat adına çok büyük hızmetleri ol- muş, önemlı bır ınsanı kaybettik. Çok üzüldüm. ADNAN ÖZYALÇINER Salim Şengil öykücülüğümüze büyük katkıla- n olmuş bir yazar, yayıncı. Uzun yıllar çıkardığı Seçilmiş Hikâyeler' dergisinde, hem 40 kuşağı- nın seçkın yazarlarımn, özellikle toplumcu-ger- çekçi yazarlann öykülerine yer vermiş; hem de öykücülüğümüzde yeni bir atılımı gerçekleştı- ren 50 kuşağı öykücülerınin öykülerini dergisin- de ılk kez yayıinlayarak öykücülüğümüzün ge- lişıp serpilmesine katkıda bulunmuştu. Aynca kendi öykülerinde sıradan insanların günlük ya- şam içındekı serüvenlenni an bir dıl, yahn bır an- latımla yansıtmıştır. Insanın toplumla ilişkileri- ni, ılişkılerindeki çelişkileri gerçekçı bir bakış açısıyla. alaysı yam ağır basan bir tutumla orta- ya koymuştur. Edebiyat tarihi onu hem öykücülüğümüze, hem de öykürnüze yapoğı olağanüstü katkılanyla ana- cakrır. Edebiyatımızın başı sağolsun. SULHİ DÖLEK Sadece öykücülüğüyle değil, 'Seçilmiş Hikâ- yelerTe, 'DostTa, öykümüze ve şürimıze yaptı- ğı hizmetlerle de büyük birdeğerdi. Kuşkusuz ölü- me çare yok. Ama sanat değerlerimizi yıtinnce anımsama alışkanlığımıza el birliğiylebirçare bul- malıyız. Salim Şengıl"in son öyküsü nerde çık- mıştı?.. 'KaCasmıTörpüleyenAdam'ınenyeniba- sımı hangi tarihi taşıyor?.. Bilmiyorsamz, sız de benim kadar suçlusunuz. NECATİ TOSUNER Bugün 'editör' için bir tanım arandığı oluyor. îşte. 'Seçilmiş Hikâyeler'.. Işte Salim Şengil. EMİRDAĞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL AÇIK AKTTIRMA tLAM 2004205 Tal. Satılmasına karar verilen gayrı menkulün cınsı, kıymetı, evsafı: 194.273.000 000.- TL 'sı değennde tapunun Emırdag merkez Yenıdoğan Mah. Ünver sk. 177 ada 11 par- sel sırasuıda kavıtb 178.00 m2 mıktanndaki arsa üennde 4 kath betonarme, tuğla du- varlı, sıvah ve boyalı, çatısı kıremıt kaph zemın kat depo dığer 3 katı konut olarak kullanılan 3. sınıf A grabu bır yapı mevcut bınanın zemın katı 11x13= 143 m2, dığer katlar 12x13= 156 m2'dır. Bina zemın ve 3 kat olmak üzere toplam 611 m2 olup arsa değen 21.360.000.000 TL'sı büıa değen 172.913 000.000.-TL Uır. Imar durumu. Bıtışık nızam 3 kat ızınlı 9.50 mt. bına yüksekliğı. y-üzde 33 çatı meyh, 0 50 mt. saçak gemşliği vardır. Saüş şartlan: 1- Satış, 12.08.2005 günü saat 10.00-10.10'a kadar Emirdağ Hükü- met Konağı 1 kat ıcra mudürlüğü önünde açık arttırma suretıyle vapılacaktır. Bu art- nrmada tanmin edilen kıymetin yüzde 60'ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ıle ıhale olunur Böyle bır bedelle ahcı çıkmazsa. en çok arttırarun taahhüdü baki kalmak şartıyla 22.08 2005 günü aynı yer aynı saatlerde de ikıncı arttumaya çıkanlacaktır Bu arttırmada da bu mıktar elde e'dı- lememışse gaynmenkul en çok ârttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanın- da eöstenleh muddet sonunda en çok arttırana ıhale edılecektir. Şu kadar kı arttırma bedelinin malın tahmın edilen kıymetınin yüzde 40'ını bıüması ve satış isteyenın ala- cağına rüçhanı olan alacaklann toplamnıdan fazla oknası ve bundan başka paraya çe- virme ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle ahcı çıkmaz- sa satış taleoı düşecektu. 2- Arttırmaya ıştırak edeceklenn, tahmnı edilen kıymetın yüzde 20"sı nıspetinde pey akçesı veya bu mıktar kadar milli bır bankanın temınat mektubunu vermelen lazundıı Satış, peşın para ıledir, ahcı ıstedığınde 10 günü geç- memek üzere mehıl venlebıhr Tellahye resmı, ıhale pulu, tapu harç ve masraflan ah- cıya aıttır Bınkmış vergiler satış bedelınden ödenır. 3- Ipotek sahibı alacaklılarla di- ğe'r ılgılılenn (*) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususıyle faiz ve masrafa dau" olan ıddıalannı dayanağı belg«len ıle on beş gün ıçınde dairemize bıldirmelen lazım- dır. Aksı takdirde haklan tapu sıcilı ıle sabıt ohnadıkça paylaşmadan hanç bırakıla- caklardrr. 4- Ihaleye katüıp daha sonra ıhale bedelıni yatırrnamak suretiyle ihalenın feshıne sebep olan tüm alıcılar ve kefillen, teklif ettıklen bedel ıle son ıhale bedelı arasındakı farktan ve dığer zararlardan ve aynca temerrut faızınden müteselsılen me- sul olacaklardır. Ûıale farkı ve temerriit faızı aynca hükme hacet kahnaksızın daıre- mızce tahsıl olunacak. bu fark, varsa öncelıkîe temınat bedelınden alınacaktır. 5- Şartname, ılan tanhınden ıtıbaıren herkesın görebıhnesı ıçın daırede açık olup masrafı venldığı takdirde ısteyen alıc ıya bu- ömeğı göndenlebihr 6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı gormüş ve mündefecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgı almak ısteyenlefın 2004'205 T sayıü dosya numarasıyla mudürlüğümüze başvurmalan ılan olunur 20 06.2005 (*) llgıhler tabınne irtıfak hakkı sahiplen de dahıldır. Basuı: 30354 "Osmanlı ve Avrupa Saraylarında Müzik" 30 Haziran 2005, 20.30 Aya irini Müzesi Batının ve doğunun otantik enstrümanları, 17. yuzyılın saray muzikleri, Avrupa'nın barok ve Türk müziği müzisyenleri ve daha önce hiç yayımlanmamış eserier... Proıe Usdrımmı soprano ve müzıkolog Çımen Seymernn gerçekleştırdığı bu konserde Fıkret Karakaya'nın müzık yönetmenliğmı yaptığı Beznârâ ve jean Gaıllard'ın yoretmenlığını yaptığı Suonare e Catıtare Pans Mıllı Kutuphanesı'ndekı elyazrnası kaynaklardan derlenen bu özgün projeyle festivalın geleneksei muzik bolümune onemlı bır katkıda bulunuyor www.ilnw.aii DEFNE GOLGESt TURGAY FİŞEKÇt Turgut Çeyiker Dergiciliği Gönjünüz mü bilmem, 'Yemek ve Kültür' der- gisini? Ikinci sayısı çıkmış. Yayın yönetmeni Turgut Çeviker olmasa dö- nüp bakmazdım. Onu tanıdığımdan bu yana, elinden çıkan her şeyin hep önemli bir kültür olayı olduğunu gör- düm. Daha geçen yıl 'Posta Kutusu' dergisini ya- yımlıyordu. Edebiyatımızın, tarihimizin birbirin- den ilginç olaylarını, tanıklıklannı, mektup ar- şivlerini yıllar boyu aralıksız süren insanüstü çabalarla biriktirmiş, bu dergide okurlarla pay- laşıyordu. Her sayfasını okumaya, değerli fo- toğraflanna bakmaya doyamadığım bir dergiy- dı. Yanı sıra sürdürdüğü mizah kültürü dergisi 'Güldiken'i ıse 1993'ten beri sürdürüyordu. 'Yemek ve Kültür' bir murfak, sofra ya da yemek dergisi değil, bu konularçevresinde bir yaşam küttürü dergisi. llksayısının başyazısın- da Ferit Edgü'nün seçtiği başlık da bu anlayı- şı yansıtıyor: 'Görsel Sanatlardan Biri Olarak Yemek Sanatı'. Deneme, inceleme, araştırmayazılarıyla, "bi- Iimsel ve kültürel olanı edebiyat ile kuşatmak ve bütün bunlan görsel sanatlarla donatmak" amaçlanmış. Bu yapısıyla 'Yemek ve Kültür', özellikle ede- biyat okuruna seslenen bir dergi. Yazarlarımn çoğunu edebiyatçıların oluşturması da bunun birgöstergesi. Dergiyi okudukça yemek kültürü denen ala- nın, insanlıktarihinin başlangıcına dek uzanan ne denli uçsuz bucaksız zenginlikleri olduğu- nu da ayrımsıyorsunuz. Ilk sayıda yer alan Ant- hony Bryer'in, 'Bizans Mutfağından Bir Bu- lamaç: Tarhana' başlıklı yazısı. bu ulusal çor- bamızın ne denli yaygın bir kültürün ürünü ol- duğunu ta antikçağa dek uzanan öyküsünü anlatıyor. 'Yemek ve Kültür'ün önemli bölümlerinden biri de 'Unutulmuş Halk Yemekleri'. Çiya Lo- kantası ustası Musa Dağdeviren'in derlediği bu bölümde yemekler yanında bir o kadar da bilinmeyen ya da unutulmuş yöresel brtkilerle tanışıyorsunuz. Sanki yüzyıllar öncesinin bir sebze bahçesinde dolaşır gibi. Yemek adlan de- ğil, sanki şiir sözleri: Mırmılık Çorbası, Müba- rek Dikeni, Cennet Çamuru, Leylek Giliği, Ke- şir Dolması, Uğut, Zillop Taplaması... Hayranlık duyduğum tiyatro oyuncularımız- dan Ani Ipekkaya ile Yıldız Cıbıroğlu'nun yaptığı yirmi dört sayfalık söyleşiyi de zevkle okudum. Işte o söyleşiden, size eski Istanbul'un Ba- kırköy semtinine ait birkaç izlenim: "Deniz o kadargüzel vepınlpınldı ki, yaz gün- lerisabahtan akşama kadardenizden çıkmaz- dık." "Bakırköy'ün sahilleri genellikle kırmızı balık cennetiydi. Istakoz ve karides çok boldu. Bar- bunya, tekir, mercan çekirdekgibiydi. Ben çok iyi hatııiıyorum ablamın eliyle balık çıkardığı- nı. Denizi iliklerimize dek tam anlamıyla yaşar- dık, deniz kültürümüz vardı." "Gökyüzü simsiyah ve parlakyıldızlı olurdu. Gece saat on birde bisikletlehmize binerdik, mahallenin bütün gençleh pedal çevirirken şarkılar söyleyerek ömür Yoğurdu'na gider, dondurma alır ve ailemize getirirdik. Incirli as- faltında tek tük ışık vardı fakat çok güvenilirbir yerdi." Yeniden Turgut Çeviker'i düşünüyorum. Birbirinden ilginç dergilerin yanında, karika- tür sanatımızın kazıbilimini gerçekleştirerek Cumhuriyet öncesi karikatürsanatımızı gün ışı- ğına çıkaran dev çalışmasını: Gelişim Sürecin- de Türk Karikatürü (Adam Yayınları) adını ver- diği üç ciltlik dev yaprtının yanı sıra dönemin önde gelen sanatçılarından on tanesinin de ay- rı ayn albümlerini yayımlamıştı. Sonra da doğup büyüdüğü yer olan Sam- sun'un Çarşamba ilçesini yine dört başı ma- mur bir çalışmayla selamladığı Çarşamba Ki- tabı. Dinmek bilmeyen enerjisi ile kültürümüze unutulmaz yaprtlar kazandıran Turgut Çeviker'in aşçı ağzıyla söylersek, ocağı daim olsun. turgay n fisekci.com K Ü L T Ü R • Ç l Z İ K K A M t L M A S A R A C I TURKCELL « V
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle