19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2» HAZİRAN 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET l İ j J v U i l U İ T . U I [email protected] Akaryakıt zamlarında Başbakan şirketleri sorumlu tutuyor, ilgili bakan piyasa koşullannda çözümü savunuyor Tavşanakaç, tazıya tut!• Güler, Erdoğan'ın zamlardan sorumlu tuttuğu akaryakıt sektörü temsilcilerine, "Çözüm piyasa<la" dedi. Şırket temsilcileri fiyat artışlannda en büyük payın yüzde 70"i bulan "vergi oranlaruıda olduğunu belirttiler. EkonomiServisi-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın akaryakıt fıyatlanndaki artış- tan TÜTRAŞı sorumlu tuta- rak "Zam sorununu çözün" ta- limatı üzerıne harekete geçen Enerji Bakanı Hilmi Gükr. akaryakıt fıyatlanndaki artışın serbest piyasa koşullannda çö- zülecejŞini söyledi. Başbakan Erdoğaaı'ın akaryakırta ardı AKARYAKIT FİYATLARINI VERGİ YÜKSELTİYOR Ekonomi Servisi - Shell Türkiye Genel Müdürü Canan Ediboğiu vergilerde bir değışim olma- dıkça piyasada görülen çok küçük fıyat farkh- lıklannın devam edeceğiniaçıkladı. Üst üste yapılan zamlar ve fırmalann bunu pompa fi- yatlanna yansıtmalanna ilişkin de- ğerlendirmelerde bulunan Ediboğiu, "Nihai ürün fiyaünın benzinde yüz- de 70'ten, motorindeiseyüzde 60'tan fazlasını vergiler oluşturuyor ve yük- sckvergioranlanbüyükroloynujıor'' dedi. Zamlann serbest piyasaya ge- çişle ilgisinin bulunmadığını ifade eden Türkiye Akaryakıt Bayileri îş- veren Sendikası (TABGtS) Başkanı AöfKetenci de, hükümetin ÖTV'yi yastık olarak kullanmak suretiyle fı- yat artışlannın tüketiciye olumsuz yansımasının önüne geçebileceğini belirtti. ardına gelen zamlara ilişkin ta- limatı üzerine Enerji Bakanlı- ğı'nda yapılan toplantı sonra- sı konuşan Güler, fiyatlara müdahalenin söz konusu ol- mayacağı mesajını verdi. Mu- halefetse ucuzlamanın ancak yüksek vergi oranlannın düşü- rülmesiyle mümkün olduğunu ilen sürdü. Piyasada tam reka- betin oluşmasıyla fiyatlann makul seviyeye ineceğini be- lirten Güler, bu aşamada pet- rol piyasasıyla ilgili herhangı bir kanun değişikliğinın söz konusu olmadığım kaydetti. Güler, petrol fiyatlannın yük- seldiğine dikkat çekerken hal- kın bundan olumsuz etkilen- memesi için çözüm önerüeriy- le yeniden bir araya gelecekle- rini söyledi. Enerji Bakanlığı'ndaki top- lantıya katılan TÜPRAŞ Ge- nel Müdürü Hüsamettin Danış ise petrol fiyatlarındaki yük- sekliğe bağlı olarak akaryakıt fiyatlannın yükseldiğini, pet- rol fiyatlanrun düşüş trendine girmesiyle birliİcte ileride akaryakıt fiyatlannın düşece- ğinı söyledi. Türkiye'nin dünyanın enpa- halı petrolünü tükettiğine dik- kat çeken ANAP Genel Baş- kan Yardımcısı Edip Safter Gaydalı, fiyatın yaklaşık yüz- de *70'inın ÖTV (Özel Tüke- tim Vergisi) olduğunu belirte- rek hükümetin, ucuzlama sağ- lamak istiyorsa vergi oranla- ruıda iyüeştirme yapması ge- rektiğini ifade etti. Başbakan Erdoğan'ın akaryakıt zamla- rında bir adaletsizlik varsa bu- nun çözümü için 6 aylık süre istemesini eleştiren Gaydalı, "Sayın Başbakan, eğer bu işte bir adaletsizlik varsa bunu an- lamanıza 30 ay yetmedi de 6 ay mı yetecek?" dedi. MHP Genel Başkan Yar- dımcısı Oktay Vural da Erdo- ğan'ın, 3 Kasım'dan önce "MazotfiyaÜannızLendirekt vergileri, akaryakıt rtiketim \ ergisi gibi. bunİan kakürmak suretiyle ucuzlatacağız" dedi- ğini vurgulayarak "Nerede verdiğiniz söder? Bırakuuz in- dirmeyi,vergiyiartürdınız" di- ye konuştu. ISTtHDAM YARATMAK ZOR Bir ki§iye iş 103milyarlira ANKAJRA (ANKA) - Türkiye'de bır kişiye i ş yaratmamn ortalama maliyeti 103 büı YTL (103 milyar lıra) oldu. Bir kişiye istihdam sağlayacakyatınm için yapılması gereken ithalat tutan ise ortalama 38 bin dolara denk geliyor. Hazine Müsteşarhğı'nm verilerine göre, ocak-mayıs döneminde teşvik belgesine bağlanan yatınmlann toplam tutan 7 milyar 423 milyon YTL oldu. Bu yatınrrüar kapsamında öngörülen toplam ıstihdarn ise 71 bin 896 kişi olarak gerçekleşti. Buna göre, söz konusu projeleı kapsamında yaratılacak her bir kişılik istihdama düşen ortalama yatınm tutan 1 03.3 bin YTL olarak hesaplandı. Ortalama maliyet, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19.4 oranında gerileme kaydederken teknoloji-yoğun bir nitelik taşıyan enerji sektöründe, bir kişilik istihdamın ortalama maliyeti 2 mılyon 940 bin YTL'yi buldu. OECD RAPORU: Türkiyeyüksek işsizlikte beşinci ANKARA(ANKA) -Ekonomik Işbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) istihdama ilişkin 2005 yılı rapontna göre Türkiye. yüzde 10.2'yle OECD ülkeleri arasında Polonya, Slovakya, tspanya \'e Yunanistan'dan sonra beşinci yüksek işsizlik oranına sahip ülke konumunda bulunuyor. Türİaye ekonomısinın bu yıl yüzde 6.3, gelecek yıl da yüzde 6.1 büyüyeceğini öngören OECD. buna karşın işsizlik oranında artışın devam ederek bu yıl yüzde 10.4"e. gelecek yıl da yüzde 10.5"e çıkacağını, böylece işsiz sayısının 2 milyon 600 bıne ulaşacağını tahmin etti. OECD'nın -İstihdamın Genel Görûnümü 2005" raporunda. 1992-2002 yıllarmda Türkıye'de ortalama yüzde 1.1 olan işgücü artışma karşılık istihdam artışının yüzde 0.9'da kaldıgı belirtildı. Rapora göre, Türkiye çalışabilir yaştaki nüfusa oranla, istihdam oranı en düşük ülke konumunda bulunuyor. Türkiye "de 1990 yılında yüzde 54.5 düzeyınde bulunan bu oran yıllar itibanyla azalarak 2003 yüı itibanyla yüzde 45.5'ekadar geriledi. Geçen yü da yüzde 46.1 oldu. ASO'DAN RAPOR Asgari ücret bölgesel olsun ANKARA (ANKA) - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan. Başbakan Tayyip Erdoğan'a asgari iicretin bölgesel olarak uygulanmasına ilişkin hazırladıklan öneriyi sundu. Öneriye göre, en düşük sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyine sahip 19 il için asgari ücret net 250 milyon YTL'ye indirilirken diğer iki bölge için farklı vergi ve prim kesintisiyle net 350 milyon "YTLTik asgari ücret uygulaması devam edecek. ASO Başkanı Çağlayan. Başbakan Erdoğan'ın «öneriyi olumlu karşıladığını ve gelecek dönemde gündeme getırileceğinı söylediğini aktardı. Dün temeli atılan ve 58 milyon Avro'luk yatınm yapılan fabrika 2006'da işletmeye girecek Arçelik'ten Rusya'ya dev yatınm Ekonomi Serviâ - Büyüme strate- jisı doğrultusunda yurtdışı yahnm- lannı sürdüren Arçelik, Rusya'da buzdolabı ve çamaşır makinesi fab- rikası kuruyor. Moskova'ya 110 km. uzaklıktaki Kirzaç'ta dün temeli atı- lan fabrika, üretime 2006 yılında başlayacak. Arçelik, yıllık 900 bin adet üretim kapasitesine sahip ola- cak fabrika için toplam 58 milyon Avro'luk yatınm gerçekleştırecek. Koç Holding Dayanıklı Tüketim ve tnşaat Grubu Başkam Dr. Bülent Bulgurlu, tören öncesi yaprığı ko- nuşmada, "Koç Gnıbu'nun yaünm yapüğı ülkeler arasında Rusya ilk sıralarda yer alryor. Grubumuzun 1997'de pe- rakende sektöriiyle girdiği Rus- ya'daki aktiflerinin büyüklüğü 149 milyon Avro'yaulaşü. Toplulukciro- muzun yüzde 22"sini tek başına ger- çekleştirenArçeükile Rusya'dakiya- nnmlanmızjdahada güçlendirecek olmaktan mutiuyuz'" dedi. BekoLLCfabrika- sının temenni, Ar- çefik Genel Müdü- rü Aka Gündüz Özdemir. Koç Hol- ding Dayanıkh Tü- ketim ve tnşaat Grubu Başkanı Dr. Bülent Bulgurtu, Türk Büyükelçisi Kurtuhı; Taşkent, VTadünirValisiNi- kolai Mnogradov, Kirzaç Belediye Başkanı \ladiniir Starovoitov ve Be- ko LLC Fabrika Genel Müdürü Adnan Tüfekçibir- likteattılar. Arçelik Genel Müdürü Aka Gün- düzOzdemir de Beko LLC fabrika- sının Kirzaç bölgesine hem işgücü hem de ekonomik anlamda önemh bir katkıda bulunacağına inandıkla- nnı dile getirdi. 6 milyar dolaıtkpazar Türkiye'de ve Avrupa'da sahip ol- duğu markalar, şirketler ve üretim tesisi üe uluslararası bir konumda olan Arçelik'in yatınm için Rus- ya'yı seçmesinde; pazann büyüklü- ğü ve gelişme potansiyeli, rekabet koşullan, coğrafi yakınlık ve düşük penetrasyon oranlan önemli rol oy- nadı. 2004 rakamlanna göre Rus- ya'da dayanıklı tüketim pazan 6 mil- yar dolara ulaşıyor. Bu pazann yak- laşık yüzde 40'ını beyaz eşya oluş- turuyor. Ülkede, \iizde 65 civann- da seyreden çamaşır makinesi pe- netrasyon oranının ise gelecek 5 yıl içerisinde yüzde 90"a yükselmesi bekleniyor. Ödulleru TürkTelekom adına Mehmet Ekinalan, Tebim adına Aydm ÇamhbeL Genpa adma Fahri Tugay, tndeks adma Atilla Kayalıoğhu Ericsson adına Yeşim Yalmkıbç, HP adma Mert Başar. KMC ve Atel adma Bülent Çavuşoğtu, NetceD adma Sevan Şahingöz ve TurkceD adma Muzaffer Akpınar aldı. (AA ı Bflişim ödülleri sahiplerinî buldu Satış gelirlerine göre ilk lOşirket içinde ilksırada Türk Telekom, ardından Turkcell ve Telsim geldi İSTANBUL (AA) - tnterpro Yayıncılık, Araş- tınna ve Organizasyon Hizmetleri AŞ tarafından açıklanan "Bilişiın 500 .Araşürmasr sonuçlanna göre. satış gelirlerine göre sıralanan 500 şirket arasında Türk Telekom birinci, Turkcell ikinci ve Telsim üçüncü sırada yer aldı. Kadir Has Üniversitesi'nde düzenlenen ödül töreninde, 2004 yılının en başanh 500 bilişim şir- keti açıklandı. tnterpro tarafından yapılan araş- tırmada, donanım, yazılım, hizmet olarak üç ana ve bir özel bölümde 51 kategorideki birinciler belirlendi. Buna göre satış gelirleri sıralamasın- da ilk 10 şirket arasında ilk üç sırayı, 4 milyar 707 milyon 604 bin dolarla Türk Telekom, 3 milyar 571 milyon 861 bin dolarla Turkcell ve 1 milyar 200 milyon dolarla (Interpro'nun tahmini raka- mı) Telsim aldı. Birincilik ödülünü alan Türk Te- lekom'un Genel Müdürü Mehmet Ekinalan, tek- nolojik olarak çok hızlı bir değışim süreci yaşan- dığına, bu sürecin şirketleri degişıme zorladığı- na dikkat çekerek, Türk Telekom'un değişmeye devam edeceğını söyledi. Donanım Kategori- si'nde ise 500 şirket arasında NCR, mdeks Bil- gisayar, Inform Elektronik, Teknosa, Armada, Netcell, Exim, Planet. Tesan, Nortel Netaş, Erics- son, Cisco ödül aldı. Yazılım Kategorisi'nde de Probil, Likom, Havelsan, Meteksan, Bilkom, In- tellect, Logosoft, Oracle. Telenity, Logo Business Solution, Boğaziçi Yazılım, Bildem, GantekTek- noloji ve Sentim Bilişim'e ödül verildi. EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Irak Ekonomisinin Neoliberal İsgali Geçen haftasonunda Istanbul'datoplanmış bu- lunan Irak Dünya Marıkemes/'nin Vicdan Jürisi, "tarihe kayıt düşmek" olarak niteledıği bulgu ve suçlamalannı açıkiadı. ABD ve Ingiltere'nin Irak'ta 13 insan hakları ihlali gerçekleştirdiği bildirilirken aralannda Türkiye'nin de bulunduğu işgale lojistik destek veren ülkelerin, savaştan büyük rant elde eden ulus-ötesi tekellerin ve büyük medya şirket- lerinin söz konusu ihlallerde ortak sorumluluk ta- şıdığı vurgulandı. Irak'ın işgali, gerçekte sadece bir askeri harekât- tan ibaret bırolay değildir. Irak aynı zamanda, eko- nomisi ve toplumsal yapısı ile neoliberal projenin muazzam ölçekte birsaldırısına uğratılmış durum- dadır. Irak'ın işgalinin ardında yatan ana nedenin "petrol rezervlerinin ele geçihlmesi" olduğu sıkça dile getirilse de, ışgal sonrasında Irak'ın ekonomik yapısının topyekûn yeniden düzenlenmesine iliş- kin tasarımlar ve bir oldubittiye getirilen "şok uy- gulamalar", neoliberal projenin aslında bölgeye yönelik çok daha genış kapsamlı bir planı olduğu- nu ortaya koymaktadır. Nitekim, Amerikan Başkanı George Bush tara- fından Mayıs 2003'te "görev tamamlanmıştır" du- yurusunda bulunulmasının sonrasında hemen ku- rulan "GeçiciKoalisyon Kurulu"nun (GKK) şefı Pa- ul Bremer, "koalisyon güçlerinin" Irak ekonomi- sinin yeniden düzenlenmesine ilişkin aynntılı prog- ramını acilen açıklamıştı. İlk olarak Irak'ta kamu sektörüne aıt 48 sanayi işletmesi hızlı bir şekilde yabancı özel tekellere satılarak özelleştirilmişti. GKK' nin bir diğer önemli karan "uluslararası şirket- lerin Irak'ta diledlkleri sektörde, diledikleri biçim- de yatınm yapabilmelerini" sağlayan 39 Sayılı Ka- rar idi. Bu karara göre, ulus-ötesi şirketler Irak'ta diledikleri sürece faaliyet gösterebilir ve elde ettik- leti kâriann yüzde 100'ünü de hiçbir sınırlama ol- maksızın ülke dışına çıkarabilirdi. Böylelikle Irak'ın ulusal sanayiini bağımsız ve özgün hedefler doğ- rultusunda denetlemesi olanağı ortadan kaldınl- mış olmaktaydı. Ulus-ötesi şirketlerin ve uluslararası finans şebe- kesinin Irak ekonomisine GKK yönetimindeki sal- dınsı, kapsamı genişletilerek sürdürüldü. örneğin 12No'lu Kararta, Irakticaretinin serbestleştirilme- si hiçbir ön hazırlık yapılmadan, şok yöntemiyle ta- mamlandı ve ithalat vergileri ve mal ticaretini dü- zenleyendiğertümsınırlamalarkaldınldı.40A/o7u Karar ise Irak'ta yabancı bankalann açılmasına ve ulusal bankalann yüzde 50'sine değin satın alınma- sına olanak sağlamaktaydı. 49 No'lu Karar'a göre özel şirket gelirleri üzerindeki yüzde 40 düzeyinde bulunan vergi yükü, yüzde 15'e düşürüldü. 81 No'lu Karar da fikri mülkiyet haklannın korunması üzerine yenı düzenlemeler getirdi ve özellikle ulus- ötesi tanm şirketlerinin arzulan doğrultusunda to- humlann ve biyo-teknolojilerin kullanımı üzerine getirdiği kısıtlamalar ile bu şirketlerin tekelci kâria- rını güvence altına aldı. Dolayısıyla, askeri harekât sonrası Irak ekonomi- si, neoliberal manifestonun bütün gereklerinin son derece hızla yerine getirildiği bir açık laboratuvara dönüştürülmüş durumdadır. Neoliberal gündem Irak'ta hızla ilerierken Bretton-VVoods Ikizleri de - Dünya Bankası ve IMF- Irak ekonomisinin yeniden yapılandırılması sürecine bizzat katıldılar. örneğin Pans Kulübü, Irak'ın 40 milyar dolara ulaşan dış borçlannın büyük bir bölümünü, ancak "IMF'nin koşullanna uyulması durumunda" affedebileceği- ni duyurmaktaydı. Dünya Bankası'nın Irak'tayapı- sal uyum programlannı eski Amerikan Savunma Bakanı Paul Wotfowitz'in başkanlığında sürdürü- yor olması da konunun bir başka ilginç boyutunu oluşturmaktadır. • • • Bu noktada açık yüreklilikle soralım: Neoliberal gündem Irak'ta açık bir askeri işgal ile yürütülür- ken, aynı programın ü\kem\zde IMF Niyet Mektup- lan ve Dünya Bankası yapısal uyum koşullandır- malan ile sürdürülmesi hangi büyük planın bir par- çasıdır? Türkiye'nin, başta TÛPRAŞ, ERDEMİR, PETKİM, Seydişehir Alüminyum ve Tetekom ot- mak üzere, en değerii kamusal variıklarının yerii ve yabancı tekellere yok pahasına satışı ile koşullan- dırılması ve ülkemizdeki hertürlü bağımsız istikrar ve kalkınma arayışının "IMFprogramından sapma- yın" şantajı ile başından sansürlenmesi; bu arayış içerisinde bulunanlara "vatan haini" ilan edilecek kadar açık saldırılarda bulunulması, bölgemize yö- nelik -Büyük Ortadoğu Projesi diye anılan- neoli- beral kuşatma planının bir parçası değil midir? Türkiye'de uygulanan özelleştirme ve yapısal uyum koşullandırmalan ile Irak'ta sürdürülen açık askeri operasyon arasında ne fark görüyorsunuz? İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK ozlem.>ıızakacumhumrtxom.tr Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinden bağım- sız olarak hâlâ en hassas sektör tanm. Bu- gün Avrupa Birliğı üyesi ülkeleri birbirlerine düşüren en önemli sorun. Ingiltere Başba- kanı Tony Blair'in ileri sürdüğü sav, birliğın bütçesinden tanma aynlan payın fazlalığı yü- zünden araştırma-geliştirme, yenilikçiliğe yeterli kaynak arttınlamaması. Uzun yıllardan beri çiftçisine, üreticisine devasa paralar akı- tan, akıllı tanm politikalannı uygulamaya ala- rak sektörünü geliştiren, veriminı, tanma da- yalı ihracatını sürekli arttıran Avrupa Bırliği yi- ne de destekleri azaltma konusundakı gö- nülsüzlüğünü koruyor. Bugün ortak tarım politikası Avrupa Birli- ğı bütçesinin yüzde 43'ünü alıyor. Şüphesiz hem dünyada hem de birlik içindeki geliş- meler doğrultusunda destekler, teşvikler bi- çim değıştiriyor; kimi azalıyor, kimi farklı alan- lara kayıyor. örneğin son 30 yılda yapılan yardımlar daha çok tahıl, besicilik ve süt ürünleri üzerine yoğunlaştı. Ihracata dayalı tanm ön plana çıktı. Ortak tanm politikası- nın fonlannın dağılımı ise alabildiğine eşitsiz. Bugün bu fonlann yüzde 60'ını yalnızca4 ül- ke kullanıyor. Fransa yüzde 21 ile aslan pa- yını alırken Ispanya yüzde 14.1, Almanya 13.5, Italya ise yüzde 11.2'sini alıyor. Yalnızca yüzde 8.9 pay alan Ingiltere'nin ıtirazı da bu yüzden. • Ekonomilerin Yumuşak Karnı: Tarım Fokurdayan cadı kazanı gıbi tanm. Ülke- lerin hesabı ise özellikle tanm konusunda "Ben bu işe ne kadarkoydum, ne kadar alı- nm" üzerinde yoğunlaşıyor. Gelelim Türkiye'ye... Bugüne kadar bilinçti bir tanm politikası oluşturmayı becerememiş bir ülke, tutacak, devasa Avrupa Birlıği'nin ortak tanm politi- kasına uymaya kalkışacak. Koca bir saçmalık. Üsteliktanm polıtikasına uyum ıçın bugü- ne kadar aday ülkelerin aldıklannın dörtte birini bilealması mümkün değilken... Eksikleri, tartışıjması gereken unsurian ol- masına karşın TÜSlAD'ın hazırladığı "DTÖ ve AB 'deki gelişmeler ışığında 21. yûzyılda Türkiye tanmı" adlı rapor, tanm alanında strateji geliştirmemiş bir Türkiye tablosunu gözler önüne sermesı açısından önemli. Bir- kaç saptamayı burada vurgulayalım: - Türkiye dışandaki gelişmelen izleyeme- dı, tanmına bakışını değiştırmekten kaçındı... - Işlenen tanm alanının nıceliği, niteliğı ve kullanımı son 20 yılda çok az değişti... - Tarımda okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 18. Tanmsal istihdamın yüzde 60'ını oluşturan kadınlann üçte bin okul yü- zü görmüyor... - Türkiye'de tanm için yapılan Ar-Ge har- camalan, tanma yapılan toplam transferie- rin yüzde 2-4'ü. OECD ortalaması ise yüz- de 1.8 dolayında. TÜSlAD'ın vurguladığı "ta- nm destekleri hâlâ çok yüksek ve dûşûrül- meli" saptamasına katılmak ise mümkün de- ğil. Ziraat Mühendisleri Odası da bu konu- da açıklama yaparak raporun bu bölümünü eleştirdi. Zaten bundan kısa bir süre önce ya- yımlanan OECD raporu da birçok OECD ül- kesinde tanm sektörünün yüksek düzeyier- de destek ve koruma görmeye devam etti- ğini açıkiadı. Bugün Avrupa Birliği'nin de yapmaya ça- lıştığı, "azaltıyorum" görüntüsü verdiği ta- nmsal destekleri, kırsal kalkınma politikası örtüsü attında yine üreticisine, çiftçisine akıt- mak oluyor. Evet, Dünya Ticaret örgütü'nün kurallla- rı karşısında üretime, üreticiye destek ol- mak zorlaşıyor, hektar başına yardımlar gı- bi dolaylı destekler bile hoş karşılanmıyor. Ancak desteğin, teşvikin farklı foımülleri bu- lunuyor. Türkiye isterAB'ye üye olsun, ısterse önü- ne engeller çıksın, kendı tanmını güçlendir- mek, kendi çiftçisini Avrupalı çifftçiler ile re- kabet edebtlecek duruma getirmekzorunda. Bu yüzden AB'nın ortaktanm politikasını be- nımsemeden önce hiç zaman kaybetmeden ulusal bir politıka saptamalı. öncelıklerin, kı- sa ve uzun vadedekı hedeflerin belirlendiği, aynı dönem içinde dünyadaki gelişmelerin de yakından takıp edildıği bir statejı oluştu- rulması şart. HerkesAB ile müzakerelerde en çetin geçecek konunun tanm olduğunu bas bas bağınyor. Bizim çıçeği bumunda Tanm Bakanımız, "Evet, ulusal bir politıka olmayı- şının sancısını çekiyoruz" dıyor. Rusya ile sebze ve meyve ihracatımızda tehlike çanlan çaldıran, araya dıplomatık ilişkilerin sokulmasıyla ancak geri adım atı- lan sorunun "Akden'ız s/neg/"nden ziyade belgede sahtecılik yüzünden olduğunun or- taya çıktığı bir ülkeyiz bız. -1999-2005 yıllan arası gübre fiyatının 12 kat, mazotun 16 kat, buna karşın üretilen buğday ve mısırın kilosunun 5 kat, pamu- ğun kilosunun 3.5 kat arttığı; - 1984'te 975 bin ton olan et üretiminin 2000'lerde 864 bin tona gehlediği; - Ihracatm ithalatı karşılama oranının sü- rekli düşüş gösterdıği; Dolayısıyla en aztndan bundan sonra bı- raz daha akılcı poiitıkalarla uluslararası are- nada boy ölçüşmemiz gerekmiyor mu? Toplu görüşmede sonuçyok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin, 169 iş- letmede çalışan yaklaşık 371 bin işçiye birinci altı ay için yüzde 5, ikinci altı ay için yüz- de 4, üçüncü ve dördüncü altı aylar için ise yüzde 3'er zam önerdiği öğrenildi. Ücretler ve idari maddeler konusunda is- tenen noktanın yakalanamadı- ğımsöyleyen Türk-Iş Başka- nı Salih Kıhç. taraflann bugün sabah saatlerinde bir kez daha bir araya geleceğini açıkiadı. Kıhç, görüşmenin ardından gazetecüere yaptığı açıklama- da, ücretler ve idari maddeler konusunda istenen noktanın yakalanamadığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle