Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2» HAZİRAN 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
l İ j J v U i l U İ T . U I ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Akaryakıt zamlarında Başbakan şirketleri sorumlu tutuyor, ilgili bakan piyasa koşullannda çözümü savunuyor
Tavşanakaç, tazıya tut!• Güler, Erdoğan'ın
zamlardan sorumlu tuttuğu
akaryakıt sektörü
temsilcilerine, "Çözüm
piyasa<la" dedi. Şırket
temsilcileri fiyat artışlannda
en büyük payın yüzde 70"i
bulan "vergi oranlaruıda
olduğunu belirttiler.
EkonomiServisi-Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın
akaryakıt fıyatlanndaki artış-
tan TÜTRAŞı sorumlu tuta-
rak "Zam sorununu çözün" ta-
limatı üzerıne harekete geçen
Enerji Bakanı Hilmi Gükr.
akaryakıt fıyatlanndaki artışın
serbest piyasa koşullannda çö-
zülecejŞini söyledi. Başbakan
Erdoğaaı'ın akaryakırta ardı
AKARYAKIT FİYATLARINI VERGİ YÜKSELTİYOR
Ekonomi Servisi - Shell Türkiye
Genel Müdürü Canan Ediboğiu
vergilerde bir değışim olma-
dıkça piyasada görülen
çok küçük fıyat farkh-
lıklannın devam
edeceğiniaçıkladı.
Üst üste yapılan
zamlar ve fırmalann bunu pompa fi-
yatlanna yansıtmalanna ilişkin de-
ğerlendirmelerde bulunan Ediboğiu,
"Nihai ürün fiyaünın benzinde yüz-
de 70'ten, motorindeiseyüzde 60'tan
fazlasını vergiler oluşturuyor ve yük-
sckvergioranlanbüyükroloynujıor''
dedi. Zamlann serbest piyasaya ge-
çişle ilgisinin bulunmadığını ifade
eden Türkiye Akaryakıt Bayileri îş-
veren Sendikası (TABGtS) Başkanı
AöfKetenci de, hükümetin ÖTV'yi
yastık olarak kullanmak suretiyle fı-
yat artışlannın tüketiciye olumsuz
yansımasının önüne geçebileceğini
belirtti.
ardına gelen zamlara ilişkin ta-
limatı üzerine Enerji Bakanlı-
ğı'nda yapılan toplantı sonra-
sı konuşan Güler, fiyatlara
müdahalenin söz konusu ol-
mayacağı mesajını verdi. Mu-
halefetse ucuzlamanın ancak
yüksek vergi oranlannın düşü-
rülmesiyle mümkün olduğunu
ilen sürdü. Piyasada tam reka-
betin oluşmasıyla fiyatlann
makul seviyeye ineceğini be-
lirten Güler, bu aşamada pet-
rol piyasasıyla ilgili herhangı
bir kanun değişikliğinın söz
konusu olmadığım kaydetti.
Güler, petrol fiyatlannın yük-
seldiğine dikkat çekerken hal-
kın bundan olumsuz etkilen-
memesi için çözüm önerüeriy-
le yeniden bir araya gelecekle-
rini söyledi.
Enerji Bakanlığı'ndaki top-
lantıya katılan TÜPRAŞ Ge-
nel Müdürü Hüsamettin Danış
ise petrol fiyatlarındaki yük-
sekliğe bağlı olarak akaryakıt
fiyatlannın yükseldiğini, pet-
rol fiyatlanrun düşüş trendine
girmesiyle birliİcte ileride
akaryakıt fiyatlannın düşece-
ğinı söyledi.
Türkiye'nin dünyanın enpa-
halı petrolünü tükettiğine dik-
kat çeken ANAP Genel Baş-
kan Yardımcısı Edip Safter
Gaydalı, fiyatın yaklaşık yüz-
de *70'inın ÖTV (Özel Tüke-
tim Vergisi) olduğunu belirte-
rek hükümetin, ucuzlama sağ-
lamak istiyorsa vergi oranla-
ruıda iyüeştirme yapması ge-
rektiğini ifade etti. Başbakan
Erdoğan'ın akaryakıt zamla-
rında bir adaletsizlik varsa bu-
nun çözümü için 6 aylık süre
istemesini eleştiren Gaydalı,
"Sayın Başbakan, eğer bu işte
bir adaletsizlik varsa bunu an-
lamanıza 30 ay yetmedi de 6 ay
mı yetecek?" dedi.
MHP Genel Başkan Yar-
dımcısı Oktay Vural da Erdo-
ğan'ın, 3 Kasım'dan önce
"MazotfiyaÜannızLendirekt
vergileri, akaryakıt rtiketim
\ ergisi gibi. bunİan kakürmak
suretiyle ucuzlatacağız" dedi-
ğini vurgulayarak "Nerede
verdiğiniz söder? Bırakuuz in-
dirmeyi,vergiyiartürdınız" di-
ye konuştu.
ISTtHDAM YARATMAK ZOR
Bir ki§iye iş
103milyarlira
ANKAJRA (ANKA) - Türkiye'de bır
kişiye i ş yaratmamn ortalama maliyeti
103 büı YTL (103 milyar lıra) oldu. Bir
kişiye istihdam sağlayacakyatınm için
yapılması gereken ithalat tutan ise
ortalama 38 bin dolara denk geliyor.
Hazine Müsteşarhğı'nm verilerine göre,
ocak-mayıs döneminde teşvik belgesine
bağlanan yatınmlann toplam tutan 7
milyar 423 milyon YTL oldu. Bu
yatınrrüar kapsamında öngörülen toplam
ıstihdarn ise 71 bin 896 kişi olarak
gerçekleşti. Buna göre, söz konusu
projeleı kapsamında yaratılacak her bir
kişılik istihdama düşen ortalama yatınm
tutan 1 03.3 bin YTL olarak hesaplandı.
Ortalama maliyet, geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 19.4 oranında
gerileme kaydederken teknoloji-yoğun
bir nitelik taşıyan enerji sektöründe, bir
kişilik istihdamın ortalama maliyeti 2
mılyon 940 bin YTL'yi buldu.
OECD RAPORU:
Türkiyeyüksek
işsizlikte beşinci
ANKARA(ANKA) -Ekonomik
Işbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün
(OECD) istihdama ilişkin 2005 yılı
rapontna göre Türkiye. yüzde 10.2'yle
OECD ülkeleri arasında Polonya,
Slovakya, tspanya \'e Yunanistan'dan
sonra beşinci yüksek işsizlik oranına
sahip ülke konumunda bulunuyor.
Türİaye ekonomısinın bu yıl yüzde 6.3,
gelecek yıl da yüzde 6.1 büyüyeceğini
öngören OECD. buna karşın işsizlik
oranında artışın devam ederek bu yıl
yüzde 10.4"e. gelecek yıl da yüzde
10.5"e çıkacağını, böylece işsiz
sayısının 2 milyon 600 bıne ulaşacağını
tahmin etti. OECD'nın -İstihdamın
Genel Görûnümü 2005" raporunda.
1992-2002 yıllarmda Türkıye'de
ortalama yüzde 1.1 olan işgücü artışma
karşılık istihdam artışının yüzde 0.9'da
kaldıgı belirtildı. Rapora göre, Türkiye
çalışabilir yaştaki nüfusa oranla,
istihdam oranı en düşük ülke
konumunda bulunuyor. Türkiye "de 1990
yılında yüzde 54.5 düzeyınde bulunan
bu oran yıllar itibanyla azalarak 2003
yüı itibanyla yüzde 45.5'ekadar
geriledi. Geçen yü da yüzde 46.1 oldu.
ASO'DAN RAPOR
Asgari ücret
bölgesel olsun
ANKARA (ANKA) - Ankara Sanayi
Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan.
Başbakan Tayyip Erdoğan'a asgari
iicretin bölgesel olarak
uygulanmasına ilişkin hazırladıklan
öneriyi sundu. Öneriye göre, en
düşük sosyo-ekonomik gelişmişlik
düzeyine sahip 19 il için asgari ücret
net 250 milyon YTL'ye indirilirken
diğer iki bölge için farklı vergi ve
prim kesintisiyle net 350 milyon
"YTLTik asgari ücret uygulaması
devam edecek. ASO Başkanı
Çağlayan. Başbakan Erdoğan'ın
«öneriyi olumlu karşıladığını ve
gelecek dönemde gündeme
getırileceğinı söylediğini aktardı.
Dün temeli atılan ve 58 milyon Avro'luk yatınm yapılan fabrika 2006'da işletmeye girecek
Arçelik'ten Rusya'ya dev yatınm
Ekonomi Serviâ - Büyüme strate-
jisı doğrultusunda yurtdışı yahnm-
lannı sürdüren Arçelik, Rusya'da
buzdolabı ve çamaşır makinesi fab-
rikası kuruyor. Moskova'ya 110 km.
uzaklıktaki Kirzaç'ta dün temeli atı-
lan fabrika, üretime 2006 yılında
başlayacak. Arçelik, yıllık 900 bin
adet üretim kapasitesine sahip ola-
cak fabrika için toplam 58 milyon
Avro'luk yatınm gerçekleştırecek.
Koç Holding Dayanıklı Tüketim
ve tnşaat Grubu Başkam Dr. Bülent
Bulgurlu, tören öncesi yaprığı ko-
nuşmada,
"Koç Gnıbu'nun yaünm yapüğı
ülkeler arasında Rusya ilk sıralarda
yer alryor. Grubumuzun 1997'de pe-
rakende sektöriiyle girdiği Rus-
ya'daki aktiflerinin büyüklüğü 149
milyon Avro'yaulaşü. Toplulukciro-
muzun yüzde 22"sini tek başına ger-
çekleştirenArçeükile Rusya'dakiya-
nnmlanmızjdahada güçlendirecek
olmaktan mutiuyuz'" dedi.
BekoLLCfabrika-
sının temenni, Ar-
çefik Genel Müdü-
rü Aka Gündüz
Özdemir. Koç Hol-
ding Dayanıkh Tü-
ketim ve tnşaat
Grubu Başkanı Dr.
Bülent Bulgurtu,
Türk Büyükelçisi
Kurtuhı; Taşkent,
VTadünirValisiNi-
kolai Mnogradov,
Kirzaç Belediye
Başkanı \ladiniir
Starovoitov ve Be-
ko LLC Fabrika
Genel Müdürü
Adnan Tüfekçibir-
likteattılar.
Arçelik Genel Müdürü Aka Gün-
düzOzdemir de Beko LLC fabrika-
sının Kirzaç bölgesine hem işgücü
hem de ekonomik anlamda önemh
bir katkıda bulunacağına inandıkla-
nnı dile getirdi.
6 milyar dolaıtkpazar
Türkiye'de ve Avrupa'da sahip ol-
duğu markalar, şirketler ve üretim
tesisi üe uluslararası bir konumda
olan Arçelik'in yatınm için Rus-
ya'yı seçmesinde; pazann büyüklü-
ğü ve gelişme potansiyeli, rekabet
koşullan, coğrafi yakınlık ve düşük
penetrasyon oranlan önemli rol oy-
nadı. 2004 rakamlanna göre Rus-
ya'da dayanıklı tüketim pazan 6 mil-
yar dolara ulaşıyor. Bu pazann yak-
laşık yüzde 40'ını beyaz eşya oluş-
turuyor. Ülkede, \iizde 65 civann-
da seyreden çamaşır makinesi pe-
netrasyon oranının ise gelecek 5 yıl
içerisinde yüzde 90"a yükselmesi
bekleniyor.
Ödulleru TürkTelekom adına Mehmet Ekinalan, Tebim adına Aydm ÇamhbeL Genpa adma Fahri Tugay, tndeks adma Atilla Kayalıoğhu Ericsson adına Yeşim
Yalmkıbç, HP adma Mert Başar. KMC ve Atel adma Bülent Çavuşoğtu, NetceD adma Sevan Şahingöz ve TurkceD adma Muzaffer Akpınar aldı. (AA ı
Bflişim ödülleri sahiplerinî buldu
Satış gelirlerine göre ilk lOşirket içinde ilksırada Türk Telekom, ardından Turkcell ve Telsim geldi
İSTANBUL (AA) - tnterpro Yayıncılık, Araş-
tınna ve Organizasyon Hizmetleri AŞ tarafından
açıklanan "Bilişiın 500 .Araşürmasr sonuçlanna
göre. satış gelirlerine göre sıralanan 500 şirket
arasında Türk Telekom birinci, Turkcell ikinci ve
Telsim üçüncü sırada yer aldı.
Kadir Has Üniversitesi'nde düzenlenen ödül
töreninde, 2004 yılının en başanh 500 bilişim şir-
keti açıklandı. tnterpro tarafından yapılan araş-
tırmada, donanım, yazılım, hizmet olarak üç ana
ve bir özel bölümde 51 kategorideki birinciler
belirlendi. Buna göre satış gelirleri sıralamasın-
da ilk 10 şirket arasında ilk üç sırayı, 4 milyar 707
milyon 604 bin dolarla Türk Telekom, 3 milyar
571 milyon 861 bin dolarla Turkcell ve 1 milyar
200 milyon dolarla (Interpro'nun tahmini raka-
mı) Telsim aldı. Birincilik ödülünü alan Türk Te-
lekom'un Genel Müdürü Mehmet Ekinalan, tek-
nolojik olarak çok hızlı bir değışim süreci yaşan-
dığına, bu sürecin şirketleri degişıme zorladığı-
na dikkat çekerek, Türk Telekom'un değişmeye
devam edeceğını söyledi. Donanım Kategori-
si'nde ise 500 şirket arasında NCR, mdeks Bil-
gisayar, Inform Elektronik, Teknosa, Armada,
Netcell, Exim, Planet. Tesan, Nortel Netaş, Erics-
son, Cisco ödül aldı. Yazılım Kategorisi'nde de
Probil, Likom, Havelsan, Meteksan, Bilkom, In-
tellect, Logosoft, Oracle. Telenity, Logo Business
Solution, Boğaziçi Yazılım, Bildem, GantekTek-
noloji ve Sentim Bilişim'e ödül verildi.
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Irak Ekonomisinin
Neoliberal İsgali
Geçen haftasonunda Istanbul'datoplanmış bu-
lunan Irak Dünya Marıkemes/'nin Vicdan Jürisi,
"tarihe kayıt düşmek" olarak niteledıği bulgu ve
suçlamalannı açıkiadı. ABD ve Ingiltere'nin Irak'ta
13 insan hakları ihlali gerçekleştirdiği bildirilirken
aralannda Türkiye'nin de bulunduğu işgale lojistik
destek veren ülkelerin, savaştan büyük rant elde
eden ulus-ötesi tekellerin ve büyük medya şirket-
lerinin söz konusu ihlallerde ortak sorumluluk ta-
şıdığı vurgulandı.
Irak'ın işgali, gerçekte sadece bir askeri harekât-
tan ibaret bırolay değildir. Irak aynı zamanda, eko-
nomisi ve toplumsal yapısı ile neoliberal projenin
muazzam ölçekte birsaldırısına uğratılmış durum-
dadır. Irak'ın işgalinin ardında yatan ana nedenin
"petrol rezervlerinin ele geçihlmesi" olduğu sıkça
dile getirilse de, ışgal sonrasında Irak'ın ekonomik
yapısının topyekûn yeniden düzenlenmesine iliş-
kin tasarımlar ve bir oldubittiye getirilen "şok uy-
gulamalar", neoliberal projenin aslında bölgeye
yönelik çok daha genış kapsamlı bir planı olduğu-
nu ortaya koymaktadır.
Nitekim, Amerikan Başkanı George Bush tara-
fından Mayıs 2003'te "görev tamamlanmıştır" du-
yurusunda bulunulmasının sonrasında hemen ku-
rulan "GeçiciKoalisyon Kurulu"nun (GKK) şefı Pa-
ul Bremer, "koalisyon güçlerinin" Irak ekonomi-
sinin yeniden düzenlenmesine ilişkin aynntılı prog-
ramını acilen açıklamıştı. İlk olarak Irak'ta kamu
sektörüne aıt 48 sanayi işletmesi hızlı bir şekilde
yabancı özel tekellere satılarak özelleştirilmişti.
GKK' nin bir diğer önemli karan "uluslararası şirket-
lerin Irak'ta diledlkleri sektörde, diledikleri biçim-
de yatınm yapabilmelerini" sağlayan 39 Sayılı Ka-
rar idi. Bu karara göre, ulus-ötesi şirketler Irak'ta
diledikleri sürece faaliyet gösterebilir ve elde ettik-
leti kâriann yüzde 100'ünü de hiçbir sınırlama ol-
maksızın ülke dışına çıkarabilirdi. Böylelikle Irak'ın
ulusal sanayiini bağımsız ve özgün hedefler doğ-
rultusunda denetlemesi olanağı ortadan kaldınl-
mış olmaktaydı.
Ulus-ötesi şirketlerin ve uluslararası finans şebe-
kesinin Irak ekonomisine GKK yönetimindeki sal-
dınsı, kapsamı genişletilerek sürdürüldü. örneğin
12No'lu Kararta, Irakticaretinin serbestleştirilme-
si hiçbir ön hazırlık yapılmadan, şok yöntemiyle ta-
mamlandı ve ithalat vergileri ve mal ticaretini dü-
zenleyendiğertümsınırlamalarkaldınldı.40A/o7u
Karar ise Irak'ta yabancı bankalann açılmasına ve
ulusal bankalann yüzde 50'sine değin satın alınma-
sına olanak sağlamaktaydı. 49 No'lu Karar'a göre
özel şirket gelirleri üzerindeki yüzde 40 düzeyinde
bulunan vergi yükü, yüzde 15'e düşürüldü. 81
No'lu Karar da fikri mülkiyet haklannın korunması
üzerine yenı düzenlemeler getirdi ve özellikle ulus-
ötesi tanm şirketlerinin arzulan doğrultusunda to-
humlann ve biyo-teknolojilerin kullanımı üzerine
getirdiği kısıtlamalar ile bu şirketlerin tekelci kâria-
rını güvence altına aldı.
Dolayısıyla, askeri harekât sonrası Irak ekonomi-
si, neoliberal manifestonun bütün gereklerinin son
derece hızla yerine getirildiği bir açık laboratuvara
dönüştürülmüş durumdadır. Neoliberal gündem
Irak'ta hızla ilerierken Bretton-VVoods Ikizleri de -
Dünya Bankası ve IMF- Irak ekonomisinin yeniden
yapılandırılması sürecine bizzat katıldılar. örneğin
Pans Kulübü, Irak'ın 40 milyar dolara ulaşan dış
borçlannın büyük bir bölümünü, ancak "IMF'nin
koşullanna uyulması durumunda" affedebileceği-
ni duyurmaktaydı. Dünya Bankası'nın Irak'tayapı-
sal uyum programlannı eski Amerikan Savunma
Bakanı Paul Wotfowitz'in başkanlığında sürdürü-
yor olması da konunun bir başka ilginç boyutunu
oluşturmaktadır.
• • •
Bu noktada açık yüreklilikle soralım: Neoliberal
gündem Irak'ta açık bir askeri işgal ile yürütülür-
ken, aynı programın ü\kem\zde IMF Niyet Mektup-
lan ve Dünya Bankası yapısal uyum koşullandır-
malan ile sürdürülmesi hangi büyük planın bir par-
çasıdır? Türkiye'nin, başta TÛPRAŞ, ERDEMİR,
PETKİM, Seydişehir Alüminyum ve Tetekom ot-
mak üzere, en değerii kamusal variıklarının yerii ve
yabancı tekellere yok pahasına satışı ile koşullan-
dırılması ve ülkemizdeki hertürlü bağımsız istikrar
ve kalkınma arayışının "IMFprogramından sapma-
yın" şantajı ile başından sansürlenmesi; bu arayış
içerisinde bulunanlara "vatan haini" ilan edilecek
kadar açık saldırılarda bulunulması, bölgemize yö-
nelik -Büyük Ortadoğu Projesi diye anılan- neoli-
beral kuşatma planının bir parçası değil midir?
Türkiye'de uygulanan özelleştirme ve yapısal
uyum koşullandırmalan ile Irak'ta sürdürülen açık
askeri operasyon arasında ne fark görüyorsunuz?
İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK ozlem.>ıızakacumhumrtxom.tr
Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinden bağım-
sız olarak hâlâ en hassas sektör tanm. Bu-
gün Avrupa Birliğı üyesi ülkeleri birbirlerine
düşüren en önemli sorun. Ingiltere Başba-
kanı Tony Blair'in ileri sürdüğü sav, birliğın
bütçesinden tanma aynlan payın fazlalığı yü-
zünden araştırma-geliştirme, yenilikçiliğe
yeterli kaynak arttınlamaması. Uzun yıllardan
beri çiftçisine, üreticisine devasa paralar akı-
tan, akıllı tanm politikalannı uygulamaya ala-
rak sektörünü geliştiren, veriminı, tanma da-
yalı ihracatını sürekli arttıran Avrupa Bırliği yi-
ne de destekleri azaltma konusundakı gö-
nülsüzlüğünü koruyor.
Bugün ortak tarım politikası Avrupa Birli-
ğı bütçesinin yüzde 43'ünü alıyor. Şüphesiz
hem dünyada hem de birlik içindeki geliş-
meler doğrultusunda destekler, teşvikler bi-
çim değıştiriyor; kimi azalıyor, kimi farklı alan-
lara kayıyor. örneğin son 30 yılda yapılan
yardımlar daha çok tahıl, besicilik ve süt
ürünleri üzerine yoğunlaştı. Ihracata dayalı
tanm ön plana çıktı. Ortak tanm politikası-
nın fonlannın dağılımı ise alabildiğine eşitsiz.
Bugün bu fonlann yüzde 60'ını yalnızca4 ül-
ke kullanıyor. Fransa yüzde 21 ile aslan pa-
yını alırken Ispanya yüzde 14.1, Almanya
13.5, Italya ise yüzde 11.2'sini alıyor.
Yalnızca yüzde 8.9 pay alan Ingiltere'nin
ıtirazı da bu yüzden. •
Ekonomilerin Yumuşak Karnı: Tarım
Fokurdayan cadı kazanı gıbi tanm. Ülke-
lerin hesabı ise özellikle tanm konusunda
"Ben bu işe ne kadarkoydum, ne kadar alı-
nm" üzerinde yoğunlaşıyor.
Gelelim Türkiye'ye...
Bugüne kadar bilinçti bir tanm politikası
oluşturmayı becerememiş bir ülke, tutacak,
devasa Avrupa Birlıği'nin ortak tanm politi-
kasına uymaya kalkışacak.
Koca bir saçmalık.
Üsteliktanm polıtikasına uyum ıçın bugü-
ne kadar aday ülkelerin aldıklannın dörtte
birini bilealması mümkün değilken...
Eksikleri, tartışıjması gereken unsurian ol-
masına karşın TÜSlAD'ın hazırladığı "DTÖ
ve AB 'deki gelişmeler ışığında 21. yûzyılda
Türkiye tanmı" adlı rapor, tanm alanında
strateji geliştirmemiş bir Türkiye tablosunu
gözler önüne sermesı açısından önemli. Bir-
kaç saptamayı burada vurgulayalım:
- Türkiye dışandaki gelişmelen izleyeme-
dı, tanmına bakışını değiştırmekten kaçındı...
- Işlenen tanm alanının nıceliği, niteliğı ve
kullanımı son 20 yılda çok az değişti...
- Tarımda okuma-yazma bilmeyenlerin
oranı yüzde 18. Tanmsal istihdamın yüzde
60'ını oluşturan kadınlann üçte bin okul yü-
zü görmüyor...
- Türkiye'de tanm için yapılan Ar-Ge har-
camalan, tanma yapılan toplam transferie-
rin yüzde 2-4'ü. OECD ortalaması ise yüz-
de 1.8 dolayında. TÜSlAD'ın vurguladığı "ta-
nm destekleri hâlâ çok yüksek ve dûşûrül-
meli" saptamasına katılmak ise mümkün de-
ğil. Ziraat Mühendisleri Odası da bu konu-
da açıklama yaparak raporun bu bölümünü
eleştirdi. Zaten bundan kısa bir süre önce ya-
yımlanan OECD raporu da birçok OECD ül-
kesinde tanm sektörünün yüksek düzeyier-
de destek ve koruma görmeye devam etti-
ğini açıkiadı.
Bugün Avrupa Birliği'nin de yapmaya ça-
lıştığı, "azaltıyorum" görüntüsü verdiği ta-
nmsal destekleri, kırsal kalkınma politikası
örtüsü attında yine üreticisine, çiftçisine akıt-
mak oluyor.
Evet, Dünya Ticaret örgütü'nün kurallla-
rı karşısında üretime, üreticiye destek ol-
mak zorlaşıyor, hektar başına yardımlar gı-
bi dolaylı destekler bile hoş karşılanmıyor.
Ancak desteğin, teşvikin farklı foımülleri bu-
lunuyor.
Türkiye isterAB'ye üye olsun, ısterse önü-
ne engeller çıksın, kendı tanmını güçlendir-
mek, kendi çiftçisini Avrupalı çifftçiler ile re-
kabet edebtlecek duruma getirmekzorunda.
Bu yüzden AB'nın ortaktanm politikasını be-
nımsemeden önce hiç zaman kaybetmeden
ulusal bir politıka saptamalı. öncelıklerin, kı-
sa ve uzun vadedekı hedeflerin belirlendiği,
aynı dönem içinde dünyadaki gelişmelerin
de yakından takıp edildıği bir statejı oluştu-
rulması şart. HerkesAB ile müzakerelerde en
çetin geçecek konunun tanm olduğunu bas
bas bağınyor. Bizim çıçeği bumunda Tanm
Bakanımız, "Evet, ulusal bir politıka olmayı-
şının sancısını çekiyoruz" dıyor.
Rusya ile sebze ve meyve ihracatımızda
tehlike çanlan çaldıran, araya dıplomatık
ilişkilerin sokulmasıyla ancak geri adım atı-
lan sorunun "Akden'ız s/neg/"nden ziyade
belgede sahtecılik yüzünden olduğunun or-
taya çıktığı bir ülkeyiz bız.
-1999-2005 yıllan arası gübre fiyatının 12
kat, mazotun 16 kat, buna karşın üretilen
buğday ve mısırın kilosunun 5 kat, pamu-
ğun kilosunun 3.5 kat arttığı;
- 1984'te 975 bin ton olan et üretiminin
2000'lerde 864 bin tona gehlediği;
- Ihracatm ithalatı karşılama oranının sü-
rekli düşüş gösterdıği;
Dolayısıyla en aztndan bundan sonra bı-
raz daha akılcı poiitıkalarla uluslararası are-
nada boy ölçüşmemiz gerekmiyor mu?
Toplu
görüşmede
sonuçyok
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümetin, 169 iş-
letmede çalışan yaklaşık 371
bin işçiye birinci altı ay için
yüzde 5, ikinci altı ay için yüz-
de 4, üçüncü ve dördüncü altı
aylar için ise yüzde 3'er zam
önerdiği öğrenildi. Ücretler ve
idari maddeler konusunda is-
tenen noktanın yakalanamadı-
ğımsöyleyen Türk-Iş Başka-
nı Salih Kıhç. taraflann bugün
sabah saatlerinde bir kez daha
bir araya geleceğini açıkiadı.
Kıhç, görüşmenin ardından
gazetecüere yaptığı açıklama-
da, ücretler ve idari maddeler
konusunda istenen noktanın
yakalanamadığını söyledi.