19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2005 SALI 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE _Y 23 Sınop Y 24 Edirne PB 26 Samsun Y 24 Kocaelı Y 23 Trabzorı Y 21 Çanakkale PB 27 Giresun Y 21 Izmir PB 29 Ankara PB 24 Manisa PB 29 Eskişehır Y 22 Aydın PB 31 Konya PB 26 Denizlı PB 30 Sıvas Y 22 Zonguldak Y 20 Antalya PB 28 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y PB PB PB PB PB PB 29 28 32 34 30 31 27 24 Y 20 Yagışlar Batı Kara- denız kıy a i r d a ozellık- le zonguldak ve Bartın çevrelenrıde ettalı o'a- cak Havasıcaklığı, yur- dun kuzeydoğu kesımle- nnde laz artacak. dığer yerierde önemlı bır aeğı- şıklıkolmayaeak Ruzgâr kuzey ve batı yonlerden hafif ara sıra orta kuvvet- te yağış alan yerierde ıse zaman zaman kuvvetiı- ce esecek. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y PB Y PB PB PB PB Y 24 23 25 27 23 29 27 29 Münıh PB 27 Berlın Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B PB B B B B B R 28 27 36 27 25 22 28 28 30 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahıre Y B B B PB PB Y A 14 38 30 37 20 33 25 37 Şam A 35 Açık | Parçalı bulutlu SSf t Çok bulütlu ı Yagmuriıj Kartı 23 Sulu kar , GOK guruttuij GÜNCEL Cl'NEYT ARCAYÜREK • Baştaraf* 1. Sayfada ğı siyasete karşın bu ülkeyle daha sıkı işbirliğine gıt- mesındekı n^edenlen sıralarken Şam hükümetinin Lüb- nan'dan aslcer çekmesini Türkiye'nin sağladığını söy- ledi. Oysa Lü«bnan'dan asker çekme, ABD ve Fransa'nın Irak'ta ters düşmelerine karşın Suriye sorununda an- laşmalan sonucu BM karanyla oldu. AKP'nin [>oğulu kafaylasaptadığı ve uyguladığı po- litikalarda olur böyle vakalar. Geçelim! •••* Bir başk a olayın bugünlerde Meclis gündemine gir- me olasıhgı yüksek. CHP, hukümetin Ankara Anlaş- ması'nı AB'y e on y^ni üyeye genişleten ek protokolü imzalamadan önce Meclis'te görüşülmesini istiyor. Başbakan ise CHP'nin ek protokolün imzalanma- sına neden karşı çıktığını anlamadığını söylüyor ve "Biz bugün& kadar ne yaptık? Niçin yaptık?" diye so- aıyor. Neler yaptığına bir göz atalım: Siz, 17 Aralıkta onca uyarıya karşın görüşme tari- hi alabilmek için AB'ye ek protokolü ımzalayacağını- zı ve Meclis olayından geçireceğinizi yazıyla taahhüt ettiniz. ProtokoJü imzalamamızı dayatırken AB, metinde Güney Kıb»rıs değil, üye devlet olarak Kıbrıs Cumhu- riyeti'nin yazılı olacağı biliniyordu. Iç ve dış çevrelerin ek protokolü imzalamanın ve Meclis onayından geçirmenin Kıbns Cumhuriyeti'ni tanıma anlamına geleceğıni söylemesine... sonuçta KKTC'nin artık silineceğinın, Rumların Türk hava ve deniz limatnlanna ginme olanağına kavuşacaklarının bilinmesin* karşın... bu iktidar AB'ye yazılı taahhüt vermekte bir an duraksamadı. Protokol imzalayacak, ama Meclis'ten nasıl geçi- receğini arpacı kumrusu gibı düşünüyor. • • • 17 Aralık'taki hatasını başan gibi sunuyor. Hatalı hareketi ana muhalefet de benimsemiş gibi uluslara- rası diplomasi de yazıyla venlen bir sözü yerine ge- tirmemenirı olanaksızlığına vurgu yapıyor. İktidar için elbette onca sakıncalar içeren ek proto- kolü imzalamaktan kaçınmak artık söz konusu değil. Bu nedenle karşıtlarına, "Kabul edilmeyecek duaya amin demenın biranlamı varmı?" diye soruyor. Bu kafayla bir noktada buluşmayı umut edebilir mi- siniz? Düne kadar Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıma anlamına gelrneyeceğini ifade eden bir şerhin protokole konu- lacağını söylüyordu, AB, şerhe karşı çıktı. Hükümet bu konuda "müstakil bir deklarasyona" rıza göstere- . ceğe benziyor. Ek protokolle birlikte "iradebeyantnda" bulunacak- lannı açıkladı. Neymiş o irade beyanı? Ankara Anlaşması'ndaki ülkeler arasında eşitlik il- kesine dayanarak "Rumların limanlanmızı, havaalan- lanmızı, şunu bunu açmamızı istemelehne karşılık KK- TC'ye uygutanan bütün izotasyonlar kalkmalıfymış)". Güncel tutarsız ifadelerden sonra görünen köy kı- lavuz isterniyor. RTE, imzayı basacak, böylece KK- TC'nin satışında bir namle daha yapacak, ama gru- bunda ters tepkilerden korktuğu için ek protokolü Meclis'e ancak 1 Ekim'den sonra getireceğini söylü- yor. "Kimse tize zorla yapmayacağımız bir şeyi yaptıra- maz" diyor RTE. Doğru. Sırtını okşayarak, överek ve sonra bir dayatmayı kucağına bırakarak... ABD'den AB'ye kadar bütün Batı, istediğini bu hükümetten alı- yor, yapmasını istediklerini yaptırıyor bu hükümete... AL GÖZÜM SETREYLE /IŞILÖZGENTÜRK Mosumiyetçağı bitmemiş • BaştarafıA rka Sayfada başımı okşadı. "Güzelim, canım" dedi. "şu ülkeyi dolaşıp dumyorsun. git- mediğin tnüze, görmedi- ğin ören yeri kalmadı. va- siyetimi fazlasıyla yerine getiriyorsun, sağ ol. Bir düşünsene. gittiğin kent- lerde, katıldığın açıkotu- rumlarda. etkinliklerde seni heyecanlandıran ne kadar çok şey yaşadın... Nasıl olur da nıasumiyet çağının bittiğini söyler- sin?" Bir an utandım. an- nem haklıydı. yoksa bütün melekler mi haklıydı. bil- mıyorum. Usulca kalktım, onu ve babamı yanaklann- dan öperek uğurladım. Dans etmeye gidiyorlar- mış. Tam onlar gitti. Üstün Korugan,AriIla Özkınm- lı, Yaman Okay ve Onat Kutlar şen şakrak yanıma geldiler Meğer Onat bir Laz fıkrası anlatıyormuş, gülmeleri ondan. Aaila Ozkırımlı bıraz kızgın, "Ne demek bu?" diye'sö- ze başladı "Masumiyet çağı bitmiş mi? Yapma Işıl. daha geçenlerde Mardin'deki. N'usay- bin'deki kız çocukJannı anlattın. Onların gözle- rindeki panltıları ben bi- le gördünı. sana ne olu- yor. anlaşılan şu bir tür- İü geçmeyen zona seni iyi- ce sarstı. Bana söz ver. ağ- rıların geçer geçmez de- nize gideceksin ve sudan çıkmayacaksın, ben seni iyi tanınm, o anda masu- miyet çağına geri döner- sin." Haklıydı, sözü hemen Üstün aldı: "'Bu zonayı ben olmadığım için bir türlü atlatamadın, her gün iki kadeh viskiyi re- çetene yazıyorum, bir da- ha da öyle masumiyet ça- ğı bitti gibi cümleler yok. Masumiyet bu ülkenin genlerinde var, yukarda boş durduğumuzu san- ma. acayip araştırmalar yapıyoruz." Dayanamayıp gülmeye başladım. Onat birden cıd- dileştı. "*Işıl bize Dosto- yevskı'nin Suç ve Ce- za sından ezbere bölüm- ler okuyan çobanı anım- sa. Gaziantep Ceza- evi'nin avlusundaki ts- maıl Beşıkçi ve diğer mahkûmlarla geçirdiğim o bayram gününü unut- tun mu?" Onat böyle söy- leyınce kabahatli bir çocuk gibi susrum. İşte o zaman Yaman, kahkahayı bastı, "Hadi canım" dedi. "şunlara bir tango yapa- lım da görsünler. unut- ma. tango masumivetin ta kendisidir." Yaman' ı kı- rabılir miyim. başladık tan- goya, tam o sırada \edat Ğünyol. elinde bir taş plakla geldi ve hemen kö- şede duran, benim bozıık sandığım gramofonu çalış- tırdı ve her yer "Sevdim Bir Genç Kadını" tango- sunun ıçli nameleriyle dol- du. Bende bir ağlama, bır ağlarna.. Birdebaktım,bi- ri sesleniyor. Sevgi Soysal değil mi: "Hey, adımlan- nı yanlış atıyorsun, dik- kat etsene!" Haklıydı, rit- mi kaçırmıştım, ne yapa- lım herkes Sevgi Soysal gi- bi güzel dans edemez ki . O arada canım Thilda Ke- mal balkondan bizleri izle- yip cınıni vaıdumluyordu Sonra hepsı gitti. Ve bir an kendimı turkuvaz bir denızde yüzerken gördüm. Yaru başunda bir yunus... isilozgenturk " superonline.com an aomursöyleyen Kaplan "BugûnTür- kiye'ye Hz. Muhammed de gel- se benim gibi sanık sandalye- sine oturtulurdu" görüşünü sa\imdu. Kaplan. Amtkabir ve Fatih Camisi'ne saldın planla- nyla hiçbir ilgisi olmadığıru, id- dialann, 28 Şubat'ın mimarlan- nın Susurluk'u örtbas etmek için uydurduklan çirkin bir oyun olduğunu ifade etti. Du- ruşmada söz alan saruk a\oıkat- lan da yargılamarun aceleye ge- tınldigini, adil yargılamadan uzaklaşıldıgını öne sürdüler. Amtkabır'e saldın planlanması iddiasuıın mahkeme başkanını etkılediğini öne süren avukatlar, reddi hâkim talebinde bulundu- lar. Mahkeme heyeti, "reddi hâkim" taleplerini, davayı uzat- ma yönünde yapıldığı gerekçe- siyle kabul etmedi. Mahkeme heyeti, Cumhuriye- KaplI Baştaraf11. Sayfada Türkiye'deki laikliğinAvrupa ülkelerinden farklı olduğunu söyleyen Kaplan, laikliğin Tür- kiye'de Müslümanlar üzennde baskı unsuru oldufunu öne sür- dü. Terör eylemi gerçekleştir- mediğini savunan Kaplan, "Biz 'kara ses' değiliz, kan kusan da değiliz. Hakk'ın ve hakika- tin sesi olmaya çalışıyoruz" dedi. Islam devleti kurmanın her kadın ve erkek Müslüman için farz olduğunu sa\unan Kaplan. yazdıklannı ve söyle- diklerini ceza korkusuyla buda- mayacağıru, kendisi için önem- li olanın gayri Islami rej imler ta- rafından verilecek cezanın de- ğil. inancı olduğunu kaydetti. "İmanımı.düşüncelerimi bas- kı altında tutacak hiçbir engel tanımıyorum. Karşılığında gelecek cezaları göze alıyo- rum. Biz öyle bir Türkiye isti- yoruz ki Kuran anayasa, şeri- at kanun, tslam devîet olsun" diyen Kaplan, "akılları yok e- den zihniyet" olarak nitelendir- dıği Kemalizme karşı mücade- leye devam edeceklerini söyle- di. Kemalist rejimi reddettiğini 'Veriler cari açığın 20 milyar dolan geçeceğini gösteriyor. Yüreğimiz ağzımızda' Baykal'dan kırmızı alarm Mahkemedeki rurumu nedeniyle ceza indiriminden yararlanamayacak. boyutin kuruluşunda ve yakın tarihte meydana gelen rejim karşıtı ayaklanmalan ve olaylan da anımsatarak karannı açıkladı. Dini duygulann, özgürlük, in- san haklan gibi kavramlann iç- lerinin boşaltıldığma dikkat çe- ken mahkeme. karannda, "Te- rör kimden, nereden ve hangi düşünceden kaynaklanırsa kaynaklansın insanlık suçu- dur.Terörle mücadele her ku- rumun görevidir. Atatürk'ün laiklikle ilgili açıklamalan ge- leceğimize ışık rutacakrır" gö- rüşlerine de yer verdi. Kaplan'ın lideri olduğuAnadolu Federe Is- lam Devleti'nin Türkiye Cum- huriyeti'nin laik düzenini ve Atatürk'ü hedef aldığmı, anaya- sayı yıkarak şeriat devleti kur- mayı amaçladığını kaydeden mahkeme heyeti, Kaplan"ı TCK"nın 146 1. maddesi gere- ğince ölünceye kadar sürecek müebbet ağır hapis cezasına çarptırdı. Bir üye hâkimin mu- halefet şerhine karşın sanığın yargılama boyunca pişmanlığı- nın görülmemesi nedeniyle ce- zasmdan indirim yapılmasına y- er olmadığına da karar verildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkânı Deniz Baykal, bugünkü ekono- mik verilere göre bu yıl cari açı- ğın 20 milyar dolann üzerinde olacağının öngörüldüğünü be- lirterek "Alarm. Kırmızı alarm" dedi. Baykal, Türkiye Müteahhıt- ler Bırliği tarafrndan düzenle- nen, "Türk Toplumunda Uz- laşma Becerisi" panelinin açı- lışında yaptığı konuşmada, Tür- kiye'nin makro ekonomisinin en temel zaaflarmın başmda dış açık vermesınin geldiğine dik- kat çekti. Baykal söyle konuş- tu: "Türk ekonomisi 2004 yı- lında 15.6 milyar dolar döviz kanaması yaşadı. Bu, çok özel koşullan olan. ABD hariç hiç- bir ülkenin taşıyabileceği, sürdürebileceği bir tabio de- ğil. Bunun değişmesi lazım. Bu yıl hepimiz yüreğimiz ağ- zımızda bakıyoruz, ne oluyor diye. Şu anki veriler. bu yıl ca- ri açığın 20 milyar dolann üzerinde olacağını gösteriyor. Alarm. Kırmızı alarm." Baykal, müteahhitlik sektö- rünün durumunu değerlendirir- ken de dünya çapında bir iddia şansını taşıyan taahhüt sektörü- nün, Türkiye'de "en sahipsiz. en kendi kaderine terk edil- miş, en desteksiz, en kanun- suz" bır sektör konumunda ol- maya devam ettiğini söyledi. Bankacılık sektörünün yabancı sermayeye açıhnasma da deği- nen Baykal, "Yüzde 100'ünü yabancı sermaye yapacaksın diye bir kural mı var global- leşmede? Bu, kraldan fazla kralcılık. AB üyeleri sermaye- nin yüzde 100'ünü yabancıya açıyor mu?" diye sordu. Bay- kal. satılmasma karşı olduğu ERDEMlR'in özelleştırılmesi- ne ilişkin olarak da şunlan kay- detti: "ERDEMfR çok ciddi kâr ediyor. 630 milyon dolar geçen yıl kâr etmiş. Türki- ye'de tek yassı sac üreten en- tegre tesis. Bunu kinıe sataca- ğız? ERDEMÎR'in raldpleri- ne satacağız. Modernleşme ta- ahhüdünü getirmeyi düşünü- yor musunuz? Hayır. Ben yas- sı sac üretemez hale gelece- ğim. ERDEMtR'in yanında ISDEMİR, üç liman ve Kınk- kale Boru Fabrikası'nı vere- ceğim, Di\Tİği*deki yatakları vereceğim. Kaça vereceğim? 1-2 Mİlık kânna karşılık vere- ceğim. Biz buna karşı çıkıyo- ruz. Başbakan, komünist ül- keler bile bu özelleştirmeyi bi- rirdi, biz bitiremedik, diyor. Komünistlerde oradaki fabri- kalar serbest piyasa koşullan dikkate almmadan kunılan fabrikalardır. Serbest piyasa- da değeri yok onların. Türki- ye'deki öyle mi? Bu şirket ka- mu şirketi bile değil, özel şir- ket. Komünist ülkelerle ne alakası var ERDEMİR'in?" MGK BUGÜN TOPLANIYOR Güvenlik anayasası masadaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Gü- venlik Kurulu'nun (MGK) bu ay yapacağı top- lantıda Milli Güvenlik Strateji Beİgesi (MGSB) ele alınacak. Güncellenmesi ile ilgili çalışmalan ve yazımı tamamlanan MGSB'nin kamuoyuna açıklamp açıklanmaması konusu da bu toplantı- da karara bağlanacak. Heybeliada Ruhban Oku- lu'nun açılması konusunda parti içinden tepkiler alan AKP hükümeti, konuyu toplantıda gündeme getirmeyi planlıyor. Cumhurbaşkanı başkanlı- ğuıda bugün yapılacak MGK toplantısına Başba- kan, Genelkurmay Başkanı. kuv^vet komutanlan ve diğer ilgili bakanlar katılacak. Toplantıda güncellemesi tamamlanan MGSB ele alınacak. Kamuoyunda "Güvenlik anayasası" olarak ka- bul edilen MGSB, sadeleşririlerek 25 sayfaya indinldi. Belgenin iç tehdıtler bölümünde irtica, bölücülük ve aşırı sol gruplann faaliyetleri sıra- lanıyor. Dış tehditler bölümünde ise Ege'deki ka- rasulan sorunu, Kıbns, Irak ve Iran yer alıyor. MGSB'de Kıbns'ın durumu önemli başlıkİar arasmda değerlendiriliyor. Adarun Türkiye'nin güvenliği için birinci derecede önemli olduğu ve buradaki haklardan \-azgeçihneyeceği dile getiri- lıyor. MGSB'de ilk kez asımetrik tehdıt konulan- na da dikkat çekiliyor. Belgede. 11 Eylül saldın- lan sonrası gündeme gelen uluslararası uyuştu- rucu kaçakçılığı, uluslararası terorizm. insan ka- çakçılığı gibi tehdit algılamalanna değiniliyor. Ruhban Okulu gündeme gelebilir A\Tupa Birliği'nin istemleri arasında bulunan Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması konu- sunun da hükümet tarafrndan gündeme getiril- mesi bekleniyor. Hukümetin, okulun açılışını Yunanistan ıle karşılıklılık ilkesine göre çöz- meyi planladığı, Ruhban Okulu'nun açılması karşılığmda Gümülcine Celal Bayar Lisesi'ne daha fazla Türk öğretmen gönderihnesine bu ülkenin izin vermesini istediâi savTinuluvor. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde okuyan sol görüş- lü öğrencDer "Sağ-sol çarışması yok, faşist terör var" yazılı pankart açtılar. Dekana suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara Üniversitesi (AÜ) Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde (DTCF) okuyan sol görüşlü öğren- ciler, fakültede yaşanan şiddet olaylannda suçu ve ihmali bulun- duğu gerekçesiyle Dekan Prof. Dr. Necdet Adabağ. Ankara Emniyet Müdürlüğü ve sağ görüşlü bazı öğ- renciler hakkında suç duyurusun- da bulundu. DTCF'de öğrenim gören sol gö- rüşlü öğrencüer, dün öğle saatlerin- de, fakülte önünde toplandı. "Sağ- sol çatışması yok, faşist terör var" yazılı pankart taşıyan öğrencüer, "Çeteler dışarı, bilim içeri" slo- ganı attı. Öğrencüer adına yapılan basm açıklamasında. 14 ve 16 Ha- ziran'da yaşanan olaylarda. "bir kıs- mı okul dışından olan öğrenci gru- bunun, okul içerisine gizüce getir- dikleri satır ve bıçaklarla kendile- rine saldırdıkları, çıkan olaylar- da 4 öğrencinin yaralandığı" be- lirtildi. Açıklamada. şöyle denildi: "Üniversitede yaşanan bütün bu gelişmelerin tek sorumlusu, üni- versiteye göz göre göre eli satırlı katillerin girmesine izin veren, bü- tün gelişmeler sonrasında biz öğ- rencilerin isteklerini ve müdaha- lesini bastırmaya çalışan Dekan Necdet Adabağ ve Ankara Emni- yet Müdürlüğü'dür." Sorumlulann cezalandınrması is- tenen açıklamanrn ardrndan, grupta- ki öğrenciler, alkış ve sloganlarla Ankara Adliyesi'ne yürüdü. Burada gruptan birkaç kişi, Ankara Müraca- at ve Suçüstü Cumhuriyet Savcıh- ğına giderek "AÜ DTCF Dekanı Prof. Dr. Necdet Adabağ, fakülte- de görevli özel güvenlik birimi ça- lışanlan, Ankara Emniyet Mü- dürlüğü'ne bağlı bazı sivil ve res- mi polis memurJarı ile 11 öğrenci" hakkında suç duyurusunda bulun- du. Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı Sait Kıran da fakülteye "eli satırlı kişileri alan" güvenlik görevlileri ve amirleri hak- kmda soruşturma açılması gerekti- ğini söyledi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Devamında, sağduyuya dayalı çözüm bulmak ye- rine kendi istediği zeminde değişiklik yapmak! Bunun özü de başlıkta vurguladığımız gibi, so- runlan çözmek değil, sorunun parçası olmak... Daha kestirme deyimle, AKP sorunların parça- sı haline geldi. Türk Ceza Yasası'ndaki değişikliğin toplum ka- tında da kabul görmeyeceği yaşanarak anlaşılıyor. AKP, neyi nasıl değiştirdiğinin farkında değil! 1 milyon 730 bin öğrenci üniversite kapısında bekliyor. AKP, buna çözüm bulmak yerine üniver- sıteleri düğümleyecek türban ve benzeri sorunla- rı kaşıyor. Iktidara gelir gelmez, doktoriar için zorunlu hiz- meti kaldırıp, "Biz süper bir çözüm bulduk" diye yola çıkan AKR eskisinden daha kötü bir uygula- mayı başlatmak istiyor. Yaşanan karmaşa için de "Başlangıçta yanılmışız, başaramadık" demekle yetiniyor. • • • Iç politikada biz bizeyiz. Hani, alıştık, desek ye- ridir. Iktidarların seçimden önceki görüşü ile se- çimden sonraki görüşü birbirine uymaz. Ancak bunu dış politikada da denemeye kalkarsanız, sa- dece kendinizi değil, ülkenizi dezora sokmuş olur- sunuz. Son günlerde bunun acı örneklerini yaşıyoruz. AKP iktidarı Türkiye'ye iki türlü zarar veriyor: 1 - Türkiye'ye ilişkin kabul edilemez kararlann alınmasına neden oluyor. 2- Bu kararlara tepki gösterirken sergilediği bi- çem, ikinci bir sorun yaratıyor. Almanya'nın Nazi soykırımının yanına bir şey daha koymak için parlamentosundan geçirdiği karar aylardır gündemdeydi. Hakkını yemeyelim, Berlin Büyükelçimiz Mehmet Ali Irtemçelik, ya- pılan hazırlığın yanlışlıklannı ortaya koymak için çırpındı. Hükümet üyeleriyse Almanya ile ilişkiie- rin güzelliğinden dem vurup, AB hedefine yaptık- ları katkının tadını çıkarmayı yeğlediler. 1915'te Anadolu'daErmenilerekatliamyapıldı- ğına ilişkin karar çıkınca da Başbakan Erdoğan, Almanya Başbakanı Schröder'e gönderme ya- pıp "Ben siyasetçinin omurgalısını severim, ke- miklisini severim" dedi. Biraz da eklem yerlerin- den alsaydınız! Şimdi Almanya Türkiye'ye karşı aldığı kararı an- latma sıkıntısı çekmesi gerekirken, bizim Başba- kan'a üzüntülerini gönderiyor! • • • Bir iktidara yapılabilecek en büyük kötülük, ba- şaramadığı şeyleri başarmış gibi göstermektir. Böyle bir durumda o iktidar, başarısızlıklanna ba- şarısızlık katacak, en küçük bir eleştiriyi bile haz- medemez hale gelecektir. AKP bunu yaşıyor. Ancak iktidarının ikinci yarısında bazı şeylerin değiştiğini görmesi gerek. örneğin, hâlâ geçmiş iktidardan kalan sorunlardan söz etmenin inandı- rıcı bir tarafı yok. Biz yine de iyimser bakalım... AKP'nin izlediği politika Türkiye'yi dünyanın "biricik" ülkelerinden biri haline getirecek. O kadar yalnızlaşacağız ki... Tek ülke olacağız! Tefc'ledikçe bu özelliğimizi pekiştireceğiz... ankcum(a cumhuriyet.com.tr _L Fransa'da Türk futbolcu öldürüMü • Spor Servisi - Fransa'run doğusundakı Moulho- use kentınde, futbol sezonu sonunda dostluk ama- cıyla düzenlenen özel bir rurnuvada çıkan kavgada. Murat Göçürücü (21) isimli Türk genci bıçaklanarak öldürüldü. Bölge amatör liginin 3 kümesinde de top koşturan Türk futbolcuyaı öldüren Kuzey Afrikalı amatör futbolcunun cezaevine gönderildiği belirtildı. Türk gencının ölum haberinden sonra, Moulhouse bölgesinde yaşayan yaklaşık 200 kadar Türk. pro- testo gostensi düzenledı. Türklerin cuma günü de gösteri düzenlemeye hazırlandıklan öğrenildi. Almanya'da seri cinayetler • BERLtN (AA) - Almanya'nın çeşitli kentlerinde 7.65 milımetrelik Cesna marka Çek yapımı bir silah- la öldürülen 6 Türk ve 1 Yunanlının katillerini bula- bilmek için polis 30 bın Avro ödül koydu Nürnberg polisi. daha önce 25 bin Avro olan ödülün son olarak öldürülen Yunanlının karıl zanlılannın bulunması amacıyla eklenen 5 bin Avro'yla birlikte 30 bin Av- ro'ya yükseldığıni bıldirdi. Polis, öldürülen kişilerin tstanbul'daki bazı belirli firmalarla ilişkisi olduğu şeklindekı söylenrılerin doğru olmadığıru belirtti. CHP'de muhaltfler hareketJi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'de 28 Ocak Kurultayı'ndaki muhalif tavrrlan nedeniyle gö- revden alınan eskı il başkanlan sonbaharda yapılması planlanan CHP Olağan Kurultayı'na dönük birlikte hareket etme karan aldılar. Toplantı sonrası 5 eski il başkanının imzasıyla yapılan açıklamada. kurultaya giden süreçte. çalışmalan koordine etmek için eski Genel Sekreter Ertuğrul Günay'ın başkanlığında bir "temsilciler kurulu" oluşturulduğu ifade edildi. Üzerine kale düşen çocuk öldü • tSTANBUL (AA) - Bağcılar'da üzenne seyyar kale düşen çocuk yaşamını yitirdi Bağcılar Beledi- yesi'nin açtığı yaz okuluna kaydolan Gökhan U. (13), verilen giysıleri almak için Mahmutbey Stadyumu'na gitti Arkadaşlanyla çe\Tesinde oynadıldan seyyar kalenin üzerine düşmesi sonucu başından yaralanan Gökhan U, kaldınldığı hastanede kurtanlamadı. Bir kişiye 112 bin YTL • ANKARA (AA) - On Numara oyununun bu haf- taki çekihşinde 10 bilen 1 kişi 112 bin 970 YTL 95 YKr ikramiye kazandı. Şaııslı numaralann 2, 7, 9, 16, 17, 20, 21. 22, 24, 31, 33, 34, 36, 44, 52, 58, 59, 60, 68, 70, 73 ve 75 olarak belirlendiğı çekılişte, 9 bilenler 1207 YTL 20'şer YKr. 8 bılenler 76 YTL 45'erYKr, 7 bılenler 9 YTL 15'erYKr. 6 bılenler 1 YTL 30'ar YKr. hiçbir numarayı doğru tahmin ede- meyenler de 1 YTL 25'er YKr ikramiye kazandılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle