Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+CUMHURfYET 21 HAZİRAN 2005 SALI
HABERLER
DIMVADABUGÜN
ALİ SİRMEN
Kırk Kaür mı, Kırk
SaOn mı' Seçimi
Iran'da geçen cuma ilk turu yapılan cumhurbaş-
kanlığı seçimlerinde, Humeyni'den beri ilk kez
olarak, adaylardan hiçbiri, seçilmek için yeterii oyu
alamayınca, sonuç ikinci tura kaldı.
İlk turda en fazla oyu daha önce iki dönem bu
koltukta oturmuş olan Rafsancani'nin almış ol-
ması, Batılı gözlemcileri sevindiriyor.
Sevincin nedeni, Rafsancani'nin geçmişi dolayı-
sıyla, devlet işlerini ve dünya politikasını bilmesi ve
daha ılımlı bir politika güdeceğinin düşünülmesi.
Doğaısu, özel devrim muhafızlarında subaylık
yapmış olan Tahran Belediye Başkanı Mahmud
Ahmednejad'a kıyasla Rafsancani'nin daha ılımlı
olduğunu söylemek mümkündür, ama bu gözlem
yine de kimseyi kandırmamalıdır.
Ahmednejad gerçekten Iran Islam Cumhuriye-
ti'nin, en katı, en tutucu kesimini temsil etmekte-
dir.
Ne var ki, şu gerçeği de görmek zorundayız.
Rafsancani Ahmednejad'a kıyasla "miski am-
ber"dir. Ama hepsi o kadar.
Rafsancani'nin dünya sorunlannı biliyor olması-
nın ne kadar anlam taşıdığını söylemek de pek ko-
lay değil.
Unutmayalım ki, şu anda Iran ile ABD arasındaki
en önemli sorun olan Tahran'ın nükleer gücü ko-
nusunda Rafsancani de elle tutulur, derde deva
hertıangi bir açıklamada bulunmuş değildir.
• • •
Iran'ın nükleer araştırmalannı geliştirmesi konu-
sunda, adayların hepsi ya uygulanan politikanın
destekçiliğini yapmışlar ya da sessiz kalmayı yeğ-
lemişlerdir.
Rafsancani'nin de bu çizginin dışına taşmasını
beklemenin ne derecede gerçekçi olacağını kes-
tirmek zordur.
Aynca, Rafsancani'nin 1989 ile 1997 arasındaki
iki dönemlik Cumhurbaşkanlığı macerası sırasında
da Iran'da insan haklarının ne denlı acımasızca
çiğnendiğini unutmak pek kolay olmasa gerek.
Yıne unutulmaması gereken bir nokta, Iran'da
üniversttelerin yapısının Islamileştirilmesi için ka-
patılması karannın ardında bu Rafsancani'nin bu-
lunduğudur.
Eğer adaylar arasında görece reformcu birini
göstermek gerekirse, bu kişinin gençlerin, üniver-
sitelilerin desteğini kazanan Muin olduğunu söyle-
mek mümkündür.
Ancak ülkenin gerçek hâkimi, Ali Hamaney'in
bir yakınının belirttiği gibi, öğretim kadrosuyla bir-
likte topu topu iki buçuk milyonluk bir topluluk
olan üniversitelilerin, ne önemi olabilir ki?
Cahil ve bağnaz köylü topluluğu ile işsiz güçsüz
gençlerden oluşan bir toplumdan reformcu bir li-
derin çıkmasını beklemek belki de fazla iyimserlik
olmaktadır.
• • •
Zaten adaylann kişiliklerinin Iran'ın geleceğine
bakışlannın da aslında pek fazla kıymeti harbiyesi
olmadığı ortadadır.
Çünkü Velayet-i Fakih sisteminin egemen oldu-
ğu Iran'da, her şeyin egemeni altı din adamı ve altı
da hukukçudan (burada hukukçudan kasıt fıkıh
alimidir) oluşan heyet ile onlann başı ve Humey-
ni'nin halefi, Ali Hamaney'dir.
Bu kişilerin elinde ise 120 bin kişilik gözü dön-
müş devrim muhafızlan ordusu vardır.
Hükümetin de cumhurbaşkanının da yetkileri
azdır ve günlük işlerle sınırlıdır.
İki dönem başta kaldıktan sonra, reform yapa-
cağını sanan herkesi düş kınklığına uğratmış olan
Hatemi'nin başına gelenler, bu olgunun en çarpıcı
ömeğidir.
Uzun meslek yaşamı sırasında Ortadoğu'yu ve
de özellikle Iran'ı yakından tanımış olan Südde-
utsche Zeitung yazarı Rudolph Chimelli, "Her
şeye rağmen Rafsancani daha iyidir" derken, şu
olayı anlatıyordu:
Cumhurbaşkanı olduğu dönemde bir basın top-
lantısına katılmış olan Batılı bir hanım gazeteci, zo-
runluk gereği çarşafa bürünmüş olarak sorusunu
sorarken Rafsancani onun yabancı olduğunu an-
layınca şöyle demiş:
- Neden çarşafa büründünüz? Sadece türban
da yeterdi.
Işte böyle olur, mollanın ılımlısı mirim!
Kısacası Iran'daki seçim, Fransızlann deyimiyle
veba ile kolera arasındaki tercihten pek farklı de-
ğil-
Bu durumda üç gün sonra yapılacak ikinci turu
Rafsancani kazansa ne olur, kaybetse ne olur?
asirmen@cumhuriyet.com.tr
EYLEM 6 GÜN SÜRECEK
IHD üyekri Ankura
yürüyüşüneboşlodı
DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)- ÎHD şube-
lerinin başkan ve üyeleri "Banş İçin Yürüyonız"
sloganı ile Ankara'ya hareket etti. Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu Bölgesi'nden gelen 13 ilin IHD
şubesi başkanı da yürüyüşe katıldı. Diyarbakır Ko-
şuyolu Paıkı içindeki İnsan Haklan Anıtı önünde
bir araya gelen ÎHD'liler adına konuşma yapan
Diyarbakır Şube Başkanı Sdahattin Demirtaş, ey-
lemin 6 gün süreceğini belirterek "Bölgede artan
çauşmalardan duyduğumuz kaygı nedeniyle hare-
kete geçtik. TBMM Başkanı Bülent Annç ile görü-
şerek çaüşmalar konusunu Mecüs'e taşımasını iste-
yecegjz" dedi. IHD Genel Başkan Yardımcısı Rey-
han Yalçmdağ ise sorunlann çözümünde silahlı
eylemlerin kullanılmasına son verilmesini istedi.
Elaağ'da gerginük çıkü
tnsan Haklan Derneği'nin Elazığ'da düzenlediği
Banş Yürüyüşü'nde ise gerginlik çıktı. Çeşitli il-
lerden otobüslerle Doğu Garajı'na gelen bir grup
IHD üyesi, öğretmenevi önüne kadar yürüdü.
Burada toplanan bazı yurttaşlann protesto ede-
rek taş atmalan üzerine polis, IHD üyelerini be-
lediye otobüsüne bindirerek şehir dışına çıkardı.
Anavatan lideri, anayasanın YÖK'le ilgili maddesinin değiştirilmesini de içeren üçlü önerisini açıkladı
Mumcu'dantürbanpaketiANKARA (Cumhnriyet Bürosu) -
Anavatan Partisi Genel Başkanı Er-
kan Mumcu, türbana serbestlik için
anayasanın YÖK'le ilgili maddesinin
değiştinlmesini de içeren üçlü öneriy-
le Başbakan RecepTayyipErdoğan dan
randevTi istedi.
Mumcu, parti genel merkezinde dü-
zenlendiği basın toplantısında, Erdo-
ğan'a götüreceği önerinin aynntılan-
nı anlattı. Türban sorununun "kendi
cürmünden fazla gerjnnfikyararağmT
belirten Mumcu, bu konuyla ilgili bir
halkoylamasının "din-laiklik tarüş-
masına nedenobcağffii" söyledi. AKP
ile Anavatan Partisi'nin sandalye sa-
yısının üçte ikilik çoğunluğa yeterii
olduğuna dikkat çeken Erkan Mum-
cu, "Onümüzdetophımsalbanşıdateh-
Kke altmaalabflecekne kadarsorun \ar-
sa anayasal çözümlere kavuşturabü-
meimkânıvardır" dedi. Mumcu öne-
Baykal:
Yapay
açılım
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
lideri Deniz Baykal, Anavatan Genel Baş-
kanı Erkan Mumcu nun Başbakan Tayyip
Erdoğan a türban konusunda yapılacak
anayasa değişikliğine destek verecekleri
yönündeki açıklamalannı "yapay açıhm"
olarak nitelendirerek "Türİdje'yi künse
zoriamasm" dedi. Gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Baykal, partisinin türban konu-
sundaki göriişlerinin "açıkve net" olduğu-
nu belirtti. Bu konulann siyasete alet edil-
memesi gerektiğini söyleyen Baykal, "Tür-
ldye'nin, Cumhuriyetin kazanımlannıteh-
likeye sokacak açıbmlardan herkes uzak
dursun. Türkfve'nin anayasal düzeni Cum-
huriyetin bugünkü gücünü oluşturan en te-
mel dayanakbr. Bunu zaafa uğratacak açı-
hmJann Idmseye bir yaran yoktur*' dedi.
rilerini şöyle sıraladı: "Anayasada
YÖK fle ilgili bir değişikük yapalım.
Çünkü, üniversiteterde başörtüsü ya-
sağmıgetirenyegâneyönetmetikYÖK
Yönetmefigi'dir. Getin YÖK'ü değiş-
tireüm. Bunu yapoğunızda başörtüsü
sorununu da çözmüş otecagız. Cumhur-
başkanhğı sisteminin adını koyahm.
Buçeyrek başkanhkile vanmbaşkan-
hk arasındaki hibrid sistemi değiştire-
lim. Cumnurbaşkannğuusorumlu bir
kurum haline getireüm. Adına yan
başkanhk ya da başkanhk dheceği-
miz, bunun da müzakere edüebinr of-
duğunu söylüyorum ama cumhurbaş-
kanuu haÛon seçtiği sisteme yönele-
Hm. Yasa dokunumıaznğmı koruya-
hm, ama yfirfilmenin dokunulmaznğı-
nı kaldıralun ya da sınırlandırahm.
Önerdiğimiz unsuriardan hiçbiri, di-
ğerinin olmazsa ofanaz şarü değildir.*'
Mumcu, 12 Eylül rejiminin mirası
olan mevcut cumhurbaşkanlığı siste-
minin çatışma ürettiğini savunurken
"Eğer Türkiye'de cumhurbaşkanlığı
sistemi etkili bir mekanizma olarak
tşleyebflseydi28Şubatsüreciyaşanrna-
yacakn" dedi. Anavatan Partisi lide-
ri, cumhurbaşkanı adayının eşinin kı-
lık kıyafeti konusundaki tartışmaya
değinırken, "Cumhurbaşkanı adayı
obtcak kişinin eşinin kıhğım kr> afeti-
ni tarösmak, karşı karşıya bulundu-
ğumuzsonmlarkarşısında meleklerin
cinsrvetini tarüşmak gJbidü-" görüşü-
nü dile getirdi. Mumcu, sorunun cum-
hurbaşkanının eşinin kıyafetinden de-
ğil, sorumsuz konumdaki cumhur-
başkanlığı pozisyonundan çıktığını
söyledi. Mumcu, bir gazetecinin,
"Yükseköğretimin ardından devlet
daireleri ve ortaöğretim kurumlann-
da başörtüsü talebi gelirse ne olacak"
sorusu üzerine. "Bu sorun en akut
olarakyükseköğretimde yaşanryor. tlk
ve orta öğretim bu kapsama ahnamaz.
Reşit olmayan bire)1er üzerinde yön-
lendirnıe aıüamına gelebflecek düzen-
lemeterin yanmdaohttayacağmnzı şim-
diden açıkça sö>leyçbilriz'' dedi. Mum-
cu, kamusal aian tartışmasında da ay-
nrrun, "hizmet alan ve hizmetveren"
üzerinden yapıldığında, sorunun laik-
liğe de uygun bakış açısıyla çözüle-
ceğinı sa\-undu.
HÜKÜMETE DAVA
Aleviler
yargıya
gidiyor
Haber Merkezi - Cem
Vakfı Başkam Prof. Dr.
hzettin Dogan. 2 bin
Alevinin Başbakanlık
ve Milli Eğitim Bakan-
lığı'na Alevılere din,
vicdan, inanç özgürlügü
tamnmadığı gerekçesiy-
le dava açacaklanm
açıkladı. Bugün bir ba-
sın toplantısı düzenleye-
rek davalarla ilgili bilgi
vereceklerini kaydeden
Doğan, dava dilekçelen-
ni yann Başbakanlık'a
ileteceklerini bildirdi.
Doğan, AKP hükümeti-
nın 17Aralık'taAB
müzakereleri için tarih
almasmm önüne geçme-
mek ve iyileştirici dü-
zenlemeler için bekle-
diklerini, ancak bu bek-
leyişm sonuç vermedi-
ğini belirtti. Doğan,
u
Bu nedenle konuyu
>
f
argıya taşı>oruz. Dava
açanlann sayısı bununla
kalmayacak, on binleri
bulacak" dedi. Davamn
açılabihnesi için Başba-
kanlık izni gerekiyor.
Başbakanlık ise iki ay
içerisinde başvuruya ya-
mt vermek zorunda. Öci
bin Alevi, dava açabil-
mek için verdikleri di-
lekçelerde, Sünnilere ta-
mnan din, vicdan ve
inanç özgürlüğünün
Alevilere de tanınmasını
istiyor. Dilekçelerde di-
ğer talepler arasında zo-
runlu din dersleri kaldı-
nlmayacaksa Ale\i an-
layışının ders kitaplan-
na girmesi, devletin rad-
yo ve tele\izyon kanal-
lannda bu inancuı yer
alması var. Dilekçelerde
aynca cemevlerine arsa
ve maddi destek sağlan-
madığı, bu konularda
AKP hükümeti döne-
minde de ilerleme kay-
dedilmediği belirtildi.
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇfN
TELEKOMun özelleştirilme
sürecinden Önce
KAPUSUZ: MUTABAKATI ÖNEMSlYORUZ
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• sonra
sezer AKP ve CHP'yi eleçtirdl
6
Cımıhıııiyet
tarüşıhyor'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel
Başkanı Zeki Sezer, Atatürk'ün laik demokra-
tik Cumhuriyetinin tartışılır hale getirildiğini
söyledi. Sezer, DSP Partı Okulu'nda, "Etkfle-
şnnn-Uygulamah Siyaset Dersleri" programının
açılışını yaptı. 1982 Anayasası ile gençlerin si-
yaset yapmasının engellendiğıni. bunun da si-
yasette yozlaşmayı getirdiğinı belirten Sezer,
gençlerin ve kadmlann siyasete daha aktif ola-
rak kanlması gerektiğini kaydetti. tç politikada
son günlerde sistem tartışması başladığmı kay-
deden Sezer, "Atatürk'ün laik demokratik
Cumhuriyeti tarüşıhr hale getirildi Buna diren-
mesi gereken parlamentodaki muhalefet, tarüş-
mayi yanhş noktaya çekerek daha tehükeö or-
tam yaratti. Hiç gereği >okken türban kaşım-
JOT" dedi. Ana muhalefet partisinin Çankaya
tartışması başlattığını dile getiren Sezer. şunla-
n söyledi. "Ana muhalefet partisinin başlatoğı
taroşmada tarif ettiği kişi Başbakan Erdo-
ğan'dır. Erdoğan'a Basbakanhk yolumı huku-
ka aykm yasalarla açan Baykal değil miydi?
Basbakanhk makamı daha mı öoemsiz? Erdo-
ğan'a en büyük katkıyı Baykal verdL"
Din eğltlml verillyor
Erkdv yurdımda
kaçakkız öğrenci
GÜRSUKÜNT
AKP'lileregöre
Mumcu siyasi
manevrayapıyor
ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - Anavatan Partisi
Genel Başkam Erkan Mumcu nun "Referanduma
gitmeyin, türbana serbesdik için destek vereBm" öne-
risi AKP yönetiminde "shasi taktik" olarak değer-
lendiriliyor. AKP yöneticileri, Erkan Mumcu'nun
önerileri konusunda nasıl tavır alınacağmı belirle-
mek için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın karan-
nı bekliyor. Ancak parti yöneticileri, Anavatan lideri-
nin tabanda destek bulmak ve AKP'vi en çok zorlan-
dığı konuda güç durumda bırakmak için siyasi bir
mane\xa yaptığını düşünüyor. Erkan Mumcu'nun çö-
züm olarak, YÖK'ün yapısmm değiştirilmesi gibi
çok dolaylı bir yöntem önerdiğtne dikkat çeken ikti-
dar yetkilileri, bu süreçle ilgili aşamalarda Cumhur-
başkanj'nın halk oylaması yetkisi ile diğer de\let ve
yargı kurumlanrun denetim haklannnı göz ardı edil-
diğine dikkat çekiyor. Erkan Mumcu'nun anayasa
değişıkliğı önerisi; anayasanın YÖK'le ilgili madde-
lerinin değiştirilmesi, — ~ _ _ _ _ — — _
buna bağh olarak yenı ^ AKP yöneticileri
bir yükseköğretım kuru- £ r k a n M u m c u ' n u n
lu oluşturulması, huku- i_.. , , ^,., . .
metin oluşturdugu bu
m r b a n a
serbestlik ıçın
yeni kurulun da YÖK destek sözü vermesinı
Yönetmelığı'ni değışti- hükümeti yıpratmaya
rerek türbana serbestlik yönelik bir siyasi
temması gibi uzun bir taktik olarak
sürecı ıçenyor. , . . .• • »I^T»
AKP Grup Başkanvekıh degerlendınyor. AKP
Salih Kapusuz dün ko- ^ P Başkanvekıh
nuyla ilgili sorular üzeri- Salih Kapusuz, türban
ne, "Bugüne kadar uz- konusunda
laşmaylaprobtemleriaş- mutabakatl
ANTALYA- Burdur'da izinsiz olarak dini eğiti-
min de verildiği erkek öğrenci yurdunda kızla-
nn da kaçak olarak banndınldığı belirlendi.
Olayla ilgili olarak yurt yöneticileri hakkında
soruşturma başlatüırken, takma isimle eğitim
veren 3 kişi aranıyor. Geçen yılnı kasım ayında,
Aglasun ilçesi Başköy beldesinde, kız arkadaşı
Ş.Ö'nün ailesi tarafindan işkenceyle öldürülen
Burdur Sağlık Yüksekokulu Öğrencisi Haül \a-
hı cinayetine yönelik sürdürülen soruşturmada
ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Ş.Ö. ifadesinde Yu-
lu'yla Çamlıca Erkek Öğrenci Yurdu'nda tamş-
tığını ve orada buluştuğunu anlattı. Ş.Ö. aynca
bu yurtta dini eğitim verildiğini de söyledi.
Genç kızın ifadeleri üzerine soruşturma derin-
leştirildi. Yapılan inceleme sonucunda yurtta 60
erkek öğrenciyle birlikte 26 kız öğrencinin de
banndmldığı belirlendi. Yurtta kız öğrencilerin
kalmasına izin veren Yurt Müdürü Ömer Kaba,
Yönetim Memuru Muhammet Gökçe ve Say-
man Fahri Deniz hakkında "izinsiz dershane aç-
üktarT gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.
çanşmalanmızı sürdüre- y
ceğiz. Tophunda bu ko- sürdüreceklerini
nuda bir uzlaşma var söyledi.
ama kurum ve kuruluş- ••••• .
larda farkh değerlendirmeler var. Bunu yok kabul et-
miyoruz. Burada bir mutabakatl önemsiyoruz" dedi.
Kapusuz: Verümiş bir karanmız yok
Mumcu'nun önerisiyle ilgili olarak Başbakan'la ve-
ya parti yönetimiyle değerlendirme yapmadıklanna
dikkat çeken Kapusuz, şunlan söyledi: "Referan-
dumdan kûnsenin çekinmemesi lazun. Referandum
netkede halkın karanna gitmektir. Şu anda bizbn
gündemimizde verümiş bir karar yoktur. Bu yeni bir
probJem değildir. Cumhurryet döneminden beri çok
önemli bir proMemdir. Bu konu siyasi bir karardır.
Partimizin veya hükümetin bu konuda ahnmış bir ka-
ran yoktur. Eğer ihtrvaç olursa biz önceükle kendi içi-
mizde karar veririz. Konuşuhır, gündeme ahnırsa bu-
na yardımcı olabflecek her türiü düşünce değerfidir.
Bizün gündemimizde şu anda referamdum da yok.
Ama halkm faydasma olan her şeyde vanz."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
AKP'liler ve AKP'ye oy verenler
üzerine yapılan anket; hükümet par-
tisinin kimliğini saptamak bakımın-
dan ilginç veriler sunuyor. Hiçbir an-
ket gerçek durumu tam olarak yan-
sıtamaz. Ancak yine de gerçek du-
rumu öğrenmek için başvurulacak
en güvenilir yollardan birisi ankettir.
Ankette soruların nasıl sorulduğu da
önemlidir.
AKP'li Eminönü Belediyesi başkan
yardımcılarından Dr. Şaban Kızıl-
dağ'ın araştırmasının dikkat çekici
sonuçlarından birisi olarak AKP taba-
nının ABD karşıtlığı ön plana çıkanldı.
Aslında AKP tabanının yüzde 72'sinin
Amerikan karşrtı olması, çok doğal.
• • •
Toplumumuzun yüzde 82'sinin
ABD aleyhtarı olduğu aylar önce
dünya basınında yer almıştı. AKP
tabanı da sonuçta bu ülkenin insan-
larından oluşuyor. Irak'ın VVashing-
ton tarafindan işgalinden bu yana
Türkiye'de tepkinin yükseldiği bir
gerçek. Aynca Filistin'de Israil'in uy-
AKP'liler ve AKP'ye Oy Verenler
guladığı baskıcı yöntemlerin arka-
sında da Bush yönetiminin bulun-
duğunun bilinmesi bu tepkiyi yük-
selten bir başka neden.
Aslında bu anketin dikkat çekici
olan tarafı AKP tabanındaki aşın tu-
tucu eğilimlerle liberal eğilimlerin iç
içe geçmesi. AKP'lilerin yüzde
28'inin evlerinde harem-selamlık uy-
gulamasını sürdürmesi, kadını dışla-
yan tutucu egilimin boyutlarını yan-
sıtıyor. Solcuları dinsiz, sözde de-
mokrat, kötü ve tutarsız olarak gö-
renlerin oranının yüzde 35'lere ulaş-
ması da eski muhafazakâr egilimin
sürdüğünü gösteriyor.
• • *
Yunanistan'a olumsuz bakanların
oranının yüzde 68, Ermenistan'a ise
yüzde 81 olması da partinin taba-
nındaki genel milliyetçi eğilimi yansı-
tıyor. Faize olumsuz bakanlann hâlâ
yüzde 68.4 olması da AKP tabanının
geçmişte kaldığına işaret ediyor.
AKP'deki değişimi ifade etmesi
bakımından içilen içki oranı önemli
bir ölçü sayılabilir. Araştırmayı yapan
Kızıldağ'a göre, büyük çoğunluk içki
konusundaki soruları yanıtsız bırak-
mış. Kızıldağ, içki içenlerin oranının
yüzde 50 civarında olduğunu tah-
min ediyor. İlginç bir rakam. Islami
usullere göre giyinenlerin oranının
yüzde 13'lerde bulunması da bir de-
ğişim ölçüsü sayılabilir.
• • •
Bir ilginç oran da her üç seçim
döneminde istikrarlı bir şekilde din-
dar siyasi partilere oy verenlerin
yüzde 19 civarında bulunması. Bu
demektir ki AKP'ye oy verenlerin
yüzde 81'i daha önce dindar bir si-
yasi partiye oy vermemiş oluyor. Bu
çok yüksek bir yeni oy oranı anlamı-
na geliyor.
AKP'lilerin, AB'yi Islam ülkelerin-
den daha olumlu olarak görmeleri
de ilginç bir değişim isareti sayılabi-
iir mi? Çünkü AB'yi olumlu görenle-
rin oranı yüzde 46, Islam ülkelerini
olumlu görenlerin oranı yüzde 42.
• • •
AKP'lilerin parti kimliği tanımları
da ilgi çekici sayılabilir. Partiyi gele-
nekçi görenlerin oranı yüzde 6. Ata-
türkçü görenlerin oranı yüzde 11.
Büyük çoğunluk ise partiyi, muhafa-
zakâr, demokrat ve yenilikçi olarak
görüyor.
Işin ilginç yanı AKP'lilerin yüzde
34.2'sinin Necmettin Erbakan'ın
başlattığı Milli Görüş hareketine sı-
cak bakması. Bu oran, bazı oyların
bir basansızlık halinde yeniden oraya
dönebileceğinin de işaretı sayılabilir.
• • •
Yukarıdaki tabloyu incelediğimiz-
de AKP'nin ikili yapısı da ortaya çıkı-
yor. Bu partiyi destekleyen kitlenin
bir kesimi ciddi olarak muhafazakâr,
hatta tutucu sayılabilir. Bir başka ke-
sim ki, bunlar yüzde 50 civarında
sayılabilir, değişime açık, AB tarafta-
rı, modern yaşamı tercih eden in-
sanlardan oluşuyor.
AKP, bir anlamda çeşitli eğilimleri
içinde barındıran özelliğiyle bu ka-
dar çok oy almış sayılabilir. Bu den-
geyi korumak kolay değil. Bir tarafta
değişim isteyen ve bu nedenle
AKP'ye oy verenler yer alıyor, diğer
tarafta degişimden rahatsız olan, sol
düşmanı, aşırı milliyetçi seçmen kit-
lesi yer alıyor.
Bu iki kesimi aynı anda memnun
etmek o kadar da kolay değil.
AKP'nin açmazı da büyük ölçüde
bu çelişmede yatıyor.
• • *
Şunu tekrar açıklamakta yarar
var Hiçbir anket çıplak gerçeği an-
latamaz. Ancak yine de gerçeklere
yaklaşmak amacıyla yorumlar yapıl-
masına olanak verir. Benimkini de
öyle sayın.