26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA +CUMHURfYET 21 HAZİRAN 2005 SALI HABERLER DIMVADABUGÜN ALİ SİRMEN Kırk Kaür mı, Kırk SaOn mı' Seçimi Iran'da geçen cuma ilk turu yapılan cumhurbaş- kanlığı seçimlerinde, Humeyni'den beri ilk kez olarak, adaylardan hiçbiri, seçilmek için yeterii oyu alamayınca, sonuç ikinci tura kaldı. İlk turda en fazla oyu daha önce iki dönem bu koltukta oturmuş olan Rafsancani'nin almış ol- ması, Batılı gözlemcileri sevindiriyor. Sevincin nedeni, Rafsancani'nin geçmişi dolayı- sıyla, devlet işlerini ve dünya politikasını bilmesi ve daha ılımlı bir politika güdeceğinin düşünülmesi. Doğaısu, özel devrim muhafızlarında subaylık yapmış olan Tahran Belediye Başkanı Mahmud Ahmednejad'a kıyasla Rafsancani'nin daha ılımlı olduğunu söylemek mümkündür, ama bu gözlem yine de kimseyi kandırmamalıdır. Ahmednejad gerçekten Iran Islam Cumhuriye- ti'nin, en katı, en tutucu kesimini temsil etmekte- dir. Ne var ki, şu gerçeği de görmek zorundayız. Rafsancani Ahmednejad'a kıyasla "miski am- ber"dir. Ama hepsi o kadar. Rafsancani'nin dünya sorunlannı biliyor olması- nın ne kadar anlam taşıdığını söylemek de pek ko- lay değil. Unutmayalım ki, şu anda Iran ile ABD arasındaki en önemli sorun olan Tahran'ın nükleer gücü ko- nusunda Rafsancani de elle tutulur, derde deva hertıangi bir açıklamada bulunmuş değildir. • • • Iran'ın nükleer araştırmalannı geliştirmesi konu- sunda, adayların hepsi ya uygulanan politikanın destekçiliğini yapmışlar ya da sessiz kalmayı yeğ- lemişlerdir. Rafsancani'nin de bu çizginin dışına taşmasını beklemenin ne derecede gerçekçi olacağını kes- tirmek zordur. Aynca, Rafsancani'nin 1989 ile 1997 arasındaki iki dönemlik Cumhurbaşkanlığı macerası sırasında da Iran'da insan haklarının ne denlı acımasızca çiğnendiğini unutmak pek kolay olmasa gerek. Yıne unutulmaması gereken bir nokta, Iran'da üniversttelerin yapısının Islamileştirilmesi için ka- patılması karannın ardında bu Rafsancani'nin bu- lunduğudur. Eğer adaylar arasında görece reformcu birini göstermek gerekirse, bu kişinin gençlerin, üniver- sitelilerin desteğini kazanan Muin olduğunu söyle- mek mümkündür. Ancak ülkenin gerçek hâkimi, Ali Hamaney'in bir yakınının belirttiği gibi, öğretim kadrosuyla bir- likte topu topu iki buçuk milyonluk bir topluluk olan üniversitelilerin, ne önemi olabilir ki? Cahil ve bağnaz köylü topluluğu ile işsiz güçsüz gençlerden oluşan bir toplumdan reformcu bir li- derin çıkmasını beklemek belki de fazla iyimserlik olmaktadır. • • • Zaten adaylann kişiliklerinin Iran'ın geleceğine bakışlannın da aslında pek fazla kıymeti harbiyesi olmadığı ortadadır. Çünkü Velayet-i Fakih sisteminin egemen oldu- ğu Iran'da, her şeyin egemeni altı din adamı ve altı da hukukçudan (burada hukukçudan kasıt fıkıh alimidir) oluşan heyet ile onlann başı ve Humey- ni'nin halefi, Ali Hamaney'dir. Bu kişilerin elinde ise 120 bin kişilik gözü dön- müş devrim muhafızlan ordusu vardır. Hükümetin de cumhurbaşkanının da yetkileri azdır ve günlük işlerle sınırlıdır. İki dönem başta kaldıktan sonra, reform yapa- cağını sanan herkesi düş kınklığına uğratmış olan Hatemi'nin başına gelenler, bu olgunun en çarpıcı ömeğidir. Uzun meslek yaşamı sırasında Ortadoğu'yu ve de özellikle Iran'ı yakından tanımış olan Südde- utsche Zeitung yazarı Rudolph Chimelli, "Her şeye rağmen Rafsancani daha iyidir" derken, şu olayı anlatıyordu: Cumhurbaşkanı olduğu dönemde bir basın top- lantısına katılmış olan Batılı bir hanım gazeteci, zo- runluk gereği çarşafa bürünmüş olarak sorusunu sorarken Rafsancani onun yabancı olduğunu an- layınca şöyle demiş: - Neden çarşafa büründünüz? Sadece türban da yeterdi. Işte böyle olur, mollanın ılımlısı mirim! Kısacası Iran'daki seçim, Fransızlann deyimiyle veba ile kolera arasındaki tercihten pek farklı de- ğil- Bu durumda üç gün sonra yapılacak ikinci turu Rafsancani kazansa ne olur, kaybetse ne olur? [email protected] EYLEM 6 GÜN SÜRECEK IHD üyekri Ankura yürüyüşüneboşlodı DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)- ÎHD şube- lerinin başkan ve üyeleri "Banş İçin Yürüyonız" sloganı ile Ankara'ya hareket etti. Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu Bölgesi'nden gelen 13 ilin IHD şubesi başkanı da yürüyüşe katıldı. Diyarbakır Ko- şuyolu Paıkı içindeki İnsan Haklan Anıtı önünde bir araya gelen ÎHD'liler adına konuşma yapan Diyarbakır Şube Başkanı Sdahattin Demirtaş, ey- lemin 6 gün süreceğini belirterek "Bölgede artan çauşmalardan duyduğumuz kaygı nedeniyle hare- kete geçtik. TBMM Başkanı Bülent Annç ile görü- şerek çaüşmalar konusunu Mecüs'e taşımasını iste- yecegjz" dedi. IHD Genel Başkan Yardımcısı Rey- han Yalçmdağ ise sorunlann çözümünde silahlı eylemlerin kullanılmasına son verilmesini istedi. Elaağ'da gerginük çıkü tnsan Haklan Derneği'nin Elazığ'da düzenlediği Banş Yürüyüşü'nde ise gerginlik çıktı. Çeşitli il- lerden otobüslerle Doğu Garajı'na gelen bir grup IHD üyesi, öğretmenevi önüne kadar yürüdü. Burada toplanan bazı yurttaşlann protesto ede- rek taş atmalan üzerine polis, IHD üyelerini be- lediye otobüsüne bindirerek şehir dışına çıkardı. Anavatan lideri, anayasanın YÖK'le ilgili maddesinin değiştirilmesini de içeren üçlü önerisini açıkladı Mumcu'dantürbanpaketiANKARA (Cumhnriyet Bürosu) - Anavatan Partisi Genel Başkanı Er- kan Mumcu, türbana serbestlik için anayasanın YÖK'le ilgili maddesinin değiştinlmesini de içeren üçlü öneriy- le Başbakan RecepTayyipErdoğan dan randevTi istedi. Mumcu, parti genel merkezinde dü- zenlendiği basın toplantısında, Erdo- ğan'a götüreceği önerinin aynntılan- nı anlattı. Türban sorununun "kendi cürmünden fazla gerjnnfikyararağmT belirten Mumcu, bu konuyla ilgili bir halkoylamasının "din-laiklik tarüş- masına nedenobcağffii" söyledi. AKP ile Anavatan Partisi'nin sandalye sa- yısının üçte ikilik çoğunluğa yeterii olduğuna dikkat çeken Erkan Mum- cu, "Onümüzdetophımsalbanşıdateh- Kke altmaalabflecekne kadarsorun \ar- sa anayasal çözümlere kavuşturabü- meimkânıvardır" dedi. Mumcu öne- Baykal: Yapay açılım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP lideri Deniz Baykal, Anavatan Genel Baş- kanı Erkan Mumcu nun Başbakan Tayyip Erdoğan a türban konusunda yapılacak anayasa değişikliğine destek verecekleri yönündeki açıklamalannı "yapay açıhm" olarak nitelendirerek "Türİdje'yi künse zoriamasm" dedi. Gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Baykal, partisinin türban konu- sundaki göriişlerinin "açıkve net" olduğu- nu belirtti. Bu konulann siyasete alet edil- memesi gerektiğini söyleyen Baykal, "Tür- ldye'nin, Cumhuriyetin kazanımlannıteh- likeye sokacak açıbmlardan herkes uzak dursun. Türkfve'nin anayasal düzeni Cum- huriyetin bugünkü gücünü oluşturan en te- mel dayanakbr. Bunu zaafa uğratacak açı- hmJann Idmseye bir yaran yoktur*' dedi. rilerini şöyle sıraladı: "Anayasada YÖK fle ilgili bir değişikük yapalım. Çünkü, üniversiteterde başörtüsü ya- sağmıgetirenyegâneyönetmetikYÖK Yönetmefigi'dir. Getin YÖK'ü değiş- tireüm. Bunu yapoğunızda başörtüsü sorununu da çözmüş otecagız. Cumhur- başkanhğı sisteminin adını koyahm. Buçeyrek başkanhkile vanmbaşkan- hk arasındaki hibrid sistemi değiştire- lim. Cumnurbaşkannğuusorumlu bir kurum haline getireüm. Adına yan başkanhk ya da başkanhk dheceği- miz, bunun da müzakere edüebinr of- duğunu söylüyorum ama cumhurbaş- kanuu haÛon seçtiği sisteme yönele- Hm. Yasa dokunumıaznğmı koruya- hm, ama yfirfilmenin dokunulmaznğı- nı kaldıralun ya da sınırlandırahm. Önerdiğimiz unsuriardan hiçbiri, di- ğerinin olmazsa ofanaz şarü değildir.*' Mumcu, 12 Eylül rejiminin mirası olan mevcut cumhurbaşkanlığı siste- minin çatışma ürettiğini savunurken "Eğer Türkiye'de cumhurbaşkanlığı sistemi etkili bir mekanizma olarak tşleyebflseydi28Şubatsüreciyaşanrna- yacakn" dedi. Anavatan Partisi lide- ri, cumhurbaşkanı adayının eşinin kı- lık kıyafeti konusundaki tartışmaya değinırken, "Cumhurbaşkanı adayı obtcak kişinin eşinin kıhğım kr> afeti- ni tarösmak, karşı karşıya bulundu- ğumuzsonmlarkarşısında meleklerin cinsrvetini tarüşmak gJbidü-" görüşü- nü dile getirdi. Mumcu, sorunun cum- hurbaşkanının eşinin kıyafetinden de- ğil, sorumsuz konumdaki cumhur- başkanlığı pozisyonundan çıktığını söyledi. Mumcu, bir gazetecinin, "Yükseköğretimin ardından devlet daireleri ve ortaöğretim kurumlann- da başörtüsü talebi gelirse ne olacak" sorusu üzerine. "Bu sorun en akut olarakyükseköğretimde yaşanryor. tlk ve orta öğretim bu kapsama ahnamaz. Reşit olmayan bire)1er üzerinde yön- lendirnıe aıüamına gelebflecek düzen- lemeterin yanmdaohttayacağmnzı şim- diden açıkça sö>leyçbilriz'' dedi. Mum- cu, kamusal aian tartışmasında da ay- nrrun, "hizmet alan ve hizmetveren" üzerinden yapıldığında, sorunun laik- liğe de uygun bakış açısıyla çözüle- ceğinı sa\-undu. HÜKÜMETE DAVA Aleviler yargıya gidiyor Haber Merkezi - Cem Vakfı Başkam Prof. Dr. hzettin Dogan. 2 bin Alevinin Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakan- lığı'na Alevılere din, vicdan, inanç özgürlügü tamnmadığı gerekçesiy- le dava açacaklanm açıkladı. Bugün bir ba- sın toplantısı düzenleye- rek davalarla ilgili bilgi vereceklerini kaydeden Doğan, dava dilekçelen- ni yann Başbakanlık'a ileteceklerini bildirdi. Doğan, AKP hükümeti- nın 17Aralık'taAB müzakereleri için tarih almasmm önüne geçme- mek ve iyileştirici dü- zenlemeler için bekle- diklerini, ancak bu bek- leyişm sonuç vermedi- ğini belirtti. Doğan, u Bu nedenle konuyu > f argıya taşı>oruz. Dava açanlann sayısı bununla kalmayacak, on binleri bulacak" dedi. Davamn açılabihnesi için Başba- kanlık izni gerekiyor. Başbakanlık ise iki ay içerisinde başvuruya ya- mt vermek zorunda. Öci bin Alevi, dava açabil- mek için verdikleri di- lekçelerde, Sünnilere ta- mnan din, vicdan ve inanç özgürlüğünün Alevilere de tanınmasını istiyor. Dilekçelerde di- ğer talepler arasında zo- runlu din dersleri kaldı- nlmayacaksa Ale\i an- layışının ders kitaplan- na girmesi, devletin rad- yo ve tele\izyon kanal- lannda bu inancuı yer alması var. Dilekçelerde aynca cemevlerine arsa ve maddi destek sağlan- madığı, bu konularda AKP hükümeti döne- minde de ilerleme kay- dedilmediği belirtildi. 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇfN TELEKOMun özelleştirilme sürecinden Önce KAPUSUZ: MUTABAKATI ÖNEMSlYORUZ •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• sonra sezer AKP ve CHP'yi eleçtirdl 6 Cımıhıııiyet tarüşıhyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Atatürk'ün laik demokra- tik Cumhuriyetinin tartışılır hale getirildiğini söyledi. Sezer, DSP Partı Okulu'nda, "Etkfle- şnnn-Uygulamah Siyaset Dersleri" programının açılışını yaptı. 1982 Anayasası ile gençlerin si- yaset yapmasının engellendiğıni. bunun da si- yasette yozlaşmayı getirdiğinı belirten Sezer, gençlerin ve kadmlann siyasete daha aktif ola- rak kanlması gerektiğini kaydetti. tç politikada son günlerde sistem tartışması başladığmı kay- deden Sezer, "Atatürk'ün laik demokratik Cumhuriyeti tarüşıhr hale getirildi Buna diren- mesi gereken parlamentodaki muhalefet, tarüş- mayi yanhş noktaya çekerek daha tehükeö or- tam yaratti. Hiç gereği >okken türban kaşım- JOT" dedi. Ana muhalefet partisinin Çankaya tartışması başlattığını dile getiren Sezer. şunla- n söyledi. "Ana muhalefet partisinin başlatoğı taroşmada tarif ettiği kişi Başbakan Erdo- ğan'dır. Erdoğan'a Basbakanhk yolumı huku- ka aykm yasalarla açan Baykal değil miydi? Basbakanhk makamı daha mı öoemsiz? Erdo- ğan'a en büyük katkıyı Baykal verdL" Din eğltlml verillyor Erkdv yurdımda kaçakkız öğrenci GÜRSUKÜNT AKP'lileregöre Mumcu siyasi manevrayapıyor ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - Anavatan Partisi Genel Başkam Erkan Mumcu nun "Referanduma gitmeyin, türbana serbesdik için destek vereBm" öne- risi AKP yönetiminde "shasi taktik" olarak değer- lendiriliyor. AKP yöneticileri, Erkan Mumcu'nun önerileri konusunda nasıl tavır alınacağmı belirle- mek için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın karan- nı bekliyor. Ancak parti yöneticileri, Anavatan lideri- nin tabanda destek bulmak ve AKP'vi en çok zorlan- dığı konuda güç durumda bırakmak için siyasi bir mane\xa yaptığını düşünüyor. Erkan Mumcu'nun çö- züm olarak, YÖK'ün yapısmm değiştirilmesi gibi çok dolaylı bir yöntem önerdiğtne dikkat çeken ikti- dar yetkilileri, bu süreçle ilgili aşamalarda Cumhur- başkanj'nın halk oylaması yetkisi ile diğer de\let ve yargı kurumlanrun denetim haklannnı göz ardı edil- diğine dikkat çekiyor. Erkan Mumcu'nun anayasa değişıkliğı önerisi; anayasanın YÖK'le ilgili madde- lerinin değiştirilmesi, — ~ _ _ _ _ — — _ buna bağh olarak yenı ^ AKP yöneticileri bir yükseköğretım kuru- £ r k a n M u m c u ' n u n lu oluşturulması, huku- i_.. , , ^,., . . metin oluşturdugu bu m r b a n a serbestlik ıçın yeni kurulun da YÖK destek sözü vermesinı Yönetmelığı'ni değışti- hükümeti yıpratmaya rerek türbana serbestlik yönelik bir siyasi temması gibi uzun bir taktik olarak sürecı ıçenyor. , . . .• • »I^T» AKP Grup Başkanvekıh degerlendınyor. AKP Salih Kapusuz dün ko- ^ P Başkanvekıh nuyla ilgili sorular üzeri- Salih Kapusuz, türban ne, "Bugüne kadar uz- konusunda laşmaylaprobtemleriaş- mutabakatl ANTALYA- Burdur'da izinsiz olarak dini eğiti- min de verildiği erkek öğrenci yurdunda kızla- nn da kaçak olarak banndınldığı belirlendi. Olayla ilgili olarak yurt yöneticileri hakkında soruşturma başlatüırken, takma isimle eğitim veren 3 kişi aranıyor. Geçen yılnı kasım ayında, Aglasun ilçesi Başköy beldesinde, kız arkadaşı Ş.Ö'nün ailesi tarafindan işkenceyle öldürülen Burdur Sağlık Yüksekokulu Öğrencisi Haül \a- hı cinayetine yönelik sürdürülen soruşturmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Ş.Ö. ifadesinde Yu- lu'yla Çamlıca Erkek Öğrenci Yurdu'nda tamş- tığını ve orada buluştuğunu anlattı. Ş.Ö. aynca bu yurtta dini eğitim verildiğini de söyledi. Genç kızın ifadeleri üzerine soruşturma derin- leştirildi. Yapılan inceleme sonucunda yurtta 60 erkek öğrenciyle birlikte 26 kız öğrencinin de banndmldığı belirlendi. Yurtta kız öğrencilerin kalmasına izin veren Yurt Müdürü Ömer Kaba, Yönetim Memuru Muhammet Gökçe ve Say- man Fahri Deniz hakkında "izinsiz dershane aç- üktarT gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. çanşmalanmızı sürdüre- y ceğiz. Tophunda bu ko- sürdüreceklerini nuda bir uzlaşma var söyledi. ama kurum ve kuruluş- ••••• . larda farkh değerlendirmeler var. Bunu yok kabul et- miyoruz. Burada bir mutabakatl önemsiyoruz" dedi. Kapusuz: Verümiş bir karanmız yok Mumcu'nun önerisiyle ilgili olarak Başbakan'la ve- ya parti yönetimiyle değerlendirme yapmadıklanna dikkat çeken Kapusuz, şunlan söyledi: "Referan- dumdan kûnsenin çekinmemesi lazun. Referandum netkede halkın karanna gitmektir. Şu anda bizbn gündemimizde verümiş bir karar yoktur. Bu yeni bir probJem değildir. Cumhurryet döneminden beri çok önemli bir proMemdir. Bu konu siyasi bir karardır. Partimizin veya hükümetin bu konuda ahnmış bir ka- ran yoktur. Eğer ihtrvaç olursa biz önceükle kendi içi- mizde karar veririz. Konuşuhır, gündeme ahnırsa bu- na yardımcı olabflecek her türiü düşünce değerfidir. Bizün gündemimizde şu anda referamdum da yok. Ama halkm faydasma olan her şeyde vanz." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] AKP'liler ve AKP'ye oy verenler üzerine yapılan anket; hükümet par- tisinin kimliğini saptamak bakımın- dan ilginç veriler sunuyor. Hiçbir an- ket gerçek durumu tam olarak yan- sıtamaz. Ancak yine de gerçek du- rumu öğrenmek için başvurulacak en güvenilir yollardan birisi ankettir. Ankette soruların nasıl sorulduğu da önemlidir. AKP'li Eminönü Belediyesi başkan yardımcılarından Dr. Şaban Kızıl- dağ'ın araştırmasının dikkat çekici sonuçlarından birisi olarak AKP taba- nının ABD karşıtlığı ön plana çıkanldı. Aslında AKP tabanının yüzde 72'sinin Amerikan karşrtı olması, çok doğal. • • • Toplumumuzun yüzde 82'sinin ABD aleyhtarı olduğu aylar önce dünya basınında yer almıştı. AKP tabanı da sonuçta bu ülkenin insan- larından oluşuyor. Irak'ın VVashing- ton tarafindan işgalinden bu yana Türkiye'de tepkinin yükseldiği bir gerçek. Aynca Filistin'de Israil'in uy- AKP'liler ve AKP'ye Oy Verenler guladığı baskıcı yöntemlerin arka- sında da Bush yönetiminin bulun- duğunun bilinmesi bu tepkiyi yük- selten bir başka neden. Aslında bu anketin dikkat çekici olan tarafı AKP tabanındaki aşın tu- tucu eğilimlerle liberal eğilimlerin iç içe geçmesi. AKP'lilerin yüzde 28'inin evlerinde harem-selamlık uy- gulamasını sürdürmesi, kadını dışla- yan tutucu egilimin boyutlarını yan- sıtıyor. Solcuları dinsiz, sözde de- mokrat, kötü ve tutarsız olarak gö- renlerin oranının yüzde 35'lere ulaş- ması da eski muhafazakâr egilimin sürdüğünü gösteriyor. • • * Yunanistan'a olumsuz bakanların oranının yüzde 68, Ermenistan'a ise yüzde 81 olması da partinin taba- nındaki genel milliyetçi eğilimi yansı- tıyor. Faize olumsuz bakanlann hâlâ yüzde 68.4 olması da AKP tabanının geçmişte kaldığına işaret ediyor. AKP'deki değişimi ifade etmesi bakımından içilen içki oranı önemli bir ölçü sayılabilir. Araştırmayı yapan Kızıldağ'a göre, büyük çoğunluk içki konusundaki soruları yanıtsız bırak- mış. Kızıldağ, içki içenlerin oranının yüzde 50 civarında olduğunu tah- min ediyor. İlginç bir rakam. Islami usullere göre giyinenlerin oranının yüzde 13'lerde bulunması da bir de- ğişim ölçüsü sayılabilir. • • • Bir ilginç oran da her üç seçim döneminde istikrarlı bir şekilde din- dar siyasi partilere oy verenlerin yüzde 19 civarında bulunması. Bu demektir ki AKP'ye oy verenlerin yüzde 81'i daha önce dindar bir si- yasi partiye oy vermemiş oluyor. Bu çok yüksek bir yeni oy oranı anlamı- na geliyor. AKP'lilerin, AB'yi Islam ülkelerin- den daha olumlu olarak görmeleri de ilginç bir değişim isareti sayılabi- iir mi? Çünkü AB'yi olumlu görenle- rin oranı yüzde 46, Islam ülkelerini olumlu görenlerin oranı yüzde 42. • • • AKP'lilerin parti kimliği tanımları da ilgi çekici sayılabilir. Partiyi gele- nekçi görenlerin oranı yüzde 6. Ata- türkçü görenlerin oranı yüzde 11. Büyük çoğunluk ise partiyi, muhafa- zakâr, demokrat ve yenilikçi olarak görüyor. Işin ilginç yanı AKP'lilerin yüzde 34.2'sinin Necmettin Erbakan'ın başlattığı Milli Görüş hareketine sı- cak bakması. Bu oran, bazı oyların bir basansızlık halinde yeniden oraya dönebileceğinin de işaretı sayılabilir. • • • Yukarıdaki tabloyu incelediğimiz- de AKP'nin ikili yapısı da ortaya çıkı- yor. Bu partiyi destekleyen kitlenin bir kesimi ciddi olarak muhafazakâr, hatta tutucu sayılabilir. Bir başka ke- sim ki, bunlar yüzde 50 civarında sayılabilir, değişime açık, AB tarafta- rı, modern yaşamı tercih eden in- sanlardan oluşuyor. AKP, bir anlamda çeşitli eğilimleri içinde barındıran özelliğiyle bu ka- dar çok oy almış sayılabilir. Bu den- geyi korumak kolay değil. Bir tarafta değişim isteyen ve bu nedenle AKP'ye oy verenler yer alıyor, diğer tarafta degişimden rahatsız olan, sol düşmanı, aşırı milliyetçi seçmen kit- lesi yer alıyor. Bu iki kesimi aynı anda memnun etmek o kadar da kolay değil. AKP'nin açmazı da büyük ölçüde bu çelişmede yatıyor. • • * Şunu tekrar açıklamakta yarar var Hiçbir anket çıplak gerçeği an- latamaz. Ancak yine de gerçeklere yaklaşmak amacıyla yorumlar yapıl- masına olanak verir. Benimkini de öyle sayın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle