Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 HAZİRAN 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
Bektronik posta: deni2som@cuntfHiriyeLconi.tr Tefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212J12 44
17
Duruş
Prof. Dr. Ismail
Hakkı Duru:
"Bakıyorum da
Radikal gazetesı PKK
ile savaşırken
canlarını feda eden
askerierimize şehit
diyemiyor.
Geçenlerde bildiri
yayımlayan 150'ler
gibi iki tarafa eşit
mesafede olmak
'aydın duruşu'
sayılıyoranlaşılan."
- Fakirlerin cenazesi lüks
otomobille kaldırılıyormuş.
"Tahtırevan hesabı!"
AKP'lilerin üçte
ikisiABD'ye
karşıymış. Geriye
biri kalıyor!
Harf
9Ersin Güneralp:
"Istanbul'da
Üsküdar
Belediyesi'nin 'bodur
ve teletuar işleri' gibi
Maltepe Belediyesi de
astığı afişlerde çevre
temizliği için
'harfiyatlannızı
belediyemize bildirin'
diyor."
Değişim
Akif Kökçe: "Dış
politikamızda artık
'güvercinler' ve
'şahinler' yerine
'devekuşlan' ve
'papağanlar' var.
Olanlan; devekuşlan
görmezden gelip
sineye çekiyor,
papağanlar esefle
karşılayıp şiddetle
kınıyor!"
TÜRKseyahat acentelerinden "AuraTravel",
Rusya'dan Antalya'ya turist getirmek için bir tur
programı hazırlıyorve programın içine Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni de katıyor. Buna göre
Rus turistler, bir hafta Antalya'da bir hafta Kıbrıs'ta
tatilyapacak...
Aura, Rusya'da ikı büyük turizm fuarına katılıyor;
gazete ve dergilerde bu konuda haberier
yayımlanıyor, tur programı büyük ilgi görüyor.
Ardından St. Petersburg'daki Rus acenteler için
kentin en büyük otelinde bir tanıtım toplantısı
düzenliyor. Fakat, tanıtım toplantısına kısa bir süre
kala, Rusya'daki acenteler davete
katılamayacaklannı bildirmeye başlıyor. Aura'nın
yetkilileri ne olup bittiğini araştmnca karşılarına
Güney Kıbrıs çıkıyor. Kıbnslı Rumların, Rusya
Federasyonu'nun ilgili makamlanna ve St.
Petersburg Kent Turizm Komitesi'ne içinde
"rüşvet" kokulan da bulunan bir yöntemle baskı
Tek başına
yaparak Aura'nın tur programını "yasadışı" j | a n
ettirdiği anlaşılıyor. Grand Europa Oteli, Aura'nın
toplantı rezervasyonunu iptal ediyor; gazetelerin
matbaasına giren polis, Aura reklamının basıldığı
nüshaları topluyor... Ne var ki Aura'nın yetkilileri,
tutuklanma riskini göze alarak Antalya'dan St.
Peterburg'a gidiyor. Giderken de Türkiye'nin
Moskova Büyükelçiliği'ni gelişmeler hakkında
bilgilendiriyor ve diplomatik yardım istiyor. Sonuçta
bir Türk seyahat acentesi, Rusya'dan Antalya'ya
getireceği turist grubunu nasıl Pamukkale'yi veya
Nemrut'u gezdirmek için kimseden izin almak
durumunda değilse, Girne için de kimsenin izni
gerekmediğini savunuyor. Kaldı ki aynı şekilde
irıgiliz turistler, Kıbns'ın kuzeyinde tatil yapıyor.
SESSİZSEDASIZ(I)
Aura yetkililerinin yanında Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti Turizm Bakanlığı Müsteşan Mehmet
Başer de St. Petersburg'un yolunu tutuyor. Bizim
Moskova'daki büyükelçilik, Başer'e "Gelmeseniz
iyi olur" önerisinde bulunuyor.
Fakat Başer ve Aura yetkilileri, hapse girmeyi
göze alarak Rusya'ya gidiyor. Toplantının
yapılacağı otel, rezervasyonu iptal ettiği için bu
kez bir gemi kiralanıyor. Tanıtım toplantısı davetiye
gönderilen 500 kişinin yaklaşık üçte binnin katılımı
ile denizde yapılıyor.
Rumlar, Aura ile çalışacak Rus acentelerin Güney
Kıbns'a girişinin yasaklanacağı tehdidini savuruyor.
Moskova'daki Büyükelçiliğimiz, bu olayı yok
sayıyor; ne bir tepki gösteriyor ne de bir etki!
Meydanı boş bulan Rumlar, Rusya'da bildiğini
okumaya çalışıyor. Bir Türk seyahat acentesi ise
Rumlara karşı tek başına mücadelesine devam
ediyor.
Takke düştü, lahanalar iyice pörsüdü
TAKKE düştü kel göründü. AB,
tarihinin en büyük siyasi ve
ekonomik krizlerinden birini
yaşarken anında Türkiye'nin
defterini dürüp bir kenara koydular.
Bizim Brüksel lahanalan bile bu acı
ve acıtıcı gerçekle yüzleşme
durumunda kaldılar; "Bu yol, inişli
çıkışlı bir yoldur; biz yolumuza
devam edelim" diyoriar.
Lahananın pörsümüşü de hiç
çekilmiyor doğrusu.
Ucu açık müzakereler için 15-20
yıllık süreci kamuoyuna başan
olarak yutturmaya çalışan lahanalara
sormak gerek: AB'nin yaşadığı
büyük kriz, Türkiye'nin önündeki
süreci 150-200 yıla kadar çıkarmış
olmasın! Göbeklerinden AB'ye
bağlanmış ve "soldan dönek sosu"
ile kendilerini tatlandırmış Brüksel
lahanalan, artık gerçeklerie
yüzleşmelidir. Türkiye, yoluna tabii ki
devam edecektir. Ama bu yol AB'nin
"koloni"si olma yolu değildir.
Türkiye, cumhunyet devrimlerine
dört elle tekrar sanlmalıdır. Çünkü
çağdaş uygariık düzeyinin üstüne
çıkma yolu, uçakta koltuğunun
yanına ilişip fotoğraf çektirdikleri bu
başbakanın kafasındaki yol değildir.
Biraz acrtıcı olacak ama lahanalar
artık bu gerçeği de görmeli. Çünkü
takkeler düşüyor.
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkutg yahoo.com
Çok renkli medya olamadık: Bizim basın hâlâ
boyalı basın, halkın gözûnü boyayan!
Yanm Yüzyıl Önce
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
Oktay Ekşi'nin Başbakan'a
hitabı ve uyanlan tepkilerle kar-
şılandı. Sayın Ekşi deneyimli bir
gazeteci. Adnan Menderes'in
idamı vahim bir hata, vahim bir
yanlışlıktır. 0nun farklı düşüne-
ceğini hiç sanmıyorum. Bu ne-
denle Adnan Menderes benzet-
mesi ile onun "Böyle giderse o-
nun akıbetine uğrarsınız" de-
mek istediğini, kastının bu oldu-
ğunu ileri sürmek fevkalade yan-
lıştır ve Oktay Ekşi'ye karşı hak-
sızlıktır.
Benim gibi Atatürk'lü Türkiye
havasını soluduktan sonra 50'li
yıllan yaşayanlann bugünkü
Başbakan'ın öfkesini, hiddetini,
otoriter tavıriannı ve üslubunu
Menderes'e benzetmesinde ya-
dırganacak bir şey yoktur. Be-
nim yanm asır öncesi ile ilgili anı-
larım çok canlı duruyor. Idam
edilmesini son derece esef veri-
ci bulduğum, üzüntü ile andığım
Başbakan Menderes, Türk yurt-
severierine büyük acılar çektir-
miş, büyük düş kınklığı yaratmış
olan bir insandır. DP'yi iktidara
getiren 14 Mayıs'ta ben bir tıp
öğrencisi idim. Bizim büyük
umutlaria bağlı olduğumuz
Cumhunyet ilkeleri ve devrimle-
ri bu parti tarafından şaşılası bir
süratle yıpratılmış, ezan Arap-
çaya çevrilmiş, Saidi Nursi ziya-
ret edilerek eli öpülmüş, din eği-
timi yapan mahalle mektepleri-
nin açılmasına göz yumulmuş,
kıyafet devrimi hiçe sayılmtştır.
Aydınlanma odağı görevini ya-
pan Halkevleri ve Köy Enstitüle-
ri yok edilmiş, Menderes Mec-
lis'e hitaben o unutulmaz ve çok
yinelenen hilafetle ilgili ünlü ko-
nuşmasını yapmıştır.
6-7 Eylül faciası, tarihe kara
bir sayfa olarak geçen bu olay,
bu iktidar eli ile yaratılmıştır.
1956 yılında Urfa'nın kurtuluş
bayramı kutlanırken Menderes
ve Atatürk'ün başbakanlığını
yapmış olan günün Cumhurbaş-
kanı Celal Bayar, geçit töreni-
ne katılan bir kara çarşaflılartop-
luluğunu ayakta selamlamışlar-
dır. Birisi şapkası, öteki DP mar-
kalı bastonu ile... Tanık olduğum
bu sahne, daima gözlerimin
önündedir. DP'nin Urfa'yaatadı-
ğı belediye başkanı, "Orucunu
yiyenin katli vaciptir" diyen bir
köy ağasıdır.
Vatan Cephesi aymazlığı ve
^ izin verin niteleyeyim, utanmaz-
lığı onlann iktidanndayaşanmış-
tır. Radyolarda ünlü gazeteciler
tarafından insanlaria birlikte ke-
dilerin, köpeklerin bu cepheye
katılımı ilan edilmiş, yurt düze-
yinde kahveler, gazinolar, cami-
ler Vatan Cephesi yandaşlan ve
karşıtlan arasında bölünmüştür.
Ben okulu bitirip, asistanlığımı
tamamlayıp taze bir uzman ol-
duğum yıllarda bir devlet hasta-
nesinde çalışırken Vatan Cep-
hesi baskılan giderek artıyordu.
Hastane başhekimi Dr. Mansur
Sayin bize Vatan Cephesi'ne
katıldığını açıklarken sanki "Ar-
kadaşlar, başka çare yok" der
gibiydi.
Nitekim çok geçmeden bele-
diye başkanı tarafından Beledi-
ye Sarayı'na davet edildik. Dev-
let hastaneleri doktorlanna hitap
eden Belediye Başkanı Kemal
Aygün, Vatan Cephesi'ne katıl-
mamızı istiyordu. Henüz 20'li
yaşlannı süren genç bir insanın
duygulan ve heyecanı ile içimin
isyanla dolduğunu çok canlı ola-
rak hatırlıyorum. Doğaldır ki çok
sayıda arkadaşım ve meslekta-
şım aynı tepki ve duygular için-
de idiler. Adı demokrat olup de-
mokrasi ile birlikte insan onuru-
nu yok etmeye karartı bu iktidar-
la mücadele etmek kararlılığı
içinde idik artık... Demokrasiye
büyük umutlaria adım atmış bir
ülkede ne acıklı, ne umut kıncı
bir tablo. İktidar, muhalif basını
sustunmak için her çareye baş-
vuruyor, yandaşlar pervasızca
resmi ilanlardan besleniyordu. 0
günlerde unutulmaz bir muhale-
fet sergileyen Inönü'nün dama-
dı Metin Toker hapse mahkûm
ediliyor, Inönü'ye bu konudaki
fikri sorulduğunda "Şerefli bir
mahkûmiyettir" diye cevap ve-
riyordu. Nihayet ölçüyü iyice ka-
çıran Menderes, muhalefeti yok
etmek amacı ile inanılmaz bir gi-
rişimde bulunuyor ve Meclis'i
mahkeme yerine koyarak bir
tahkikat komisyonu kurduruyor
ve muhalif vekilleri Meclis dışına
sürmeye yelteniyordu.
Başbakan, itidalini ve sağdu-
yuyu tümüyle yitirmiş, bu zorba-
lıklara karşı çıkan üniversite
mensuplarını kara cüppeliler
olarak anıyordu. 0 günün birhu-
kuk abidesi olarak anılan Istan-
bul Üniversitesi Rektörü Prof.
Sıddık Sami Onar, üniversite
bahçesinde iktidar polisi tarafın-
dan yerierde sürükleniyordu. 0
günlerin bu onurlu bilim adam-
lanndan birkaçının isimlerini
anarak saygı ile hatırlamak isti-
yorum. Rektörün yanı sıra Hıfzı
Veldet Velidedeoğlu, Hüseyin
Naili Kubalı, Ragıp Sanca,
Muammer Aksoy, Bahri Sav-
cı, Ismet GirrtJi, Lütfü Duran,
Vakur Versan, Tank Zafer Tu-
naya belleğimde yer edenler.
Yurtta bu zorba iktidara karşı git-
tikçe büyüyen muhalefet ve
hoşnutsuzluk, üniversiteden or-
duya, meslek odalanna ve hal-
kayayılıyor ve ülkenin hızla bir iç
çatışrnaya doğru sürüklendiği
görüşünde ve kaygısında bulu-
şuluyordu. Yazık ki Atatürk'ün
yanında bulunmuş Cumhurbaş-
kanı Celal Bayar ve DP'nin ileri
gelenleri gaflet içinde sürdürülen
bu vahim gidişi engelleyemedi-
ler. Menderes'i etkili bir şekilde
uyaramadılar. Belki de Başba-
kan artık uyanlamaz bir duruma
gelmişti.
Beklenen, hatta diyebilirim ki
yaygın bir şekilde arzulanan ger-
çekleşti ve 27 Mayıs'ta ordu ida-
reyi ele aldı. Bu darbe, büyük
çapta sevinçle ve bir devrim ola-
rak karşılanmıştır. Amayineliyo-
rum; umut verici birçok gelişme
oldu. neredeyse kusursuz bir
anayasayapıldı, halkyarannabir
devrim havasını soluduk. Fakat
Türkiye'yi yönetmek kolay de-
ğildi, hatalar başladı. 147'lerin
üniversiteden ihracı gibi bir bü-
yük yanlışlık yaşandı. Ama en
büyük hata, Menderes ile birlik-
te iki bakanın idam edilmeleridir.
Ancak 1950-60 arasında ül-
kede yaratılan o zehirli havayı,
bir partinin Meclis'teki çoğunlu-
ğuna güvenerek "Ben her iste-
diğimi yapanm, halkın oyunual-
dım, bana kimse karışamaz,
eleştiri yöneltemez, icraatı biz
yapanz ve yaptıklarımızın hesa-
bını ancak sandıkta veririz" ha-
vasınagirmesini ve birçoğunluk
diktatöriüğü kurarak hukuk dev-
letini, kuvvetler ayrımını hiçe
saymasının tehlikelerini hatıria-
mak ve hatıriatmak bir yurttaş-
lık görevidir ve bir yurtseveriik
gereğidirdiyedüşünüyorum. Bir
gazetecinin böyle bir görevi üst-
lenmesinı de çok olağan ve çok
doğal karşıhyorum.
ÇÎZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci •> mynet.com
HARBI SEMİH POROY semihporoyfa yahoo.com
BLXUT BEBEK MRAYÇIFTÇİ bulutbebek ı hotmail.com
"bizden başka üJuS
var mı bu dünyada ?
HAYAT EPtK TÎYATROSU MVSTAFA BİLGÎN hayatepik^i mynet.com
"AB
AVRUPA BİRLtâİ'NlN ÖSALTMASI
VE GALÎBA
OLMAYACAK DUANIN UZATMASIDIR KIZIM..
OTOBÜSTEKİLER KEMAL VRGENÇ k_urgenc& yahoo. com
4 $\z\\titf{, ha
TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 21 Haziran tncic.mumtaz-arikan.com
NİÖER TEK BİR NEHİRMİSİ
173S7B 8UGÜA/, İSKOÇYAU
£N 8ÛYÜK.
MUNGO PARK,
J
İN KEÇPtHE GlRİŞMlŞrİ. ZAMAUIN S/M//ÇLI
i &A üÛtBİLGlLER.1, Ay/Vf Y£KDE<i Şr&KAÇ BürÛtC
NEHİGie İLGİLİYPİ. MEPSÎM'N AYNI NEHİR-
PEM İ"ÖZ ETTİĞİ BİLİNMİYOÜPU- IŞTE, MUM-
&O PARK, "AFRlCAN ASSOCIATtON*AOU KCJ-
ÜULUŞUN DeşreĞiYLE seeçE/asei OBTAYA
^(KAÜMAK ÛZ£G£ KARA KITAYA 6£U4içr(.
UZUKJ YOLCULUKiAR VB TEHÜ<ELİ SEG.ÛrEN-
LE.&DEN SOfJKA İHGİLTeee'yE PÖNEN GCNÇ
KAÇİF, İAZDIĞI ta7XP1X 8AÇIAJPAU GeÇ£ML£-
ei AHLAVMfÇrr. iıdfjci NIJEH sezts-/(i8<x)
İSE BUSSA 'PA BoeULMASIYCA SOMUÇLAHMtŞTt.
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
Nereye Sürüklendiğimizi
Gönebilenler ve
Görmezden Gelenler...
Türkiye'nin bugün "Barbaros Bulvan'ndan 4.
vtteste tam gaz inen ve de üstelik frenleri pat-
lamış" bir AKP kamyonunu dehşet içinde iziedi-
ği ortada. Bu tablo karşısındatoplum üç gruba ay-
rılıyor: Bu korkunç gidişatı görenler ve tepki ve-
renler, dizi seyretmek ve ekmek kavgası vermek
arasında sıkışıp göremeyenler, bir de görmesine
rağmen kendi iş ilişkileri bozulmasın diye görmez-
den gelenler...
Son haberier şöyle: Seydişehir Eti Alüminyum
Fabrikası, üç yüz beş milyon dolara Erdoğan'ın
hemşerisı Rıze kökenli Mehmet Cengiz'e ara
kontrolle satılmış. önümde gazeteler var. Cum-
hunyet ve Birgün'de, işçilerin büyük tepkisi fotoğ-
raflı olarak yer almış. Erdoğan'ın, Unakıtan'ın ve
AKP Konya Milletvekili Tüfekçi'nin maketlerini
yakmışlar. Çok önemli bir haber. Bakalım diğer ga-
zeteler ne diyor? Sabah, Hûrriyet, Milliyet'ie yer
almıyor. Radikal fotoğrafsız, içeriksiz, 16 santi-
metrekarelik bir "baştan savma" haber koymuş.
Sabah gazetesı, ATV'nin "Beyaz Inci" ekran ya-
rışmasında, Erdoğan ve Ciner'in beraberce sah-
ne aldıkları fotoğrafları ve Erdoğan'ı hangi C-4
kalkanının koruyacağı haberierine daha çok önem
vermiş.
Fatih Altaylı, dört gün önce sevgili yakın dos-
tu Başbakan Erdoğan'ı, Ereğli Demir-Çelik konu-
sunda nasıl "uyardığını" aktarıyor. Olaylar şöyle
gelişmiş: "Bu mal ucuza gitmesin" dıyen Altaylı,
"Dört milyar dolartık bir malı ikiye satmayın"
diye yazı yazmış. CNBC-E Ekonomi Müdürü de
bunu IKMB'de düzenlenen bir konferansta ele
alıp "Biz böyle sorumsuz gazetecilik yapmıyo-
ruz" diyerek Altaylı'ya "vermiş veriştirmiş". Altay-
lı da diyor ki; "Koskoca işletme, üç yıllık kârı için
satılır mı hiç?" Yazısının başkayerinde de o ma-
lın değerini "dört milyardolar" olarak geçırdiğine
göre. demek ki o mantıkla Ereğli Demir-Çelik, 3
yıl değil ama 6-7 yıllık kârı için satılabilir... Dostum
Altaylı'ya soruyorum: Bir koca devlet için 4 mil-
yar dolar (o da kim bılir hangi ödeme planlanyla?)
almak mı daha iyi, yoksa sonsuza dek, yılda en
az 600, belki 700-800 mılyon dolar kazanmak mı
daha iyi? Yani hangi uzun vade aklı başında fi-
nansçı buna 'doğru' diyebilir? Biraz daha akıllı
politikalarla, turizm alanındaki sözde sayısal pat-
lamaya rağmen, gelirlerini hakkıyla toplayama-
yan devlet, bu yanlışlardan vazgeçerek o parala-
rın çok daha fazlasını her yıl turizmden artacak ge-
liriyle karşılayabilir. Ereğli Demir-Çelik gibi altın
yumurtlayan bir tavuk da elinde kalrrnş olur. Hem
de maddiyatın ötesınde, dünya çelik piyasasında
bize aktif rolüyle sağladığı, tüm diğer avantajla-
nyla. öyle değil mi, Altaylı? Yani "Aman ucuza sa-
tılmasın" duyarlılığınız, hiç yoktan iyi olsa da, bi-
raz daha düşününce, kendi yazınızda verdiğiniz
rakamlarta, olduğu yerde çürüyen birtez üretmiş
oluyorsunuz.
Erdoğan'a cevaben Baykal'ın verdiği demeç
çok anlamlı. CHP'nin, devletin yangından mal ka-
çırır gibi satılmasına karşı çıkması, tabii ki şu an-
da çok kritik. Yalnız burada önemli bir nokta var.
Bütün CHP'lilere bazı hatırlatmalan yapmak isti-
yorum. Ankara, Inönü ve Çankaya üniversiteleri
senatoları da ODTÜ'lülerte beraber gidişatın ne
kadar tehlikeli olduğunu bildirilerie gündeme ge-
tirdiler. Laiklik ilkesının "siyasal iktidarın derin-
den ve karariı uygulamaları ile hızla aşındınl-
maya çalışıldığı"nın vurgulandığı bu metinler,
yurtta her yerden sesini yükselten duyarlı kitlele-
rin doğal tepkisi. "Yurtsever Harekef'in, medya
sansürüne karşın bir araya toparlamaya ve gür bir
ses haline dönüştürmeye çalıştığı çıkışlar bunlar.
lyı de, CHR bu fokurdayan ortamı, parlamen-
todaki ana muhalefet partisi olarak nasıl değer-
lendirecek? "Parti-içi demokrasi" gibi, bugünkü
yönetimin tüylerini diken diken eden kelimeyi bir
an için rafa kaldırın. Bunun dışında da, toplum bu-
günkü CHP'den acil olarak neler bekliyor? Han-
gi konularda özeleştiri yapmasını istiyor? Bu ka-
ranlık ortamda nasıt bir önderlik bekliyor? Sizler-
den gelecek yapıcı önerileri bu sütuna bekliyorum.
e-mail: bedbayc/ tnn.net - Faks: 0212 227 34 65
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAJV
1 2
SOLDAN SAĞA:
1/ Bir orga-
nizmanın
oluşturduğu,
ona özel ren-
gini veren
kimyasal
madde. 2/
Büyük delik-
li kalbur...
Evin bölümü.
3/ Kaz Da-
ğı'nın antik
dönemlerde-
ki adı... Dönümün
dörtte biri kadar
olan alan ölçüsü. 4/
.^kdeniz havzasında
yetişen ve tomur-
cuklanndan turşu
yapılan bir bitki... 6
Bır renk. 5/ Yaban- 7
cı... Emile Zola'nın 8
bir romanı. 6/ Roma 9
ve Kartaca'yı karşı karşıya getiren üç savaşuı or-
tak adı... Doğu Anadolu'da kullanılan bir tür kü-
çükzurna. 7/Isım...Bircinsiriat.8/Birburçadı...
tki tarla arasındaki sınır. 9/ Mozambik' in para bi-
rimi.
YUKARTOAN AŞAĞrYA:
1/ Ruh hastası. 2/ Alınmış bir şeyi geri verme...
Kımi hastalıklarda yüzde, ellerde, ayaklarda gö-
rü elen yangısız şiş. 3/Tektonik çukur... Birnota.
4/,Ajıadolu halklannın en eski ana tannçası... Bir
organımız... Tabaka. 5/ Lokmanruhu... "Ati çı-
kıncaya ortaya — silinmeli" (Tevfik Fikret). 6/
Italya'da bir İcent. 7/Yayla ya da bahçe kulübesi...
A\oıç içı. 8/"James—": ABD'lisinemaoyuncu-
su... Hizmet hayvanlannın ayağına çakılan de-
mir. 9/ Şen, şakacı ve güldürücü kimse.