19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SKYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 2005 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Öliimü Görmek Sevgili, Dolctor hemşireterle konuşuyordu, işi- nn başından aşkın olduğu belliydı. Dı- şa-da güze«l bır yaz günü yaşanıyordu. Bahçedekı 4draz ağaa, kıımızı noktacık- isAa bezenrniş gibiydi. Içeri girdim, derdimi anlattım. - Lütfen odaya gıdip bekleyin, biraz- ckn g-elec&ğim, hep birlikte konuşuruz, ctedi. Pari-s'in St. Joseph Hastanesi'nin on- kdo)i klinığindeydik. Mehmet Ulusoy'u zrarete gelmiştik, san kıımızı güllerle. Teterfonda konuşurken Mehmet'e, Ga- laasaray'a geimeden önce okuduğu St. Josep*h'i an ımsatarak, - Yetmed ı mi oğlum o kadar yıl St. Jo- stph, şimdj orada ne anyorsun, demiş- tin. Mehmet'in arkadaşı Fûsun Hanım ve Mne bir ara bahçeye çtkmışlardı. Odada Aöla Alpöge, Mehmet ve ben, üçümüz kalmıştık. Şakalaşıyor. Galatasaray-Fe- nerbahçe kupa maçını konuşuyor (son Itç maçı iştmize geimedigı ıçin ondan söz etmıy-orduk), Türkiye hakkında sohbet edıyorduk. Atila AJpöge, Mehmet'ın son projesine getırdi lafı, Erasmus'un "Deliliğe öv- gj"sünû hazırlıyordu Mehmet, hem Fransa'da Fransızlarla hem de Türkı- ye'de Turk oyuncularia koyacakt sahne- ye oyunu. - Çalışıyorum, yakında başlar provalar, dıyordu Mehmet. • • • O sırada girdi doktor içeri, gençten, esmer binydi. - Şimdı Konuşabılınz, dedi, Mehmet'e değil rtedense bize bakarak. lkır»ci cümlesi "maateseF ıle başlayın- ca karıım dondu. - Taramayı yaptk, ne yazık ki durum lyi değil, artık yapacak bir şey kalmadı. Buneten sorıra da burada kalmak istiyor- sa hastanız, onu daha rahat etmesi için başka bir kuruluşa yeneştınriz, rahat ne- fes alıp ağn çekmemesini sağlamaya ça- lıştnz. Yok eğer ülkesine dönmek ıstiyor- sa, onun ıçin de gerekeni yapanz. Ama karan n bir an önce verilmesi gerekir. Üç gün içinde bir karara vann, yoksa bir sü- re sonra yolculuk da yapamaz. Mehmet girdi söze: - Yani yapacak bir şey kalmadı mı? - Hayır. dedi doktor, yapacağımız bir şey yok artık. Her şey bitti. - Belkı Amerika ya da Almanya'da... dedi Mehrnet son bir umutla. - /Vlmanya'da da, Amenka'da da, bu- rada <da, Türkiye'de de tedavi aynı, orada da yapacak bır şey yok, yanıtını verdi doktor. Bir an odada gerçek bır ölüm sessizliğı oldu. - Yani benim hayatım bıttı, öyle mı doktor, dedi Mehmet. Doktor, Atıla Alpoge'yi kızdıran bir edayla, - Eeee Mösyö, sonunda herkes ölüyor, dedi. Mehmet dudaklarını kıpırdatmasına rağmen, sözcüklendiremedığı bir elveda çekerken, sağ elini sallarken, bıze mı, bütün dünyaya mı veda edıyordu, tam anlamadım. 3 Haziran 2005 Cuma günü saat 17.15te, 45 yıllık dostum Mehmet Ulu- soy'da, o kaçınılmaz, gerçek anını, ölü- mün kapıyı çaldığı zamanı somut olarak gördüm. • • • 45 yıl önce, Galatasaray Lisesi'nin Tevfik Rkret Sahnesi'nin tozunu birlikte yutmaya başlamışük. Tıyatro ile Türkîye'de tanışan Mehmet, uluslararaa şöhret ile Fransa'da tanıştı. Abartmadan söyledığıme eminım, 20. yıizyıl Fransız tıyatrosunun en önemli, en öncü kışilennden biri oldu. Bunu rahatlık- la söylüyorum Sevgili, çünkü Denis Bablet, son dönem Fransız tıyatrosu ile ılgili çok önemli kitabının seksen sayfası- nı Mehmet Ulusoy'a ayırmıştı. Büyük bır tiyatro adamı olarak eserter çıkardı ortaya, sıradan bir adam gıbı ya- şadı delıcesine... Yetmişli yıllann sonunda, seksenlerin başında bir gün, - Bilmiyorsun Alı, burada o kadar ünlü- yüm ki, Turkıye'oe kimse de bılmıyor, de- mişti hüzünle. Fransa'da tiyatroda ünlü olmak çok kı- şınin hayalıydi, ona ise yetmıyordu, en çok istedıği, ülkesinde bir şeyler yap- maktı. Sonradan yaptı da... 7 Haziran günü saat beş sıralannda, Paris'ten Cahor'a gıden trende, cep tele- fonum çaldı. Arayan Atla Alpoge ıdı. - Mehmet'ı beş dakika önce kaybettik, dedi. Dün Pantın'dekı cenaze evınde Meh- met'ın cenaze törenı vardı. Fransız tyat- rocu ve oyuncu arkadaşlan ve Pans'tekı Türk dostlannın katıldığı tahmınen yüz kı- şilik bir törende, coşkuyla ve sevgiyle anıldı Mehmet. Yann Türkiye'ye gönderilecek. Anlatacak çok şeyim var, yapamıyo- rum Sevgili. Çok üzgünüm. Türkiye degerli bir ev- ladını ve temsilcisini yitırdı. asirmenCa cumhuriyet.com.tr KARDELE//LER 5 YILLIK KA AKP ve CHP, Sezer'in geri gönderdiği anayasa değişikliği için yeniden masaya oturacak RTUK tartışması sil baştanTÜREYKÖSE ANKARA - Cumhurbaskanı Ahmet Necdet Sezerın RTÜK'le ilgilı anayasa deği- şikliğiııi TBMM'ye geri gönder- mesı üzerine RTÜK'ün oluşu- mu tartışmalan yeniden alevlen- di. RTÜK'ün olusumuyla ilgili yasal karmaşa yıllardır aşıla- madı. Anayasa Mahkemesi'nin 2001 yılında çıkanlan RTÜK Yasası'nj iptal etmesi nedenıy- !e görev süresı dolan RTÜK üyelen için 2002'den bu yana seçim yapılamıyor. AKP ile CHP, RTUK'ün oluşumu ko- nusundaki anayasa değışikli- ğinde anlaşh. RTÜK'ün 6'sını AKP'nin ve 3'ünü CHP'nin önereceği 9 üyeden oluşması- • AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusnz, Sezer'in RTÜK düzenlemesini TBMM'ye iade etmesine ilişkin olarak 'Cumhurbaşkanı'nın yaklaşımı çok şüpheci' dedi. CHP'li Emin Koç, üyelerin bir kısmının parlamento bir kısmının da meslek örgütleri tarafmdan seçilmesi gerektiğini belirtirken TGC Başkanı Orhan Erinç ise üyelerin ilgili sivil toplum kuruluşlan tarafından belirlenmesini istedi. nı öngören anayasa değişikliği önerisi genel kurulda 378 oyla kabul edildi. RTÜK Yasası da hemen çıkanlarak yeni üyeler için seçım yapılması planlanı- yordu. Ancak bu değışıklik "partiyandaşbğıyanşmın önü- nü açügT gerekçesıyle Çanka- ya'dan döndü. AKP Grup Başkanvekili Sa- Bh Kapusuz, durumu CHP ile birlikte değerlendireceklennı söyledı. Kapusuz, "Cumhur- başkanı'nın gerekçelerine ka- tümıyonım. Çok şüpheci bir yaklaşım içinde. Devlet kurum- lanna bu mantıkla yaklaşıla- maz. Seçflen arkadaşlar bizinı memununuzdeğflki Diğertfir- lü ne olacak? Diğer kuruDarda olduğu gibi, üyeieri tümûyle hü- kümet atayacak" dedi. CHP Yozgat Mılletvekili Emin Koç da, hükümetın yak- laşımına göre RTÜK'ün olu- şumu için yeni formüller ara- nabileceğini söyledi Hüküme- tın daha önce TBMM'ye sun- duğu üst kurullarla ilgili tasa- nda kurullann üyelerinın ta- mamının Bakanlar Kurulu ta- rafından atanmasının öngörül- düğüne dıkkat çeken Koç, söz- lerini şöyle sürdürdü: "Iktidar ikna olursa biz RTÜK'ün bağımsız ve özerk olarak devam etmesini isteriz. BeUİ sayıda üyeyi partamento seçebüir. cemhetkr, ilgili mes- lek kuruluşlan üye verebflir. Bi- zim asıl amacınuz RTÜK ve benzeri kuruluşlann özerk kal- masıdır. Üst kuruDan tümüyle Bakanlar Kurulu atarsa o çok daha vahim ohır. O zaman ba- ğnnsızlık, özerkük hiç kahna- yacakü." TGC Başkanı Orhan Erinç, RTÜK üyelennın tamamıyla pariamento tarafmdan seçilme- sine karşı çıktı. 359 sayılı TRT Yasası'nı örnek gösteren Ennç, "Yayra teketi döneminde çıka- nlan yasaya göre, TRT \ önedm Kurulu, ünhersiteler. sendika federas>onlan. odalar biröği ve basın meslekörgütlerinin öner- dikleri adayiar arasmdan ve uz- manhldan da dikkate afanarak atama ik betirieni>t)rdu. RTÜK için de benzer bir formül uygu- JanabihV dedi. Ennç, "En bü- yük tehBke, görüntülü ve sesh* medyayi denetleyecek olan bir kuruhın hükümetin kendi öl- çüöerine göre beürlenmesidir'' dıye konuştu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Yeşilköy Havaalanı'ndayım. Bilgisa- yanmı açtım ve zamandan kazanmak amacıyla yazmaya başladım. Uçağım Adana'ya inecek, oradan Tarsus'a ge- çeceğiz. Tarsus Amerikan Koleji'nin mezuniyet törenlerine katılacağız. SEV'in (Sağlık ve Eğitim Vakfı'nın) dü- zenlediği bu geziye, bu vakfa bağlı okullann mezunu bazı gazeteciler katılı- yor. Ben Tarsus Amerikan Koleji'nde oku- dum ama mezun olamadım. Orta kısmı bu okulda, liseyi ise Tarsus üsesi'nde okudum. Sağ olsunlar SEV yöneticileri beni de bu okulun mezunu gibi kabul edip çağınyorlar. Ben de bundan mutlu oluyorum. Ayrıca eşim Ipek de yine SEV'e bağlı Üsküdar Amerikan Kole- ji'nden olduğu için biz ailecek bu okul- larla ilişkiliyiz. • • • Türkiye'de yabancıya ve farklı olana karşı "tehlikeli" damgası vuoılmaya alı- şık olunduğu için bu anlayıştan Ameri- kan kökenli okullar da nasibini alıyor. SEV için de zaman zaman çeşitli suçla- yıcı anlayışlar gündeme geliyor. Aslında bu okullann şu anda Amerika ile hiçbir ilişkisi yok. Olsa bile sonunda bu okul- lan 19. yüzyılda kuran insanlann hedef- Tarsus Amerikan Koleji leriyte Türkiye'nin bir ilgisi kaldığı söyle- nemez. Bu okullar 19. yüzyılın ortalarında Amerikan Bord Heyeti tarafından kurul- muştu. O dönemde Tanzimat'ın da et- kısiyte ve daha çok Anadolu'daki Hıris- tiyanlara yönelik olarak yüzlerce okul faaliyete geçmişti. Bord okulları da bunlann arasındaydı. Cumhuriyet'in ila- nryla bu okullann çoğu kapandı. Bir kıs- mı da Hıristiyanlann göç ettiği Lübnan, Suriye ve Yunanistan'a taşındı. Zaten Anadolu'da Hıristiyan nüfus da yok de- necek düzeye inmişti. • • • Bizim öğrencilik dönemimizde Tarsus Amerikan Koleji, Üsküdar Amerikan Koleji, Talas (Kayseri) Amerikan Orta- okulu, Izmir Amerikan Koleji kalmıştı. Bu okullardan Talas da kapatıldı. Şimdi geriye üç okul kaldı. 1968 yılında Bord Heyeti Türkiye'deki mal varlığını da bu okullardan mezun olanların kurduğu SEV'e devretti. Amerikan Bord Heyeti, tarihinde ilk defa bir kiliseye değil laik bir vakfa mal varlığını devrediyordu. SEV bu okullann yaşamasını ve bugün- lere ulaşmasını sağladı. Bu üç okuldan ülkemizin birçok ta- nınmış insanı yetıştı. Sıze ilk elde aklı- ma gelen bazı ısimleri sayayım: Sa- bancı Holding'in yöneticilerinden Erol Sabancı, Özdemir Sabancı, Şevfcet Sabancı, eskı bakanlardan Istemihan Talay, Profesör Mustafa Aysan, Er- can Vuralhan, gazetecilerden Nilgün Cerrahoğlu, Zeynep Oral, Ipek Ça- lışlar, Mete Akyol, Uluç Gürkan, Cengiz Çandar, Ayşe Arman, Necef Uğuriu, Profesör llter Turan (Eski Bil- gı Üniversitesı Rektörü), Erkırt Yüca- oğlu (Eski TÜSİAD Başkanı). Bunlann yani sıra çok sayıda öğretim üyesi, idareci, bürokrat da bu okullardan ye- tişti. • • • Bu okulun Tarsus'ta bulunması biz Tarsuslular için hep bir şans oldu. Bu okul kentimizin dünyaya açılan pen- ceresiydi. Işte dün bu okulun kurulu- şunun 117. yılında aynı yerde ve o dönemden günümüze kalan Stickler binasının önünde yeni mezunların mezuniyet töreni yapıldı. Bu okullann ayakta kalması kolay olmamıştı. SEV Başkanı Tamer Şahinbaş. uzun yıllar önce mezun olduğu Tarsus Amerikan Koleji'nin başarıyla devam edişinin keyfini yaşıyordu. 1948 yılırida bir Cumhuriyet gazetesi ilanıyla Istanbul'dan Tarsus'a gelip, ko- lejde edebiyat öğretmenliğine başlayıp o gün bugündür Tarsus'ta yaşayan Haydar Göfer de mezuniyet törenin- deydi. Çok uzun yıllar sonra Tarsus Amerikan Koleji'nin bahçesinde eski arkadaşlanmla karşılaştım. Kimisi ye- ğeninin, kimisi çocuğunun mezuniyet törenine gelmişti. Ertan Yılmaz, Hüseyin Yılmaz, Erol Yılmaz, Ramazan Avşar, Onur Dört- lemez'le çok eski günlere gıttık. öğren- cilik yıllanmızı, daha sonra olaylı yıllarda yaşadığımız heyecan dolu günleri anımsadık. • • • Tarsus benım yaşamımda önemli bir nirengi noktasıdır. Çok şeyi orada öğ- rendim. Tarsus Amerikan Koleji'nin de yaşamımda ayn bir yeri olduğunu söy- leyebilirim. Yaşam akıp gidiyor. Tar- sus'tan aynlırken Tarsus Amerikan Ko- leji mezunlan 117 yıllık binanın önünde keplerini havaya fıriatıyoriardı. |' Ey Türk fttikbalinin evUdti I 5 yildır ^arer\ Kardelenler Pfoıe^\\e her yil 000 kiiimız okuyor. Bugune kadar bu proie kapsamındfa 8.300 oğrenciye burs verildı. tt 4->00 öğrencı lıseden mezun oldu. 150 öğrenci ünıversıleye girdı. L 16 öğrenci TED îsianbul Koleji'nde Tc^rn burslu olarak ögrenim hakkı kazandı. rurkccll \r Çiiiidii.'j Yu.^nnı Dcstcklt'iııi1 Dcınc^inin h.ıyata ^c^inli^i Kardelenler I'rojrsi, siz Turkrt'll'lileriıı <k*sleğiylc l)üyümeye devam etlecek. Türıı kardelenler kiirurılı^ı deleııe dek. TURKCELL Çağdaş Türkiye'nin Çagdaş Kızları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle