Katalog

iiUm if i i i i i ! M H i ı i i H M f H « ! H İ ^ H Î î l t i H j m U İ M t M î 3 t Ü İ Ü J U P { » m f f i î J Î £J * ' I iifiii İ ttt İSliH It £ ISO9001 BELGESİ ALMIŞ RAKININ TADI BİR BAŞKA OLUYOR! EFE, İLKLERİN RAKISI. Efe, Türkiye'nın ilk bilyeli kapaklı, guvenlı rakısı. Efe, Türkiye'nin 20 cl. "bebe boy" üreten ılk rakısı. Efe, Türkiye'nin taklide karşı lazerle korunan ılk rakısı. Efe, Turkiye'yi yaş üzüm rakısıyla da tanıştıran ilk rakı markası. Efe, taraamı ISO 9001 kalite belgeli tesislerde üretilen TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK RAKISI! 12 HAZİRAN 2005 PAZAF EVET / HAYIR TÜRK RAKISININ HASI • ÖYU CÜZtl *AK> HİÇ iittıtutt *iı(fHtMtı a i j s m m m f i m n n ı ı ı a ı n i i tmft'ıittf<mttnmi(t şn an n tnrn H tma nns m ft* mHmt»m*fns t OKTAY AKBAL Tokadizade, Bir Şair. Tokadizade Şekip'ten soz açacağım bugun. "K/m bu?" dıyorsunuz. Nereden çık- tı durup dururken? Ilk kez duydunuz adı- nı Hele yaşınız ellının altındaysa nereden bıleceksınız Arasanız da bulamazsınız kı- taplarda, antolojılerde, edebıyat sozlukle- nnde Bınnde varuç beş satır; Şükran Kur- dakul'un Şaırler, Yazarlar Sozluğü'nde Kurdakul da, Tokadizade de Izmırlı olduk- lan ıçın belkı de "1871 'de Izmıfde doğmuş, 1932'de ol- muş özel oğrenım gormuş Izmır gaze- telennde yazılaryayımlamış Mutarekede kmır Mudafaa-ı Hukuk Cemıyetı 'nın kuru- cularından Yonetım kurulunda da gorev almış Aruzla, tasavvufla ılgılı konutarda yazmış şııriennı" Kurdakul, "Eskıye bağlı edebıyat çevrelennın benımsedığı bır şa- irolarak bılınır" dtyor Neşıde-ı Vıcdan, Re- şehat gıbı kıtaplan var . Salâh Birsel'ın guzel bırşıın vardır "Fu- zulî, Haşım ve Tokadizade" der bır dıze- sınde Bırsel ın uç sevdığı şaır mıdır bun- lar? Bırsel'ın sevdığı şaırler daha başkadır Aydınlıktan açıklıktan, yalınlıktan yana, şaıranelıkten uzak bırsanatçıdır Bırsel Fu- zulTyı, Haşım'ı baş tacı edeceğını sanmam Hele Tokadizade1 Şıınnde bır motıf gıbı kul- lanmıştır, bırad olarak Belkı de Bırsel'ın de Izmırlı olmasından gelen bır ozellıktır bu. "Fuzulî, Haşım ve Tokadizade". Aradı- ğım krtapiığımda bu şıınn tamamını, anto- lojılerde de bulamadım Dunya Işlen adlı kı- tabındaydı 1948 deyayımlanmış bır kuçuk krtap Şaırienn şıırlen tum olarak yayım- lanmalı Hele belırlı sanat sınavlannı vermış, yaşı ılerlemış sanatçılann Bırsel'ın Dunya ışlen, Hacıvattn Kansı, Ases, Kıkınkname veHaydarHaydaradh beş kıtabı var Hep- sı bır arada basılsa bırkaç yuz sayfaJık bır kıtap olur Olgunluk çağına ulaşmış sanat- çılanmızın yapıtlan tek ya da bırkaç cıltte bır araya getınlmelı Çeyrek yuzyıl once yayımlanmış ıncecık yapıtlar yrtrp gıtmeme- lı krtaplık raflannda, belleklerde Nereden nereye 1 Sami Özerdim'ın "Şı- ırDeften" adlı eskı bıryazısını okurken gıt- tım geçmışe Tokadizade Şekip'ten soz açmış özerdım Eskı şıır defterını kanş- tırmış orada karşısına çıkmış bu Izmırlı şa- • •• ır Bır şıınnden bır parçayı okuyalım bırlık- te "Eşek hıssız bakaryaksan cıhanı I Te- lâş etmez, duşunmez ın u anı I Tutuşur- san da hatta asumanı I Şıkâyetsız kalır mutlak lısanı I Eşektır, zevkı aşkındır ba- şından I Ne anlar kâınatın gozyaşından " Eşeğe fazlaca kıymış gıbı geldı bana! Ne bılıyoruz duygusuzluğunu, telaşsızlığını, evrenın acısından hıçbır şey anlamadığını! Bunlar ınsanca duygular, eşek bızden baş- ka bır yaratık Kendı evrenı var, kendı dılı, kendı duyarlığı var1 Hepsı bıze yabancı Bız ınsan eşeklere bakmışız, zavaJlı eşek- lere krymışız Tokadizade de bundan kur- tulamamış ışte özerdım, Tokadızade'den şoyle soz aç- mış "Yuzyıllanmız unutulmuş ozanlarta dolup taşar Ne varkı, buadamcağızlarbo- şuna mı kalem sailamışlardır? Amacımrz Tokadızade'yı edebıyat tanhıne sokmak değıl Amagerçek bırınsan yureğı taşımış olan bu gerçek ozanı sırası gelmtşken an- makıstenm Tokadizadekaramsarbırozan- dı öyle kı çıçeklenn guzellığı ıçınde goze gorûnmezyaratıklann bırbınnıyedığınıgör- duğu ıçın Ahmet Haşım bıryazısında ya da mektubunda ona bır tan vaktı doğaya çıkmasını oğutlemıştı" Tokadizade oğlunun olumune dayana- mamış, bır kurşunla canına kıyıveımış alt- mışbıryaşındayken . Onun en çok bılınen şıın "Yuf Borusu'Ğur. Hanı herşeye, ama her şeye "yuf çektığı uzun şıır "flmeyuf, ırfanayuf namusayuf, vıcdanayuf" dıyor sonunda Ne namus, ne ırfan, ne vıcdan, ne ılım kalmadığına ınanarak Bırsel'ın kıtabı Haydar Haydaf\ açtım "Turkıye 'de avlanan gokyuzlen I Ozanlar- da tufek olurmu I Bır kadeh, bır şıır/Ca- hıt onunyanında" demış "Kumrular"da Cahıt, yanı CahrtSrtkı Tarancı Bır kadeh, bır şıır Tokadızade'nın de bırtabancası var- mış Yen gelınce kullanmış kendıne karşı 1 Ne demıştı Tarancı, Cumalı'ya "Bız şaır- lere duşen azarazarıntıharetmektır" Azar azar, bırden değıl 1 Gerçek şaırienn sanat- çılann yıllar boyu yazmalan, yaratmalandır bu cana kıyma Kendınden vererek, ken- dını sunarak tum ınsanlara. PENCERE Çin 'Atölye', Brezüya 'Çiftlik', Türkiye ise 'Yol' Anyor Bülent TAIVLA CHP tstanbul MMetvekıh T urk ekonomısı borç sarmalın- dan çıkamıyor. ıstıhdam >ara- tamıvor 10-15 yıl sonra hangı statude one- rıleceğı bılınmeyen AB\e uyelık perspektıfı bıle, ba- z\ çevTelerce Fransa'nın AB Anayasası'nı reddmın ne- denlen arasında gostenle- bıiıyor Turkıyebutunyon- lenyle globalleşmeyı yaşı- yor ama bu surecın ımkân- lanndan \ararlananuyor Çm, Hındıstan, Brezılya gıbı nufiıs \e joızolçumu bakunından onemlı avan- tajlara sahıp ulkeler global- leşmeye tırmanmada Tur- h\e'\e gore çok daha ıle- nde gozukuyorlar Bunun nedenı hedeflennı saptamış, guçlenru o > one seferber et- mış olmalannın janı sıra kararlılıklanyla da kendı ka- muoylann] oldu|jı kadar ya- bancı ulkelen de etkflemek- te bulunmalandır 1978"de lıder olan Deng Xiaoping Çın'ı serbest pa- zar ekonomısıne sokarken bunu son derece sıkı de\ let denetımıyle gerçekleştır- mış, hem tanmda hem sa- nayıde ozel sektore ımkân tanınmıştı "Çin usulu sos- >alizm" denen Komunjst Partısı elıyle gehştınlen bu- tur kapıtalızmle, bu buvıık ulke dun) a ekonomısınde- kı ılk sıralara doğru ılerlıyor Son çeyrek yuzyılda 540 mılyar dolar yabancı ser- maye gınşı olan Çın, 2004'te de yabancı sermaye >atın- mı olarak 61 3mılyardolar çekü Bu yıl da 75 mı]yar do- lar beklenıyor Buna karşı- lık Turkıye ıse 2004"te 43 mılyar dolar sadece borç fa- i2i odedı 2005'te de borç fa- i2i olarak 45 mılyar dolar odeyecek Çın'de yabancı sermaye elektronıkten gı- daya, otomotrvden enerjı>e her alanda \ atınm \ apıy or Çın dısıplını. ucuz ışgucu. tavızvenneyen merkezı yo- netunıyle sorunlannı prag- matık bır anlayışla çozuyor Çm "dünyanın atölyesi" ohna sıfatını şımdıden hak etmış durumdadu- Çm'e gore belkı bır on yû gende olan Hındıstan da buyuk bır hızla gecıkmışh- ğmıkapamayolundadır Us- telık butun bu çabayı çok partılı demokratık yapısı, nufiıs bashsı ve dunyanın en ağır çevre sorunlannı yaşa- >an buyuk kentlenne rağ- men gosterebılmektedır Hmdıstan da yazılunda ar- tık bır dunya devıdır On>ıl sonra dunyadakı hacmı 600 mılyar dolan bulacağı tah- nun edılen yazıltm pıyasa- sının > ansını elmde tutma kararlıhğındadır Sı> ası nufiızunu da arttı- ran Çın, on ulkeden oluşan Guney Asya Ulkelen Bu-h- ğı ıle ımzaladığı serbest tı- caret anlaşması ıle 2010'da 2 rruHar nufuslu. 3 tnlyon dolarük ekonomık buyuİdu- ğe sahıp dunyanın en bu- vuk serbest tıcaret bolgesı- nındetemelınıatmıştır 1 1 mı]>'arlık nufusuv la dunya- nın en kalabalık ıkuıcı ulke- sı olan komşusu HmdıstanTa tıcaret anlaşmalan \apan Çın. 1962'de savaştığı bu ulkeyle sınır anlaşmazlık- lannı da çozmuştur tkı ul- ke stratejık ortak olduklan- nı ılan etmışlerdır Çın. AB\e ABDveıh- racat > apıp bu dev lere kar- şı dış tıcaret fazlası \enr- kenJapony a, Sıngapur. Tay- van ve Hındıstan'dan ıtha- lat yapmakta bu ekonomı- lerı de kendısme bağımlı hale getırmektedır Butun bu Asva ulkelen uzun do- nemde Çın le bırlık ıçınde davranma zorunda olduk- lannınbıluıcmdedırler Ba- tı'dan da "Çin'le işbırlıği en doğrusu, gelecekte dün- vadaki yerimiz buna bağ- lı" seslen çıkmaktadu Za- ten. Çın'de yatınm >apan bellı başlı fırmalar, Batı ko- kenhdır Dunyadayukselen muhalefet daigasının oncu- lennden Brezılya'da tarun sektorunun lıberakzasyonu ılen duzevde teknolojı kul- lanımı. para bınmını art ar- da devalüe etme yolu\la "dünyanın çiftçisi" olma yolundadır Brezılya şeker kah\ e, portakal suyu, tutun, sığıretı pılıç, soyadaılksı- ralankapnuştır BaşkanLu- iz Inacio Lula da Silv a her Brezıl>alı>a "günde uç öğün yemek" vaadını ger- çekleşnrmeyolundadır Bre- zılya'nın butun pıyasalann açıhnası, subvansıyonlann kaldınlmataleplen Hmdıs- tan ve Çın'ı bıle zorlamak- tadır IMF'yle işbırlıği yapan Turkıye programda behrtı- lenlen buyuk olçude y enne getınyor Iç ve dış borç çev- rılıyor, faız ınıyor, butçe açıklan azalıy or Ancak dış tıcaret açığı v e can açık bu- yuyor, borçlarartıyor. ışsız- lık ve falorlık gostergelen Noıkselıyor, kamu yatınm ) apamıy or Pekı bız nereye gıdıyoruz 0 Sureklı olarak "Merak etmevin, istihdam da artacak" denıyor. ama ıstıhdam artmıyor Borçla- nn duşeceğı beklenıyor ama borçlarduşmuyor Ozelleş- tırmeler teknolojı getuım- yor On yıllann urunu kamu kuruluşlanmız yabancı el- lere geçıyor. aynı egılım ozel sektorde de gonıluyor Tur- kıye hıçbır alanda beklenen yenılenme, onculuk, dına- mızm ıçınde gorunmuyor I Arkası 8. Sayfada Adınız Geliyor Aklıma... Her ılkbaharda, ınsanla ağaç arasında, ıster ıstemez ıletşım başlan doğanın gorunur gorunmez değışımının bılıncı, kışının ıçıne ışler... Ağacın dalı, tomurcuklanmak ıçın kımseden ızın almaz.. önce tomurcuk. Sonra çıçek. Sonra yaprak. Bınnı atlasan otekıne takılırsın. Havada Külebi'nın dedığı gıbı bır guzeJım ılkyaz esıntısı duyumsanır "Besbellı denızden çıkıp Kıyılar boyunca gıtmıştır Tuzkokusu, katran kokusu, terkokusu Yureğını allak bullak etmıştır." • Ağaçlan çok lyı tanryan, gordukçe adlannı sa- yan ınsanlar vardın bırde, benımgıbı, gordüğü her ağaca ılk kez rastlamış gıbı bakanlar da eksık de- ğıldır.. Geçen gun bulutlu bır havada ganp bır ağacın karşısında dıkjldım... Ne ağacıydı bu? Kendı kendıme guldum. - Sakın vakvak ağacı olmasın?. Çok eskıden bu koşede vakvak ağacını sanınm bır kez yazmıştım, tuba ağacı gıbı efsanelıktı, do- ğada degıl ınsan soylencelerındetohumlanıp kok salmış, dıllerde serpılıp buyumuştu . Vakvak bır Çın masalının brtkısıydı Arap sultanının denızcılen bılınmedık okyanus- lara açılııiar, sekız yıl dolaştıktan sonra bır adaya rastlarlar, karaya çıkıp ıçerlere yuruduklennde gor- duklen ağaç karşısında donakalırlar.. Çunku ağacın meyvelen kollarından, saçların- dan, bacaklanndan dallara bağlanan çocuklardır; ruzgârdan sallandıkça, sesler çıkanrlar - Vakvak. vakvak. vakvak • Bu unlu doğu efsanesı durduğu yerde durma- mış, Osmanlı tanhînde kanlı bırolaya adını vermış: Vaka-ı Vakvakıye 1 Yenıçenlerle sıpahıler Gınt sefennın uzaması ve saray ılen gelenlennın yolsuzluklanyla savurgan- lıklan yuzunden 1656 Mart'ında ayaklanmışlar... Istanbul'da hayat durmuş Dukkânlar gunduz vaktı kepenklennı ındırmış.. Zorbalarzamane yonetıcılennden ellenne geçı- rebıldıklennı bırer ıkışer oldurdukten sonra ceset- lennı Sultanahmet'tekı ulu çınara asmışlar. Çınar vakvak ağacına donuşmuş. Vaka-ı VakvakıyeK • Insan guzel bır bahar gunu yolda rastladığı yem- yeşıl ağaca bakarak kotu şeylenn çağnşımına ken- dısını kaptınr mı?.. Yenn dıbıne batsın vakvak ağacı!.. Pekı, ama, bu Amenka, Guneydoğu'da teronst- len korumayı surdurecek mı?.. Şehıtlenmızın son gunlerde sayısı nıçın tırman- dı^ llkbahar ne kadar guzel, ağaç ne denlı yeşıl ol- sa da, ınsanın aklına ıster ıstemez Melih Cev- det'ın dızesı geliyor "Değıl bu anılacak şey değıl, Adınız geliyor aklıma " ZEYTtNBURNU SIT.H HUKUK MAHKEMESİ'NDE1\ EsasNo 2004 ] 6S9-Karar No 2005 252 Hâkım Kemai Guzel 20998 Kâtıp Zanf Nalbantoğlu Mahkememıze aıt 2004 1659 esas, 2005 2S2 karar sa>ılı 18 03 2005 tanhlı ılam ıle Is- tanbul Avcılar, Cıhangır Cılt \ o "\ Hane No 480'de nufiısa kayıtlı Özcan ve Nesıbe o|lu ^1 O'? 2001 Fatıh d lu kuçûk Bevtullah Emre Kabıloğlu'na açılan da\alarda temsıl etmek uzere Alı ve \zıme den olma 1954 d lu Is tanbul K Çekmece Cıhangır Cılt No 007 05 Aıle Sıra \ o 479 Sıra No 01'de kavıılı Bekır Kabıloglu kav-vım tavınedılmışrır 18 0^ 2005' Basırı 270^8