18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 2005 PAZAR HABERLER Turizmcilerih çabası Almanya'dan gelen charter uçaklannm başka ülkelere gitmesini engelledi Mi izni skandalıönlendi_,..[.. f _ _ „ _AYKUT KUÇUKKAYA Hollanda ve Almanya'ni|n ardından lsviçre ve Fransa da "bakıtn yetersiz- liğüıi" gerekçe göstererek Ö2fel Türk ha- vayolu şirketi Onur Air'e h^va sahası- nı kapatırken birbırı ardında gelen ya- saklar Türk sıvil havacılığjnın sorgu- lanmasına yol açıyor. Hükümet, yann Lahey'de yapılacak Hollanda-Almanya ve Türkıye heyet- leri arasındaki toplantının' sonucunu bekleme karan alırken baz^ yetkililer- den sert mesajlar gelmesi, tlurizmcile- ri kaygılandınyor. UlaştırmajBakanı Bi- nali Yıldırını, "Ankara'nın, Almanya ve Hollanda charter scferlerinc bir en- gelleme gctirdiği" yönündekı ıddiala- n yalanlarken yaşanabilecejk bır skan- dalın son anda önlendıği de prtaya çık- tı. Türk Sivil Havacılık Kıufıunu'nun, ılave seferlerle gönderilen J\lman tu- ristlerin Türkiye'ye inmesipe bir süre izin vermediğı, bıınıın üzenne Ispan- ya'dakı bazı turızm bölgelenyle Yu- • Türk Sivil Havacılık Kurumu, ilave seferlerle gönderilen Alman turistlerin Türkiye'ye inmesine bir süre izin vermedi. Bunun üzerine Ispanya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi devreye girdi. Almanya'daki Türk turizmciler ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ali Alp sorımu son anda çözdü. nanistan ve Kıbns Rum kesimi yöne- timi bu uçaklara ıniş iznı verebılecek- lerini bildırdı. Ancak devreye Alman- ya'daki Türk turizmciler ıleKültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardım- cısı Ali Alp girerek ucakJarın diğer ül- kelere inmelennı önledi. Turizmciler tepklll Türkıye Seyahat Acentaları Bırliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, yaşanan olayın uluslararası temayülle- re sığmadığını ve alınan bu yanlış ka- rann bır an önce düzeltılmesinı bek- lediklerini söyledi. Avrupa- Türk Tu- rizm lş Konseyi Kurucu Başkanı Hü- seyin Baranerde OnurAır havayolu şir- ketının seferlerinin durdurulmasının AB normlarına uygun olmadığını söy- ledi. Baraner, "Yolculann uçağa bin- dikten sonra uçaktan indirilmeleri bu- günekadargörülmüşşey değil. Her şe- yin bir yöntemi var. Burada bu şekilde şov yapılması hoş değU" dedi. Baraner aynca, Türk Sıvil Havacı- lık Kurumu'nun, ilave seferlerle gön- derilen Alman turistlerin Türkiye'ye in- mesine bır süre izin vermedığini, bu- nun üzerine Ispanya'dakı bazı turizm bölgelenyle Yunanistan ve Kıbns Rum kesimi yönetimının bu uçaklara inış ıznı vercbıleceklerini bildirdiklerinı belırterek, Turk tunzmciler olarak Kül- tür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yar- dımcısı Ali Alp ile birlikte devreye gi- rerek uçakların diğer ülkelere inmele- rini önlediklenni kaydetti. Almanya'da önemlı bır turizm şirke- ti olan FTİ Tounstik şırketinın sahıbi Dietmar Gunz da, Türk turızmıne za- rar verilmesinin önlenmesı gerektığı- ni belirterek "Türk turizm ve havayo- lu şirketlerinin adlannın korunması için koordineli çalışmalı ve birlik olma- lıyız. Aksi takdirde güvenin yeniden kazanılnıası yıllar sürer" dedi. Gelış- melerın gelecekte ne yönde olacağını bilemedığinı ıfade eden Gunz, "Geliş- meler medyanın tutumuna bağlı. l ma- nm siyasetçiler de aptallık edip olayı abartmazlar" dıye konuştu. Buarada, OnurAır'denyapılanaçık- lamada, "Havalimanlarında kalan 40 bin yolcunun taşınması için, yasağı ko- yan Hollanda ve bu yasağa katılan Al- manva, Fransa veIsviçre'nin kendi ha- vayolu şirketleri adına istedikleri uçuş iitinleri I ürkiyetaranndanreddedildi. Yolcular ağırhklı olarakTürk şirketle- ri taranndan taşınıyor" denildı. Devlet Hava Meydanlan Işletmele- n Antalya Havalımam Başmüdürü Os- man Serdar, Onur Air'e uygulanan uçuş yasağının tamamen tıcari kaygı- lardan kaynaklandığını öne sürdü. Ser- dar, "Bunun alrında yatan sebep şu- dur; Onur Air, o ülkelerin kendi bay- rağınıüjşıymıuçaklanlan daha fazlavoİ- cu getiriyor. Tamamen ticari amaçlı ve kasıtlı ahnmış bir karardır" dedi. Ulaştırma Bakanı Yıldınm ıse di- ğer açıklamalann aksıne "Ankara'nın, Alıııanva ve Hollanda charter selerle- rine bir engelleme getirdiği" yönünde- kı ıddıalannı dün yalanladı. Yıldınm konuyla ilgili şunlan söyledi: "Hiçbir sebep olmadan bizinı böyle kafadan bir engelleme, bir karşı uygulama ge- timıenıiz söz konusuolmacü. Herzaman bizim rutin denetimlerimizbütün uçak- lara devam ediyor." 'DAHA ÇOK GÜYEN VERİYOR' Avrupalı turistsilahlı poliş istiyor CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR- Hatay Mus Üniversitesi'nden Doç. Dr araştırma görevlisı Yasin liilim taranndan yapılan araştırma, Avrupalı turistlcrm Türk polisini silahlı görmek istedığını ortaya koydu. Araştırmaya katılan turıstler, "Türk polisi silahlı daha güven veriyor" dediler. Anadolu afa Kemal Cevat Tosun ıle Ünıversitesi'nce düzenlenen "Türkiye'de Havayolu Ulaştırması ve Turiznide Yeni Ufuklar" sempozyumunda Yasın Bilım, "Avrupalı lüristlen|n Gözüyle Türk Polisi ve Türk Poüsinin GüvenUk Hfzmetleri" konulu çalışması hakkında bilgı verdı. Çalışma kapsamında Antalya'ya ge,len çeşitli ülkelerden 413 kişiyle görüştüklerini |belirten Bilim, turistlerin yüzde 50'sının Türk polisifti kendi ülkelerindeki güvenlik görevlilerine bentzettiklerinı söyledi. Turistlenn yüzde 30.2'sinıiı Türk polisini pozitıf bulduğunu, yüzde 5O'sinıntde kararsız olduğunu ifade cden Bilım, şöyle konuştu: "Turistlerinyüzde 48.3'ü Türk polisinin silah taşımasının daha iyi bir güvenlik algılamasını sağladığı tikrini savundu. Orneğin tatil amacıyla Türkiye'ye gelen bir İngiliz polis memuru ile yapılan mülakalta, tngiltere'de polis memurlarının üzerlerinde silah taşımadığını, fakat turist olarak yabancı bir ülkede daha iyi koruma sağlaması açısından silahlı polis varlığının olunılu olduğunu, silahlı bir polisin birçok suç unsurunu suç işlenıeye hazirlamadan önce öıüeyici bir etkisinin olabilcceğini ifade etmiştir. Yinc yapılan nıülakat çalışmalarıııda bayan turistler silah taşıyan polise daha çok güvendiklerini ve polisin silah taşunasının gerekli olduğunu ifade etmişlerdir." Çevrelerinde polis gören tıjıristlerin daha mutlu olduğunu belırten Bilım, "Turistlerin sadece yüzde 3'ü çevrede polis gördüklerinde 'Bir şey mi var?' diye korktuklannı söylediler. Turistlerin Türk polisini sevdiği ve saygı duyjduğu görülüyor" dedi. SARIGERME'DE ALARM <tarettaiar tehdit altlnda DENİZLİ (AA) - Pamukkajle Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebıyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd Doç. Dr. Yakııp Kaska, Muğla'nın Sarıgerme beldesi sahılındp artan yapılaşmanın, caretta carettalar için tehlike oluşturduğunu söyledi. Dalyan ve Sarıgerme'deki denizkaplumbağalanyla ılgilı 4 yıldır çalışma yapan ekibin başkanı olan Kaska, çalışmaların bu yıl PAÜ'nün desteğiyle öğretim üyeleri ve öğrencilerden oluşan 10 kişilik bir ekip tarafından yürütüleceğini belirttı. Caretta carettalar için Dalyan'da çok fazla sorun bulunmadığını, ancak aynı şeylerin Sarıgerme içikı söylenemeyeceğıni ifade eden Kaska, "Buradâ 4 yeni tesis yapılnıakta. Dolayısıyla bu bölgedeki sahil şeridinde bir yoğunluk oluşmakta. Yeni yapılan tesisleı; denizkaplumbağalan için büvük tehdit oluşturuyor" dedi. Sarıgertne'de 100 dolayında yuva bulunduğunu, artan insan yoğunluğunun yuvaların vc caretta carettalların bıraktığı yumurtalann tahnbıne yol açacağını kaydeden Kaska, şöyle konuştu: "Tiirkiye'de turizm sadece deniz, kıım ve güneşten iba ret değil. Eko tıııizmi de öne çıkarnıalıyız. Bunun için Sangerme bölgesi uygun yerlerden biri. Buradaki biyolojik zenginliği turizmin hizıııetine sunabiliriz. Turizmden gclir elde edeceğiz' diye, çevreyi ve dünyanııı üzerinde önenıle durduğu caretta carettalann geleceğini tehlikeye atnıamahyız. Yanlış yapılaşmayla bozulacak ekolojik dengeyi hiçbir nıaddi değerle ölçemeyiz." Antalya'da hava sıcaklığuun artmasıyla turistler denize akııı etti. Sahilleri dolduran turistler güneşin altında güzel bir gün geçirdi.(Fotoğraf:AA) •• •* Oger Tur Başkanvekili Nina Oger: 1 milyon 400 bin turist getireceğiz Tatil için tercih TürkiyeANTALYA (AA) - Oger Tur Yönetim Kurulu Başkanvekili Nina Öger, bu yıl Türkiye'ye 1 milyon 400 bin tunst getireceklerini söyledi. Nina Öger, geçen yıl Türkiye'ye 1 milyon 250 bin tunst getirdiklerine dikkat çekerek "Bu yıl Türkiye'ye 1 milyon 400 bin turist getireceğiz. Türkiye'nin yanı sıra Almanya'dan Öger olarak Küba, Dominik Cumhuriyeti, Mısır, Tayland, Sri Lanka, Malta, KKTC ve Güney Kıbrıs'a 100 bine yakın turist götüreceğjz" dedi. Türk turizmınin iyi konumda bulunduğunu da ıfade eden Oger, Alman turistlenn Ispanya ve Italya'dan sonra en fazla Türkiye'ye tatıle geldıklerıni belirttı. Türkiye'nin Avrupa'da tatil için bir numaralı ülke konumuna geldığinı de kaydeden Öger, tspanya ve îtalya'nın bölgesel olarak pazarlandığı için daha başarılı olduğunu, Türkiye'nin ise hâlâ bir bütün olarak pazarlandığını, en kısa sürede Türkiye'nin de bölgesel olarak (Antalya, Fethiye gıbi) pazarlanması gerektığini vurguladı. Oger, Türkiye'nin tanıtımını her şeyın üstünde tuttuklarını da belirterek "Türkiye'nin tanıtunına büyük önem veriyoruz. Bu yıl için 1 milyon 200 bin adet 8 ayn Türkiye kataloğu bastırarak dagıttık. Hemen hemen her getirdiğimiz turist için bir katalog bastırdık. Öger olarak özellikle bölgesel tanıtıma ağırlık veriyoruz" diye konuşlu. Antalya'da tatil anlayışının gıderek değışmeye başladığını da vurgulayan Nina Öger, yaz aylarında tatile çıkanlann genellikle haftalık veya iki haftalık sürelerle geldiklerinı, son zamanlarda hafta sonlarını birleştirerek 3-5 gün sürelı "kaçamak tatirierin yaygınlaştığını, uçakla 3 saat mesafede olan Antalya'ya bu şekilde tatıle gelenlerin sayısının arttığını kaydetti. Kayıtlara göre bugüne kadar Türk turistlerden Moğolistan'a giden olmadı Bozkırda keşfedilmemiş ülke3 3 Moğolistan tabiat ve kültürel zenginlikleriye dikkat çekiyor. (Fotoğraf:AA) ULAN BATOR / AJNKARA (AA) - Orhun Anıtlan'ndan Gobı Çölü'ne, step ıklımıne dayanıklı kısa boylu prezavalski cınsı atlanndan nadır bulunan kar leoparlarına, Buda heykellenne, hâlâ koruııan kıl çadırlarına, koyunlarına kadar birçok tabiat ve kültürel zengınliğe sahip olan Moğolistan, umudunu turızme bağladı. Moğolistan hükümeti 2005 yılını "MoğoUstan'ı Ziyaret Yıh" ılan ederken, ülkenın bakır doğasının turizm faalıyetleriyle ıyı dövız kazandınlabıleceğını düşünen Ulaştırma ve Tunzm Bakanlığı yetkilılen, Moğolistan turizmınin çevreye ve doğaya dayandırıldığını, bu ülkeyi ziyaret eden turistlere at binme, balık tutma, orman safarisı, dağcılık turları, kar leoparlarını ızleme-gözleme turlan, bozkırlarda gezınti imkânları sunulduğunu belirtıyorlar. Ulaştırma ve Tunzm Bakanlığı yetkıhleri, "Diğer ülkelerde insan eliyle yapılmi'} her şeyi görebilirsiniz. Ülkemizde ise yüzyıllardır özelliği bozulmamış kıl çadırlarda kalahilir, deveye biner, çöllerimizde ve ormanlanmızda dolaşabihr, berrak sulanmızdan içebilirsiniz" diye konuşuyorlar. Özellikle at ve kuş türleri bakımından zengin olan ülkede, Ulan Bator'dan cıplerle çıkan turistlere yollann olmadığı uçsuz bucaksız yan çöl bozkır alanlannda vahşi atlar eşlık ediyor. Edınilen Türk tarıhinde önemlı bir yen bulunan Moğolistan topraklarına, kayıtlara göre bugüne kadar hıç Türk tunst gelmemiş. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki temmuz ayında bu ülkeyi ziyaretinde iki ülke arasında turizm konusunda somut adımlar atılacağı da öğrenildı. Moğolistan'ın TürkJer için ayn bir önemı bulunuyor. YakJaşık 280 yıl önce bulunduklannda bütün bilim çevrelennin dikkatini çeken ve Türkçenın ilk yazılı kaynakJarı olan Orhun Abidelen, Türk adının geçtığı ılk Türkçe metinler bu ülkede bulunuyor PAZAR ORHAN BURSALI Atatürk, Devletçilik, Erdemir Genelkurmay Başkanlığı, "Bilgi Çağında ve Tek- nolojik Gelişmeler Işığında Toplum, Yönetim, Yöne- tici ve Lider Yaklaşımları" konulu uluslararası sempoz- yum düzenledi. Dünyayı değiştiren teknolojık gelişme- lerirı yarattığı yeni ilişkiler ve özellikler, uzmanlarca tartışıldı. Genelkurmay, çağı belirleyen yeni ana kav- ramları ve çok yönlü etkilenmeleri yakından izliyor. Sempozyumun ev sahipliğini Genelkurmay II. Baş- kanı Orgeneral llker Başbuğ yaptı. Sayın Başbuğ, kap- samlı konuşmasında, bilgi toplumu kavramını tartış- tı ve sorular yöneltti. Aynı şekilde, liderliğin tanımı üzerinde durdu. Burada şimdilik, Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin ilkeleri arasında saydığı devletçilik kav- ramıyla, bugünkü güncel gelişmeler arasındaki ılişki- ye değineceğim. • • • Sayın Başbuğ'a göre, akla ve pozitif bilime dayalı laiklik, ulusal egemenlik, ulus devlet ve tam bağım- sızlığın yanı sıra, "Devletçilik" de Atatürkçü Düşün- ce Sistemi'nin ilkelerinden biri. Atatürkçü Düşünce Sistemi, Mustafa Kemal dö- nemine ait, geçmişe ilişkin ilkeleri mi anlatıyor, yoksa günümüzde uyulması önerilen bir ilkeler bütünlüğü- nü mü? Başbuğ'un konuşmasında "Devletçilik", bu soru çerçevesinde gri alandadır ve tartışılmayı bek- lemektedir. Devletçilik, Atatürk'ün sermaye birıkımi ve burjuva- zisi olmayan ülkenin çözümüdür. Burjuvazi de geliş- tırilmeye çahşılmaktadır. Başbuğ, Atatürk'ten alıntılı- yor: "Türkiye'nin uyguladığı devletçilik sistemi... Sos- yalizm kuramcılarının ilen sürdükleri fikirlerden alına- rak tercüme edilmişbirsistem değildir. Bu, Türkiye'nin ıhtiyaçlarından doğmuş bir sistemdir." Ve Başbuğ bugün için bir sonuç çıkarıyor: "O'nun bu sözlerinden de devletçilikanlayışındakihâkim fak- törün, Türkiye'nin ihtiyaçları olduğu görülmektedir." Yeniden sorarsak: Devletçilik, o zamanki ülke ihtı- yaçlarının zorunlu kıldığı ve bugün için gündemde ol- mayan bir konu mu görülmekte? Kısa tartışmamızda gerçi bu konu pek açıklığa kavuşamadı, ama Genel- kurmay Ikinci Başkanı, devletçiliğin sosyal devlet yönüne vurgu yaptı... Başbuğ, aslında tamamen katıldığım birtanım ya- pıyor: "Atatürkçü Düşünce Sistemi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkılmasını temel hedefalan, bu he- defe ulaşmakiçin akıl ve bilımin yol göstericiliğini ka- bul eden, dinamik bir dünya görüşüdür." Mustafa Kemal de, zaten, "Manevı miras olarak hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bı- rakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel istikamette aklın ve bilimin rehberliğini kabul eder- lerse, manevi mirasçım olurlar" sözleriyle, dinamik bır dünya görüşünü miras bırakmıştır. Çünkü hertürlü "ka- lıp düşünce" zamana karşı duramayacak ve yıkılıp gi- decektir. Mustafa Kemal ise sonsuzluğu ve süreklili- ği aramaktadır... "Dinamik bir dünya görüşü", şüphesiz çağını an- lamaya çalışır, doğmalardan arınmıştır. Bu görüşe gö- re, devletçilik, bir miras olamaz... • • • Ama, Mustafa Kemal'in devletçiliğinden, bir miras vardır. Başbuğ'un da vurguladığı gibi "Türkiye'nin ih- tiyaçları".. "Türkiye'nin ihtiyaçları", dinamik düşün- cenin itici gücüdür. Dinamik düşünce ve ülke ihtiyaçları, "izm "lerin "donmuş kalıplarını" reddeder, onları süregenleştir- mez, ama onlardan işine gelenleri "araç" olarak kul- lanır, kullanması gerekır. Devletçilik bir "izm" ise, libe- ralizm ve neoliberalizm de bir diğer uçtaki "/zm"dir. O zaman, "dinamik süreçten" bakarak şunu tartış- malıyız: Ülke ihtiyacı, orta vadeli olarak neyi gerekti- riyor? Ekonomik alanda, temel yönlendirici nitelikle- re sahip olabilecek örneğin Erdemir, Tüpraş gibi çok önemlı potansiyellerin üstelik "yabancılara" satılma- sını mı? Bu, "Türkiye'nin ihtiyacı" mıdır? Hiçbir ulusal-uluslararası ayrım yapmayan ve her şeyi satan ekonomik anlayış "Türkiye'nin ihtiyacı" mıdır ve bu bakış ülkeyi "muasır medeniyetin üzeri- ne" çıkartırmı? Yoksa, orta vadeli bakıldığında, bugün dinamik düşünce, birkaç ekonomik "tekeli", ülke yararı için dünyaya karşı bir "savunma" ve "saldırı" burcu ola- rak kullanmayı mı gerektirir? Ulusun genel çıkan için? Bir başka soru: Günümüz dünyasında, devletin se- çıcı alanlarda akılcı yönlendıriciliği olmadan, Türkiye, "öndekilere" yetişebilır mi? (Düşünmek ve kıyaslamak için: Çin, Hindistan, Güney Kore, Malezya, Tayland...) Günümüz Türkiye'sınde devletçilik, ülkeyi bir yere götüremez. Yurttaşının yaratıcılığını öldürür.. Ama, hü- kümetlerin ekonomide birçok konuda iticiliğı, yönlen- diriciliği olmadan, elinde bazı temel araçlar olmadan, şu vahşi rekabet dünyasında ülke hiçbir yere varamaz... Bir Erdemir'i bile alacak sermaye büyüklüğünün ol- madığı ülkede, tam serbest piyasa kapitalizmi veya neoliberal anlayışla "köşeyi dönebileceğimizi" dü- şünmek, bizim değil, yabancının, gelişmişin bize da- yattığı düşüncedir... Dinamik düşünce, burada nere- de? "Salı" yazısında bu açıdan Babacan'ı ve hüküme- ti tartışacağım... [email protected]. Okumoyazmanın yaşıyok Beyoğhı ve Şişli Halk Eğitim Merkezi ile 21. Yüzyıl Eğitim Kültür Vakn (YEKİJV) taı alından düzenle- nen okumayazma ve çeşitli kursları bitirenlere dip- lomaları törenle verildi. YEKÜV Nilüfer Gökay Eği- tim ve Kültür Merkezi'nin bulunduğu Kallavi So- kak'taki törene YEKÜV Yönetim Kurulu Başkanı Gülbin Sözen, Beyoğlu Halk Eğitim MUdürü Ahmet Yılmaz, halk eğitim öğretmenlcri ve kursiyerler ka- tıldılar. Sö/en, masörlük kıırsıında 15 kişinin başa- rılı olduğunu, okumayazma kıırsııııclavsa 35 kişinin başanlı olduğunu belirtti. (SERVET ALÇ1NKAYA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle