22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 15MAYISPAZAR2005 10 PAZAR dishab(«)cumhuriyet.com.tr Hayai, haydi Gülserenir eni ilk gençlik hattî çocukluk günlerinden bilirim. Daha o zamanlardan hareketli, candan bir kızdın. Kafaya koymuştun, müzisyen olacaktın. Seni benden daiıa iyi tanıyan Elele Derneği Müdürü Gkye Petek'e sordum. Bu sene 21 yaşır a basan Elele'nin ilk yıllarında dtzenlediğı, -yanılmıyorsa- bir 23 Nısan Şenliği'nden hatırhyor. "Gülseren 12 yaşuıdaydı. Okul şarkıları, türküler söylüyor, çocuklan almış ctrafına danslar ettiriyor,biraz halay biraz göbekdansı, yaşından beklenmeyecekbir beceriyle herkesi çekip çoviriyordu. O zamandan belliydi sahneyle, nıüzikle ilgisinin olacağı..." üelecek perşembe ön elemeleri, cumartesi de fınalleri, Ukrayna'nın başkenti KieVde yapılacak 50. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi bu yıl ilk defa bir 2. nesil gö;men kızı, Fransalı Gülseren tepısil edecek. Aslında Gülsereri hem Türkiye hem Fransa için yarışacak. Zira o Türkçe jarkı söyleyecek, evınde Türk terbiyesi aldı ama mantığiı da eğıtimi de gerçek dili de ftrtık Fransız. Bundan sonra bılralardan PARIS UĞUR HÜKİJM gelecek her çocuk, her in kökcnli Alman sinemacı, şan gibi. Türk Türk kökenli Italyan tiyatrocu, Türk kökenli Fransız şarkıcı, Türk kökenli lng Türk kökenli Hollandalı liz işadamı, utbolcu olacaklar. Hatta Mehmet Scholl'da olduğu gibi, "Yeter be, zaien babam da bizi bırakıp gittnişti" diyönler çıktığında darılmak, bozulmak yok. Çünkü siz oralarda gerekeni çağa uygun bir biçimde yerıne getirmezseniz birkaç tane fanatik milîiyetçi ve köktendinci dışında kalanlar kökenlerindeki zenginliği 3. ııesilden itityaren soyadlarındaki orijinallığje indirmekle yetınip tüınüyle asimile olup bitecekler. O çağa uygunluğun koşullarından bıri de kendi ülkemizdeki Kürt, prmeni, Arap, Yahudı vs. insanlarımızırt Kürt veya •^ • ı "i ı: ıv'..ı.Lu..ı Ermeni vs. kökenli Türk plduğunu hazmetmemizden geçecejk. Hele hele Gülseren gibi Anadolu kültürü ve sevgisiyle büyümüş parlak çocuklanmıza sahıp çıkmak, onları bağnmıza basmak yerine, Eurovision Türkiye finallerinden sonra Türk renkli basınının ezıci çoğunluğunun çanak tuttuğu gibi göçmen çocuklannın başarılarına kıskançhk, tıcari kaygılar, ufak hesaplarla çomak soktuğunuzda bilin kı yurtdışındakı ınsan sermayemizın yarınım yemekteyiz. Eurovision hayatımız boyu ne temel ılgi odağımız ne de müzik tercihimız oldu. Ancak bir annenın ve de genç sanatçı bir kadının örnek hayat mücadeleleri ve onlara sizin oralardan yöneltilen hayasızca hakaret ve haksızlıklar bizi isyan ettirdi. Diğer Avrupa ülkelerinin yüzde 9O'ı Eurovision'a genç, amatör, müzikte şansını denemek isteyen acemileri yollarken Türkiye komplekslerinden kurtulamamanın verdiği eziklıkle Ajda Pekkan, İzcL, Kayahan, MFÖ, Modern Folk (jçlüsü, Neco, Nilüfer gibi ağır toplarını yolladı. Sonuç hep aynıydı. Sertab Erener'in istisnai başarısı hepimizi sevindirdi. Sertab Ingilizce söylemiş de kazanmış, niye bu "güzel" âdeti değiştiriyormuşuz... Sızi gidi tatlı su millıyetçıleri... Kendileri 2 defa katılmalarına rağmen ilk 5'e bıle giremeyen, Gülseren'in müziğini "kalçalarına" bakarak eleştiren böyük müzisyen ağabeylerımiz, "Siz neymişsiniz be abiler?" 7 grupla finale kaldıkları zaman hiç şanslan olmadığını düşündükleri Gülseren ve arkadaşlarının fotoğraflarını bile çekmeye tenezzül etmeyen gazeteciler, hiçbir araştırmaya gerek görmeden Gülseren'in batakhanelerde çalıştığını doğrulayan sözümona yurtdışı muhabirleri. Siz Gülseren'in annesinin 3 kızını ne azim ve cesaretlc yetiştırdiğini araştırtırdınız mı? Onun nasıl Fransızca ögrenip kızlannın özgürlüğüne sahip çıktığını, nice tutucu çevreyle mücadele ettiğini, 10 Haziran 2001 tarihli Cumhuriyet Dergi'de Nermin Sungur ve 20 Şubat 2005 Milliyet Pazar'da Elif Koralp'in Gülseren röportajlarını okumak zahmetıne bıle katlanmadan "Her şey benden sorulur" diyenlerin dümensuyundan gittiniz. Siz Gülseren'in sahneye çıktığı Les Trois Maillets caz kulübünde Leo Ferret, Mouloudji gibi devlenn şarkı söylediğını, bugün Georges Moııstaki, Dany Briant gıbı ünlülerin hâlâ bu "batakhaneyi" şereflendirdiğini bilir misiniz? Bu kulüp pek tanınmıştır, dolayısıyla turistiktir. Dünya müziğinin nadide örneklerı de sunulur. Türkiye'den kaç "sanatçı" (?) hanımımızı veya beyimizi kabul eder, söyler misiniz? Gülseren'in ınternet sitesine girerseniz albüm ve çalışmalannı görürsunüz. (www.gulseren.com) 2001'de yayımladığı albümündeki Prelude parçası onun konservatuvarda aldığı temel bılgınin, söylediğı özgün besteler ve geleneksel parçalarda Türk müziğine olan sevgisinin kanıtlandır. 2002'de Paris Belediye Sarayı Meydanf nda Dünya Kupası çeyrek finali Türkiye-Senegal maçını seyretmek için kurulan dev ekranın yanındaki sahnede çoğu Afrikalı 10 bin kişilik kalabalığı nasıl Türkçe havalarla coşturduğunu bilenler senin sahne yeteneğini anlayabilirler. Aynen Eurovision Türkiye finalinde tekrarladığın gibi.. Sanajüri üyesiyle ilişki çamurunu atanlar, sevgili eşin Kolombiya kökenli Fransız değerli müzisyen Luiz Ernesto Gomez'i iyimser ihtimalle hiç tanımıyorlar. Sevgili Gülseren ve Luiz, çıtayı sakın Eurovision diye koymayın. O olsa olsa sizler için yeni bir tramplendir. Sizin çapınız dünya ölçeğindedır. Türkiye'dekileri bilemem ama 500 bini Fransa'da, Avrupa'daki 4 milyon insanımız sizin arkanızda olacaktır. Ufkunuz geniş, yolunuz açık olsun. Haydi, haydi Gülseren!.. ugur.hukum@paris.com BASARI IAXIMUM KART 1LE TAM 12'DEN VURUNSamsung cep telefonlan Maximum Kart'a özel 12 taksit avantajı ile tüm Başan bayilerinde Serttkalı iMinler kuBaııım (mnl sllrestnce batam onanm gûvencesMedlr Kampanya 31 Mayıs 200S tarihlne kadar geçnil vs stoklaria sınırfc* mammum www.maxitnilni.com.tr I 444 02 02 îzmir'in Stenberg'i fethiu yazının başlığı "Birgitta Stenberg'in İzmir'i fethi" olacaktı ama düşüncemı lzmir'de güzel bir nısan akşamı kendisıne söylediğim zaman karşı çıktı ve yukarıdaki gibi düzeltti. 70'li yılların başlannda olan ve gezdiği ülkelerin sayısı tahmin edilemeyecek kadar çok olan Birgitta'nın yolu nihayet Izmir'e düşmüştü. Ben de hem ünıversite yıllarımdan beri görmediğim İzmir'i yenıden görebilecektim ve hem de TÜYAP'ın kıtap fuannda ona bir çeşit ey sahıpliğı edecektim. (TÜYAP'ın bu yönde en ufak bir ilgı belirtısinde bulanmadığını da eklemek zorundayım.) Bu arada Birgitta da benim 4. fotoğraf sergimin açılışına katılmış oldu. Birgitta Stenberg'in hayatı merak üzerıne kurulu. însanları, olayları, ılışkileri hiç mudahale etmeden izlemek ve güzelliklerle çırkınhkleri ak kâğıda kaydetmek İzmır'in eski halinı bilen biri olarak ben, bütün körfezin Kordon'a dönmüş olmasından duyduğu şaşkınlığı ve mutluluğu gızleyemıyordum. Sevgili Ahmet Piriştina'yı da her an, her köşede anıyordum. Birgitta ıse "Bunca yıl yanlış ülkelerde dolaşmışım" dıye dile getırıyordu şaşkınlığını. Bizim için Ankara'dan kalkıp gelen sevgili dostum Cumhur Ayduı'ın sımsıcak ve sevgı dolu gülümsemesiyle, onun, GÜRHANUÇKAN deneyimli, görgülü ve merak dolu bakışlan buluşunca bana yalnızca izlemek düştü. Cumhur ödünç aldığı otomobılle bızı, Asansör'ün altmı ararken üstüne götürmeye kalkıştığı ve yolu kanştırdığı zaman Birgitta çok mutluydu. Eşrefpaşa'mn daracık yollarındaki kapı önü, balkondan balkona sohbetleri, bakkallann önüne atılmış sandalyelerde şıngır şıngır kanştırarak çay içilişlerini boncuk mavısi gözleriyle ilgiyle izliyordu. Sürekli olarak Cumhur'a, telaş etmemesini ve halinden çok hoşnut olduğunu söylüyordu. Sahilde ;ezerken, zaman zaman, yeşillikten annmış ve tıkhm tıklım ev dolu yamaçlara ve tepelere bakıyor ve kendı kendıne yüksek sesle, "Bunca insan işine nasıl gidip geliyordur acaba" diye soruyordu. Her taksıye binışte, daha doğrusu binmeden önce, kimin ödeyeceği konusunda tartışma açıyor ve beni, "maço ev sahipUğiyle!" suçluyordu. Bir ara öyle kızdı kı, beni, kafama kaşıkla vurmakla, Cumhur'u da başına uygun bir şey atmakla tehdit etti! Fşte tam o eski Kordon'da, benim ve Cumhur'un kulağında TimurSelçuk'un "Karantinah Despina"sı yankılanırken Cumhur ona -Kahve Molası'nın 15 Nisan 2005 tarihli internet sayısında yazdığı gibi- bu dost sıcaklığını, elle tutulur doğallığını, çevresiyle paylaşıverdiği içtenliğini- soruyor. "...sözümü kesip bana doğru eğiüyor, 'Sihirli sözcük ne, biliyor musun' diye soruyor. 'Ne?' diyorum. 'Merak etmek' diyor, 'evet, yalnızca merak etmek'." Susup yeni Ay' a bakıyoruz. O, lzmir'de gökyüzünün daha önce görmediği bir şekilde ve güzellikte karardığını söylüyor. 50 kadar resim sergisi de açmış olan Birgitta, "Ben bu rengi tutturamam. Ama bir dostum tutturuyor" diyor. Konu bizi aştığı için Curnhur'la ben susuyoruz. Devamını, Cumhur'un kaleminden okuyahm: "Merak etmediğinüz gibi, sevgimizi de -uçup gidenlerden sonra kalan kuınulan kastediyor herhalde- göstermemeye, bazen kendiliğinden oluşuveren sıcaklıklara kapüıp gitmemeye çaüşıyoruz" diyor. "O neden, Birgitta?" diyorum. "Yanlış anlaşılmaktan korkuyoruz" diye fısıldıyor kadıncağız. îlahi tatlı cadı, sevgisini göstermenın de yanlış anlaşılması olur mu? Bunu sormuyorum, ancak o ben sormuşum gibi yanıt veriyor: "Merak edene, sevgisini çekinmeden paylaşan insana kaçık gözüyle bakıyorlar!" Gerisinı ben ekleyeyim. Cumhur'la ben düşüncelere dalmışken o yerinden kalkıyor, cüzdanını çıkanp pat diye önüme koyuyor ve "Hiç ihtiyacım yok ama, tuvalete gküyorum. Sen de hcsabı buradan ödersin, böyleliklc maçoluğuna halel gelmez!" diyor. Uzaklaşıyor... Gelin çocuk, damatçocuk Hindistan'da kesinlikle yasak olmasuıa karşın yine yüzlerce çocuk evlendirildi. Evlilikler için uğurlu olduğuna inanılan Akkha Teej Festivali sırasında orta ve batı Hindistan'da küçük kasaba ve köylerde bu hafta evlendirilen çocuklar arasmda 7 yaşındakilerde bulunuyor. Aileleri taranndan evlendirilen çocuklar arasında 13 yaşındaki gelin tnder Singh ile 14 yaşındaki damat Raııı Bai de bulunuyor. Madhya Pradeş cyaletinin başkenti Phopal'da sadece bu hafta yüzlerce küçük çocuk evlendirildi. Küçük kasaba ve köylerde yasalar dikkate ahnmıyor. (REUTERS) Brüksel'in bir başka yüzü... F ıllardır, Brüksel kuzey tren istasyonuna bıtişik Aarshot caddesinın imajı seks endüstrisi tarafından belirleniyor. Bu cadde, çoğu Türk, Faslı ve diğer yabancılardan oluşan müşterılerin arabalanyla yavaş yavaş kırmızı neon ışıklarla göz kamaştıran vitrindeki çoğu eski Doğu Bloku ülkelerinden gelen fahışelere bakarak ilerlediği ve adeta bir izleme trafıği oluşturduklan bir mekân. Ancak bu sıralar, bınalann bir kısmının Türklerın olduğu bu caddede vitrindeki kadınlardan başka şeyler de izlenebıliyor. Çünkü "Neon Nord Sanat Projesi" ikinci kez Aarshot'ta etkinliklerine başladı. Caddedeki vitrinlerin karşısında, demiryolu tarafma konan pankartlarda fuhuş üzerine ilginç tümceler yazılmış. Sırtunı vitrinlere döndüğüm için "çahşanlardan" fırça yeme pahasına 50'yi aşkın aforizmavari sözleri teker teker not ettim. Charles Baudelaire'den bir alıntı, atasözlen, sözlükler.. akla gelen her kaynak kullanılmış. Çok uzun bir de fiyat tarifesi var. Pozısyonların ve hızmetlerin her birinin 50 Euro olduğu tarifede, aşk ancak sıpariş üzenne sağlanabıliyor. Her uzaklığa sipariş garantisi verilen tarifede müşterıler, "Dikkat! Pişmanhk geri alınmaz, değiştirilnıez" diye de uyanhyor. 5-10 tanesine birlıkte göz atalırn: "18 saniyeden aşağısına yasak!, Ücret anlaşmaya tabi, SÖMÜRÜ de dahiL, orospu ve hokkabaz için yaşlıhk daha zalimdir." tspanyol atasözü: "Orospu utanırsa, dünyamn sonu gelir." Fın atasözü. "Gir, öde, yok oL" "Gülümse, yalan söyle, yeniden başla" "Arzu sürekli bakire kahr," "Dünyamn en eski mesleğinin bir geleneği: Rahatlama garantisi." "Neon Nord" isimli bu sosyo-kültürel çalışma ilk kez 2003 te, Aarshot caddesinüı bulunduğu Kuzey bölgesinde çevrenin geliştirilmesi amacıyla yapılmıştı. Başlangıçta lnisiyatif kendisini, "fahişeliği konuşulabilir bir olgu yapma isteği" ile düzenlediğı sergılerle sınırlamıştı. Bu etkinlik, yalnızca bölge dışındakı insanlar için değil, bölgede yaşayan ve yerel etkinliklere kolayca ulaşamayan insanlar için de düşünülmüş. ilk Neon Nord projesi başarıhydı. Bu bölgenin bir kuruluşu olan ve Neon Nord'un organizatörleri arasında bulunan Espace P ve Projet Rousseau, bölgede oturanların ve fahişelerin güvenini kazanmış. lnisiyatif içinde aktif çahşanlardan Gregoire Kireff, bu projeden sonra bölgede yaşayanlann birbirleriyle daha fazla konuştuklannı fark ettiğini, söylüyor. Bunun bir devamı olarak ise ikinci Neon Nord çalışması için daha fazla sanatçı ortak çalışma çağrısına cevap vermiş. "30'dan fazla sanatçı, dansçı, tiyatrocu, yazar ve fotoğrafçı bu projede birlikte çahşıyor. Sanatçdar; düşünce özgürlüğü, bireye saygı ve kadın ticareti konularuıda çauşmalar üretiyorlar." Neon Nord, fahişelik konusunda bir tavır koymuyor ancak altında yatan ekonomik ve etik (olmayan) sebepleri eleştiriyor. Konu hakkında 29 Nisan'da Schaerbeek Kültür Merkezi'nde bir forum düzenlendi. 21 Mayıs'a kadar sürecek proje kapsamında 30 BRUKSEL ERDİNÇUTKU Nisan'da da ücretsiz bir konser verildi. Bu projenin en önemli etkinliği iki yıl öncesine dayanan ve farkh meİcânlarda düzenlenen Totoğraf ve resim sergileri, video, dans ve tiyatro gösterileri gibi çalışmalar. Bazılan Schaerbeek Kültür Merkezi'nde, Nord istasyonunda, raylann kenannda veya Aarshot'takı vitrinlerde sergileniyor. Brükselli sanatçı Orore d'Utopia, bir çalışmasına, müşterilerin baktıklannda kendilerini gördükleri bir ayna yerleştirmiş. Birkaç bölge sakını ve birkaç fahişe de, 21 Mayıs'taki sokak şenliğinde gösteri yapmak üzere tango kurslarına katılıyorlar. "Brüksel Bizündir'' kuruluşu bölgede oturanların yaşadıkları hikâyeleri dinleyebileceğiniz bir mobil yatak yapmış. "Neon Nord Festivali 05" çerçevesinde, hareketli yatak hikâyeleri anlatıyor. Yastıkta hoparlörler ve ayıcık içinde ise uzaktan kumanda var. Bu yatağa yatanlar hikâyeler ve anıları dinliyor: Gençlik ve göç hikâyeleri, çok özel öyküler ve fuhuş hikâyeleri. Bu etkinlikler, Türklerin yoğun yaşadığı Nord bölgesine; bütün sakinlerin birbiriyle iletişimini sağlayarak, samimi ve sevimli bir yöntemle tabulanmızı yok etmeyi amaçlayan, bir başka bakış. Organizatörler "Aşk bulabildiği her yerde saklanır" sloganını seçmiş. Oysa "Gülümse, yalan söyle, yeniden başla" fahişelerin yaşamını daha iyi özetliyor. Türkiye'deki genelev semtlerinde de böyle renkli etkinlikler düzenlemeye ne dersiniz? erdincutku@binfikir.be
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle