23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2005 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAYAKBA1, Hiçbir Kitap Yok Edilemez! "Kapıyı açtılar, beni karanlık bir odaya soktular. Bir yer aradım. Zorlukla, oturacak bir sandalye, o da yok! Elimle orayı burayı yok- ladım, bir kâğıt yığınının üstüne uzandım. Sabah olunca baktım, altımdakiler kitapmış! Toplatılmış, sakıncalı bulunmuş.... Birini çek- tim, ne görsem, Sait Faik'in ün- lü 'Medar'ı Maişet' romanı..." Bu olayı ünlü bir şairden dinle- miştim. Cebinden para ödeyerek yayımlatmıştı Sait bu kitabı! Han- gi düşünceyle toplatılmıştı, bil- mem! Daha önce, "Kestaneci Dostum" öyküsüyle başı derde giren Sait Faik ne yapsın, roma- nın yeni baskısında adını değiş- tirdi: "Birtakım Insanlar" yaptı. 'Kestaneci Dostum'u da 'Mahal- le Kahvesi'... Şu günlerde soruyorlar: 'Kitap yakılırmı?' hemen akla, Hitler'in Propaganda Bakanı Dr. Go- ebels'in kitap yakma gösterileri geliyor. Bir üniversite bahçesine yığmışlar, Freud'ları Mann'ları, Remarque'ları, Gide'leri vb. ya- pıtları. Bağırarak, şarkılarsöyleye- rek, ilkel kavimlerdeki gibi dans- larla yakıp külünü havaya savur- muşlar! Orhan Pamuk'un kitapları her yerde apaçık satılıyor. Ama, biri çık- mış toplatmaya kalkmış, bir ta- nesini bile bulamarnış! Kimi zaman öfke, çok aşırı duy- gusallığa kendini kaptırış, böyle ters işleryapar. Pamuk, öteden be- ri kendini tanıtmasını, kitaplarını sattırmanın yolunu iyi bilen birya- zanmız. Böyle bir olay, işine de gel- miştiriŞimdi 'neyazmış, neetmiş' diye okurlardaha da meraklanmaz mı? Zaman zaman ülkemizde kitap düşmanlığı gündeme gelir, getiri- lir. Listeleryayımlarlar, şu şu kitap- largenel kitaplıklardan, okul kitap- lıklanndan kaldırılrnalı, derler! Yal- nıztoplumsal gerçekleri duyuran- ları değil, aşk romanlarını bile ya- saklamak isterler... Bir de 12 Ey- lül'lerdeki gibi toplumun karma- şık günlerinde yaşananlar var. Sa- bah karanlığında evleri basıp ki- tap aramak, toplatmak.. o kitap- ları, evine, kitaplığına alıp koyan- ları suçlamak!.. O günleri yaşayanlar bilir. Nice aydınımız, hatta profesörümüz, kitapları sobada yaktı, denize at- tı, toprağa gömdü, makasla par- çaladı! Bir emekli albay dostum an- latmıştı, Mao'nun, Nâzım'ın ki- taplarını almış, okumuş, sonra bir de bakmış ki "haziran harekâ- f/"ndaevleraranacak, gitmiş kar- şıki harap çeşmenin arkasındaki kör kuyuda saklarnış... Salim Şengil'in yayımladığı ki- taplar basımevinden alınmış, bir depoda saklanmıştı. Muzaffer Erdost'un başına da geldi böyle birşey; onun kitapları datoplatıl- dı, yakıldı, yok edildi. Hangi biri- ni saymalı?.. Bir kitabı beğenmezseniz, dü- şüncesini zararlı bulursanız, onu yok ederek ortadan kaldıracağı- nızı sanırsanız, yanılırsınız! Saldı- rıya uğrayan her kitap okurda da- ha büyük ilgi uyandırır. Yapacak tek şey, o kitabın karşısına yeni bir kitapla çıkmaktır. Bir insanı yak- makla eştir bir kitabı yakmaya kal- kışmak... Abdülhamit dönemin- de toplatılan 'zararlı' kitapları ya- kacak yer bulamamışlar, Çem- berlitaş Hamamı'nda yakarak yok etmişler! Okuyun Hıfzı Topuz'un 'Basın Tarihi'ni, görün!.. Ne zaman bir kitaba haksızca saldırılırsa, o kitabın değeri artar! Bugün kitap, gazete, dergi oku- yucusu ülkemizde utanılacak bir sayıda ise suç, kitap düşmanla- rınındır. Bir halkı, karanlığa, ilkel- liğe mahküm etmeye kalkışanla- rındır. îstinaf ve Yargıtay Ömer FARUK EJVltNAĞAOĞLU Yargıtay CumhuriyetSavcm 1 876 yılında (her ilde) kurulan, ilk derece nıahkemclcri ile Yar- gıtay'ın arasında görev yapan is tinaf mahkemeleri, "hukuk dev- rimi" kapsamındaşer'i nıahke- melerie hirlikte 1924yılında kaldırılmış- ur. Îstinaf yolıınun kaldınlmasindakı te- mel gerekçe, sadece çalıştırılacak kad- ronun bulunamaması ya da bu mahke- melerin, yargılama sürecini uzatmasi mıdır? Yazı, bu soruya yanıt aramakta- dır! Yargıtay, kurulduğu 1868 yılından be- ri temyiz mahkemesi kımliğiyle "yük- sek mahkeme" görevini yerine getir- mckte olup; 1922'ye kadar tstanbul'da, 1920-1923 arasında başkentın dışında Sıvas'ta görcv yaparak, 1923 yılında ise Eskişehir'e taşinmıştır. "Siyasetin etki iilanı dışında ve anında ilclişnıı kııı-aıııa- yacagı bir oıtanıda çalışmak" düşünce- siyle, siyasetin yoğun yaşandığı Anka- ra yerine Sıvas ve Eskişehır'de çalışan Yar- gıtay, düşünülen endişelerin gerçekleş- memesı iizerine, 1935 yılında Ankara'ya taşııımıştır. Bu durum devletı kuran iıa- denin, yargıya bakış açısı yönünden dik- kat çekıcidir. BilimscL, siyasal vc yargısal çevreler- deki tartışmalar, bölge adliye (istinaf) mahkemelerikonusunusürekligündem- de tutmuştur. TBMM'de kabul edilen 26.9.2004 tarih ve5235 sayılı yasa ile lek- rar kurulan bölge adliye mahkemeleri- niıı, anılanyasanın 01.62005 olanyürür- lük tarihinden sonraki îki yıl içerisinde göreve başlaması öngörülmüştür. îstinaf, ilk derece mahkemeleri (yanı yerel mahkemeler) ile temyiz mahke- mesi arasmda söz konusu olabilen bir ya- sa yolunun adıdır. Bu yasa yoluna bak- makla görevlı malıkemelere de, istinaf mahkemeleri adı verilmektedir. 5235 sa- yılı yasa ile "istinafyasayolu" getirilnıek- te vebu işle görevli olanmahkemeleriçin de "bölge mahkemelcrT adı kullanıl- maktadır. Kararlarının önemli bir bölümfi Yar- gı(ayincelemesineaçılmayan,nıaddi(olay) denetim de yapmak üzere "yeni bir dö- nemin başlangıcı" nitelemesiyle kurulan bölgemahkemelcriyle(veçıkânlandiğer yasalarla), başlayan ya da kapanan han- gi dönemdir? Kaldîrılan istinaf, şiımli neden kurulmaktadır? Idari yargı alanında 1983 yılında, ida- re ve vergi mahkemeleriyle birlikte, "böl- ge idare mahkemeleri" de kurulmuştur. Kurulan bu yapıda "asılhukuksal dene- tim organı", üanıştay olup, bölge idare mahkemelerinin yetkileri dar, iş sayısı ise düşük oranlıdır. Ancak adli yargıda fark- lı bir yapılanmaya gidilnıektedir. Ülkemizde "bir hukuk siyasetininge- reğJolarak", kararların kesinlik sının ile suç ve ceza siyasetine yönelık ılkeler konulamamış, ilkesiz söylemler ise ya- salaşmıstır. Ancak önem derecesi düsük suçlara ilişkin kararların, kesin olması, tnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin ekı olan (ülkemizde henüz uygulamaya sokulmayan) 7. protokoleuygundur. Ce- za yargılaması için söylenenler, genel- de hukuk yargılamalan için de geçerli- dır. Yargıtay'da inceleme siircsinin uza- nıası,bölgemahkemelerinin kunılmaıııa- sından değil; temyizi olanaklı işlerin iyi saptanmamasından, rıüfusla birlikte so- runlaruı da zamanla artnıasına paralcl olarakişyiikiinündebüyümesindenkay- naklanmaktadır. Bu durum kuşkusuz Yargıtay'ın "içtihat mahkemesi" kiınli- ğini gölgelcmektcdir. İstinafmahkemeleri,ülkemizde yargı- dakisorunlarıçö'/ecek"yenibiryapılan- ma" gerekçesiyle$avunulurkcn,analitik birincelemeden uzakdurulmaktadır.İs tinafı öneren AB, önerisiyle de yetin- meyerek bu mahkemelerın kurulacağı yerler arasmdaAnkara, Diyarbakır ve Er- /urum'u ismen söylemektedir. 5235 sa- yılı yasanın kabulü beklenmeden, 2004 yılı Teınmuz ayında Diyarbakır ve Er- zurum bölge adliye mahkemelerinin ar- Adınız?.. Adresiniz?.. Mesleginiz?.. İşte hediyeniz!Akbank'taki bilgilerinizi 1 Mart - 31 Mayıs 2005 tarihleri arasında güncelleyin. Böylece biz size daha iyi hizmet verelim, siz de birbirinden değerli hediyeier kazanma fırsatını yakalayın. Bilgilerinizi nasıl güncelleyeceksiniz? 01 Mart-31 Mayıs 2005 tarihleri arasında, > En yakın Akbank şubesıne uğrayarak, > Veya Akbank Telefon $ubesi 444 25 25'i arayarak, > www.akbank.com adresindeki formu doldurarak, > veya Akbank internet Subesi'ne tıklayarak. Hıı ktmp«nyB, Akbdiık T.AS tarofmdan Mtllı Pıyanqo Idaresrnın BÛ7 I.MPI.O 1300 ()?/?/.! 919 sayı ue 2\ 02.2005 tslihll îzni ilfi gprcfklpçttnlmpktedıı 01 Ü3 2005 31.05 2005 tafihleri nr.i'iinflfl Akbank 9ubet«nndf, www.akbank com da vp Int^rnet '^ube^ı rıdt- buiunvn bılgı gunccllrmr fnrml^rmı dnlriunmk veya juh*tarde buluıidit ınüvtari tamslfcllfiıi ya da çâqrı mtrkril artcılt^ıyla dogrudnn bllgtatyar bıstemı üifrindf rnüster bllgılcnrıı gıınc^llfypn gerçek kı>ıler, adı geçen kanaltdrda '.nruljn sorulars y-iml veıeıek şu bılgı dldiıldMnı doldurduklnn takdird* ç«kıli9« katıtdbılüi.ükter(Jır MutUka dolduıulfiıa';] gorekenler od/söyad, düğum tirillı, Sflcllsn bplgc numara'it, MÇİLvr ı[etı&ını adrMİns baglı olarak pv/ış ndrps bılqi5i, m*fttk> unvan. ID türu Fn a? hırının Etoldurulntası g»rek«nl« MDStsri No/Akkart Nn/Krpfiı Kartı Na/Şub* Adt-HMıp NÜ. Kımlık Tıpı llıîHsım Arirpsı, ralafon T.ı;helerH n Mdyii 2005 yürıü nıcaai hıtımmf rtek qelen ba>vuı uldr; çtğn m»rkKİ. İnternet iııhesn/t> www dkbdnk.tuın'd ıse 3t MoyıG 20CS naat 24.00>dek g#i»n gün«lltm«l«rcBkllise tiahıl edileeektir Hermu»t»ri bılgı guntellcmf.' kanabndan vc ^ayi'iina boğlı olmtdtn y»tni2C8 bıı kuıa numaraa alabilır ?? 0d ?00b larıhınde iddl 11 OO'do Egıtim Mah Kaîap l5 maıl 'jok , Sadıkoğlu < İC Merkn?l. No 15. Kadıkny, kldrıbul ddresınd» ydpıldcak cckllıîtc" 1 kışıyc ^oııy marka ÜAV-5A30 S 1 modcl E» Sınüma '.ı^lcmı. 3 kışıy» Sony nidi kd NS 360 llıodcl DVD Pl.iycr 3.1 kıjıyı. Nokid mdikd «40 Modet Bcyd^ Renk Ccp telptnnıı Ihat harıçl, XU kıtıy* Ndlıuıidl Gcugmphır rurkıye Dprgısının 1 Yıllık AbuML'lıgı hodıyo Pdılprektır lalıhiıler 27U6 20US yunu Mıllıyüt go?f>to r .l Tıırkıyp baskısında ıldn edtluCüklıı. Ayrıca kaZanan a^ıl yp y^dek tallMttenn ddıvilönne PTT yolu tle laahhıırlu fjondenler yapılaraktır Son bdsyuı u tdi Ihttrl aoil tallhlılpr ıcın 12 Temmuz 200b. y«dek lalıhlllor ıcin 27 Temrnu! 2UÜİ l,r çe kılı4 e Akbonk T A S calısanlan. DMı; Dnğruddtı Pjıarlama H'armUlri A.S calcanları yp IByajıodan kutuklm kalilamMİar. kalılmıs nlsalar dahı karanmalan bdlıııde. bu ıkramıyc kuııdılürırıe vrnlmcyprcktır KDV ve 0IV haııı. uİFrıik üzcrc dıgpr vprgı. harg, yasal yüküııılülük ve harcamaiartalıhlılere aıttır Hıydngoyd ılııa^ldl ıtııı ıkramıyp. wn leîbm tanhınden ıtıbdien !b yutı ıvuıısındc MPI /p basvunılmalıdır Bu pıyangoy* ı>lndk eden herkC5 bu sanları kabu! etınış sayılu 444 25 25 www.akbank.com AKBANK sa iş,lemlerine başlanılnıası ise yasayı çıkaran iradeniıı hukuksal kimliğı yönün- den önem taşımaktadır. AB'nin isteği ile istinaf kurunıu be- nimsenirken, AB Anayasası'ndan da ha- reketlc "ülkebaşsavcılıgı^kurulması dü- şüncesüıe ise nedense aynı duyarlılık gösterilnıemektedir. Ceza yargılaması alanındaki yeni dü- zenlemclere göre lıalen temyiz yolu açık olan işlerin ortalama yüzde 80'i ıstınaf- ta sonuçlanaeak, Yargıtay'uı ış yükü de azalacaktır. İslinafın ancakçok sınıriık*»- nudagççerliolması düşünülebilecekken, bölge mahkemelerinin bu kadar geniş yetkileriedonaülnıasL,sislemi baştan aşa- gı değiştirccektir. Adli denetiıni yapan "asıl organ",yüksekmahkemeyerine böl- ge mahkemesi olacaktır. Üstelik (emel yasalann değiştirildiğı birdönemde Yar- gıtay'ın ikinci plaııda bınıkılmasıyla, ye- ni sistcnı nasıl oturtıılacaktır? Bölge mahkemeleri, yüksck rnahke- melerin güvencelerinden yoksun olarak, ianı bircoğrafi teminata bağlanmanıak- ta ve Adalet Bakanlığı (i'ettiş Kurulıı BaşkanlığVnın) denctiminc sokulınak- (adır. Bu bağlamda yeni sistemi gözeten Adalet Bakanlığı 2004 yılı sonıında (4000 yargıç ve savcı kadrosu yanında) 100 müfettiş kadrosu daha alarak, "yaklaşık 150müfettişi bulunan Teftiş Kurulu Baş- kanlığı'nın bakanlığa hağlı olmanıası- na" yönelik AB'nin isteğını yeriııe ge- tirmemiştir. Çok geniş yetkilerie donatı- lan "biryargısal denetim oıganının" yii- rütmenin denetinıinde görcv yapması hukuksal nudır? Avrupa Konseyi Değeriendirmc Kı>ııli- tcsi, tnsan Hakları Avrupa Malıkeme- si'ıuleki aşınişyükünün gidcrilmesi için bölgemahkemelerinin kurulmasıdüşün- cesini,2001yılındakiraponında "içtihat aykırıhklan yaratacağı ve yeni sorunlar doğuracağı" gerekçesiyle ycriııde bul- mamıştır. lstınati beninıseyen ülkelerde, bu sis- temle ilgili sorunlar vc tartışmalaı can- lılığını korumaktadır. Bölge mahkeme- lerinin, "tbderal veya ben- zeri" yönetimlenlekiııygu- laması örnek alınmamalı- dır. İ Ikemizdekihiçbiraraş- (ırmaveincelcnıcde,islinaf ilekapsamw uygulandığı ül- kelerin "yönctım modeli" arasındaki bağlantı, açıkça irdelenipyorumlanmanuş- tıı: Cuınhuriyetle birlikte "merkezi-ıılııs devlet" dü- şüncesınden hareketle, ya- sama, yüıiitme vc (yüksek) yargı organlan tek ve bütün halinde bir merkezde top- lanmıştır. Yaıgıtay'ın iş yü- künün azaltılması biçimin- deki yapay gerekçelerle ku- Rilan yeni sistemin doğura- cağı sorunlar, "hukuk dev- rimimiz" ile tt devletveyö- netim modelimiz" ışığında bujgiinden göııjlebilmelidir. "Üç kuvvctten (-yüksek-) yargı, AB'nin özel istegiyle 'bölges6l' halemigelmek- tedir? Yasanıa ve yürümıe için dcgelccekte benzeri du- rum söz konusu olacak mı- dır?" soruları açık yanıtla- rını bûlanıiınıaktadır. 1954'ten sonra bazı Yar- gıtay başkan, başsavcı ve üyelerinin re'sen emekli edılmeleri, 1969 yılında ise Yargıtay Başkanı İnıran Öktem'in cenazesinde ya- şanan olaylar, gevmiijte iz bı- rakan yargı dünyasıyla da ilgili bilinen konulai'dır. Gü- nümüzde ise kurumsal bo- yutta sunulan bazı olaylann sistemde iz bıraktığı, Yar- gıtay'ın ve yargmın korun- masına yönelik refleksi or- tadan kaldırdığı gözardı edilmemelidır. Bugünsiyasiiradeniıı ba- kış açısı nedcniyle Anka- ra'da "üç ayn bınada" ça- •ışmalannısürdüren Yargı- tay'ın, "demokratik biryön- temle" 5l15sayılıyasaileiş- levselliği azalacak, bölge mahkemeleri nedeniyle önemli orandaki kadro ve görevleri elinden alınacak- lıı. Biııa sorunu da ancak bu yolla çöziilerek, "tek bir binaya sığacak" yapılan- maya gidilccekl ir. tstinafla birlikte Yargı- tay'ın iş yükü azalırken, öngörülemcyen sorunlar ortaya çıkacaktır. Ne yapı- lırsa yapılsın uygulamada- ki biıiik bozulacaktır. Yar- gı, sorunlann çözüm mer- kezi olanıayacak, "kanııa- şa bir görüntü" sergileye- cektir. Hızla yapılan yasalann sonuçlarını "uygulamayla görmek yerine", bölge ad- liye mahkemeleri göreve başlamadan konu üzerinde düşünmek gerekmektedir. PENCERE Soros Denen Marifetli Ben dünya kadar gazetenin yalancısıyım.. Yugoslavya'da bir şeyler oldu; medyada bir ad dalgalandı: - Soros!.. Gürcistan ayağa kalktı, yine aynı isim manşet- lere geçti: - Soros!.. Ukrayna'da aynı hikâye.. Son olarak Kırgızistan'da da bu Soros denen kar- şımıza çıkmaz mı?.. - Kim bu?.. - Bir "finans spekülatörü"[. - Ne demek o?.. - Sermayedar; ama, o biçim!.. - Ne iş yapar?.. - Dünya coğrafyasında iktidar devirir, yerine ıs- marlama iktidarı oturtur!.. • İktidar dünyanın bu vaktinde sermaye demek!.. Zaten 'Küreselleşme'nin gerçek patronu Baş- kan Bush değil, Amerika'ya yan gelmiş bir avuç tekelci sermaye değil mi!.. George Soros da bunlardan biri; ama, hem dün- yaya yayılmak, hem de gezegensel iktidar borsa- sında oynamak bakımından adı çok duyuluyor. George'un, son yıllarda yaşanan, çoğu demok- ratikleşme" devrimine imza attığını ben söylemi- yorum; gazeteleryazıyor; uluslararası çapta med- ya, Soros'un gizli gündemini "uyuşturucu, sıcak para, siyasal iktidar" diye betimliyor... Gerçek mi?.. Vebali bütün bunları yazıp anlatanların boynu- na; ama, niye yalan olsun? • Geçen gün biri dedi ki: - Soros Yugoslavya'nın defterini dürdü, Gürcis- tan'ın icabına baktı, Ukrayna'yı benzetti, Kırgızis- tan'a da 'Amerikan usulü demokrasi' ihraç etti; şim- di sıra kimde?.. - Türkiye'de mi?.. - Yok canım!.. - Neden?.. - Türkiye'nin işini çoktan bitirdi Soros, neden al- baştan yapsın?.. -DemeL - Soros çoktan Türkiye'ye postu sermiş, örgüt- lerini kurmuş, adamlarını mimleyip saptayarak kendine bağlamış, desteklediği parti de belli de- ğil mi!.. Başkan Bush'un şemsiyesi altında koltu- ğa oturan ılımlı Islam iktidarı nenin nesi oluyor?.. -Hem kayıtlı seçmenin yüzde 25'iyleTürkiye gi- bi bir ülkede Meclis'in yüzde 65'ini ele geçirmek devrim değil mi?.. - Evet, karşıdevrim!.. - Soros'un fişteklediği bütün devrimlere ad ta- kılıyor; kadife devrim, pembe devrim, vs... Bizim- ki de yeşil devrim olsun!.. • Kırgızistan'da ne olur, ne biter... Ülkeye demok- rasi mi gelir, yoksa Amerikan usulü çok partili re- jim mi? Yakında görülecek!.. Ancak Soros'a helâl!.. Adam tuttMğuntiaHarra dönüştürüyor... Peki, Türkiye'dekî Soros takımını halkımıza ta- nıtacak 'derin' bir gazeteciliğe, hele şu günlerde, gerek yok mu?.. I ••,; BİLGİ YAYINEVİ Cüneyt Arcayürek BİR ZAMANLAR ANKARA Türk baüinının ba.şanlı köşe yıı/iirı, yöneticisi, gazetc tenısilcİM ve yazar Cüneyt Arcayürek, tüm başarılarının kaynağını oluşturan ebedi muhabirliğiyle Ankara'nın yakın tarihini anlattyor. iı içc Uaı, tarih, kaç tilm!.. Kaç nıekân, kaç hayat!.. İ ns;tni;trı, sevgileri, bir milletin kaderini belirleyen olaylarıyla bir /amanlar Ankara!.. . Yayınovl: O 312.434 49 99 / Faks;Q.312.«t31 77 56 • Dagıtım : 0.212 522 52 01 / Faks;0.212.S27 41 19 Kitabavl: O 312 434 41 06 / Faks:0.3i2 433 19 3$ www.bMglyayln0vi.com.tr SAKARYA AİLE MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2003/172 F,. 2005/122 K. Davacı Suat Ildız taral'ından davalı Marie C'laude Debaıı aleylıine açılan tenfiz davasımn vcrılen kararı gereğinoc; Davalı Marie Claude Beban'ın tüm arama- lara rağmen adresinin tespil edılmcdiği anlaşılmakla mahkemenıizce; Davanın kabulüne, Sakarya ili llen- dek ilçesi Yanca köyü (': 70 H: 21'de NK bulunan Cevat ve Tülay'dan olma Bakırköy 1964 doğumlıı Su- at Ildız ile aynı hanecle kayıtlı Fransız uyruklıı 1947 doğumlu La Soulerraınc (23) Marie Claude Beban II- dız'ın boşajunalarına ılışkın Naanterre S. Asliye llu- kuk Mahkemesrnın 95/10733 Esas ve 12 Eylül 19% tarihli vc 30 Mart 2000 tarihinde kesinleşen boşanma kararımn MÖHUK'un 40. maddesi geregince tenfra- ne, davacı ve vekilının yüzüne karşı davahnııı yoklu- ğunda 15 güıılük yasal temyiz süresi ıçinde Yargıtay incelemesine tabı olnıak üzere 07.12.2004 tarihinde karar verıldiği, kararın ilanından 7 gün sonra kesin- leşmiş oldıığıı llanen teblığ olunur. Basın: 14577
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle