21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2005 SALI 14 KULTUR kultur(«)cumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Ferhan Şensoy'cagülmekGitgide daha sinirli olduğumun, çevremi de sinir ettiğimin farkında- yını. Daha da kötiisü, gülünecek şey- lere de kızıyorum artık. Komedi tü- ründe oyunlar, filmler, TV dizileri iz- liyorum, bır türlü gülemiyorum. Nc yazık ki yayımlanmış bir iki fotoğ- rafımda ve TV göriintüsünde yer alan surctim mahkeme duvarından betcr. Tam depresyona girecekkcn, ne göreyim, Ferhan Şensoy'un 'Eşegin Fikri' (Bilgi Yayınevı) ve 'HacıKo- nınııisl (Ortaoyuncular Yay.) baş- lıklı kitapları çıkmış. 'Çoksatanlar' arasında. En iyisi kış ortasında bir Ferlıan Şerısoy 'tatil'i vermek ken- dime. Şensoy'un 'konıik dünya gö- rüşü' üstümde çoğu zaman 'terapi' etkisi yapar. Çünkii zckâ sahibi bır yazardır. (Nesin'in 'en ünlü atasözü- müz' mcrtebesine ulaşmış 'sapta- ma'sından sonra, 'zekâ'nın tüm insan -ve yazar kişi- erdem- lerinin en önde geleni oldu- ğu takıntısı oluştu bende.) Dahası, dünyayı, toplumu ve insanı gözlemlerken, 'algıla- nıayı otonıatiğe takıp', zaten bilinmekte olanı görmek ye- rine, bu olgulara 'beynihenüz yıkanmamış' birçocuğunkes- kin bakışlanyla, 'Ukkezgörü- yormuşçasma' bakabilmekte- dir. Bu nedenle, 'yergi'yi 'an gülmece' ilc sarıp sarmalaya- rak, okıırlarııu 'oyunsu' bir dün- yaya çekmekte ustadır. 'Aynn- tı'yı neredeyse sinematografik bir anlatımla değerlendirip 'eğ- lenceli' kılmayı ve 'eğlendirici' olam, 'bütün'e ulaştığında -isterse- 'hüzün'le buluşturmayı da başaran- lardan. Benl Ben ml Dellrttlm? 2003 yazından bu yana Ortaoyun- cular'ca sergilenegelcn 'Beni Ben miDefirttim?' de bu tür başanlı nıe tinlerden. Taner'in 'GözIerimiKapa- nın Vazifemi Yapanm' başlıkiı ya- pıtının ünlü 'tıınat haııe sahnesi'nin esin kaynağı olduğunu sandığım oyımda, şizofren olduğu için akıl hastanesine konan Kelanıi (Şensoy) 4 lıayaIını düşünmekte, halıı laı1121klıı, hatırladığı sahneleri' (Doktor-Ali Çatalbaş ve Hemşirc-Elîf Durdu'nun erhan Şensoy, art arda yayımlanan 'Eşeğin Fikri' ve 'Hacı Komünist' kitaplanyla ve 2003 yazından bu yana sahnelenen 'Beni Ben mi Delirttim?' oyunuyla 'gerçek'leri 'gülmece'nin imbiğinden süzüyor. 'Ayrıntı'ları 'otomatik algılama'nın ötesine taşıyıp 'şaşırtarak güldürüyor'. da rolleri bölüşmesiyle) 'oynamak- ta,' böylece ülkemizdeki insan ve toplıım 'haüeri' buruk bır alaycı- lıkla sergilenmekte. Sahne tasarımı, giysı ve müzikyoluyla, 'palyaçoluk' ve 'pantonıinı'e ilişkin plastık öğe- leriıı seyirlik geleneğımıze taşındı- ğı bu calışma Ortaoyuncular'ın en özenli yapımları arasında yer alıyor. Dönelim kitaplara... Şensoy'un kalabalık bir Türk ekiple film çek- mek için Küba'ya gidişini,oradage- çirilen bir ayın ardından yurda dö- nüşünü anlatan 'Hacı Komünist' el- de ağırlık yaptığından (300 sayfa), 'Eşeğin Fikri' (157 sayfa) ile başla- malı. Demeye kalmadı, kitabı 'hoş- luk' olsun diye oğluma armağan edince, ötekine geçtim. Tam uçak tuvaletinde nasıl yakalanmadan si- gara içilebileceğini öğrenmek üze- reyken, Konya'ya gitmem gerekti. Yolüstü bir 'Eşeğin Fikri' daha aldım. Böylece iki kitaba birden başlamış oldum. Eşeğe fiklr sorulursa 'Eşeğin Fikri', bır deneme kitabı. En uzun yazı 4 sayfayı geçmediği için her biri bir solukta okunabiliyor. Başka işlerin araya girmesiyle sık sık kesilse de yol almanızı engelleme- yen bu okuma yolculuğunda, adım adım, bilincinizin dip köşesine fır- laüp üst üste yığdığınız gündelik toplumsal 'aynntı'lar 'yazı' biçimın- de somutlaşınca 'şaşırtarak güldü- rüyor' vc bilincinızde birikmiş ku- rukalabalıktankurtarıyorsizi.Dok- tora gitmenin 'hastayı beter edici' etkileri; bilgisayarla 'küslük' ve 'ba- rışıklık' dunımları; tatil anlayışı- mızdaki çelişkili çeşiılilik; siyaset yaşamımızdaki demagojik tutarlı- lık; herkesin kimseyi dinlemeden konuşarak 'bUgi' üretişi; 'sağhk' ta- kıntılı tiplerin tipsizliği; 'değişinı' ve 'gelişme' olgulannın ters orantı- lılığı; 'eşeğin flkri'ne endeksli ya- şam ve daha neler neler... 'HacıKomünist' ise yoğun bir oku ma gerektiriyor. Daha doğrusu, baş- ladınız mı elınizden bırakamıyorsu- nuz, çüııkü 'günlük' düzenınde ya- zılmış olsa da 'roman' bütünlüğü taşıyor. Şensoy cince bir yazı işçili- ğiyle adım adım 'anahtar' sözcük- ler ve olaylar oluşturarak, her bir ay- rıntıyı ötekine bağlayarak, okura hın- zırca tuzaklar kuran yoğun bir anla- tı düzeni oluşturmuş. Gerçek ya- şamdan seçtiği karakterlerin bir bö- lümü Küba'ya giden film ekıbınde- ki kişilerden, ötekilerse Kübalılar arasından süzdüğü 'amigo' ve 'dil- ber' manzaralarından oluşuyor. 'Kü- balog Hüseyin'den Sinan Çetin'e, Zeki Ağabey'e (Alasya), 'okyanusta vurgun yiyen' İlkay Hanım'a (Sa- ran), GaleriRasim'e (Öztekin), 13. Dev Adaııı Yavuz'a vc -favorim- makyajcı Neriman'a uzanaıı Türk- leri de, dünya güzelı resepsiyoncu De- borah'tan başlayıp 'faturalıpurosa- tışı' uznıanı 'amigo'ya dek ulaşan Kübalılan daaynı 'gülmece' yu- mağı içinde sanp sarnıalıyor Şen- soy... Che İle Küba'ya gidiş dönüş Böylece hem bır yolculuk öy- küsü, hem bir filmin 'kamera arkası' serüvenini hem de okya- nus ötesinde kurulmuş kiiçük bır dünyada gerçekleşen 'ideal' ile aşılamamış 'gerçek'leri yan ya- na/ıç içe okuyorsunuz. Ne yazık ki, çabucak bitiyor kitap. 'Hacı Komünist' Şensoy'un konusuna ve incelediği insanlara en sevecenlik- le yaklaştığı yapıtı. Yazar Kiiba yolculuğuna, 'Comandante'ye(Fİ- del Castro) ve onun 'onurlu' ülke- sine duyduğu saygıyla başlıyor; Küba'da gözlemlediği bir dolu yan- lışı an gülmece yoluyla eleştırse de bu saygı baştan sona sürüyor. Da- hası, ülkcyi geçmişı ve bugünüy- le öyle canlı bir yaklaşımla betim- liyor ki yazar, her sahne gözünüz- de rengârenkleşip belleğinize yer- leşiyor. Fcrhan Şensoy, yüreğinde taşıya- rak Küba'ya götürdüğü Che Gu- evara sevgisini ve hayranlığını, hıç zedelemeden, dahası biraz daha derinlere yerleştirmiş olarak geri ge- tiriyor. Şensoy'a teşekkürlcr! Yüzüm giildü, kafam ycrinc geldi. ITALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE 2. Ulusal Fotoğraf Sempozyumu Kültür Servisi - 2. Ulusal Fotoğraf Sempozyumu, 21-24Nisantanhleri arasında Istanbul Italyaır Kültür Merkezi'nde yapılacak. Tüm etkinlikleri izlemenin serbest olduğu scmpozyumda, dia gösterilennden panelleıe çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek. Marmara Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi ile birlikte Fotoğraf dergisi tarafından düzenlenen sempozyuma fotoğraf ustalan, gazeteciler ve değişik üniversitelerden öğrctim üyelcri katılıyor. 2INisan'da'Özel Gösteriler' ile açılışı yapılacak sempozyunıun bu bölümünde, Süvcyd Orlıoıı, Şakir Eczacıbaşı, Ozan Sağdıç, tbrahim Zaman ve Prof. Sabit Kalfagil'ın birer gösterisi izlenecek ve kendilerine onur plaketi verilecek. Aynı gccc, aynca Recep Dönmez'ın sııaltı gösterisi izleyıcıyle bııluşacak. 22 Nısan Cuma sabahı îtalyan Kültür Merkezi'nde "tlctişim Kanallannda Fotoğrafin KuUanunı" konulıı panelle başlayacak olan sempozyunıun ikinci gününde "Fotoğrafta Etik", üçüncü gününde ise "Disiplinlerarası Sanat Ortamında Fotoğraf" pane1leri gerçekleştirilecek. Bu panellerin yöneticilcri ve katılımcıları şu isimlerden oluşuyor: Ercan Arslan, Sebati Karakurl, .Sclalıatlin Sev i, Mehnıet Sucu, Savaş Ay, Murat Sezer, Ergun Çağatay, Çerkes Karadağ, Süha Derbent, Nadir Ede, Prof. Mehmet Baylıan, Muanımer Bo/kurt, Balkan Naci tslinıyeli, Mustafa Dorsay. Sempozyum kapsamında, aynca Erdal Yazıcı, Sadık Demiröz, Ali thsan Gökçcn, Timurtaş Onan, Ersin Alok, Servet Dilber, Haluk Uygur, Bülent Akbaş, Fethi İzan, tsa Çelik, Coşkun Aral, Giiltckin Çizgen ve Haluk Uygur Atölyesi'nın dıa gösterileri izlenebilecek. Oturum başkanlıklannı Prof. GülerErtan ve Prof. Nilgün Sim Süldür'ün yapacakları "Bildiriler" bölümlerindc, Ali Bayraktaroğlu, Fuat Akdeniz, Akgün Tokatlı, Ergün luran, Sebla Selin Ok, Enıre tkizler, Işık Özdal, I landan Dayı, Adnan Sokol ve Murat Germen birer bildiri sunacaklar. "PosterBildiriler" bölümünde ise Bülent Erutku, Filiz Arıöz, Oktay Çolak ve Doç. Dr. Özer Kanburoğlu yer alıyor. Sempozyum katılimcılarının yapıtlarından oluşan karmasergi, 12-16 Nısan tarihleri arasında Beyoğlu Beledıyesi Sanat Galerisi'nde izlenimde olacak. Resim sanatımızın ilk ustalannm tablolan açık artırmada Büyük boyutbı baş yapıtlarKültürServisi-AntikAŞ'nin 10 Nı- san Pazar günü Svvissotel'de gerçek- leştirecegi 231. müzayedesinde Os- manlı yapıtlan, antikalar ve tablolar sa- tışa sunulacak. Bu müzayedeyi daha öncekilcrden farklı kılan en önemli şey ise müzayedede satışa sunulacak ünlü Türk rcssamlarına aıt yapıtların anıtsal boyııtlarda olması. 19. yüzyıl Türk resim sanatının en önemli tem- silcilerinden llüseyin Zekai Paşa'nın 140x 140 cm. boyutlarındaki tuval üze- ri yağlıboya natürmorrıı müzayedenin dc en önemli yapıtı niteliğinde. Natürnıortlardaki ustalığıyla tanı- nan Hüseyin Zekai Paşa'nın sahip ol- duğu teknik bilgisinin ve paletine hâ- kimiyetinin açıkça yansıdığı tablo Os- manlıca ve Türkçe çıft imzalı. Vazo- lar, ağaç dalları, çiçek ve meyve de- taylarının huzurlu bir kompozisyonla birleştiği bu yapıt, 1860 doğumlu res- samın bilinen en büyük boyutlu yapı- tı. Müzelik bir yapıt olan bu görkem- li tablonun rekor bir fiyata satılması bekleniyor. Nazml Zlya'nın baş yapıtı Müzayedede satışa sunulan ve Türk resim sanatının en önemli ressamları- nın başyapıtlarından oluşan koleksi- yonda; manzara ustası NazmiZiya'nın peyzaj tasvirli 81x65 cm. yağlıboya başyapılı; asker ressamlhrımı?:dan Sa- nıi Yelik' in natürmort ve 'Kurtuluş Sa- vaşı' konulıı 102x173 cm. yapıtları; Osman NuıiPaşa'nın (1839-1906) bi- linen en büyük boyutlu 80x120 cm. yağlıboya Istanbul tasvirli çalışması- nın yanı sıra natürmort ustası Mah- mud Cuda'nın meyveler konulıı 50x60 cm. ebatlarındakı çalışnıası ve Nedim Günsür'ün 'Çarşı'konulu 114x160 cm. boyutlarındaki başyapıtı bulunu- yor. Boğaziçitasvirleri ile ünlenenllik- metOnat'ın 55x73 cm. ebatlarındaki 'Boğaz Manzarası' konulu yapıtı ile Iloca Ali Rıza, Vecihi Bcrekctoğlu, Şev- ket Dağ, Ccmal Tollu, Ali Çelebi, Ce- vat Dereli, Edip Hakkı Köseoğlu, Ne- şetGünal,Şeref Akdikgibi önemli Türk Natürmort, tuval üzerinc yağlıboya, Osmanlıca ve Türkçe imzah. 140x140 cm. ressamlaı ına ait sanatçılann eserlerinin yanı sıra Osmanlı Sarayı tarafından ba- şarı nişanı verilmış ünlü Îtalyan oryan- talıst ressam Alberto Pasiııi' nin (1826- 1899) 57x90 cm. boyutlarındaki 'İstan- bul' konulu, ressamın başyapıtlan ara- sında gösterilen yağlıboya çalışması, müzayedede aynca yapıtları çok nadir olarak bulunan, istanbul hayranı ünlü Fransız ressam François Prieur Bar- din'ın(1870- 1939) 'Eminönü' konu- lıı 60x90 cm. ebatlarındaki tablosu da satışa sunuluyor. Hat sanatı örnekleri l'ürk hat sanatının en büyük iistadı Şeyh Haıııdullah'a (1436-1520) ait Kur'an-ı Kerim ile 'Reis-ül Hattatin' Mulısinzade Abdııllah'ın büyük bo- yutlarda ve klasik tezlıipli Hilye-i Şe- rif'i ile diğer önemli hattatlarımızdan Bakkal Arif ile müzehhıp Rikkat Kunt'un imzasını taşıyan Hilye-i Şe- rif, Levha ve Kur'an-ı Kerimler; Hidiv aılesı ıçın özel yapım gümüşler, tuğra- lı gümüş leğen-ibrik, tepsi ve kahve- danlar; Tophaneler ve nadir bulunan formlarda tombak eserler; Fransız mo- bilyalar, Osmanlı Sarayı için özel ya- pım Meissen Porselen leğen-ibrik ve üs- manlı figürleri ile birbırinden değerli diğer Osmanlı ve Avnıpa sanat yapıt- ları satışa sunulacak. Turgay Artam tarafından yönetilecek müzayededeki yapıtlar 10 Nisan'a dek Antik AŞ'de ya da www.antıkas. com web sitesinden görülebılır. (0 212 236 24 60) YAZI ODASI SELİM İLERİ Fenerbahçe'de Hanımlar(i) Kırk Yıl'da Sultan Hamid dönemine ayrılmış say- falar, Halid Ziya Uşaklıgil'in istibdattan yakınmala- rıyla örtülüdür. Padişahın baskısı özellikle yazıya çi- ziye yöneliktir. Samipaşazade Sezai, Sergüzeşt'i yazdığı gün- leri anlatırken, kapısının önünden eksik olmayan ha- fiyeleri acıyla hatırlar. Sergüzeşt korkunun eşliğinde kaleme getirilmiştir. Sermet MuhtarAlus'un Pembe Maşlahlı Hanım'ı ise, sansürdü, istibdattı, romandı, kültürdü, hiçbirini önemsemeyerek, bugünün "Fenerbahçesi"r\e gez- meye gidiyor. Dönem, elbette aynı dönem. Mayısın biri. Mayısın biri, Fenerbahçe'nin en civ- civli, en kalabalık günlerinden. llkyaz gelmiş. Orada Tayfur Bey'in nefti "bato" faytonunu gör- me ihtimali de var. Hani şu yağız beygirlerin sürdü- ğü. Pembe Maşlahlı fayton dese de, gönlünü çelen Tayfur Bey! Pembe Maşlahlı, ortalığın "caı/a/ocoz"takımıylado- lup taşacağını bildiği için, siyah saten dö Liyon çar- şafını giymiş. Uzun beyaz eldivenlerini takmış. Krem tül şemsiyesini almış. Sermet Muhtar Alus'un ille "saten dö Liyon" diye yazışı bugün kaç kişinin ilgisini çekiyor, bilmiyorum. Ama o yazımda Türkçe dil bilincini yakalayabilirsiniz... Roman kahramanı genç kadının yanında, adı bi- raz dillerde dolaşmış, eskilerden Kanarya Hanım var. Vaktiyle gönüller yakmış, fakat kalp yangınlanna su serpmekten de uzak durmamış. Kanarya Hanım'ın geçim imkânları eski günlerin- deki kadar bereketli olmadığından, o, Pembe Maş- lahh'nın kahverengi maşlahını ve yine kahverengi ru- gan iskarpinlerini istemiş. Iskarpinler ayağına küçük geliyor ama ne yapacaksınız?.. Arabacı bıçkın delikanlı. Kanarya Hanım ikide bir- de telaşa kapılıyor, cilvesini korumuş sesiyle uyarı- yor: "Ayol, yüreğime mi indireceksin?!Ben meraklı, ve- himli kadınım; çarpıntım tutuyor." "Herkesler" Fenerbahçe'de. Gelgelelim Tayfur Bey'den ses seda yok. Sanki yer yarıldı; yirmi beş yirmi altı yaşlarındaki, uzuna yakın boylu, koyu kum- ral kaşlı kirpikli, koyu kumral saçlı, sümbül bıyıklı, duru beyaz tenli, tombul tombul vücutlu Tayfur Bey'imiz içine girdi. Pembe Maşlahlfyı bir üzüntüdür alıyor. Bir şey de- ğil; Gelinsuyu marka düzgünü, Viyolet allığı, "nitrat dan'an" kalemiyle konduruluvermiş simsiyah dudak kenarı beni gözyaşlarıyla bozulacak. Hemen gümüş çanta açılıyor; Japon Imparatoru'nun adım taşıyan Mikado lavantasına başvuruluyor. Mis gibi, iç açıcı, yürek ferahlatıcı! Mikado lavantasının günlerinde, Avrupaî kokula- rın saltanat sürmeye başladığını Refik Halid Karay söyler. Parm menekşesi, leylak, hele şipr rağbet gö- rür. Bunlar adamakıllı pahalı kolonyalar. Süs püs de evrim geçirir. Sultan Hamid devri, Aziz devrinden arta kalmış "yüzyapmak "yada "yüzyaz- mak" deyişlerini koruyagelmiştir. 1920'lere yaklaşı- lırken birdenbire "makiyaj" geçilir. Makiyaj da son- raları makyaj olacaktır. Makiyajla birlikte pudra çeşitleri artar. Pudranın evrimiyse, "podrade" ve "pudura"dar\ geçmiştir. Pudra çeşitleri, gül pembesinden şafak kızılına, şafak kızılından ayışığı beyazına bir dizi. Hanımlar han- gi alaca pudranın çehrelerine yakışacağını bir türlü kestiremezler: Yüzlerde karnaval sahneleri... Tırnak cilalarının çeşitlerini hanımların ellerine bo- yacı mostrası gibi tutuşturuveriyorlarmış. Büyük kronikçimiz Refik Halid Karay cila isimlerin- de bir cinaî roman havası sezinlemektedir. Diyor ki: "Bir katil adına benzeyen Roben Red..." Öneriler: Kitap / Her Gün Bir Ediple, Refik Ahmet Seven- gil, Hazırlayan: Mustafa Armağan, Leyla ile Mec- nun Yayıncılık, 2004. (Dünün yazarlarıyla tatlı söyle- şiler...) Koçan'dan 125 sanatçıya • Kültür Servisi - Hüsamettin Koçan, yedi ayn sergisini bir araya getiren, "Yedi Sergi Bir Selamlama" sergisi için üreltiği "125 Sanatçı İçin Methıye" adlı yapıtları, 8 Nisan 17.00'de sanatçı dostlanna teslim edccck. Hüsamettin Koçan'ın, Bayburt'ta hizmete giren Baksı Müzesi'ni desteklemek iizere geçeıı yıl Proje 4L üüncel Sanat Müzesi'nde açılan destek sergisine katılan 125 sanatçıya adadığı yapıtlardan oluşan sergideki her yapıt, adandığı sanatçının adına imzalandı. Sergi 15 Nisan'a dek izlenebilecek. (0 212 227 68 52) Akdamar Kilisesi onarılıyor • VAN (AA) - Van Valisi Niyazi Tanılır, Akdamar Kilisesi'nin onanmı ıçın Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinden 2 trilyon 400 mılyar liraııın aynldığını söyledı. Van'ııı önemli kültür ve tarihi zenginliklerinden biri olan Akdamar Adası ve adayla aynı adı taşıyan kilise, yaz mevsiminde binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Vali Tanılır, Akdamar Kilisesi'nde uzun yıllar restorasyon çalışması yapılmadığını, bu nedenle tarihi yapının tahrip olmaya başladığını belirtti. Tanılır, havalann ısınmasının ardından kilisenin restorasyonuna başlanacağını sözlerine ekledi. Nardis Genç Vokal Yarışması • Kültür Servisi - Nardis Jazz Club, ülke çapında Nardis Genç Vokal Yarışması düzenliyor. 6 Mayıs Cuma gecesi fınali yapılacak olan yarışmanın birincısı, 12 Haziran 2005 'te Estonya'da beşincısı yapılacak Nommclazz Uluslararası üenç Jazz Şarkıcıları Yanşması'na (NommeJazz haternational Young Jazzsingers Contest www. nomniejazz.ee) katılmaya hak kazanacak. Amacı Türkiye'de amatör veya profesyoııel olarak müzikle uğraşan genç vokalistlerin seslerini yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da duyurmalanna destek olnıak olan yarışmanın seçici kurulu Ayşe üencer, Cem Erciyes, Emin Fındıkoğlu, Hülya Tunçağ, tmcr Demirer, Kamil Erdem, Neşet Ruacan, Onder Focan, Randy Esen, Ricky Ford, Sedat Ergin ve Sibel Köse'den oluşuyor. Katıhmcılann 3 değişik stilde seslendirilmiş CD formatındakı demolan ve kısa özgeçmişleriyle birlikte 24 Nisan tarihine kadar Nardis Jazz Club'a başvurmalan gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle