Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2005 SALI
14 KULTUR kultur(«)cumhuriyet.com.tr
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
Ferhan Şensoy'cagülmekGitgide daha sinirli olduğumun,
çevremi de sinir ettiğimin farkında-
yını. Daha da kötiisü, gülünecek şey-
lere de kızıyorum artık. Komedi tü-
ründe oyunlar, filmler, TV dizileri iz-
liyorum, bır türlü gülemiyorum. Nc
yazık ki yayımlanmış bir iki fotoğ-
rafımda ve TV göriintüsünde yer
alan surctim mahkeme duvarından
betcr.
Tam depresyona girecekkcn, ne
göreyim, Ferhan Şensoy'un 'Eşegin
Fikri' (Bilgi Yayınevı) ve 'HacıKo-
nınııisl (Ortaoyuncular Yay.) baş-
lıklı kitapları çıkmış. 'Çoksatanlar'
arasında. En iyisi kış ortasında bir
Ferlıan Şerısoy 'tatil'i vermek ken-
dime. Şensoy'un 'konıik dünya gö-
rüşü' üstümde çoğu zaman 'terapi'
etkisi yapar. Çünkii zckâ sahibi bır
yazardır. (Nesin'in 'en ünlü atasözü-
müz' mcrtebesine ulaşmış 'sapta-
ma'sından sonra, 'zekâ'nın tüm
insan -ve yazar kişi- erdem-
lerinin en önde geleni oldu-
ğu takıntısı oluştu bende.)
Dahası, dünyayı, toplumu ve
insanı gözlemlerken, 'algıla-
nıayı otonıatiğe takıp', zaten
bilinmekte olanı görmek ye-
rine, bu olgulara 'beynihenüz
yıkanmamış' birçocuğunkes-
kin bakışlanyla, 'Ukkezgörü-
yormuşçasma' bakabilmekte-
dir. Bu nedenle, 'yergi'yi 'an
gülmece' ilc sarıp sarmalaya-
rak, okıırlarııu 'oyunsu' bir dün-
yaya çekmekte ustadır. 'Aynn-
tı'yı neredeyse sinematografik
bir anlatımla değerlendirip 'eğ-
lenceli' kılmayı ve 'eğlendirici'
olam, 'bütün'e ulaştığında -isterse-
'hüzün'le buluşturmayı da başaran-
lardan.
Benl Ben ml Dellrttlm?
2003 yazından bu yana Ortaoyun-
cular'ca sergilenegelcn 'Beni Ben
miDefirttim?' de bu tür başanlı nıe
tinlerden. Taner'in 'GözIerimiKapa-
nın Vazifemi Yapanm' başlıkiı ya-
pıtının ünlü 'tıınat haııe sahnesi'nin
esin kaynağı olduğunu sandığım
oyımda, şizofren olduğu için akıl
hastanesine konan Kelanıi (Şensoy)
4
lıayaIını düşünmekte, halıı laı1121klıı,
hatırladığı sahneleri' (Doktor-Ali
Çatalbaş ve Hemşirc-Elîf Durdu'nun
erhan Şensoy, art arda yayımlanan
'Eşeğin Fikri' ve 'Hacı Komünist'
kitaplanyla ve 2003 yazından bu yana
sahnelenen 'Beni Ben mi Delirttim?'
oyunuyla 'gerçek'leri 'gülmece'nin
imbiğinden süzüyor. 'Ayrıntı'ları 'otomatik
algılama'nın ötesine taşıyıp 'şaşırtarak
güldürüyor'.
da rolleri bölüşmesiyle) 'oynamak-
ta,' böylece ülkemizdeki insan ve
toplıım 'haüeri' buruk bır alaycı-
lıkla sergilenmekte. Sahne tasarımı,
giysı ve müzikyoluyla, 'palyaçoluk'
ve 'pantonıinı'e ilişkin plastık öğe-
leriıı seyirlik geleneğımıze taşındı-
ğı bu calışma Ortaoyuncular'ın en
özenli yapımları arasında yer alıyor.
Dönelim kitaplara... Şensoy'un
kalabalık bir Türk ekiple film çek-
mek için Küba'ya gidişini,oradage-
çirilen bir ayın ardından yurda dö-
nüşünü anlatan 'Hacı Komünist' el-
de ağırlık yaptığından (300 sayfa),
'Eşeğin Fikri' (157 sayfa) ile başla-
malı. Demeye kalmadı, kitabı 'hoş-
luk' olsun diye oğluma armağan
edince, ötekine geçtim. Tam uçak
tuvaletinde nasıl yakalanmadan si-
gara içilebileceğini öğrenmek üze-
reyken, Konya'ya gitmem gerekti.
Yolüstü bir 'Eşeğin Fikri' daha aldım.
Böylece iki kitaba birden başlamış
oldum.
Eşeğe fiklr sorulursa
'Eşeğin Fikri', bır deneme kitabı.
En uzun yazı 4 sayfayı geçmediği için
her biri bir solukta okunabiliyor.
Başka işlerin araya girmesiyle sık sık
kesilse de yol almanızı engelleme-
yen bu okuma yolculuğunda, adım
adım, bilincinizin dip köşesine fır-
laüp üst üste yığdığınız gündelik
toplumsal 'aynntı'lar 'yazı' biçimın-
de somutlaşınca 'şaşırtarak güldü-
rüyor' vc bilincinızde birikmiş ku-
rukalabalıktankurtarıyorsizi.Dok-
tora gitmenin 'hastayı beter edici'
etkileri; bilgisayarla 'küslük' ve 'ba-
rışıklık' dunımları; tatil anlayışı-
mızdaki çelişkili çeşiılilik; siyaset
yaşamımızdaki demagojik tutarlı-
lık; herkesin kimseyi dinlemeden
konuşarak 'bUgi' üretişi; 'sağhk' ta-
kıntılı tiplerin tipsizliği; 'değişinı'
ve 'gelişme' olgulannın ters orantı-
lılığı; 'eşeğin flkri'ne endeksli ya-
şam ve daha neler neler...
'HacıKomünist' ise yoğun bir oku
ma gerektiriyor. Daha doğrusu, baş-
ladınız mı elınizden bırakamıyorsu-
nuz, çüııkü 'günlük' düzenınde ya-
zılmış olsa da 'roman' bütünlüğü
taşıyor. Şensoy cince bir yazı işçili-
ğiyle adım adım 'anahtar' sözcük-
ler ve olaylar oluşturarak, her bir ay-
rıntıyı ötekine bağlayarak, okura hın-
zırca tuzaklar kuran yoğun bir anla-
tı düzeni oluşturmuş. Gerçek ya-
şamdan seçtiği karakterlerin bir bö-
lümü Küba'ya giden film ekıbınde-
ki kişilerden, ötekilerse Kübalılar
arasından süzdüğü 'amigo' ve 'dil-
ber' manzaralarından oluşuyor. 'Kü-
balog Hüseyin'den Sinan Çetin'e,
Zeki Ağabey'e (Alasya), 'okyanusta
vurgun yiyen' İlkay Hanım'a (Sa-
ran), GaleriRasim'e (Öztekin), 13.
Dev Adaııı Yavuz'a vc -favorim-
makyajcı Neriman'a uzanaıı Türk-
leri de, dünya güzelı resepsiyoncu De-
borah'tan başlayıp 'faturalıpurosa-
tışı' uznıanı 'amigo'ya dek ulaşan
Kübalılan daaynı 'gülmece' yu-
mağı içinde sanp sarnıalıyor Şen-
soy...
Che İle Küba'ya gidiş
dönüş
Böylece hem bır yolculuk öy-
küsü, hem bir filmin 'kamera
arkası' serüvenini hem de okya-
nus ötesinde kurulmuş kiiçük bır
dünyada gerçekleşen 'ideal' ile
aşılamamış 'gerçek'leri yan ya-
na/ıç içe okuyorsunuz. Ne yazık
ki, çabucak bitiyor kitap. 'Hacı
Komünist' Şensoy'un konusuna ve
incelediği insanlara en sevecenlik-
le yaklaştığı yapıtı. Yazar Kiiba
yolculuğuna, 'Comandante'ye(Fİ-
del Castro) ve onun 'onurlu' ülke-
sine duyduğu saygıyla başlıyor;
Küba'da gözlemlediği bir dolu yan-
lışı an gülmece yoluyla eleştırse de
bu saygı baştan sona sürüyor. Da-
hası, ülkcyi geçmişı ve bugünüy-
le öyle canlı bir yaklaşımla betim-
liyor ki yazar, her sahne gözünüz-
de rengârenkleşip belleğinize yer-
leşiyor.
Fcrhan Şensoy, yüreğinde taşıya-
rak Küba'ya götürdüğü Che Gu-
evara sevgisini ve hayranlığını, hıç
zedelemeden, dahası biraz daha
derinlere yerleştirmiş olarak geri ge-
tiriyor.
Şensoy'a teşekkürlcr! Yüzüm
giildü, kafam ycrinc geldi.
ITALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE
2. Ulusal
Fotoğraf
Sempozyumu
Kültür Servisi - 2. Ulusal
Fotoğraf Sempozyumu,
21-24Nisantanhleri
arasında Istanbul Italyaır
Kültür Merkezi'nde
yapılacak. Tüm etkinlikleri
izlemenin serbest olduğu
scmpozyumda, dia
gösterilennden panelleıe
çeşitli etkinlikler
gerçekleştirilecek.
Marmara Üniversitesi ve
Yıldız Teknik Üniversitesi
ile birlikte Fotoğraf dergisi
tarafından düzenlenen
sempozyuma fotoğraf
ustalan, gazeteciler ve
değişik üniversitelerden
öğrctim üyelcri katılıyor.
2INisan'da'Özel
Gösteriler' ile açılışı
yapılacak sempozyunıun
bu bölümünde, Süvcyd
Orlıoıı, Şakir Eczacıbaşı,
Ozan Sağdıç, tbrahim
Zaman ve Prof. Sabit
Kalfagil'ın birer gösterisi
izlenecek ve kendilerine
onur plaketi verilecek.
Aynı gccc, aynca Recep
Dönmez'ın sııaltı gösterisi
izleyıcıyle bııluşacak. 22
Nısan Cuma sabahı îtalyan
Kültür Merkezi'nde
"tlctişim Kanallannda
Fotoğrafin KuUanunı"
konulıı panelle başlayacak
olan sempozyunıun ikinci
gününde "Fotoğrafta
Etik", üçüncü gününde ise
"Disiplinlerarası Sanat
Ortamında Fotoğraf"
pane1leri
gerçekleştirilecek. Bu
panellerin yöneticilcri ve
katılımcıları şu isimlerden
oluşuyor: Ercan Arslan,
Sebati Karakurl,
.Sclalıatlin Sev i, Mehnıet
Sucu, Savaş Ay, Murat
Sezer, Ergun Çağatay,
Çerkes Karadağ, Süha
Derbent, Nadir Ede, Prof.
Mehmet Baylıan,
Muanımer Bo/kurt,
Balkan Naci tslinıyeli,
Mustafa Dorsay.
Sempozyum kapsamında,
aynca Erdal Yazıcı, Sadık
Demiröz, Ali thsan
Gökçcn, Timurtaş Onan,
Ersin Alok, Servet Dilber,
Haluk Uygur, Bülent
Akbaş, Fethi İzan, tsa
Çelik, Coşkun Aral,
Giiltckin Çizgen ve Haluk
Uygur Atölyesi'nın dıa
gösterileri izlenebilecek.
Oturum başkanlıklannı
Prof. GülerErtan ve Prof.
Nilgün Sim Süldür'ün
yapacakları "Bildiriler"
bölümlerindc, Ali
Bayraktaroğlu, Fuat
Akdeniz, Akgün Tokatlı,
Ergün luran, Sebla Selin
Ok, Enıre tkizler, Işık
Özdal, I landan Dayı,
Adnan Sokol ve Murat
Germen birer bildiri
sunacaklar.
"PosterBildiriler"
bölümünde ise Bülent
Erutku, Filiz Arıöz, Oktay
Çolak ve Doç. Dr. Özer
Kanburoğlu yer alıyor.
Sempozyum
katılimcılarının
yapıtlarından oluşan
karmasergi, 12-16 Nısan
tarihleri arasında Beyoğlu
Beledıyesi Sanat
Galerisi'nde izlenimde
olacak.
Resim sanatımızın ilk ustalannm tablolan açık artırmada
Büyük boyutbı baş yapıtlarKültürServisi-AntikAŞ'nin 10 Nı-
san Pazar günü Svvissotel'de gerçek-
leştirecegi 231. müzayedesinde Os-
manlı yapıtlan, antikalar ve tablolar sa-
tışa sunulacak. Bu müzayedeyi daha
öncekilcrden farklı kılan en önemli
şey ise müzayedede satışa sunulacak
ünlü Türk rcssamlarına aıt yapıtların
anıtsal boyııtlarda olması. 19. yüzyıl
Türk resim sanatının en önemli tem-
silcilerinden llüseyin Zekai Paşa'nın
140x 140 cm. boyutlarındaki tuval üze-
ri yağlıboya natürmorrıı müzayedenin
dc en önemli yapıtı niteliğinde.
Natürnıortlardaki ustalığıyla tanı-
nan Hüseyin Zekai Paşa'nın sahip ol-
duğu teknik bilgisinin ve paletine hâ-
kimiyetinin açıkça yansıdığı tablo Os-
manlıca ve Türkçe çıft imzalı. Vazo-
lar, ağaç dalları, çiçek ve meyve de-
taylarının huzurlu bir kompozisyonla
birleştiği bu yapıt, 1860 doğumlu res-
samın bilinen en büyük boyutlu yapı-
tı. Müzelik bir yapıt olan bu görkem-
li tablonun rekor bir fiyata satılması
bekleniyor.
Nazml Zlya'nın baş yapıtı
Müzayedede satışa sunulan ve Türk
resim sanatının en önemli ressamları-
nın başyapıtlarından oluşan koleksi-
yonda; manzara ustası NazmiZiya'nın
peyzaj tasvirli 81x65 cm. yağlıboya
başyapılı; asker ressamlhrımı?:dan Sa-
nıi Yelik' in natürmort ve 'Kurtuluş Sa-
vaşı' konulıı 102x173 cm. yapıtları;
Osman NuıiPaşa'nın (1839-1906) bi-
linen en büyük boyutlu 80x120 cm.
yağlıboya Istanbul tasvirli çalışması-
nın yanı sıra natürmort ustası Mah-
mud Cuda'nın meyveler konulıı 50x60
cm. ebatlarındakı çalışnıası ve Nedim
Günsür'ün 'Çarşı'konulu 114x160
cm. boyutlarındaki başyapıtı bulunu-
yor. Boğaziçitasvirleri ile ünlenenllik-
metOnat'ın 55x73 cm. ebatlarındaki
'Boğaz Manzarası' konulu yapıtı ile
Iloca Ali Rıza, Vecihi Bcrekctoğlu, Şev-
ket Dağ, Ccmal Tollu, Ali Çelebi, Ce-
vat Dereli, Edip Hakkı Köseoğlu, Ne-
şetGünal,Şeref Akdikgibi önemli Türk
Natürmort, tuval üzerinc yağlıboya, Osmanlıca ve Türkçe imzah. 140x140 cm.
ressamlaı ına ait sanatçılann eserlerinin
yanı sıra Osmanlı Sarayı tarafından ba-
şarı nişanı verilmış ünlü Îtalyan oryan-
talıst ressam Alberto Pasiııi' nin (1826-
1899) 57x90 cm. boyutlarındaki 'İstan-
bul' konulu, ressamın başyapıtlan ara-
sında gösterilen yağlıboya çalışması,
müzayedede aynca yapıtları çok nadir
olarak bulunan, istanbul hayranı ünlü
Fransız ressam François Prieur Bar-
din'ın(1870- 1939) 'Eminönü' konu-
lıı 60x90 cm. ebatlarındaki tablosu da
satışa sunuluyor.
Hat sanatı örnekleri
l'ürk hat sanatının en büyük iistadı
Şeyh Haıııdullah'a (1436-1520) ait
Kur'an-ı Kerim ile 'Reis-ül Hattatin'
Mulısinzade Abdııllah'ın büyük bo-
yutlarda ve klasik tezlıipli Hilye-i Şe-
rif'i ile diğer önemli hattatlarımızdan
Bakkal Arif ile müzehhıp Rikkat
Kunt'un imzasını taşıyan Hilye-i Şe-
rif, Levha ve Kur'an-ı Kerimler; Hidiv
aılesı ıçın özel yapım gümüşler, tuğra-
lı gümüş leğen-ibrik, tepsi ve kahve-
danlar; Tophaneler ve nadir bulunan
formlarda tombak eserler; Fransız mo-
bilyalar, Osmanlı Sarayı için özel ya-
pım Meissen Porselen leğen-ibrik ve üs-
manlı figürleri ile birbırinden değerli
diğer Osmanlı ve Avnıpa sanat yapıt-
ları satışa sunulacak. Turgay Artam
tarafından yönetilecek müzayededeki
yapıtlar 10 Nisan'a dek Antik AŞ'de ya
da www.antıkas. com web sitesinden
görülebılır. (0 212 236 24 60)
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Fenerbahçe'de
Hanımlar(i)
Kırk Yıl'da Sultan Hamid dönemine ayrılmış say-
falar, Halid Ziya Uşaklıgil'in istibdattan yakınmala-
rıyla örtülüdür. Padişahın baskısı özellikle yazıya çi-
ziye yöneliktir.
Samipaşazade Sezai, Sergüzeşt'i yazdığı gün-
leri anlatırken, kapısının önünden eksik olmayan ha-
fiyeleri acıyla hatırlar. Sergüzeşt korkunun eşliğinde
kaleme getirilmiştir.
Sermet MuhtarAlus'un Pembe Maşlahlı Hanım'ı
ise, sansürdü, istibdattı, romandı, kültürdü, hiçbirini
önemsemeyerek, bugünün "Fenerbahçesi"r\e gez-
meye gidiyor.
Dönem, elbette aynı dönem.
Mayısın biri. Mayısın biri, Fenerbahçe'nin en civ-
civli, en kalabalık günlerinden. llkyaz gelmiş.
Orada Tayfur Bey'in nefti "bato" faytonunu gör-
me ihtimali de var. Hani şu yağız beygirlerin sürdü-
ğü. Pembe Maşlahlı fayton dese de, gönlünü çelen
Tayfur Bey!
Pembe Maşlahlı, ortalığın "caı/a/ocoz"takımıylado-
lup taşacağını bildiği için, siyah saten dö Liyon çar-
şafını giymiş. Uzun beyaz eldivenlerini takmış. Krem
tül şemsiyesini almış.
Sermet Muhtar Alus'un ille "saten dö Liyon" diye
yazışı bugün kaç kişinin ilgisini çekiyor, bilmiyorum.
Ama o yazımda Türkçe dil bilincini yakalayabilirsiniz...
Roman kahramanı genç kadının yanında, adı bi-
raz dillerde dolaşmış, eskilerden Kanarya Hanım var.
Vaktiyle gönüller yakmış, fakat kalp yangınlanna su
serpmekten de uzak durmamış.
Kanarya Hanım'ın geçim imkânları eski günlerin-
deki kadar bereketli olmadığından, o, Pembe Maş-
lahh'nın kahverengi maşlahını ve yine kahverengi ru-
gan iskarpinlerini istemiş. Iskarpinler ayağına küçük
geliyor ama ne yapacaksınız?..
Arabacı bıçkın delikanlı. Kanarya Hanım ikide bir-
de telaşa kapılıyor, cilvesini korumuş sesiyle uyarı-
yor:
"Ayol, yüreğime mi indireceksin?!Ben meraklı, ve-
himli kadınım; çarpıntım tutuyor."
"Herkesler" Fenerbahçe'de. Gelgelelim Tayfur
Bey'den ses seda yok. Sanki yer yarıldı; yirmi beş
yirmi altı yaşlarındaki, uzuna yakın boylu, koyu kum-
ral kaşlı kirpikli, koyu kumral saçlı, sümbül bıyıklı,
duru beyaz tenli, tombul tombul vücutlu Tayfur
Bey'imiz içine girdi.
Pembe Maşlahlfyı bir üzüntüdür alıyor. Bir şey de-
ğil; Gelinsuyu marka düzgünü, Viyolet allığı, "nitrat
dan'an" kalemiyle konduruluvermiş simsiyah dudak
kenarı beni gözyaşlarıyla bozulacak. Hemen gümüş
çanta açılıyor; Japon Imparatoru'nun adım taşıyan
Mikado lavantasına başvuruluyor. Mis gibi, iç açıcı,
yürek ferahlatıcı!
Mikado lavantasının günlerinde, Avrupaî kokula-
rın saltanat sürmeye başladığını Refik Halid Karay
söyler. Parm menekşesi, leylak, hele şipr rağbet gö-
rür. Bunlar adamakıllı pahalı kolonyalar.
Süs püs de evrim geçirir. Sultan Hamid devri, Aziz
devrinden arta kalmış "yüzyapmak "yada "yüzyaz-
mak" deyişlerini koruyagelmiştir. 1920'lere yaklaşı-
lırken birdenbire "makiyaj" geçilir. Makiyaj da son-
raları makyaj olacaktır.
Makiyajla birlikte pudra çeşitleri artar. Pudranın
evrimiyse, "podrade" ve "pudura"dar\ geçmiştir.
Pudra çeşitleri, gül pembesinden şafak kızılına,
şafak kızılından ayışığı beyazına bir dizi. Hanımlar han-
gi alaca pudranın çehrelerine yakışacağını bir türlü
kestiremezler: Yüzlerde karnaval sahneleri...
Tırnak cilalarının çeşitlerini hanımların ellerine bo-
yacı mostrası gibi tutuşturuveriyorlarmış.
Büyük kronikçimiz Refik Halid Karay cila isimlerin-
de bir cinaî roman havası sezinlemektedir. Diyor ki:
"Bir katil adına benzeyen Roben Red..."
Öneriler:
Kitap / Her Gün Bir Ediple, Refik Ahmet Seven-
gil, Hazırlayan: Mustafa Armağan, Leyla ile Mec-
nun Yayıncılık, 2004. (Dünün yazarlarıyla tatlı söyle-
şiler...)
Koçan'dan 125 sanatçıya
• Kültür Servisi - Hüsamettin Koçan, yedi ayn
sergisini bir araya getiren, "Yedi Sergi Bir
Selamlama" sergisi için üreltiği "125 Sanatçı
İçin Methıye" adlı yapıtları, 8 Nisan 17.00'de
sanatçı dostlanna teslim edccck. Hüsamettin
Koçan'ın, Bayburt'ta hizmete giren Baksı
Müzesi'ni desteklemek iizere geçeıı yıl Proje 4L
üüncel Sanat Müzesi'nde açılan destek sergisine
katılan 125 sanatçıya adadığı yapıtlardan oluşan
sergideki her yapıt, adandığı sanatçının adına
imzalandı. Sergi 15 Nisan'a dek izlenebilecek. (0
212 227 68 52)
Akdamar Kilisesi onarılıyor
• VAN (AA) - Van Valisi Niyazi Tanılır,
Akdamar Kilisesi'nin onanmı ıçın Kültür ve
Turizm Bakanlığı bütçesinden 2 trilyon 400
mılyar liraııın aynldığını söyledı. Van'ııı önemli
kültür ve tarihi zenginliklerinden biri olan
Akdamar Adası ve adayla aynı adı taşıyan kilise,
yaz mevsiminde binlerce yerli ve yabancı turist
tarafından ziyaret ediliyor. Vali Tanılır, Akdamar
Kilisesi'nde uzun yıllar restorasyon çalışması
yapılmadığını, bu nedenle tarihi yapının tahrip
olmaya başladığını belirtti. Tanılır, havalann
ısınmasının ardından kilisenin restorasyonuna
başlanacağını sözlerine ekledi.
Nardis Genç Vokal Yarışması
• Kültür Servisi - Nardis Jazz Club, ülke
çapında Nardis Genç Vokal Yarışması düzenliyor.
6 Mayıs Cuma gecesi fınali yapılacak olan
yarışmanın birincısı, 12 Haziran 2005 'te
Estonya'da beşincısı yapılacak Nommclazz
Uluslararası üenç Jazz Şarkıcıları Yanşması'na
(NommeJazz haternational Young Jazzsingers
Contest www. nomniejazz.ee) katılmaya hak
kazanacak. Amacı Türkiye'de amatör veya
profesyoııel olarak müzikle uğraşan genç
vokalistlerin seslerini yurtiçinde olduğu kadar
yurtdışında da duyurmalanna destek olnıak olan
yarışmanın seçici kurulu Ayşe üencer, Cem
Erciyes, Emin Fındıkoğlu, Hülya Tunçağ, tmcr
Demirer, Kamil Erdem, Neşet Ruacan, Onder
Focan, Randy Esen, Ricky Ford, Sedat Ergin ve
Sibel Köse'den oluşuyor. Katıhmcılann 3 değişik
stilde seslendirilmiş CD formatındakı demolan
ve kısa özgeçmişleriyle birlikte 24 Nisan tarihine
kadar Nardis Jazz Club'a başvurmalan gerekiyor.