Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Devletin üst makamlan peş peşe laiklik ve türban konusunda eleştirilerini dile getirdiler
AKP'ye 5.sertuyanANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-Devle-
tuı en üst makamlan,
son dönemde ardı ar-
dına yaptıklan açıklama-
larla AKP iktidannı uyar-
dılar. YÖK'ten Genelkur-
may'a, Cumhurbaşkanı'ndan Yar-
gıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na
kadar devletin temel kurum-
lan hükümetın "laiklik ko-
nusunda daha hassas olma-
agerektigmi" vurguladılar.
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Mustafa Bu-
min'in. AKP yöne-
timini Refah Par-
tisi örneğini
anunsatarak
*Türban parti
kapatnnr" di-
ye uyarması.
• AKP'ye YÖK'ten Genelkurmay'a, Cumhurbaşkanı'ndan Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı'na kadar her kesimden uyan geldi. Devletin temel kurumlan hükümetin
"laiklik konusunda daha hassas olması gerektiğini" vurguladılar.
devletin üst makamlanndan hükü-
mete yönelen en sert tepkilerden
biri oldu. AKP hükümetine son dö-
nemde devletin üst kurumlarmdan
yapılan uyanlar sırasıyla şöyle:
YÖKBaşkanıProf.Dr. Erdo-
ğan Teziç (11 Şubat) (Türban ko-
nusunda yargı kararlannın tüm
kurumlan bağlayacağını vurgu-
layarak): Bu bağlayıcılık karşı-
smda başka bır çözüm biçimını bi-
zim gündemimize genrip tartışma-
mızın hiç yeri yok. Bız kararla
bağlıyız. Devletımizin organlan
da bağlı. Çözüm yollan tatmın
edici olmasa bile varsayım olarak
söylüyorum, biz öncelikle mev-
cut yasal hukuki ya da yargı ka-
rarlannın oluşturduğu hukuki çer-
çeveye sadık kalmak zorundayız.
Bu kararlan hemen aşabilmek için
yargı kararlannı etkisiz hale ge-
tirmek için yapılacak yasal dü-
zenlemeler de yerine göre ya ya-
saya karşı ya da anayasaya karşı
hile oluşturur.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı-
sı Nııri Ok (1 Nisan):"Laiklik kar-
şıtlannın ülkemizde güçlenme or-
tamı bulduklan, yandaş sayılan ve
ımkânlannı arttırdıklan, bunla-
nn doğal sonucu olarakdevlete sız-
dıklan bir gerçektır. Gerek siya-
si partılere gerekse devlet kadro-
lanna otoriter rejım yanlılanyla
köktendınci kesimlerden sızma-
lara firsat verilmesi mücadelede
etkinliğı azaltır. (...)Köktendinci-
lerin saf ve temiz kadın ve kızla-
nmızla kamusal alanı zorladıkla-
n da bir gerçektir. Öğrencilerin,
okulda dinı simge ve işaret taşı-
malan da kesinliklikle laikliğe
aykındır.
Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer (7 Nisan) (Büyük Orta-
doğu Projesi'ni eleştirerek): Tür-
kıye mutlaka örnek gösterilecek-
se, ancak laik, demokratik ve hu-
kuk devleti niteliği ile öraek oluş-
turabiliriz. Yakın tarihe bakıldığın-
da. çevremizde geçiş dönemi ör-
neği olarak "ıhrnh tslam" mode-
liyle sıkça öne çıkanlan kimi ül-
kelerin, daha sonra kaçınıhnaz bi-
çimde radikal bir değişiklığe uğ-
rayarak köktendınci rejime dö-
nüştüğü görülmüştür.
Cknelkurmay Başkanı Orgene-
ral HUmi Özkök (20 Nisan): La-
iklik ilkesi, Türkiye Cumhuriye-
ti'ni oluşturan tüm değerlerin ki-
lit taşıdır. Türkiye, bu nitelikleriy-
le "TürkiyeCıımhuriyeti" olarak
model gösterilebüir.
Ancak başka ülkelerin kabul
edeceği bır ılımlı Islam devleti
modeline dönüştürülmek isten-
mesi halinde bu yaklaşuna ulus-
ça karşı çıkılacağı asla gözden
kaçınlmamalıdır. (irticai örgütle-
rin kamudaki kadrolaşma çalışma-
larını arttırdığını vurgulayarak)
Bu yönde önemli mesafeler kay-
detmişlerdir.
TSK'nin dine düşman gibi gös-
terilmeye çalışıldığı bir ortamda
dine saygılı olduğumuzu ancak
irticaya karşı olduğumuzun altı-
nı bir kez daha çızmek isterim.
Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın açıklamalannda iktidann son 1 yılda türbanla ilgili çıkışı etkili oldu
Bumin'i hükümet komısturdu
• Anayasa Mahkemesi Başkanı Bumin.
geçen yılki konuşmasında ne türban ne de
parti kapatma konulanna değinmişti. Bumin
önceki günkü çıkışını ise "Geçen yıl bunu
gerektirecek oranda bir şeyler
yaşanmamıştı" sözleriyle gerekçelendirdi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi Başkanı
Mustafa Bumin'in ikti-
daraçısmdan "bddenme-
dik" çıkışını, başta Baş-
bakan Tayyip Erdoğan ol-
mak üzere AKP'lılerın
son 1 yılda **turban so-
rununun zamanı gekfiğin-
de" çözüleceğıne ilışkin
açıklamalannın tetikledi-
ği belırtilıyor
Bumin, geçen yılki ko-
nuşmasında ne türban ne
de parti kapatma konula-
nna değinmişti. Ancak
beklenmedik şekilde ön-
ceki gün yaptığı çıkışı Bu-
min, "Geçen yıl bunu ge-
rektirecek oranda bir şey-
ler yaşanmamıştL Ben her
zaman konuşmam" söz-
leriyle gerekçelendirdi.
Bumin'ın işaret ettiği
ve konuşmanın tetikleyi-
cisi olarak nitelendirilen
başta Erdoğan olmak üze-
re AKP'lilerin türbana
ilişkin açıklamalanndan
bazılan şöyle:
Başbakan Erdoğan'ın
Alman Welt Am Sonn-
tag'da üniversitelerde ba-
şörtüsü yasağını doğru
bulmadığıru ve kaldırmak
için çalışmalar yaptığuıa
ilişkin röportajı tartışma
yaratn. Erdoğan ise bu rö-
portajın "ash astarT ol-
madığını açıkladı. Ancak
röportajı yapan gazeteci-
nin ses kaydının olduğu-
nu söylemesi üzerine Er-
doğan'ın basm danışma-
nı Ahmet Tezcan, yazuıın
doğru ancak eksik olduğu-
nu ve Başbakan'ın "top-
hımsal nmtabakat şartry-
la" sözlerine yazıda yer
verilmedığini aktardı.
Başbakan Erdoğan'ın,
türban yasağının kaldınl-
ması için kampanya baş-
latan öğrencilere parti yö-
netimi aracılığıyla "Tür-
ban sorunu sayısal güçle
degil uyguntiming'le(za-
manlama) çözülebilir"
mesajını aktardığı da
savlandı.
'Bu iş sabır ister'
TBMM Başkanı Biilent
Annç, ocak ayuıda tnanç
Özgürlüğü Platformu
üyelerini kabulünde sert
mesajlarvermıştı. Annç,
türban konusunun çözül-
mesi gerekli bir "sorun"
olduğunu saMinarak "Bu
bir inanç özgürlüğü ko-
nusudur. tnancı sebebiy-
Ie başını örtmüş bir insa-
na saygı gösterilmesi gere-
kir. Çûnkü inanç denen
şeyin kalplerde ^zti kal-
ması doğru değfldir. tdam
kakürüdı, kıyamet kop-
madı. Tabular gidiyor.
önûmüz biraz daha açıh-
yor. Demokraâ korkular-
dan kurtulma rejimidir.
Türkiye gibiülkelerde bu
iş sabır işi, biraz mücade-
le işi" diye konuşmuştu.
AKP Grup Başkanveki-
li FarukÇefik, gelişmele-
nn olumlu yönde oldu-
ğunu, Türkiye'nin kısır
tartışmalardan ve çatış-
macı anlayışlardan kur-
tulduğunu belirterek Tür-
kiye'nin kabugunu kırdı-
ğını, bölge ve dünya ülke-
si olmaya doğru gıttiğini
söylemişti.
AKP Grup Başkanveki-
li İrfanGündüz ise "Tür-
lrîye'nin bu ayıptan kurtul-
masıgerekn^nu" belırte-
rek "Türldye'de köpekler
serbesttaşkr ise bağh gö-
rünüyor. Akşam televiz-
yonlarda gösterikn ayini
TürkKe'deki yerli bir ta-
rikatveya imam yapsa kı-
yamet kopar" demişti.
İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN AKP'DEN TEPKÎLER SÜRÜYOR
Çelik: Mahşeri
vicdanda
marıkûm olacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türban konu-
sunda sert uyanlarda bulunan Anayasa Mahkeme-
si Başkanı Mustafa Bumin e AKP yöneticilerinin
tepkisi sürüyor. Bumin'in konuşmasma dün Milli
Eğitim Bakanı Hüseyin Çetik de tepki gösterdı.
Konuşmayı Mustafa Bumin'e yakıştıramadığını
belirten Çelik, "Saym Bumin hâldmfik mesleğmin
sonuna gebnişken mahşeri vicdanda kendisini
mahkûm ertirecek bu tür ifadeleri bence kuDanma-
mahydL Bunu doğru buhnuyorunT dedi. Türki-
ye'nm bir hukuk devleti olduğunu ve bir hukuk
devleti olarak kalması gerektiğini belirten Çelik.
Anayasa Mahkemesi gibi yüksek yargı organlan-
mn kuruluş yıldönümlerinde başkanlann daha dik-
katli konuşmalar yapmasuıuı önemli olduğunu
söyledi. AKP Grup Başkanvekili Irfan Gündüz ise
Bumin'in uyanlannı
"sunigündem" olarak
niteledi. Gündüz, "Ana-
>usa Mahkemesi Başka-
m'nm, MecBs'in yasama
yetkisirisınırlayacakşe-
AKP'liletinyüzde 39 'u kamııda serbestlikistemiyor
Seçmeni de türbana karşı
MURATKIŞLALI
ANKARA - Yöntem Araştırma tara-
fından her ay tstanbul, Ankara, îzmir,
Adana, Bursa. Antalya, Konya, Zon-
guldak, Samsun, Erzurum ve Diyarba-
kır il merkezlerinde gerçekleştirilen
Omnibus araştırmasırun Ekim 2004 so-
nuçlan, Türk toplumunun türban ile il-
gili düşüncelerini ortaya koydu.
Araştırmada 15 yaş üzerinde Türki-
ye geneline eşit olarak dağılmış 1200
kişiye "Türban kamusal alanda da ser-
best bırakümalıdır"
1
önermesine katılıp
katıhnadıklan soruldu.
Araştırmada şu sonuçlar elde edildi:
Kamusal alanda türban olmaz: Ka-
tılımcılann sadece yüzde 24.1 'i "Tür-
ban kamusal alanda da serbest bırakd-
mahdır" görüşünü dile getirdi. Katı-
lımcılann yüzde 50.5 'i bu görüşe kar-
şı çıkarken yüzde 25.5'i ise çekimser
kaldı.
Adalet ve Kalkmma Parna: Araştır-
maya katılan 1200 denekten 301'i 3
Kasım 2002 seçimlerinde AKP'ye oy
verdiğini belirtti. AKP'ye oy verenle-
rin yüzde 37'si "Türbanmkamusal alan-
da da serbest bu*akümasını
n
isterken
yüzde 39'u ise bu görüşe kanlmadığı-
nı belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi: CHP'lile-
rin yüzde 9'u türbanın kamusal alanda
da serbest bırakılmasını istedi.
güne de degil, vanna ve
geleceğe dönük şekflde
önünü ükaması doğru
değü" dedi.Yürürlükteki
yasalara göre öğrencıle-
r m
.
t ü
*
a n l
^ .
ü n ı v e r s i t e
y
e
gıdebıleceğını savunan
Gündüz, şu görüşleri dile
getirdi: "Hukuki yönden
bakacak olursamz da, la-
ikük, din ve vicdan hürri-
> etMir. YOK Yasaa ek
• B u m u ı m
geleceğe dönük
olarak Meclis'in
türban konusunda
düzenleme
yapamayacağını
söylemesine AKP
yönetimi tepki
gösterdi. Grup
Başkanvekili Gündüz,
* ... , ,
M e c l ı s m o n u n u
geleceğe dönük
şekilde tıkaması
dogru deöil" dedi.
17. maddeye göre, meri kanunlara aykuı ohnamak
şarü> la ünhersitelerde her türlü kıhk kıyafet ser-
besttir. Bizim yasalanmızda kıhk kı> afeöe ilgili Ud
düzenleme vardır. Birisi şapka yasası, diğeri Diya-
net işleri başkanına, Fener patriğme, hahambaşma
kendi dini kisveshie dışarda dolaşmasma müsaade
eden >asa. Toplumun bütün kesimleri >1irüriükteki
bu yasamn uygulanmasım bekh'yor. Herkes inana-
nı yaşama özgürlüğüne kavuşmah." Anayasa Mah-
kemesi Başkanı Bumin'in türban konusundaki
uyanlan AKP yönetimini şaşırttı. Bazı AKP
yöneticileri; Irfan Gündüz'ün ilk gün dile
getirdiği "Önüne konulan metni okumuş" tepkisi-
ninbu şaşkınlıktan kaynaklandığını vurguladı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
StarTV'de Erdoğan Aktaş ın sun-
duğu Yakın Takip programında "Er-
meni sorunu"tartışıldı. TürkTarih Ku-
rumu Ermeni Masası Başkanı Profe-
sör Hikmet Özdemir, kendi görüş-
lerini açıkladıktan sonra, bunlaraTürfc
tezi" adını verdi ve Profesör Baskın
Oran'abu konudanedüşündüğünü
sordu.
Baskın Oran, "Türktezi"ne karşı fi-
kirier ffade ettiği için bazı çevrelerin
kendisini "vstan hainliği" ile suçladık-
larını söyleoı. Benim kafam ise Hik-
met Özdemir'in öne sürdüğü "Türk
fez/"ndeydi Neden "Türk tezi" Hik-
met özderrır'in söyledikleri oluyor-
du ki! Sonunda, birileri Ermeni soru-
nu konusunda bazı tezler öne sürü-
yoriardı. Olsa olsa bu tez, bu düşün-
celeri savuranların tezi olabilirdi.
Baskın Oran da Türk'tü ve onun da
savurduklan bir grup Türk bilim in-
sanı tarafından savunuluyordu.
Benim 'Türk Tezi'm
Oran' ınki Türk tezi olmuyor da neden
Hikmet özdemir'inki oluyordu ki?
• • •
Aslında bu tartışma biçiminin arka-
sında, demokratik olmayan totaliter
bir anlayış yatıyor. Bir zamanlar Hik-
met özdemir de muhalifti, bu neden-
le başı derde girmişti. O zaman da
kendisi bazı tezlere sahipti. Onun sa-
vunduğu tezler, şimdi Türk tezi" adı-
nı verdiği tezlere benzemiyordu.
Bir tez devletin bazı birimleri tara-
fından savunulunca "Türk tezi" sa-
yılıyor, sivil insanlar tarafından savu-
nulan tezler ise milli patent taşımıyor.
• • •
Baskın Oran ve Etyen Mahçup-
yan'ın Ermeni sorununa ilişkin söy-
ledikleri, toplumun bir kesimi tara-
fından Türkiye'nin çıkarları açısından
daha doğru kabul ediliyor. Konunun
"Soykırım var mıydı, yok muydu"
noktasına kilitlenmesinin iki taraf için-
deki çözümü istemeyenleri sevindir-
diğini söylüyorlar.
Oran'ın da, özdemir'in de söyledik-
lerinin doğru olduğunun bir ölçüsü
yok. Ancak bildiğimiz bir gerçek var-
sa, Ermeni sorununun, "Onlarda bi-
zimkileri öldürdüler" ya da "Dedeme
katil dedirtmem" yaklaşımıyla bir ye-
re gitmediğidir.
• • •
Aslında, olayların nasıl ele alınaca-
ğı ve nasıl çözüm aranacağı konusun-
da, son dönemlerde giderek farklı gö-
rüşler oluşmaya başladı. Hemen her
kritik konuda "Türk tezi" adına var
olan durumu korumaya yönelik bir
yaklaşımla yüz yüze geliyoruz. Bu bil-
diğimiz "devlet" yaklaşımı ya da "res-
mi" yaklaşım diye tanımlanabilir.
Son dönemde ise bu temel tezle-
rin, artık değişmesi gerektiğini söy-
leyen Türkler ortaya çıktı. Bu Türkle-
rin de kendilerine göre tezleri bulu-
nuyor. örneğin Kıbns'ta yüzde 56'lık
bir destekle cumhurbaşkanı seçilen
Mehmet Ali Talat, bu yeni simalar-
dan birisi. 30 yıllık Kıbns politikasının
değişmesini savunuyordu.
Onun karşısına birileri "Türk tezi"
ile çıktılar. O da benimki de "Türk te-
zi" dedi ve halkın desteğini sağlaya-
rak kendi "Türk tezi"n\ uygulamak ola-
nağını ekde etti. Talat ömeğı de bize gös-
terdi ki, birilerinın "Türk tezi" dediği şey
kalıcı bir tez değil, değişebilir ve kar-
şı tarafın söyledikleri toplumdan da-
ha fazla destek bulabilır.
Hikmet özdemir'i dinlerken de ben-
zer duygulara kapılmamak mümkün
değil. özdemir'in söyledikleri yeni bir
şey değil. Bu siyasetlerin arşivlerden
bazı belgelerle takviye edilmesi, bu
tezin sürekli kabul göreceği anlamı-
na gelmez. Bir teze "Türk tezi" den-
diği zaman da bunun eleştirilmeye-
ceği, değiştirilmeyeceği söylenemez.
Sakin sakin, ülkemiz ve toplumu-
muz için en yararlı olanı tartışalım,
konuşalım.
Kimse, yüksek perdeden kahra-
manlık edebiyatı yapmasın. öyle ya-
panlann, arkalannda başka çıkariar
olduğuna defalarca tanık olduk.
Benim "Türktezi"m, komşulanyla
iyi geçinen, bölgede banşın ve eşit-
liğin sembolü olan, demokratik ve in-
san haklarınasaygı gösteren birTür-
kiye yaratmak üzerine kurulu. Bunun
gerçekleşmesi için otoriter "Türktez-
/eri"ni eleştirmeyi sürdüreceğim.
GLOBALpOLİTtKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Nisan Sıkıntısı
ABD açısından, bu yılın iki sözde pariak başan-
sının (Irak'taseçimlerveFilistin'deyeni liderlik)yal-
dızlan, nisan ayında hızla dökülmeye başladı.
Seçimleri kim anımsıyor?
Bush yönetimi, ABD medyası, Irak seçimlerini bü-
yük bir başarı, "direniş açısından sonun başlangı-
cı" olarak sundu. New York Tımes'ın "nalıncı ke-
serli" yazarlarından Friedman, "ABD'de yeni bir
terörist saldırı olasılığı asıl şimdi arttı, çünkû Irak'ta
kazandık" diye yazacaktı. Gerçekten de direnişin
operasyonlarında belli bir azalma vardı.
Ancak nisanda görüntü aniden değişti. Direniş,
Hüseybah ve Ebu Garib'e yönelik 70-80 kişilik açık
saldınlar gerçekleştirerek şiddetle geri geldi. Bu
saldınlar Irak'taki "terorizm" uzmanlannı çokşaşırt-
tı: "Nasıl oluyordu da ABD'nin bumunun dibinde
bu büyüklükte gruplar toplanabiliyor, açık saldın-
lar düzenleyebiliyorlardı." (Knigth Ridder 21/04)
Geçen hafta ekranlarda izlediğimiz ve Brooking
Institute Dış Politika uzmanlanndan Micheai O'Han-
lan'ın da kabul ettiği gibi, "Direniş giderekyoğun-
laşmaya başladı" (The Daily Telegraph, 22/04).
Seçimlerden sonra yaşanan göreli durgunluk dö-
neminde ABD'nin kayıplannda bir azalma olmuştu
ama hem hâlâ ayda yaklaşık 1000 Iraklı yaşamını yi-
tirmeye devam ediyordu hem de VVashington Post'un
aktardığına göre, direnişçiler bu dönemi "yeniböl-
geleri denetim altına almak, yeni kadrolar, yeni sı-
ğınaklar yaratmak için kullanmışlardı". Halbuki bu
dönemde Irak ordusunda bir gelişme olmamıştı,
saldınlar başlayınca, Irak ordusunun "kahraman"
askerleıinin ilk tepkisi, hâlâ savaştan kaçmak olu-
yordu (Daily Telegraph, 25/04). Yine VVashington
Post'a göre ülkenin çok geniş bölümü direnişçile-
rin denetimindeydi. Irak Devlet Başkanı Talaba-
ni'nin direnişi Kürt ve Şii milislerie bastırma önerisi-
ne, ABD taraftndan bite iç savaşa çanak tutacak bir
çılgınlık olarak görülüyordu (şimdilik!?).
Diğer bir deyişle durum, iyimser bır yaklaşımla,
en fazla seçimlerden önceki gibiydi, liberal eğilim-
li Al-Hayat'tan Abdulvahab Barakan'in işaret et-
tiği gibi "seçimleriyse artık anımsayan bile yoktu".
Yeni hükümet hâlâ kurulamamıştı, kurulsa bile,
"herkes iktidann gerçek sahibinin kim olduğunu
pekâlâ biliyordu". Kısacası, demokrasi oyununun
sahnesinde de, yeni bir "geçici hükümet" kome-
disi vardı o kadar (24/04).
Abu Mazen'in 100 günü
Kasım'da Arafat öldükten sonra, Filistin Yöne-
timinin başına Abu Mazen geldi. Sonra da büyük
bir başanyla seçimleri gerçekleştirdi, Filistin Yöne-
timi Devlet Başkanlığı'na seçildi. Artık Filistin yö-
netiminin başında Bush ve Şaron'un kabul edebi-
leceğı "ılımlı", "reformist" bir lidervardı. Şimdi ba-
nş süreci yeniden başlayabilir, Filistin halkının ya-
sam koşullannı biraz olsun iyileştirecek reformlar,
Israil'in saldırılan altında harabeye dönmüş olan
"işgal altındaki topraklarda" bir yeniden inşa sü-
reci gerçekleştirilebilirdi. Hamas, islami Cihad ve
FKÖ'nün sılahlı güçleri de ateşkes ilan ettiler.
Abu Mazen artık, o "büyük pazarlık yapma bece-
risini" yaşama geçirebilecekti. Nitekim 17 Mart Ka-
hire zirvesinde Hamas ve İslami Cihad, Filistin yö-
netimine katılmayı kabul ettiler, lideriiğin bütünleş-
mesi süreci başladı. Ancak Şaron yönetimi Abu Ma-
zen'in açılımlanna aynı biçimde cevap vermedi, oya-
lama taktiklerine devam etti. Gazze'den çekilme va-
adi hâlâ gerçekleşmedi. Duvar yerli yerinde kaldı, ye-
ni yerleşimler "sahada de facto durumlar" yarata-
rak genışlemeye devam etti. özellikle Maal Adu-
mim'i Doğu Kudüs'e bağlayarak kentin Arap hinter-
landıyla bağlantısını kesmeyi ve Batı yakasını ikiye
bölmeyi amaçlayan 3 bin 500 evlik yeni yerteşim pro-
jesi, Şaron yönetiminin "YolHan'tası"nı fiilen terk et-
tiğini gösteriyordu. A) Ahram'ın aktardığına göre,
Şaron, ay başında Bush'la yaptığı görüşmede Abu
Mazen'i, Arafat'a yönetttiği eleştirileri andıran bir dil-
le suçlamaya başlamıştı. Böyiece, nisan boyunca,
Filistin Israil ilişkilerinde de, yavaş yavaş başa, Ara-
fat ölmeden önceki ortama dönülmeye başlandığı-
nı gösteren belirtiler giderek arttı. Abu Mazen'in ilk
100 günü büyük bir enerji ve iyimserlikle başlamış-
tı. Şimdi, birdüş kınklığı söz konusu (Al Ahram, The
Independent, Christian Science Monitor).
Ancak, sanırım yakın gelecekte önem kazanabi-
lecek bir değişiklik söz konusu: FBI'ın casusluk id-
dialanna yönelik soruşturması, Israil'in nükleer silah-
lannın gündeme gelmeye başlaması, ABD'nin Isra-
il'i "Joint Strike Force" uçak projesinden dışlama-
sı, ABD ile Israil arasındaki, Filistin sorununa, Iran'a
yönelik stratejiye ilişkin görüş ayrılıklarının denetim-
den çıkmaya, Al Hayat'ta Patrick Seal'ın dikkat çek-
tiği gibi bir krize dönüşmeye başladığını gösteriyor.
Bumin'e suç duyurusu
• ANKARA (AA) - Ankara Adliye Sarayı önünde
toplanan. kendilerini 'Başörtüsüne Özgürlük Yürü-
vüşçüleri' olarak tanımlayan bir grup türbanh, Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin hakkında
hazırladıklan şikâyet dilekçesini Ankara Cumhuri-
yet Başsavcılığı Müracaat Bürosu'na vermek istedi.
Müracaat bürosunun konudan kendisini yetkili gör-
memesi üzerine türbanlılann dilekçeleri, Cumhuri-
yet Başsavcı Vekıli Ibrahim Özsoy'a venldi.
DYP'B Ercaıfdan tepki
• ANKARA (ANKA) - DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Nevzat Ercan, üniversitelerde türbanın ser-
best bırakılmasına yönelik düzenleme yapılamaya-
cağını söyleyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Mus-
tafa Bumin'e sert tepki gösterdi. Ercan, "Anayasa
Mahkemesi Başkanı, anü'demokratik herhangi bir
de\letin ideolojisinden beslenen ve haklan tanıma-
yan söylemlerin sözcüsü olamaz" diye konuştu.
AKP'den 'konjonktürel değişödik'
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, "geli-
şen konjonktür karşısında niteliği değişmeye başladı-
ğı" için Kabotaj Bayramı'nın ısminin "Denizcilik
Bayramı" olarak değiştirilmesini öngören tasanyı
Meclis'e sevk etti. Tasannın gerekçesinde "Deniz kül-
türünü yaygınlaşnrma konusunda çalışmalar yapüma-
sı" için 815 sayılı yasanın kabul tarihi olan 1 Tem-
muz'un Kabotaj Bayramı olarak kutlandığı behrtildı.
Sahil Giivenlik'e yargı yetkisi
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sahil Güven-
lik Komutanlığı'na bağlı disiplin mahkemelerine
erden albay rütbesine kadar olan askerlen yargıla-
ma yetkisi veren tasan TBMM Başkanlığı'na su-
nuldu. Tasan, Sahil Güvenlik Komutanı'na, komu-
tanlığa bağlı disiplin mahkemelerinin gereksinimi-
ne göre değiştirilmesini teklif etme yetkisi veriyor.