Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 NİSAN 2005 PAZAF CUMHURİYET
Tel: 0.21İ512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
SAYFA
17
Marş marş
Mehmet Ali
Kılınç: "Kimi
politikacılar her
toplantıda korkudan
Istiktal Marşı
okuyormuş. Işte
bütün mesele bu.
Gönüllü okuduklan
zaman ülke
sorunlannın yansı
çözülmüş demektiıi"
- Inancı kötüye kullananlar
memur olabilecekmiş...
"Takiyyeye gerek
kalmayacak!"
5 B Inciriik'te ABD'ye
ne yaptık?
Incelik!
Halay
Beyoğlu'ndaki bir
"türkü bar"ın girişine
asılan duyuru: Saat
başı halay çekilir!
Değerli
Güneş OksaJ: "Ikinci
f
cumhuriyetçi
medya
maymunlanna
haksızlık etmeyin.
Onlar da sulusal
degerieri savunuyor!"
APZIH farzı
Akif Kökçe:
"Petkim'in yüzde
34.5'lik bölümü
'halka arz'
yöntemi ile
satıldı. Satışm yüzde
71.5'ini yabancılar
aldı. Satış, halka arz;
alış, yabancıya farz!"
ERMENİ diasporası bugün dünyayı "Ermenı
soykınmı günü" diye ayağa kaldıracak. Peki, 24
Nisan'da ne olmuştu? Bir kez daha anımsayalım.
Osmanh'ya karşı bağımsızlığını kazanan Yunanlara,
Bulgariara, Romenlere, Sırplara, Araplara özenen
Ermeniler, 1. Dünya Savaşı koşullannda Ruslann
desteğini alarak başkaldırmış; Osmanlı, Çanakkale
ile Sankamış arasında zor durumda iken 11 Nisan
1915te Van'da isyan başlatmıştı.
Isyan, bir anda Anadotu'ya yayılınca Osmanlı da
24 Nisan 1915'te bütün Ermeni demeklerinin
kapatılmasına ve bu işi Istanbuf'dan yöneten 200
kadar Ermeni aydınının tutuklanarak Ayaş'a
sürülmesine karar vermişti. 24 Nisan'ın mana ve
ehemmiyeti bu!
Ruslann desteği ile bağımsızlık hareketine
başlayan Ermenilerin, Bolşevik Devrimi ile yalnız
kalmalan, devreye giren Ingiltere ve Fransa'nın da
SoykırımRusya'nın yerini tutamaması üzerine amaçlanna
ulaşamayınca ağlaşmalan son derece gülünç bir
durum olsa gerek. Bugün bile saygı ile karşılanması
gereken Ermeni bağımsızlık hareketindeki
basansızlığı kendilerinde ve ışbirlikçilerinde aramak
yerine soykınm iddiasına bağlamaya çalışmalan en
kolay yol olmalı. Böylece Ermeni diasporası
kendisini kandınyor. Ancak bu işi hem
profesyonelce yaptıklan hem de emperyalistlerie
işbiriiğini sürdürdükleri için dünyayı da kandınyorlar.
Soykınm, 2. Dünya Savaşı'nda Almanlann
Yahudilere uyguladığı toplu katliamlarla dünya
gündemine geldi. Birieşmiş Milletler, 1948 yılında
soykınmı insanlık suçu olarak kabul ederek bir
daha yaşanmamasını öngören uluslararası bir
sozleşme hazırladı ve 1951 yılında yürürlüğe
girecek şekilde imzaya açt. Türkiye bu sözleşmeyi
1950 yılında imzalarken Ingiltere 1970'li, Amerika
Birleşik Devletleri 1980'li yıllarda ancak
imzalayabildi. Niye? Çünkü Ingilizlerin de, Amerikalı
dediğimiz Anglosaksonlann da geçmişi soykınm
suçlanyla dolu. Inanmayan Kızılderililere sorabilir!
Türkiye, Ermeni iddialanna yıllarca sessiz kaldı.
Bunda biraz ciddiye almama düşüncesi de vardı.
Ne var ki, emperyalizm Ermeni oyununu sevdi ve
bu "maşa"yı kullanarak Türkiye ile oynamaya
başJadı.
Türkiye'nin bundan sonra yapması gereken,
"arşivleri açmak" değil, oyunu kuralına göre
oynamak olmalı. Sinemadan kitaba tüm iletişim
olanaklan kullanılarak uluslararası bir atak
başlatılmalı. Ermeni diasporası da aksini
kanıtlamaya çalışsın!
SESSİZ SEDASrZf!)
77£- BÎL/'/HSEL
uyStosu
UYkUJSU OEA/U.ÎNCe AkOA <5EL£N /LtC U&AtlNLAB., LOFIAUZ.
BtZJrfSTEM OtŞUİB/ AYtUUZDO2..
&İJİMUMUZ. AY/LAfUH/M £G trytCULMU G£H£LOE
£/y4VJ.4&fVOiV
-fvşo. o>vvetN ABGAekz Ay/y/ 6*xü»xsuNuz..
i/sı
H4L
CHP'nin dedikleri ne kadar ciddi
KONYA'DAN Dr. Hüsnü Bozkurt
diyor ki:
"Kamuoyundan büyük destek
alan ve mütareke kalemşorlannı
telaşlandıran Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök'ün
konuşmasına ilişkin görüş açıklayan
CHP sözcüsü, 'özkök bizim iki yıldır
söylediklerimizi tekrarladı' demiş.
CHP sözcüsü haklı olabilir, ama
eğer gerçekten öyle ise, CHP
sözcülerinin söylediklerinin
halkımızın dikkatini çekmemesi,
Mustafa Kemal'in devrimci
CHP'sini 'Godot'yu beklergibi'
özlemle bekleyen milyonlar
tarafından ciddiye alınmaması ve
belki biraz da muhalefet boşluğu
nedeniyle Genelkurmay Başkanı'nın
konuşmak zoaında kalması
nedendir?
Acaba diyorum; CHP'nin, 9 Eylül
1995'ten beri adım adım
köklerinden kopanlmasının, her
seçim öncesı ve sonrası Ricky
Martin'den Şeyh Edebali'ye
sürdürülen 'model' arayışlannın,
'sosyal liberal sentez'lerin, halkla
inatlaşmanın ve topluma
yabancılaşmanın; sıfır kilometre
milletvekillerinden bazılannın halinin,
partide iktidar olmayı ülkede iktidar
olmanın önünde gören zihniyetin de
bunda bir katkısı yok mu?"
Yüksek Yerilim Hattı
Seni anyordum, kendimi de kaybettim!
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
'Çağdaş'lığı Sinan'danÖğrenmek
Türkiye'deki mimarlık eğitimı
için en büyük "şans"uı "Sinan'ın
çocukluğuau ve ilk gençBğini ya-
şadığı mekânJar" olduğunu ge-
çen hafta yazmıştık.
(17.04.2005)
Koca Usta'dakı evrensel yara-
bcıhğın esin kaynağı olan yeral-
tmdaki bu ustalık dünyası, Kay-
seri'nin A&rnas beldesinde mi-
marlık öğrencüerinin yolunu
gözlüyor.
Yeryüzünde başka hiçbir ülke-
de buİunamayacak bu şansı, mi-
marlık okullanmızın artık kul-
lanmaya başlaması için de Ağır-
nas Belediyesi'nin yeni "misafîr-
hane"si hazır bekliyor...
'MimartığTnın gizieri
Peki, bu dünyayı göriip "binyıl-
larm mekân kâİtörû"nün, çağ-
daş yorumlarla o dönemın arutsal
yapılanna dönüştüğüne tanık ol-
duktan sonra "Sinan'ın mimarb-
ğmdakimeslekkültürirnü de na-
sıl rehber alabiliriz?
Bu sorunun yanıtını Mimar Si-
nan Güzel Sanatlar Üniversite-
si'nden Doç. Dr. Deniz İncedayı
da araştırmış. 9
Nisan'da Ağır-
nas'ta kutlanan
Mimar Sinan
Günü'nde sun-
duğu "Si-
nan'daıı Çağdaş
Mimarbğa Me-
sajbr" bildirisi-
ne başlarken di-
yordu la; "Sade-
ce O'nun yapıla-
nmtanımakyet-
miyor;bu büyük
ustahğınveüret-
kenliğüı ardın-
dald mesleketi-
ğinivekuraBan-
nıdairdeleyerek
banlardan günümüze yönetik so-
nuçiar çıkarönak gerekh'or."
Aynı zamanda Mimarlar Oda-
sı'nm temmuz ayındaki Dünya
Mimarlar Kongresi'ne hazırlık
amacıyla düzenlediği "Tûıidye
Kongrderi"nırı Damşma Kuru-
lu Üyesi de olan incedayı bunla-
n söyleyince dikkat kesildik!
Galiba ilk kez bir öğretim üye-
si Sinan'ın büyüklügünü değil,
0"nu bûyük yapan mesleki de-
ğerleriıa ele alıyordu.
Işte bu bildinnin bizde çağnş-
nrdıklan:
Tasanm tekrarianmaz: Si-
nan'ın yaklaşık 380 yapısı için-
de hiçbıri öncekilerin "tekrar"ı
değil. Hatta. benzer büyüklükte-
ld camileri bile birbirlerinden çok
farklı; farkh ölçeklerde olanlar
da diğerlerinin küçültülmüşü ya
da büytltülmüşü olarak tasarlan-
nıamış .
Bu erdemden günümüzde sa-
dece nrmarlann değil ülkeyi do-
ğudan haöya l i p projder"le do-
natan ctvletin de ders alması ge-
rekmezmi?
Dışatansıyaniçmekâıılar Si-
Ağırnasta ustalann mahalksi
nan'ın yapılanndaki etkileyici
mimari, yapuıın tüm mekânlany-
la bir bütün. Eserlerindeki iç me-
kân kurgusunun dış kütleden al-
guanışı da bunun sonucu ve muh-
teşem...
Ülkemizdeki "iç mimarük"
anlayışının mimarlıktan tümüyle
ayn bir disiplin yaratmaya çalış-
ması ise Sinan'ın bile hâlâ yete-
rince kavranamadığının göster-
gesi değil midir?
Vapııun kende bütünselhgi: Si-
nan'ın yıne tüm yapılan, bulun-
duğu çevreyle uyumlu, saygılı ve
adeta "birfiktetasarlanmış" Her
yapmm kente "ekknen" değil,
"kentie bütünkşeıı'' bir değer ol-
duğunu temel almayan mimarlı-
ğın "eser" yaratamayacagı ve
"kent künBği''ne katkıda buluna-
mayacağı Koca Usta'dan alına-
cak derslerden bir diğeri...
Bu nedenle Sinan' m ülkesinde
mimarlık şehircilik; şehircilik de
mimarlık olmalı...
BdJrteyen değil destekle>en ö-
yaset: Mımarlığuı gelışmesinde
siyasetin tutumunun nasıl olma-
sı gerektigi için de Sinan'a ve dö-
nemine bakmak
yeterli... Sanata
ve sanatçıya ve-
rilen değer, çağ-
lar boyunca uy-
garlığın ölçütleri
arasında yer al-
mış. Sinan, bu
değerin Osman-
lı'da doruğa çık-
tığı Kanuni dö-
neminde "Sinan-
laşnnş".
Günümüzde
•*kendisini mi-
mar yerine koyan
a>'arfler'' baka-
lım bundan ne
zaman ders ala-
caklar; mimarlığı ve planlamayı
"beürtemek" yerine "destekle-
me"yi ne zaman öğrenecekler?
Işte bütün bu değerlerin yanı
sıra yine Sinan'uı hiçbir zaman
terk etmediği ">aşamm her aşa-
masmda öğrenmek ve öğrenerek
yaratmak" ilkesinin mimarlıkta
sürekli kılınması da ne kadar
önemli... Bu yeterince olmadığı
için Sinan'm tüm yapılannda
başardığı; "kentteki boşluklann
anlamh estetik yorumlaıia dol-
durulması" becerisini de gös-
teremiyoruz.
Demek ki mimarlıkta Sınan'ı
öğrenmek için, yapılanm sadece
hayranlıkla izlemek, fotoğraf-
larmı çekip yayımlamak, kub-
belerin ölçülerini. minarelerin
yüksekliklerini ezberlemek yet-
miyor. Onlan "Sinan yaptsı"
kılan, onurumuz yapan ve çağlar
boyunca "örnek" dedirteni; yani,
mimarlık ile kent arasındaki
"dnygusal etküeşim"ı yaşamak
ve yaşatmak gerekiyor...
oekincift cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak I turk.net
ÇtZGİLlK KÂMtL MASARACl kamilmasaraciı mynet.com
<-*M*
H A R B t SEMİHPOROY semihporoyÇı yahoo.com
HAYAT EPİK ThATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepik I mynet.com
SÎZ,ABb
DISÎŞLERİ.
DEDİ6Î 6İBÎ. .
'6UCLÜ BÎR ÎSLAMİ IKTİDAR"
MISINIZ?.
BEN BİLMEM
MERKEZ BÎLIR.
TARIHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN
1—L J i -i f
24 Nüan wwK.TnumtazHirikan.com
DOKUMACIUKTA DEI/R/M..
'TE BUGÜN, İHGİLİZ BULUÇÇuSU EDMUNP
( ^ Ğ . sie.
At>U MÛHEMO/S/AJ ysiPMt? OLCUĞU PAAİUK
eeilSEN AAAÇ/HEC>EM İLHAKA ALAgAtC DO-
ItUJMA MA/OA/eSİ İÇfAf ÇrfL/ÇM/lyA &4ÇL4-
A4rfT/. SİIS. YtLUK ÇALtŞMASt PE/C SA-
Ş/z A ttcfuci yrt- SH
T'AJf SAtStAMAKTt- AY&CA, AAA*://je£l*Jı
SHA/e 6ÜCÛYLE ÇAUÇrmAAArr OA SA-
7 P O A U , -f3, Ü
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Bir Ayrılış Öyküsü
Bu yazının başlığı "Polisiye Bir öykü" de olabi-
lirdi. Kahramanlan gizli görevliler, gizli görevlileri gö-
revlendiren bir patron ve iztenen bir görevli olan bir
öykü... Patronu görkemli birmasanın arkasına otur-
tabilir, gizli görevlilere yakalan kalkık trençkotlar
giydirebilir, başlanna birer fötr şapka, gözlerine de
kara gözlükler oturtabilirdim, izlemekle görevlendi-
rildikleri görevli tarafından tanınamasınlar diye.
Sonra patronlanna sunduklan izleme tutanaklann-
dan, tutanaklan alan patronun tutanaklan okuduk-
ça yüzüne çoğalarak yayılan zafer gülücüklerin-
den, deniz mavisi gözlerine yerieşen sevinç pınltı-
lanndan söz edebilirdim. öykü de (aslına uygun
olarak) patronun izlettiği görevliye, "Buraya kadar!"
demesiyle son bulabilirdi. Ne var ki içerdiği tüm
polisiye öğelere karşın özel bir kurguya gereksinim
bırakmayacak kadar hayatın içinden, bilinmezleri
yalnızca patronun dedektifleriyle sınıriı, kahraman-
lan belli, yaşanmış bir aynlık öyküsüydü söz konu-
su olan.
özel bir kurguya gereksinim bırakmayacak ölçü-
de gerçek olan bu öykünün baş kahramanı önce
Anavatan Partisi kurucusu, sonralstanbul Büyükşe-
hir Beledryesi eski başkanı, daha sonra Dogru Yol
Partisi'nden milletvekili, en sonra da İSTEK Vakfı ku-
rucusu olarak tanıdığımız Bedrettin Dalan'dı. öykü,
İSTEK Vakfı'na bağlı Yeditepe Ünıversrtesi'nde ya-
şanmıştı. Dalan, (insana inanılmaz gibi de gelse) ger-
çekten de yedi yıldır Yeditepe Üniversitesi Tiyatro
Bölümü'nün başkanı olarak görev yapmakta olan
Doç. Dr. Füsun Akatlı'nın peşine birtakım görevliler
takmış, bu görevliler Sayın Akatlı'yı birsüne izleyerek
onun üniversiteye geliş-gidiş saatlerini ve okulda ol-
madığı saatlerde programında dersi olduğunu sap-
tamışlardı. Bu "polisiye bilgiler" ışığında Dalan, Sa-
yın Akatlı'nın istifasını istemişti.
Bedrettin Dalan'ın tiyatroya, tiyatro egitimine il-
gisi ne ölçüdedir, bunu bilemiyoruz. Fakat "tiyatro
eğitiminin, kâğıt üzerinde bürokrasi gereği göste-
rilmiş saatlere birebir uyuiarak yapılamayacağını,
uygulama çalışmalan ile teorik çalışmalann birbü-
tünlük içinde sörebilmesi için, prova saatleri ile
oyun çalışmasındayeriolan dans, koro, metin ana-
lizi vb. çalışmalannın zaman zaman iç içe, zaman
zaman birbihnden aynlarakyürütüldüğünü" bilme-
diği ortadadır. Bedrettin Dalan bilmediğini öğren-
mek gibi bir çabaya girmediği gibi aklı başında her
insana "şaka gibi" gelen bir gerekçeyle ve onlarca
tiyatro öğrencisinin yüzüstü kalması pahasına Sa-
yın Füsun Akatlı'yı görevinden aynlmaya zorlamış-
tır. Üstelik herhangi birtazminat da ödemeksizin!
Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nün kaybı
yalnızca Sayın Akatlı ile de sınırlı değil ne yazık ki..
çünkü onun kurduğu, Engin Uludağ, Ali Taygun,
Seçkin Selvi, Engin Cezzar, Sönmez Atasoy, Ti-
jan Par, Kaya llhan, Yekta Kara, Gürhan Elma-
lıoğlu, Zeynep Avcı, Nilgün Onat ve Yeşim
Alıç'tan oluşan eğitim kadrosu da yanyıl sonunda
arkalannda pınl pınl öğrenciler bırakarak görevin-
den aynlacak.
öğretim üyeliği mesleğine yaşamının çeyrek yüz-
yılını veren Kültürsüzlüğümüzün Kışı" yazannın ve
değerli çalışma arkadaşlannın yannın tiyatroculan
olan öğrencüerinin sahneledikleri Thornton Wil-
der'in Bizim Şehir'i, Paul Zindel'in Kadife Çiçek-
leri, VVılliam Shakespeare in Hamlet'i, Alan Ayck-
bourn'un Kördüğüm'ü, Tennessee Williams'ın
Yağmur Gibi Söyle Bana'sı, 2004 Üniversitelerara-
sı Yanşma'da en iyi oyun, en iyi erkek oyuncu, en
iyi yönetmen, en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülle-
rine layık görülen Tuncer Cücenoğlu'nun Çıkmaz
Sokak'ı ve daha birçok oyun, müzikal "Yeditepe"
denilen o kubbede hüzünlü bir seda olarak kala-
cak. önümüzdeki haftalarda ise öğrenciler Carlo
Goldoni'nin İki Efendinin Uşağı, Anton Çehov'un
Martı'sı, Sam Shepard'ın Vahşi Bat'sı ile izleyici
önüne çıkacaklar, bu oyunlaria kendilerini yetiştiren,
üzerierinde emekleri otan öğretmenlerine veda ede-
cekler.
Dedim ya, hayatın içinden gerçek bir aynlış öy-
küsü bu. Genç tiyatrocular bu hüzünlü öykünün
baş kahramanına ilişkin neler düşünecekler? Ger-
çekten bilmiyorum; sözün hep güçlüde olduğu bu
tuhaf düzende bunu ancak tahmin edebilirim. In-
san, bu ülkede birsanat kozasının daha kurutulma-
sı karşısında neler tahmin edebilirse artık...
e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com
(Faks:0212-234 68 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYA1V
1 2 3 4 5 6
SOLDANSAĞA:
1/ Muğla'run
Bodrum ilçe-
sine bağlı tu-
ristik bir bel-
de. 2/Eskiden
harmanürün-
lerinden onda
bir oranında
almanvergi...
Asya'da bir
umak. 3/Yal-
nız iki geniş 9
yüzü teste-
reyle düzeltilmiş
tahta... Ilgi uyandı-
ran, çekici. 4/ Utanç
duyma... Kedi ya da 3
köpeğin ön ayağı. 5/ 4
Kimyasal temel
madde. 6/ "Insan bir
— misali/Senieken
biçer bir gün" (Ka- 81
racaoğlan)... Ateş. 9 M A | L | E | L T U İ S T U İ L İ
7/Ince kısa değnek... " - - kapılı bir handa Gidi-
yorum gündüz gece" (Âşık Veysel). 8/Duyuru...
Kuru soğuk. 9/Köyceğiz Gölü'nün batısuıda bir
kaplıca.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Harman savurmakta kullanılan tanm aracı...
Bir müzik parçasmın, dinleyicilerin isteği üzeri-
ne bir kez daha çalınması. 2/ Buğday, nohut, fa-
sulye ve çeşitli yemişlerle pişirilen bir tatlı... Es-
ki dilde erik. 3/ Parlak kırmızı renkte bir süs ta-
şı... Yasal. 4/Şarkı, türkü... Kolaycageçit verme-
yen, aşılması çok güç doğal engel. 5/Donmuş, do-
nuk. 6/ "Cüzamh" anlamnida kullanılan bir söz-
cük... En kısa zaman süresi. 7/Ölçü... Istenilen ni-
telikleri taşıyan. 8/Kars'ın doğusundaki ünlü es-
kiçağ kenti... Macaristan'da üretilen ünlü bir şa-
rap. 9/Kadrtlann giydiği kolsıız üstlük... Mısra.