17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 NİSAN 2005 PAZAR 12 l \ t F İ \ I J İ T l J [email protected] Adalar hukuken îtalya'ya devredilmemiş, ilgimiz ancak Lozan Barış Antlaşması md. 15'te kesilmiştir. J Ali Kurumahmut ile birlikte bu noktadan hareket ederek kuruluşundan bu yana Yunanistan 'a devredilen adaları tespit ettik. rr Osmanlı tmparatorluğu, uzun zaman bastıramadığı isyan nedeniyle 6 Ekim 1912 'de Sisam'dan daaskerini çekmek zorunda kalmış.tk Geçen aylarda bir Yunan gazetesinde "Divana 150 adayla gidersek kaç tanesiyle geri döneceğimiz belliolmaz" cümlesineyer verilmiştL ^ Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren le Ege 'deki gri bölgeleri konuştuk Tüıkiyeadalannı mıtauyor'SÖYLEŞİ LEYLMAVŞANOĞLU Geçenlerde yayımlanan ılgınç bır kitap, uluslararası hukuk alanında epeyce fırtına koparacağa benzer. Ankara Ünıversıtesı Sıyasal Bılgı- ler Fakültesı Uluslararası Hukuk öğretim üyelennden Prof. Dr. Ser- taç Hami Başeren'ın Ali Kurumah- mut'la ortaklaşa yazdıklan kıtap, "Ege'deGri Bölgeler: L nutul(may)an TürkAdalan" başlığını taşıyor. Kı- tapta ıkı bilim adamı, Ege Deni- zi'nde 150 adanın Türkıye'ye ait olduklan görüşündeler. Bunu okur okumaz Prof. Başeren'i arayarak bu sava dayanak olan bilgılerı ve Türkıye'nın adalar üzennde yasal hak iddıa etmesı durumunda Lozan Antlaşması'nın ve Türk-Yunan ılış- kilerinin durumunun ne olacağını konuştum: - Siz Saytn Ali Kurumahmut 'la birlikte "Ege'de Gri Bölgelev Unu- tul(mav)an Türk Adaları " başlıklı bir akademik çalışma yayımladı- nız. Bu çalışmada Uluslararası Sürekli Hakem Mahkemesi'nin kararma atıfta bulunarak Ege De- nizi'nde 150 adanın Türkiye'ye ait olduğu görüşünü savundunuz. Bu sonuca nasıl vardınız? Bu ada- lar hangileri? Ayrıntısıyla anlatır Erltre • Yemen kararı örnefll BAŞEREN - Sızin de belirttığıniz gıbı, çalışmamızda Erıtre-Yemen karanna atıfta bulunduk, ama tez- lenmizin dayanaklan bununla sı- nırlı değıl. Ege'deki egemenlik uyuş- mazlığı, tanhten süzülüp gelen olay- lar netıcesinde ortaya çıktığı içın ve ana hatlannı ortaya koymadan Sü- reklı Hakem Mahkemesi'nin verdi- ğı kararm bu uyuşmazlık açısından taşıdığı anlamı açıklamak kolay gö- rünmediğinden gerçekten de uzun bır cevap vermem gerekiyor. Soru- nun genel çerçevesını anlatırken ye- rı geldıkçe Türkıye'ye ait olduğu- nu savunduğumuz adaların ısımle- nnı de verınm. Osmanlı Imparatorluğu geçmış- te bütün Ege coğrafyasında eg<_- menlik kurduğu içın bugün Yuna- nistan'ın Ege'de sahıp olduğu ada- lar, doğrudan ya da dolaylı olarak Osmanlı Imparatorluğu ıle onun ha- lefi olan Türkıye Cumhunyetı'nden hukuka uygun olarak aldığı adalar- dan ıbarettır. Ah Kurumahmut ile birlikte bu noktadan hareket ederek kuruluşundan bu yana Yunanistan'a devredilen adalan tespit ettik. So- nuçta gördük kı Yunanistan'ın ken- disine ait olduğunu söylediği 150 ka- dar ada, adacık ve kayalık Yunanis- tan'a hiçbır zaman devredılmemış. Bız bunların Osmanlı Imparatorlu- ğu'ndan halefıyet yoluyla Türkıye Cumhunyetı'ne intikal ettiğını ve ha- len Türkıye'nin egemenlıği altında bulunduğunu savunuyoruz. - Ya öbür adalar? BAŞEREN - Genye kalan adalar- la ilgili sözünü ettiğimiz üzüntü ve- rici gelişmeler iki ayn mecrada sey- retmiştir. Italya 1911 'de Osmanlı împaratorluğu'na savaş ilan ettik- ten sonra Trablusgarp'ta bekleme- diği bir djrenişle karşılaşmış. hem Trablusgarp'a merkezden gönderi- len yardımlan kesmek hem de Os- manlı Imparatorluğu'nu banşa zor- lamak için savaşı Ege'ye taşımış ve Menteşe Adalan bölgesinde 16 ada- yı ışgal ermiştir. ttalya, 1912 'de Im- zalanan Uşi Banş Antlaşması ile ışgalı altındaki adalan Osmanlı îm- paratorluğu'na Trablusgarp'takı bü- tün asker ve memurlannın gen çe- kılmesı karşılığında ıade etmeyı ta- ahhüt etmış, ancak bu hiçbır zaman gerçekleşmemıştır. Müteakiben Os- manlı Imparatorluğu Bınncı Dün- ya Savaşı'ndayenılınce de adalar fi- ılen Italya'da kalmıştır. Bununla be- raber, adalar hukuken îtalya'ya dev- redılmemış, ılgımiz ancak Lozan Banş Antlaşması md. 15 'te kesilmiş- tir. Osmanlı Imparatorluğu ıle Italya arasında bu olaylar sürerken Ekım 1912 'de Balkan Savaşı patlamış, de- nizde üstunlüğü ele geçiren Yuna- nistan adalara saldırarak 20 Ekim 1912'de Bozcaada'yı, 21 Ekim'de Lımni'yı, 30 Ekim'de Taşaoz ve altma girmıştir. Balkan devletleriyle imzalanan mütarekede öngörülen ve Londra'da yan yana toplanan ıki konferansla başlayan görüşmeler, diğer sebep- ler yanında Osmanlı Imparatorlu- ğu'nun adalan bırakmak isteme- mesı nedeniyle kısa sürede çıkma- za gırmiş, 4 Şubat 1913'te savaş tekrar başlamış, 6 Mart'ta Yanya, 26 Mart'ta Edırne, 24 Nisan'da Işkod- ra düşmüştür. Osmanlı Imparatorluğu, 28 Şu- bat'ta büyük devletlerin banş ıçin aracılığını kabul edeceğini Londra hükümetine bildırmişür. 16 Nisan'da Bulgarlarla on günlük bir mütare- ke ımzalandıktan sonra Londra'da tekrar başlayan banş görüşmeleri netıcesinde Balkan devletlerı ıle Osmanlı tmparatorluğu arasında 30 Mayıs 1913 'te Londra Antlaşması ımzalanmıştır. Buna göre Osmanlı Imparatorlu- ğu, "Girit üzerindeki bütûn hakla- nnı müttefıklere (Balkan devlederi- ne)(md.4)", "Ege Adalan veAyna- Adalan üzerindeki egemenlik hak- larına ilişkin olarak Lozan Banş Antlaşması md. 6/2, 12, 15 ve 16 önemli hükümler ıçermektedır. Ege- menlik devnnı özel olarak Ege'de düzenleyen hükümler ise 12 ve 15'inci maddelerde yer almıştır. Menteşe Adalan dışında kalan Doğu Ege Adalan bölgesinde Tür- kiye ile Yunanistan arasındaki ülke- sel statü, Lozan Banş Antlaşması md. 12 ile düzenlenmişrir. Bu mad- deye göre Türkiye, 13 Şubat 1914 tarihinde Yunan hükümetine bildı- rilen Alu Büyük Devlet Karan'nı ta- nımıştır. Böylece, Imroz Adası ıle Bozcaada ve Tavşan Adalan dışın- da, Lımnı, Semadirek, Midıllı, Sa- kız, Sisam ve Nıkarya adalannı ıs- men sayarak Taşoz, Bozbaba ve Ip- sara adalannı da o zaman Yunan ış- galı altında olmalan nedeniyle Yu- nanistan'a devretmiştır. Bu son üç ada dışında, md. 12 hükmünde adı geçmeyen başka ışgal altında ada yoktur. Bu konuda çok rahat konu- şuyorum; Prof. Dr. Idris Bostan ve Prof. Başeren tezkrini uluslararası hukuka oturtuyor. (Fotoğraf: KORAY AVCI) ve 12/son c.'de yer alan hükme de- ğmelim... Asya sahillerinden itibaren 3 mi- lin ıçınde kalan adalann Türk hâ- kimıyetınde kalacağı öngörülmüş- tür. Bu hükmün tersinden hareket- le Anadolu sahillerinden itibaren 3 milin dışında kalan adalann Yuna- nistan'a venldiğini düşünmek, ulus- lararası hukuka göre açıkça yanlış- tır. Md. 16'ya gelince, ışte tam bu noktada Sürekli Hakem Mahkeme- si'nin Entre-Yemen Karan'na göz atmakta yarar var. Mahkeme Ent- re ile Yemen arasındaki, eski Osman- lı toprağı bazı Kızıldenız adaları üzerindeki egemenlik uyuşmazlı- ğmı çözerken karannın 165. parag- rafinda Lozan Banş Antlaşması md. 16'yı yorumluyor. Bız Ege'de, ülkesel statü md. 12 ve 15 ıle özel olarak düzenlendığı için tamamlayıcı mahıyette olan md. 16'nın Ege'ye uygulanmayaca- ğmı düşünüyoruz. Yunanlı dostla- nmızın ıddıa ettıği gibı, md. 16'nın genel bır feragat hükmü olduğu ve 1 * 0 R T R Prof. Dr. SERTAÇ HAMt BAŞEREN 1955, Sıvas doğumlu. 1982 yıhnda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 'ni bitirdi, 1987'dedoktor, 1996'da da doçent oldu. Halen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 'nde Uluslararası Hukuk profesörü olarak çahşıyor. Terorizm, devletlerin ülkeleri dışında askeri güç kullanmaları ve Ege sorunları konularında yazılmış kitapları ve makaleleri bulunuyor. Gökçeada'yı, 31 Ekim'de Bozba- ba'yı, 1 Kasım'da Semadirek'i, 4 Kasım'da Ipsara'yı, 17 Kasım'da da Ahikerya'yı işgal etmıştir. Osmanlı Imparatorluğu'nun kara- da ve denizde uğradığı ağır yenil- giler birbinni izlemiş, Yunanistan 3 Arahk 1912 'de Balkan devletleny- le Osmanlı Imparatorluğu arasında mütareke imzalanmasına rağmen savaşa devam etmiş, aynı gün Sa- kız'ı, 20 Aralık'ta da Midilli'yi ele geçırmıştır. Osmanlı Imparatorluğu, uzun za- man bastıramadığı ısyan nedeniy- le 6 Ekım 1912'de Sisam'dan da as- kennı çekmek zorunda kalmış, da- ha sonra ısyancılar Sısam'ı Yuna- nistan'a ilhak ettiklennı ılan etmış- ler, Yunanistan da 15 Mart 1913 'te Sisam Adası'nı işgal etmıştır. Böy- lece Osmanlı egemenlığınde bulu- nan adalardan bir kısmı Italya'nın, bir kısmı da Yunanistan'ın işgali ros üzerindeki her türlü karar ver- mek hakkını da büyük devletlere (md 5)" bırakmıştır. Lozan dengesl - Ya büyük devletler neyaptılar? BAŞEREN - Lozan Banş Antlaş- ması'na gelindiğinde, Osmanlı Im- paratorluğu'nun kuruluşunda Yu- nanistan'a devrettiği adalar hariç, Ege Denızi'nde bulunan tüm ada, adacık ve kayalıklar imparatorlu- ğun halefi sıfatıyla Türkiye Cum- huriyetı'nin egemenliği altındadır. Türkiye, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın ağzından Lozan Banş Antlaşması ıle devrettiği ada ve ada- cıklar dışmda Ege Denizi'nin muh- telif bölgelerinde Osmanlı Impara- torluğu'ndan kendisine intikal eden Kardak dahil 150 kadar ada, adacık ve kayalık üzerinde hâkimiyetini sürdürdüğünü beyan ermiştir. Ege Ali Kurumahmut beraber yazdıkla- n "Trablusgarb ve Balkan Harple- rinde İşgal Edilen Ege Adalan ve tşgal Telgraflan" başlığını taşıyan kîtap, konuyu açıklığa kavuşturdu. - Burada Sürekli Hakem Mah- kemesi'nin Eritre-Yemen karan- na gelirsek... BAŞEREN-Lozan Banş Antlaş- ması'nda adalann egemenlik devri ile ilgili görülen bir başka hüküm, md. 16'da bulunmaktadır. Bize gö- re bu hüküm genel bir feragat hük- mü olmadığı gibi Ege ile ilgili de değildir. Yunanistan ise md. 16'nın Ana- dolu sahillerinden itibaren üç milin dışında kalan (md. 6/son ve 12/son c.) adalar için genel bir feragat hük- mü olduğunu, bu nedenle Italya ve Türkiye'ye bırakılan adalann sınır- layıcı şekilde sayıldığını, geri kalan adalann Yunanistan'a ait olduğu- nu iddia etmektedir. Önce md. 6/son Ege'de uygulanacağı kabul edilirse Yunanistan'ın söz konusu adalara ilişkin Lozan'la bağlanhlı tezlerinin bel kemiğini oluşturan, bu antlaş- manm Italya ile Türkiye'ye istisnai olarak bıraktığı adalan sınırlı bir şekilde saydığı ve geriye kalan Ege Adalan'nın blok halinde Yunanis- tan'a verildiği tezinin savunulama- yacağı görülecektir. Bu durumda, Türkiye'nin feragat ettıği adalar, egemenliği belirlenmemiş toprak statüsüne girecek, Yunanistan'ın olamayacaktır. Adalar Türkiye'nin ohnayacağı gibi Yunanistan'ın da ol- mayacaktır. Bunlann geleceği, ilgili devletler tarafından belirlenecektir. Yine Ha- kem Mahkemesi'nin karanna göre, ilgili devletler arasında Türkiye de vardır. Bunlan ben söylemıyorum, Uluslararası Sürekli Hakem Mah- kemesi'nin Eritre-Yemen Kara- n'ndan aktanyorum. Uluslararası adalet divanı zorunluluğu - Sizin egemenliği devredilmemiş adalara ilişkin savınız dünyada 1923 'ten berihiç bozulmamış tek ulus- lararası antlaşma olan Lozan Banş Antlaşması 'nın ilgili maddelerini na- sıl etkiler? BAŞEREN - Lozan Banş Antlaşma- sı'nın I. Dünya Savaşf ndan sonra ya- pdan antlaşmalararasındabugün geçer- li kalan tek antlaşma olması, gerçekçı değerlendırmeler üzerine bina edildığı- nı ve bu nedenle Türkiye içın çok da önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Genel olarak Ege sorunlanna baküdı- ğında, bunlann Yunanistan'ın Lozan Banş Antlaşması ıle kurulan Lozan dengesını değıştirmek istemesınden kaynaklandığı görülür. Yunanistan'ın bu isteklerinin, başta karasulannın ge- nişletilmesi olmak üzere pek çok öme- ğı vardır. Konuyu dağıtmak istemedı- ğım içın bunlann üzennde durmayaca- ğım; ama şu kadannı belırte>ım, bıze göre, karşı karşıya kaldığımız sorunla- nn çözülmesınde Lozan Banş Antlaş- ması'nın hükümlenne sadık kalınması ve Lozan dengesının savunulması ge- rekır. Yunanistanla lllskller - Türkiye, EgeDenizi'ndekibu ada- larla ilgiligirişimlerde bulunursa Yu- nanistan 'la ilişkiler nasıl etkilenir? BAŞEREN-Türkıye, Ege Denizi'nde- ki bu adalarla ilgili gınşımlerde bulu- nursa Yunanistan bundan çok rahatsız olur ve bu rahatsızlık Türk-Yunan ılış- kilenne de yansır. Ben sızın bu sorunu- zu genel olarak Türkıye-Avrupa Bırlı- ği-Yunanıstan ılişkılen boyutunda da cevaplamak ıstiyorum. Yunanistan ada- larla ilgili muhtemel bır gınşımunızden duyacağı rahatsızlığı Türkıye-A\Tupa Bırlığı ilişkılerine de yansıtacak ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Bununla beraber, Türkıye adalar konu- sunda ya da başka herhangı bır konu- da objektıf hukuk kurallan ıle korun- muş haklanndan fedakârlık yaparak hiçbır yere varamaz. Fransa'nın, Tür- kıye'nın Avnıpa Birlığı üyelığıni refe- randuma bağlaması gerçekten de kor- kunun ecele faydası olmadığını göster- mıştır. - Bugünkü konjonktürde, özellikle ABD 'nin Genişletilmiş Ortadoğu Pro- jesi (GOP) göz önünde tutulduğunda böyle bir girişim uluslararası denge- lerde nasıl yansımasını bulur? BAŞEREN - Amenka Birleşik Dev- letleri'nin Büyük Ortadoğu Projesi esas ıtıbanyla bölgede serbest pıyasa ekono- mısıne dayalı, hukukun üstünlüğüne ve ınsan haklanna saygılı demokratık re- jımlen hâkım kılmaktır. Bence Amen- ka Birleşik Devletlen menfaatlannı bu sayede daha ıyı koruyabıleceğini dü- şünmektedır. Mesele, Ortadoğu bölge- sinde buna karşı çıkan dırenç ve bu dı- rencın kınlması içın kuvvet kullanıl- masında (ABD içın kuvvet kullanılma- sinın beklenenden uzun sürmesınde) ortaya çıkıyor. Herkesı rahatsız eden de bu. Eksıklığı duyulan banş olunca, Amenka Birleşik Devletleri'nın adalar ya da başka bır sebeple bölgede yeni bir Türk-Yunan krizı ya da gerilimı ısteme- yeceğini düşünmek gerekır. Bunun dı- şında, adalarmeselesinin, Amerika Bir- leşik Devletlen'nın Genişletilmiş Orta- doğu Projesı'nı ılgılendırmeyeceğinı düşünüyorum Uyuşmazlık durumunda - Yunanistan, böyle bir girişimde bulunulursa uluslararası bir tahkim kuruluşuna gitmeyolunu seçebiürmi? BAŞEREN-Yunanistan başından be- ri yaptığı resmi açıklamalarda, Türkı- ye ıle Yunanistan arasında Ege'de sade- ce kıta sahanlığı sorunu bulunduğu- nu,bunun da Uluslararası Adalet Dıva- nı'nda çözülmesı gerektığını söyler. Doğu Ege adalannın sılahsızlanduıl- mış statüsünün ıhlalının drvana götürül- mesını ise önlemek ıster. Avrupa Bir- lıği'nin Ajanda 2000 belgesınde, "Sı- mrUyuşmazhklan''başlığı altında, aday ülkelerin müzakereler neticelenmeden önce çözülemeyen sınır uyuşmazhkla- nnı Uluslararası Adalet Divanı'na gö- türmeleri öngörülmüştür. Buna göre, Türkıye'nın Avrupa Bırlığı üyelıği sü- recı devam edecekse 10 ya da 15 yıl ıçin- de, ama müzakerelerneticelenmeden ön- ce, adalar meselesı de dahıl. o zamana kadar çözümsüz kalmış sınır uyuşmaz- lıklannı Uluslararası Adalet Divanı'na götürme mecbunyeti vardır. Bu husus Helsınki Kararlan ıle 17 Aralık Karar- lan'na da yansımıştır. Bununla bera- ber, 17 Arahk Kararlan "nabaktığımız- da Yunanistan'ın Uluslararası Adalet Divanı'na gıdilmesi mecbunyetını "ge- rekfi görülme" koşuluna bağlayarak yu- muşattığını soyleyebıhnm. Yunan ba- sınında da adalar konusunda Uluslara- rası Adalet Divanı'na gıdilmesi husu- sunda duyulan endışelen yansıtan ya- züar var. Geçen aylarda bır Yunan ga- zetesinde "Divana 150 adayla gidersek kaç tanesiyle geri döneceğuniz belli ol- maz" cümlesuıe yer venlmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle