Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10NİSAN2005PA2AR
10 P A Z A R ifÂZELARI dishabfacumhuriyet.com.tr
Utopyanın sesini
yitirmiş kenti~F~ 7"topya kentler ve ada
I I öyküleıini sever mısinız?
V^-' Ben bayılmm1
Ne zaman
Defoe'nin Robinson C'msoe,
Verne'in Iki Yıl Okul Tatili veya
Sırlar Adası ya da Wyss'in Isvıçrelı
Robınsonlar öyküsu elıme geçse,
ronıaıı kahıamanlanyla bırlıkte
ıssız adalarda yenıden kentler kurar,
korsan gemılerınden kaçar, çocuk
düşlerıne dalarım. Ütopya kentlerı
peşınde hâlâ dolaşanların olduğunu
öğrendikçe, eskı çocukluk
okumalanm depreşiyor, sonra
yenmde duramaz oluyorum tşte
böyle bir nüksedişi geçenlerde
Amerika'da yaşadım! Yenıden
toplum kurmaya yönelik öncu
tasanmlardan birisi Güney Dakota
eyaletinde gerçckleşıyor. 90 No'lu
karayolu uzcnnde kurulacak
Sağırlar yerleşkesıni "Bağdat'taki
sağır sultan duydu"!
Amerikalı 2 bin 500
civarında sağır-dılsız, bu
kentin ilk oncülen olnıak
içinpılıpırtılannı
toplayıp oraya göçüyorlar.
Sağırlar kentine
Ingiltere'den,
Avustralya'dan
katılımcıların olduğu
açıklanıyor. Ütopyayı, doğuştan
sağır Marvin Miller adlı bir
Amerikalı başlatmış. Miller
ünıversıte eğitimindcn
sonra sağırlara yönelik bir gazete
çıkarmaya devam ederken geçen
yıl ailesıyle Mıchıgan'dan
Dakota'ya göç etıniş, bu işe kolları
sıvamıştı. Eyalet yoneticılen de bir
kente yetecek büyüklükte araziyi
bağışladılar, altyapıyı hazırladılar.
Kentin gınşınde tabclaya konulacak
ad çoktan belliydi: Laurent!
Miller, 33 yaşında bu ışe kalkışma
cesaretını, 17. yüzyılda Amerika'da
benzer ılk sağırlar okulunu açan
Fransız eğitimci LaıırentClerc'den
örnek almıştı. Laurent, Fransa'dan
yeni kıtaya göç edıp ardına topladığı
sağır-dılsız sömürgecilerle,
Massachusetts kıyılarında,
Martha'nın Üzümbağı adlı adaya
yerleşmişti. Sağırlar horlandıklannı,
e/ildiklerını düşünüyor, bir
bağımsız alanda, tıpkı ada gıbı bir
INDIANAPOLIS
MAHMUTŞENOL
yerde toplanıp ınutlu yaşamak
ıstıyoılaıdı. Laurcnt'ın küçük
toplumu çok uzun önıürlü olamadan
dağılmıştı Şımdıkınin geleceği, bu
örneğe bakıldığında pek umut
vermiyor, ama utopya ütopyadır.
200 yü/yıldan bu yana toplumda
pek bir şey değışmemiş olacak ki,
bugünün sağırlan da kendılenne aıt
bir dünyayı kuı maya goçuyorlar.
Laurent'de postacıdan polıse,
csnaftan çopciisüne kadar herkcs
sağır-dılsız olacak. Sağır-Dılsizler
Federasyonu da bu tasarıya destek
sağlıyor. S.imdiden ınternet sohbet
odaları, web sayfaları kıııulmuş.
Sağırlar bırbırlenyle orada
haberleşiyorlar. Sağır duymaz
uydurur, diyc bir deyış vardır ya,
size habcrın kayııağıın
açiklamalıyım ki, ya/.ımı okuduktan
sonra bu deyişi yakıştırmayın'
"laurentsd.com"a bir göz
atın, sağırlann mullu
yaşanı kenlıni gorun.
Aslında bunlardan
tstanbul'da yaşayan
ablamın haben olnıalıydı.
50 yıl önce 3 yaşındayken
geçırdiği menenjitle
duymaz oldıı Ablam,
sağırlığın nasıl bir duygu
olduğunu bana yaşamım boyunca
tiim acıhğıyla kanıtlamıylır Gcçen
yıl bir İETT otobusu, durakta
bekleyen ablamın ayağını ezmiş,
şoförse yolcuların dırenişi üzerine
zorakı durup "Korna çalıyordıım ya!
Sağır nusın bc kadın?" dıye bir de
söylenmiş. Kadıncağız kangren
nedeniyle az daha bir ayağından
olacaktı. İETT'ye ailemizın
konuşan üyelerince yapılan
ba^vurulara yanıt bıle verılmemışti.
"Olur böyle şeyler!" diye
geçıştırmışler. Şımdi bunu
anımsayınca, Philadelphıalı sağır
Carolyn Brick'ın özlem dolu
konuşması da anlam kazanıyor:
"Postacısıyla, tezgâhtanyla, otobüs
sürücüsüyle bizdcıı olan kent bir
mucizedir!" Bu umut dolu sözlerı
okuıken içım burkuluyor. Onları bir
cüzamlılar kolonısıne terk eder gibi
yalnız bırakmaya yol açtığımı/ ıçın
utopyanın sessiz kentinden utanç
duymalıyız...
KÜLTÜR • SANAT
Yılmaz Giiney
VOLDA
iiınnınanın
• llilll
M| ;,,,,.,
ALTUNİZAUb CAPİTOL. SPECTRUM14 B
r
111 30 10 50
ATAKÖY OALERIA bfaU 11 fifi 11 1 î
AVCIUR NEW AVŞAfi 4J1UB65 1130
UAâCIL AR SİTE 462 201\ 11 30
aAHÇELİtVLb(IHOU0AVPLEX 441 21 09
BAKIRKÖ' AVŞAH 563 48 03 11 11
B ÇEKMECF FAVORİ 862 08 64 1! 0ü
BEYOÖLUFİTAŞ 3612020 1U60
BEYOĞLU MAJESTIC 244 37 07 1130
Ç TAŞ ŞAFAK MOVIEPLEK M <.(, l>0 1100
KAdlKflY KADIKÛY 337 74 00 11 1S
PFNnlKOÜNPV 3641388 1100
1 tNUlK OBCAR 390 09 70 11 30
SİSLİMOVIEPLE)! ?îf t?60 11 OO-t
•••••••. n ı ı ı ı ı o N h n n ı i D H
Kiııı mıiüiiiı i ı »fiı ııııısıı uwı IIMI» » I M m\t •
mnffl «sııııiHi »:••• fiuıııı ;:ıuı ınoiımı ,,;sııı
,;., 0BS£Z www.yoldirfllm.com , ....... |.™ı,r, Jeniz
2S0
315
3JÜ
330
315
,»46
JOU
330
100
3 11
JOfl
JJU
001i
500
5(5
5J0
5J0
515
4 30
610
630
500
51'i.
5M
bJU
7 IU IS2Ü.
71519152
730 1130-?
73O-1B30?
71S1ÜÜJ
61S-1B00
7 20 1« JO ^
7 30 Itf JU J
7 00-19 00 2
7 1*1915 î
70019152
/ K) 10 Ml ?
WIJ0O-1flÛÜ21 1
JOUJ/CTEtıL
1
1 15
130
130
15
i) 45 21 30
115
J0
100
15
30
«1
curTtsLjis
» A N A AF1IPITX REŞAT6EY 0322 4b/ B1 « 11 4İ>
ANKABA klZILAV BUYULU FENEfl 0J1Z «10100 1130
ANKARA Kl/ll IRMAK 0112 425 53 93 1116
ANKARA METROPOL 0312 426 74 /H 11 30
ANKARA TUZE ON 011? ?1 S ^4 00 11 40
DİYARBAKin TINEMALI 0412 252 62 34 10 46
DİYARBAKIR DIUAN 11 15
ESKİŞEHİRARI 1)227 2312412
İZMİR KARŞIYAKA 02323S1W'J6 1215
İZMİR PALMIYE AV&AH 0?3? ??H 177(1 11 1 "i
İZMİT DULPHIN 0362 323 60 24 11 30-
BMfTOUTLET \ } ^ J3S 33 39 1Î 00
KONVA MA^tHA 0337 241 4fl fifl 11 30
MER9lNMETRn U324 JJ1 HJ17 1200
SAPRANBOLU ATAMtRKEİ 11 45
İ2MİHSLMA 1215
JJU
310
31S
3 30
140
<M5-
4 30
1 1 ^
3 30
43ü
330-
146
4(5-
4 JU
b 15 1
•STO-1
51& 1
5 10 1
5 40 1
3 46 1
fi«1
'.1R-1
6 30 1
6 45
530'
f
,J0 1
6 30 1
Ü4!) 1
mn
lılııı
/ 00 19 00 21 00
7 30-19 30 2130
716-10 15-21 15
7 30 1930 21 30
7 40 19 40 21 40
44^15+5 174b 1945 21 11
9 0UP115
7 15-19 15 21 15
7 3U 1li 30 21 JD
900 21 15
7 30 1UJ02I JU
f 15 1100-2100
S 00 21 30
JUt) LI Tb
Mucizelerin adamı...
M
chıııel AIi mucizelerin
adamıdır, ozcllıkle de
kadınlar konusunda. En son
muci/esını Vatıkan'da gerçekleştirdi,
I'apa'nın dıyannda... Eskisi kadar
olmasa da çok populer bir adamdır
Mehmet AIi Belkı de bızım oralarda
çoğu kışı Papa ıle ıkısını bir arada
gorse, tıpkı şu meşhur fıkradaki gibı,
"Yahu şu sakallı olan hi/im Mehmet
AJi de yamndaki beyaz kııkuletalı
adam kim?" dıye sorardı. Üyle dındar
bin değildır Mehnıet Ali. Her şey bir
ış ıçın gıttığı Roma'da kaldığı otcle
bir turist grubunun gelmesıyle başlar.
ürubun rehbcnne takılır gözü.
Bu tur daha çok Hırıstıyanlar için
düzenlenen dınsel temalarla
süsleneıek Vatikan'ın tanıtıldığı özel
bir turdur Hemcn bızım Mehmet
Ali de yazılır rura; çünkü rehber
PVançeska çok güzeldiı. Otcldekı
akşam yemeğinde tura katılanlardan
Françeska'nın eskı bir rahıbe
olduğunu öğrenır ancak bu onu
emelınden caydırnıak ^öyle dursun
arzıılannı daha çok kamçılar.
Sabahleyin 11 kişilik bir grup, otelııı
lobisinde Françeska'yı beklemektedir.
Mehmet Alı'nın son anda
yetışmesıyle tam 12 kişi olurlar "Bir
kadını tavlamak için öncelikle onu
bcraberliğini/in bir mııcizc olacagına
inandiracaksın!" der Mehmet Ali.
Françeska'ya dcğıl tabıı kı, bana.
"Aman Mehmet Ali, senin
kadınlanna mııcize ıni dayanır?"
"Sanıldıgındaıı bol bir şeydir mucize,
yetcr ki bulmasını bil, bulamazsan da
işin kolayuıa kaçarsın..."
«Nasıl yani?"
"Yaratırsuı bir tane, olur biler!"
"Sen şinıdi o koyu Kalolik, üstelik
rahibe eskisi Françeska'yı tavladığını
mı söylüyorsun?"
Sonra bıraz da alaycı
ekledım: "Mucizelerinle..."
Françeska kendismı kutsal
bakire Meryem Ana sanaıı
uhrevı bakışlı koyu bir
Katolıktı. Gerei Katolik
Katoliktir, ama âdet olmuş
ya, baş.ına hep bir de koyu
gclır, sankı kahveymi^
gıbı! Neyse, odası kuçuk kuçuk
ikonalarîa doluydu, erraflannda
yapma çiçekler, mumlar, kılıse içinde
kilıse gıbı Sankı St. Paul Katedrali
matruşka bebeklerinin en büyuğu,
Françeska'nın yatak odası en
küçüğiiydü, aradaki matruşkalan da
gezmişjerdı gün boyu. Gün batarken
kılıseler ufala ufala Françeska'nın
yatak odası oluvermıs.tı1
Çatı
katının daraeık penceresınden kılıse
kulelerinin üzerine bınen tarçın rengi
VATIKAN
ŞANSINTÜZÜN
kubbeler gökyiizunun onlara arnıağan
ettiği bir buket gıbıydı. Françeska'nın
yatağının başucunda asılı duran bir
adet çarmıha geıilmii; İsa, sevışmekle
ölmek arası bir şeyi anımsatıyordu,
ya da her ikisinı Nasıl olduğunu
anlamadan Françeska'nın
yatağında buldular kendilerini.
Burada dayananıayıp atıldım:
u
Çaıpılacaksmız Mehmet AJi!"
"Her sevişmek çarpümaktır
biraz da..."
Sustum. Sonra tekrardan
sordum: "Sizinki nasıl bir
mucizeydi peki?"
u
FVançeska elindeki listeye
bakar bakına/ ilk benim
adıııı çarptı gö/üne...
Mehmet Ali diyc mınldaııdı
kcndi kendinc, sonra beni
arandı heıııen; o an şöyle
kıvamlı bîr bakışına oldıı aı anıızda...."
"Mucize bunun neresinde?"
"Benimle beraber 12 kişi olmuştuk ya,
bir ara kulağına cğilip bi/iın de onun
havarileri olduğumuzu fısıldadım.
Gerçekten de FVançeska nereye
giderse gitsin peşinden koşturan
12 şaşkın havari gibiydik."
Baİcın, dıyordu, elinde anahtar tutan
bir aziz görürseniz bilin kı o
Aziz Peter'dir Arada bızı sınamak
için hcykellenn önünden geçerken
yavaşça soruyordu. Gözlerimi güneşe
kısıp heykelin elinde ne ruttuğuna
bakıyor ve anahtan görur gönııez:
"Aziz Peter Françeska!" dıye
haykınyordum Aziz Peter'i
sevmıştım Elindeki anahtar herkese
farklı bir kapı açıyordu belkı,
benim için açmasını ıstedığım tek
kapı Françeska'nın yatak odasıydı.
"Sence Françeska inandı nu şu
havari masalına?"
u
İnannıak da ııc kelime..."
Yava^ça bana doğru eğıldı ve bir sır
vereeekmiş gıbı, "Biliyor nıusun"
dedı, "o kadar inanmıştı ki bana;
gözlerinıizin hirlcştiği o anda,
belinıdcn bir hançer çıkanp
saplasaydım göğsüne, hiç
şaşırmayacaktı. Sanki scvişmemiz
boyunca hcp bunu, benden
gclecck bir ihaneti bekler gibiydi.
Ncdense İMiyle bir ihanctin onu
yüceleştireceği sannsıııa kapılmıştı;
yücelecek ve öylecc ınutlu öîecektL
lştc o panltıyı apaçık gördüm
gözlerinde..."
Demek olumü beklerken aşkla
yetınmek zorunda kaldı biçare. .
Françeska'nın aşk çığlığıyla
Vatikan'ın butun çanları çalmaya
başladı. Bu da Memet Ali'nın
Françeska'yı şaşkına çeviren
üçüncü ve son mucizesıydi '
Kiraz
mevsimi
kapıda!onunda yavaş yavaş da olsa güneş
yüzünü Almanya'da gösterdı... Aylardır
yağmurların ve karanlık günlerin
yarattığı can sıkıntılarından kurtulmak için
kendılennı parklara atan Münihliler, nısanın
ılk haftalannda bıle yorgun geçmiş.
Paskalya tatılınin mahmurluğu ıçındeler...
Hâlâ vitrinlerden kaldınlmayan paskalya
yumurtalarıyla tavşan tasvirlerı kapıya
dayanan baharın sımgesi gibi!
Münıh'ın meıkezi sayılan Manonplatz'da
kafeler masalarını kaldınmlara taşıdılar.
Ve kent daha şimdıden tekrar ılkyazın
büyüsünü yaşar gıbı oldıı. Göbeği açık
bısikleth kızlar sabahları tsar boylarında
pedal basıyorlar artık... Cumartesılerse
kentin ortasına adeta bağdaş kurmıış
sayılan dünyaca ünliı sebze-meyve pazarı
Viktualien Markt'ta tezgâhlarda baharı
kokluyorum ve eve saksılarla dönuyorum.
Münıh'te Papa'nın ölümünden bir gün önce
Neonazıler bir sokak gosterısı yaptılar.
1400 polis dazlaklara adım attırmadı.
Aslında Berlın'de 8 Mayıs'ta Neonazilerin
yapacağı dev bir göstennin bir provası
nıtelığınde olan Münih toplantısındaysa
"Meydanlan Neonazilere bırakmayalun"
sloganıyla protesto eden çok sayıda karşı
gösterıci de "polis koruması" altında yürüdü.
Ilkyaz güneşının gülümsediği bugunlerde
aslında ınsanlar can
sıkıntıları içindeler...
Bahar günlerinin o
bilinen tembellığinden
kurtulmanın yolu
parklarda yürümek,
konserlere gitmek ya da
çiçekçi dukkânlanndan
geçip Isar Nehn
boylannda takılmaktan
geçer. İşte ılkyazın bu ilk günlerinde eve bıtkı
çaylan doldurup "Detoks kokteylleri"yle
bahan karşılıyorum kendımce. Gıderek
rengârenk çiçeklerle güzelleşen küçük
balkonumdaysa Vivaldi tınılarıyla güne
başlayıp kuş cıvıltılı pazar sabahlarında
düşler kuruyorum. Çünkü ılkyazlar düş
kurma zamanıdır.. Çok uzaklarda olsam da
Assos limanım, Cunda'mn taş kahvesini vc
Kazdağlan'nı nasıl hatırlamam? Küçük
mutluluklardır belki dc insanı sevındıren,
kim bilir?.. Almanlarsa sanıldığımn aksine
ınutlu olmayı bılmeyen bırmıllet.
Yapılan kamuoyu yoklamalarında bu
gerçek ortaya çıkıyoı. Adeta mutsuzluğu
yaşamaktan ve çoğalmaktan hoşlanan ve
gülmeyi unutan insan yüzlerını görmek için
metrolarda sabahlan yüzleri tek tek
incelememz yeter. Günden güne artan
pahalılık ve 5.2 mılyona dayanan ışsızlerle
beraber nısan ayında başlayan vergıler ve
zamlar en çok emeklılen düşündürüyor.
Hele hele Münıh gıbı pahalı kentlerde
yaşamsa hıç de kolay değil. Köpru altlannda
yaşamını sürdüıen ya da çöplcn kanştırarak
ayakta durnıaya çalışan yoksııl ınsan
görünümleri kentin acıklı yüzü...
Ancak yaşam öyle ya da böyle devam ediyor.
Kiraz ağaçları çıçekleniyor. Kiraz mevsimi
aslında u
aşk mevsimi" demcktir Taze
kesılmiş çimen kokan parklarda yannları
düşünüyorum sürekli Ve uzaklarda bıraktığım
kadınlan, eskı aşkları... Salaş deniz kenarı
mcyhanelerınde tragedyalarla esrikleşmış
zaman dılimlerini bir de
MÜNİH
EROLÖZKAN
Charles ve
Camilla
evlendi
lngütcrc Vcliaht Prensi
( harles ile 30 yıldaıı fa/la
bir sürcdir evlilik dışı ilişki
yaşadığı nişanlısı Camilla
Parker Bowles dün
evlendi. Wiııdsor
bclcdiyesinde 20 dakika
kadar süren rcsmi nikâh
törenini belediyc
çcvrcsinde toplanan
yaklaşık 15 bin kişi izledi.
Nikâha kafılan Pren$
VVilhanı ve Harry halkın
sevinç gösterileriyle
karşılandı. Hclediyedc
nikâhı ıvddcden Kraliçe
Eli/aheth Ue Prens Philip
isc törcnc katılmadılar.
Kraliçe, VVindsor
şatosundaki Aziz George
şapelinde kıyılan dini
nikâh ve ardından 800
kişiyc verilen rcscpsiyona
kanldı. Prens Charles,
bolediyedc medeni nikâh
kıyan ilk kraliyet ailesi
veliahtı oldu. 28 kişinin
davetli olduğu törenc,
Camilla'nın 30 yaşındaki
oğlu Tonı Parker Bowles
da kahldı. Camilla,
evlüiğiylc, aralarında
Falkland adalanmn da
bulunduğu Comvvall
Düşesi ve Kraliçe
Eli/abi'th'in ardından
İngiliz monarşisinin ikinci
cn güçlü kadını ımvanuıı
u. (AP)
Dişi maymunlar ve liderlik
A menkaıı Yaratıcılık Derneğı
/ l Konfeıansı bu yıl 30 Mart-
^ T . 2 Nisan günlennde Austın,
Teksas'ta yapıldı. Ben de
konuşmacı olarak katıldım ve
"YaraOcılıkveDclilik''
konusundakı çalışmamı sundum.
1970'lerden ben yaratıcılık ve
psikolojı alanının en önde gelen
uzıııanlarından biri olan Edvvard
De Bono da konuşmacılar
arasındaydı Bazı kıtapları
Türkçeye de çevrilen De Bono,
62 kıtap yazmış (son kitabı şu
anda basım aşamasında) ve
Turkiye dahıl 52'den fazla ülkede
konferans vermış. Tıp doktoru,
ayrıca psikoloji ve fclscfe
doktoraları var Yaratıcı
düşunmeyı öğretılebılecek ve
öğrehlmesı gereken bir hüner
olarak görüyor. Profesör Dc Bono
ile tanışma ve konuşma fırsatı
buldum Katıldığım her etkinlik
çok ılgınçtı ama en çok ilgimi
çeken konuşmacılardan bin
Cultuıal Studies & Analysıs
(Kultur lnceleme ve Analız)
adlı duşünce kuruluşunun
analıstlerinden Janûe O'Boyle
oldu. O'Boylc'un gorüşlennden
biri şoylc "Algılama önce
bilinçalrı sonra bilinç düzeyinde
olur -ve sadecc birkaç
nıilisaniycde-. Kararlanmızı
büinçaltında alıı, sonra akıl-
nıantık kullaıııp bu kararımızı
gerekçelendiririz. Mantık ve
olgulara dayanarak karar
verdiginıizi sanınz ama aslında
öyle değildir."
Bir başka ılginç görüş ve bılgı
kadın-erkck farkıyla ılgili...
Beynın sol yarısı mantık, sağ
yarısı bilinçaltıyla ilgılı calışıyor.
O'Boyle, kadınlar ve erkekler
üzerine yapılmış çalışmalara
değındı; beyın
topograf'ilerini
göstererck beyınlerının
farklı ışledığını, bu
yüzden kadınla erkeğin
bırbırini gerçekten
anlamasının zor
olduğunu belırttı Kadın
ve erkeklenn değeı
verdıkleri şeyler aynı
olsa da öncelikler lıstesınde
farklar olduğunu araştırnıalar
tekrar tekrar göstermış. Yeni
araştırnıalar, hayvanlar âlemınde
-özellikle maymun, şempanze ve
gorillercle- iktıdarın "all'a
erkeğinde" (bir numaralı erkektc)
olmasına rağmen aslında dışılenn
alfa erkeğini yonettığını
gösteriyormuş Cîündüz ıslediğini
yapan alfa erkeğınin tüylcrı
dışılerce temizleniyormuş Ama
sürüsüne zarar venrse ya da
TEKSAS
dişilerden birine kötü davranırsa
dişiler gcce herkes uyurken gidip
alfa erkeğini dövüyor, böylece
davranışlanm şeki1lendiriyormuş!
O'Boyle, Amerikan kültüründeki
aşjrı kapalı ve dıne yatkın
düşıınce bıçımınden de bahsetti ve
"Uünya siyasctçileri Irak savaşıyla
ilgili politik yorumlar yaparken
sadcce George Bush ve
Saddam llüseyin değer yargılan
kullanaı ak konuştu" dedı
O'Boyle bılınçaltının
ınsan hayatı ve
kaıaılaıındaki gücünii
vuıguladı. Uç günlük
konfcransta yaratıcılık,
psikolojı, sosyoloji ve
Amerikan kültüruyle
ilgili çok şey
öğrcndım Gelecek
senekı konferansı
hcyecanla bekliyorum!
(Bu yazıda değindiğim konu ve
kurumlarla ilgili sitcler:
Amenkan Yaratıcılık Derneği
httpV/www.amcreativity assoc.org/;
2005 Konferansı.
http.//www. fcelthefire.org/;
Edvvard dc Bono:
http7/www.edwdebono.com/debo
no/bıograph.htm,
Jamie O'Boyle vc kuramu:
http.//www culturalanalysis.com/)
bgıınerselia yalıoo.coııı
ADALETBAR1Ş
GLJNERSEL