Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 2005 CUMA
14 l\.l_Jl_iJ. IJİA. kultur@cumhuriyet.com.tr
Bugün Nisan 1; bugün mizahm, şakanın günü... Mizahın muhalif gücünü anımsama günü
Bir Nisan,bir insan,yasiz?CİHANDEMtRCİ
Bugün 1 Nisan, Nisan'm biri...
Dakka bir, gol bir, çünkü Nisan bir
bugün! Bir Nisan, bir insan... Pcki
bir Nisan kaç neşeli insan yapar?
Ey mizah duygusu gelişmiş, gülme-
ninkeyfine varabilmiş insanlar! Bu-
gün mizaha sıkıca sarıhp, sahip çık-
manıngünüdüraynızamanda!.. Bu-
gün Nisan 1, bugün mizahın, şaka-
nın, neşenin, gülmenin, gülümseye-
bilmenin günü... Bugün biz mizahçy-
lann kabul günü! Ben, insanlık adı-
na en önemli milatlardan birinin
M.S.'den yani 'Mizahtan Sonra' baş-
ladığını düşünürürnhep... M.Ö.'nün
yani 'Mizahtan Önce' dönemin in-
sanlık için ne denli karanlık, ne den-
li sıkıcı, ne denli kuru, ne denli ya-
van, ne denli tatsız, tuzsuz geçtiği-
ni tahmin etmek pek de zor olmasa
gcrek!..
Azınlık oian çoğunluğun sesi
însanoğlu, kendi tarihi içersinde
mizahı keşfetınesiyle birlikte 'insan
olma' yoluııdaki en önemli adımla-
rından birini de atmış oldu aslında,
farkındaolmadan... Birkahkahaatı-
mı bir kışi için küçük ama insanlık
için büyük bir adımdı zira. Mizah,
bir palyaçonun kocaman ayakkabı-
lan kadar büyük adımlar atlı insan-
lığın gülümsemesi için. Bugün as-
lında işletme mezunlannın günü de
sayılabilir. Hayatları küçük-zararsız
ve neşeli işletmeler üzerine kurulu,
mizah duygusu gelişmiş, ruhunda
muhalif tavn ölmemiş keyifli insan-
ların günü bugün. Lütfen bugün in-
ce şakalarınızı eksik etmeyin çevre-
nizden, suratınızdaki asıklığı bu-
günlüğüne yüksekçe bir dolaba kal-
dırıp, etrafa güleryüzle bakmaya ça-
lışın.
Şaka yapmayı epeydir unuttuk sa-
nıyorum. ü yüzden, hayat çok cid-
di durnıaya başladı karşımızda. Baş-
bakanlar da hayat kadar cıddi ve sı-
kıcı olmaya başladı bir süredir. Oy-
sa gülmenin karşısında hiçbir ciddi-
yet çok fazla ciddi kalamaz.
Hayatı ciddiye alsak da, ömrünıü-
• • • • •
DOKToRCUM 8UKJCA Vli-LIK ^ l Y ı
G F GüK) ÖNÜMDEM BİR BAŞ8AKAN
l HER^eYTR Gir/Vl6?fEBAŞlADl
NİAN 1
ugün Nisan bir, bugün mizahın sihirli gücünün günü! Biz mizahçılar,
karikatürcüler bu gece Karikatürcüler Derneği'nin Armada Otel'deki gelencksel
'Bir Nisan Mizah Gecesi'ndc olacağız, her Nisan bir'de olduğu gibi. Bu kez
sesimiz, hcp birlikte daha gür çıkacak, mizahın epeydir geri düşmüş gerçek gücünü
dosta düşmana göstermek için...
sınırsız gücün verdiği güçle şımar-
dıkları ve burunları kaf dağında ge-
zindiği için 'gülme'yi unutmuştur-
lar çoğu zaman. Gülme unutulunca
da geriye sadece 'hayvan' kalmıştır!..
Zira bütün canlılar arasında sadece
insan 'gülme' yetisine sahiptir. May-
mun insana en benzer hayvan ola-
rak gülme taklidi yapmaz mı? As-
lında insandaki 5 duyunun yanına
'gülme'yi de koyabiliriz.
Alma mlzahçının ahını
Aristo, 'CanlılıgınÖğeleri' adlı ki-
tabmda yeni doğmuş bir bebeğin ya-
şaınının 40. gününe dek gülmediği-
ni söylüyor. Aristo'ya göre; 40. gün-
zü ti'ye almaktan kaçınmayalım...
Bugün Nisan 1, mizahınız inceldi-
ği yerdenkopsun!..
Bugün kadinı dostum mizahın gü-
nü... Mizah, her zaman azınlıkta olan
çoğunluğun sesidir, bu yüzden de
sesi bastınlmış azınhkların sesidir bi-
raz da... Mizah, çoğunluk adına baş-
kaldıran azınhkların soluk aldığı bir
temiz hava deposudur. însanın ölü-
mün soğukluğuna karşı hayatın sı-
cakhğını savunmak zorunda olduğu-
nu bize bazen yüksek kahkahalar
eşliğinde hatırlatan doyulmaz bir
güzelliktir mizah.
Aristo'ya göre insan 'animal ri-
dens' yani 'gülen hayvan'dır. tktidar
sahipleri tarih boyunca, ellerindeki
de bir bebek mucizevi bir yolla artık
tam anlamıyla insan olmuştur! Ger-
çek olan şudur; ister hayatımızın 4.
gününde, ister 40. gününde, ister uy-
kuda, ister uyanırken gülelim, 'gül-
me' insana hep güç veren, canlandı-
rıcı birateştir. 'Gülme' insandaki kor-
kuyu ortadan kaldırır. Belki de bu
yüzden dinler tarihine baktıgımızda
'gülme' eylemi karşımıza hep bir suç
unsuru gibi çıkar. Kilise, başlangıç-
tan beri gülmeye hıç sıcak bakma-
mıştır ve hep karşı durmuştur. Çün-
kü 'gülme' cıddiyeli ve ağırbaşlılığı
bir anda toz duman eder, çünkü 'gül-
me' bir anda iktidan sarsar, güç den-
gelerini iskambil kâğıtlan gibi ardı ar-
dına devirir. Çünkü kahkaha bozgun-
cudur ve tehlikelidir...
Şinıdilerde mizahın epeydir unut-
tuğumuz 'muhalif' gücünün yeniden
ışıldadığmı görüyoruz ki, o yüzden bu
Nisan 1, biz mizahçılar için çok da-
ha anlamlı. Iktidar olma tutkusuna
giren mizah, epeyce bir süredir ger-
çek işlevi olan 'muhalif' tavrından
uzakta seyrediyordu. Sıradanlaşmış,
yumuşamış ve evcilleşmişti. Popüler
kültürün elinde basit ve kınlgan bir
oyuncak olmuştu. Bir başbakan çık-
tı ve onun aslında ne denli önemli bir
'muhalif' güç olduğunu bize yeniden
hatırlattı. Bu yüzden 1 Nisan nede-
niyle kendisinc teşekkür etmek geıe-
kiyor belki de.
"Alma mizahçının ahını dama çı-
karır sonra mizahını" diyerek yıllar
önce yüksekçe bir dama çıkmış
'Damdaki Mizahçı' olarak mizahın
asıl işlevine dönüşünü kutlamamız
gerekiyor aslında. Bir kedi miyav
dedi vc o kedi Nisan bir balığını ye-
dı ve derken Penguen'in kapağından
fırlayan 9 ayn hayvan çıkageldi o ke-
dinin üzerine... Sahi bu arada Baş-
bakan'a bu ülkede ilk ciddi muha-
lefeti 'Cihan' adlı bir at yapmış ve
onu üzerinden atmıştı. Bu toplum onu
unutmuş olabilir ama ben onu unut-
madım. (Bu isim benzerliğı Damda-
ki Mizahçınızı aynca memnun etmiş-
tir, atlan da pek severim üstelik!)
Mizahla ve mizahçıyla uğraşmak
tehlikeli iştir, birkediyle başlayan sü-
reç dokuz ayn hayvana dönüşebilir.
Ne de olsa mizahın ve mizahçının
gücü, on kaplan gücündedir!..
Bugün Nisan bir, bugün mizahın
sihirli gücünün günü! Biz mizahçı-
lar, karikatürcüler bu gece Karika-
türcüler Derneği'nin Armada
Otel'ndeki geleneksel 'Bir Nisan
Mizah Gecesi'nde olacağız, her Ni-
san bir'de olduğu gibi. Bu kez sesi-
miz, hep birlikte daha gür çıkacak,
mizahın epeydir geri düşmüş gerçek
gücünü dosta düşmana göstermek
için...
Unutmayın; bir Nisan, bir gülen in-
san, gerisi malumunuz!..
cihandemirci@yahoo.com
ÖDÜL TÖRENI 11 NÎSAN'DA
10. SadriAlışık
sinema ve tiyatro
adaylan açıklandı
Kültür Senisi - 'Geleneksel Sadri
Alışık Siucıua ve Tiyatro Oyuncu
Ödülleri' adaylan açıklandı.
Tlyatro ödülleri
Meüsa Gürpınar, Göksel Kortay,
Uale Kuntay, Tijen Par, LJstün
Akmen, Hasan Anamıır, Hami
Çağdaş, Yaşar tlksavaş ve Engin
Ûludağ'dan oluşan seçici kurulun
belirlediği 'yıhn en iyisf adaylan:
Kadın oyuncu dalında Esra Bezen
Bilgüı ('AşkDelisi'-Akbank
Prodüksiyon Tiyatrosu), Sevinç
Erbulak ('Kiraük Konak'-lstanbul
Şehir Tiyatroları), Dolunay
Soysert ('Buluşma'-Dostlar
Tiyatrosu); erkek oyuncu dalında
Can Başak ('Çin Kahvesi'-Tiyatro
Odası, 'Belden Aşağı Vurmak'-
tstanbul Şehır Tiyatroları), Hakkı
Ergök ('Çayhane'-tstanbul Devlet
Tiyatrosu), Bülent Emin Yarar
('Çayhane'-İstanbul Devlet
Tiyatrosu, 'Diktat'-Semaver
Kumpanya); yardımcı kadın
oyuncu dalında Ayça Damgacı
('Döne Döne'-Tiyatro Oyunevi),
Binnur Şerbctçioğlu ('Kirabk
Konak'-lstanbul Şehir
Tiyatroları), Esra Kızıldoğan
Uygur ('Othello'-Oyun Atölyesı);
yardımcı erkek oyuncu dalında
Cengiz Bozkurt ('Aşk Delisi'-
Akbank Prodüksiyon Tiyatrosu),
Cüneyt Uzunlar ('Dobrinja'da
Düğün' Tiyatro Pera), Bilge Zobu
('Çalıkuşu'-lstanbul Şehir
Tiyatroları); kadın komedi ve
müzikal oyuncusu dalında Hale
Akıniı ve CeHle Tolon ('Hadi
Öldürsene Canikom'-Istanbul
Şehir Tiyatroları), Zeynep Erkekli
('Çok Yaşa Komedi'-fstanbul
Devlet Tiyatrosu), Senan Kara
('Kim Kimi Kimle' lstanbul Şehir
Tiyatroları); erkek komedi ve
müzikal oyuncusu dalında Haluk
Bilginer ('Cimri'-Oyun Atölyesi),
Vblkan Severcan ('tkinin Biri'-
Tiyatro îstanbul), Kayra Şenocak
('tyi Aile Çocuğu'-Kandemir
Konduk Tiyatrosu); yardımcı
kadın komedi ve müzikal
oyuncusu dalında Hikmct
Körnıükçü ('Kim Kimi Kimle'-
tstanbul Şehir Tiyatroları),
Şebnem Sönmez ('Cimri'-Oyun
Atölyesi), Ayça Varlıer ('Batı
Yakası Hikâyesi'-Istanbul Devlet
Operave Balesi); yarduııcı erkek
komedi ve müzikal oyuncusu
dahnda Gökçer Genç ('Cimri'
Oyun Atölyesi), Bora Seçkin
('Kim Kimi Kimle'-Istanbul Şehir
Tiyatroları), Ali Sunal ('tkinin
Biri'-Tiyatro lstanbul).
Sinema oyuncuları
Aycan Çetin, Önıiir Gcdik, Biket
İlhan, Çolpan tlhan, Engin Ayça,
Atilla Dorsay, Burçak Evren, Burak
Göral, Fehnıi Yaşar'ın seçici
kurulunu oluşturduğu Sinema
Oyuncuları Ödülleri'nin adaylan
ise; erkek oyuncu dalında Kenan
Inürzaboğlu ('Yazı Tura'), Nejat
tşler ('Mustafa Hakkuıda Uerşey'),
Şener Şen ('Gönül Yarası'); kadın
oyıuıcu dalında Hülya Avşar
('KalbinZamanı'), Meltem
Cumbul ('Gönül Yarası'), Nurgül
Yeşilçay ('Eğreti Gelin'); yardımcı
erkek oyuncu dalında Şevket
Çoruh ('Eğreö Gelin'), Ozan
Güven ('G.O.RA.'), Güvcn Kıraç
('Gönül Yarası'); yardımcı kadın
oyuncu dalında Devin Özgün Çınar
('Gönül Yarası'), Şcrif Sezer
('Mustafa Hakkuıda Herşey'),
Eylem Yıldız ('Eğreti Gelin')
olarak açıklandı.
Ödüller, Genel Sigorta'nın
katkılarıyla 11 Nisan akşamı
Mustafa Kemal Kültür
Merkezi'nde düzcnlcnecek 'Sadri
Alışık'ı Anma Gecesi'nde
sahiplerini bulacak.
Masal yazanAndersen 200 yaşmda
Yıl boyunca tüm sanat merkezleri ve okullarda
etkinlikler düzenlenecek
HÜSEYİNDUYGU
KOPENHAG-Çoğu-
mıızun tanıdığı Dani-
markalı masal yazan An-
dersen yaşasaydı yarın
200yaşındaolacaktı. 19.
yüzyılda yaşayan Hans
Christian Andersen
(1805-1875)evrenselbir
sanatçıydı. Danimarka-
lıydı, ama masallan bü-
tün dünyada bugün de
okunuyor ve seviliyor.
Belleğinizi biraz yok-
larsanız, siz de bu masal-
lardan birini ya da birka-
çını duyduğunuzu, oku-
duğunuzu anımsarsınız.
Adaletli bir dünyaya du-
yulan özlemi, iyilerle kö-
tülcrin savaşımını, in-
sanların doğuştan değil
tavırlarıyla soylu olma-
lan gerektığinı dile ge-
tiren bu masallardan ye-
disini şair Kemal Özer
"Şürlerle Andersen Ma-
sallan" kitabında topla-
mış; Tahsin Yücel de An-
dersen'in çok sayıda ma-
sal ını dilimize kazandır-
mıştı. Andersen masalla-
rıııın Dancadan dilimize
dogrudan çevirisini ise
ilk kez bu yıl, Kopen-
hag'da yaşayan Murat
Alparyaptı. Bılındiği gi-
bi, Andersen masalları-
nın başka çevirilerini de
dilimizde bulma olanağı
var.
Bu eşsiz sanatçının
200. doğum günü Dani-
marka'da düzenlenen çeşitli etkin-
lıklerle kutlanıyor. Danimarka Kra-
liçesi Margrethe'nin sembolik ola-
rak yöneteceği 3 günlük "Masal
Hafta Sonu" etkinliklerinin en
önemlisi Andersen'in doğum gü-
nü olan yarın, başkent Kopen-
hag'ın Parken Stadı'nda yapıla-
cak. (Galatasaray UEFA Kupa-
sı'nı Parken Stadı'nda kazanmış-
tı!) Stat büyük bir kültür festivali
yerine dönüştürülecek. Müzisyen-
• Danimarka 'da bütün okullar, sanat
merkezleri, yazarlar, tiyatro ve sinemalar
masalcı Andersen 'iyd boyunca
düzenledikleri etkinliklerle anıyorlar.
Kutlamaların dünya çapında da ses
getirmesi için çok sayıda tanınmış kisi
"Andersen Kültür Elçisi" olarak atanmış
durumda. Brezilyalı eskifutbolcu Pele,
Şilili yazar Isabel Allende, tngiliz oyuncu
Roger Moore, Japon komedyen Matthew
Minami bunlardan birkaçı.
ler, cambazlar ve dans sanatçıları
Anderseıı'in masal dünyasını mü-
zik, görüntü ve sözcüklerle canlan-
dıracaklar. Parken Stadı'nda yapı-
lacak bu etkinlik dünya televiz-
yonlarmda da gösterilecek.
Danimarka'da bütün okullar, sa-
nat mcrkezleri, yazarlar tiyatro ve
sinemalar masalcı Andersen'i yıl
boyunca düzenledikleri ctkinlikler-
le anıyorlar. Kutlamaların dünya ça-
pında da ses getirmesi için çok sa-
yıda tanınmış kışi
"Andersen Kültür El-
çisi" olarak atanmış
durumda. Brezilyalı
eski futbolcu Pele, Şi-
lili yazar Isabel Allen-
de, tngiliz oyuncu Ro-
ger Moore,Japon ko-
medyen Matthevv Mi-
nami bunlardan bir-
kaçı.
1841 yılı baharında
Istanbul'a gelen An-
dersen 36. doğum gü-
nünü Boğaz'da yemek
yiyerek kutlar. Iki ya-
kadan da Boğaz'ın
resmini çizer. Bu re-
simlcr şimdi Kopen-
hag yakınlarındaki
Frederiksborg Müze-
si'nde. Andersen bir
yapıtında da lstanbul
anılarına 60 sayfa ayı-
rır. Sanatçının gezi ki-
tapları da yaşam do-
ludur. "Yolculukyap-
mak yaşamaktır" di-
yen Andersen, döne-
min ünlii sanatçılan ve
yazarlanyla tanışmış-
tır. Hiçbir sanatçıyada
yazar o dönemde onun
kadaryolculuk yapma-
nuştır.
Danimarka'nın
üçüncü büyük kenti
Odense'de çok yoksul
bir ana babanın çocuğu
olarak dünyaya gelen
Andersen, daha küçük
yaşta babasını kaybet-
miş. 14 yaşındayken ti-
yatro oyuncusu olmak
ve bale ö^renmek için
Kopenhag'a gitmiş. "Ölen Çocuk"
adlı ilk şiir kitabını bu yıllarda ya-
yımlamış.
Kendi ülkesine duyduğu nefret ve
saygıyı bir arada işleyerek ezilen in-
sanlann somnlannı dile getiren An-
dersen, sanatından hiç ödün verme-
diği, kolay ve anlaşılır bir dille yaz-
dığı için bugün de bütün dünyada sa-
natıyla, masallanyla yaşıyor.
Doğum gütıün kutlu olsun, ma-
salcı Andersen!
YAZI ODASI
SELÎM tLERİ
Birkaç Satır...
Ya 1959'un sonbaharıydı, ya da 1960'ın ilkbaharı. llık
bir akşamdı. Annemle birlikte Tünel'e doğru hızlı hızlı
yürüyorduk, KaracaTiyatrosu'na. Salıncakta IkiKişi'yl
seyreden ablamı tiyatrodan alıp eve dönecektik.
Yıldız Kenter adını ilk o zaman işittim. Ankara'dan
gelmiş, Ankara Devlet Tiyatrosu'nun çok önemli bir oyun-
cusuymuş. Artık Istanbul'da sürdürecekmiş sanatını.
Karaca'nın girişinde oyunun bitmesini bekliyorduk.
Heyecan içindeydim. Işin içine biraz da kıskançlık ka-
rışıyordu. Oyle ya, okul arkadaşlarıyla birlikte Salıncak-
ta Iki Kişi'yi seyreden ablamdı...
Neyse ki, çok geçmeyecek, bu kez ailecek, yine Ka-
raca'da Çöl Faresi'ni seyredecektik.
Ah o Çöl Faresil Aradan kırk beş yıl geçti, dün gibi
gözümün önündedir. Yeteneğim el verse, sahnelerinin
dekorlarının resmini çizebilirim.
Yıldız Kenter'i ilk kez seyrediyordum. Bir sahnesi
vardı, eve telefon ediyor, işsiz ve yarı aç yarı tok geç-
miş günlerden sonra, iştetam işe alınmışken, karın do-
yuracak bir şeyler aldırtıyordu. Müthiş bir disiplinle oy-
nuyordu. Bunu apaçık hissetmiştim. Güldürü öğesinin
onca ağır bastığı bu sahne, Yıldız Hanım'ın oyunculuk
mesafesiyle bambaşka, acıtıcı, ısırıcı bir anlam edini-
yordu.
Böylece lstanbul seyircisi Kent Oyuncuları'yla bu-
luşmuştu. Karaca'da kaç mevsim oynadıklarını hatır-
layamıyorum. Ikinci durak, Site Sineması'ndaki küçük
salondu. Yarın Cumartesi'y\ orada seyrettim, Güner
Sümer'in duyarlı eserini.
Kent Oyunculan tiyatro sanatını sulandırmamakta eni-
konu ısrarlı bir anlayışı sürdürüyordu. Karaca, Site der-
ken, bu kez Dormen Tiyatrosu'nun salonundaydılar. Yıl-
dız Kenter'in unutulmaz oyunları art arda: Nalınlar, Der-
ya Gülü, FadikKız, DeliIbrahim... Necati Cumalı,Tu-
ran Oflazoğlu gibi değerli Türk yazarlarından örnek-
ler... Hele Mikado'nun Çöpleri! Melih Cevdet'in baş-
yapıtı...
Tıpkı Çöl Faresl gibi Mikado'nun Çöpleri de gözü-
mün önünden gitmez. Yıldız Hanım'la Müşfîk Kenter
birçok seyirciyi büyüledi o oyunda. Son sahneleri ade-
ta ezberlemiştim.
Bir yandan da, o zamanlar iyice yoksul tiyatro kitap-
lığımıza, bu topluluk kitaplar armağan ediyordu. Ne-
catigil çevirisi Martı, Deli Ibrahim, Mikado'nun Çöp-
leri kitaplığımda hâlâ baş köşede. özenle hazırlanmış,
tertemiz basılmış kitaplardı.
İlk kitabım Cumartesi Yalnızlığı yayımlandığında,
Kent Oyuncuları kendi salonlarına geçmişlerdi. Birkaç
yıl sonra Yıldız Hanım ve Şükran Göngör'le tanıştım.
Inceliklerle örülmüş nice gün ve gece bende hep ya-
şayacak, ölünceye kadar.
Sevgili, biricik Yıldız Hanım, siz tanıdığım en duyar-
lı, en iyi insanlar arasındasınız. Sahnedeki yüceliğiniz
gerçek yaşamda bütün bir alçakgönüllülüktü.
1960'tan 2000'lere değişen ortamlar, siyasal çal-
kantılar, git git herkes, hepimiz bir yerlere savrulurken
siz ölçünüzü, dengenizi, sanata bağlılığınızı herkese,
hepimize bir kılavuz gibi korudunuz. Ama, dediğim gi-
bi, her zaman alçakgönüllüce, sessiz ve geri planda
durarak.
Sizi heyecanlandıran küçücük bir şeye büyük övgü-
ler sundunuz. Başkalarının çabalarını, hele gençlerin-
kini, bir anne gibi paylaştınız. Birçok kez bu anne şef-
katine ben de kavuştum. Bir iki satır yazı için arardınız
ve yeniden yazmak gücüne kavuşurdum...
Ortak bir arkadaşımızdan dönüyorduk; demiştiniz ki;
"Yaşamak lazım. Direnmek, ayakta durmak..." Çe-
hov'un kişileri gibiydiniz. Otomobildeydik. Geceydi. Ala-
ca ışıkta sizi görüyordum, soyluluk fışkıran yüzünüze
bakıyordum. Hayatımın sanatla donanmış bir anıydı.
Size hepi topu birkaç satır yazabiliyorum. Çünkü
onurlu insanlar karşısında daima çekingenleşiyorum,
sözlerimin ne kadar cılız kaldığını duyumsuyorum. Bu
yüzden birkaç satır...
Lütfedip kabul ederseniz, öğrencilerinizden biri ol-
mak istediğimi söylemeye çabalıyorum.
Öneriler:
Kitap/Seyoö/u'nda Gezersin, Nazlı Eray, Can Yayın-
ları, 2005.
İki Genç KC bu ay göstepime gjpecek
Kültür Servisi - Kutluğ Ataman tarafından
sinemaya aktanlan Penhan Mağden'in "tki Genç
Kızın Romanı" 29 Nisan'da "Iki Genç Kız"
adıyla gösterime giriyor. Yapımcılığını Yalan
Dünya Film Şırketi'nin üstlendiği ve gerçek
anlamda Türkiye'nin ilk gençlik filmı olarak
nitelendirilen yapımda başrolleri üülya Avşar,
Vildan Atasever ve Feride Çetin paylaşıyor. Film,
18 yaşında iki genç kızın arkadaşlığını ve içinde
bulunduklan durumdan sıkılıp yaşamlarını
değiştirme çabalannı sıra dışı bir dille anlatıyor.
K Ü L T Ü R # Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I