Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2005 ÇARŞAMBA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
B
B
B
B
Y
Y
Y
Y
6
5
7
7
13
13
14
10
Sinop K 6 Adana Y 18
Zonguldak K 6 Antalya
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
K
K
K
K
K
Y
K
9
10
9
5
5
8
4
Y 15 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkârı
Van
Y
Y
Y
Y
Y
Y
K
19
12
14
12
13
6
5
Oslo PB 1 Berlın
Butun boigelerımız par-
çalı çok bulutlu Marmara
dışında tum yurt yağışlı ge-
çecek Yağışlar Ege kıyıla-
rı, Akdenız, Guneydoğu Helsinkl
Anadoiu, Iç Anadolu'nun
guneyı ve Doğu Anado-
lu'nun batısında yağmur,
Karadenızkıyılarındakarla Amsterdam Y 6 Belgrad
karışık yağmur, dıger yer- Bruksel Y 6 Sofya
lerde kar şeklinde olacak.
Hava sıcaklığı kuzey ve ıç
kesımlerde hıssedılır dere-
cede azalacak
DIŞ MERKEZLER
PB 2 Moskova K -1
PB-10 Budapeşte PB 4 Aşkabat PB 20
Stockholm PB -1 Madrıd
Londra PB 10 Viyana
B 16 Astana PB -2
K 2 Taşkent Y 17
K 5 Bakû PB 22
Parıs
Bonn
Münıh
PB 9 Roma
PB 5 Bışkek Y 14
PB 2 Tıflıs K
K 6 Atina PB 11 Kahire Y 22
K 4 Zürıh K 3 Şam Y 18
Açık bulutlu i Slslı , Bulutlu ^ Çok bulutlu > Yagmuriu Karlı Gök gürültulu
GUNCEL CÜNEYT ARCAYİJREK
• Baştarafı 1. Sayfada
çekiyor, "kadınların daha fazla hak isteklerini
makul gördüklehni" söylüyor, ne ki:
RTE'den aldığı kestirme yanıt evlere şenlik. Ka-
dın coplanmışsa ne olmuş dercesine olaylarda 6
polisin de yaralandığının dikkate alınmasını istiyor.
Başbakan veya bir bakan, bir gece önce TV'le-
rin aktardığı canlı görüntüleri ahval-i adiyeden (bel-
ki de doğal) saydıkları için Bakanlar Kurulu'nun er-
tesi sabah yaptığı topîantıya getirmiyorlar. Troy-
ka'nın duyarlılığını duyunca hükümet uyanıyor. Ay-
nı ağız, aynı gerekçe: "Dünyanın hiçbir yerinde-
eee.. kanunsuz eylemlerrrrsöz konusu olduğunda-
aaa.. belli biryere kadarrrr anlayışla karşılanır.." fa-
lan filan.
Ankara'daki büyükleri gibi polisin özrü de kaba-
hatinden büyük. Sözcüleri şiddeti kadınadahage-
niş haklar isteyenlere değil, gösteriden yararlanma-
ya kalkışan yasadışı örgütün kadın üyelerine uygu-
ladıklarını ve böylece şiddeti yasadışı bir örgüte
uygulamanın neredeyse yasal bir işlem olduğunu
sindiren bir sesle konuşuyor.
• ••
Alaturka kurnazlıkdizboyu. Dışişleri Bakanı Gül,
olayların AB'deki olumsuz yankılarını ancak.. evet
ancak, Troyka'nın topîantıya zamanında gelmedi-
ği sırada öğreniyor.
Bu bile, bu hükümetin polisteki şiddet hareket-
lerini güncel ve doğal olaylardan saydığını kanıtlı-
yor. Dünya sorunlarıyla uğraşmaktan yorgun düşen
Dışişleri Bakanımızın haberi yok!
Troyka'nın olaylara sert tepki göstermeye hazır-
landığı kulağına fısıldanıyor. Içişleri Bakanı Ak-
su'dan bilgi alıyor ve.. Lüksemburg Dışişleri Baka-
nı Asselborn, olayların (tabii şiddetin) "kabul edi-
lemez" olduğunu söyleyince; Gül, eylemi kışkırtan-
lardan söz ediyor, şiddet uygulamaianna değinmi-
yor bile.
*••
Toplantıların olumlu geçtiğini bizimkiler diledik-
leri kadar söyleyedursunlar. Troyka burada her ka-
demedeki AB yetkilisınin söyleyegeldiklerıni yine-
ledi: Reformlarda hız düştü, uygulama yeterli de-
ğil! Dini özgürlükten kadın ve kültürel haklara ka-
dar bir yığın yeni istekler öne sürdü.
Ya Kıbrıs? Ya, protokol görüşmeleri ne âlemde?
Aylardır aynı davulu çalıyor bizim ikili: Protokolü im-
zalamak Güney Kıbrıs'ı tanımak anlamına gelmez!
Ama AB, bu ifadeyı rezerv diye protokol metnıne
almıyor. Bizimkilerse ayrı bir deklarasyonla tanı-
mayı tanımayacaklarını yineliyor; AB ise 1 - Tanıma-
dığınız bir ülkeyle protokol imzalamanın tanıma an-
lamına geleceğini, 2- görmezlikten geleceği dek-
larasyona karşı sadece kuzeye öngördükleri yar-
dımları gerçekleştirmeye çalışacaklarını söylemek-
le yetiniyor.
Şiddet olaylarını ancak AB tepkisiyle (baskısıy-
la) görebilen, duyarlı konularda artık olumlu adım
atamayan bu hükümet... Şayet başarıh bir hükü-
metse.. başarısızından Allah korusun!
'Yeşil sermaye' önergesine hayır
• ANKARA (Cumhuriyct Biirosu) - CHP Istanbul
MilletvekiliBihlun Tamaylıgirin "halktanparatopla-
dıktan sonra batan yeşil sermaye holdinglerinin araştı-
nlması" için iki yıl önce verdiği önergenin öne alın-
nıası istemi AKP'nin oylarıyla reddedildi. AKP Grup
Başkanvekili Salih Kapusuz 2.5 yılda toplam 256 araş-
tırma önergesi verildiğini, halen 213 önergenin giin-
demde beklediğini anlattı. Kapusuz, yeşil serınayenın
araştırılmasının bugiin ıçın uygun olmadığını söyledı.
Unakıtan 58 önergeyi yanıtladı
• ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Maliye Baka-
nı Kemal Unakıtan, TBMM Genel Kurulu'nda, 58 so-
ru önergesine 1 saat 20 dakikada yanıt verdi. Önerge-
lerin okıınması 1.5 saat sürdü Unakıtan, önergeleri ya-
nıtlamak üzcre kiirsiiye gelince, "Mılletvekillerı, bü-
tün sorulannı Maliye Bakanı'na soruyorlar" dıye esp-
ri yaptı. Unakıtan,Tekel depolarında 12 nıilyon 720 bın
kilogram ihtiyaç fazlası liitiin bulunduğunu bildirerek
"Uerkesgeliyor,MaliyeBakanı'ndanparaıstıyor 'Ma-
liye Bakanı söz verdi' diyorlar. Kimseye söz vermedim.
Ben artık söz vermemeye söz verdim" dıyc konuştu.
Babacan: Stand-by için tarih yok
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel
Kurulu'nda millervekıllerinın sözlü sorulannı yanıtla-
yaıı Devlel Bakanı Ali Babacan, "IM1'den 2003'te
1.77, 2004'te 1.17 olmak üzere toplam 2.9 milyar do-
lar kredi alındığını, geri ödenıe olarak 6.5 milyar do-
ları anapara, 1.9 milyar doları f'aiz olmak üzcre toplam
8.4 milyar dolar ödendiğıni" bıldirdi. Babacan, "İMF
ile yapılacak stand-by anlaşması ıçin henüz bir tarih ol-
madığını, 4 yasal düzenlemenin gerçekleşmesinden
sonra bu konuda start veıilebileceğini" söyledi.
Sarıyer'de sinevizyonlu kumarhane
IİSTANBUL (AA) - Sarıyer'de düzenlenen operas-
yonda, uydu sistemiyle kurulan kumarhane ortaya çı-
karıldı. Bir spor tesısınin üst katındakı lokalin, 600
mctre uzağındaki bir villada kurulan rulet masasında-
ki görüntünüıı uydu aracılığıyla sinevı/yon şeklinde ak-
tarılmasıyla kumarhaneye dönüştürüldüğü öğrenildi.
Operasyonda gözaltına alınan 14 kişi ifadelerinin ar-
dından serbest bırakıldı. Operasyon sırasında 2. kattan
atlayan eski bir hakemın bacağını kırdığı ileri sürüldü.
TRT'den 'İzleniyoruz' açıklaması
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT Genel
Müdürlüğü'nden gazetemize gönderilen açıklamada
"kadrolaşma ve sansür" savlarıyla yayınların izlenme-
diği değerlendirmelerinin "gerçeği yansıtmadığı" bil-
dirildi Açıklamada "Kurumumuzun tarafsız bilimsel
kuruluşlara yaptırdığı bazı araştırmalarda TRT yayın-
lannın oldukça yüksek izlcnme payına sahip olduğu gö-
rülmüştür" denildi. Gazetemizde 23 Şubat 2005'teya-
yımlanan TRT'yle ilehabere ilişkin olarakyapılanaçık-
lamada da, haberde yer alan CIIP milletvekili Emin
Koç'un "kurumda paylaşım sorunu ve kavgası oldu-
ğu, israf, dizi pazarlıkları yapıldığı" değerlendirmele-
rinin "tamamen hayal mahsulü olduğu" kaydedildi.
Avrupa'dan sertyanıt
AP9
Kretschmer veSchmifin 'Türkiye'ninyavaşladığı'yönündeki uyarılarına
'Onlar kim oluyor kVdiye çıkışan GüVü AB Komisyonuy
na hakaretle suçladı
Haber Merkezi - Avrupa Parla-
mentosu (AP) Sosyalist Grubu,
Hans-Jörg Kretschmer'intüm ko-
misyonu temsil ettiğini belirterek
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü
"hakaretle" suçladı.
AP'nin sayıca en kalabalık iki
grubu olan Hıristiyan Demokratlar
ile Sosyalistler, dün Strasbourg'da
yaptıklan açıklamalarla Gül'ün AB
Komisyonu Türkiye delegasyon şe-
fi Kretschmer'e yönelik "O da kim
oluyor" sözlerini sert bir dille kına-
dı. AP Hıristiyan Demokrat grup
başkanı Alman parlamenter Hans-
Gert Pöttering, Gül'ün Kretsch-
mer'e yönelik sözlerini "Olgun bir
insan olarak bildiğimiz sayın Dı-
şişleri Bakanf nın AB temsilcisi-
ne yönelik tavrını tuhaf buluyo-
ruz" ıfadelerini kullandı. Gül'e bu
konuda bir sert eleştin de AP Sos-
yalist grup başkanı, Alman parla-
menter Martin Schulz'dan geldi.
Schulz, Gül'ün Kretschmer'e yö-
nelik sözlerini "Anlaşılır gibi de-
ğil" değıl diyerek "hakaret" ola-
rak niteledi. Kretschmer'in Anka-
ra'da tüm AB'yi temsil ettiğini be-
lirten Schulz, "Ankara ve Istan-
bul'da son günlerde olup bitenle-
ri kaygıyla karşılıyoruz" dedi. Al-
man parlamenter, "Türkiye, AB
Komisyonu'nun politik denetimi
altında olduğunu unutmamalı-
dır" şeklinde konuştu.
Öte yandan, 6 Mart Pazar günü
tstanbul'da polisin kadın gösterici-
lere karşı "aşırı güç" kullanmasıy-
la ilgili tartışmalar da AP'de geniş
yankı uyandırmaya devam ediyor.
AP Başkanı Josep Borrell'in ar-
dından tüm politik gruplar olayı sert
bir dille protesto ederekTürk hükü-
metını olayın sorumluları hakkında
soruşturma açmaya çağırdı.
'Polis dayağı, Türkiye'nin
durumunu gösteriyor'
Genel olarak Türkiye'nin AB
üyeliğine taraf tüm gruplar "Bu
olaylar Türkiye'de reformların
uygulanması için AB'nin sıkı de-
netinıinin şart olduğunu gösteri-
yor" yorumunda bulunurken, An-
kara'nın üyeliğine muhalif gruplar
"tstanbul'daki olaylar Türki-
ye'nin Kopenhag politik kriterle-
rini uygulamaya koymadığının
göstergesi" şeklinde konuşuyor.
AB ÎLE MÜZAKERE SÜRECİ
Rehn'den
Kıbns şartı
tSTANBUL (AA) - AB Komisyonu'nun Ge-
nişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, "Av-
rupa-Türkiye müzakerelerinde yeni bir
sayfa açma konusu, Kıbrıs Cumhuriyeti ile
iyi ilişkilerle de ilintilidir" dedi. Rehn,
"Ekinı 2004'ten bu yana yapılan ve ileriki
çalışmalarda Türkiye, Ankara Anlaşması
Protokolü'nü imzalayarak yeni üyelerin
üyeliğini bu şekilde teyit etmiş olacak. Bu,
Avrupa Konseyi'nin müzakerelerin başla-
ması için koyduğu önemli önkoşullardan
biridir" uyansında bulundu.
AB Komisyonu'nun Genış-
lemeden Sorumlu Üyesi
Rehn,TÜSİAD'ınevsahip-
liğinde gerçekleştirilen top-
lanttda yaptığı konuşmada,
I ürk tarafının yerine getır-
mediği bazı sözler bulundu-
ğunu savundu. Bunlann ka-
bul edilemez olduğunu ifa-
de eden Rehn, "Gümrük
Birliği'ne uymayan davra-
nıslaı var. Mesela ilaç sek-
töründe ıniilki haklar ve
telekomünikasyondaki it-
hal lisanslar...Aynı şekilde
birkaç yıldan beri et itha-
latı durdurulmuş vaziyet-
te. Müzakerelere başla-
makta olan bir ülkeden bunları görmek bi-
raz şaşırtıcı. AB, bir gül bahçesi değil ama
Avrupa şirketleri için eşit ortam yaratmaya
çalışır" diye konuştu. Olli Rehn, Türkiye'nin
AB'ye girişinde yolun vırajlı olacağını da be-
lirterek "işkenceye sıfır tolerans, çok karar-
lı bir şekilde Türk Devleti'nin her kademe-
sinde uygulanmalı ve işkencenin kalan izle-
ri de yok edilmelidir" dedi.
Daha sonra gazetecilerin sorulannı da yanıt-
layan Olli Rehn, Türk tarafının üyelik süreci-
ni hızlandırmak için ne gibi adımlar atması
gerektiği sorusuna karşılık "Süreci hızlan-
dırmanın kısa vadede en iyi yolu Ankara
Anlaşması'mn adaptasyon protokolünü
paraf edip imzalamaktır" yamtını verdi.
Gül,TÜBlTAK'ı ziyareti sırasın-
da Kretschmer'in "17 Araük son-
rası dağınıklık olduğu ve özellik-
le uygulama alanında ilerleme
kaydedilmediği" eleştirilerininso-
rulması üzerine "Ne yani ben Dı-
şişleri Bakanı olarak, Başbakan
Yardımcısı olarak Kretschmer'in
söylediklerine cevap mı verece-
ğim burada? Kim oluyor ki
Kretschmer?" demişti.
Gül, aynı tepkiyi rîafta başında
Türkiye'yi ziyaret eden Lüksem-
burg' un AB Bakanı Nicolas
Schmifin uyarılanmn anımsaül-
ması üzerine de göstermiş ve şöyle
konuşmuştu: "Baktım manşetler
Lüksemburglu bakan ikaz etti fa-
lan. Kim oluyor ki,Türkiye'yi ni-
ye ikaz edecekmiş? Neyi edecek?"
Kabineye
onay
KKTC Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş,
CTP-DP koalisyon hü-
kümctinin kabinesini
onayladı. CTP lideri
Mehnıet Ali Talat, ka-
binenin 17 Nisandaki
cumhurbaşkanlığı se-
çimine kadar görev ya-
pacağını söyledi. CT-
P'nin cunıhuı başkan-
lığına aday gösterdiği
Talat'ın seçilmesi dıı-
rumunda CTP Genel
Sekreteri Ferdi Sabit
Soyer başkanlığında
yeni hükümet kıırula-
cak. 11 bakandan olu-
şan yeni kabinede 3
bakanla temsil edilen
DP'nin Genel Başkanı
Serdar Denktaş, baş-
bakan yardımcıhğı ve
dışişleri bakanlığı gö-
revini yürütecek. (AA)
Talat veAKEL Genel SekreteriHristofyas bir araya geldi:
Adada diyaloğa devam
Dış Haberler Servisi - KKTC Başbaka-
nı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Ge-
nel Başkanı Mehmet Ali Talat ile Rum
Meclis Başkanı ve Akel Partisi Genel Sek-
reteri Dimitris Hristofyas KKTC'de bir ara-
ya geldi. Görüşmeniıı ardından yapılan açık-
lamada, Annan Planı temelinde görüşmele-
rin yeniden başlaması için diyaloğa devam
edileceği belirtildi.
Görüşme için Hristofyas ve beraberinde-
kiler Ledra Palas Sınır Kapısı'ndan herhan-
gi bir işlem yapılmadan KKTC'ye geçti. He-
yet, Sınır Kapısı'nda CTP yetkilileri, görüş-
menin yapıldığı CTP merkezinde ise Talat
tarafından karşılandı. Yaklaşık bir buçuk sa-
at süren görüşmenin ardından düzenlenen
ortak basın toplantısında Talat, üst düzey-
de diyaloğu sürdürme karan aldıklarını
belirterek "Bu diyalog, çözümü hedefle-
yecektir" dedi. Hristofyas ise "CTP'ye
zeytin dalı getirdik" diyerek "görüşme-
nin, Kıbrıs sorununa Annan Planı te-
melinde iki toplumlu, iki bölgeli federal
çözümü getirecek açık görüşe dayalı üst
düzeydcki bir diyaloğun ve uzlaşının
başlangıcı olması" dileğinde bulundu.
'Annan Planı'nda değişiklik şart'
Hristofyas, Annan Planı 'nda Rum tarafının
değişiklik talepleri olduğunu ifade ederek
"Bu değişiklikler olmalı ki planı halkımı-
za kabul ettirebilelim" dedi. Talat, Rum ga-
zetecilerin, Papadopulos'un Gazi Magosa
Limam'nın ortak kullanılması yönündeki
önerisiyle ilgili sorusuna, bu önerinın güven
arttırıcı önlemlerle ilgisi olmadığını söyledi.
Hristofyas ise bu konunun geniş çerçevede
ele ahnması gerektiğini belirtti.
Hükümetin, Gümrük Birliği'ne uyum protokolüne 'şerh' koyma isteği onaylanmadı
, Türkiye'yi sıkışttrdı
EBRU TOKTAR
ANKARA - AB Troykası, Güm-
rük Birliği'ne uyum protokolünün
Güney Kıbrıs'ı tanıma anlamına
gelmcyeceğini "şerh düşerek"
kayda geçirmek ısteyen Türkiye'nin
talebine olumsuz yanıt verdi. Tek
taraflı deklarasyonla yetinmek zo-
runda kalacak olan Ankara, proto-
kolü imzalamadan önce BM nez-
dinde girişimlere başlıyor. Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan, yann
güvenlik zirvesine katılmak ama-
cıyla gideceği Madrid'de BM Genel
Sekreteri Kofi Annan ile görüşmek
istiyor. Türkiye, 2-3 hafta içinde
protokolü imzalayacak, ancak pro-
tokolün TBMM'den onay alma sü-
recini geciktirecek.
AB Troykası, Gümrük Birliği'ne
uyum protokolünü "Kıbrıs Cum-
huriyeti" adıyla Güney Kıbrıs'ı da
kapsayacak şekilde genişletmesini
istediği Türkiye'nin itirazlarını dik-
kate almadı. Protokolü 2-3 hafta
içinde ımzalayacağını taahhüt eden
Türkiye ise zamaıı kazanmaya çalı-
şıyor. Türkiye protokolün imzalan-
masının "yürürlüğe girme" anla-
mına gelmediğini, uluslararası me-
tinlerinTBMM'ninonayındangeç-
mek zorunda olduğunu savundu.
Türkiye, 17 Arahk'ta protokolü
onaylama değil, imzalama yönünde
taahhüt verdiğini anımsattı. Türki-
ye, protokolü AB Parlamentosu ve
Konseyi'nin onaylamasından son-
ra TBMM'ye getirmek istiyor.
AB memnun olmadı
AB Troykası ise bu yaklaşımdan
memnun olmadı. AB Dönem Baş-
kanı Lüksemburg'un Dışişleri Ba-
kanı Jean Asselborn, "protokolün
imzalanmasından sonra olumsuz
beyanlara girilmemesini, imzanın
hiçbir anlama gelmediğinin savu-
nulmamasım" istedi. Troyka, KK-
TC'ye yönelik ızolasyonun kaldı-
rılmasını öngören tüzüklerin onayı-
nı ısc Gümrük Birliği Ek Protoko-
lü koşuluna bağladı. "Önce Güm-
rük Birliği'ne uyum protokolünü
imzalayın" koşulunu getiren AB
Troykası, "böylece ellerinin güç-
leneceğini" savundu.
AB Troykası, Kıbrıs Cumhuriye-
ti'nin sadece güneyi temsil ettiği,
kuzeyi kapsamadığını protokole
koymak isteyen Türkiye'nin talebi-
ne de yanaşmadı. AB'nin, bu ifade-
yi protokole koymak yerine, Türki-
ye'ye ayrı bir yazılı metinle verme-
ye yeşil ışık yaktığı öğrenildi.
AB Troykası, Kıbrıs'ın AB ve
NATO arasındaki stratejiktoplantı-
lara girmesini engelleyen Türki-
ye'nin bu tutumundan vazgeçmesi-
ni de istedi. Karşı taraftan adım bek-
lediklerini söyleyen Türkiye, adada
çözüm olmadan harekete geçmeye-
ceği mesajını verdi.
Annan'dan randevu talebi
Bu gelişmeler nedeniyle sıkışan
Türkiye, BM çatısı altında adadaki
sorunun çözümü için arayışlarını
hızlandırdı. Erdoğan, yann Mad-
rid'de Ispanya Kralı Juan Carlos'un
himayesinde Madrid Kulübü tara-
fından düzenlenen "IJluslararası
Demokrasi, Terör ve Güvenlik"
konulu konferansa katıhyor. Erdo-
ğan'ın burada Kıbrıs sorununun çö-
zümü çerçevesinde Annan ile görüş-
mek istediği belirtildi. Dışişleri Ba-
kanlığı, bu özel görüşme için An-
nan'dan randevu almaya çalışıyor.
Erdoğan, Ispanya Başbakanı Jose
Luis Rodriguez Zapatero'nun da-
vetiyle topîantıya katıhyor.
VVashlngton Tlmes:
ABD aleyhtarı
hava
Erdoğany
dan
WASHINGTON (ANKA) - Türki-
ye'de, 1990'h yıllar boyunca hâkim
olan ABD taraftan havanın, "Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan ve onun
Islamcı eğilimli partisi" iktidara ge-
lince bozulmaya başladığı öne sürü-
lürken Türk basınında ABD aleyhtan
yazılar kaleme alan bazı yazarlar ad ad
değerlendirildi.
The Washington Times gazetesinde
Arnaud de Borchgrave imzasıyla y-
er alan haberde, "Eski müttefik Tür-
kiye'nin son zamanlarda küresel an-
ti-Amcrikancılık yarışında altın ma-
dalyayı ele geçirdiğini kimse fark et-
medi" denildi. Yazıda, "Türkmedya-
sı tarafından yayınılanan uzun ya-
lanlar listesini ve çarpıtmaları oku-
yunca, altın madalya pek de sürpriz
değil" ifadesi kullanılırken, "Usame
bin Ladin'in 11 Eylül 2001'den bu
yana 19 ses ve görüntü bandında
söyledikleriyle bazıTürk yazarların
yazdıkları arasındaki farkı ayırt et-
mek çok zor" denildi.
Yazıda, Milli Gazete yazarlanndan
SüleymanArif Emre ve Burhan Boz-
geyik'in yanı sıra Radikal yazan Nu-
ray Mert ve Dünya yazan eski Izmir
Belediye Başkanı Burhan Özfatu-
ra'nın yazılarından alıntılar yapılarak
ABD karşıtı görüşlere örnekler veril-
di. ABD'ninbukonudakipolitikasının
işe yaramaz biçimde savunmaya dö-
nük olduğu eleştirisi yapılan yazıda,
Türkiye'deki anti-Amerikancılığın gö-
receli olarak yeni bir olgu olduğu be-
lirtildi. 1990'lar boyunca, Türk kamu-
oyunun yüzde 60'ının ABD ve onun
politikalanna ilişkin lehte görüşlere sa-
hip olduğuna dikkat çekilen yazıda,
"Hava, Erdoğan ve onun Islamcı eği-
limli iktidar partisinin gelişiyle bo-
zulmaya başladı" denildi. "Türkpa-
ranoyası"nın, ABD'nin petrol zengi-
ni bir Kürdistan devleti yaratmayı iste-
diği yönünde kuşkularbeslediğine dik-
kat çekilen yazıda, "ABD'nin niyetle-
rine ilişkin dezenformasyon Türk
medyasındaki yabani otlar sayesin-
de tekrar tekrar yeniden su yüzüne
çıkıyor" eleştirisi yapıldı.
SÖYLEŞİATTİLİİLHAN
\..men dakka dukka!..'
• Baştaraft Arka Sayfada
nebilere geniş imtiyazlar tanıyan bir
politika uygulanması, hızlı bir üretim
artışı sağlayabilir. (buraya dikkat!) An-
cak, herşeyden önce Cumhuriyet yö-
netiminin, mutlu yalnızlık ve mutlak
bağımsızlık tırtkularından vazgeçme-
si gerekmektedir..." (The Economist,
11 Nisan1925)
'c/ Türkiye'nin doğusundaki eko-
nomik, daha doğrusu tarımsal geri-
leme; Ankara Rejimi'nin geleceğini
tehlikeye atacak ölçüye varmış du-
rumdadır, (buraya dikkat!) ve Türk Hü-
kümeti bu konuda, danışmanlık ve
yardım için ecnebilere başvurmadığı
takdirde; zaten az sayıdaki nüfusun
ürettiği verimsiz ürünlerin, daha da
düşmesi kaçınılmaz olacaktır..." (The
Economist, 26 Haziran 1926)
Evet! 'Arabın derdi kırmızı pabuç!'
Londra basınında da, New-York bası-
nındaki, aynı Derviş'infikri vezikri; da-
ha dolaylı görünse de, aynı muhayye-
lesizlik!)
'Zarûrl' bir tedblr mlydl?
Sanırım, Terakkiperver Fırka'nın
Programı'ndaki iki önemli madde,
asıl bu ışık altında gerçek anlamını bu-
luyor ve hareketin mâhiyetini gerçekten
kuşkulu kılıyor:
"...madde/2: 'Hürriyetperverlik, yâ-
ni Liberalizm ve halkın hâkimiyeti, yâ-
ni Demokrasi, Fırka'nın meslek-i as-
lisidir". "madde/40: Tamamen imâra
muhtaç olan memlekette, (buraya dik-
kat!) yalnız kendi servet ve sermâye-
siyle yaşamak fikrinin doğru olmadı-
ğına inanıyoruz; asayişin sağlanma-
sı, sükûn ve istikrâr ile (buraya dikkat!)
ecnebi sermayesine gösterilecek
hüsnükabul, herkese güven telkin
ederek; harap memleketimizi hızlı
adımlarla geliştirmeye gayret edece-
ğiz..."
Insanın havsalası, 'Istiklâl Harbi'nin
'öncü kadrosu'ndan, bellibaşlı 'Paşa-
/ar'ın; - Terakkiperver Fırka olayında,
günümüzün bazı NATO Paşaları gibi
davranmış olmasını, nasıl almıyorsa;
Gâzi'nın, daha sert ve radikal gördüğü
Ismet Paşa'yı derhal Başvekilliğe geti-
rerek, 'zecri tedbirler almış olmasını'
(Takrir-i Sükûn Kanunu) zamanında
alınmış, 'zaruribirtedbir' olarak görü-
yor...
Aksi halde 'inkılap' elden gidecekti!
Gitmedi mi?