08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2005 ÇARŞAMBA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli B B B B Y Y Y Y 6 5 7 7 13 13 14 10 Sinop K 6 Adana Y 18 Zonguldak K 6 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas K K K K K Y K 9 10 9 5 5 8 4 Y 15 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkârı Van Y Y Y Y Y Y K 19 12 14 12 13 6 5 Oslo PB 1 Berlın Butun boigelerımız par- çalı çok bulutlu Marmara dışında tum yurt yağışlı ge- çecek Yağışlar Ege kıyıla- rı, Akdenız, Guneydoğu Helsinkl Anadoiu, Iç Anadolu'nun guneyı ve Doğu Anado- lu'nun batısında yağmur, Karadenızkıyılarındakarla Amsterdam Y 6 Belgrad karışık yağmur, dıger yer- Bruksel Y 6 Sofya lerde kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığı kuzey ve ıç kesımlerde hıssedılır dere- cede azalacak DIŞ MERKEZLER PB 2 Moskova K -1 PB-10 Budapeşte PB 4 Aşkabat PB 20 Stockholm PB -1 Madrıd Londra PB 10 Viyana B 16 Astana PB -2 K 2 Taşkent Y 17 K 5 Bakû PB 22 Parıs Bonn Münıh PB 9 Roma PB 5 Bışkek Y 14 PB 2 Tıflıs K K 6 Atina PB 11 Kahire Y 22 K 4 Zürıh K 3 Şam Y 18 Açık bulutlu i Slslı , Bulutlu ^ Çok bulutlu > Yagmuriu Karlı Gök gürültulu GUNCEL CÜNEYT ARCAYİJREK • Baştarafı 1. Sayfada çekiyor, "kadınların daha fazla hak isteklerini makul gördüklehni" söylüyor, ne ki: RTE'den aldığı kestirme yanıt evlere şenlik. Ka- dın coplanmışsa ne olmuş dercesine olaylarda 6 polisin de yaralandığının dikkate alınmasını istiyor. Başbakan veya bir bakan, bir gece önce TV'le- rin aktardığı canlı görüntüleri ahval-i adiyeden (bel- ki de doğal) saydıkları için Bakanlar Kurulu'nun er- tesi sabah yaptığı topîantıya getirmiyorlar. Troy- ka'nın duyarlılığını duyunca hükümet uyanıyor. Ay- nı ağız, aynı gerekçe: "Dünyanın hiçbir yerinde- eee.. kanunsuz eylemlerrrrsöz konusu olduğunda- aaa.. belli biryere kadarrrr anlayışla karşılanır.." fa- lan filan. Ankara'daki büyükleri gibi polisin özrü de kaba- hatinden büyük. Sözcüleri şiddeti kadınadahage- niş haklar isteyenlere değil, gösteriden yararlanma- ya kalkışan yasadışı örgütün kadın üyelerine uygu- ladıklarını ve böylece şiddeti yasadışı bir örgüte uygulamanın neredeyse yasal bir işlem olduğunu sindiren bir sesle konuşuyor. • •• Alaturka kurnazlıkdizboyu. Dışişleri Bakanı Gül, olayların AB'deki olumsuz yankılarını ancak.. evet ancak, Troyka'nın topîantıya zamanında gelmedi- ği sırada öğreniyor. Bu bile, bu hükümetin polisteki şiddet hareket- lerini güncel ve doğal olaylardan saydığını kanıtlı- yor. Dünya sorunlarıyla uğraşmaktan yorgun düşen Dışişleri Bakanımızın haberi yok! Troyka'nın olaylara sert tepki göstermeye hazır- landığı kulağına fısıldanıyor. Içişleri Bakanı Ak- su'dan bilgi alıyor ve.. Lüksemburg Dışişleri Baka- nı Asselborn, olayların (tabii şiddetin) "kabul edi- lemez" olduğunu söyleyince; Gül, eylemi kışkırtan- lardan söz ediyor, şiddet uygulamaianna değinmi- yor bile. *•• Toplantıların olumlu geçtiğini bizimkiler diledik- leri kadar söyleyedursunlar. Troyka burada her ka- demedeki AB yetkilisınin söyleyegeldiklerıni yine- ledi: Reformlarda hız düştü, uygulama yeterli de- ğil! Dini özgürlükten kadın ve kültürel haklara ka- dar bir yığın yeni istekler öne sürdü. Ya Kıbrıs? Ya, protokol görüşmeleri ne âlemde? Aylardır aynı davulu çalıyor bizim ikili: Protokolü im- zalamak Güney Kıbrıs'ı tanımak anlamına gelmez! Ama AB, bu ifadeyı rezerv diye protokol metnıne almıyor. Bizimkilerse ayrı bir deklarasyonla tanı- mayı tanımayacaklarını yineliyor; AB ise 1 - Tanıma- dığınız bir ülkeyle protokol imzalamanın tanıma an- lamına geleceğini, 2- görmezlikten geleceği dek- larasyona karşı sadece kuzeye öngördükleri yar- dımları gerçekleştirmeye çalışacaklarını söylemek- le yetiniyor. Şiddet olaylarını ancak AB tepkisiyle (baskısıy- la) görebilen, duyarlı konularda artık olumlu adım atamayan bu hükümet... Şayet başarıh bir hükü- metse.. başarısızından Allah korusun! 'Yeşil sermaye' önergesine hayır • ANKARA (Cumhuriyct Biirosu) - CHP Istanbul MilletvekiliBihlun Tamaylıgirin "halktanparatopla- dıktan sonra batan yeşil sermaye holdinglerinin araştı- nlması" için iki yıl önce verdiği önergenin öne alın- nıası istemi AKP'nin oylarıyla reddedildi. AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz 2.5 yılda toplam 256 araş- tırma önergesi verildiğini, halen 213 önergenin giin- demde beklediğini anlattı. Kapusuz, yeşil serınayenın araştırılmasının bugiin ıçın uygun olmadığını söyledı. Unakıtan 58 önergeyi yanıtladı • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Maliye Baka- nı Kemal Unakıtan, TBMM Genel Kurulu'nda, 58 so- ru önergesine 1 saat 20 dakikada yanıt verdi. Önerge- lerin okıınması 1.5 saat sürdü Unakıtan, önergeleri ya- nıtlamak üzcre kiirsiiye gelince, "Mılletvekillerı, bü- tün sorulannı Maliye Bakanı'na soruyorlar" dıye esp- ri yaptı. Unakıtan,Tekel depolarında 12 nıilyon 720 bın kilogram ihtiyaç fazlası liitiin bulunduğunu bildirerek "Uerkesgeliyor,MaliyeBakanı'ndanparaıstıyor 'Ma- liye Bakanı söz verdi' diyorlar. Kimseye söz vermedim. Ben artık söz vermemeye söz verdim" dıyc konuştu. Babacan: Stand-by için tarih yok • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda millervekıllerinın sözlü sorulannı yanıtla- yaıı Devlel Bakanı Ali Babacan, "IM1'den 2003'te 1.77, 2004'te 1.17 olmak üzere toplam 2.9 milyar do- lar kredi alındığını, geri ödenıe olarak 6.5 milyar do- ları anapara, 1.9 milyar doları f'aiz olmak üzcre toplam 8.4 milyar dolar ödendiğıni" bıldirdi. Babacan, "İMF ile yapılacak stand-by anlaşması ıçin henüz bir tarih ol- madığını, 4 yasal düzenlemenin gerçekleşmesinden sonra bu konuda start veıilebileceğini" söyledi. Sarıyer'de sinevizyonlu kumarhane IİSTANBUL (AA) - Sarıyer'de düzenlenen operas- yonda, uydu sistemiyle kurulan kumarhane ortaya çı- karıldı. Bir spor tesısınin üst katındakı lokalin, 600 mctre uzağındaki bir villada kurulan rulet masasında- ki görüntünüıı uydu aracılığıyla sinevı/yon şeklinde ak- tarılmasıyla kumarhaneye dönüştürüldüğü öğrenildi. Operasyonda gözaltına alınan 14 kişi ifadelerinin ar- dından serbest bırakıldı. Operasyon sırasında 2. kattan atlayan eski bir hakemın bacağını kırdığı ileri sürüldü. TRT'den 'İzleniyoruz' açıklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT Genel Müdürlüğü'nden gazetemize gönderilen açıklamada "kadrolaşma ve sansür" savlarıyla yayınların izlenme- diği değerlendirmelerinin "gerçeği yansıtmadığı" bil- dirildi Açıklamada "Kurumumuzun tarafsız bilimsel kuruluşlara yaptırdığı bazı araştırmalarda TRT yayın- lannın oldukça yüksek izlcnme payına sahip olduğu gö- rülmüştür" denildi. Gazetemizde 23 Şubat 2005'teya- yımlanan TRT'yle ilehabere ilişkin olarakyapılanaçık- lamada da, haberde yer alan CIIP milletvekili Emin Koç'un "kurumda paylaşım sorunu ve kavgası oldu- ğu, israf, dizi pazarlıkları yapıldığı" değerlendirmele- rinin "tamamen hayal mahsulü olduğu" kaydedildi. Avrupa'dan sertyanıt AP9 Kretschmer veSchmifin 'Türkiye'ninyavaşladığı'yönündeki uyarılarına 'Onlar kim oluyor kVdiye çıkışan GüVü AB Komisyonuy na hakaretle suçladı Haber Merkezi - Avrupa Parla- mentosu (AP) Sosyalist Grubu, Hans-Jörg Kretschmer'intüm ko- misyonu temsil ettiğini belirterek Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü "hakaretle" suçladı. AP'nin sayıca en kalabalık iki grubu olan Hıristiyan Demokratlar ile Sosyalistler, dün Strasbourg'da yaptıklan açıklamalarla Gül'ün AB Komisyonu Türkiye delegasyon şe- fi Kretschmer'e yönelik "O da kim oluyor" sözlerini sert bir dille kına- dı. AP Hıristiyan Demokrat grup başkanı Alman parlamenter Hans- Gert Pöttering, Gül'ün Kretsch- mer'e yönelik sözlerini "Olgun bir insan olarak bildiğimiz sayın Dı- şişleri Bakanf nın AB temsilcisi- ne yönelik tavrını tuhaf buluyo- ruz" ıfadelerini kullandı. Gül'e bu konuda bir sert eleştin de AP Sos- yalist grup başkanı, Alman parla- menter Martin Schulz'dan geldi. Schulz, Gül'ün Kretschmer'e yö- nelik sözlerini "Anlaşılır gibi de- ğil" değıl diyerek "hakaret" ola- rak niteledi. Kretschmer'in Anka- ra'da tüm AB'yi temsil ettiğini be- lirten Schulz, "Ankara ve Istan- bul'da son günlerde olup bitenle- ri kaygıyla karşılıyoruz" dedi. Al- man parlamenter, "Türkiye, AB Komisyonu'nun politik denetimi altında olduğunu unutmamalı- dır" şeklinde konuştu. Öte yandan, 6 Mart Pazar günü tstanbul'da polisin kadın gösterici- lere karşı "aşırı güç" kullanmasıy- la ilgili tartışmalar da AP'de geniş yankı uyandırmaya devam ediyor. AP Başkanı Josep Borrell'in ar- dından tüm politik gruplar olayı sert bir dille protesto ederekTürk hükü- metını olayın sorumluları hakkında soruşturma açmaya çağırdı. 'Polis dayağı, Türkiye'nin durumunu gösteriyor' Genel olarak Türkiye'nin AB üyeliğine taraf tüm gruplar "Bu olaylar Türkiye'de reformların uygulanması için AB'nin sıkı de- netinıinin şart olduğunu gösteri- yor" yorumunda bulunurken, An- kara'nın üyeliğine muhalif gruplar "tstanbul'daki olaylar Türki- ye'nin Kopenhag politik kriterle- rini uygulamaya koymadığının göstergesi" şeklinde konuşuyor. AB ÎLE MÜZAKERE SÜRECİ Rehn'den Kıbns şartı tSTANBUL (AA) - AB Komisyonu'nun Ge- nişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, "Av- rupa-Türkiye müzakerelerinde yeni bir sayfa açma konusu, Kıbrıs Cumhuriyeti ile iyi ilişkilerle de ilintilidir" dedi. Rehn, "Ekinı 2004'ten bu yana yapılan ve ileriki çalışmalarda Türkiye, Ankara Anlaşması Protokolü'nü imzalayarak yeni üyelerin üyeliğini bu şekilde teyit etmiş olacak. Bu, Avrupa Konseyi'nin müzakerelerin başla- ması için koyduğu önemli önkoşullardan biridir" uyansında bulundu. AB Komisyonu'nun Genış- lemeden Sorumlu Üyesi Rehn,TÜSİAD'ınevsahip- liğinde gerçekleştirilen top- lanttda yaptığı konuşmada, I ürk tarafının yerine getır- mediği bazı sözler bulundu- ğunu savundu. Bunlann ka- bul edilemez olduğunu ifa- de eden Rehn, "Gümrük Birliği'ne uymayan davra- nıslaı var. Mesela ilaç sek- töründe ıniilki haklar ve telekomünikasyondaki it- hal lisanslar...Aynı şekilde birkaç yıldan beri et itha- latı durdurulmuş vaziyet- te. Müzakerelere başla- makta olan bir ülkeden bunları görmek bi- raz şaşırtıcı. AB, bir gül bahçesi değil ama Avrupa şirketleri için eşit ortam yaratmaya çalışır" diye konuştu. Olli Rehn, Türkiye'nin AB'ye girişinde yolun vırajlı olacağını da be- lirterek "işkenceye sıfır tolerans, çok karar- lı bir şekilde Türk Devleti'nin her kademe- sinde uygulanmalı ve işkencenin kalan izle- ri de yok edilmelidir" dedi. Daha sonra gazetecilerin sorulannı da yanıt- layan Olli Rehn, Türk tarafının üyelik süreci- ni hızlandırmak için ne gibi adımlar atması gerektiği sorusuna karşılık "Süreci hızlan- dırmanın kısa vadede en iyi yolu Ankara Anlaşması'mn adaptasyon protokolünü paraf edip imzalamaktır" yamtını verdi. Gül,TÜBlTAK'ı ziyareti sırasın- da Kretschmer'in "17 Araük son- rası dağınıklık olduğu ve özellik- le uygulama alanında ilerleme kaydedilmediği" eleştirilerininso- rulması üzerine "Ne yani ben Dı- şişleri Bakanı olarak, Başbakan Yardımcısı olarak Kretschmer'in söylediklerine cevap mı verece- ğim burada? Kim oluyor ki Kretschmer?" demişti. Gül, aynı tepkiyi rîafta başında Türkiye'yi ziyaret eden Lüksem- burg' un AB Bakanı Nicolas Schmifin uyarılanmn anımsaül- ması üzerine de göstermiş ve şöyle konuşmuştu: "Baktım manşetler Lüksemburglu bakan ikaz etti fa- lan. Kim oluyor ki,Türkiye'yi ni- ye ikaz edecekmiş? Neyi edecek?" Kabineye onay KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş, CTP-DP koalisyon hü- kümctinin kabinesini onayladı. CTP lideri Mehnıet Ali Talat, ka- binenin 17 Nisandaki cumhurbaşkanlığı se- çimine kadar görev ya- pacağını söyledi. CT- P'nin cunıhuı başkan- lığına aday gösterdiği Talat'ın seçilmesi dıı- rumunda CTP Genel Sekreteri Ferdi Sabit Soyer başkanlığında yeni hükümet kıırula- cak. 11 bakandan olu- şan yeni kabinede 3 bakanla temsil edilen DP'nin Genel Başkanı Serdar Denktaş, baş- bakan yardımcıhğı ve dışişleri bakanlığı gö- revini yürütecek. (AA) Talat veAKEL Genel SekreteriHristofyas bir araya geldi: Adada diyaloğa devam Dış Haberler Servisi - KKTC Başbaka- nı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Ge- nel Başkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Meclis Başkanı ve Akel Partisi Genel Sek- reteri Dimitris Hristofyas KKTC'de bir ara- ya geldi. Görüşmeniıı ardından yapılan açık- lamada, Annan Planı temelinde görüşmele- rin yeniden başlaması için diyaloğa devam edileceği belirtildi. Görüşme için Hristofyas ve beraberinde- kiler Ledra Palas Sınır Kapısı'ndan herhan- gi bir işlem yapılmadan KKTC'ye geçti. He- yet, Sınır Kapısı'nda CTP yetkilileri, görüş- menin yapıldığı CTP merkezinde ise Talat tarafından karşılandı. Yaklaşık bir buçuk sa- at süren görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Talat, üst düzey- de diyaloğu sürdürme karan aldıklarını belirterek "Bu diyalog, çözümü hedefle- yecektir" dedi. Hristofyas ise "CTP'ye zeytin dalı getirdik" diyerek "görüşme- nin, Kıbrıs sorununa Annan Planı te- melinde iki toplumlu, iki bölgeli federal çözümü getirecek açık görüşe dayalı üst düzeydcki bir diyaloğun ve uzlaşının başlangıcı olması" dileğinde bulundu. 'Annan Planı'nda değişiklik şart' Hristofyas, Annan Planı 'nda Rum tarafının değişiklik talepleri olduğunu ifade ederek "Bu değişiklikler olmalı ki planı halkımı- za kabul ettirebilelim" dedi. Talat, Rum ga- zetecilerin, Papadopulos'un Gazi Magosa Limam'nın ortak kullanılması yönündeki önerisiyle ilgili sorusuna, bu önerinın güven arttırıcı önlemlerle ilgisi olmadığını söyledi. Hristofyas ise bu konunun geniş çerçevede ele ahnması gerektiğini belirtti. Hükümetin, Gümrük Birliği'ne uyum protokolüne 'şerh' koyma isteği onaylanmadı , Türkiye'yi sıkışttrdı EBRU TOKTAR ANKARA - AB Troykası, Güm- rük Birliği'ne uyum protokolünün Güney Kıbrıs'ı tanıma anlamına gelmcyeceğini "şerh düşerek" kayda geçirmek ısteyen Türkiye'nin talebine olumsuz yanıt verdi. Tek taraflı deklarasyonla yetinmek zo- runda kalacak olan Ankara, proto- kolü imzalamadan önce BM nez- dinde girişimlere başlıyor. Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan, yann güvenlik zirvesine katılmak ama- cıyla gideceği Madrid'de BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile görüşmek istiyor. Türkiye, 2-3 hafta içinde protokolü imzalayacak, ancak pro- tokolün TBMM'den onay alma sü- recini geciktirecek. AB Troykası, Gümrük Birliği'ne uyum protokolünü "Kıbrıs Cum- huriyeti" adıyla Güney Kıbrıs'ı da kapsayacak şekilde genişletmesini istediği Türkiye'nin itirazlarını dik- kate almadı. Protokolü 2-3 hafta içinde ımzalayacağını taahhüt eden Türkiye ise zamaıı kazanmaya çalı- şıyor. Türkiye protokolün imzalan- masının "yürürlüğe girme" anla- mına gelmediğini, uluslararası me- tinlerinTBMM'ninonayındangeç- mek zorunda olduğunu savundu. Türkiye, 17 Arahk'ta protokolü onaylama değil, imzalama yönünde taahhüt verdiğini anımsattı. Türki- ye, protokolü AB Parlamentosu ve Konseyi'nin onaylamasından son- ra TBMM'ye getirmek istiyor. AB memnun olmadı AB Troykası ise bu yaklaşımdan memnun olmadı. AB Dönem Baş- kanı Lüksemburg'un Dışişleri Ba- kanı Jean Asselborn, "protokolün imzalanmasından sonra olumsuz beyanlara girilmemesini, imzanın hiçbir anlama gelmediğinin savu- nulmamasım" istedi. Troyka, KK- TC'ye yönelik ızolasyonun kaldı- rılmasını öngören tüzüklerin onayı- nı ısc Gümrük Birliği Ek Protoko- lü koşuluna bağladı. "Önce Güm- rük Birliği'ne uyum protokolünü imzalayın" koşulunu getiren AB Troykası, "böylece ellerinin güç- leneceğini" savundu. AB Troykası, Kıbrıs Cumhuriye- ti'nin sadece güneyi temsil ettiği, kuzeyi kapsamadığını protokole koymak isteyen Türkiye'nin talebi- ne de yanaşmadı. AB'nin, bu ifade- yi protokole koymak yerine, Türki- ye'ye ayrı bir yazılı metinle verme- ye yeşil ışık yaktığı öğrenildi. AB Troykası, Kıbrıs'ın AB ve NATO arasındaki stratejiktoplantı- lara girmesini engelleyen Türki- ye'nin bu tutumundan vazgeçmesi- ni de istedi. Karşı taraftan adım bek- lediklerini söyleyen Türkiye, adada çözüm olmadan harekete geçmeye- ceği mesajını verdi. Annan'dan randevu talebi Bu gelişmeler nedeniyle sıkışan Türkiye, BM çatısı altında adadaki sorunun çözümü için arayışlarını hızlandırdı. Erdoğan, yann Mad- rid'de Ispanya Kralı Juan Carlos'un himayesinde Madrid Kulübü tara- fından düzenlenen "IJluslararası Demokrasi, Terör ve Güvenlik" konulu konferansa katıhyor. Erdo- ğan'ın burada Kıbrıs sorununun çö- zümü çerçevesinde Annan ile görüş- mek istediği belirtildi. Dışişleri Ba- kanlığı, bu özel görüşme için An- nan'dan randevu almaya çalışıyor. Erdoğan, Ispanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero'nun da- vetiyle topîantıya katıhyor. VVashlngton Tlmes: ABD aleyhtarı hava Erdoğany dan WASHINGTON (ANKA) - Türki- ye'de, 1990'h yıllar boyunca hâkim olan ABD taraftan havanın, "Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan ve onun Islamcı eğilimli partisi" iktidara ge- lince bozulmaya başladığı öne sürü- lürken Türk basınında ABD aleyhtan yazılar kaleme alan bazı yazarlar ad ad değerlendirildi. The Washington Times gazetesinde Arnaud de Borchgrave imzasıyla y- er alan haberde, "Eski müttefik Tür- kiye'nin son zamanlarda küresel an- ti-Amcrikancılık yarışında altın ma- dalyayı ele geçirdiğini kimse fark et- medi" denildi. Yazıda, "Türkmedya- sı tarafından yayınılanan uzun ya- lanlar listesini ve çarpıtmaları oku- yunca, altın madalya pek de sürpriz değil" ifadesi kullanılırken, "Usame bin Ladin'in 11 Eylül 2001'den bu yana 19 ses ve görüntü bandında söyledikleriyle bazıTürk yazarların yazdıkları arasındaki farkı ayırt et- mek çok zor" denildi. Yazıda, Milli Gazete yazarlanndan SüleymanArif Emre ve Burhan Boz- geyik'in yanı sıra Radikal yazan Nu- ray Mert ve Dünya yazan eski Izmir Belediye Başkanı Burhan Özfatu- ra'nın yazılarından alıntılar yapılarak ABD karşıtı görüşlere örnekler veril- di. ABD'ninbukonudakipolitikasının işe yaramaz biçimde savunmaya dö- nük olduğu eleştirisi yapılan yazıda, Türkiye'deki anti-Amerikancılığın gö- receli olarak yeni bir olgu olduğu be- lirtildi. 1990'lar boyunca, Türk kamu- oyunun yüzde 60'ının ABD ve onun politikalanna ilişkin lehte görüşlere sa- hip olduğuna dikkat çekilen yazıda, "Hava, Erdoğan ve onun Islamcı eği- limli iktidar partisinin gelişiyle bo- zulmaya başladı" denildi. "Türkpa- ranoyası"nın, ABD'nin petrol zengi- ni bir Kürdistan devleti yaratmayı iste- diği yönünde kuşkularbeslediğine dik- kat çekilen yazıda, "ABD'nin niyetle- rine ilişkin dezenformasyon Türk medyasındaki yabani otlar sayesin- de tekrar tekrar yeniden su yüzüne çıkıyor" eleştirisi yapıldı. SÖYLEŞİATTİLİİLHAN \..men dakka dukka!..' • Baştaraft Arka Sayfada nebilere geniş imtiyazlar tanıyan bir politika uygulanması, hızlı bir üretim artışı sağlayabilir. (buraya dikkat!) An- cak, herşeyden önce Cumhuriyet yö- netiminin, mutlu yalnızlık ve mutlak bağımsızlık tırtkularından vazgeçme- si gerekmektedir..." (The Economist, 11 Nisan1925) 'c/ Türkiye'nin doğusundaki eko- nomik, daha doğrusu tarımsal geri- leme; Ankara Rejimi'nin geleceğini tehlikeye atacak ölçüye varmış du- rumdadır, (buraya dikkat!) ve Türk Hü- kümeti bu konuda, danışmanlık ve yardım için ecnebilere başvurmadığı takdirde; zaten az sayıdaki nüfusun ürettiği verimsiz ürünlerin, daha da düşmesi kaçınılmaz olacaktır..." (The Economist, 26 Haziran 1926) Evet! 'Arabın derdi kırmızı pabuç!' Londra basınında da, New-York bası- nındaki, aynı Derviş'infikri vezikri; da- ha dolaylı görünse de, aynı muhayye- lesizlik!) 'Zarûrl' bir tedblr mlydl? Sanırım, Terakkiperver Fırka'nın Programı'ndaki iki önemli madde, asıl bu ışık altında gerçek anlamını bu- luyor ve hareketin mâhiyetini gerçekten kuşkulu kılıyor: "...madde/2: 'Hürriyetperverlik, yâ- ni Liberalizm ve halkın hâkimiyeti, yâ- ni Demokrasi, Fırka'nın meslek-i as- lisidir". "madde/40: Tamamen imâra muhtaç olan memlekette, (buraya dik- kat!) yalnız kendi servet ve sermâye- siyle yaşamak fikrinin doğru olmadı- ğına inanıyoruz; asayişin sağlanma- sı, sükûn ve istikrâr ile (buraya dikkat!) ecnebi sermayesine gösterilecek hüsnükabul, herkese güven telkin ederek; harap memleketimizi hızlı adımlarla geliştirmeye gayret edece- ğiz..." Insanın havsalası, 'Istiklâl Harbi'nin 'öncü kadrosu'ndan, bellibaşlı 'Paşa- /ar'ın; - Terakkiperver Fırka olayında, günümüzün bazı NATO Paşaları gibi davranmış olmasını, nasıl almıyorsa; Gâzi'nın, daha sert ve radikal gördüğü Ismet Paşa'yı derhal Başvekilliğe geti- rerek, 'zecri tedbirler almış olmasını' (Takrir-i Sükûn Kanunu) zamanında alınmış, 'zaruribirtedbir' olarak görü- yor... Aksi halde 'inkılap' elden gidecekti! Gitmedi mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle