22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA H i J v U i l V / I T J J . ekonomi(&cumhuriyet.com.tr 13 Güçlerini birleştiren 8 şirket, 25 milyon dolarlık bilişim ihracatını üçyılda 100 milyon dolara çıkarmayı hedefliyor Soldan sağa: GVZ Şirket Müdiirü Scılim Büge, Mobilera Satış Müdürii Selçıık Kumbasar, Nelsis Genel Müdürii Murat Ihlamur, Obase Genel Müdiirü Bülent Dal, Koç Sıslem Genel Müdiirü Gökhan Akça, Infotech 'len Selçuk Ilıkcan, Prizma Genel Müdürii Tunccıy Kökscıl, Soft Genel Müdürii Erdal Kılıç, Platform 360 Sözcüsü ve Koç Sistem Çözüm ve Iş Geliştirmeden Sorumlu GMY Cihan Esassolak. Gelecek içingüçbirliği• Platform 360 adıyla yeni bir oluşumda birleşen 8 bilişim şirketi, yurtiçinde istihdam, ihracat ve ekonomik büyümeye katkı sağlamayı hedeficrken entelektüel sermayeyi de yurtdışına açmayı planlıyor. Ekonomi Servisi - Bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösteren yüzde 100 Türk sermayeli 8 şirket, stratejik işbirli- ğine giderek, bılgi birikimi, deneyim ve teknolojik güçlerini "Platform360" adı- nı verdikleri yeni bir oluşumda birleştir- diler. Bilgi sistemleri gereksinimlerine tiim yönleriyle çözüm bulmayı hedc- fledikleri için adını 360'tan alan, Plat- form 360 çatısı altında, GVZ, Infotech, KoçSistem, Mobilera, Netsis, Obase, Prizma ve Soft şirketleri yer alıyor. Türkiye'nin bilgi teknolojilerinde sa- hip olduğıı entelektüel sermayeyi yıırt- TÜRKİYE KAZANÇLI ÇIKACAK FAALİYET ALANLARI FARKLI Irlanda, tsrail ve Hindistan örneklerini veren Akça'ya göre, yazılım sektöründe 'yeni yüzyılın kahvesi' olarak adlandınlan Kostarika örneği çok etkileyıci. Nüfusu 4 milyon olan ülkede 4 bin kişi 150'nin üzerindeki bilişim sektörü şirketinde çalışıyor. Ülke bilişim ihracatını 5 yılda 500 milyon dolara çıkarmayı hedeilıyor. Türkiye de bilişimi ulusal stratejik sektör olarak ilan edebilir. Devletten alacağı cesaretle Platform 360 gibi daha çok sayıda girişim Türkiye'nin istıhdamına, ihracatına katkı sağlayabilir. Platform 360 çatısı altında işbirliği yapan kuruluşlardan GVZ, ses teknolojileri, Infotech haritacılık alanında uz- manlaşmış bir şirket KoçSistem, iş gereksinimlerine yö- nelik çözüm ve hızmet sağlıyor Mobilera, mobil tekno- loji ürünleri geliştiriyor. Netsis, 20 bıni aşkın müşterisine kurumsal çözümler sunuyor. Oba.se, perakende ve akıllı e-iş çözümlerinde öne çıkıyor Prizma, radyo frekanslı tanımlama sistem çözümlerı gerçekleştiriyor ve sistem entegratörlüğü yapıyor. Soft ise lojistik ve taşımacılık sektörüniin eıı büyük bilgi sistemleri şirketlerınden dışına açmak vizyonuyla yola çıkan Plat- form 360, sektöre örnek bir işbirliği mo- deli oluşturuyor. Platform, 25 milyon do- lar olan ihracatı üç yılda dörde katlama- yı planlıyor. Ortaklarının toplam bıni aş- kın çalışanı ve 170 milyon doların üze- rinde cirosu bulunan Platform 360, ulu- sal ya da uluslararası pazarda faaliyet gösteren her sektördekı müşterisinin tüm bilgi sistemleri ihtiyaçlarını tek noktadan karşılamayı hedefliyor AB ve Dünya Bankası fonlu projele- re verecekleri teklifler ve kazanacakları projelerle bilişim ihracatının artmasında öncülük yapmayı planlayan Platform 360'ınihracattahedeflediğiöncelikliül- keler arasında Rusya, Kazakıstan, Azer- baycan, Ukrayna, İran, Sııudı Arabistan, Mısır, Israil, Bulganstan, Romanya, Yu- nanistan, Hollanda, KKTC, Afrika ül- keleri ve ABD yer alıyor. KoçSistem Bilgi ve tletişim Hızmet- leri AŞ Genel Müdürü Gökhan Akça, tyaptığı konuşmada, ekonomik ve siya- si istikıarla bırlikte esen iyimser havanın tüm sektörler gibi bilişim sektörüne de olumlu yansıdığınr söyledi. 2004'te 2.2 trilyon avroya ulaştığı tah- min edilen dünya bilişim pazannın bu yıl yüzde 6 büyüme ile 2.3 trilyon avroluk bir hacnıe ulaşmasının beklendiğini kay- deden Akça, Türkiye BT pazar hacmi- nin de 2.2 milyar dolardan 2.7 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmasının öngö- rüldıiğünü anlattı. Yazılım sektörünün gelışmekte olan ülkelerde büyümeyi sağlayabılmek için yeni stratejilere ihti- yaç duyduğunu dile getiren Akça, ülke- nın rekabet avantajıyla uyuşan niş alan- larla dünya pazarlanndan daha fazla pay alabılmek için "gelecekte düşünmek" kavramının ilk tohumlarını Platform 360 oluşumuyla attıklannı vıırguladı. Metin Yurdagül, Kalbim Yağ'ı (anıttı. Ülker'denyeni ürün: Kalbim Yağ Ekonomi Servisi - Kısa bir süre önce 'Terem' ve 'Bizim Yağ' ile margarın pazarına giren Ülker, önümüzdeki günlerde pi- yasaya çıkacak yeni ürii- nü 'Ülker Kalbim Yağ'ı basına tanıttı. Çırağan Sarayı'nda düzenlenen törende konuşan Ülker Gıda Grııbu Başkanı Me- tin Yurdagül, margarinde çesitli sağlık formülleri geliştirerek kalp sağlığı- nı etkilemeyen bir ürün çıkardıklarını söyledi. Ülker Kalbim'in temel besın değerinin ötesinde faydalar sunan bir ürün olarak tasarlandığını söy- leyen Yurdagül," içinde- ki Omega 3 ile Omega 6 yağ asitleri ve doy mus. yağ oranı diişük fornıülü ile Kalbim ycdiden yetmişe tüm ailc fertlerinin kalp ve damar sağlığımn ko- runnıasına yardimcı ola- cak" dedi. Türkiye piya- sasında paket margarin- de birinci olduklarını ha- tırlatan Yurdagül, "Kâse margarinde ikinciyiz. Bu nedenlc şu anki hcdefi- nıiz Kâse margarindcki pazar payımızı arttırmak ve birinciliği ele geçir- mektir" dedı. 'Ülker Kalbim Yağ'ın 250 gramı 95 kuruş, 500 gramı ise 176 kuruş ola- rak belirlendi. OCAKTA ARTIŞ YÜZDE 6.8 Sanayi 2005 'e hızlı girdi ANKARA (ANKA) - Sanayi sektörü, geçen yılki hızlı üretim artışın- dan sonra 2005 yılına da üretimini büyüterek baş- ladı. Ocakta üretim, Kur- ban Bayramı tatili nede- niyle verilcn araya rağ- men geçen yılın aynı ayı- na göre yüzde 6.8 artış gösterdi. Ocakta, maden- cilik sektörünün üretimi yüzde 16.1, imalat sektö- rü üretimi yüzde 7.1 artış kaydederken elektrik, gaz ve su sektörünün iire- tıminde ise yüzde 1.3 oranında artış yaşandı. Geçen yıl ocakta ma- dencilik sektörünün üre- timi yüzde 10.2 azalmış, imalat sanayiinin üretimi yüzde 5.6, elektrik, gaz ve su sektörüniin üretimi ise yüzde 7.1 oranında artmıştı. " AB'DEN TÜRKİYE'YE: GB 'nin engellerini kaldırın Ekonomi Servisi - AB, Türkiye'den iki taraf arasındaki gümrük bir- liğinin sorunsuz bir şe- kilde işlemesini engel- leyen kısıtlamaları kal- dırmasını istedi. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesiOIHRehn, "Genel olarak gümrük birliği- nin sağladığı başanya rağnıen.. ne yazık ki Türk tarannın halen ye- rine getirmediği taah- hütler bulunmaktadır. Bunlar kabul edilemez" dedi. Rehn, fikri hakla- rayönelik ihlalleri, tele- komünikasyon sektö- ründe lisans ithalini sağ- layan gereklilikleri ve AB'den ihraç edilen se- ramik, tekstil ve et ürün- leri üzerine konulan kı- sıtlamaları eleştirdi. 'Enflasyonu -0.6'ya indirdik' diyen Tansaşyönetimisektördeyabancılara şans tanımıyor: Herkes evinde güçlüdürEkonomi Servisi - Yabancı perakende zincirlerinin Türki- ye pazarında faaliyet göster- melerinin organize perakende sektörünün gelişmesi açısın- dan olumlu olacağını belirten Tansaş Yönetim Kurulu Baş- kanı Aclan Acar, ancak pazarı ele geçirmelerinin mümkün ol- mayacağını, çünkü herkesin kendi evinde güçlü olduğunu söyledi. Tansaş'ın 2004 bilançoları- nın açıklandığı basın toplantı- sında konuşan Acar, "Organi- ze perakendenin payı hâlâ yüz- de 36'larda ve çok küçük. Ya- bancılann gelmesiyle organize perakende sektörünün pazar- daki payı büyüycccktir. Keşke NValmart da gelse, başkalan da gelse" dedi. Ancak yabancüarın pazara hâkim olmalannın güç olduğu- nu kaydeden Acar, "Herkes evinde güçlüdür. Carrefour Fransa'da, Walmart ABD'de, Tesco tngiltere'de güçlü. 1980'lerde yabancı bankalar gelmeye başladığında da piya- salara hâkim olacaklanndan korkuldu. Anıa bugün hâlâ ilk dörtte yerli bankalar var" diye konuştu. Yabancı firma- Tansaş Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar ve Genel Müdürü Servet Topaloğlu, toplanuda şirketin 2004 bilançosunu açıkladüar. ların Türkiye'de büyüyebilme- lerinin tek yolunun yerli firma- larla işbirliği yapmak olduğu- nu kaydeden Acar, "Gelip pa- zar payı almaya çalışacaksınız. Alırsınız anıa bedeli çok olur" dedi. Asya ve Doğu Avrupa'nın, uluslararası perakendeciler ta- rafından 10 yıl içinde ele geçi- rildiğini söyleyen Tansaş Ge- nel Müdürü Servet Topaloğlu ise "Türkiye'de de böyle bir pa- zar var zannediyorlardı anıa yok. 3 bin yıklır ticaret yapıhyor bu ülkede" dedi. 'TEMETTÜ DAGITABİLİRİZ' Aclan Topaloğlu, 2004 'te TÜFE yüzde 9.3 artarken Tansaş 'ta fıyatların yıızde 0.6 düştüğünü söyledi. Dolar hazında satışların yüzde 48 artışla H01 milyon dolaru ulaştığını ifade eden Topaloğlu, şu bilgileri verdi: ^ Net salışlar yüzde 25 artışla 1 milyar 75 milyon YTL'ye ulaştı. \/ Faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr 50.1 milyon YTL'ye çıktı */ Son 2 senede operıısyonel kâr dolar bazında 5 'e katlanarak 37 4 milvon dolar oldu. }/ 2004 te giinlük ortalama müşteri savısı yüzde 18 artışla 212 bin 812 oldu. \/ Tansaş 'ın metrekare başına j giinlük cirosu yılda reel yüzde 33 artış gösterdi. */ 2005 sonunda büyük ihtimalle temettü dağıtmava başlayacağız. %/ Son 2 yılda 24 bin metrekare satış alanına sahip 32 veni mağaza açıldı ve toplam 46.1 milyon dolar vatırım vapıldı. Aynı dönemde 25 bin metrekare satış alanıysa verimsizlik nedeniyle kapatıldı. SELO, PAKİSTAN TELEKOM'A EL ATTI YAPI KREDİ FAİZİ İNDİRDİ VADEYİ UZATTI Ekonomi Servisi - Turkcell, Pakıstan Telekom'un özelleştirilmesi . • - ihalesinde ön eleme aşaması ~ '-^ yeterlilik başvurusunda bulundu. Turkcell'den iMKB'ye gönderilen açıklamada, şirketin telekomünikasyon alanında yatırım potansıyellerini değerlendirmek üzere çevre ülkelerde oluşan fırsatları takip ettiğı belirtildı. Açıklamada, "Şirketimiz potansiyel yatırım firsatlaruıa yönelik gerekli takip, incelcme ve çanşmalan tamamlayıp, ilgili projclcri yönetim kurulu nezdinde de değerlcndirdiktcn sonra oluşabilecek öncınli gelişnıcleri kamuya duyurmaya devam edecektir" denildi. EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Sıcak Pana Akımları, Dış Borçlar ve Reel Kur 'Sıcak para' (kısa vadeli yurtdışı finansal serma- ye) neden Türkiye'ye akıyor? Geçen haftaki yazı- mızda, Türkiye'nin bir "yeniyükselen piyasa" ola- rak yurtdışı finans piyasalarına yüksek oranlı spe- külatif finansal arbitraj geliri sunduğunu ve böyle- ce büyük hacimli sıcak para akımlarını çekebildiği- ni vurgulamış idik. Bu yazıda bu tür akımların içer- diği istikrarsızlık unsurlarını teknik düzeyde tartış- maya devam etmek istiyorum. Uluslararası finans piyasalarında en yüksek ge- tiriyi elde etme arzusunda olan bir yabancı finansal yatırımcı açısından konuyu düşünecekolursak önü- müzdeki hesap kabaca şu şekildedir: Eldeki 1 do- larlık dövizi dönem başında ulusal paraya (Türk Li- rası'na) verili döviz kurundan çevirip TL bazında en yüksek getiriyi sağlayan finansal araçlarda değer- lendirdikten sonra, vade sonunda elde edilen geli- ri tekrardan dövize çevirip Türkiye dışına çıkıldığın- da "net" kazanç ne kadar olacaktır? Bu işlem boyunca uluslararası spekülatörün fi- nansal geliri Türkiye'deki faiz haddi yükseldikçe ar- tacak, TL'nin yabancı para karşısında değer kay- betmesi durumunda da gerileyecektir. TL bazında- ki faizoranını R, döviz kurundaki (TL/Dolar) artış ora- nını da E olarak gösterirsek, finansal arbitraj oranı [(1 +R)/(1 +E)]-1 olarak tanımlanmaktadır. Bu şekilde uyarılan yurtdışı kökenli kısa vadeli fi- nansal sermaye (sıcak para) hareketleri, Türkiye'nin sağladığı finansal arbitraj getirisi korunduğu müd- detçe ulusal mali piyasalara akmaya devam ede- cektir. Ancak bu tür sermaye akımları özü itibarıy- la mali piyasalarda kırılganlıklar yaratan unsurlar içermektedir ve zaman içinde ulusal ekonomide yeni risklerin doğmasınayapısal zemin hazırlamak- tadır. Söz konusu kırılganlıkların en önemli göster- gelerini ise artan dış ticaret ve cari işlemleri açıkla- rı ile "kısa vadeli dış borçlann merkez bankası dö- viz rezervleri karşısındaki yükselen oranları" oluş- turmaktadır. Aşağıdaki tabloda, Türkiye'de 2001 sonrası dö- nemde yukarıdaki formüle göre hesaplanan finan- sal arbitraj geliri ile dış borç stoku ve kısa vadeli dış borç stokunun Merkez Bankası brüt döviz rezerv- lerine oranı verilmektedir. Son sütunda da toptan eşya fiyatlarıyla indirgenmiş olan reel döviz kuru değeri sunulmaktadır. 2001 2002 2003 2004 Finansal Getiri Oranlan, Dış Borçlarve Reel Kur Kısa Vadeli Spekülatif Kısa Vadeli Dış Borç Stoku, Finansal Getın Dış Borç Stoku Dış Borç Stoku Merkez Bankası Bmt Reel Dove Kuru' !%l (MılyaıJı iMılyar Sj Doveteeraenj».) ıTL'$ 2000-100j 7.0 113 9 16.4 31.8 130.3 164 45.3 145.8 23.0 33 3 153.2' 29.3° Kaynak T C Merkez Bankası Ven Darjıtımı Sıstemı |www tcn a Yıl sonu değeri b 3 Çeyrek ıtıbarıyla 86.8 60 7 68.2 81.4 b gov tr) 100.0 83.1 66.3 55.4 Hesaplarımıza göre, Türkiye 2001sonrasında uluslararası finans piyasalarına yıllık bazda ortala- ma yüzde 30-45 arasında spekülatif kazanç sun- muş durumdadır. Söz konusu spekülatif arbitrajın bir ayağını yüksek reel faizler oluştururken bir diğer unsuru da TL'nin yabancı paralar(özellikle ABD do- ları) karşısındaki reel degerlenmesinden kaynak- lanmaktadır. Eğer döviz kurunun 2001 sonu reel değeri 100 kabul edilirse 2004 sonu değeri 55.4'e gerilemiş gözükmektedir. Yani ABD'de yaşanmak- ta olan enflasyonu göz ardı edersek, 2001'den 2004'e doların TL karşısındaki reel değeri neredey- se yarı yarıya azalmış konumdadır. öte yandan söz konusu dönemde Türkiye'nin dış borçları 113.9 milyar dolardan 153.2 milyar dolara yükselmiştir. Bu arada kısa vadeli dış borç stoku da neredeyse iki misline ulaşmış, merkez bankasının döviz rezervlerine oranı olarak da tekrardan yüksel- me eğilimine girmiştir. 2001 sonunda yüzde 60.7 düzeyinde olan bu oran, 2004 sonu itibarıyla 20 puan yükselerek yüzde 81 'e çıkmıştır. Bu oranın yüksekliği uluslararası spekülatörler tarafından önemli bir kınlganlık göstergesi olarak kabul edil- mektedir. Türkiye son üç yıldır uluslararası finans piyasala- rında giderek artan hacimlerde kısa vadeli dış borç biriktiren bir ekonomi görünümündedir. Sürekli ola- rak yüksek finansal arbitraj getirisi ile uyarılan sıcak para akımları, ulusal mali piyasaların kırılganlığını arttırmakta ve ulusal ekonomi için potansiyel istik- rarsızlık unsurlarını beslemektedir. Ekonomi Servisi - Yapı Kredi Bankası, otomobil ve konut kredisi faiz oranlarını indirdi. Banka, konut kredilerinin faizini yüzde 1.7'den yüzde 1.6'ya düşürürken vadesini 60 aydan 84 aya çıkardı. Yapı Kredi'den yapılan açıklamaya göre, 3-36 ay vadeli YTL otomobil kredisi faiz oranı yüzde 1.75'ten 1.70'e düşürüldü. Banka, 3-60 ay vadede yüzde 1.70 olan YTL konut kredisini ise 7 yıla kadar çıkararak 3-84 ay vadede yüzde 1.60 olarak belirledi. İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK oztem.yuzak@cumhuriyetcom.tr 8 çocuklu bir ailenin çocuğu Nur- can... 17yaşında. "Öte/c/Beyoğ/u"nda yaşıyor. O cıvıl cıvıl, vitrinleri "Kadınlar Günü'ne özel indirim" yazıları ile süs- lenmiş Istiklal Caddesi'nin bir arkasın- da, Tarlabaşı'nın o yoksul, hem Afri- ka'dan hem Güneydoğu'dan göç edenlerin bir arada yaşamaya çalıştığı daracık sokakların birinde. Ben Nurcan'ın Dünya Emekçi Ka- dınlar Günü'nü kutluyorum. Direnci için, okuma azmi için. Çünkü Nurcan okuyor. 7. sınıfta. Nüfus kâğıdı geç çı- kartıldığı için kendinden küçük çocuk- larla aynı sıraları paylaşıyor, okuldan çıkar çıkmaz eve koşup annesinin ye- ni doğurduğu kardeşinin bakımını ve ev işlerini üstleniyor. Baba çoğu za- man işsiz, çoğunlukla doğru dürüst bir şey pişmiyor evlerinde. Nurcan kendi okumakla kalmıyor kendinden küçük kardeşlerinin okumaları için de direni- yor. Birzamanlar Beyoğlu'nda mendil satardı Nurcan. Horlanırdı, dayak yer- di. Oralarda kalsaydı, büyüyüp serpil- dikçe horlamalar, itiklemeler; tacizlere, ellemelere belki de tecavüzlere dönü- şecekti. Dönüşemedi, çünkü tam o sı- ralarda bir "abla" tutuverdi elinden. "Okumak istermisin" diye sordu. Ka- fasını salladı Nurcan, gözleri parlaya- rak. "Abla" gitti Nurcan'ın evine, aile- si ile konuştu, nüfus cüzdanı çıkartma- larına yardımcı oldu, hem ona hem de kardeşlerine. Okula başlattı Nurcan'ı. Sonra da kesilmedi iletişimleri, kimi zaman abla aradı Nurcan'ı telefonla, sıklıkla ise Nurcan, çünkü ablası onun için güven sözcüğüyle eşit anlamlıydı, kısacası tu- tunacak bir daldı. Nurcan şanslıydı. Çünkü birkaç yıl sonra yaşamına bir abla daha girdi. Nurcan Beyoğlu'nda gönüllü bir sivil toplum kuruluşunun açtığı çocuk evi- ne giderdi sık sık. Oyun oynadığı, eğit- Keşke Kadınlar... sel faaliyetlehn öğretildiği, çocukların derslerıne, ailevi sorunlarına çözüm arandığı bir kurum. Işte orada tanıştı ikinci "ablasıyla". "Deniz Abla" Anadolu'nun bir taşra kentinde yetişmiş, Boğaziçi Üniversi- tesi Psikoloji Bölümü'nü kazanmış pı- rıl pırıl bir genç kız. önce staj kapsa- mında gittiği kurumda Nurcan'la ılgi- lenmeye başladı. Staj hatta okul bittik- ten sonra bile sürdü ilgi ve desteği. De- niz şu anda özel bir şirkette çalışıyor, pazar günleri ise mutiaka bir iki saati- ni Nurcan'a ayırıyor. Kimi zaman ders- lerine yardım ediyor kimi zaman so- runlarını çözmesine... Düşünün, 20'li yaşlarının başında, daha kendisi yaşama tutunmaya çalı- şan, aılesinden uzakta bir genç kız. Kendi sorunları, beklentıleri, kurmaya çalıştığı dostluklar, yaşadığı hayal kırık- lıkları içinde... Kendısinden birkaç yaş küçük, ama desteğe muhtaç bir diğer kıza uzatıveriyor elini. Ben Deniz'in Dünya Emekçi Kadın- lar Günü'nü kutluyorum. Bir genç ka- dının, gözlerinin içine bakan bir hem- cinsıne, üstelik kardeşlerini de kucak- layarak destek verdiği için. Nurcan ve Deniz, Dünya Emekçi Kadınlar Gü- nü'nün iki anlamlı somut örneği. Şöy- le bir etrafınıza bakın, nice Nurcan'lar görmeyecek misiniz yanı başınızda. Oyle paralar saçmanıza da gerek yok. İlgi ve destek yetiyor Nurcan'ların ha- yata biraz daha güçlü tutunabilmeleri- ne. Bir yanda, Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün içinden emekçi sözcüğünü atarak "özel günler" kapsamına alıp derhal ticarileştirme olgusu. Alışveriş merkezlerinin, restoranlar ve otellerin bugüne özel indirimler ve programlar sunması. Sürprizler, fitness salonların- dan, güzellik merkezlerinden promos- yonlar... "Bizkadınlaradeğerveririz...", "Kadın kutsaldır, anadır" şablonları içinde yapılan sahtecilikler... Kocaman yalanlar... Diğer yanda kendi halinde küçük da- yanışmalar... Kıyıya vuran on binlerce küçük denizyıldızının elle tek tek top- lanıp denize atılması gibi... Neoliberal politikalardan en fazla zarar gören ke- sim olan kadınlar buna karşı mücade- leyi ancak dayanışma ile verebilirler. Keşke 8 Mart, yıl boyu sürdürülen da- yanışmaların, atılan irili ufaklı adımların bir araya getirilip dev bir dalgaya dö- nüşebildiğibirkutlamagünüolabilse... Keşke 8 Mart'ta tüm kadınlar, bütün alt kimliklerini, siyasi yelpazenin solu olsun, sağı olsun, türbanlısı olsun, tür- bansızı olsun, işçisi olsun, işvereni ol- sun bir kenara bırakıp yalnız "kadın" kimliği ile meydanlara toplansalar, ka- dınailişkin her türlü sömürüye karşı ol- duklarını haykırabilseler....
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle