Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2005 ÇARŞAMBA
EMEKÇI KADINLAR GUNU
Istanbul'daki Kadınlar Günü eyleminde yaşanan polis şiddetini anlayışla karşılamayanlar da çıktı
îktidarda 'cop'kriziANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
İstanbul'daki Kadınlar Günü eylemin-
de polisin şiddet kullanması ve Avru-
pa Birliği'nden gelen tepkiler iktidar-
da tartışmaya neden oldu. Hükümet
Sözcüsü Cemil Çiçek'in "Polisimizi
aıılayışlakarşılamakgerek" açıklama-
sının tersine, bazı bakanlar "polisin öl-
çüsüz davrandığmT vurguladı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardım-
cısı Mehmet Ali Şahin, 2911 sayılı
Toplanü ve Gösteri Yürüyüşleri Yasa-
sı'nda gösterilerin nasıl yapılacağının
düzenlendiğini belirterek yasaya aykı-
n olarak gösteri yapılmasının mümkün
olmadığını söyledi. Yasal olmayan bir
gösterinin yapılması dıırumunda iki
kez uyanda bulunulması, topluluğun
gösteriye devam etmesi durumunda
dağıtılmasının öngörüldüğünü kayde-
den Şahin, "Ancak emniyet güçlerin-
ce, devletin saygmlığına yakışmayan
yöntemlerie dağıülma da yapılmama-
lıdır. Vatandaşlarda yasal çerçeve için-
de davranmak zorundadırlar" dedi.
AB ülkelerinin polisin davranışlann-
daki abartıyı eleştirdiğini kaydeden
Şahin, "Buna benzer görüntüleri biz
PROVOKASYON SAVI
Erdoğan
polisi
savunduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin
grup toplantısındaki konuşmasını 8
Mart Dünya Kadınlar Günü'ne
ayırırken Istanbul'daki olaylarda
"provokasyon bulunduğunu"
savundu. Erdoğan grup
konuşmasında, Türkiyc'de
bürokraside kariyer sahibi kadınların
oranının pek çok Batı ülkesiyle
kıyaslanabilir durumda olduğunu
söyledi. "Bizim medeniyetimiz kadın-
erkek aynmı yapmaksızın insaııı öne
çıkaran, insaııı insan olmaktan dolayı
kıvmctli addeden bir medeniyettir"
diyen Kadınlann karşılaştığı
sorunlann medeniyetimizin taşıdığı
değerlerdeki aşınmayla yakından
ilgili olduğunu söyleyen Erdoğan,
Istanbul'daki olaylan kastederek şu
değerlendirmeyi yaptı:
"Provokasyonlara dikkat etmek
zorundayız. Her an her yerde degişik
şekilde bu riir provokatif eylemler
olabilir. Onun için bütün kanıu
görevlisi arkadaşlarımızın lıassasiyeti
burada çok anıa çok önem arz
etmektedir." Istanbul'daki eylemler
için "Organize bir komplo" değerlen-
dirmesini yapan Erdoğan'ın "İstan-
bul'da 3 ayn grup, mesaj vermek için
böyle bir provokasyon yaptı. Oradaki
niyet kadınlar dcğildi. Biz de insan
haklannı ileriye götürnıck istiyoruz,
bizinı de hedefimiz bu. AB ile iliş-
küerinıizi engellemeye çahşıyorlar"
dediği öğrenildi. Cinsiyet
ayrımcılığına karşı dikkat
gösterilmesini isteyen Erdoğan,
"Karşımıza sosyal sorun olarak çıkan
meselelerin çözümü için toplunı
olarak sürekli bir duyarulığa ihtiyaç
var. Kadına karşı cinsiyet aynmcılığı
yapmak, ırkçıhktan daha ilkel bir
durumdur" diye konuştu.
• tstanbul'daki eylcmdc polisin şiddet kullanması ve
hükümetin olaya yaklaşımı AKP'de farkh görüşlerc nedcn
oldu. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in tersine Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "Ölçüyü zaman zaman
kaçırıyorlar" dedi. Dışişleri Komisyonu Başkanı Dülger dc
"AB normları neyse gereğini yapacağız. Kabul ettirilmeyi
beklemeyelim, kendiliğimizden yapalım" dedi.
çokçaABülkelerinde,ABD'de gördük.
O bakımdan birbirinıizi eleştirirken,
Acaba 'kendimiz nasıl davranıyoruz'
diye sormaklazım. Herkessorunıluluk
bilinci içinde hareket etmelidir" dedi.
'Biz de şoke oluyoruz'
Şahin, AB temsilcilerinin "şoke ol-
duk" sözlerinın anımsatılması üzeri-
ne, "Biz de onlardaki görüntüleri gör-
düğümüz zaman şoke oluyoruz. Za-
man zaman biz de Avrupa'daki görün-
tülerdenşokcolduk" görüşünü dile ge-
tirdi. Şahin, "Polisin nıüdahalesininöl-
çülüolduğunu söyleyebilirmisiniz" so-
rusu üzerine, şu görüşleri dile getirdi:
"Ölçüyü biraz kaçırdıklarını düşünü-
yorum. Zamanzaman kaçırıyorlar. Bu-
nu dağıtırken, kaldı ki dağıtılacak top-
lulukkadınlardan oluşuyor. Hanımla-
ra o şekilde bana göre sert davranma-
ya gerek yok. Biraz daha teenni ile ha-
reket edildiğinde kendüiğinden dagı-
labileceklerini düşünüyorum. Zaman
zaman maksadın aşıldığını, ölçünün
kaçırıldığını düşünüyorum. Bundan
sonra dikkatetmek la/iiıı. Hem bu hak-
kı kullanmak isteyen vatandaşlar hem
de yasalara aykırı toplantı ve gösteri
yürüyüşünü dağıtacak emniyet güçle-
rinin daha dikkatli ohnası lazım."
TBMM Dışişleri Komisyonu Başka-
nı Mehmet Dülger, konuyla ilgili so-
rular üzerine, "Bazı konularda tavırla-
nmzı düzeltmezseniz, AB ciddi olarak
tedbir alacaknr. AB normlan neyse ke-
sin olarakonlan kabul edip,gereğiniya-
pacağız. Eğitimse eğitinı, tedbirse ted-
bir. Başka çözümü yok" dedi. Gösteri
amacı dışındakı pankartlara karşın po-
lisin sabırlı olması gerektiğıni belırten
Dülger, "Bu çeşit şeyler bizde daha ye-
ni. Yaşayarak öğreneceğiz. Onlar da
bir günde gehnedi bu noktaya. Anıa
önemli olan, kabul ettirilmeyi bekle-
meyelim. Biz kendiliğimizden bunu ya-
palırrT görüşünü dile getirdi.
Basına eleştiri
Çiçek'in "Polisianlayışlakarşılayın"
söziine ilişkin soru ü/erıne Mehmet
Dülger, "Herhalde bu söz, polis gitsin
cop kullansın anlamına gelmiyor. Ya-
dırgadığun bir şey oldu; 'Biz, düşene
coplama emri vermedik' deniyor. Eee,
birdecoplamaemriverseydin" diye tep-
kisini dile getirdi.
Uzmanlar nedenlerin incelenmesigerektiğigörüşüna
Aşırı şiddet sadece
eğitimsizlikLe a^ıklaııaııı;
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uzmanlar,
lstanbul'da gerçekleştirilen 8 Mart eyleminde ka-
dınlara karşı aşın güç kullanan polisin davranı-
şının "eğitimsizliğe" indirgenerek geçiştirileme-
yeceğine dikkat çektiler.
Polise ceza vermekle de sorunun çözülemedi-
ğinin yıllar içerisinde görüldüğünü kaydeden uz-
manlar, "tşin kolayına kaçmak yerine bilimsel
araştırma yapılmalı. Çevik kuvvetin yapılanma-
sı da incelenmeli. Bugüne değin bunlar göz ardı
edildi" değerlendirmesini yaptılar.
8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle lstanbul'da
düzenlenen etkinlikte kadınlara karşı aşırı güç
kullanılması, gözlerin yeniden polise çevrilmesi-
ne neden oldu. Toplumsal olaylar konusunda ça-
lışmalar olan uzmanlar, şu değerlendirmeyi yap-
tılar: "Copla vuranın hatası, cğitimsizlik diyerek
basite indirgenmemeli. Emniyetin olaya bakışıyla
ilgisi var. Çevik kuvvet polisinin eğitimiyle Ugisi
var. Ancak yalnızca eğitim ve cezalandırma ile so-
run çözülemez. Habirepoliseyükleniyoruz ama yi-
ne de çözüm çıkmıyor. Demek ki sorun başka
bir alanda. Copu kullanan da mağdur. Konuy-
la ilgili olarak bilimsel araşürmalar yapılmalı.
Çevikkuvvetin yapılanması da araşbnlmah. Geç-
mişte yapılan çalışnıalaı da göz ardı edildi. So-
run, bilimsel araşurmalar yapılnıadan çözü-
lemez." Bir başka uzman ise polisin her za-
man hükümetlerle yakın çalıştığına işaret
ederek "İktidar, özellikle sağ ve muhafaza-
kârsa polis hükümete
kendisini daha yakın
hisseder. Polis olay
önccsindeyanlış bil-
"ilendirilnüşde ola-
bilir. Gerçi, 'tehli-
keligrup'densede
kadına cop kaldı-
rılması kabul cdile-
mez. Mesleğe yeni baş-
layanlardaolabilirbupo-
lisler" diye konuştu.
Gazeteciler grup toplantısında Içiş-
leri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya yöne-
lince arkasındakı sırada oturan Gazi-
antep Milletvekili NurettinAktaştep-
kı gösterdi. Nurettin Aktaş, "Batı ba-
sını gibi davranıyorsunuz. Bizdeki ba-
sın kadar çilie slandartlı davranan baş-
ka bir basııı yok. Başörtülüler olunca
sormuyorsunuz da başkalan olunca
soruyorsunuz" diye bağırdı.
'Onaylamak mümkün değir
Gazetecilerin ısrarlı sorusu üzerine
Aksu, "Müfettişleri görevlendirdik,
dün (önceki gün) »ittiler. Şimdiye ka-
dar ne yapüdıysa bundan sonra da ya-
pılacak dedi. TBMM İnsan Haklan-
nı Inceleme Komisyonu Başkanı Meh-
met Elkatmış, ortaya çıkan tabloyu tas-
vip etmenin mümkün olmadığını be-
lirterek "Bu olaylar vahim...Vahimol-
duğu kadar da düşündürücü" dedi.
Elkatmış, yasadışı eylemlere katıl-
mayı doğru bulmadığını belirterek her-
kesin sorumluluk içinde davranması ge-
rektiğini belirtti. Elkatmış, cumagünü
Istanbul'a giderek yetkililerden bilgi
alacaklannı söyledi.
BAYKAL'DAN POLİSE
'Dövülen
analanmz
bacüanmz
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP lideri Deniz Baykal, 8 Mart Dün-
ya Emekçi Kadınlar Günü çerçeve-
sinde pazar günü yapılan eylemlerde
polisin kıyasıya dövdüğü kadınlar-
dan "Türk erkekleri" adına özür
diledi. Baykal güvenlik güçleri-
ne, "Bilmelidirler ki orada
dövülenler analandır, ba-
cılarıdır, kardeşleridir"
diye seslendi.
Baykal, dünkü grup
konuşmasına 8 Mart
Dünya Emekçi Kadın-
lar Günü'nü kutlayarak başladı. Ka-
dın-erkek eşitliği konusunda atılacak da-
ha çok adını olduğunu vurgulayan Bay-
kal, "Kadın ve erkeğin eşit olduğu top-
lunı. özgür, demokratik, laik bir toplu-
ma dönüşür" diye konuştu.
Baykal, Kadınlar Günü kutlamala-
n sırasında bütün dünyanın gözü önün-
de güvenlik güçlerinin kadınlan tek-
me tokat dövmesinin Türk erkekJeri-
ni yaraladığını söyledi. Baykal, şu
görüşleri dile getirdi: "Beklerdikkibu
şükranlar meydanlarda kadınlara
devlet taraiindan da gösterilsin. Olay-
lar hepimizi yaralamışür. Bu 1 ürki-
ye'yeyakışmıyor. Güvenlik güçleri bil-
melidirler ki oradakiler, kendi anala-
ndır, kız kardeşleridir, bacılandır. Bir
erkeğin, kadına nasıl eli varır,
tekme atar bunu düşünmek
mümkün değil. Hele güven-
lik güçlerince bütün dün-
yanın önünde sergilen-
mesi bütün erkekleri
yaralamışür. Orada o
güvenlik güçlerimizin
kötü mııameleyapüğı ka-
dınlarınuzdan ben o rnıı-
ameleyiyapan güvenlikgüçle-
ri ile birlikte erkek olmamn
ulancı, ezikliği içindeözür diliyorum."
EMbOlMÇ.
BEDEM1MI2.
İMLİ6İMİZ
Vali Muammer Güler'e göre
dayakta 'hesap hatası' var
Beyazıt'ta şiddet protestosu
"8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü"
nedeniyle bir grup üniversiteli kadın, Beyazıl
Meydanı'nda yaptıkları basın
açıklanıasuıda, önceki gün Saraçhane ve
Beyazıt Meydanı'nda yapılan kadınlar günü
eylemlerine polisin sert müdahalesini
protesto etti. Üniversite kampusu içinden,
"Cinsiyetçi eğitim istemiyoruz", "Her gün 8
Mart her gün kavga" sloganları eşh'ğinde
kanıpus önüne çıkan kaduılar, "Cinsel,
suufsal, ulusal sömürüye son", "Enıeğimiz,
bedenimiz, kimliğimiz bizimdir" yazılı
dövizler taşıdılar. Grup adına yapılan
açüdamada, yaşadığunız yüzyılda kadınlar
üzerindeki sönıürü koşullarım ağırlaşbrdığı,
adeta katmerlcdiği beUrtilerek "Evde,
sokakta, işte, okulda kısaca toplumsal
yaşamın tiim alanlannda, kadına yönelik
şiddet ve cşitsizliğin karşısında duruyoruz"
denildi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ)
İslanbul Haber Servisi-1stan-
bul Valisi Muammer Güler, 8
Mart Dünya Emekçi Kadınlar
Günü nedeniyle pazar günü Be-
yazıt Meydanı'ndaki eyleme
polisin sert müdahalesini sa-
vundu. Güler, gösteride polisin
güç kullanımına ilişkin idari
soruşturma başlatıldığını be-
lirtirken olaylarda
provokasyon oldu-
ğunu vurguladı.
Güler, dün valılik-
te düzenlediği basın
toplantısında Dünya
Emekçi Kadınlar
Günü'nde "polisin
oranüsızgüç kullanımına" iliş-
kin eleştirileri yanıtladı. Güler,
"Bu konuyla ilgili idari bir so-
ruşturma başlanlnııştır. Eğer
oranüsız güç kullanımı varsa,
onunla ilgili kanunun gereğiya-
pılacaktır" dedi. lstanbul'da
2004 yıhnda 1836 açık, kapalı
yer toplantısı ve basın açıklama-
sı yapıldığıru, bımların 1788'ine
hiçbir müdahalede bulunulma-
dığını ıfade eden Güler, "Ka-
nıınsuz olan 48 gösteriye mü-
dahalede bulunulmuştur. Yani
sadece yüzde 3'lük olaya polis
müdahale etmiştir. Bu düşük
bir orandır" diye konuştu.
• Beyazıt Meydanı'nda yaşanan olaylan
provokasyon olarak nitelendiren ve soruşturma
başlatıldığını belirten Vali Güler, polisin güç
kullanma yetkisi olduğunu, ancak bunun
oranının iyi hesap edilmesi gerektiğini savundu.
Güler, 6 Mart Pazar günü Be-
yazıt ve Saraçhane'de gerçek-
leştirilmek istenen yürüyüş için
göstericilere bu alanlarda gös-
teri yürüyüşü yapılamayacağı
konusunda kanunı tebligat ya-
pıldığını söyledi. Güler, etkın-
liğe polisin sert müdahalesini
de şöyle savundu:
"Topluluğun gösteri yürüyü-
şü için anayolu işgal etmesiyle
müdahalede bulunulmuştur.
Ancak ben özellikle belirtiyo-
rıını; burada bir provokasyon
vardır. Bu olaylarda bir polis
aracı tahrip edilmiştir. Bir po-
lis ınolosikleti tahrip ediuniştir.
• ı 6 polis menıuru ya-
ralanmışbr, taşlaria
saldınlııııştır."
Vali Güler, polise
bir mukavemet söz
konusuysa polisin
cop kullanma yetki-
. 1s jn jn olduğunu be-
lirterek "Ancak bunun orannu
iyi hesap etmek lazım. AB'ye
uyuııı sürecinde bunun bir öl-
çü içerisinde yapılması, hakkı
kullananlann da o smuiara ri-
ayet etmesi ve polisin de bu sı-
nırlar içerisinde kalnıası
gerekir" dedi.
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Aranan Kan...
Alman sosyal demokratları, 1998'de işbaşına
geldiklerinde devraldıkları 3 milyon 966 bin işsize,
1 milyonun üstünde 'mütevazı' birekyaparak ra-
kamı 5 milyon 216 bine çıkarmayı başardılar. Sos-
yal demokratların başarısı bununla sınırlı değildir.
Geçen süre içinde SPD, ortağı Yeşiller'le birlikte
çalışanların, işsizlerin veemeklilerin sosyal hakla-
nnı budamayı da becerdi. Olup bitenler, küresel-
leşme denilen ve daima sermayenin çıkarları doğ-
rultusunda tanımlanan gelişmeye tekellerin, ser-
best piyasanın gittikçe vahşileşen isteklerine uy-
gundur.
Peki ama, bütün bu işler sosyal demokrasiye ya-
kışıyor mu?
Pek çok ülkede samimi sosyal demokratların
sordukları ve bir türlü yanıtını bulamadıkları soru
budur. Türkiye'de de aklını, küreselleşmenin ve
ABD'nin 'yenilmezliğinin' parıltısına kaptırmamış
bazı kalemler, sosyal demokrasinin durumunu,
neoliberal cazgırların tersine, ciddiyetle ele alıyor-
lar.
Söyledikleri, yazdıkları, Türkiye'de klasik bir sos-
yal demokrasinin var olup olmadığı tartışması bir
yana, "sosyal demokrasinin, kendisini neolibera-
lizme ve yeni sağa, sosyalizmden daha yakın his-
settiği," "sosyalizmden, Marksizmden ise şey-
tandan korkargibi korkmasının istendiği" yönün-
dedir.
• ••
Gerçekten de geçen yüzyılın son çeyreği, tüm
dünyada sosyal demokrasi için pek iyi geçmedi.
1980'lere kadar itibarını koruyan sosyal demok-
rasi, gücünü, deyim yerindeyse, 'rakibi olmaya
büyük özen gösterdiği' sosyalizmden, sosyalist ül-
kelerden, komünist ve işçi partilerinin varlığından
alıyordu. îktidarda kim olursa olsun, uygulanmak
zorunda kalınan politikalar, özellikle Almanya gibi
sınır ülkelerinde, işçilere bazı sosyal haklar kazan-
dırıyor, devlet, mücadele alanını sol siyasete ka-
patamıyordu.
Sonra bu devir bir şekilde kapandı. Şimdi Avru-
pa'da sol siyaset, sendikal hareket, neoliberal ve
'anayasal' kuşatma altındadır.
Küreselleşme, sosyal demokrat politikaları işlev-
siz kıldı. "Moda sosyal demokrasi"n\n partileri,
sağa doğru giderek oluşturdukları politikalarla, o
belalı eğik düzlemde iyice sağa kaydılar. Neolibe-
ral politikalara, görüntüyü kurtarmaya bile çalışma-
dan, öyle bir hızla uyum gösterdiler ki, bu partile-
re gönül veren işçilerin ağzı açık kaldı.
* • •
Sosyal demokrasi için bundan sonra umut var
mı?
öyle görünüyor ki Marksizmi, gerçek sol politi-
ka ve programları küçümseyenlerin 'marjinal' say-
dıkları siyasal hareketlerle, neoliberal siyaset ara-
sında, sosyal demokrasinin sığabileceği bir boş-
luk kalmamıştır. Neoliberal ideolojinin kovulduğu
yerde, sosyal demokrasi değil, radikal, 'sahih' ve
gerçekçi bir sol başlıyor. Bu alanda birbirinden
farklı hareketler, kendilerini yenileyen sosyalist,
komünist partiler, işi çok zorlaşmış da olsa işçi
hareketi yer alıyor. Dünya çapındaki saldırıya kar-
şı bir ölçüde kontrol edilebilir bir hareket olarak ilk
başlarda egemenlerin 'hoşgörüsü' ile karşılanan
'küreselleşme karşıtı hareket', sokağa çıktığı her
yerde kitlelerin antiemperyalist, aynı anlamda an-
tikapitalist istekleriyle kendini doğrultuyor.
Bazı arkadaşların sosyal demokrasi için 'ara-
nan kan' olarak gördükleri Porto Alegre'ler, Cha-
vez'ler, Lulla'lar ise kesinlikle sosyal demokrasiye
uygun kan değildir. Latin Amerika, her zaman ol-
duğu gibi kurtuluşunu gerçekçi ve radikal çözüm-
lerde arıyor.
•••
Avrupa ülkelerinde, bu arada Türkiye'de sosyal
demokrat olmak iddiasındaki partiler için de ha-
yat bundan sonra zordur. Tüm dünyada sosyal
demokratların, neoliberalizme teslim olmak ya da
doğdukları kaynağa geri dönmek gibi bir seçimle
karşı karşıya bulunduklarını söyleyebiliriz.
Hayat böyle birşeydir. Bazı değerli yazarların "öz-
gürlükçü, demokratik, çoğulcu" diye tanımlama-
ya çalıştıkları ve tam da bu nedenle muza benze-
yen ve yine aynı arkadaşların da belirttiği gibi pek
de işe yaramayan tanımlar ve partiler yerine, işçi
hareketinin siyasetine, bu siyasetle halkın sorun-
larını çözmeye aday, ülkenin neoliberalizme, aynı
anlama gelmek üzere emperyalist dayatmalara
karşı direncini arttıracak siyasi partilere ihtiyaç var-
dır.
Neoliberalizmle flört, kötü bir evlilikle bitti.
Kahvaltı sofrasında, sosyal demokrat kardeşle-
rimizin beklediği uysal koca değil, gittikçe vahşi-
leşen ve hizmet bekleyen bir maço oturuyor.
e-posta: guray.ozc cumhuriyet.cotn.tr
ALMAN BASINININ YORUMU:
Işkenceye sıfir
tolerans lafta kaldı
FRANKFURT(Cum-
huriyet Bürosu) - lstan-
bul'da 8 Mart Kadınlar
Günü nedeniyle yapılan
gösteride polisin sert tu-
tumu Alman medyasın-
da geniş yer buldu. Al-
man TV kanalları he-
men tüm haber bültenle-
rinde görüntülere yer ve-
rirken Alman gazetele-
ri de ağır ifadelerle Tür-
kiye'yi suçladılar.
Sosyal demokrat
SPD'nin hissedarların-
dan olduğu Frankfurter
Rundschau gazetesi ko-
nuyla ilgili haberine
"Türkpolisinin işkence-
siAvrupahlan tiksindiı-
di" başlığını attı. Haber-
de aynı gün Türkiye'de
bulunan AB yetkilileri-
nin"Şokeolduk"dedik-
leri de kayedildi.
Pazar günü öğleden
sonra toplanan gösterici-
lerin "Eşit işe eşitücret"
sloganı ile toplandıklan-
nı, polisin coplarla ve
tekmelerle göstericileri
dağıttığını ve 67 kişiyi
gözaltına aldığını belir-
ten gazete, aynca Tür-
kiye-AB ilişkilerine de
değindi ve "reformcu-
larm" yorulduklarını öne
sürdü.
"Işkenceye sıfır tole-
rans" iddialannın da son
olaylarla gerçekleşme-
diğinin altını çizen gaze-
te, aralık ayından bu ya-
na ilk üst düzeyde top-
lantının, olayların göl-
gesi altında yapıldığını
da yazdı.
Alman haber ajansla-
n, yerel ve ulusal gaze-
teler de benzer haberle-
re yer verdiler. Alman
medyası, TV kanalları
ve gazeteler Türkiye 'nin
AB ile görüşmelere ha-
zır olmadığı konusunda
birleştiler.