09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 2005 PAZAR 4 HABERLER DUNYADABUGUN ALt SİRMEN Hikmet Çetinkaya ve F. Gülen'li Yıllar Sevgili, Hikmet Çetinkaya'yı 31 yıl önce, Cumhuriyet'e girdiğimde tanıdım. 2006'da Cumhuriyet'teki 40 yılını tamamlayacak olan Hikmet, ben gazeteye adımımı attığımda Izmir Büro Şefi idi. Kısa zamanda yakınlaştık, dost olduk, nice acı tatlı yıllarımız, hayali cihan değerinde olan veya hü- zün veren ortak anımız var. 1990 sonbaharında, Nadir Bey'in son Istanbul dışına çıkışı olan, "yazarlarının" da katıldığı Ege Gezisi, 1978 Aralık ayında, Erim Gözen ve llhan Abi'yiziyaretimdenlstanburadönüşte, Ahmet Pi- riştina, Erdem Güven ve Hikmet Çetinkaya ile kış olmasınakarşınbaharhavasındayaptığımızvegü- vertede oturduğumuz gemi yolculuğumuz ve da- haniceleri... Hikmet Çetinkaya deyince aklıma hep, üç şey ge- lir; Cumhuriyet Gazetesi, Izmir, daha doğrusu tüm Ege ve Fethullah Gülen. Kırkıncı yılına dayandığı gazetecilik yaşamının tümünü aynı gazetede geçirmiş olan Hikmet'in Cumhuriyet ile özdeşleşmesinden daha doğal ne olabilir ki?... * • • Izmir ve Ege'de tanıdığım birçok kişiyle ilk ilişki- lerim Hikmet aracılığıyla gerçekleşmiştir, artık bü- tün tanıyanlarının yüreğinde yare olan unutulmaz Ahmet Piriştina ve kendisini ömür boyu sevgiyle, dostlukla anacağım, Yüksel Çakmur örneklerin- dedeolduğu gibi... Ege gezilerimde, nerede kalacağımı, nerelere gi- deceğimi soranlara hep Hikmet'e takılarak yanıt- lardım: - Bizde Çanakkale'nin güneyinde kalan bütün bölgelerde karar Hikmet'indir, şef nerede derse orada kalacağız, nereye derse oraya gideceğiz. Gerçekten Edremit doğumlu, yaşamının çoğunu o bölgelerde geçirmiş Hikmet, mitologyaya mera- kından, yörenin bütün sorunlarıylayakından ilgilen- mesine(hemen herkonudabirröportajı, inceleme- si vardır) kadar her şeyiyle bir Ege insanıydı. Izmir Cumhuriyet Bürosu, Ege'nin nabzının attı- ğı, sohbetin ve dostluğun koyulaştığı bir odaktı. Hikmet'ten önceki şefi tanımadığım için o za- man da öyle miydi bilmiyorum. Ama şimdi hâlâ öy- le. Çetinkaya'nın yetiştirmesi Serdar Kızık, gaze- tenin daralan olanaklarına karşın o canlılığı, o sıcak- lığı sürdürüyor. Zamanla bu zenginliğe bir de can dostum, ka- der arkadaşım, Ergun ve eşi, aynı zamanda onun eşi olmasının da ötesinde, kadim dostumuz Ersin Elgin'in tanıştırdığı, yaşamımızı zenginleştiren baş- ka yeni dostlar da katıldı. Tabii yedi yıl süren Milliyet dönemimde, yakından tanıdığım Izmir Milliyet mensuplarını da unutmamam gerek. Izmir'i benim için gerçekten Ege'nin incisi yapan unsurlar arasında bunlar unutulamaz. ••• Fethullah Gülen'den de Hikmet Çetinkaya ara- cılığıyla haberdar oldum ilk kez. Sanırım bu konu- datek değilim. Birçok kişi de benim durumumda- dır. Süleymancılarla ilgili ilk röportajını 1969'da ya- yımlamış olan Hikmet, Fethullah Gülen daha Kes- tanepazarı Camii vaizi iken, 1975'te bölgedeki ilk Nur kampları röportajını yaptığında, kimse onu ta- nımıyordu. Doksanlı yıllarda, Antalya'da Akdeniz Üniversi- tesi çerçevesinde, Prof. Dr. Çetin Yetkin'in kendi- sine yakışan bir ciddiyet ve titizlikle hazırladığı la- iklik ile ilgili bir panelde, araştırmalar yapmış, laik Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu tehlikenin iyi- ce farkında, konuya yakından vakıf, saygıdeğer bir emekli orgeneral, Fethullah Hoca'nın, Erbakan'dan çok daha büyük bir tehlike olduğunu söylüyordu. Işte bu olayı kamuoyuna ilk duyuran Hikmet Çe- tinkaya olmuştur. Yaşanan olaylara bakınca, Cumhuriyet okurları ve Türk kamuoyu açısından bu alanda başarılı olan Hikmet'in, Özal, Demirel, Ecevit gibi politikacılar nezdinde ne denli başarılı olduğunu bilemediğimi söylemek zorunda kalıyorum. Onlarda kanıtları inandırıcı bulmadıklarından de- ğil, inanmak işlerine daha doğrusu politikalarına (hoş ikisi de aynı şey ya) gelmediğinden öyle dav- ranmışlardı. Hikmet bu alanda son önemli yazı dizisini, yıllar yılı Fethullah Gülen'le birlikte olan Nurettin Veren ile yaptığı konuşmaları çerçevesinde Cumhuriyet'te bu haftayayımladı. Fethullah Gülen'in kişilik haklarınasaldırı tehlike- si gerekçesiyle dizi, Üsküdar 5. Asliye Hukuk Hâ- kimi Mustafa Cahit Mergen'in kararıyla durdurul- du. Türkiye'de Fethullah Gülen'i övmenin serbest, na- sıl bir kişi olduğunu sıfat kullanmadan anlatmanın yasak olması bile tehlikenin ve Hikmet'in 1975'ten beri yapmaktaolduğu hizmetin büyüklüğünü gös- termiyor mu?... [email protected] DİYARBAKIR Kürd-Der valiliğe komşu oldu DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Uzun süredir kurulma çalışmalan devam eden Diyarbakır Kürd Der- neği (Kürd-Der), Diyar- bakır Valiliği'ne kom- şu binada faaliyetine başladı. Dernek binasında dü- zenlenen açılış koktey- linde konuşan kurucu üyelerden tbrahimGüç- lü, Diyarbakır Kürd- Der'in tüzüğünün hem Türkçe hem de Kürtçe olarak hazırlandığını, ancak ilgili makamlann bu metnin Kürtçe olanı- nı reddettiğini söyledi. Dernek yöneticilerin- den Şeyhmus Aykol da "Önümüzdeki günler- dcKürtismiylekurulan ve aynı anıacı taşıyan si- vil demokratik toplum örgütleriyle Diyarba- kır'dabirfederasyonku- racağız" dedi. Açıkla- malar Türkçe ile Kürt- çenin Zazaki ve Kur- manci lehçeleriyle ya- pıldı. Derneğin amaçla- rı arasında "Kürdis- tan'uı diğerparçalan ile kültürel ilişki kurulma- sı" ifadelerinin yer al- ması ve bölgeden Ku- zey Kürdislan olarak söz edılmesi dikkat çekti. Bülent Tanla, Türk halkınm ABD'ye karşı olan tavnnm siyasilerce yanlış yorumlandığmı belirtti: 'Düşmanlık değileleştiri'tstanbul Haber Servisi -Türkiye'de Amerikan karşıtlığının "ABD'nin Türkiye çıkarlaruıa karşı tutumu ve yayılmacı polikalar" yürüttüğü dü- şüncesinden kaynaklandığı biranket- le ortaya çıktı. CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla, Türkiye'deki ABD karşıtlığı- nın yüzde 82 olarak açıklandığı tn- giliz Yayın Kuruluşu BBC anketini gerçekçi bulmadığını söyledi. Tür- kiye'deki ABD karşıtlığının düşman- lık olarak değil eleştiri anlamında de- ğerlendirilmesi gerektiğini vurgula- yan Tanla, Konsensus Araştırma Şir- keti'ne şubat ayı sonunda yaptırttığı araştırmanın sonuçlannı açıkladı. Araştırma sonuçlanna göre Türki- ye'de Amerikan karşıtlığı "ABD'nin yayılmacı tutumu, İslama-Müslüman- lara karşı izlediği politikalar, uluslara- rası alanda hâkimiyel kıırnıa isteği, saldırgan ve kural tanımayan strate- • ABD karşıtlığının Türk kamuoyunda yükselmesinin temel nedeninin, Bush yönetiminin Türkiye'ye karşı ve uluslararası alanda izlediği politikalar olduğunun altını çizen Bülent Tanla, "Türk kamoyunda oluşan bu kanaatleri ABD düşmanlığı yerine, ABD yönetimine eleştiri anlamında değerlendirmek gereklidir" dedi. jisi, Irak savaşı, Ortadoğu ve İsrail po- IMkası, İran-Suriyesonrası endişeler" gibi dört ana nedende birleşiyor. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Douglas Feith'in "ABD karşıtlığının kamuoyuna yayıldığı ülkelerle ilişki- lerin gerçek anlamda sürdürülebilir olamayacağı'' açıklamasına katılma- dığını belirten Tanla, Türkiye'deki ABD karşıtlığının yıllardır yapılan tüm araştırmalarda yüzde 50'ler se- viyesinde bulunduğunu anımsattı. Türkiye'deki ABD karşıtlığının gün geçtikçe yükseldiğini ancak bunun düşmanlık duygusuna ulaşmadığının altını çizen Tanla, şunları kaydetti: "Gaüup'un 36 ülkede 28 bin 500 ki- şi ile 15-20Ocak2003tarihleriarasın- da yapüğı araştırma, 5 ülke dışında- kitüm ülkelerin 'ABD'nin izlemek- te olduğu dış politikanın, kendi ülke- leri için olumsuz sonuçlar doğurdu- ğunu' düşünmektedir. Buülkeler ara- sında Fransızlar yüzde 71, Almanlar yüzde 67 ve Danimarkahlar yüzde 58 oranlan ile sıralanmaktadır." ABD'nin, Türkiye hakkmda karar vermeden önce, Türkiye'deki ABD karşıtlığının yükselişinin nedenleri- ni araştırması gerektiğini ifade eden Tanla, "Bunlar tartışümadan, ABD Dışişleri Bakanı Condelezza Rice'ın ve Savunma Bakanı Feith'in, AKP hükünıetine ve Türk kamuoyuna yö- nelik istekve düşüncelerini aktarma- ları ile The Wall Street Journal yaza- n Roger Pollock'un, Türk hükünıe- tine, Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'a, muhalefete ve Türk medyası- na yönelik değerlendirmeleri, soru- nun ABD'ye yönelik kamuoyu deste- ği yaratmasnun ötesinde,' siyasi bek- lenti' olduğunu göstermektedir" di- ye konuştu. ABD karşıtlığının Türk kamuoyun- da yükselmesinin temel nedeninin, Bush yönetiminin Türkiye'ye karşı ve uluslararası alanda izlediği politika- ÖZDEMİR ZİYARET ETTİ Karoduvar Avrupa gündeminde • Avrupa Parlamentosu Çevre Komisyonu'nun Türk asıllı başkanı Cem Özdemir, Mersin'de, Karaduvar mahallesindeki petrol tesisleri ve Kazanlı beldesindeki K.romsan'ın atık sorunları hakkında çevrecilerden bilgi aldı. MERStN (Cumhuriyet) - Mersin'in Ka- raduvar mahallesinde tanm alanlan ve ko- nutlarla iç içe geçen petrol dolum tesisle- rini inceleyen Avrupa Parlamentosu Çev- re Komisyonu Başkanı Cem Özdemir, "AB nıüzakerelerinde çevre konusu da masaya gelecektir" dedi. Avrupa Parlamentosu Çevre Komisyo- nu'nun Türk asıllı başkanı Cem Özdemir, Akdeniz Sosyal Forumu'nun davetlisi ola- rak geldiği Mersin'de, Karaduvar mahal- lesindeki petrol tesisleri ve Kazanlı belde- sindeki Kromsan'ın atık sorunları hakkın- da çevrecilerden bilgi aldı. İlk olarak, Akdeniz Sosyal Forumu Ge- nel Başkanı KemalDama ile birlikte, Ka- raduvar mahallesindeki petrol dolum tesis- lerinin çevresindeki evleri gezen Cem Öz- demir, mahalle sakinlerinin şikâyetlerini dinledi. Türkiye'de "Önceyanrımyapalım sonra kirlenen çevreyi temizleriz" anlayı- şının hâkim olduğunu ifade eden Özdemir, "Karaduvar mahaüesi sakinlerinin tenıiz bir çevredeyaşama haklan elinden ahnmış. Buna benim değil, öncelikle Ankara'nın duyarlı olması gerekli" şeklinde konuştu. Kromsan'ın atık sorunu hakkında Ka- zanlı Belediye Başkanı Kenan Yıldı- nm'dan bilgi alan Cem Özdemir, daha son- ra Akdeniz Sosyal Forumu'nun düzenle- diği halk toplantısında Karaduvar sakin- lerine seslendi. "Sesiniz Ankara'ya gitmemiş olabilir, ama Brüksel'den, Berlin'den, Londra'dan duyuldu" diyen Özdemir, şöyle devam et- ti: "Eğer Türkiye AB üyesi olmak istiyor- sa, Karaduvar sakinlerinin yaşama hakkı- na saygı duymalıdır. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti korumanın yolıı, çevreyi de ko- ruıııaktır. Ülkesinin bir çöplüğe dönüşme- sine seyirci kalanlar yurtsever olamazlar. Çevreciler ise şoven milliyetçi olamaz. Çev- recinin dünyamn her yerindeki sorunlara duyarlıolması gerek. Eğer benikabul etüyor- sanız, ben de bir Karaduvarlıyım." İĞNELİ F1RÇA ZAFER TEMOÇİN \ / /KATILDI6IWI PU$Ü lar olduğunun altını çizen Tanla,' "Türk kamoyunda oluşan bu kana- atleri ABD düşmanlığı yerine, ABD yönetimine eleştiri anlamında değer- lendirmek gereklidir" dedi. Konsensus Araştırma Şirketi'nin 73 ilde 1200 kişi üzerinde gerçekleş- tirdiği araştırmanın sonuçlanna göre Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı dört neden şu oranlarda dağılıyor: • ABD'nin, Türkiye'nin çıkarlanna karşı tutumu ve yayılmacı politikalan: Yüzde 36. • Amerika'nın, tslama-Müslüman- lara karşı izlediği politikalar: Yüzde 27. • Amerika'nın Uluslararası alanda hâkimiyet kurma isteği, saldırgan ve kural tanımayan stratejisi: Yüzde 14. • ABD'nin Irak savaşı, Ortadoğu ve İsrail politikası, Iran-Suriye son- rası endişeler: Yüzde 10. Diğer nedenler: Yüzde 13. ADLİ SlClL KAYDI 'Zorunlu bağış' sıkıntısı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Adli sicil kaydmın verilmesinde iste-, nen bağışlar TBMM'ye taşındı. CHP Izmir Milletvekili Kcınal AnadoL Ada-' let Bakanı CemilÇicektarafından ya-. nıtlanması istemiyle verdiği soruöner- gesinde, bağış altında toplanan para-, lannın hangi gerekçeyle alındığının( açıklanmasını istedi. Anadol, adli sicil kaydının yurttaş- lara verilmesi sırasında makbuz kar- şılığı 1.50 YTL alındığını belirterek "Bağış adı altında toplanan paralar hangi gerekçeyle alınmaktadır?" dedi. Anadol, Çiçek'e, "Bakanlığabağlıözel ı bütçeli bir kuruluş olan Işyurüan Ku-: runnı Yüksek Kurulu'nun 26 Aralık 2003 tarihli genelgesiyle vatandaşlar-. dan sistematik olarak bağış toplanma- sınuıbağıştagönüllülükesasınauygun. olduğunu düşünüyor musunuz" diye sordu. Anadol, bağış toplanan yurttaşlara,. yetkililerin, bağış yapmakta zorunlu ol- madıkları konusunda bilgi verilip ve- - rilmediğinin açıklanmasını talep etti.I rilmediğinin açıklanmasını talep etti. Bakan Çelik, Türklerin de bayramı' olarak kutlanması için genelge yayımladı Nevruz okuHarda da kutlanacak FIRATKOZOK ANKARA - Nevruz bu yıl ilk kez okullarda da kutlanacak. Milli Eği- tim Bakanı Hüseyin Çelik, ilköğre- tim ve ortaöğretim kummlanna yö- nelik genelge yayımlayarak "Türk- lerin bayramı olarak da bilinen Nev- ruz'un neşe, dostluk ve mutlulukiçin- de kutianması için lıerkesüzerinedü- şeni yapmalıdu-" dedi. llköğretim ve ortaöğretim kurum- larında anma ve kutlama amaçlı gün ve haftalarla ilgili yönetmelikte yap- tığı değişiklikle Nevruz'u da resmi programa ekleyen Milli Eğitim Ba- kanlığı, 21 Mart'ta ilk kutlamayı ya- pacak. Konuya ilişkin genelge ya- yımlayan Milli Eğitim Bakanı Hüse- yin Çelik, Ortadoğu'dan Asya'ya ge- niş bir coğrafyada kutlanan Nev- TUNCELİ HALKI MUNZUR ÜNJVERSİTESİ1 İSTİYOR TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli'de sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri bir araya gelerek kentte "Munzur Ünrversitesi" kurulmasını istediler. Dün öğle saatlerinde Cunîhuriyet Meydanı'nda toplanan çok sayıda kişi, araçlarıyla kent merkezi ve mahalle aralarında tur atarak korna çaldı. Kornalı eylemin ardından Yeraltı Çarşısı önünde toplanan yaklaşık 1500 kişiye yönelik bir konuşma yapan Tunceli Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Hıdır Belice, Türkiye'de yeni üniversite kurulması için planlanan 23 il arasında Tunceli'nin bulunmadığına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezerve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sesini duyurmak isteyen Belice şunları söyledi: "Yıllardır hiçbir yatuımın yapılmadığı ve sosyal hayatın durduğu Tunceli'ye neden bir üniversite kurulmuyor? FıratÜniversitesi'ne bağlı olarak Tunceli'de kurulması planlanan 4 yıllık iktisadi ve idari bilimler fakültesi de öğretim görevlisi olmadığı için açıhnadL Yıllardırçauşmaların yaşandığı ve hiçbir devlet yatııimının olmadığı ilimize Munzur Üniversitesi'nin kurulması için acilen karar alınnıahdııf ruz'un, her milletin kendi kültür de- ğerleriyle özdeşleştirip sembolleş- tirdiği bir gün olduğunu vurguladı. Nevruz için yapılacak kutlamaların, birlik duygusunu pekiştirmesi ge- rektiğini belirten Çelik, kutlamalann. şölen havasında geçmesini istedi. Kutlamalar çerçevesinde sivil top- lum kuruluşlanyla işbirliği içerisin- de ağaç dikme törenleri düzenlene- bileceğini dile getiren Çelik, Nev- ruz konulu resim, şiir ve makalele- rin yer aldığı duvar gazeteleriyle öğ- rencilerin bilgilindirilmesi ve çeşit- li yanşmalar düzenlenmesini talep et- ti. Kutlamalann yapılacağı yerlerde çok sayıda Türk bayrağı bulundu- rulmasını isteyen Çelik, şöyle de- di: "Türkbayrağı dışında hiçbirbay- rak, flama ve benzeri bir malzeme kullanılıııamalıdır." NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Dr. Stress'in, "Kaynanalar" ben- zeri reality shovv'laryasaklansın mı, yasaklanmasın mı konulu tartışma- sına katıldıktan sonra, az bir uykuy- la sabah uçağıyla Kuşadası'na gel- dim. llginç bir programdı. Bu prog- ramları seyredip izlenme oranlarının rekor kırmasını sağlayan halkımız, aynı şekilde yüksek bir oranla yasak- lanmasını istiyor. RTÜK Başkanı Ka- raca da halkımızın bu yüce duygu- larına tercüman olarak yasağın uy- gulanması için harekete geçmiş du- rumda. RTÜK'ünyasaklamaarzusu, "mil- li, manevi ve ahlaki değerler", "aile yapısı" gibi gerekçelere dayanıyor. Son derece öznel değerlendirmele- re açık olan bu maddeler ne yazık ki RTÜK Kanunu'nda yer alıyor. Kim hangi anlayışla neyi yasaklayacak. Bu tür programları hiç izlemeyen ve izlemek ihtiyacı duymayan birisi ola- rak, RTÜK üyelerinin kişisel "ahla- ki" değerlerine göre bir yasaklama- ya gitmelerini kabul edemem. Aslın- da TV ve de gazetelerin denetimi Kuşadası'nda Turizm Patlayacak mı? meslekkuruluşlanncayapılmalı. Mes- lek kuruluşları ve basın yayın organ- larının, kendi aralarında mesleğin etik değerleri temelinde bir otokont- rol yapmaları en doğru olanı. Yasa- ların ihlal edilmesi halinde ise mah- kemeler harekete geçmeli. RTÜK gi- bi kurumlar yalnızca idari tasarruf yapabilmeli. Teknik bir kurum olma- nın ötesine geçmemeli. • • • Gece yarısı devam eden progra- mı bitmeden terk ettim. Gecenin sa- bahı yağmurlu bir Izmir'le karşılaş- tık. Oradan verelini Kuşadası. CHP Kuşadası Kadın Kolu'nun düzenliği "2005 Yılında Kadın" başlıklı panel için tatil kentlerimizden Kuşada- sı'ndayım. Kuşadası birçok arkada- şımın bulunduğu sevdiğim bir yer. Her geldiğimde ziyaret edip hoşça vakit- ler geçirdiğimiz Dursun (Akçam) Ağabey artık aramızda değil. Sevgi- sini, dostluğunu hiç unutmayaca- ğım Dursun Ağabey'i iki yıl önce yi- tirmiştik. İki yıldırgelmediğim Kuşadası'nda turizm ne durumda? Gazeteci arka- daşım Latif Sansür'e soruyorum: "Latif, Kuşadası'nda turizm ne du- rumda? Türkiye'ye gelen turist sa- yısı her geçen gün artıyor. Kuşada- sı bundan yararlanabiliyor mu?" Latif'in cevabı pek iyimser değil- di: "Kuşadası turizmiyorgun. Ülke- mizdeki turizmde birçok ilk Kuşada- sı'ndayaşandı. Yapılan hataların he- men hepsini de ilk olarak Kuşada- sı'nda gördük. Çarpık yapılaşma, turisti bir kere soyarsak kârlı çıkarız diyen anlayış, ihtiyacın üzerinde tu- ristik işyeri açılması gibi birçok et- ken Kuşadası turizminin tıkanması- na neden oldu." Kuşadası sahilleri Patara'dan son- ra Türkiye'nin en uzun kumsalları- nın olduğu sahiller. Ancak, ne yazık ki yazlıklar bu güzelim sahilleri ka- patmış durumda. Buralarda turizm yapmak mümkün değil. Geçmişte Kuşadası limanı, Efes harabeleri bağlantıları nedeniyle uluslararası kültür turizmi açısından önemliydi. Şimdi durum nedir? Kuşadalılar, li- manın özelleştirilmesine karşı çık- tılar. özellikle sivil toplum örgütleri bunu engellemeye çalıştılar. Kuşa- dah turizmciler kendileri limanı kira- lamak istediler ancak güçleri yetme- yince ihale dışarıdan bir kurumda kaldı. Limanı kiralayanlar, limandan bek- lentilerini karşılayamadılar. Ayakbas- tı ve gemi bağlama ücretlerinin dev- lete ait limanlarda düşürülmesi ne- deniyle, Kuşadası'nda ücretler ya- bancı gemilere pahalı geldi. Bu ne- denle Kuşadası'na gelecek bir kı- sım gemiler Izmir'e yöneldiler. Lima- nı alan firma bu açığı kapatabilmek amacıyla limana turistik dükkânlar ek- lemek istiyor. Son biraydır Kuşada- sı'nın en büyük tartışma konusu bu dükkânlar. Yunanistan adalarından gemiler, genellikle Kuşadası'na Efes'teki ha- rabeleri gezmek amacıyla geliyor- lar. Bu nedenleturistlergemilerden otobüslere bindiriliyor. Paket ha- linde harabeleri geziyorlar, sonra alışveriş merkezlerine götürülüp al- tın, halı alıyorlar ve şehirde gezmek için ancak yarım saatlik gibi kısa bir zamanları kalıyor. Bu nedenleşeh- rin içinde alışveriş yapmalarına ola- nak bulunmuyor. Buna bir de lima- na yapılacak dükkânlar eklenirse, şehrin merkezinde zaten zor du- rumda olan alışveriş yerleri tama- men çökebilir. Kuşadası'nın sorunları çok. Latif, ikinci konutların turizme açılmasını bir çözüm olarak gördüklerini söy- ledi. Konuşmaya devam edeceğiz. Akşama Gürsel Tombul arkadaşı- mızın doğal ürünleriyle ünlü Değir- men lokantasındayız. Istanbul'un hayhuyundan sonra, sakin bir hafta sonu güzel oluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle