22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 2005 PAZAR 12 PAZAR KONUGU leyla.tavsanoglu(u cumhuriyetcom.tr Koltuk mücadelesi yapmıyorum. Baskılara karşı mücadele veriyorum. Bu bir iki kişinin tepkisiyle olmaz, Tepki kitle halinde olmalı. (t İktidarın yapısına göre işadamları ve eşleri değişim gösteriyorlar. Artık uzun kol elbise giyiyorlar. İnsanın, ilkesi olmalı. (§ Ya bizden olursunuzya bizim adamımızı alırsınız aksi halde müfettiş, mali polis göndeririz, belediye iş yerinizi kapatır deniyor. m Size verilen rollere uymadığınız zaman rejisör tarafından uyarılıyorsunuz. Bir bakan istifa etti. AB'den kırmızı bülten gönderildi. İTO Başkanlığınayeniden aday olan Mehmet Yıldırım siyasi baskılara boyun eğmeyeceğini söyled 'Işadamlan yürekli olmalı' SÖYLEŞİ LEYLVMAVŞANOĞLU Istanbul Ticaret Odası'nda (İTO) 9 Mart'taseçimleryapılıyor. Anlaşılan, 10 yıldır İTO Başkanı Mehmet Yıldınm bi- rilerini rahatsız etti ki aleyhinde bir kam- panya, demeyin gitsın. Defterleri didik di- dik ediliyor; 18 ay önce başlatılan For- mula 1 projesi bugün sorgulanıyor. Bu du- yumlann ardmdan Mehmet Yıldınm'la ÎTO'daki odasında bir araya gelip son durumu konuşuyoruz. Yıldınm, "Aske- ri darbclcrdöncminde bile Türkişadam- ları böyle baskılaria karşı karşıya kalma- dıiar" diyor. Tehdit bile edildiğini, bun- ların caıı güvenliğini tehdit edecek boyut- lara bile vardığını sözlerine ekliyor. Ben de anlattıklannı dehşet içinde dinliyo- rum... - Son zamanlarda AKP hükümetine karşı çok tepkilisiniz. Askeri darbeler döneminde bile Türkiye 'de işadamları, özellikle de İstanbul Ticaret Odası (İTO) böyle baskılaria karşılaşmadı, diyorsu- nuz. Nasıl baskılar bunlar? Anlatır mı- sınız? YILDIRIM - Özellikle ÎTO dememin nedeni ÎTO'nun 350 bin üyesinin olma- sı. Faal üye sayısı da şu anda 270 bin. Eko- nominin yüzde 50'sine hükmeden bir ku- ruluş. Ithalat ve ihracatın yüzde 60'ı bi- zim üyelerimiztarafindanyapılıyor. Böy- le birkurumun mensuplan olsun, kurum olsun baskılar altında. Şu anda ÎTO se- çimlerine giren arkadaşlanmıza baskılar yapıhyor. - Neyönde baskılar bunlar? - Ya bizden olursunuz, ya bizim parti- den adam alırsınız, aksi halde vergi mü- fettişi, mali polis göndeririz, belediye iş- yerinizi kapatır, tabela paralannı yüz ka- tına çıkannz, deniyor. HÜKÜMETTEN İNANILMAZ BASKILAR - Peki, bu ne biçim demokrasi anla- yışı? ÎTO seçimlerine nasıl müdahale edebiliyorlar? - Işte, sorun burada. Türk toplumu maalesef,"Aman, bana dokunmayan yı- lan bin yaşasın" anlayışıyla hareket edi- yor. Mahalleye hırsız girdi.. tek bir evi so- yup bırakma/. Mahallenin bütün evlen- ni soyar. Onun ıçin güçlü olmak lazım. Yani gelen baskılara tepki vermemiz la- zım. Bu, bir-iki kişinin tepkisiyle olmaz. Kitle halinde tepki vermek lazım. Budu- rum ileride Türkiye'ye, yatırımcüarın, girişimcilerin gelmediği bir ülke görünü- münü getirir. Çünkü, "buradayaünmım varsa baskı da vardır", anlayışı yerleşir. Dolayısıyla da bu ülkeye hiç kimse yatı- rım yapmaz. Onun için son yıllarda önemli ölçüde yatınmcı yurtdışına gidi- yor. Oysa bu ülkeye yatırımcının gelme- si gerekirdi. 0 nedenle ben işadamlan- nın yürekli olmalan gerektığini düşünü- yorum. Eğerdüzgünçalışıyorsan, eğerve- rilmeyecek bir hesabın yoksa niye bas- kılara boyun eğesin, nıye çekinesin? - Yani siz kurum olarak bunun mi'ı- cadelesini ıni veriyorsunuz? - Evet. Bana da çeşitli tehditler gel- miştir; çeşitli müfettişler gönderilmiştir. Tam seçim zamanı bu müfettişlerin ge- lip kimi raporlann kamuoyuna sızdınl- ması ne anlama geliyor? Ben burada 10 yıldır İTO başkanıyım. Demek ki yıldır- ma, çekindirme, her şey bizden olsun an- layışı içindeler. Böyle demokrasi olmaz. - Peki, can güvenliğinizi tehlikeye atacak tehditler de aldınız mı? - Ileri boyutları oraya kadar gider, ta- bii. Sonuçta belirli baskılar hırçınlığa dö- ner. Bunları zaman zaman bazı konular- dayaşadık. Ben,"Korkununecelefayda- sıyok" diyorum. Bizim bir fazilet müca- delesi vermemiz lazım. Türk iş dünyası- nın buna ıhtiyacı var. Türk iş dünyasını hükümetlerin, devletin baskısının dışına çıkarmalıyız. Ancak o zaman, Türk özel sektörü, diye bir konudan söz edebilıriz. Aksi takdirde hükümetlerden, devletten yararlanan bir özel sektör yarı kamu ku- ruluşu sayıhr. Ben özel sektöriin kesin- likle özgür girışimcilerden oluşmasın- dan yanayım. FORMULA 1 DOSYASIYLA TEHPİT - İTO seçimlerine çok az su're kala önünüze Formula 1 dosyası sürüldü. Oysa Formula 1 hazırlıkları ve inşaatı 18 aydır sürüyor. Şimdiye kadar ne ol- duğunu hiç kimse sormadı da bu bugün konu ediliyor. Bunu nasıl karşıladınız? halkımız beni tanıyor. Ben bugünün ın- sanı değilim. 17 yıldır İTO'da hizmet ya- pıyorum. Meclisim güvendi de Formula 1 'i onay- ladı. Az buz birproje de değil, yani. Bu- nun değerini iki yıl sonra anlarlar. tş ora- da iki tane otomobilin yanşması değil. Tür- kiye'nin dünyaya tanıümı esas amaç. Bunun ülke ekonomisine önemli kat- kısı olacağı düşüncesıyle bunu yaptık. Böyle günlerde insanlann her şeyi karış- tınlır. Bir şey bulunamazsa çamur at ızi kalsın anlayışıyla devam edilir. Biz bun- lan aşanz. Seçimlerimizde de üyeleri- miz bize sahip çıkarlar. Burada ben fazi- let mücadelesi veriyorum. Korkmam, yıl- mam. Baskılara da boyun eğmeyeceğim. Ben sadece sandığa boyun eğerim. Benimki koltuk mücadelesi değil. Bas- kılara karşı mücadele veriyorum. Banka kredilerim yok. Devletten ıhale bekle- miyorum. Devletle alışverişimyok. Defterlerimi yedi defa incelediler. Bir yedi defa daha incelerler. Birilerine de örnek olmaya ça- lışıyorum. "Kimseden korkmaym, siz- den korksunlar"diyorum. - O zaman bu nasıl bir liberal ekono- mi, serbest piyasa ekonomisi anlayışı oluyor? - Size aynen katılıyorum. Bugün dün- yada liberal ekonominin oluşması için bir kere devletin ekonomiden tamamıy- la elini çekmesi gerek. Ben biraz daha ile- ri gidiyorum ve "Odaların da kendileri- ni libere etmticri gerek" diyorum. Yani kanunla, süngü zoruyla üyelerinden ai- dat toplamamalı. Bu paralan hizmetle toplamah. Bu insanlar ihtiyaç hissettik- lerinden gelip üye olmalılar. Ama kanun gücüyle bu işi yaptığınız zaman hükümetler ve devlet bizim gibi kurumlara hükmetme arayışı içinde olur- lar. Tamam, odalann, derneklerin tabii ki kanunları olacak. Ama müdahaleci olur- sanız bu ış yürümez. Yatırımcının, giri- şimcinin devletten beklenti, devlete mal satma anlayışı içinde olmaması gerekir. - Ama şimdiye kadar hep 'al güliim vergülüm' anlayışı içindegitmedik mi? - Bugüne kadar bir yere gelemedik. Ben de diyorum ki: Bundan sonra bu an- layışa devam ederseniz ekonomik ola- rak yine bir yere varamayacaksınız. Tür- Mehmet Yıldınm, can güvenliğini tehlikeye atacak tehditler aldığını söyledi. (Fotoğraflar: FATİH ERDOĞDU) - Bunu biz yapmasaydık belki 10-15 yıl daha Formula 1 Türkiye'ye gelmeye- cektı. Biz bu işe ülke ekonomisine çok yarar sağlar diye girdik. 38.5 milyon do- lar teminatı da ben vermedim, herhalde. Devlet verdı. 18 ay önce ihalesi yapılmış bir işi bugün gündeme getiriyorlar. Öy- le miydi, böyle miydi, diye soruyorlar. Bu zamana kadar neredeydiler acaba? Olay mahkemeye ıntikal ettiği ıçin fazla bir şey söylemek doğru değil. Ama bu tür dav- ranışlar iyi niyetli değil. Bize gönderilen insanlann da iyi niyetli davranışlar için- de olduklannı söylemek mümkün değil. Ben sistemimi, denetimimi kurmu- şum. Projeleri elli kişi imzalamış. Hep- si de yetkin insanlar. Bunların hepsi ha- ta yapmış, bana kadar geldi. Bu mümkün mü Allahaşkına? Sistem hatayı dışlıyor. Bırisinden geçerse öbürüne takılıyor. Bu insanlann hepsi bağımsız. YIPRATMA POLİTİKALARI - YanL. seçimler öncesi sizi yıprat- mak mıydı amaç? - Nihayeti o, tabiı. Ama üyelerimiz, - AKP hükümetinin yaklaşık 15-20 gün kadar önce meslek odalarına ken- dipartisinin, kendiyandaşı insanlanyer- leştirmek için yasa çıkardtğı haberleri var. ELE CEÇİRME YASASI - Bizim meslek odalan kanunumu/ bir yıl önce çıktı. Bu kanunda siyasetçilerin, siyaseten seçilmişlerin ve siyasi partı or- ganlannda bulunanlann bizim meclisle- re gelmeleri, seçilmeleri yasaktı. Kanunda seçimle ilgili bir maddede bir zorluk vardı. Onun düzeltilmesi için TBMM'ye gitti ve arkasından beş mad- de daha eklendi. Şimdi, siyasi partı ku- nıculan, il, ilçe mensuplan, belediye, vi- layet meclis üyeleri meslek odalarına se- çilir, hükmü getirildi. Sayın Cumhurbaş- kanımız da ne yazık ki bunu onayladı. Onaylamasaydı seçim yapılamıyordu. Belkı de ondan onayladı. Böylece siya- setin ekonomiye hükmetme güdüsüne yardımcı olacak bir kanun çıkanldı. Tür- kiye'de sermayeyi, özel sektörü devlete bağımlı duruma çekiyorsunuz. kıye'de özel sektör gelişmesin, devletin, hükümetin ve bütün iktidarlarm emrin- de olsun, anlayışı. Böyle olduğu zaman da bu ekonomi fazla büyümez; yabancı yatınmcı filan gelmez. Baskıcı bir reji- min içindeki ekonominin gelişmesi müm- kün değildir. Biz bunun mücadelesini vermeye çalışıyonız. Yoksa, siyasetçi bizim düşmanımız, biz ona muhalefet ediyoruz gibi bir du- rum söz konusu değil. Ben yedi başba- kanla çalıştrm. Yedisine de aynı mesafe- de durdum. Bu odayı da mümkün oldu- ğu kadar siyasetin dışında tutmaya çalış- trm. Zaman gelmiştir, tabii ki hükümet- lere, başbakanlara derdimizi anlatmaya gitmişizdir. Anlatamadığımız zaman bel- ki hırçınlaşmış da olabiliriz. Ama hükü- metler iyi yaptığı zaman da gidip kendi- lerini tebrik etmişizdir. - Peki her zaman size yakın iktidar- lar anlayışı içindeyatırım yapmak na- sıl bir mantık? - Bakın, her zaman bana yakın iktidar- lar anlayışı içinde yatınm yaparsanız ya- rm karşıt bir iktidar geldiği zaman buka- lemun gibi eteklerinin peşinde mi koşa- caksınız? Nitekim böyle işadamlanmız var. Işte, bundan vazgeçmemiz lazım. Işadamlan hiçbir zaman iktidarlann oyuncağı olmamalı. Bunun için de bu kurumlarda özgürce kendi yönetimleri- nı oluşturmalılar, kendılerini yönetecek insanlan seçmeliler. YALAKALIĞIN BOYUTLARI - Geçenlerde birgazetede okudunu Ba- zı işadamlarımızın eşleri umreye gide- cekmiş. Şimdiye kadaryapmadıklarını acaba şimdi niyeyapıyorlar? - İktidarlann yapılarına göre işadam- lan ve eşlen değişim gösteriyorlar. Özal zamanında papatyalanmız vardı. O dö- nemde daha liberal bir değişim sergile- diler. Bunlan birilerine yaranmak için yap- tığınız zaman inanın kimseye, ülkeye fay- danız olmaz. Birilerine yakın olmak için bu gibi davranışlara girihnemeli. Bugün- lerde de bu iktidara yakın anlayışlar ser- gilenıyor. Çok çok liberaller, sosyetikler umreye gıdiyorlar. Neredeyse hepsi tür- ban takmaya başladı. Bir de dikkatimi P O R MEHMET YILDIRIM 1945, Istanbul doğumlu. Ortaöğrenimini Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladıktan sonra ticarete atıldı. Bunun nedeni, babasının DP teşkilat yöneticilerinden olması ve27 Mayıs 1960 ihtilalinde tutuklanması üzerine aile şirketinin yönetimini üstlenmesi zorunluluğuydu. 1976 ve 1978'de arka arkaya Istanbulspor Kulübü başkanlığına seçildi. 1987'de Istanbul Ticaret Odası (İTO) meclis üyesi oldu. 1990'da İTO yönetim kurulu üyeliğine seçildi. 1992'delTOBaşkan Vekili, 1994'te İTO Başkanı seçildi. Bu süreler içinde Yeşilköy çevresindeki fuar alanları, İTO Kandilli Sosyal Tesisleri ve Istanbul Ticaret Üniversitesi'nin yapımına öncülük etti. çeken artık kısa kollu elbise giyilmeme- si. Uzun kollu giyiyorlar. Yeni bir sosye- te oluşmaya başladı. Ben bunlan yakınen takip ediyorum ve ülkem için üzülüyo- rum. - Diyelim ki bir erken seçimde iktidar değişikliği olursa bunlarneyapacak, siz- ce? - Tam tersine dönecekler. Öbür tarafa yanaşacaklar. Ben buna karşıyım. İnsa- nın, işadamının ilkesi olmalı. Ben kan- ma bakanm, anlayışı yok. Sen karına is- tikrarlı bir şekilde bak. Hepimizin eko- nomik ortamı geliştirme mücadelesini vermemiz lazım. Hele bizim gibi kurum- larda şahsi işlerimızin, çıkarlanmızın pe- şinde koştuğumuz zaman ekonominin zikzaklanyla uğraşınz. O zaman iktidarlarm ağzından çıka- cak kelimeye iş yerleriniz, ekonominiz, gelişmeniz bağlıdır. Onun için de ekono- mi iktıdarlardan tamamıyla bağımsız ol- malıdır. Liberal ekonomi kendi yöneti- cisini kendisi seçmelidir. Yoksa, iktidar- larm dümen suyunda olan bir işadamı anlayışı ülkeyi kalkındırmaya, geliştir- meye yeterli değildir. 'AKP kasım ayında erken seçime gider - Hiikümet ekonomide toz pembe tablolar çizi- yor. Enflasyon düştü, deniyor. Dolar kuru düşük. Gerçekten ekonomi iyiye migidiyor? - Ekonomi gerçekten sıkıntıda, ama kimseden çıt çıkmıyor. Dükkânlar siftahsız kapanıyor. Tekrar ediyorum, ekonomi iyi değil. 40 mılyar dolar faiz ödedik. Şu anda ıthalatla ihracat arasında DİE rakam- larına göre 40 milyar dolar açık var. Bu da 80 mil- yar dolar yapar. Aynca bu ülkenın 325 milyar dolar iç ve dış borcu var. Böyle bir ülke de bir yere vara- maz. Üretimlerin, yatınmlann olmadığı, büyüme- nin ithalata dayalı olduğu bir sistem çıktı ortaya. Is- tihdam onun için yok. Yoksa siz yüzde 6 büyümeyi hedeilediyseniz bunun her bir puanı 150 bin kişiye iş bulunması demektır. O zaman da 2004'te 900 bin kişinin iş bulmuş olması lazımdı. İş bulmayı bıra- kın, işsizlik büyüdü. Bu da ithalata dayalı büyüme- nin sonucu. Yani üretmeden ithal ediyorsunuz. So- nunda borç stoklarımız sürekli arttı. Bu, evinizi ipo- tek edip aldığınız parayı yemeye, ödeme günü ge- lince de evinizi satmaya benzer. - Yani tablo aslında toz pembe değil mi? - Bakın, kredi kartınız hiç kullanılmamıştır. Alış- verişi yaparsınız, sonunda öyle bir yere gelirsinız ki bir kredi kartı daha alıp öbürünün borcunu ödersi- nız. O da belirli bir zaman gider. Sonuçta iki kredi kartı da önünüzde duvar olarak dikilir. Bugün Tür- kiye'de 25 katrilyon liraya yakın tüketici kredisi kul- lanılmıştır. 6 aydır peynir, ekmek, zeytin taksitle alı- nır durumdadır. Bakın, IMF üç aydır stand- by an- laşmasını imzalamıyor. Bunun altındaki nedenleri de sadece teşvikli illere bağlamak mümkün değil. - Bu da beşinci kredi kartı mı? - Öyle, ya. Doğru, dolar düştü. Ama bakın nasıl oldu: Bir buçuk yıl önce dolar 1 milyon 600 bin li- ra dolayındaydı. Bu dolarlar bozduruldu ve Türk li- rasına yüzde 45-50 faizlerle yatmldı. Bir yıl içinde bir milyon dolar iki milyon dolar oldu. Yabancınrn sorunu yok. Dolara yüzde yüz faiz almış. Bu, dün- yanın neresinde var? Türk parasına adamın dolan- nı bozdunuz, faize yatırdınız. Bugün adam piyasa- dan hem cebine para koyuyor, hem de bir dolanna bir dolar daha alıyor. Yüzde yüz faiz. - Ufukta ekonomik kriz görüyor musunuz? - Türkiye'deki ekonomiyi yöneten sıcak paradır. Şu anda 50 milyar dolara yakın mevduatlar oluşu- yor. IMF'nin sıcak paraya taahhüdü vardır. Dalgalı kur filan demek o taraftan garanti var demektir. IMF ortaklanna, "Size Türkiye'de hem 100 milyar dolar- hk bir pazar açtım, hem yabrdığuuz dolardan yüz- de yüz faiz ahyorsunu/, hem de ben krizlerin önün- de duruyorum. Ülke ekonomisini zorda gördüğüm zaman para verip idare ediyorum. Ama ileriye dö- nük de burayı sürekli hem iç, hem dış politikada ba- ğımlı duruma getiriyorum"diyor. IMF bugün Tür- kiye'den elini çeksin, hiçbir hükümet altı ay daya- namaz; maaşlannı ödeyemez. - Bu söylediklerinizden, IMF ile ilişkiler başla- dığı onlarca yıl boyunca Türkiye'de başa gelen hükümetlerin hepsiABD onaylı hükümetler oldu- ğu mu çıkıyor? ABD VE AB'NİN MÜDAHALESİ -Tabii... Türkiye bugüne kadarne zaman ABD'nin dışında hareket etse askeri darbelerle karşılaşmıştır. Bugün ise başka müdahalelerle karşı karşıyadır. AKP hükümetinin bir bakanı, arkasından bazı mil- letvekilleri istifa etti. Bunlar durup dururken ohna- dı. AB'yle tam üyelikte gündeme gelecek bir mad- de daha şimdıden kırmızı zarfla hemen postalandı. - O madde nedir? - Nüfus kâğıtlanndan dinin kaldırılması. Bu ko- şul acaba neden 10 yıl önce gündeme geldi? Siz öy- le yerlerde iki yılı harcadınız ki bundan iki-üç yıl ön- ce Hıristiyan Kulübü dediklerinizin peşinden koş- tunuz. Şimdi olay geldi masanın üzerine. Haydi ba- kalım, şartlar bunlar, buyrun dendiğı zaman siz bu- nu kimseye anlatamazsınız. Onlar sizin önünüze da- ha çok şeylerkoyarlar, sadece kimliklerden din mad- desininkaldınlmasını değil. Göreceksiniz, müzake- reler uzayıp gidecektir. AB çok önemli iki konuyla başlayacak. Birisi Kıbns, ikincisi de Ermeni soru- nu. Ermenı soykrrımıyla ilgili dünyanın bütün ülke- lerinin meclislerinden kararlar çıktı. Fransa, Avru- pa'da bunlann başını çekiyor. - AB 'nin koşullarından söz açılmışken, üçün- cü önemli koşul da azınlık hakları değil mi? - Ve azınlıklann vakıf haklan. Azınlıkların vakıf haklanna geldiğiniz zaman çok yeri vermeniz lazım. Sultanbeyli diye bir yer var. Bunun tapusuna bah- yorsunuz, Ermenilere ait çıkıyor. Bu gayrimenkul- İeri verebilecekmisiniz? Onun için bu işler o kadar kolay değil. Müzakereler de öyle sanıldığı gibi ko- lay geçmeyecek. Elli yıllık politikası içinde size de roller vermiş. Rollere uymadığınrz zaman arada sı- rada rejisör tarafından uyanlıyorsunuz. Nitekim bir- kaç kez telefonla uyanldık; olmadı. Ardından Dı- şişleri Bakanı Hanımefendi (CondoleezzaRice) gel- di. Yine olmadı. Bu sefer başka türlü bir tepki oldu. Bir bakan istifa etti. Ardından milletvekilleri. AB'den de kırmızı bülten gönderildi. Bu devam eder. - O zaman bir erken seçim mi görünüyor? - Benim görüşüm kasımda erken seçim olabilir. 2007'de Cumhurbaşkanlığı seçimı, ondan beş ay sonra da genel seçim var. Eh, onca zaman yıpran- mış bir iktidar cumhurbaşkanlığını almakta ciddi olarak zorlanır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle