Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 MART 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
Inık'ta Kürt bötgesi
yüzde 20 büyümüş.
DUIeri daha çok
büyüdü!
Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- ABD, AKP"yi gözden
çıkarıyormuş...
"Gözden çıkarsa da
avucunun içinde tutar!"
Liste
ABD'nin kurulduğu
1890 yılından bu yana
başka devletlere askeri
müdahaleler konusunda
bir dünya rekoru kırdığı
saptanarak bunun Guin-
ness rekoru olarak tes-
cil edilmesine çalışılıyor-
tnuş. 1891'de Arjantin'le
başlayıp 2003'te Irak'la
biten listede yaklaşık
100 askeri müdahale bu-
lunuyor. Ancak liste ek-
sik; 12 Mart 1971 ve 12
Eylül 1980'i unutmuşlar!
Prodüktivite
48fe Türk Standartları
y f Enstitüsü'nde de-
1
vam eden 100 mil-
yon dolarlık yolsuzluk
soruşturması nedeniyle
görevden alınan yöneti-
cilerden biri Milli Pro-
düktivite Merkezi'ne üst
düzey yönetici olarak
atanıyor. Soruşturmanın
selameti bu olsa gerek!
T
ürkiye'deçoksataryazarOrhanPamuk'un
Türklerin 1 milyon Ermeni'yi öldürdüğüne
ilişkin iddiası ilk kez, 1916 yılında Iran'daki
Ingiliz konsoloslukları istihbarat raporların-
da yer alıyor. Tarihçi profesör Halil Berktay'ın da
onayladığı bu iddia ne ilginçtir ki Ingilizlerin, Ittihat ve
Terakkicileri soykırım suçundan yargılamak üzere
1919'da Istanbul'da ve 1921 'de Malta'da kurdukla-
rı "soykırım mahkemesi"nde bile kanıtlanamıyor.
Ingiliz istihbarat iddialarının ilk kez kamuoyuna mal
edilmesi ise kitapları arasında "Kara Kitap" da bulu-
nan Pamuk'tan yine çok önce 1916 yılında VVelling-
ton House tarafından yayımlanan "Mavi Kitap"la olu-
yor.
VVellington House, Ingiliz hükümetinin Birinci Dün-
ya Savaşı'nın başlangıcı 1914 yılında kurduğu bir
propaganda ofisi.
Almanlara karşı Ingiltere'nin ve müttefiklerinin çı-
karını korumak amacıyla kurulan ofisin temel görevi
Mavi Kitap
kitap ve broşür gibi yayınlar yapmak. 1916 yılında ba-
sılan Mavi Kitap bunlardan biri.
Arnold J. Toynbee ve James Bryce imzalı kıtap-
ta, Tiflis'teki Horizon, Marsilya'daki Armenia, Lond-
ra'daki Ararat ve New York'taki Gotchang adlı Erme-
ni gazeteleri ile Amerika'daki Ermeni Mezalimi Komi-
tesi kaynak gösterilerek Türklerin, Osmanlı toprakla-
nndaki 1 milyon 800 bin Ermeni'den 600 binini öldür-
düğü yazıyor.
Ancak bu kitaptayeralan ıddıaların bir"savaş pro-
pagandası" ve "tamamen temelsiz" olduğu, 1925 yı-
lında dönemin Ingiliz Dışişleri Bakanı Joseph Aus-
ten Camberlain tarafından resmen kabul ediliyor.
11 Nisan1915'te Van'dakiisyanla "bağımsızlıksa-
vaşı"nı başlatan ve 24 Nisan 1915'te komitacı der-
Lütfen
M. Sait Arasan: •*
"Pek çok değerin pa-
rayla alınıp satıldığı ve
bunun çok olağan sayıl-
dığı bir ülkenin futbo-
lunda, teşvik primi ve şi-
ke gibi unsurlarla aynı
tarzda başarı elde edil-
mesi neden kötüleniyor
acaba? Lütfen yani!"
SESSÎZSEDASIZ(i)
nekleri kapatıldığı için 24 Nisan'ı "soykırım günü" i-
lan eden Ortodoks Ermenilerden "zorunlu göç" sıra-
sında hiç ölen olmadı mı?
Osmanlı ve Ingiliz belgelerine ilişkin kaynakçası da
verilen Türkiye Büyük Millet Meclisi yayını "Osman-
lı'nın Son Döneminde Ermeniler" kitabına göre 9 Ha-
ziran 1915'te Osmanlı Meclisi Mebusanı tarafından
Ermeniler için genellikle Suriye'deki vilayetlere doğ-
ru zorunlu göç kararı alınıyor.
Anadolu'daki 33 yerleşim biriminden toplam 438
bın 758 Ermeni göç ettiriliyor. Yöla çıkan her kafile-
nın sayısı kayıt altına alınıyor.
Göç, 8 Şubat 1916'ya dek sürüyor. Yerine varan ka-
filedekilerin sayısı da Istanbul'a bildiriliyor. Yeni iskân
sahasına ulaşan Ermenilerin sayısı 382 bin 148 kişi.
Yani, toplam 56 bin 610 Ermeni, yoldaki pusularda
ya da hastalıktan yaşamını yitiriyor.
Bu sayıyı 1 milyona tamamlamak da "Mavi Kitap"
sahiplerine kalıyor!
Köylünün bîri, bir prense köpek demiş
Fıkrayı Ahmet Önen göndermiş:
Evvel zamanın ve kalbur da samanın
içindeyken, pirenin berberlik devenin
tellallık yaptığı Kafdağı'nın ardındaki ül-
kelerden birinin prensi, günlerden bir
gün maiyeti ile birlikte ava çıkmış.
Prens hazretleri tam avlanacakken
yolunun üstünde bir köylüyle karşılaş-
mış. Kendi başına tarlasında çalışan
köylü, prensi pek umursamış ve arala-
rında tartışma başlamış.
Tartışma atışmaya dönüşmüş ve köy-
lü sinirlenip işinden alıkoyduğu için
prense "köpek" demiş. Prens, kellesini
orada kesmek yerine köylüyü alıp ba-
basının sarayına getırmiş ve mahkeme-
ye çıkartmış.
Davaya bakan yargıç köylüye sor-
muş:
- Prense köpek dedin mi?
- Evet, dedim.
Yargıç tekrar sormuş:
- Bunun suç olduğunu bilmiyor
muydun?
Köylü, yanıt yerine soruya so-
ruyla karşılık vermiş:
- Sayın yargıç; bir prense köpek de-
mek suç mudur?
- Evet, suçtur.
Köylü yargıca bir soru daha sormuş:
- Peki, bir köpeğe prens demek suç
mudur?
- Hayır, bunu söylemek hiçbirşekilde
suç değildir.
Beklediğı yanıtı alan köylü, kafasını
şöyle bir kaşıdıktan sonra prense dö-
nüp seslenmiş: "özür dilerim prens!"
Yüksek Yerilim Hattı
Karıkatüre ceza yağdırıyor kara
zıhniyet. kara katür!
erdincutku ' yahoo.com
ÇED KÖŞESt
OKTAY EKİNCt
Kanyon'daki Evler
Eleştiri ne içindır?
Bir yanlışı önlemek ya da ek-
sikliği gidermenın yolu, önce-
likJe eleştiriden geçer...
Eleştiri hem düşünce tarihi-
nin hem de sosyal ve siyasi ta-
rihin en eski erdemi, en köklü
zenginliğidir... 0nun olmadığı
yerde, fikir özgürlüğü bir yana,
"fikir" bile gelışemez... Ne var
ki eleştırıyi bu tarihsel işlevınin
dışında, ömeğin kendini farklı
göstermek, karşıdakini yıprat-
mak, prim toplamak, bilgisizli-
ğinı gizlemek, muhalefet göste-
risınde bulunmak gibi "içtenlik-
siz" yapanlar da az değil...
Hatla bu gibiler günümüzde
daha "popüler" oldukları için,
"eleştirmek"le "karalamak"
"ranfın çekiciliği midir?
Bu soruya da "evet" deyip pe-
şinı bıraktığımızda, suçu sadece
rant düşkünü yatırımcıya yüklü-
yor ve eleştirileri hiçe sayan tav-
nnda olduğundan fazla "güçlü"
görünmesine neden oluyoruz.
Oysa gökdeleni böylesine
"pervasız" kılan, "gökdelensev-
dalısı müşteriler" de değil mi-
dir? Ofis ya da ışyeri bir yana
"evyaşaım" için bile gökdelen-
leri tercih eden ve 30. katta "ko-
nut"u olmaya öykünenler ço-
ğaldıkça, bu kent kültürü yoksu-
nu müşteri potansiyeli, gökde-
lenleri de körükleyecektir.
'Temiz hava boi gıda'!
Nitekim bunun son örnekle-
sanki eşanlama geliyor; böyle-
ce gerçek eleştınler de toplum-
da hak ettikleri itiban göremi-
yorlar...
Eleştirildikçe yükseliyorlar
Peki, eğer bir tutum ya da uy-
gulama hakkında hemen herkes
"eleştiri cephesinde" yer alıyor-
sa; hatla sorumlulan bile sonuç-
larından yakınmaya başlamış-
larsa, bunlann yine de devam et-
mesı acaba ne anlama geliyor?
Soruya en çarpıcı örnek "gök-
delen"ler...
Bugüne dek hemen her gök-
delen hakkında hep olumsuz gö-
rüşler belirtilmesine rağmen;
hatta yerel ve merkezi hükümet
temsilcilerinin de gökdelenlere
karşı demeçleri artarak sürer-
ken; çoğunun yasal izınleri bile
tartışmalı olan bu heyulaların
ardı arkası neden kesilmiyor?
O kadar ki en çok eleştırilen
yanlan da "kentlerin içinde"
yükselerek altyapı ve peyzaj
dengelerıni bozmaları olduğu
halde, hemen tüm yeni gökde-
lenler sanki inadına aynı ko-
numlarda yükseliyoriar...
Sözün kısası, gökdelenler
eleştirildikçe daha da çoğahyor.
Bu nitelikleriyle de en gerçekçi
ve en genış kesımlerce paylaşı-
lan eleştirilerin bile "etkili ola-
madığı" bir imar düzeninin ade-
ta "kurumsallaştığını" kanıtlı-
yorlar...
Gökdelenlerdeki bu "sürdü-
rülebilir"liğin sırn, sadece
rinden biri de Istanbul 'dakilere
eklenen "Kanyon"...
Kendi ifadeleriyle, "Levent'te
bir dev" olarak yükselen ve Be-
şiktaş, Şişli ile Levent'ın tam or-
tasına dikilen Kanyon'da, Türki-
ye ve Avrupa'nın en büyük ev ve
ofis daireleri ile ahşveriş ve eğ-
lence merkezleri yer alacak...
Büyüklükleri 380 m2'ye kadar
çıkabilen "konut daireleri"nde
aynca ne var biliyor musunuz?
"Pencerelerin açılarakdoğal ha-
va alma olanağı...!" (Vıtra-Part-
nersclub/ Aralık-2004)
lnsana evinde bile doğal hava-
yı "ayrıcalık" olarak pazarlayan
bir anlayışa müşteri olanlar,
gökdelendeki pencerelerini yıl-
da belki de sadece yazın ortasın-
daki birkaç gün açabilecekleri-
ni düşünmüyor olabilirler. An-
cak, kente "havadan" bakarak
yaşamaya trilyonlar verebilen-
lcrın, topluma da artık hep "ha-
vadan" bakacaklannı, bunun da
önce kendi halkına yabancıla-
şan zenginler yaratarak sosyal
birliktelikleri yok edeceğini şu
"muhafazakâr"lar bile hiç
umursamıyorlar...
Evet... Gökdelenleri eleştir-
mek onlan engellemediği gibi
daha da çoğaltıyor. Galiba artık
bunun yerine "gökdelende ko-
nut" edinenleri eleştirmek ve
onlan bu "uygarlık dışı müşteri
kinıliklerini" terk etmeye davet
etmek belki daha doğru...
oekinci/cumhuriyet.com.tr
KÎM KİME DUM DUMA BEIIIÇAK behicakOı turk.net
ÇtZGİLlK KÂMtL MASARACl kamilmasarac'Kd mynet.com
H A R B İ SEMİIIPOROY semihporoy((t yahoo.com
EFENPl'M, ME \
M . . . BiZPE K/MKJ
HAYAT EPlK TİYATROSU MUSTAFA BÎLGÎN hayatepiktn mynet.com
CUMHURİyETÎ
HALLETTIK:
SIRA
CUMHURİYETTE !..
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN urww.mtuntuz-arikan.com
ALTIN SAHIU - GANA
135? 'PE BUGÜN, AFZlKA ÇBATl") Ü<-/ceL£GifiJDEN
GANA Ö2.GUIS.UJĞÛA1E /G4VUŞTU- 14?O_'7~E İt-K
KEZ. PO&TE/cjzc/ 'L&/S/A/ AYAICL grfSTt&l GAMA,
ALT7M KAYA/AtUA/ZINDAN OOLAYI "ALrrN SAHlLl "
Oıye AUILMAYA BAŞLANMtfTt. 2AMANLA, ALTIN
Ye/S.tNt KJÖLE TtCy4/2.ET/N£ B/fZAfCAAIŞTl'• İ3. YÜZ-
Y/L 8AŞ/UDA İNGİLİZ £GBMeMt-/(SİNE
Ü 8OYUM
, Ç SAH-
N£ OLMUÇTU. -(874'TIE, INGİUZ SÖMÜSGESI İIAH
BPlLMİÇ, AUCAK 2JO. VUZ.Y/LDA POLtT/K AÇ/-
OAM &EL/ÇME 6Ö£rE&€£İLA4)ŞTİ. İ942 'DE,
YE(S.U HAL/C VC>tJeT7'ME OKTAK OLMUf, İ3B1 'DE
KWAME NkllZuM/IH BAŞA £EÇMlÇ7~i. ^EÇf^UB-
fjıfj BU OOGAl- SOMUCUNU BAĞ/M&Zt-lk. iaLEMİÇTİ.
GÖRÜŞ
t. GÜRŞEN KAFKAS
İnancın Ta|la
Bütünleştigi Mardin
Taşın inançla bütünleştigi yapılarının, tarihi ve
kültürel dokularla işlendiği asırların kentidir Mar-
din. Yukarı Mezopotamya uygarlığı, tarihi zengin-
liğinin, coğrafi konumunun insanlarına yansıma-
sıyla doğan mistik değerlerin yerleşim kentini ya-
ratmıştır. Geçmişinden bugüne var olan tarihi ve
kültürel zenginliklerini, dillerin ve dinlerin anlayışı
ile sürdüren örnek bir kent olmuştur. Kültürel de-
ğerlerini çan/hazzan/ezan hoşgörüsüyle insanına
taşıyarak gelenek, görenek ve sosyal yaşantısın-
da geçmişten nostalji yaşatmaktadır.
Doğudan batıya kervanların geçtiği, ipek yolu-
nun durak yeri olmuş, kıtalararası ulaşımın, tica-
retin ve ekonominin aranan ünlü bir yeri olarak iz
bırakmıştır. Sümerlerin, Perslerin, Ermenilerin, Bi-
zanslıların, Artıkoğullarının, Arapların ve Osmanlı-
ların uygarlık kalıntılarının taşa/inanca/insana ulaş-
tığı tarihi değerlerini korumuştur. Dünlerin yorgun
bedenini, Mezopotamya ovasının uçbeyi şanlı ka-
lesine yaslanarak, asırları geride bırakıp bugünle-
re varan tarihi, turistik, estetik kent özelliğini taşı-
maktadır. Camileri, kiliseleri, medreseleri, manas-
tırları, çeşmeleri, kervansarayları, tekke ve zaviye-
leri; insanların yaşamasevincine, kederlerine, ne-
şelerine ve hüzünlerine ortak değer kazandırmış-
tır. Yapılarının örüldüğü her taşın yazı, motif, tez-
hip ve figürlerle işlendiği, bugünlere dünlerin otan-
tik geçmişini anlatan tarihi zenginliklerdir.
Ermeni, Süryani, Katolik, Protestan ve Müslü-
man toplumun gelenek, görenek ve töresel yaşan-
tılarıyla "dinlerin buluştuğuyerdirMardin". Din-
lerin toprağı (Turab-ıl din)", dillerin de kenti olarak
kültürel kazanımlarsağlamıştır. Kentin labirentdu-
ruşu, inişli çıkışlı basamak basamaksokakları, yol-
ları ve örtmeleri ile geçmişin özgün yapısının özel-
liklerini taşır. Tarihi kalıntıların getirdiği uygarlıklar,
inançlar arası bırleşim veya ayrışımlar, töresel iş-
levler, farklı dil özellikleri, giyim kuşam motifleri ile
her alandaki ulusal ve sonrası küresel bir "dünya
kenti" olmaya hak kazanmaktadır. İnsanların bir-
birlerinin haklarına, yaşantısına, kültürüne saygılı
ve hoşgörülü olması, toplumsal barışı ve anlayışı
kentte kalıcı kılmıştır. Dünlerden bugünlere ulaşan
uygarlığın ve kültürün tanıtımı önde tutularak, yö-
renin coğrafyasını, tarihini, sanatsal değerlerini ve
yaşam kesitlerinı dünya insanına açmak, ulaştır-
mak önemli bir görevdir. Kültürler arası diyaloğun
yaratacağı bu görev, Mardin'i, farklı duruşu, tarihi
zenginliği ile yörenin turizm akıcılığının merkezi
yapacaktır.
Ozgün ve otantik yapısı ile tüm insanların gör-
meye değer bulacakları, 21. yy'ın önemli bir kül-
türdeğerıdir Mardin. Bilginin, eğitimin veteknolo-
jinin egemenliğinin yaşandığı bu çağda, savaşla-
rın da kırılma noktasında olduğu bilinmektedir.
Dinlerin ve farklı dillerin buluştuğu Mardin, insan-
larının anlayış, hoşgörü ve sevgiyle buluşup kav-
ga yerine barışı sağlayarak örnek bir yaşama se-
vincinin yeri olmaktadır.
Insanlar Mardin'i gezerken; geçmişin özgür ya-
şam sevincini, kültürler arası diyaloğun incelikle-
rini, göz nuruyla işlenmiş el sanatlarının kalıcılığı-
nı ve dinlerin buluştuğu tarihi doyumun tadını bu-
lacaklardır. Kent, çevresel özellikleriyle gözlem-
lendiğinde: Mardin Kalesi'ni, Kasımiye/Zinciriye
medreselerini; Dara ve Hasankeyf harabelerini,
Deyrüzzaferan Manastırı'nı, Revaklı Çarşısı'nı, La-
tifiye ve Emir Necmettin külliyesini, Eyvanlı Çeş-
mesi'ni, Mar Efrem/Pavlus Kilisesi'ni ve de daha
nice tarihi değerleri içine alan bütünleyiciliğiyle,
Mezopotamya ovasının, Fırat ve Dicle havzasının
"açık müzesi" olup bugünlere ulaşıldığı görüle-
cektir. Mardin'i ve çevresini, uzak geçmişimizi, uy-
garlıklar karması mimariyi, canlı birtablo izlence-
siyle ve asırların yıpratamadığı görkemiyle dünya
tarihine tanıtmak, ulusal turizmin bir cennet par-
çası olarak sunmaktan onur duymaktayız.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6
SOLDAN SAĞA:
1/ Sıcak böl-
gelerde yeti-
şen ve reçine-
sı yaralann te-
davisinde kul-
lanılan bodur
bir ağaç. 2/
Bir soru sö-
zü...Brrsüreç
ıçindeki dıı-
rumlardan her
biri. 3/lskam-
bılde bir kâ-
ğıt... Atlann taşınma-
sı için yapılmış kapa-
lı taşıma aracı. 4/Bir
ilimiz. 5/ Toplumun
duygulannı inciten
olay ya da durum. 6/ 5
"Cezmi —": Ünlü
kısa mesafe koşucu-
muz... Kuzu sesi...
Yapay reçine verniğı 9 j
ve tutkalı üretiminde kullanılan beyaz ve billursu
toz. 7/Bir haberin ağızdan ağıza yayılması. 8/Bir
kişının öz varlığı... Tellür elementinın sımgesı. 9/
İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla... Antalya'nın Se-
rik ilçesıne bağlı turistik bir belde.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Argoda rakıya verilen ad. 2/Neon elementinin
simgesi... Sıcaklıkölçer. 3/"Bir — banaemmide-
di n'eyleyim" (Karacaoğlan)... Yurdumuzda bir
göl. 4/Halk dilinde şeftaliye verilen ad. 5/Bir şe-
yin çok kötü olduğunu belirtmek için kullanılan
sözcük. 6/ Müstahkem yer... Eylemleri olumsuz
yapmakta kullanılan ek... Tanmda kullanılan azot-
lu gübre. 7/Asılsız haber. 8/ " — Yücel": Şairi-
miz... Bir cervel türü. 9/Kuşaktan kuşağa geçen
kalıtımsal öğe... Kundak, çocuk bezi.
ŞİŞLİ 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2004/586- KararNo: 2005/40
Adana ili, Yumurtalık ilçesi, Yeniköy Köyü, Cılt No
18, Hane No 110'da nüfusa kayıtlı bulunan Nurı ve Fat-
ma oğlu 24.10.1976 doğumlu (9 BSN) Şakır Şakıroğ-
lu'nun nüfus kayıtlarında Şakır olan ismının Melike Ar-
zu, erkek olan cınsıyetının de kadın olarak tashıhıne ka-
rar verılmıştır. 22.02.2005 Basm: 9179