09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MART 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Inık'ta Kürt bötgesi yüzde 20 büyümüş. DUIeri daha çok büyüdü! Elektronik posta: [email protected] www.denizsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - ABD, AKP"yi gözden çıkarıyormuş... "Gözden çıkarsa da avucunun içinde tutar!" Liste ABD'nin kurulduğu 1890 yılından bu yana başka devletlere askeri müdahaleler konusunda bir dünya rekoru kırdığı saptanarak bunun Guin- ness rekoru olarak tes- cil edilmesine çalışılıyor- tnuş. 1891'de Arjantin'le başlayıp 2003'te Irak'la biten listede yaklaşık 100 askeri müdahale bu- lunuyor. Ancak liste ek- sik; 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980'i unutmuşlar! Prodüktivite 48fe Türk Standartları y f Enstitüsü'nde de- 1 vam eden 100 mil- yon dolarlık yolsuzluk soruşturması nedeniyle görevden alınan yöneti- cilerden biri Milli Pro- düktivite Merkezi'ne üst düzey yönetici olarak atanıyor. Soruşturmanın selameti bu olsa gerek! T ürkiye'deçoksataryazarOrhanPamuk'un Türklerin 1 milyon Ermeni'yi öldürdüğüne ilişkin iddiası ilk kez, 1916 yılında Iran'daki Ingiliz konsoloslukları istihbarat raporların- da yer alıyor. Tarihçi profesör Halil Berktay'ın da onayladığı bu iddia ne ilginçtir ki Ingilizlerin, Ittihat ve Terakkicileri soykırım suçundan yargılamak üzere 1919'da Istanbul'da ve 1921 'de Malta'da kurdukla- rı "soykırım mahkemesi"nde bile kanıtlanamıyor. Ingiliz istihbarat iddialarının ilk kez kamuoyuna mal edilmesi ise kitapları arasında "Kara Kitap" da bulu- nan Pamuk'tan yine çok önce 1916 yılında VVelling- ton House tarafından yayımlanan "Mavi Kitap"la olu- yor. VVellington House, Ingiliz hükümetinin Birinci Dün- ya Savaşı'nın başlangıcı 1914 yılında kurduğu bir propaganda ofisi. Almanlara karşı Ingiltere'nin ve müttefiklerinin çı- karını korumak amacıyla kurulan ofisin temel görevi Mavi Kitap kitap ve broşür gibi yayınlar yapmak. 1916 yılında ba- sılan Mavi Kitap bunlardan biri. Arnold J. Toynbee ve James Bryce imzalı kıtap- ta, Tiflis'teki Horizon, Marsilya'daki Armenia, Lond- ra'daki Ararat ve New York'taki Gotchang adlı Erme- ni gazeteleri ile Amerika'daki Ermeni Mezalimi Komi- tesi kaynak gösterilerek Türklerin, Osmanlı toprakla- nndaki 1 milyon 800 bin Ermeni'den 600 binini öldür- düğü yazıyor. Ancak bu kitaptayeralan ıddıaların bir"savaş pro- pagandası" ve "tamamen temelsiz" olduğu, 1925 yı- lında dönemin Ingiliz Dışişleri Bakanı Joseph Aus- ten Camberlain tarafından resmen kabul ediliyor. 11 Nisan1915'te Van'dakiisyanla "bağımsızlıksa- vaşı"nı başlatan ve 24 Nisan 1915'te komitacı der- Lütfen M. Sait Arasan: •* "Pek çok değerin pa- rayla alınıp satıldığı ve bunun çok olağan sayıl- dığı bir ülkenin futbo- lunda, teşvik primi ve şi- ke gibi unsurlarla aynı tarzda başarı elde edil- mesi neden kötüleniyor acaba? Lütfen yani!" SESSÎZSEDASIZ(i) nekleri kapatıldığı için 24 Nisan'ı "soykırım günü" i- lan eden Ortodoks Ermenilerden "zorunlu göç" sıra- sında hiç ölen olmadı mı? Osmanlı ve Ingiliz belgelerine ilişkin kaynakçası da verilen Türkiye Büyük Millet Meclisi yayını "Osman- lı'nın Son Döneminde Ermeniler" kitabına göre 9 Ha- ziran 1915'te Osmanlı Meclisi Mebusanı tarafından Ermeniler için genellikle Suriye'deki vilayetlere doğ- ru zorunlu göç kararı alınıyor. Anadolu'daki 33 yerleşim biriminden toplam 438 bın 758 Ermeni göç ettiriliyor. Yöla çıkan her kafile- nın sayısı kayıt altına alınıyor. Göç, 8 Şubat 1916'ya dek sürüyor. Yerine varan ka- filedekilerin sayısı da Istanbul'a bildiriliyor. Yeni iskân sahasına ulaşan Ermenilerin sayısı 382 bin 148 kişi. Yani, toplam 56 bin 610 Ermeni, yoldaki pusularda ya da hastalıktan yaşamını yitiriyor. Bu sayıyı 1 milyona tamamlamak da "Mavi Kitap" sahiplerine kalıyor! Köylünün bîri, bir prense köpek demiş Fıkrayı Ahmet Önen göndermiş: Evvel zamanın ve kalbur da samanın içindeyken, pirenin berberlik devenin tellallık yaptığı Kafdağı'nın ardındaki ül- kelerden birinin prensi, günlerden bir gün maiyeti ile birlikte ava çıkmış. Prens hazretleri tam avlanacakken yolunun üstünde bir köylüyle karşılaş- mış. Kendi başına tarlasında çalışan köylü, prensi pek umursamış ve arala- rında tartışma başlamış. Tartışma atışmaya dönüşmüş ve köy- lü sinirlenip işinden alıkoyduğu için prense "köpek" demiş. Prens, kellesini orada kesmek yerine köylüyü alıp ba- basının sarayına getırmiş ve mahkeme- ye çıkartmış. Davaya bakan yargıç köylüye sor- muş: - Prense köpek dedin mi? - Evet, dedim. Yargıç tekrar sormuş: - Bunun suç olduğunu bilmiyor muydun? Köylü, yanıt yerine soruya so- ruyla karşılık vermiş: - Sayın yargıç; bir prense köpek de- mek suç mudur? - Evet, suçtur. Köylü yargıca bir soru daha sormuş: - Peki, bir köpeğe prens demek suç mudur? - Hayır, bunu söylemek hiçbirşekilde suç değildir. Beklediğı yanıtı alan köylü, kafasını şöyle bir kaşıdıktan sonra prense dö- nüp seslenmiş: "özür dilerim prens!" Yüksek Yerilim Hattı Karıkatüre ceza yağdırıyor kara zıhniyet. kara katür! erdincutku ' yahoo.com ÇED KÖŞESt OKTAY EKİNCt Kanyon'daki Evler Eleştiri ne içindır? Bir yanlışı önlemek ya da ek- sikliği gidermenın yolu, önce- likJe eleştiriden geçer... Eleştiri hem düşünce tarihi- nin hem de sosyal ve siyasi ta- rihin en eski erdemi, en köklü zenginliğidir... 0nun olmadığı yerde, fikir özgürlüğü bir yana, "fikir" bile gelışemez... Ne var ki eleştırıyi bu tarihsel işlevınin dışında, ömeğin kendini farklı göstermek, karşıdakini yıprat- mak, prim toplamak, bilgisizli- ğinı gizlemek, muhalefet göste- risınde bulunmak gibi "içtenlik- siz" yapanlar da az değil... Hatla bu gibiler günümüzde daha "popüler" oldukları için, "eleştirmek"le "karalamak" "ranfın çekiciliği midir? Bu soruya da "evet" deyip pe- şinı bıraktığımızda, suçu sadece rant düşkünü yatırımcıya yüklü- yor ve eleştirileri hiçe sayan tav- nnda olduğundan fazla "güçlü" görünmesine neden oluyoruz. Oysa gökdeleni böylesine "pervasız" kılan, "gökdelensev- dalısı müşteriler" de değil mi- dir? Ofis ya da ışyeri bir yana "evyaşaım" için bile gökdelen- leri tercih eden ve 30. katta "ko- nut"u olmaya öykünenler ço- ğaldıkça, bu kent kültürü yoksu- nu müşteri potansiyeli, gökde- lenleri de körükleyecektir. 'Temiz hava boi gıda'! Nitekim bunun son örnekle- sanki eşanlama geliyor; böyle- ce gerçek eleştınler de toplum- da hak ettikleri itiban göremi- yorlar... Eleştirildikçe yükseliyorlar Peki, eğer bir tutum ya da uy- gulama hakkında hemen herkes "eleştiri cephesinde" yer alıyor- sa; hatla sorumlulan bile sonuç- larından yakınmaya başlamış- larsa, bunlann yine de devam et- mesı acaba ne anlama geliyor? Soruya en çarpıcı örnek "gök- delen"ler... Bugüne dek hemen her gök- delen hakkında hep olumsuz gö- rüşler belirtilmesine rağmen; hatta yerel ve merkezi hükümet temsilcilerinin de gökdelenlere karşı demeçleri artarak sürer- ken; çoğunun yasal izınleri bile tartışmalı olan bu heyulaların ardı arkası neden kesilmiyor? O kadar ki en çok eleştırilen yanlan da "kentlerin içinde" yükselerek altyapı ve peyzaj dengelerıni bozmaları olduğu halde, hemen tüm yeni gökde- lenler sanki inadına aynı ko- numlarda yükseliyoriar... Sözün kısası, gökdelenler eleştirildikçe daha da çoğahyor. Bu nitelikleriyle de en gerçekçi ve en genış kesımlerce paylaşı- lan eleştirilerin bile "etkili ola- madığı" bir imar düzeninin ade- ta "kurumsallaştığını" kanıtlı- yorlar... Gökdelenlerdeki bu "sürdü- rülebilir"liğin sırn, sadece rinden biri de Istanbul 'dakilere eklenen "Kanyon"... Kendi ifadeleriyle, "Levent'te bir dev" olarak yükselen ve Be- şiktaş, Şişli ile Levent'ın tam or- tasına dikilen Kanyon'da, Türki- ye ve Avrupa'nın en büyük ev ve ofis daireleri ile ahşveriş ve eğ- lence merkezleri yer alacak... Büyüklükleri 380 m2'ye kadar çıkabilen "konut daireleri"nde aynca ne var biliyor musunuz? "Pencerelerin açılarakdoğal ha- va alma olanağı...!" (Vıtra-Part- nersclub/ Aralık-2004) lnsana evinde bile doğal hava- yı "ayrıcalık" olarak pazarlayan bir anlayışa müşteri olanlar, gökdelendeki pencerelerini yıl- da belki de sadece yazın ortasın- daki birkaç gün açabilecekleri- ni düşünmüyor olabilirler. An- cak, kente "havadan" bakarak yaşamaya trilyonlar verebilen- lcrın, topluma da artık hep "ha- vadan" bakacaklannı, bunun da önce kendi halkına yabancıla- şan zenginler yaratarak sosyal birliktelikleri yok edeceğini şu "muhafazakâr"lar bile hiç umursamıyorlar... Evet... Gökdelenleri eleştir- mek onlan engellemediği gibi daha da çoğaltıyor. Galiba artık bunun yerine "gökdelende ko- nut" edinenleri eleştirmek ve onlan bu "uygarlık dışı müşteri kinıliklerini" terk etmeye davet etmek belki daha doğru... oekinci/cumhuriyet.com.tr KÎM KİME DUM DUMA BEIIIÇAK behicakOı turk.net ÇtZGİLlK KÂMtL MASARACl kamilmasarac'Kd mynet.com H A R B İ SEMİIIPOROY semihporoy((t yahoo.com EFENPl'M, ME \ M . . . BiZPE K/MKJ HAYAT EPlK TİYATROSU MUSTAFA BÎLGÎN hayatepiktn mynet.com CUMHURİyETÎ HALLETTIK: SIRA CUMHURİYETTE !.. TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN urww.mtuntuz-arikan.com ALTIN SAHIU - GANA 135? 'PE BUGÜN, AFZlKA ÇBATl") Ü<-/ceL£GifiJDEN GANA Ö2.GUIS.UJĞÛA1E /G4VUŞTU- 14?O_'7~E İt-K KEZ. PO&TE/cjzc/ 'L&/S/A/ AYAICL grfSTt&l GAMA, ALT7M KAYA/AtUA/ZINDAN OOLAYI "ALrrN SAHlLl " Oıye AUILMAYA BAŞLANMtfTt. 2AMANLA, ALTIN Ye/S.tNt KJÖLE TtCy4/2.ET/N£ B/fZAfCAAIŞTl'• İ3. YÜZ- Y/L 8AŞ/UDA İNGİLİZ £GBMeMt-/(SİNE Ü 8OYUM , Ç SAH- N£ OLMUÇTU. -(874'TIE, INGİUZ SÖMÜSGESI İIAH BPlLMİÇ, AUCAK 2JO. VUZ.Y/LDA POLtT/K AÇ/- OAM &EL/ÇME 6Ö£rE&€£İLA4)ŞTİ. İ942 'DE, YE(S.U HAL/C VC>tJeT7'ME OKTAK OLMUf, İ3B1 'DE KWAME NkllZuM/IH BAŞA £EÇMlÇ7~i. ^EÇf^UB- fjıfj BU OOGAl- SOMUCUNU BAĞ/M&Zt-lk. iaLEMİÇTİ. GÖRÜŞ t. GÜRŞEN KAFKAS İnancın Ta|la Bütünleştigi Mardin Taşın inançla bütünleştigi yapılarının, tarihi ve kültürel dokularla işlendiği asırların kentidir Mar- din. Yukarı Mezopotamya uygarlığı, tarihi zengin- liğinin, coğrafi konumunun insanlarına yansıma- sıyla doğan mistik değerlerin yerleşim kentini ya- ratmıştır. Geçmişinden bugüne var olan tarihi ve kültürel zenginliklerini, dillerin ve dinlerin anlayışı ile sürdüren örnek bir kent olmuştur. Kültürel de- ğerlerini çan/hazzan/ezan hoşgörüsüyle insanına taşıyarak gelenek, görenek ve sosyal yaşantısın- da geçmişten nostalji yaşatmaktadır. Doğudan batıya kervanların geçtiği, ipek yolu- nun durak yeri olmuş, kıtalararası ulaşımın, tica- retin ve ekonominin aranan ünlü bir yeri olarak iz bırakmıştır. Sümerlerin, Perslerin, Ermenilerin, Bi- zanslıların, Artıkoğullarının, Arapların ve Osmanlı- ların uygarlık kalıntılarının taşa/inanca/insana ulaş- tığı tarihi değerlerini korumuştur. Dünlerin yorgun bedenini, Mezopotamya ovasının uçbeyi şanlı ka- lesine yaslanarak, asırları geride bırakıp bugünle- re varan tarihi, turistik, estetik kent özelliğini taşı- maktadır. Camileri, kiliseleri, medreseleri, manas- tırları, çeşmeleri, kervansarayları, tekke ve zaviye- leri; insanların yaşamasevincine, kederlerine, ne- şelerine ve hüzünlerine ortak değer kazandırmış- tır. Yapılarının örüldüğü her taşın yazı, motif, tez- hip ve figürlerle işlendiği, bugünlere dünlerin otan- tik geçmişini anlatan tarihi zenginliklerdir. Ermeni, Süryani, Katolik, Protestan ve Müslü- man toplumun gelenek, görenek ve töresel yaşan- tılarıyla "dinlerin buluştuğuyerdirMardin". Din- lerin toprağı (Turab-ıl din)", dillerin de kenti olarak kültürel kazanımlarsağlamıştır. Kentin labirentdu- ruşu, inişli çıkışlı basamak basamaksokakları, yol- ları ve örtmeleri ile geçmişin özgün yapısının özel- liklerini taşır. Tarihi kalıntıların getirdiği uygarlıklar, inançlar arası bırleşim veya ayrışımlar, töresel iş- levler, farklı dil özellikleri, giyim kuşam motifleri ile her alandaki ulusal ve sonrası küresel bir "dünya kenti" olmaya hak kazanmaktadır. İnsanların bir- birlerinin haklarına, yaşantısına, kültürüne saygılı ve hoşgörülü olması, toplumsal barışı ve anlayışı kentte kalıcı kılmıştır. Dünlerden bugünlere ulaşan uygarlığın ve kültürün tanıtımı önde tutularak, yö- renin coğrafyasını, tarihini, sanatsal değerlerini ve yaşam kesitlerinı dünya insanına açmak, ulaştır- mak önemli bir görevdir. Kültürler arası diyaloğun yaratacağı bu görev, Mardin'i, farklı duruşu, tarihi zenginliği ile yörenin turizm akıcılığının merkezi yapacaktır. Ozgün ve otantik yapısı ile tüm insanların gör- meye değer bulacakları, 21. yy'ın önemli bir kül- türdeğerıdir Mardin. Bilginin, eğitimin veteknolo- jinin egemenliğinin yaşandığı bu çağda, savaşla- rın da kırılma noktasında olduğu bilinmektedir. Dinlerin ve farklı dillerin buluştuğu Mardin, insan- larının anlayış, hoşgörü ve sevgiyle buluşup kav- ga yerine barışı sağlayarak örnek bir yaşama se- vincinin yeri olmaktadır. Insanlar Mardin'i gezerken; geçmişin özgür ya- şam sevincini, kültürler arası diyaloğun incelikle- rini, göz nuruyla işlenmiş el sanatlarının kalıcılığı- nı ve dinlerin buluştuğu tarihi doyumun tadını bu- lacaklardır. Kent, çevresel özellikleriyle gözlem- lendiğinde: Mardin Kalesi'ni, Kasımiye/Zinciriye medreselerini; Dara ve Hasankeyf harabelerini, Deyrüzzaferan Manastırı'nı, Revaklı Çarşısı'nı, La- tifiye ve Emir Necmettin külliyesini, Eyvanlı Çeş- mesi'ni, Mar Efrem/Pavlus Kilisesi'ni ve de daha nice tarihi değerleri içine alan bütünleyiciliğiyle, Mezopotamya ovasının, Fırat ve Dicle havzasının "açık müzesi" olup bugünlere ulaşıldığı görüle- cektir. Mardin'i ve çevresini, uzak geçmişimizi, uy- garlıklar karması mimariyi, canlı birtablo izlence- siyle ve asırların yıpratamadığı görkemiyle dünya tarihine tanıtmak, ulusal turizmin bir cennet par- çası olarak sunmaktan onur duymaktayız. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 SOLDAN SAĞA: 1/ Sıcak böl- gelerde yeti- şen ve reçine- sı yaralann te- davisinde kul- lanılan bodur bir ağaç. 2/ Bir soru sö- zü...Brrsüreç ıçindeki dıı- rumlardan her biri. 3/lskam- bılde bir kâ- ğıt... Atlann taşınma- sı için yapılmış kapa- lı taşıma aracı. 4/Bir ilimiz. 5/ Toplumun duygulannı inciten olay ya da durum. 6/ 5 "Cezmi —": Ünlü kısa mesafe koşucu- muz... Kuzu sesi... Yapay reçine verniğı 9 j ve tutkalı üretiminde kullanılan beyaz ve billursu toz. 7/Bir haberin ağızdan ağıza yayılması. 8/Bir kişının öz varlığı... Tellür elementinın sımgesı. 9/ İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla... Antalya'nın Se- rik ilçesıne bağlı turistik bir belde. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Argoda rakıya verilen ad. 2/Neon elementinin simgesi... Sıcaklıkölçer. 3/"Bir — banaemmide- di n'eyleyim" (Karacaoğlan)... Yurdumuzda bir göl. 4/Halk dilinde şeftaliye verilen ad. 5/Bir şe- yin çok kötü olduğunu belirtmek için kullanılan sözcük. 6/ Müstahkem yer... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek... Tanmda kullanılan azot- lu gübre. 7/Asılsız haber. 8/ " — Yücel": Şairi- miz... Bir cervel türü. 9/Kuşaktan kuşağa geçen kalıtımsal öğe... Kundak, çocuk bezi. ŞİŞLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2004/586- KararNo: 2005/40 Adana ili, Yumurtalık ilçesi, Yeniköy Köyü, Cılt No 18, Hane No 110'da nüfusa kayıtlı bulunan Nurı ve Fat- ma oğlu 24.10.1976 doğumlu (9 BSN) Şakır Şakıroğ- lu'nun nüfus kayıtlarında Şakır olan ismının Melike Ar- zu, erkek olan cınsıyetının de kadın olarak tashıhıne ka- rar verılmıştır. 22.02.2005 Basm: 9179
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle