22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 2005 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Sinop 9 Adana B 18 S 15 Samsun 7 Mersin B 18 Kocaeli Çanakkale S Izmir B~ 13 Trabzon Y 6 Dıyarbakır PB 10 16 Gıresun Y _6 Şanlıurfa PB 13 PB 1017 Ankara S 10 Mardın Manisa _B 15i Eskişehir S 12 Sıırt B 10 Aydın Denizlı B 19 Konya S 10 Hakkâri K B 17 Sıvas 4 Van Zonguldak B 8 Antalya B 19 Kars Yurdun kuzey ve dogu kesımlerı parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadenız kıyıları ve Doğu Karade nız ile Doğu Anadolu'nun doğusu yağışlı, dığeryer ler az bulutlu geçecek Yağışlar Doğu Karade nız'ın ıç kesımlerınde yer yer etkılı olacak Hava sı caklığı yurdun doğu ke sımlennde değışmezken batı kesımlerınde 1 ıla 3 derece artacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Bruksel Parıs Bonn PB PB PB Y Y Y Y Y 9 4 11 17 9 17 16 19 Münıh Y 17 Beriın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürıh PB PB PB PB PB PB Y B Y 1b 14 20 14 18 18 19 18 ?0 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahıre PB Y PB PB Y PB K A 0 19 5 22 6 17 -3 22 Şam B 18 t Açık Parçalı bulutlu t Çok bulutlu - Yağmurlu Karlı lurultulu GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK I Baştarafi 1. Sayfada rupa Parlamentosu Başkanı Borrelli, AP'de önemli yeri olan sosyal demokratlar aynı yargıla- rı dile getirdi. Schröder ve bizimkinin dost geçin- diği Yunanıstan Başbakanı da -sözcüsü de- Tür- kiye'nin "üstüne düşen sorumlulukları" yerine ge- tirmesini istedi. AB Temsilcisi Kretschmer, -Adalet Bakanı Çi- çek Cemil'in AB'den temsilcilerle- AB ölçeklerine göre düzenledik dediği "yeni TCY'nin bazı hüküm- lerinden duydukları endişeyi yasa hazırlanırken di- le getirdiklerini" söyledi. Temsilci yineledi: "Ifade ve basın özgürlüğü her demokraside hayati önem ta- şıyan birkonu" ve... "Gerekirse Meclis'ten bu ko- nuda değişiklik yapılmasını isteyebiliriz" dedi. Bitmedi uyarılar. Türkiye-AB Karma Parlamen- to Eşbaşkanı Lagendijk, Türkiye'nin 17 Aralık'tan bu yana AB'nin yakın takibinde olduğunu söylü- yor. "Üyeliğinize kadar bu böyle" diyor. Yani on- on beş yıl! Batı medyasının -RTE'nln önemsemediği- ya- yınlarına resmi ağızların uyarılarını ekleyiniz; orta- ya çıkan manzara Türkiye açısından kel. Fakat bizimkinin yüreği geniş mi geniş, doğru- ları yalanlamakta mahir, dünya yüzünde tek Doğ- rucu Davut bizimki. Nedeni ortada; Brüksel'de - sinirlerini birkaç günlüğüne tatile çıkarmış olsa ge- rek- sakin bir üslupla "Türkiye'nin (oysa hüküme- tin) reformları uygulamada hız yitirdiği söylentileri (oysa resmi açıklamaları) ve tabii -yukarıda özetin özeti olarak sıralanan eleştirileri- kapı arkasında- ki dedikodular" diye niteledi. Bilumum muhalifler; bu ferasete (anlayışa, sez- giye, zekâya) kurban olun! • •• Brüksel'deki basın toplantısında gazeteci, "yo- ğun eleştirilerin giderek dozunu arttırdığını" söy- ledi. Bir başka gazeteci (Zaman'ın Avrupa muha- biri) Başbakan'a "Sizolumlu hava var diyorsunuz. Biz burada çalışanlar böyle bir hava solumuyoruz " diye söze başladı. Şu yanıt RTE'nin dar çerçeve- den sıyrılamadığını gösterdi: "Dedikodulara itimat ediyorsak Türkiye'ye yazık olur." Karamanlis'le özellikle Kıbrıs'ı görüşecekleri yazıldı, söylendi. Hazret bu konuya tek sözcükle değinmedi. Dışişleri Bakanı Gül'ün TCY'deki ba- sınla ilgili tepkiyle karşılanan maddeleri değiştire- ceğiz demesi... Çiçek Cemil'in Gazeteciler Cemi- yeti'nin eleştirilerini bir komisyonda inceleyecek- lerini söylemesi ile açılan umut kapısını RTE, -ne- dense haber TV'lerde ve gazetelerde yer almadı- Brüksel'de kapadı. Nuh diyor Peygamber demi- yor; hele 1 Nisan'dayasayörürlüğegirsinmiş, uy- gulamaları görsünlermiş. Arkası malûm. Gerekir- se yasada düzeltme yapacaklarını kemal-i iftihar- la açıkladı. ••• Türkiye'de bir şeyler oluyor; örneğin bayrak ya- kılıyor. RTE'ye göre bu olayı gerçekleştirenler on beş yaşlarında "çocuklar". Peki ama bunları bu su- ça azmettirenlerin kimler ve hangi örgütün işi ol- duğu araştırılıyor mu acaba? Şair ne demiş; "Uyuma bebeğim yumma kirpik- lerini." TÜFE FARKLARINIALACAKLAR Yargıdan emekliye müjde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 7. tş Mahkemesi, Tüketıci Fiyat Endeksi (TÜ- FE) farklannın SSK emekli aylıklarına 2 yıl boyunca eksik yansıtıldığı iddiasıyla açılan tespit davasını kabul etti. Böylece, SSK emek- lilerine 20 günlük TÜFE farklannı alma yolu açıldı. Emekli-Sen Başkanı Veli Beysülen, "3.5 milyonu aşkın SSK emeklisinin, dava konusu dönenıi kapsayan kişi başına orta- lanıa alacağı 100-120 ınilyon lira olur" de- di. SSK Başkan Vekili Sait Ersoy ise dava so- nucunu temyiz edeceklerini açıkladı. Ankara 7. Iş Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına, davacı Emekli-Sen'in avukatı Süleyman Beysülen ile SSK avukatı katıldı- lar. Beysülen'in verdiği dava dilekçesinde, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'nda emekli gelir ve ayhklanyla telafi edici ödeme- lerin her ayın başmda bir önceki ayda gerçek- leşen TÜFE artış oranına göre arttırılarak üc- retlere yansıtılmasının hüküm altına alındığı belirtiliyordu. TÜFE oranının ayın 2 ya da 3 'ünde açıklanmasına karşın farkın SSK tara- fından 19 ile 21 'i arasında ödendiği anımsa- tılan dilekçede, 29 ay boyunca SSK emeklile- rının hak kaybına uğradığı iddia ediliyordu ve bu durumun tespitine karar verilmesi isteni- yordu. Bilirkişi raporunda, 1 Haziran 2002'- de yürürlüğe gıren yasal düzenlemeyle fark- lann, aylıklann ödendiği tarihte yansıtılması- nın hükme bağlandığı kaydedildi. Uygulama- nın başladığı 1 Ocak 2000 ile 1 Haziran 2002 tarihleri arasında yasal boşluk oluştuğuna işa- ret edilen raporda, Yargıtay kararlan doğrul- tusunda bu tarihler arasındaki dönemde TÜ- FE farklannın her ayın başından itibaren üc- retlere yansıtılması gerektiği kaydedildi. Yar- gıç Mümtaz Çal, bilirkişi raporu doğrultu- sunda tespit davasının kabulüne karar verdi. Baykal: AKP yine duvara çarptı Kararın açıklanmasından sonra yazıh açıkla- ma yapan CHP lideri Deniz Baykal ödeme- lerin derhal yapılmasını istedi. Baykal, "Uya- nlarınu/a karşın SSK enıeklilerine eksik ödcme yapmada direnen hükümet yine yargı duvanna çarptı. Mahkeme kararı bü- tün SSK emeklileri için geçerli kabul edil- meli ve eksik ödemeler zaman geçirilmeden emeklilerin hesabına aktarılnıalıdır" dedi. Özkök, Büyükanıt'ın Irak ve PKK'ye ilişkin açıklamalannı değerlendirdi 'Ne söylediğini bilir'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Irak ve PKK'ye ilişkin sözlerini değer- lendırırken "Kendisi çok tecrü- beli bir arkadaşımızdır. Genel- kurmay'da hareket başkanlığı yapmıştır, ikinci başkanlık yapmıştır, ordu komutanlığı, kuvvel komutanlığı yapmıştır. Neyi söyleyeceğini, neyi söyle- meyeceğini iyi bilir" dedi. Genelkurmay Başkanı Özkök, dün akşam Sheraton Oteli'nde düzenlenen Pakistan Milli Günü Resepsiyonu'na katıldı. Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Bü- yükanıt'ın terör örgütü PKK ve Irak politikasına ilişkin açıkla- malannın anımsatılması üzeri- ne, bunlann "algılanış biçimine şaşırdığını" söyledi. 'Seçilmiş doğrularla kurulmuş cümleler...' Kuvvet komutanlarının kendi konulannı konuşabileceklerini söylediğini ifade eden Özkök, şunları kaydetti: "lç güvenlik harekâtı ve Kuzey Irak ile ilgi- li bazı şeyler konuşmuştur. İki- sinin de Kara Kuvvetleri ile ne kadar ilgili olduğu aşikâr de- ğil mi? Dolayısıyla kendi görev sahası konusunda değerlendir- me yapmıştır. Bu değerlendir- me esasen, daha önce Genel- kurmay'da verdiğimiz brifing- de de aynen tekrar edilmiştir. O sadece bu düşünceyi aktar- mıştır. Çok normaldir. Söz ko- nusu Kuzey Irak politikası ve- saire konuşuldu. Bu böyle; ba- zen gazetecilerle sohbet yapar- ken bir şeyler konuşuluyor, bu resmi beyanat gibi algılanıyor. 'HOCAM HİTABINI KABULLENMEM' Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, Çanakkale'deki tö- renler sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi- ne "hocam" diye hitap ettiği yönündeki haberler konusundaki soru üzerine şu açıklamayı yaptı: "Beni üzen bir konu; açık- Iıkla ifade etmek isterim. Ben, o gün, kalabalık içerisinde, öyle bir hitabı duymadım. Böyle bir şey söylendiğini gazete- ler iddia ediyor. Söylendiyse, bunu ne kabuüenmem ne de bunu doğru bulnıam mümkün değil. Sayın Başbakan bana hep "Sayın Paşam" veya "Genelkurmay Başkanım" diye hitap eder. Benim bu konuda söyleyeceklerim bu kadardır." Irak'ta seçimler yapüdı, hükü- met kurma çalışmaları var. Çok yoğıın bir değişim var. Bu politikaların buna ayak uydur- nıası lazım. Bu politikaların sonucu kendisinin bilmediğini söylemiş olabilir ki öyle anla- şılıyor. Yoksa, doğrudan doğ- ruya, gazetelerde yer aldığı gi- bi, o iki kısa cümleyi söylemiş değildir. O bakımdan bu nıese- lenin daha fazla uzatılmasm- da, hiçbir yarar görmüyorum. Kendisi çok tecrübeli bir ar- kadaşımızdır. Neyi söyleyece- ğini, neyi söylemeyeceğini iyi bilir. Ama bazen böyle bir ile- tişim kopukluğu veya seçilmiş doğrularla kurulmuş cümle- lerde problemler çıkıyor. Bu- nu olağan karşılamak lazım." 'Dışişleri Bakanlığı ile çok yakın ilişkinıiz var' Resepsiyonda, gazetecılerin Orgeneral Özkök'e sorduğu so- rular ve yanıtları şöyle: - Sayın Abdullah Gül'den, hükümetten size böyle bir ra- hatsızlık iletildi mi? - Hayır, böyle bir şey iletilme- dı. Ama biz Dışişleri Bakanlı- ğı'yla çok ıyı münasebetleri olan bir kurumuz. Biz birçok şeyı £>e nellikle yüz yüze konuşuruz. A- ma bu, rahatsızlık ıfadesi şeklin- de değildir. Devlet adamlığı, bi- raz toleranslı olmayı gerektırir. Hepımız bu anlayışla, bir devlet politikası olarak Irak polıtıkası- nı yürütmeye çalışıyoruz.Önce- likle ikinci başkan devamlı te- mas halındedir müsteşarla. Bu konuda ortaya çıktığı kadar bü- yük bir problem yok. Ama basın, bazen daha fazla etkilenıyor, ne- dendır onu bılemiyorum. O sızin kendi dinamıklennız... - Irak politikaları belirlenir- ken Dışişleri Bakanlığı ile iş- birliği yapılıyor mu? - Çok iyi bir işbırliğımiz var. Devamlı da bu ışbirliğini yapıyo- ruz, ki bu çok normal. Ameri- ka'ya gidin, Dışişleri Bakanlı- ğı'nda bir sürü general görürsü- nüz. Devamlı olarak orada gö- rev yaparlar. Aynı şekilde, gü- venlik politıkalanyla dış politika çok ilişkilidir. O bakımdan Dı- şişleri Bakanlığı ile Genelkur- may bu konularda çok yakın iş- birliğı içerisindedır. Soğukkanhlık çağrısı - Bayrak yakma girişimi ol- du. Gerçi açıklama yaptınız. PKK teröründe, Türkiye için- Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Pakistan Milli Günü nedeniyle verilen resepsiyonda, Milli Savunma Bakanı Vccdi Gönül, Ankara Büyükşchir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Pakistan'ın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Amjad Abbasi'yle birükte pasta kesti. (Fotograf: AA) de, genelde ciddi bir artış mı var? Sayın Büyükanıt da çok sayıda teröristin Türk toprak- larına geçtiğini söyledi. PKK terörü ne aşamada? - PKK terörü, gerek Genelkur- may'daki basın toplantısında açıkladığımız gerekse Kara Kuvvetleri Komutanı 'nın söyle- diği gıbi devamlı değişiklik gös- teren bir durumdadır. Kuzey I- rak'ta PKK mevcuttur, bunu he- pimiz bilıyoruz. Çeşitli yollarla Türkiye'ye gelmektedir. Türki- ye'deki miktarlan bazen artmak- ta. Bölgede, TSK bütün gücüyle görevinin başındadır, ki şu anda gördüğünüz gıbi, bir olay da yoktur. Ancak şehirlerdeki bu bayrak olayına bağlıyorsunuz. Bu tabiı çok üzücü brr şey. Bay- rak, Türk devletini, dolayısıyla egemenliğı temsil eder ve bütün vatandaşlar bayrağm onurunu korumakla görevlidirler. Bu gö- revi, yalnız askeriyeye değil, bü- tün Türk milletine vermiş. Bun- dan çok büyük üzüntü duydum, çok büyük reaksiyon gösterildi. Tabıı bu durumu, bütün müesse- seler çok soğukkanlı, derinleme- sine incelemelidir, akıllıca ele al- malıdır. Ama üzerine görev dü- şen herkes, görevini yapmalıdır. Ve yaptığını müşahede ediyoruz. Ve bundan da memnunluk duyu- yoruz. Umanm böyle bir şey bir daha asla tekerrür etmeyecektir. - Yeni açıklamalardan terö- rist sayısının 1999 yılındakine döndüğünü anlıyoruz. Bu yeni güvenlik önlemlerinin alınma- sını zorunlu kılıyor mu? - Onu, Kara Kuvvetleri de, biz de açıkladık. Nasrettin Hoca'ya sormuşlar, "Kaç yaşındasın" demişler, demiş ki "Bilemiyo- rum, her sene değişiyor". Tabii spesifik rakamlar vermek müm- kün değildir. Ama biz bu konu- da çok aktif politika izliyoruz. Duruma göre, güçlerimiz artı- yor, hazırlık seviyemiz yükseli- yor, azalıyor ve bu işi en opti- mum noktada tutarak veya en ve- rimli noktada tutarak yürütmeye çalışıyoruz. Hem vazifenin et- kinliği hem de diğer konuları dengelı olarak. Tabiı bir de uyum olması lazım, bunu sağlıyoruz. •Öcalan olayında tarafız' - Öcalan ile ilgih",AİHM'nin, yeniden yargılama kararı ve- receğine ilişkin, haberler var. Nasıl değerlendiriyorsunuz? - Öcalan ile ilgili, Türk yargısı görevini yapmış, karannı ver- miştir. Bu konuda biz tarafız. Benden önceki Genelkurmay Başkanımız da öyle söylerdı, ben de söylüyorum. Bu konuda daha fazla bir şey söylemiyorum. Biz üzerimıze düşenı yaptık. Atatürk yok sayıldı Çanakkale Zaferi için düzenlenen töreni hazırlayan İmam Hatip Lisesi Müdürü Ozkalender dini içerikli konuşmasında zaferin mimanna ilişkin tek söz etmedi MİYASE tLKNUR Istanbul'un Çatalça ilçesinde yapılan Çanakkale Zaferi'nin 90. yıl kutlamaları, ızleyicilere "Biz bu filmi görmüşrük" de- dirtti. Çanakkale Zaferi'nin 90. yılı nedeniyle tüm yurtta olduğu gıbi Çatalca'da da kutlama prog- ramı hazırlandı. Ancak programı izleyenler, kutlamanın' amacını anlamakta güçlük çektiler. Kut- lama, 28 Şubat öncesinde Kay- seri, Sincan ve Sultanbeyli'deki 10 Kasım ve Cumhuriyet Bayra- mı programlarını anımsattı. Çanakkale Zaferi'nin mimarı Atatürk'ün yok sayıldığı, adı- nın ağıza dahi alınmadığı, zafe- rin tarihimizdeki yerinin ve dün- yanın uzak ülkelerinden gelen askerlerin Çanakkale Boğa- zı'nda ne aradığma ilişkin tek sö- zün edilmediği Çatalca'daki kut- lamalarda, tam tersine Cumhuri- yet değerleriyle ters düşen ne varsa yapıldı. Çatalca Kayma- kamlığı tarafmdan yapılan Ça- nakkale Zaferi'nin kutlama programını hazırlama görevi ımam Hatip Lisesi Müdürü Ha- lit Özkalender'e venldı. Tesettürlü öğrenci sundu Ozkalender de hazırladığı programın sunuculuğunu teset- türlü bir öğrenciye yaptırdı. İmam Hatip Lisesi Müdürü Halit Ozkalender'in programda yaptı- ğı "Çanakkale Zaferi" konulu konuşmanın ise Çanakkale Zafe- ri ile en ufak ılgisi yok. Sadece ilk cümlesinde Çanakkale Zafe- ri'nden söz ediliyor. Atatürk'ten birkez bile söz edilmeyen konuş- manın bütünü dini içerikli. Kültür merkezindeki törende ilçe kaymakamı Mehmet Ersoy, Garnizon Komutanı Kurmay Al- bay Hacı Halil Ünal, Belediye Başkanı tsmail Ip ve Cumhuri- yet Savcısı Ercan Şafak'ın önünde konuşan Ozkalender şunları söyledi: "Çanakkale Zaferi denince aklınıa Mehmet Akif Ersoy'un 'Asım'ın nesli' gelir. Ben de bu vesile ile araş- tırdım ve tslanı Ansiklopedi- si'nde Asımbin Sabit'i buldum. İsterseniz Asını bin Sabit'in hayatını birlikte öğrenelim. Asım bin Sabit, Ömer bin Hat- tat'ın dayısı olup, Medineü ilk Müslümanlardandır. Hicret- ten sonra Hz. Peygamber onunla Abdullah bin Çahs ara- sında kardeşlik bağı kurdu. Bedir Savaşı'nda müşriklerin elebaşlarından olan Ükbe bin Ebu Muayd'ı öldüren Asım, Uhud Savaşı'nda da Müslü- manlar dağıldığında Hz. Pey- gamber'in yanında kaldı. Bu savaşta azılı müşrik kadınlar- dan Sülafe'nin iki oğlunu öl- dürdüğü için Sülafe başını ge- tirene yüz deve vereceğini vaat etmişti. Asım bin Sabit, Hz. Peygamber'in okçusu olarak ün yaptı. Onun kumandasın- da bir heyet istek üzerine Hz. Peygamber tarafından öğret- men olarakAdal ve Kare kabi- lelerini görevlendirdi. Bu he- yet Kureyş'in Uhud'dan sonra Müslümanlara saldırıp saldır- mayacağını öğrenmekle görev- liydi. Yolda adı geçen kabilele- rin elçilerinden biri, Müslü- manlarca öldürülmüş olan Ha- lid bin Süfyan'ın intikamını al- mak için kollayan Lihyan oğul- larına haber gönderdi. Lihyan- lılardan yüz okçu, Reci suyu yakınlarında Müslünıaniarı kuşatarak teslim olmalarını is- tedi.AncakAsım bin Sabit 'Al- lahım peygambenmi durumum- dan haberdar et' diye dua ettik- ten sonra savaşa girdi. Çetin bir nıücadele sonunda 'Alla- hım ben ilk günler senin dininı korudum. Sen de bugün benim cesedimı koru' dedi ve ardın- dan şehit oldu. Asım'ın başını Sülafe'ye götürüp yüz deveyi alnıak isteyen Lihyanlılar üzerlerine saldıran arılar yii- zünden onun naaşına yaklaşa- madılar. Bu hadise nedeniyle Asım aııların koruduğu kişi lakabıyla meşhur olmuştur." GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada dan Orta Asya'da dünya sahnesine çıkan bağımsız Türk devletleri birinci on yıllarını tamamladılar, ba- ğımsızlığın tadına vardılar. İkinci on yılda nasıl bir ge- lecek kurulur, bunun yanıtını arıyorlar. Türkiye'nin de Kurtuluş Savaşı'nın ardından giriş- tiği kuruluş savaşı dikkate alındığında, bu süreç o ka- dar da kolay değil. Üstelik bir de AB, ABD, Rusya, Iran, Suudi Arabistan ve Çin'in "özel duygular" bes- lediği bir bölgede iseniz, zorluk daha da artar. Orta Asya cumhuriyetlerinin çoğunda Sovyetler'in son Devlet Başkanı Gorbaçov la birlikte iktidara gel- miş liderler var. Onlar bir yandan yeni döneme ayak uydurmaya çalışırken bir yandan da iktidarlarını sağ- lamlaştırmanın arayışına girdiler. Türkmenistan Devlet Başkanı Türkmenbaşı ken- disini ölünceye dek devlet başkanı ilan etti. Kazakis- tan Devlet Başkanı Nazarbayev de benzer bir yak- laşımın içinde. Bunu Kırgızistan Devlet Başkanı As- kar Akayev izleyebilir. ••• Kırgızistan'ın Orta Asya'da özel konumu var. Coğ- rafyacılar, "Yeryüzü üç kutupludur" derler, devam ederler: "Kuzey Kutbu, Güney Kutbu ve Pamir Kutbu...." Kırgızistan'ın dağlarından doğan binlerce ırmak hem bu ülkenin hem de çevre ülkelerin temel su ge- reksinimini karşılar. ABD bu ülkeyle güvenlikten eko- nomiye hertürlü ilişkilerini geliştiriyor, daha da ileri gö- türmek istiyor. Birkaç yıl önce Kırgızistan'ın dağlık ke- siminde 10 kadar Japon turist kaçırılmıştı. Onları kur- tarmak için yardıma gelen ABD, operasyon timini ge- ri çekmedi. Şimdi bu ülkede 5 bine yakın askeri var! Başkent Bişkek'te ise Rusya'nın genel etkinliği de- vam ediyor. Birkaç ay önce, Bişkek-Moskova ilişki- lerinin bir doz daha geliştirilmesi kararlaştırılmış, bu durum ABD'nin hoşuna gitmemişti. Kırgızistan, Çin'in lokomotifliğindeki Şanghay Işbir- liği örgütü'nün de üyesi. Bu ülkedeki iç dengeler Or- ta Asya'da etkinlik yarışı açısından da önemli. ••• Seçimlerin ikinci turunda Oş ve Celalabad kentle- rinde başlayan gösterilere "lale devrimi" adı verilmek isteniyor. Ukrayna'da turuncu devrim, Gürcistan'da kadife... Renkler, kumaşlar, çiçekler... Birdevrimdirgi- diyor. Tümünün ortak özelliğine baktığımızda iktida- ra Batı yanlılarının gelmesi için gerekli her şeyin ya- pıldığını görüyoruz. Orta Asya cumhuriyetlerinin tümünde ülkeyi kuran ulustan sonraki en kalabalık nüfusu Ruslar oluşturu- yor. Her ülkede komşu ülkenin azınlığı da var. Kırgı- zistan'da eylemlerin başladığı güneydeki yüzde 30'a varan özbeklergibi... Ülkelerin sınırları Sovyetler döneminde "iç vilayet- lerin sınırları" anlayışıyla özensiz olarak çizildiği için şehirlerarası yollar sık sık komşu ülkenin toprakların- dan geçiyor. Geçen yüzyıldaki etnik etkinlik sorunla- rı Orta Asya halkiarının birbirini boğazlamasına kadar varan olayları doğurmuştu. Bunları kaşıyarak orada hâkimiyet kurmak isteyen olursa işi ne yazık ki zor değil! Ahh şu kardeşin kardeşe ettiği... ankcumCocumhuriyet.com.tr Fransız Le Monde'un yorumu: AKP reform için artık çabalamıyor PARİS (ANKA) - Türk hükümetinin müza- kere tarihini aldıktan sonra reform için çaba göstermediği öne sürüldü. Türk hükümetinin AB reformlarına yönelik tutumunu değerlen- diren Fransız Le Monde gazetesinin haberinde, "Kıbrıs müzakelerinin bloke olduğu, Türki- ye'deki insan hakları durumunun arzu edi- lebilir durumda bulunmadığı bu dönemde Başbakan Erdoğan'ın ekibinin değişiklik yo- lunda ilerleme iradesi giderek sorgulanıyor" yorumu yapıldı. Henüz müzakerecinin tayin edilmedığini belirten gazete, Avrupa Komisyo- nu Temsilcisi Hansjörg Kretschmer'in Türki- ye'nin reformlarda geciktiğini, Avrupa Komis- yonu'nun Genişlemeden Sorumlu Uyesi Olli Rehn'in ise işkencede "sıfır tolerans" bekle- diklerini söylediğine dikkat çekti. Emine Erdo- ğan'ı protesto eden kızlara farklı muamele ya- pıldığı, başörtüsüzler saçlanndan çekilerek sa- londan çıkarılırken polisin başörtülülere hiçbir şey yapmadığını belirten gazete, insan haklan örgütleri raporlanna göre Türkiye'de yapılacak çok şey bulunduğunun anlaşıldığını kaydetti. Gül, Ermeni iddialarına sert çıktı: 'Soykınm oldu' diyen ispatlamak zorunda ELÇİN POYRAZLAR BRÜKSEL - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, sözde Ermeni soykınm iddiasında bulunan ül- keleri "ispata zorlayacaklarını" belirtti. Brüksel'de gerçekleştirilen AB ara doruğu kapsamında aday ülkelerin bilgilendirildiği toplantının ardından basına açıklamalarda bu- lundu. Sözde Ermeni soykınmı iddialannayö- nelik sorular yanıtlayan Gül, "Soykınmı id- dia eden ülke varsa, gelir ispat eder" dedi. tddia sahiplerinin ispata zorlanacağını belir- ten Gül, bunun nasıl yapılacağı yönündeki bir soruya, "Bunu yakında görürsünüz" yanı- tını verdi. Kıbns konusuna değinen Gül, bü- tün dünyanın Rumlar tarafından aldatılmanın şokunu yaşadığını söyledi. Gül, "Mümkün olanı ve olnıayanı iyi görmek lazım. Müm- kün olan üzerinde biraz çalışılmış olsaydı Rumlar AB'ye girmezdi. AB'ye girmemiş olan Rumlarla herhalde KKTC çok daha farklı konuşuyor olurdu" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle