Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 2005 PERŞEMBE
14 JV U I . J J . I J İA. kultur(o)cıımhuriyet.com.tr
Alecos Faösianos'ım boyaresimleri ve baskıresimleri Tem Sanat Galerisi'nde
sel bir'epope'nin peşindeKAYA ÖZSEZGİN
"Mademki tragedya, bjzden üs-
tün insanların taklididir, iyi port-
recileri taklit etmek gerekir öyley-
se. Onlar modele özgü biçimi yan-
sıtırken hem aslına benzetir, hem de
güzelleştirirler portreyi. Demek ki
hoyrat, korkak ya da buna benzer
bir özelliği olan kişileri taklit eden
ozan, bu kusurlarla bile, iistün bir
nitelik vermelidir onlara. Agathon
ya da Homeros'un, acıma sızlık ör-
neği Akhilleus için yaptığı gibi."
Arınma aracı olarak sanat
Aristoteles, şiir sanatı üzerine gö~
rüşlerini belirttiği ünlü yapıtı "Poeti-
ka"da, tragedyamn dayanması gere-
ken olgular bütününden söt ederken
(Samih Rifat çevirisi) böyle bir vur-
gu yapmayı ihmal etmiyor. ldeal es-
tetik değerlere varmak için "üstün"
insanların yansıtılmasında başarılı
olan "iyi portrecileri" takjit etmek
gerektiğını öne sürerken, genel an-
lamda sanatın temel kavrarttlarından
birine de işaret etmiş oluyordu. Bir
arınma ("katharsis") aracl olan sa-
nat, ondan etkilenecek olanlara iyi
örnekler sunmalı ve işlevlerinden bi-
rini de bu yolda kullanmalıyjdı. Yakın
çağda yeniden güncelleşen Ve dikkat-
leri üzerinde toplayan bultmtulara,
örneğin heykel türündeki Vapıtlara
bakıldığında, geçmişın karanlıklann-
dan sıynlarakmüzelerdeki saygın yer-
lerini bulan bu ürünlerin, günümüz in-
sanı üzerinde bıraktığı sihntnez etki,
antik estetiğin mükemmel bjr teknik-
le birleşmesinden kaynaklar(an klasik
güzellik tutkusudur.
Daha ilk bakışta, Yunanlı sanatçı
Alecos Fassianos'un resimierini ku-
şatan insancıl mutluluk ve bu mutlu-
luğun taşıyıcısı profilden çizilmiş
Grek figürü, bizi Antikitenin derin-
lerine götürecek ve Avrupa kültürü-
nün kökensel değerlerinin oluşumun-
da pay sahibi olan bu büyük gelene-
ğin özünü yeniden düşünmeye yönel-
tecektir bizi. Atina Güzel |Sanatlar
Okulu'nu bitirdikten sonra, fassianos
da kurala uyarak 1960'h yı lann ba-
Kea Atı, 35x50 cm, akrilik.
şında uzmanlık eğitimini Paris'te gra-
vür üzerinde yoğunlaştırmış. Ancak
görünen odur ki, sanatçı kuşaklarını
kavrayıp peşınden sürükleyen çağdaş
Fransız sanatı ve ona bağlı akımlar,
Fassianos üzerinde fazla bir etki ya-
ratmamış. Ya da şöyle dıyelim: Çalış-
malarını bugün de Atina ve Parıs ara-
sında sürdürmekte olan bu Yunanlı sa-
natçı, öğrendiklennın ötesine geçmek
ve Fransızlaşma modasına uymak gı-
bi bir endişenin peşinde olmamış.
Kendi ülkesinin zengin geleneğinden
beslenmeyi tercih etmiş; eski Yunan
tanrılarını ve destan kahramanlarını
boyaresimlere ve serıgrafilere aktar-
dığı çalışmalarında, günümüz yaşa-
mı açısından düşsel birer imge ol-
maktan öte bir anlam taşımıyor gorün-
se de; bu figürleri, M. Lambraki-
Plaka'nınyerinde ifadesiyle "popü-
ler bir paganizm" çevresinde odak-
landırarak işlevini tamamlamış bir
kültüre yeniden yeşil ışık yakmak gi-
bi, başka örneklerıne zaman zaman ya-
bancı fuarlarda da tanık olduğumuz
bir eğılımi akla getirıyor. Ama Fassi-
anos buııu yaparken, günümüzün bu-
nalımlı ınsanına, onu yüreklendıre-
cek bir mesaj da ıletmış olmuyor mu?
Eskı sımgeci ressamların yaptıkları-
na benzer bir tutumla, eski devirleri
tahayyül ederek, günümüz ınsanını
düş ve mutluluk evrenine çağırmak,
nasıl bir duygunun ürünü olabılir?
Eğer böyle bir duyumsallık, kuralla-
rı ve yerleşik alışkanlıkları zorlayan
bugünün sanatı yönünde düşünüldü-
ğünde, fantezı olarak kalmayacaksa,
hangi ışlevlerle donanımlı olmalıdır?
Böyle bir ışlevsellik, bugün için söz
konusu olabilır mi? Yıpranmış yü-
reklere su serpmenin dışında, ne öl-
çüde katkı getırebilir Fasianos'un re-
simleri?
Gagalanndabanşın simgesi zeytin
dallanyla uçuşup duruyor kuşlar bu
resımlerde, mavi sigarayı dudaklann-
da taşıyan atletik yapılı figürler kimı
yerde bisiklete ya da yelkenliye bin-
miş özgürlük türküleri söylüyorlar,
doludizgin koşan atın üzerinde, bir
Apollon figürüne göndermede bulu-
nuyorlar, rüzgârın yaladığı gür saçla-
rıyla bilinmeyen bir geleceğe ya da
geçmişte kalan mutluluğa doğru ko-
şuyorlar...
Bir karışı önerme
Özetle söylemek gerekirse, yerı
ve zamanı belli olmayan, düşsel bir
"epope"nin peşindeler bu figürler.
Eskı tragedya kahramanlannı anım-
satacak biçimde, kendilerini kanıt-
lamanın ve var etmenin mutluluk
unanlı sanatçı
Alecos Fassianos'un
resimierini kuşatan
insancıl mutluluk ve bu
mutluluğun taşıyıcısı
profilden çizilmiş Grek
figürü, bizi Antikitenin
derinlerine götürecek
ve Avrupa kültürünün
kökensel değerlerinin
oluşumunda pay sahibi
olan bu büyük
geleneğin özünü
yeniden düşünmeye
yöneltecektir.
arayışı içindeler. Mutlu olmak iste-
yip de olamarmş, ama onun takipçi-
si olmaktan da vazgeçememiş bir
insan ımgesi, destanlara özgü bir or-
tamda, yeni olanaklarla yeni bir do-
ğuşun mümkün olabileceği gerçe-
ğine, hemcinslerini inandırma sava-
şı içindedir Fassianos'un resimle-
rinde.
Arkeolojik bir kazı ortamında, top-
raktan çıkanlmış Antik insan heykel-
lerinin ortasında, dünle bugün- ara-
sında yaşam ilişkıleri kurmaya çalı-
şan umutsuz arkeoloji işçilerinin ruh
hallerine benzer bir durumla karşı
karşıyadır Fassianos'un resimierini
izleyenler. Bir "karşı önerme" ("an-
tithesis") de diyebilirsiniz onun re-
sımlerine. Bu önerme dün de vardı,
bugün de olacaktır kuşkusuz.
(Alecos Fassianos'un sergisi 8 Ni-
san'a kadar görülebilir. Valikonağı
Cad., Prof. Orhan Ersek sokağı, 44/2
Nişantaşı) Tel: 0212 247 08 99
Tunus
Filmleri
Haftası
KUltür Servisi - TC Kültür ve Turizm Bakan-
lığı, Tunus Büyükelçiliği ve Ankara Sinema Kül-
türü Derneği'nin işbırliğiyle düzenlenen 'Tunus
Filmleri Haftası' bugün (24 Mart) başlıyor. An-
kara, Izmir ve Konya'da gerçekleştirilecek olan
etkinlik, 1 Mayıs'a kadar sürecek. Etkinlik kapsa-
mında Tunus sinemasının son yirmi yıldakı en iyi
örneklerinden 7 uzun ve 5 kısa olmak üzere top-
lam 12 film gösterilecek. Ferid Boughedir, No-
uri Bouzid ve Moufida Tlatli gibi dünyaca tanın-
mış yönetmenlerin en önemli filmlerinin yer aldı-
ğı etkinlik 30 Mart'a kadar Ankara'da Ankapol Si-
neması'nda, 22-25 Nisan tarihleri arasında Iz-
mir'de DESEM Sıneması'nda ve 29 Nisan-1 Ma-
yıs tarihleri arasında da Konya'da Tüze Kulesite
Sınemaları'nda yer alacak. Abdellatif Ben Am-
mar'ın 1980 yapımlı 'Azize'; yazar, şair, ressam
veyönetmenNacerKhemir'ın 1991 yapımı'Gü-
vercinin Kaybolan Kolyesi', Moufida Tlatli 'nın
1995 yılında tstanbul Fılm Festivali'nde en ıyı
film ödülünü alan 'Sarayın Sessizliği' adlı film-
lerinin yanı sıra Nouri Bouzid ın son fılmı 'Kil
Bebekler' ile Naceur Ktari'nin 'Gönül Çelen'
adlı yapıtı izlenebılecek. Aynca 'Halfaouine: Ça-
tıların Çocuğu' adlı filmın yönetmeni Ferid Bo-
ughedir ve sinema eleştirmeni eşi, Ankara'daki gös-
terim boyunca, 26 Mart Cumartesi ve 27 Mart Pa-
zar günleri saat 16.00'da Ankapol Sineması'nda dü-
zenlenecek olan iki söyleşıyle sinemaseverlerle
buluşacak.
Yunanlı yaz^r ve tiyatro sanatçısı geçen hafta 'Hapishane' adlı oyunuyla Istanbul'daydı
Dosttuğun yolu kültürden geçiyor
NENA ÇALİDİS
Yunanistan'da Cunta dönemi. Üniversıte öğ-
rencisı Lia Karavia'nın y^şamı, üstünde taşı-
dığı ve içinde Yunanistan'ın dört bir yanında ya-
şayan yazar ve şairlerin nufnaralarının olduğu
telefon rehbenyle bir anda değişiyor ve 7 yıl sü-
ren Cunta dönetninden kıSaca nasibini alyor.
Karavia'nın hücreye atılma nedeni "örgütün ba-
şındaki önemli bir kişi sanılması".
Karadeniz kökenli bir baba ile Izmırli bir an-
nenın çocuğu olan Karavia'nın ilk hapishane de-
neyimi çok daha eskiye, çocukluğuna dayanı-
yor.
Soğuk savaş döneminde direnişçiler arasın-
da yer alan babası yüzündeh annesiyle birlikte
hapse girmiş. Ancak babaslının yakın bir avu-
kat dostu: "Çocuklar fahişe ve Yahova Şahit-
leri'yle aynı hapiste kalamaz" diye başvu-
runca serbest bırakılmış. Dışarda ona bakacak
kimse olmadığı için de annbsi, "Eşimin inan-
dığı değerlerin hiçbirine inanmıyorum" ya-
zılı bir kâğıdı imzalamak zbrunda kalmış.
Hapishaneden tlyatroya
"Üniversite yıllarımda birkaç gün hücre-
de kaldım" derken gözleri o birkaç günün na-
sıl geçtiğini bir de bana sor der gibi. Türk Eği-
tim Vakfı tnanç Türkeş Özql Lisesi'nin (TEVÎ-
TÖL) çağrılısı olarak geçen hafta îstanbul'a
gelen Uluslararası Tiyatro Çnstıtüsü Dünya Ti-
yatro Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Lia Karavia
Schneidertempel Kültür Mşrkezi'nde, hücrede
geçirdiği günleri anlattığı 'Hapishane' (Pri-
son) oyununu oynadı.
Karavia hücrede beynini berrak tutabilmek için
sürekli oyunlar oynamış ve bu deneyimin ürü-
nü 'Hapishane' oyunu olntuş.
"Eşimle, kızımla, annenıle konuşuyor-
dıım... Kimi zaman âşık olduğum, kimi za-
man bana âşık olan bir adamla... Bazen de
en sevdiğim kız arkadaşlarımla... Sürekli ko-
nuşuyordum... Kendimi yalnız hissetmemek
için..."
"Kadın olarak hapiste kalmak çok zor...
Eşim, kızım ve annem vardı. En kötüsü be-
• "Üniversite yıllarımda birkaç gün hücrede kaldım" derken gözleri
o birkaç günün nasıl geçtiğini bir de bana sor der gibi. Türk Eğitim
Vakfı Inanç Türkeş Özel Lisesi'nin (TEVİTÖL) çağrılısı olarak
geçen hafta îstanbul'a gelen Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Dünya
Tiyatro Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Lia Karavia, Schneidertempel
Kültür Merkezi'nde, hücrede geçirdiği günleri anlattığı
'Hapishane' (Prison) oyununu oynadı.
lirsizlikti, çünkü aklanana kadar hücrede
kalacağım söylenfyordu... Diktatörlük beni
korkutan, nıantık dışı bir şey. Hücreden çık-
tıktan sonra da her gün gidip kaçmadığımı
kanıtlamak zorundaydım. Beni sorgulayan
savcı bir cinsel sapıktı. Ona özel İngilizce der-
si vermemi istiyor, beni farklı yerlere götür-
mek istiyordu. Ben oyuncuyum ve kendimi
tacizlerinden korumak için oynadım. Ben
anneyim, hem de çok iyi bir anne, iyi bir eş.
Hapisaneye hep elinıde ahşveriş torbalarıy-
la gittim. Her sorguda eşinin ve çocuğunun
halini hatırmı sordum. Kısa sürede çizdi-
ğim bu portreden sıkıldı. Tabii ki bu duru-
mu kolay kolay atlatamayan kadınlar da ol-
du. Kadınları taciz eden bu adam 1974 -
.-L
1975 yılları arasında bir cinayete kurban
gittî."
Daha önce Katmandu, Nepal ve Manila'da sah-
nelenen 'Hapishane'nin Istanbul'da oynanışı-
nın en ilginç yanı, oynandığı yerin bir zaman-
lar havra olarak kullanılan Schneidertemple
Kültür Merkezi olması. Museviler için söylen-
mesi 'yasak' olan, hatta İngilizce 'g-d' olarak
yazdıklan bu sözcük, oyunda geçtiğı için eski
bir havrada söyleniyordu.
Köprü Olan Denlz'
Fener Rum Patriği I. Bartholomeos'un yanı
sıra hahambaşı Isak Haleva'nın da izlediği gös-
terimde "Açıkça Tanrı sözcüğünü kullanır-
ken nasıl bir tepki alacağımı bilmiyordum"
diyor Karavia.
"Hıristiyan, Müslüman ve Musevi toplum-
ların o etkinlikte bir araya gelmiş olması ben-
ce birlcştirici bir şey. Keşke bütün insanlara
söyleyebilsem, bizi tek bir yaradan yarattı,
onun adının ne olduğunun hiç önemi yok ve
dünyamız başka savaşlara dayanamaz ve üs-
telik büyük bir ekolojik tehlike içinde diye."
Lia Karavia'nın 'Hapishane' oyunu 2006 yı-
lının sonlanna doğru Türkçeye çevrilecek. Bu
oyunun genç bir Türk oyuncu tarafından sah-
nelenmesini çok istiyor yazar. 53 kitabı olan Ka-
ravia'nın 'Köprü Olan Deniz' adlı kitabı ise
Türkıye ve Batı Trakya'daki okullarda okutu-
luyor. Dostluğun kültüryoluyla daha kolay olu-
şabileceğine inanan Karavia gittiği tüm ülkeler-
de Buca'da bir öğretmenin anlattığı öyküyü ak-
tarmadan edemiyor: "Buca'daki Yöneliş Ko-
leji'ne davet edilmiştik. 'Köprü Olan Deniz'
kitahımı sahneye uyarlamışlardı. Oyunu Sa-
mos adasından gelen öğrenciler de izlemiş.
Öğretmenin, Yunanistan ile Türkiye arasın-
daki savaşı yaşayan annesi bunu duyunca, oğ-
luna: 'A! Yunanlılarla neler yapıyorsun böyle,
babanın kemikleri mezannda dönecek' denıiş.
O da, 'Ölülerin kemikleri savaşlarla döner, kül-
türel etkinliklerle değil' diye yamtlamış anne-
sini. Bu beninı için çok önemli ve gittiğim her
yerde hep bunu anlatıyorum."
YURTIÇİ VE DISINDAN 153 FtLM
Diyarbakır'da
sinema günleri
DİYARBAK1R
(Cumhuriyet Bürosu)
- 5. Diyarbakır Kültür
Sanat Festivali
kapsamında bu yıl ilki
düzenlenecek sinema
günleri yarın başlıyor.
Diyarbakır Büyükşehir
Belediye Başkanı
Osman Baydemir,
Belediye Cep
Sineması'nda
düzenlenen basın
toplantısında Sinema
Günleri'nin programını
açıkladı. Baydemir, 25-
31 Mart tarihleri
arasında yapılacak
etkinlikte, aralarında
Türkiye, Ortadoğu,
Iran ve Avrupa
sinemalanndan uzun
ve kısa metrajlı
filmlerin yanı sıra
çeşitli belgesellerin
bulunduğu 153 filmin
gösterileceğini belirtti.
Yarın başlıyor
Diyarbakır'ı
Ortadoğu'nun kültür
ve sanat merkezi
haline getırmek
istediklerinı
vurgulayan Baydemir,
"Amacımız
önünıüzdeki yıllarda
gerçekleştirmeyi
düşündüğümüz
Ortadoğu Film
Festivali'nin ve
kentimizde geleceğin
sinema kültür
ortamının zeminini
oluşturmaktır" dedi.
Sinema Günleri
programında 6.
Ankara Uluslararası
Film Festivali'nde
ödül alan filmler, 4.
AFM Uluslararası
Bağımsız Filmler
Festivali'nde
gösterime giren
Ortadoğu filmlerinden
örnekler, Akbank
Kültür Sanat Merkezi
kısa film seçkisi ve
Barış İçin 1 Dakika
Sinema Projesi'nin
100 filmı yer alıyor.
Etkinlik boyunca, film
gösterimlerinin yanı
sıra Iranlı
yönetmenlerle
Coşkun Aral, Reis
Çelik, Ezel Akay,
Umit Elçi, Nur Sürer
ve Olgun Şimşek gibi
oyuncu ve
yönetmenlerin
katılacağı panel ve
söyleşiler
düzenlenecek. Sinema
eleştirmenleri
Atilla Dorsay,
Sevin Okyay, Ali
Hakan ve Mchnıet
Açar da etkinliğe
katılacak. Avrupa,
Galeria ve Mega
Center Cinemall
sinema salonlarındaki
film gösterimlerinin
bilet fiyatları 1 YTL
olarak belirlenirken
Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi Cep
Sineması'ndaki
gösterimler ücretsiz
olacak. Kardelen
Kadın Evi ile Çamaşır
ve Tandır Evleri'nde
de ücretsiz film
gösterımleri yapıhrken
çocuklara da Kürtçe
çizgi film
gösterilecek.
Sophia Loren İstanbul'a geliyor
• Kültür Servisi - ltalyan sinemasının efsanevi
yıldızı Sophia Loren Istanbul Kültür Sanat Vakfı
tarafından düzenlenen 24. Uluslararası Istanbul
Film Festivali'nin onur konuğu olarak 1 Nisan
Cuma günü îstanbul'a gelecek. Sanatçı, aynı
akşam Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ndeki
festivalın açılış töreninde tstanbul Film
Festivali'nin 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü
alacak. Sophia Loren daha önce festivalin açılış
konuğu olan Emmanuelle Beart'ın îstanbul'a
gelişini iptal etmesi üzenne Istanbul Kültür Sanat
Vakfı tarafından özel olarak Îstanbul'a davet
edildi.
Arda Kanpolat adına ödül
• ANKARA (AA) - Geçen yıl genç yaşta yaşamını
yitiren tiyatro sanatçısı Arda Kanpolat anısına
ailesinın kurduğu 'Kanpolat Oyunculuk Ödülü'
gelecek yıldan başlayarak her yıl doğum günü olan
21 Mart'ta verilecek. Adaylann, katılmak için 1 Mart
2006 tarihine kadar ödül düzenleme kuruluna
başvurmalan gerekiyor. Adaylar konservatuvan
bitirdikten sonraki 5 yıl içinde ödül için
başvurabilecekler. Başvurular, Cüneyt Gökçer,
Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Lemı Bılgin, Sevda
Şener, Ayşegül Yüksel, M. Akif Yeşilkaya, Ayfer
Kanpolat ve Yücel Kanpolat'tan oluşan seçıci kurul
tarafından değerlendirilecek. Seçicı kurulun
adaylann yer aldıkları oyunlan izleyerek ödüle değer
gördükleri oyuncuya 5.000 dolar para ödülü
verilecek. Ödülü kazanan sanatçı 21 Mart 2006
tarihinde açıklanacak. Seçilecek oyuncu, aynca,
Londra'da Royal Academy Of Dramatic Art, London
Academy Of Dramatic Art veya London School Of
Speech and Drama okullanna, eğitim programına
katılabilmesi için önerilecek.
Japon geleneksel no tiyatrosu
• Kültür Servisi- Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve
TEV Özel Inanç Lisesı (TEVİTÖL) öğrencileri
yararına gösteri yaapmak ve öğrencilerle
çalışmak için îstanbul'a gelen Japonya'nın
dünyaca ünlü dansçısı Doç Dr. Kitao
Hiroyo'nun son gösterisi yarın akşam ltalyan
Kültür Merkezi'nde. Sanatçının sesbilimci Yuji
Sagae eşliğinde Japon geleneksel No
tiyatrosunun ana kadın karakterlerinden
Hanjo'yu oynayacağı gösteri saat 20.30'da
başlayacak ve ücretsiz izlenebilecek. Gösteriden
sonra, Türk Japon Derneği'nin katılımıyla
düzenlenen geleneksel Japon çay töreniyle
konuklara çay sunulacak.