Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 MART 2005 SALI
+
CUMHURİYET SAYFA
17
Armç,
i
Onur' ödülü
vererekrniş.
Bakahm 'O nur'
hime düşecek?
Elektronık posta: denizsom@cumhunyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Yabancılara oy hakkı
isteniyormuş...
"Doğru valla:
vekâletle is vürümüvor!"
Arapsaçı A
Amerika'da bir aruD ^ ^ ^ *Amerika'da bir grup
Müslüman, bir kadının
imamlığında cuma na-
mazı kılıyor. Üstelik ce-
maatteki kadınlar
., hem erkeklerle
aynı safta duru-
yor hem de bazıla-
rının başı açık. Kıblesi
VVashington olan bizim
"llımlı Tslamcılar" bu
işin içinden nasıl çıka-
caklarını bilemiyor!
Kararsız
Mehmet Ali Kılınç: "Gö-
rev yaptığı bütün
ülkelerin parça-
lanmasıyla ünlü
ABD Ankara Bü-
yükelçisi Eric Edel-
man, görevinden istifa
etmiş. Üzülsek mi yoksa
sevinsek mi?" ,
Tayyare
Taha Akyol, 18 Mart'ta
bir profesörü CNN Türk
ekranına çıkartı-
yor. Profesör, Ça-
nakkale Savaşla-
rı'nda Osmanlı'nın
200, Almanlar'ın 200
uçağı olduğunu anlatı-
yor. Osmanlı'nın 1'i de-
niz toplam 4 ve düşman
kuvvetlerinin de 6'sı de-
niz toplam 26 uçağı ol-
duğunu bilenler bıyık al-
tından gülüyor.
ntalya'da dün 1. Çevre ve Ormancılık Şûra-
sı toplandı. Şûra çalışmaları cuma gününe
dek sürecek. Bu şûradan önce AKP hükü-
meti ormanları satmak için bazı girişimlerde
bulundu. Ne var ki hükiimetin ormanlara yönelik iki
ayrı anayasa değişikliği Cumhurbaşkanınca iki kez
veto edildi ve kızılağaç ile kestaneliklerin orman sa-
yılmamasına ilişkin yasa maddesi yine Cumhurbaş-
kanının başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi'nce
iptal edildi.
Hükümet amacına ulaşamadı.
Bunun üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı, 20-21
Eylül 2004'te Abant'ta "Ormancılığın Değerlendiril-
mesi Istişare Toplantısı" düzenledi. Bu toplantıda or-
manların işletilmesinin özel sektörü devredilmesi, or-
man arazilerinin satışının yeniden yaşamageçirilme-
si gibi bir dizi "tavsiye" kararı alındı. Ancak, kararla-
rın bağlayıcı bir hükmü yoktu.
Derken "bağlayıcı" kararların alınabileceği bir şûra
Ormancılık
toplanmasına karar verildi. Fakat, bakanlığın bir "şûra
yönetmeliği" yoktu. Abant'taki toplantıdan bir ay son-
ra alelacele "Çevre ve Orman Bakanlığı Şûra Yönet-
meliği" hazırlanarak 21-25 Mart'ta ilk şûranın Antal-
ya'da yapılmasına karar verildi.
Bu arada Orman Mühendisleri Odası Başkanı Sa-
lih Sönmezışık, Sarıkamış'a sürüldü; oda yönetimi
değiştirildi ve KESK'e bağlı Tarım Orkam Sen'e de ge-
rekli uyarılar yapılarak meslek örgütlerinin muhalefe-
ti önemli ölçüde engellendi.
Şimdi Antalya'da sivil toplum örgütleri ve üniversi-
telerden kısıtlı bir grup çağrılarak bakanlık bürokrat-
larının ağırlıkta olduğu bir şûra toplanıyor.
Orman Mühendisleri Odası'nın eski başkanı Salih
Sönmezışık, Antalya'daki "ilk" şuradan çıkabilecek
kararlar için şöyle dıyor: "Şûrada devlet ormanlarının
işletilmesinin özel kişi ve kuruluşlara devredilmesi; kı-
zılağaç ve kestaneliklerin orman sayılmaması; ağaç-
landırma ve ulusal park genel müdürlüklerinin kapa-
tılması; 2/b arazilerinin işgalcilere satılması ve hatta
orman sınırı dışına çıkarılma miladının değiştirilmesi
yolunda karar alınabilir."
Sönmezışık anlatıyor: "Orman fidanlıklarının satı-
şına, ulusal park ve orman içi dinlenme yerlerinin ki-
ralanmasına çoktan başlandı. Şimdiye kadar 46 fi-
danlık ve 189 tesis elden çıkarıldı. Sadece Istanbul'da
1981 'den bu yana talan edilerek orman dışına çıka-
rılmak istenen 123 bin 228 dönüm orman alanı bu-
lunuyor. Bundan 7 bin 555 kişi yararlanmayı bekliyor.
Mahkeme kararıyla yıkılması gereken 5 bin kadar vil-
la böylece affedilmiş olacak."
Ormanlarımız için Antalya'daki şûra önemli...
Oumayı bekleyelım.
Bakanlığın niyetini hep birlikte görelim!
SESSÎZ SEDASIZ (!) Türkiye'nin ulusal hak ve çıkarları
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt'ın Irak politikasının
yokluğu ve terör örgütünün varlığıyla il-
gili düşüncelerini açıklaması kimilerini
rahatsız etti. Büyükanıt'ın açıklamaları-
nı "asker kendi işine baksın"a getiren-
ler oldu. Kamil Acar ise bu konuda
farklı düşünüyor ve yeni ceza yasası
henüz yürürlüğe girmediği için biz de n
bu düşünceleri kamuoyuna yansıta- N
biliyoruz: ->
"Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'nin
ulusal hak ve çıkarlarını sağlamaya ve
korumaya dayalı olarak oluşturulan po-
litikalara göre teşkilatlanır, konuşlanır,
donatılır, eğitimini düzenlervegöreval-
dığında da ulusal hak ve çıkarlarını sağ-
layacak hedefleri ele geçirir.
Ulusal Kurtuluş Savaşı dahil bütün
görevler bu doğrultuda başarıyla yeri-
ne getirilmiştir.
Orgeneral Büyükanıt terör örgütü ve
Irak'taki gelişmelere göre ülkemizin ulu-
sal hak ve çıkarlarını sağlayacak politi-
kaları ve buna bizı ulaştıracak hedefle-
ri bilmek istiyor.
Komutanın bunları bilmek istemesin-
deki maksat, verilebilecek görevleri ba-
şarmak için kuvvetini ele geçirilecek he-
deflere göre düzenlemek ve hazırla-
| maktan başka ne olabilir. Sormak ge-
" rek hükümet; terör örgütü ve Irak'taki
_ gelişmelere göre Türkiye'nin ulusal hak
ve çıkarlarının neler olduğunu tespit et-
miş midir? Bu hak ve çıkarları sağlaya-
cak politikaları oluşturup elde edilecek
hedefleri saptamış mıdır? Şayet, bun-
lar belli ve birileri tarafından biliniyorsa,
bu birilerinin bildiklerini bilmeyenlerin
kulağına fısıldamasında yarar yok mu-
dur? Son söz Yunus Emre'den:
Az söz erin yüküdür/ Çok söz hayvan
yüküdür/ Bilene bu söz yeter/ Sende
cevher var ise."
AB Diye Diye
SUAY KARAMAN
Tüm Oğretım Uyelerı Derneği
(TÜMOD) Genel Sekrelerı
Avrupa Birliği Dönem Baş-
kanı Hollanda'nın Dışişleri
Bakanı Bernard Bot şunları
söyledi: "Türkiye, Fransa ve
Avusturya 'da yapılacak refe-
randumlar sonucunda büyük
ihtimalle AB'ye giremeyecek.
AB, müzakereler sırasında
Türkiye 'ye reformları uygula-
ması için daha fazla baskıya-
pabilecek."
Isveç Başbakanı Göran
Persson şunları söyledi:
"Başbakan Erdoğan müza-
kerelerde aceleci davranıp
'şartlı üyeliği' kabul etti. Biz
olsaydık bu şartlı üyelik kO-
nusunu kabul etmezdik. Ama
Türkiye kabul etmeye yöne-
lince biz öne çıkıp engel ol-
mak istemedik."
Avusturya Cumhurbaşkanı
Heinz Fischer şunları söyle-
di: "Türkiye'nin tam üyeliği
konusunda AB ülkelerinde
genel bir referandum yapıl-
ması doğru olur."
Fransa Halk Hareketi Birli-
ği (UMP) Başkanı Nicolas
Sarkozy şunları söyledi:
"Kimse Türkiye'yi dışlamak
istemiyor. Tam üyelik yerine
imtiyazlı ortaklık verilmesin-
den yanayız."
Avusturya Başbakanı
VVolfgang Schüssel şunları
söyledi: "Türkiye için referan-
dum önerisini hemen imzaya
açacaklarını ve önerinin tüm
siyasi partiler tarafından im-
zalanması halinde, ileride
hangi parti iktidarda olursa
olsun, Türkiye'nin tam üyeli-
ği konusunda referandum
yapılması da güvence altına
alınmış olacak."
Fransa'da, kendi anayasa-
ları ile AB anayasası arasın-
daki farklılıkları ortadan kal-
dırmayı amaçlayan ve Türki-
ye'nin AB'ye üyeliği için
halkoytaması yapılmasına
olanak tanıyan anayasa uyum
paketi, Bakanlar Kurulu'nda
kabul edildi.
Bir zamanlar "AB yolu Di-
yarbakır'dan geçer" diyen es-
ki Başbakan Mesut Yılmaz,
"Türkiye masadan kalkmalıy-
dı. Müzakere süreci karanlık
bir tünele girmek gibi. Sonu
belli değil. Bu sürede Türki-
ye'nin haysiyetiyle oynana-
cak, ağır bedeller ödenecek"
diyerek, AB yolunun açık ol-
madığını açıkça söyledi.
Kısaca özetlemek gerekir-
se, Türkiye'nin AB yolunun
kapatılması için düğmeye ba-
sıldı. Ancak Mütareke basını
ya da kalemlerinden yağ
damlayan seçkin medyamız
yukarıda yazılanları görmez-
den ve duymazdan geldi.
Müzakere tarihi belgesindeki
açık tuzakları gösteren
(Ege'deki durum, Ermeni ve
Kürt sorunları, GAP Bölgesi
ve su kaynakları), Türkiye'nin
açıkça "imtiyazlı ortaklığa"
mahkûm edildiğini, Kıbrıs'ın
elden çıkarıldığını, kalıcı kısıt-
lamalarla köleliğe doğru yol
alındığını anlatan uzmanları,
bilim insanlarını ve bir zaman-
lar aynı yağcılığı yaptıkları
AB'nin hararetli savunucusu
eski başbakanı da aşağılaya-
rak, iktidara ve ihalelere şirin
görünmek için, ellerinden ge-
leni ardına koymuyorlar.
17 Aralık'ta Brüksel'e git-
meden önce, "Bundan son-
ra yeni şartlar kabul etmemiz
mümkün değildir" diyen Baş-
bakan, orada hiçbir itirazda
bulunmadan, her şartı kabul
ederek imzaladı. Imza töre-
ninden sonra Başbakan yar-
dımcısının ilk demeci şöyley-
di: "Bundan sonra ara rejim
olmayacaktır". Sayın yardım-
cıya haykırmak istiyorum; ka-
ra rejim de olmasın...
Brüksel fatihlerine kazan-
dıkları Pirus zaferiyle Anka-
ra'ya gelişlerinde, şenlikler
eşliğinde karşılamatöreni dü-
zenlendi, bayram yapıldı...
Ancak bu bayramdan birkaç
gün sonra hükümet, AB'ye,
"serbest dolaşım, kalıcı kısıt-
lamaları kabul etmeyecekle-
rini, bunun AB ilkelerine ters
düştüğünü" açıklayan birno-
ta vermek zorunda kaldı.
Bayramdan sonra akılları
başlarına geldi; geç de olsa,
az da olsa yine de iyidir.
Avrupa Birliği, diğer aday
ülkelerden istemediği şartları
sadece Türkiye'den istiyor.
Olmadık şartlar öne sürülü-
yor; ancak, "ara rejim olma-
sın da ne olursa olsun biz
AB 'ye girelim " mantığıy la ba-
ğımsızlığımızın bile yitirilece-
ğini anlamıyoruz ya da anla-
mak istemiyoruz. AB diye di-
ye hertürlü ödünü vermekten
kaçınmıyoruz. Eğer mutlaka
AB'ye girilecekse, ki hiç hak-
lı bir gerekçesi yok, diğer ül-
keler gibi onurlu ve eşit şart-
larda girmek gerekir.
Tüccarlığıyla övünen Baş-
bakan, gittiği gezilerden "he-
diye olarak" iki limuzin, bir
otobüs, bir lüks otomobil is-
terken, eşine verilen kolye ve
ipek halıyı kabul ederken hiç
rahatsız olmamıştı. Kalemle-
rinden yağ damlayan bazı ba-
sın kuruluşları ise bu tavrı,
"büyük ticari deha " olarak ni-
telendirmişti. Ancak yoğun
eleştirilere dayanamayınca,
kolye geri verildi, amaokyay-
dan çıkmıştı bir kere.. Acaba
AB ülkelerinde böyle hükü-
met başkanları var mıdır?
Bakanların, parlamento
üyelerinin, bürokratların yol-
suzluklarının üzerine gidilme-
diği AB ülkeleri var mıdır?
Devlet yönetimi ile şirket yö-
netimini karıştırmamak gere-
kir. Devlet yönetmek ciddiyet
ister, saygınlık ister, şeffaflık is-
ter. AB diye diye ulusun onu-
runu, bağımsızlığını, özgürlü-
ğünü, toprağını feda edenler,
nereye kadar günü ve kendi-
lerini kurtaracaklardır? Devlet
yönetmek bilgi ister, birikim is-
ter, tecrübe ister...
ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACl kamilmasaracho mynet.com
OTOBÜSTEKİLER KEMAL IIRGENÇ k_urgenc(g)yahoo.com
ı k\Aly
ce-Y "teUfort^d/itlsfJ bı
L
HAYAT EPtK TtYATROSU MVSTAFA BÎLGÎN hayatepik w mynet.com
BU6DAY HORMONLU
PATATÇS NİTRATLI
SU 6ÛVENSİZ...
SONUNCUSU
CANAKKALE'DE KALDI
NERDE BU ULKENJN
NAMUSLU ÜRETtCISİ
KARDESİM?!..
TARtHTE BUGÜN MİMTAZAMKAN 22 Mtırt www.miuntaz-arikan.coni
ZÜMRÜT BUDA'N/N SERÜVENİ!.
178Z 'DE BU&ÜN, ZÜMRÜT BUDA, THYLAND'IN BAŞ-
KENTI SANSKOK 'TKK.İ H/AT PHRA KEO TAPlMAĞl-
NA YEg.L.EŞrİRİLMİŞT<- YÜZ-YILLARPIR, BUDlST
7AYLAND HALK/ TARAFINDAN ÛLKELEIZıNİN KUT-
SAL U£U£U SAYILAN ÜMLÜ HEYfCEL, 66 SANTİM
BOYUfl/DAP/S VE YEtZPARE Z.ÜMR.ÜTTENDİR.NE-
RJEDE VE KlM TAGAFINDAM BULUNOÜ6U BİLıM-
UEYEN BU D£l/ MÜCEVHEIZİM T~AI2JHİ /434 'LE-
RE UZANMAKT7İDIR.. ÜLKENİN KUZEYİNDEKİ
CHIENGMAI YÖNETİCıSİNl'N 1468 'DE ELE GEÇİfZ-
DlSı ZÛMfZÛT guD/4, DAHA SOM/S4 BÎR. LAOS
PZSNS/ 7-/VSAF/MPAM VlENTlANB'A KAÇlRICMfÇTf.
2.15 yiL LAOS'rA KALAN ZÜMfZÜr SUDA,T/İYL4NP
ICtZALI I. R4MA 'NtN BİR ASK.EGÎ SEFE&YLE
TARILARAtC Şt'MDİKİ YEKİME
Cumhuriyet
^ kitap kulübü
M. EMlN DEĞER
Bîr Cumhuriyet
Düşmaıunııı Portresi
Mırkn Turtatajı t«d No 39/11 Cajolojl» İSIANBUI lel 0212 SU 01 96
Sube bklal Cod Zombak Sok Vlloksım İSTANBUI Tel 0212 257 36 81
Anbro Atalurlc Bolvarı »« 125 Kal 4 Bakanlıklnr AKIUR» Tel 0312419 50 20
Cumhuriyet
^ kitap kulübü
MUSTAFA BALBAY
Çin'in Uzun Yürüyüşü
Msrkı: Turkocog, Cod K» 39/41 Colologl» İSIANBUI Tel 0212 514 01 96
M i lîtıklolCad Zombak Sok 4/1 Taksım İSTAHBÜL Tel 0212 252 38 Bl
Ankoro APalurk BulınııNo 125Kar 4Bakanlıklar ANKAM Tel 03124195020
**" Cumhurlyet
^ kitap kulübü"
MERİÇ VELtDEDEOĞLU
Laiklikten Şeriata mı?
Mırkez Turkoıoğı tod Nu 39/41 tojalojlu İSTANBUL Tel 021! 514 01 9(
Sube hiıklol [ad Zombak Sok 1/1 loksım İSTANBUL Ttl 0212 252 3! 81
Anhro Alaturk Bul.an No 125Kol 4 Bakonbklar ANKARA - 1<l 03124195020
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
Trafik Terörü ve
Devletin Suçları!
Adnan Vurdevir, Tarlabaşı'nda yıllardırfilm pla-
tosu, tiyatro sahneleri ve resim atölyeleri olarak
kullanılan Istanbul Sanat Merkezi'nin (Manastır)
kurucusu, tüm sanat camiasının yakından tanıdı-
ğı çok değerli bir insandı. Yıllardır kendisiyle çok
uzun ve dikenli bir yolda işbirliklerimiz, ortak mü-
cadelelerimiz oldu. Nur içinde yatsın. Birkaç haf-
ta önce onu da trafik terörüne şehit verdik. Bu ka-
dar girişimci ve büyük düşünmeyi seven bir insan,
en verimli ve tecrübeli yıllannda, birçok yeni pro-
jeyi yarım bırakarak dünyaya veda etti. Balıkesir
yakınlarında, Vurdevir'in kullandığı araba karşı
yönden gelen ve hatalı sollama yapan araçla kar-
şılaşıyor. Vurdevir sağa kırıyor, çok geç. öbür araç
kapısından vurup onu eceline taşıyor...
Her birimizin kaç dostu, kaç tanıdığı trafik terö-
rüne kurban düştü acaba? Ya da hangimiz sıra-
daki listeye gireceğiz? Amerika'nın Irak'tasavaşın
başından beri verdiği söylenen kayıp sayısının bir-
kaç mislini biz her yıl birbirimizi motorlu taşıtlarla
biçerek veriyoruz. Akıl alır bir şey değil. Ve ne ya-
zık ki bu katliam böyle sürüp gidecek. Çünkü dev-
let suçu kendinde arayıp "Nerede hata yapıyo-
rum" diyeceğine, trafik holiganlarını pas geçerek,
normal suçsuzvatandaşı canından bezdirerek ola-
ya karşı kayıtsızlığını sürdürüyor.
"Devlet" yetkililerinin adı, sıfatları ve kurumları-
nın isimleri değişir. İster trafik polisi, ister onları
yönlendiren valilikler, yasalar, meclisler...
önemli olan, gerçek yol holiganları, yani kaza-
ya sebebiyet veren caniler nasıl araç kullanıyor?
1- Uzun yolda aracınızın "poposuna" yapışa-
rak, bir metre arkanızda gidip sizi geçene kadar
tehdit oluştururlar.
2- Yolu görmeden hatalı sollama yapar, ya ölür-
ler ya öldürürler.. ya da sizi şarampole yuvarlarlar.
3- özellikle kadın sürücüleri yolda sıkıştırarak,
yine başka yanlış uygulamalarıyla devletin neden
olduğu cinsel açlıklarını, araçları aracılığıyla bir
ölüm silahı haline dönüştürürler.
4- Kamyon, TIR, otobüs ve tüm ağır taşıtlar, ol-
madık yerlerde, boylarına poslarına bakmadan ya-
rışa ya da sollama operasyonlarına girişirler.
5- Şoförler uykulu araç kullanır, gözleri dalar ve
karşı yola girerler.
6- Yaya geçitlerinde yavaşlayıp durmayan bu
alçaklar için yaya geçitleri, olsa olsa vatandaşla-
rın "ezileceği" adresten ibarettir.
7- Kavşaklara hızlı giren, kimseye yol verme-
yen, dörtyollaraaldırışetmeyen bu insanlar(?) için
araba, silah gibi bir suç aletidir.
Daha çok sayabiliriz. Peki devlet ne yapar? Bun-
ları engellemek için her yerde helikopterlerle, ra-
darlarla, pusularla olayın üstüne mi gidiyor? Ha-
yır. En güvenlı şekilde, kimsenin kimseye zararı ol-
mayacak şekilde 130-150 ile giden vatandaşı, oto-
banlarda durdurup dik bakışlarla ceza kesiyor! Da-
ha sonra o sinirle yola devam eden sürücüden ha-
yır gelir mi? Gerçek holiganlar ölüm kusarken, dev-
let vergi koyar gibi ceza uyguluyor. Aynen sokak-
ta aracını park eden her araca ceza yazarak tat-
min olduğu gibi... Yahu, parkmetre koy, hem pa-
ra kazan, hem de vatandaş işini görsün değil mi?
Hayır. Hedef mantıksız yasalarla kendi vatandaşı-
nı suçluluk duyguları içinde yaşatmak.
Daha önce Marmara Grubu Başkanı Akkan Su-
ver'le de bu konuyu konuştuk. ilgili sivil toplum ör-
gütleri derhal toplanarak gösteriş cezalarından
başka holiganlara hiçbir yaptırım getirmeyen bu
yasalara karşı derhal ayağa kalkmalı. Devletin an-
lamsız cezalarıyla kendi gerçek cesetleri yollarda
çürüyor. Almanya'da, otobanlarda hiçbir sürattah-
didi yok da, daha mı çok ölümlü kaza oluyor?.. Bi-
raz insaf, biraz mantık!
e-mail: bedbayC» tnn.net - Faks: 0212 227 34 65
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
1 2 3 4
SOLDAN SAĞA:
1/ Sulak bölge-
lerde yaşayan
göçmen bir
kuş 2/ Kabul
ettirmek ama-
cıyla öne sürü-
len görüş... Af-
rika'dabirülke.
3/ "Gün bittı,
ağaçta — sön-
dü / Yaprak ateş
oldu, kuş daya-
kut" (Ahmet
Haşım)... Bir nota. 4/
Kadmsı davranışlan
olan erkek. 5/ Doğu
Anadolu'da kullanılan
bir tür küçük zurna...
Metalleri birbirine tut-
tıırmaya yarayan kalay
ve kurşun alaşımı. 6/
Yabancı.. Ülkemiz su-
larında yaşayan ve
"şip" de denilen mer-
sinbalığı türü .. Bir no-
ta. II Bir ilimız.. Sabahattin Ali'nin bir öykü kitabı. 8/
Kuduz... Argoda hamama verilen ad. 9/ Uzaklık işare-
tı.. Benzenden türeyen ve boya sanayısinde kullanılan
zehirlı bir madde. ı
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Halk hikâyelerinin başında, asıl konuya girmeden ön-
cekı ginş bölümü... Satrançta bir taş. 2/Şöhret... Özel-
likleNil Irmağı'nda kullanılan yelkenli birtekne. 3/Bi-
lımsel bir gerçeği göstermek, bir varsayımı kanıtlamak
amacıyla yapılan işlem Bir gösterme sıfatı. 4/ Faiz...
" Hadi — ": Heykelcimiz. 5/ Bir kimseye özgü belirgin
nıtelik. 6/Edirne'nin bir ilçesi... Boru sesi. 7/" — der-
dim var bırbirinden seçilmez /Bir aynlık bir yoksulluk
bir ölüm" (Karacaoğlan)... Yarı memnunluk anlatan
bir ünlem . Tabut. 8/ Bir meyve... Mesaj. 9/ Kılçıksız,
ın ve yassı taneli bir fasulye cinsi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı
günlük sivil toplum gazetesi
BİZİM ÇAZETE
tarafsız haberleri, ilginç röportajları, araştırmaları,
köşe yazıları ve ülke sorunlarını yansıtan
raporlarıyla 10 yıldır okurlarıyla el ele...
Tel: 0 212 5119494- Abone: 0 212 513 83 00