19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 2005 SALI + CUMHURİYET SAYFA 17 Armç, i Onur' ödülü vererekrniş. Bakahm 'O nur' hime düşecek? Elektronık posta: [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Yabancılara oy hakkı isteniyormuş... "Doğru valla: vekâletle is vürümüvor!" Arapsaçı A Amerika'da bir aruD ^ ^ ^ *Amerika'da bir grup Müslüman, bir kadının imamlığında cuma na- mazı kılıyor. Üstelik ce- maatteki kadınlar ., hem erkeklerle aynı safta duru- yor hem de bazıla- rının başı açık. Kıblesi VVashington olan bizim "llımlı Tslamcılar" bu işin içinden nasıl çıka- caklarını bilemiyor! Kararsız Mehmet Ali Kılınç: "Gö- rev yaptığı bütün ülkelerin parça- lanmasıyla ünlü ABD Ankara Bü- yükelçisi Eric Edel- man, görevinden istifa etmiş. Üzülsek mi yoksa sevinsek mi?" , Tayyare Taha Akyol, 18 Mart'ta bir profesörü CNN Türk ekranına çıkartı- yor. Profesör, Ça- nakkale Savaşla- rı'nda Osmanlı'nın 200, Almanlar'ın 200 uçağı olduğunu anlatı- yor. Osmanlı'nın 1'i de- niz toplam 4 ve düşman kuvvetlerinin de 6'sı de- niz toplam 26 uçağı ol- duğunu bilenler bıyık al- tından gülüyor. ntalya'da dün 1. Çevre ve Ormancılık Şûra- sı toplandı. Şûra çalışmaları cuma gününe dek sürecek. Bu şûradan önce AKP hükü- meti ormanları satmak için bazı girişimlerde bulundu. Ne var ki hükiimetin ormanlara yönelik iki ayrı anayasa değişikliği Cumhurbaşkanınca iki kez veto edildi ve kızılağaç ile kestaneliklerin orman sa- yılmamasına ilişkin yasa maddesi yine Cumhurbaş- kanının başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildi. Hükümet amacına ulaşamadı. Bunun üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı, 20-21 Eylül 2004'te Abant'ta "Ormancılığın Değerlendiril- mesi Istişare Toplantısı" düzenledi. Bu toplantıda or- manların işletilmesinin özel sektörü devredilmesi, or- man arazilerinin satışının yeniden yaşamageçirilme- si gibi bir dizi "tavsiye" kararı alındı. Ancak, kararla- rın bağlayıcı bir hükmü yoktu. Derken "bağlayıcı" kararların alınabileceği bir şûra Ormancılık toplanmasına karar verildi. Fakat, bakanlığın bir "şûra yönetmeliği" yoktu. Abant'taki toplantıdan bir ay son- ra alelacele "Çevre ve Orman Bakanlığı Şûra Yönet- meliği" hazırlanarak 21-25 Mart'ta ilk şûranın Antal- ya'da yapılmasına karar verildi. Bu arada Orman Mühendisleri Odası Başkanı Sa- lih Sönmezışık, Sarıkamış'a sürüldü; oda yönetimi değiştirildi ve KESK'e bağlı Tarım Orkam Sen'e de ge- rekli uyarılar yapılarak meslek örgütlerinin muhalefe- ti önemli ölçüde engellendi. Şimdi Antalya'da sivil toplum örgütleri ve üniversi- telerden kısıtlı bir grup çağrılarak bakanlık bürokrat- larının ağırlıkta olduğu bir şûra toplanıyor. Orman Mühendisleri Odası'nın eski başkanı Salih Sönmezışık, Antalya'daki "ilk" şuradan çıkabilecek kararlar için şöyle dıyor: "Şûrada devlet ormanlarının işletilmesinin özel kişi ve kuruluşlara devredilmesi; kı- zılağaç ve kestaneliklerin orman sayılmaması; ağaç- landırma ve ulusal park genel müdürlüklerinin kapa- tılması; 2/b arazilerinin işgalcilere satılması ve hatta orman sınırı dışına çıkarılma miladının değiştirilmesi yolunda karar alınabilir." Sönmezışık anlatıyor: "Orman fidanlıklarının satı- şına, ulusal park ve orman içi dinlenme yerlerinin ki- ralanmasına çoktan başlandı. Şimdiye kadar 46 fi- danlık ve 189 tesis elden çıkarıldı. Sadece Istanbul'da 1981 'den bu yana talan edilerek orman dışına çıka- rılmak istenen 123 bin 228 dönüm orman alanı bu- lunuyor. Bundan 7 bin 555 kişi yararlanmayı bekliyor. Mahkeme kararıyla yıkılması gereken 5 bin kadar vil- la böylece affedilmiş olacak." Ormanlarımız için Antalya'daki şûra önemli... Oumayı bekleyelım. Bakanlığın niyetini hep birlikte görelim! SESSÎZ SEDASIZ (!) Türkiye'nin ulusal hak ve çıkarları Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Irak politikasının yokluğu ve terör örgütünün varlığıyla il- gili düşüncelerini açıklaması kimilerini rahatsız etti. Büyükanıt'ın açıklamaları- nı "asker kendi işine baksın"a getiren- ler oldu. Kamil Acar ise bu konuda farklı düşünüyor ve yeni ceza yasası henüz yürürlüğe girmediği için biz de n bu düşünceleri kamuoyuna yansıta- N biliyoruz: -> "Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'nin ulusal hak ve çıkarlarını sağlamaya ve korumaya dayalı olarak oluşturulan po- litikalara göre teşkilatlanır, konuşlanır, donatılır, eğitimini düzenlervegöreval- dığında da ulusal hak ve çıkarlarını sağ- layacak hedefleri ele geçirir. Ulusal Kurtuluş Savaşı dahil bütün görevler bu doğrultuda başarıyla yeri- ne getirilmiştir. Orgeneral Büyükanıt terör örgütü ve Irak'taki gelişmelere göre ülkemizin ulu- sal hak ve çıkarlarını sağlayacak politi- kaları ve buna bizı ulaştıracak hedefle- ri bilmek istiyor. Komutanın bunları bilmek istemesin- deki maksat, verilebilecek görevleri ba- şarmak için kuvvetini ele geçirilecek he- deflere göre düzenlemek ve hazırla- | maktan başka ne olabilir. Sormak ge- " rek hükümet; terör örgütü ve Irak'taki _ gelişmelere göre Türkiye'nin ulusal hak ve çıkarlarının neler olduğunu tespit et- miş midir? Bu hak ve çıkarları sağlaya- cak politikaları oluşturup elde edilecek hedefleri saptamış mıdır? Şayet, bun- lar belli ve birileri tarafından biliniyorsa, bu birilerinin bildiklerini bilmeyenlerin kulağına fısıldamasında yarar yok mu- dur? Son söz Yunus Emre'den: Az söz erin yüküdür/ Çok söz hayvan yüküdür/ Bilene bu söz yeter/ Sende cevher var ise." AB Diye Diye SUAY KARAMAN Tüm Oğretım Uyelerı Derneği (TÜMOD) Genel Sekrelerı Avrupa Birliği Dönem Baş- kanı Hollanda'nın Dışişleri Bakanı Bernard Bot şunları söyledi: "Türkiye, Fransa ve Avusturya 'da yapılacak refe- randumlar sonucunda büyük ihtimalle AB'ye giremeyecek. AB, müzakereler sırasında Türkiye 'ye reformları uygula- ması için daha fazla baskıya- pabilecek." Isveç Başbakanı Göran Persson şunları söyledi: "Başbakan Erdoğan müza- kerelerde aceleci davranıp 'şartlı üyeliği' kabul etti. Biz olsaydık bu şartlı üyelik kO- nusunu kabul etmezdik. Ama Türkiye kabul etmeye yöne- lince biz öne çıkıp engel ol- mak istemedik." Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer şunları söyle- di: "Türkiye'nin tam üyeliği konusunda AB ülkelerinde genel bir referandum yapıl- ması doğru olur." Fransa Halk Hareketi Birli- ği (UMP) Başkanı Nicolas Sarkozy şunları söyledi: "Kimse Türkiye'yi dışlamak istemiyor. Tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık verilmesin- den yanayız." Avusturya Başbakanı VVolfgang Schüssel şunları söyledi: "Türkiye için referan- dum önerisini hemen imzaya açacaklarını ve önerinin tüm siyasi partiler tarafından im- zalanması halinde, ileride hangi parti iktidarda olursa olsun, Türkiye'nin tam üyeli- ği konusunda referandum yapılması da güvence altına alınmış olacak." Fransa'da, kendi anayasa- ları ile AB anayasası arasın- daki farklılıkları ortadan kal- dırmayı amaçlayan ve Türki- ye'nin AB'ye üyeliği için halkoytaması yapılmasına olanak tanıyan anayasa uyum paketi, Bakanlar Kurulu'nda kabul edildi. Bir zamanlar "AB yolu Di- yarbakır'dan geçer" diyen es- ki Başbakan Mesut Yılmaz, "Türkiye masadan kalkmalıy- dı. Müzakere süreci karanlık bir tünele girmek gibi. Sonu belli değil. Bu sürede Türki- ye'nin haysiyetiyle oynana- cak, ağır bedeller ödenecek" diyerek, AB yolunun açık ol- madığını açıkça söyledi. Kısaca özetlemek gerekir- se, Türkiye'nin AB yolunun kapatılması için düğmeye ba- sıldı. Ancak Mütareke basını ya da kalemlerinden yağ damlayan seçkin medyamız yukarıda yazılanları görmez- den ve duymazdan geldi. Müzakere tarihi belgesindeki açık tuzakları gösteren (Ege'deki durum, Ermeni ve Kürt sorunları, GAP Bölgesi ve su kaynakları), Türkiye'nin açıkça "imtiyazlı ortaklığa" mahkûm edildiğini, Kıbrıs'ın elden çıkarıldığını, kalıcı kısıt- lamalarla köleliğe doğru yol alındığını anlatan uzmanları, bilim insanlarını ve bir zaman- lar aynı yağcılığı yaptıkları AB'nin hararetli savunucusu eski başbakanı da aşağılaya- rak, iktidara ve ihalelere şirin görünmek için, ellerinden ge- leni ardına koymuyorlar. 17 Aralık'ta Brüksel'e git- meden önce, "Bundan son- ra yeni şartlar kabul etmemiz mümkün değildir" diyen Baş- bakan, orada hiçbir itirazda bulunmadan, her şartı kabul ederek imzaladı. Imza töre- ninden sonra Başbakan yar- dımcısının ilk demeci şöyley- di: "Bundan sonra ara rejim olmayacaktır". Sayın yardım- cıya haykırmak istiyorum; ka- ra rejim de olmasın... Brüksel fatihlerine kazan- dıkları Pirus zaferiyle Anka- ra'ya gelişlerinde, şenlikler eşliğinde karşılamatöreni dü- zenlendi, bayram yapıldı... Ancak bu bayramdan birkaç gün sonra hükümet, AB'ye, "serbest dolaşım, kalıcı kısıt- lamaları kabul etmeyecekle- rini, bunun AB ilkelerine ters düştüğünü" açıklayan birno- ta vermek zorunda kaldı. Bayramdan sonra akılları başlarına geldi; geç de olsa, az da olsa yine de iyidir. Avrupa Birliği, diğer aday ülkelerden istemediği şartları sadece Türkiye'den istiyor. Olmadık şartlar öne sürülü- yor; ancak, "ara rejim olma- sın da ne olursa olsun biz AB 'ye girelim " mantığıy la ba- ğımsızlığımızın bile yitirilece- ğini anlamıyoruz ya da anla- mak istemiyoruz. AB diye di- ye hertürlü ödünü vermekten kaçınmıyoruz. Eğer mutlaka AB'ye girilecekse, ki hiç hak- lı bir gerekçesi yok, diğer ül- keler gibi onurlu ve eşit şart- larda girmek gerekir. Tüccarlığıyla övünen Baş- bakan, gittiği gezilerden "he- diye olarak" iki limuzin, bir otobüs, bir lüks otomobil is- terken, eşine verilen kolye ve ipek halıyı kabul ederken hiç rahatsız olmamıştı. Kalemle- rinden yağ damlayan bazı ba- sın kuruluşları ise bu tavrı, "büyük ticari deha " olarak ni- telendirmişti. Ancak yoğun eleştirilere dayanamayınca, kolye geri verildi, amaokyay- dan çıkmıştı bir kere.. Acaba AB ülkelerinde böyle hükü- met başkanları var mıdır? Bakanların, parlamento üyelerinin, bürokratların yol- suzluklarının üzerine gidilme- diği AB ülkeleri var mıdır? Devlet yönetimi ile şirket yö- netimini karıştırmamak gere- kir. Devlet yönetmek ciddiyet ister, saygınlık ister, şeffaflık is- ter. AB diye diye ulusun onu- runu, bağımsızlığını, özgürlü- ğünü, toprağını feda edenler, nereye kadar günü ve kendi- lerini kurtaracaklardır? Devlet yönetmek bilgi ister, birikim is- ter, tecrübe ister... ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACl kamilmasaracho mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL IIRGENÇ k_urgenc(g)yahoo.com ı k\Aly ce-Y "teUfort^d/itlsfJ bı L HAYAT EPtK TtYATROSU MVSTAFA BÎLGÎN hayatepik w mynet.com BU6DAY HORMONLU PATATÇS NİTRATLI SU 6ÛVENSİZ... SONUNCUSU CANAKKALE'DE KALDI NERDE BU ULKENJN NAMUSLU ÜRETtCISİ KARDESİM?!.. TARtHTE BUGÜN MİMTAZAMKAN 22 Mtırt www.miuntaz-arikan.coni ZÜMRÜT BUDA'N/N SERÜVENİ!. 178Z 'DE BU&ÜN, ZÜMRÜT BUDA, THYLAND'IN BAŞ- KENTI SANSKOK 'TKK.İ H/AT PHRA KEO TAPlMAĞl- NA YEg.L.EŞrİRİLMİŞT<- YÜZ-YILLARPIR, BUDlST 7AYLAND HALK/ TARAFINDAN ÛLKELEIZıNİN KUT- SAL U£U£U SAYILAN ÜMLÜ HEYfCEL, 66 SANTİM BOYUfl/DAP/S VE YEtZPARE Z.ÜMR.ÜTTENDİR.NE- RJEDE VE KlM TAGAFINDAM BULUNOÜ6U BİLıM- UEYEN BU D£l/ MÜCEVHEIZİM T~AI2JHİ /434 'LE- RE UZANMAKT7İDIR.. ÜLKENİN KUZEYİNDEKİ CHIENGMAI YÖNETİCıSİNl'N 1468 'DE ELE GEÇİfZ- DlSı ZÛMfZÛT guD/4, DAHA SOM/S4 BÎR. LAOS PZSNS/ 7-/VSAF/MPAM VlENTlANB'A KAÇlRICMfÇTf. 2.15 yiL LAOS'rA KALAN ZÜMfZÜr SUDA,T/İYL4NP ICtZALI I. R4MA 'NtN BİR ASK.EGÎ SEFE&YLE TARILARAtC Şt'MDİKİ YEKİME Cumhuriyet ^ kitap kulübü M. EMlN DEĞER Bîr Cumhuriyet Düşmaıunııı Portresi Mırkn Turtatajı t«d No 39/11 Cajolojl» İSIANBUI lel 0212 SU 01 96 Sube bklal Cod Zombak Sok Vlloksım İSTANBUI Tel 0212 257 36 81 Anbro Atalurlc Bolvarı »« 125 Kal 4 Bakanlıklnr AKIUR» Tel 0312419 50 20 Cumhuriyet ^ kitap kulübü MUSTAFA BALBAY Çin'in Uzun Yürüyüşü Msrkı: Turkocog, Cod K» 39/41 Colologl» İSIANBUI Tel 0212 514 01 96 M i lîtıklolCad Zombak Sok 4/1 Taksım İSTAHBÜL Tel 0212 252 38 Bl Ankoro APalurk BulınııNo 125Kar 4Bakanlıklar ANKAM Tel 03124195020 **" Cumhurlyet ^ kitap kulübü" MERİÇ VELtDEDEOĞLU Laiklikten Şeriata mı? Mırkez Turkoıoğı tod Nu 39/41 tojalojlu İSTANBUL Tel 021! 514 01 9( Sube hiıklol [ad Zombak Sok 1/1 loksım İSTANBUL Ttl 0212 252 3! 81 Anhro Alaturk Bul.an No 125Kol 4 Bakonbklar ANKARA - 1<l 03124195020 GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Trafik Terörü ve Devletin Suçları! Adnan Vurdevir, Tarlabaşı'nda yıllardırfilm pla- tosu, tiyatro sahneleri ve resim atölyeleri olarak kullanılan Istanbul Sanat Merkezi'nin (Manastır) kurucusu, tüm sanat camiasının yakından tanıdı- ğı çok değerli bir insandı. Yıllardır kendisiyle çok uzun ve dikenli bir yolda işbirliklerimiz, ortak mü- cadelelerimiz oldu. Nur içinde yatsın. Birkaç haf- ta önce onu da trafik terörüne şehit verdik. Bu ka- dar girişimci ve büyük düşünmeyi seven bir insan, en verimli ve tecrübeli yıllannda, birçok yeni pro- jeyi yarım bırakarak dünyaya veda etti. Balıkesir yakınlarında, Vurdevir'in kullandığı araba karşı yönden gelen ve hatalı sollama yapan araçla kar- şılaşıyor. Vurdevir sağa kırıyor, çok geç. öbür araç kapısından vurup onu eceline taşıyor... Her birimizin kaç dostu, kaç tanıdığı trafik terö- rüne kurban düştü acaba? Ya da hangimiz sıra- daki listeye gireceğiz? Amerika'nın Irak'tasavaşın başından beri verdiği söylenen kayıp sayısının bir- kaç mislini biz her yıl birbirimizi motorlu taşıtlarla biçerek veriyoruz. Akıl alır bir şey değil. Ve ne ya- zık ki bu katliam böyle sürüp gidecek. Çünkü dev- let suçu kendinde arayıp "Nerede hata yapıyo- rum" diyeceğine, trafik holiganlarını pas geçerek, normal suçsuzvatandaşı canından bezdirerek ola- ya karşı kayıtsızlığını sürdürüyor. "Devlet" yetkililerinin adı, sıfatları ve kurumları- nın isimleri değişir. İster trafik polisi, ister onları yönlendiren valilikler, yasalar, meclisler... önemli olan, gerçek yol holiganları, yani kaza- ya sebebiyet veren caniler nasıl araç kullanıyor? 1- Uzun yolda aracınızın "poposuna" yapışa- rak, bir metre arkanızda gidip sizi geçene kadar tehdit oluştururlar. 2- Yolu görmeden hatalı sollama yapar, ya ölür- ler ya öldürürler.. ya da sizi şarampole yuvarlarlar. 3- özellikle kadın sürücüleri yolda sıkıştırarak, yine başka yanlış uygulamalarıyla devletin neden olduğu cinsel açlıklarını, araçları aracılığıyla bir ölüm silahı haline dönüştürürler. 4- Kamyon, TIR, otobüs ve tüm ağır taşıtlar, ol- madık yerlerde, boylarına poslarına bakmadan ya- rışa ya da sollama operasyonlarına girişirler. 5- Şoförler uykulu araç kullanır, gözleri dalar ve karşı yola girerler. 6- Yaya geçitlerinde yavaşlayıp durmayan bu alçaklar için yaya geçitleri, olsa olsa vatandaşla- rın "ezileceği" adresten ibarettir. 7- Kavşaklara hızlı giren, kimseye yol verme- yen, dörtyollaraaldırışetmeyen bu insanlar(?) için araba, silah gibi bir suç aletidir. Daha çok sayabiliriz. Peki devlet ne yapar? Bun- ları engellemek için her yerde helikopterlerle, ra- darlarla, pusularla olayın üstüne mi gidiyor? Ha- yır. En güvenlı şekilde, kimsenin kimseye zararı ol- mayacak şekilde 130-150 ile giden vatandaşı, oto- banlarda durdurup dik bakışlarla ceza kesiyor! Da- ha sonra o sinirle yola devam eden sürücüden ha- yır gelir mi? Gerçek holiganlar ölüm kusarken, dev- let vergi koyar gibi ceza uyguluyor. Aynen sokak- ta aracını park eden her araca ceza yazarak tat- min olduğu gibi... Yahu, parkmetre koy, hem pa- ra kazan, hem de vatandaş işini görsün değil mi? Hayır. Hedef mantıksız yasalarla kendi vatandaşı- nı suçluluk duyguları içinde yaşatmak. Daha önce Marmara Grubu Başkanı Akkan Su- ver'le de bu konuyu konuştuk. ilgili sivil toplum ör- gütleri derhal toplanarak gösteriş cezalarından başka holiganlara hiçbir yaptırım getirmeyen bu yasalara karşı derhal ayağa kalkmalı. Devletin an- lamsız cezalarıyla kendi gerçek cesetleri yollarda çürüyor. Almanya'da, otobanlarda hiçbir sürattah- didi yok da, daha mı çok ölümlü kaza oluyor?.. Bi- raz insaf, biraz mantık! e-mail: bedbayC» tnn.net - Faks: 0212 227 34 65 B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDAN SAĞA: 1/ Sulak bölge- lerde yaşayan göçmen bir kuş 2/ Kabul ettirmek ama- cıyla öne sürü- len görüş... Af- rika'dabirülke. 3/ "Gün bittı, ağaçta — sön- dü / Yaprak ateş oldu, kuş daya- kut" (Ahmet Haşım)... Bir nota. 4/ Kadmsı davranışlan olan erkek. 5/ Doğu Anadolu'da kullanılan bir tür küçük zurna... Metalleri birbirine tut- tıırmaya yarayan kalay ve kurşun alaşımı. 6/ Yabancı.. Ülkemiz su- larında yaşayan ve "şip" de denilen mer- sinbalığı türü .. Bir no- ta. II Bir ilimız.. Sabahattin Ali'nin bir öykü kitabı. 8/ Kuduz... Argoda hamama verilen ad. 9/ Uzaklık işare- tı.. Benzenden türeyen ve boya sanayısinde kullanılan zehirlı bir madde. ı YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk hikâyelerinin başında, asıl konuya girmeden ön- cekı ginş bölümü... Satrançta bir taş. 2/Şöhret... Özel- likleNil Irmağı'nda kullanılan yelkenli birtekne. 3/Bi- lımsel bir gerçeği göstermek, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem Bir gösterme sıfatı. 4/ Faiz... " Hadi — ": Heykelcimiz. 5/ Bir kimseye özgü belirgin nıtelik. 6/Edirne'nin bir ilçesi... Boru sesi. 7/" — der- dim var bırbirinden seçilmez /Bir aynlık bir yoksulluk bir ölüm" (Karacaoğlan)... Yarı memnunluk anlatan bir ünlem . Tabut. 8/ Bir meyve... Mesaj. 9/ Kılçıksız, ın ve yassı taneli bir fasulye cinsi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük sivil toplum gazetesi BİZİM ÇAZETE tarafsız haberleri, ilginç röportajları, araştırmaları, köşe yazıları ve ülke sorunlarını yansıtan raporlarıyla 10 yıldır okurlarıyla el ele... Tel: 0 212 5119494- Abone: 0 212 513 83 00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle