Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18MART2005CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yeni Türk Ceza Yasası'nda yer alan ilke, kavram ve kurallarda çağdaş ceza hukukuna aykınlıklar göze çarpıyor
' Yasallık ilkesf tartısmalıSABİHKANADOĞLU
Yargıtay Onurtal Cumhuriyet Başsavcısı
Y
lke, kavram ve ku-
r:
nin3/l.maddesin-
- 2 -
asada yer alan
rallara bakıldığüıda aykınhklar gö-
ze çarpmaktad
l-YeniTCY
de yer alan *suç işleyen kişi hakkın-
da işlcnen fiilin ağırlıgıyla orantılı ceza ve gü-
venliktcdbirine hüknıolu^ıur" fıkrası, yasaya
egemen olan görüşü \e ilkjeyi ortaya koymak-
tadır.
Bu görüş, fiili öne çık^ran, insana değer
vermeyen ve cezaknn kişiselleştirılmesini
önleyen, bu nedenk çağdkş ceza hukukunda
yeri olmayan bir gorüştürı
2- Rus Ceza Yasası'ndan alındığı anlaşılan
ve "Ceza Kanunırnun Aınacı" başlığmı taşı-
yan 1. maddeninanayasa^ıızda yer alan ku-
rallan yinelediği \e ceza ya$alannda bu tür amaç
maddelerine yej bulunm^dığı açıktır. Kaldı
ki, maddede yes alan kanfu düzenini ve top-
lum barışını korumak arrçacına rağmen yasa
metinlerinde koııu düzenjne yer verilmemiş,
toplum banşı, lynı anlam> taşımayan "kanıu
banşı"na çevrimiştir.
Toplum barıa, kamu düzenini korumanın so-
nucudur. BM üşisel ve SJyasal Haklar Ulus-
lararası Sözlejmesi'nde vje AtHS'de kullanı-
lan kavram, kımu düzenidir.
3- Yasanıngenel hükümleri, 5. madde uya-
ruıca özel ce;a kanunlan ve ceza ıçeren yasa-
lardaki suçla'hakkında da uygulanacaktır. Ya-
salar arasınca alt-üst ihşkisi bulunmadığı için
bu hüküm, gelecektekı yşsalar yönünden an-
cak bir dildc niteliğindedjr.
özel ceza yasaları sorunu
I
Yasalar arasındaki çatışima, önceki-sonraki
yasa veya özel-genel yasa nıtelemesi yapıla-
rak gidenlir. Temel yasa olması, yeni TC Y'ye
ayncahk tanımaz. Yürürlüğegireceği tarihten
itibaren, genel hükümleririinyürürlükteki özel
ceza yasalanna etkili olacağındaysa kuşku
yoktur. TCY'de bulunmayaı ancak özel ceza
yasalannda yer alan cezalain uygulanma ola-
nağı ortadan kalkmaktadu Askeri Ceza Ya-
sası'nda öngörülen askeflk mesleğine özgü
suçlar, 1 Nisan 2005 tarihhden itibaren yap-
tınmsız kalacaktır. Bu haln ayrı bir kaos ya-
ratacağı kuşkusuzdur.
lcra Iflas Yasası'nda dizenlenen suçların
yeni TCY ile kabahat nıttliği kalkmıştır. Ar-
tık hapis cezası öngörül; ı bu suçlardaki za-
manaşımı süresi en az £yıl olmuş, aynca ye-
ni TCY'nin 5. nıaddes g ;reğince bu cezala-
nn paraya çevrilmesi e ertelenmesi olanağı
nedeniyle icra işlemfcri ve icra mahkemele-
rinde yeni sorunlarıf ortaya çıkması kaçınıl-
mazdır.
|- Ceza yasalaruin terıel ilkesi olan "ya-
sankilkesi" yeni TCY'de ö ıgörülen birçok suç-
ta tartısmalı halegetirilrfnştir. Örneğin, 96.
maddede yer alan'bir kimsenin eziyetçekme-
sine yol açacakdaranışla^ gerçekleştiren" ta-
nımı yasallık ılksine aykmdır.
765 sayılı TCY'nin 15'1. maddesinde yer
alan, üsl sınırı ,österilnK yen hapis cezaları-
nın üst sınınnııv yıl olduğu kuralı yeni TCY'ye
ahnmamıştır. iunun son\ıcu olarak özel ya-
salardakabahtııiteliğindeki"biraydanazol-
nıanıak üzerr', "iki aydsn az olmamak üzc-
re'' gibi cezaöngören mıddelerin üst sının,
kabahatler ynünden iki yıl, hapis cezaları
yönünden 5yı1 iken artık yeni TCY'de 49.
madde uyarıca 20 yıl olnuştur.
Bunun soucu olarak, özel yasalardaki üst
sırun gösteimeyen kaba lat niteliğindeki ey-
lemler, artı yeni TCY ile hapis cezasına dö-
nüştüğündn üst sının 20 yıl olmanın yanı sı-
ra bu suçlr ağır ceza mahkemelerinin görev
alanına gımiştir.
Bir aydn yirmi yıla kadar hapis cezası ön-
görülen b eylemdekı cezanın, ne derecede ya-
sallık ılksine uygun olduğu da tartışmalıdır.
Yasallık kesi, bir konunıın salt yasada düzen-
lemesıy) sağlanamaz. A tHM kararları da bu
yöndedj
5- Yeı TCY ile eksık tfşebbüs - tam teşeb-
büs ayrfnının kaldırılmapı yerinde olmamış-
tır. Ö£rti ve uygulaman; n, ayrımın nasıl ya-
pılacajna ılişkin saptamalan göz ardı edilmiş-
tir. Arıca gönüllü vazgsçmeyi düzenleyen
36. trıddede yer alan "kendi çabalanyla su-
t;un tmamlanmasınıveys ı neticenin gerçekleş-
ınesıı önlerse" ifadesi et cin pişmanlıktır (fa-
al n«amettir). Kurumlaı ve kavramlar, mad-
de balığı ve metni bırbiıine kanştınlmıştır.
Uygiamadaki aksa clıklar
Uy^lamada da aksakl jklar söz konusu ola-
caktn
1 -foi TCY'nin 4. maidesinde "yasayıbil-
meınt değil, ceza yasalaı inı bilmemenin nıa-
zeret madığT belirtilm ;kte, Adalet Komis-
yonu porunda da bu du rum klasik anlayışın
terk dlmesi olarak göî terilmektedir. Ceza
yasah dışındaki yasalaı da yer alan görev ve
yüküıülüklerin ihlali nedeniyle oluşan suç
durunnda, özel yasayı
rak mleğerlendirilecektir?
Yasıer farklı düzenle: neyi, bir yenilik ola-
rak gcermektedir. Ancak her yenınin doğru
bilmemek hata ola-
İstanbul'da
düzenlenen
yürüyüşe,TGC
Başkam Orhan
Erinç, Türkiye
Gazeteciler
Sendikası (TGS)
Başkam Ercan
İpekçi, CHP Genel
Başkan Yardımcısı
Mustafa Ozyürek,
İstanbul Barosu
Başkam Kazun
Kolcuoğlu,KESK
Genel Başkam Sami
Evren, Türkiye Spor
Yazarları Derneği
Genel Başkam Oııur
Belge,eskiTGCve
TGSbaşkanlarıile
çok sayıda gazeteci
kaüldı. (Fotoğraflar:
UĞUR DEMİR)
Gazetecüer, basın özgürlüğünü sınırlayacak olanyeni Türk Ceza Yasası'nıprotesto etti
Âlışmak için yüriidükİstanbıü Haber Servisi - Gazeteciler, basuı
özgürlüğünü sınırlayacak olan yeni Türk Ce-
za Yasası'nı (TCY) "Gazetecileri adliye yol-
lanna akşarma yürüyüşü" ile protesto etti.
Cağaloğlu'ndaki Türkiye Gazeteciler Cemi-
yeti (TGC) önünde saat 11 .OO'de toplanan ba-
sın mensupları buradan Sultanahmet'teki İs-
tanbul Adlıyesi'ne dek yürü-
dü. TGC Başkam Orhan
Erinç, Türkiye Gazeteciler
Sendikası (TGS) Başkam Er-
can Ipekçi, CHP Genel Baş-
kan Yardımcısı Mustafa Öz-
yürek, İstanbul Barosu Başka-
nı Kazun Kolcuoğlu, KESK
Genel Başkam Sami Evren,
Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Baş-
kanı Onur Belge, eski TGC ve TGS başkan-
ları ile çok sayıda gazeteci, Babıâli Caddesi
boyunca süren sembolik yürüyüş süresınce
alkışlarla 1 Nisan'da yürürlüğe gırecek olan
TCY'yi protesto etti. Yürüyüş sonunda adli-
ye önüne gelen grup adına basın açıklaması
yapan TGC Başkam Erinç, yasanın ıfade öz-
gürlüğüne ve halkın haber ahna hakkına sı-
mrlama ve hapis cezası getireceğini belirte-
rek, "Özellikle belirtmekistiyorııın ki burada
toplamşnnız adliye binası içindir. Burada gö-
rev yapan savcı ve hâkimleıle ilgili değil. Bizim
karşı olduğunıuz, Ceza Yasası'nın içerdiği ifa-
de özgürlüğüne, haberhakkuıa «e(irilcn sınır-
lamalar ve bu sınırlamalann aşümasma kar-
• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önünden îstanbul Adliyesi'ne
dek yapılan sessiz yürüyüşün ardından basın açıklaması yapan
TGC Başkanı Erinç, "TCK, gerekli değişikliklerin
yapılabileceği bir süre için ertelensin ve değişiklikler yapılsın.
Umanm yeni yürüyüşler yapmak zorunda kalmayız" dedi.
şı yürüıiükteki yasalara aykırı olarak hapis
cezası getirilmesidir" dedi. "TCY'nin hazır-
lanış sürecindc basın örgüüerine çağrı yapnk-
lanm aına kimsenin öneri sunnıadığmı" söy-
leyen Adalet Bakam Cemil Çiçek'e yanıt ve-
ren Erinç, şöyle devam etti: "Mayıs 2004 ta-
rihinden itibaren çıkartılması düşünülen ya-
sanın değiştirilmcsi, ifade özgürlüğüne ve ha-
ber hakkuıa getirilen engeDerin kaldınlnıasıiçin
Adalet Komisyonu'na, AdaletBakanı'naveBaş-
bakan dahil herkese görüşlerimizi ilertik. An-
cak pek dikkate annmadı. TCK, gerekli deği-
şikliîderin yapılabileceği bir süre için ertelen-
sin ve değişiklikler yapılsın. Umanm yeni yü-
rüyüşler yapmak zorunda kalmayız."
Yasayı protesto için vücudunu iplerle sa-
ran ve ağzını bantlayan Akşam
Gazetesi Yazıişleri Müdürü Mus-
tafa Dolu da yeni TCY'deki bele-
dıyelere ceza öngören maddele-
rin yürürlüğünün 2007 yılına ka-
dar ertelendiğıni anımsatarak,
gazeteciler ile ilgili maddelerde de
bunun uygulanabileceğini dıle
getirdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Özyürek ise
yasamn iktidar partisı tarafından bsa sürede
değiştınleceğini sanmadığını, kendılerinin de
parlamentoda gerekli uyanlan yapmasına kar-
şın basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerin
ısrarla savunulduğunu anlatarak basın çok
geniş şekilde demokratik hakkını kullandığın-
da iktidann da gen adun atmak mecburıyetm-
de kalacağını vurguladı.
Cağaloğlu'ndaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti binası önünde saat 11.OO'de toplanan basm mensupları Sultanahmet'teki İstanbul Adli-
yesi'ne kadar yürüdü. Alkışlarla TCY'nin protesto edildiği yürüyüşe Türkiye'nin ilk kadın adliye muhabiri Vasfiye Özkoçak da katıldı.
ya da hukuksal olduğu elbette söylenemez.
2- Adalet Alt Komisyonu'nda bilimsel kim-
liğiyle yer alarak yasa tasansının redaksıyon
işîemlerini de yapan kişi tarafından yasa yo-
rumlanırken; kişinin 4. madde uyannca sakı-
namayacağı bir hatadan yararlanacağını, ör-
neğin resmi nikâh yapılması bilincinde olan
kişi için imam nikâhı yapürmak suçunun olu-
şacağı, ancak bu bilinçte olmayanlar açısın-
dan anılan suçun oluşmayacağı belirtılmiştır.
Yapılan bu yoruma geçerlilik tanınmasının
sonuçlan düşünülmelıdir.
3- Yeni TCY'nin 50/3. maddesinde daha
önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş ol-
mak koşuluyla mahkûm olunan 30 gün ve da-
ha az süreli hapis cezasıyla fiılı işlediği tarih-
te 18 yaşını doldurmamış veya 65 yaşını bi-
tirmiş bulunanlann mahkûm edildiği 1 yıl ve-
ya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada
yazılı seçenek yaptınmlardan birine çevrilir (zo-
runlu çevirme).
51. maddeye göre, erteleme kurumu sade-
ce hapis cezası yönünden söz konusudur. 50/3.
maddedeki hükümlülere erteleme olanağı kal-
mamıştır. Cezası, bireyselleştirme sonucunda
para cezasına çevrilen sanık, erteleme olana-
ğından yararlanamamakta, çelişkilı bir durum
ortaya çıkmaktadır.
4- Adli para cezasının düzenlendıği 52/2.
maddede, bu cezanın kişinin ekonomik ve
şahsi hallerinın göz önünde bulundurularak tak-
dir edileceği öngörülmüştür. Cezanın tazmi-
nat niteliği taşımadığı göz ardı edılmıştir. Ay-
nı suçu ışleyenlerin ekonomik durumlarına
göre farklı ceza almalan, öncelıkle anayasa-
da, sonra yasada yer alan eşitlik ilkesine ke-
sinlikle aykırıdır.
5- 58/3. maddeye göre tekerrür halinde,
sonraki suça ilışkin yasa maddesinde seçim-
lik olarak hapis cezası ile adh para cezası
öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunur.
50/2'ye göre hâkim seçeneklı halde hapis ce-
zasına hükmetmişse, bu ceza artık adh para
cezasına çevrilmez. Tekerrür halinde hapis ce-
zası kalacak ve paraya çevrılemeyecektır.
6- Zincirleme suç ile fikri içtima tanımla-
rı arasındaki benzerlik, kavram karışıklığına
yol açacaktır. Aynca cinsel saldın veya cin-
sel ıstismarda zincirleme suç hükümlerinin
uygulanamayacağı öngörülerek örneğin ev-
lilik içinde eşiyle zorla ilişkide bulunan ki-
şi, şikâyet halinde her bir ilişki için yedi ila
on iki yıl hapis cezası yaptırımıyla karşı kar-
şıya kalacaktır.
7- Yeni TCY'nin 61/4. maddesinde yer alan
"daha az cezayı gerektiren birden fazla nite-
likli hal" kavramının ne anlama geldiği an-
laşılamamaktadır.
8- tntiharbaşlıklı 84/1. maddesinde de baş-
kasını intihara azmettiren ile teşvik eden, ka-
rarı kuvvetlendiren ya da yardım edenlere
eşit ceza öngörülmektedir. Bu öngörme 38.
ve 39. maddelerdeki düzenlemelerle çehşmek-
tedir.
9- 86/2. maddede düzenlenen nitelikli ya-
ralama sonucu 88. madde kapsamında basit
yaralama suçunun oluşması durumunda, yı-
ne şikâyete bağlı olacaktır. Yani 88. madde
kapsamında kalan sılahla yaralama ya da ka-
mu görevlisini yaralama suçları, şikâyete
bağlı olacaktır. Oysa kamu görevlisıne söv-
me, 131. maddeye göre şikâyete bağlı bir suç
değildir.
10- Nitelikli yaralamaya teşebbüs (86/2) su-
çunda alt sınırdan ceza verıldığinde, verile-
cek ceza 2 yıl hapis cezası, teşebbüs nede-
niyle 35. madde uyannca dörtte üç oranında
indirilince 6 ay hapse hükmolunacaktır. Ni-
telikli yaralama gerçekleşir ve 88. madde
kapsamında sonuç ahnırsa, venlecek ceza 4
ay hapistir. Teşebbüs hali, tamamlanmış hal-
den daha fazla cezayı gerektirecektir.
SÜRECEK
ÇETİNKAYA'NIN YAZI DlZlSl
Yayına tedbir
karannı veren
mahkeme
yetkisizmiş
• Hikmet Çetinkaya'nm yazdığı
"Fethullah Gülen'in 40 Yıllık Yol
Arkadaşı Nurettin Veren Anlatıyor"
adh yazı dizisine tedbir karan alan
mahkeme, yetkisiz olduğunu kabul
etmesine rağmen karan kaldırmadı.
İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz yazan
Hikmet Çetinkaya'nm yazdığı "Fethullah Gü-
len'in 40 YıllıkYol Arkadaşı NurettinVeren An-
latryor" adh yazı dizisine konan ihtiyati tedbir
karannı yetkisiz mahkemenin verdiği ortaya
çıktı. Gazetemiz avukatlannın yetki itirazını
kabul eden mahkeme, dizinin yayımlanmama-
sına ilişkin tedbir karannı ise kaldırmadı.
Üsküdar 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde
görülen ihtiyati tedbir karanna ilişkin dava-
nın ikinci duruşmasına gazetemiz avukatlan
Akın Atalay ve Bülent Utku, Nurettin Veren
ile Fethullah Gülen'in avukatı OrhanErdem-
li katıldı.
Duruşmada söz alan Akın Atalay, mahke-
menin yetkisiz olduğunu ve tedbir karannın
kaldınlmasını istediklerini ifade ederek, tedbir
karanna ve usule ilişkin 9 sayfalık itiraz dilek-
çesıni sundu. Orhan Erdemlı de bu mahkeme-
nin yetkılı olduğu konusunda yerel mahkeme-
lerın önceden vermiş olduğu kararlann bulun-
duğunu ifade etti. Nurettin Veren de, davayı
kabul etmediğini, yayımn devam etmesini is-
tedığini belirtti.
İhtiyati tedbir karanna itirazı reddeden mah-
keme yargıcı Mustafa CahitMergen, dava dos-
yasına ilişkin mahkemenin yetkili olmadığının
anlaşılması üzerine yetki itirazını kabul etti.
Mergen, dava dilekçesinin yetkili istanbul As-
liye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine ka-
rar verdi. Duruşmayı, gazetemiz yazarlan Hik-
met Çcn'nkaya, Deniz Som ve çizerimiz Musa
Kart, Basın Konseyi Genel Sekreteri Gökalp
Yazır, CHP Üsküdar llçe Başkam Basri Bayer
ile ilçe yöneticileri de izledi.
'Tedbir karan sansürdür'
Akın Atalay ve Bülent Utku tarafindan mah-
kemeye sunulan itiraz dilekçesinde, kişilik hak-
lanna saldın ile haber verme, eleştirme ve hal-
kın bilgi edinme hakkını içeren basın özgürlü-
ğünün karşı karşıya gelmesi durumunda, basın
özgürlüğüne daha üstün bir kamusal hak olma-
sı nedeniyle üstünlük tanındığına dikkat çekil-
di. Yayımlanmış bir dizideki kişilik haklanna
saldınmn yargılama sonucunda anlaşılacağı-
nın ifade edildiği dilekçede, "Yayunlanmamış
bir yazı,haberkonusunda bileihtiyatitedbirka-
ran verilmesiiçin hukuka aykuıhğuı tespitedil-
nıesi gerekir. Bu dizideki hukuka aykınlık na-
sıl saptanacaknr?" denıldı.
Mahkemenin ıçeriğini, ne yazılacağını bilme-
diği, henüz yazann beynindeki bir düşünceyi
nasıl bir gerekçeyle hukuka aykın bulduğunun
merak konusu olduğu kaydedilen dilekçede,
kararın yargıcın niyetinden ve amacındantama-
men farklı olarak "sansür" niteliği taşıdığı vur-
gulandı.
Anayasanın 'Basm hürdür sansür edilemez'
temel ilkesine de dikkat çekilen dilekçede, ted-
bir karannın yasalarda belirlenen sınırlamala-
nn dışına çıkarak anayasaya aykınlığın oluşru-
ğu vurgulandı. Dilekçede aynca, "Davacı, kişi-
lik haklanmn korunması için kendi yerleşim
yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesin-
de dava açabilir" vurgusu yapılarak Fethullah
Gülen'in mahkemeye sunduğu Üsküdar'da otur-
duğuna ilişkin ikamet belgesinin gerçeği yan-
sıtmadığına dikkat çekildi. Dilekçede, "Bubel-
genin gerçeği yansılmadığı apaçık ortadadır.
Kamuoyunun yakındaıı tanıdığı bir kişi olan
Gülen'in yaklaşık altı yıldıı ABD'de yaşadığuu
deyim yerindeyse sağu- sultan bile duymuştur"
denildi.
Abdülhamlt dflneml glbi
Gazetecinin haber kaynağına ulaşmasın-
dan, basılmış eserin tüketiciye ulaştırılma-
sına kadar olan süreçteki her engelin "san-
sür" sayıldığına işaret edilen dilekçede, şöy-
le devam edildi: "Basında sansürün en ilkel
şekli Abdülhamit döneminde matbuata uy-
gulanan önceden denetimdir. Buna göre, bir
haber veya yazı yayunlanmadan önce bir
kurul tarafından denetlennıekte ve yayım-
lanması uygun görülmeyenlerinyayuu yasak-
lanmaktauır. Davamıza konu olan yasa ise
bundan da geri bir sonuç doğurmakta, san-
sürün deyim yerindeyse ortaçağda kalmış ol-
ması gereken biçimini, insaıun henüz açık-
lanmayan düşüncc yeteneğini, beynindekini
yasaklama olgusunu ortaya çıkarmaktadır.'5