08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18MART2005CUMA DIZI Müttefiklerin Boğazlan kontrol etme isteği Türk ordusunun direnişiyle karşılaştı e geçümez YILDÖNÜMÜ NURERUGURLU -1- S iyasal ve ekonomik nedenlerden 20. yüz- yılın başlannda çıkan Birinci Dünya Sa- vaşı, o zamana kadar görülmemiş bir bi- çimde, birçok devletin katıldığı ve dünyanın bir- çok ülkesini her yönden etki$i altında bırakan ilk büyük savaş olmuştur. Bu büyük savaş çeşitli yerlerde ve cephelerde dört yıl sürmüştür (1914- 1918). Birinci Dünya Savaşi'nın Türk ve dünya tarihi açısından en önemli savaşlanndan biri Do- ğu cephesinde, Çanakkale'de olmuştur(3 Kasım 1914-9 Ocak 1916). Osmanlı Devleti, Birinci I)ünya Savaşı'nda tt- tifak devletleri (Almanya vej Avusturya - Maca- ristan) yanında savaşa girmişti. îngilızler ve Fran- sızlar kendileriyle bırlik olan Rusya'ya yardım etmek, Batı cephesindeki Ahnan baskısını azalt- mak, Süveyş ve Mısır üzerjndeki Türk tehlike- sini etkisiz dururaa getirmek için Çanakkale ve Istanbul boğazlarını denetimleri altına almak is- tedıler. Bu anıaçla önce Çanakkale Boğazı'nı zorladılar. Başarı sağlayamayınca, karaya asker çıkartarak Türk savunmasını kırmak girişimın- de bulundular. Fakat kara savaşlanndan da ıste- dikleri sonucu alamadılar, yenilgiyi kabul ede- rek bu bölgeden çekilmek 2torunda kaldılar. Çanakkale Boğazı doğal yapısı bakımından savunmaya çok elverişli biryerdi. Dolambaçh ve oldukça uzundu, aynca iki kıyısı da tepelikti. Fa- kat gerektiği kadar silahlandınlmamış, güçlü bir donanmaya karşı koyacak dunımda değildi. an- cak dış savunma için Seddülbahir ve Kumka- le'ye yirmi top konulmuştu. Bu toplardan yalnız dördü, on beş kilometre kajdar bir uzaklığa atış yapabiliyordu. Elde bulunajıbütün toplar, Boğa- zın en dar yeri olan iç savunma düzenine göre ayarlanmıştı. Önceden boş olan ara savunma yer- lerine düşman saldınya geçmeden önce batarya- lar yerleştirilmiş, Boğazın aşağı bölümü mayın- larla kapatılmıştı. Çanakkale'de 90 yıl önce bir savunma destanı yaşandı. Çanakkale Zaferi'nin 90. yıldönümünde savaş gemileri yapdacak ctkinliklere katdmak üzere bu kente geldi. Nusret mayın gemisi Savaşın ilanından birkaç gün sonra, In- giliz Kraliyet Donanması fîlosu, Boğa- zın dış istihkâmlannı top ateşine tuttu. Seddülbahir ıstihkâmları yerle bir oldu. Diğeryandan, düşman denizaltılan, ma- yın döşenmiş olduğu halde Boğaza so- kulabiliyor, Marmara Denizi'ne girerek Istanbul'dan Çanakkale'ye asker ve sa- vaş gereçleri gönderilmesine engel olu- yordu. 19 Şubat 1915'te Ingiliz-Fransız birleşik donanması Boğazm dış tabya- larım top ateşine tutarak yararlanılmaz duruma getirdi. Bir süre sonra filodan çıkarılan deniz birlikleri, Seddülbahir ve Kumkale'de hiçbir şey bırakmadılar. Çanakkale istihkâmlarına Cevat Paşa komuta ediyordu (Bk. lan 1 lamilton,Gelibolu Ha- tıralan-1915) Örgün Yayınevi, Istanbul 2005). Müttefikler, büyük bir saldın yaparak Mar- mara Denizi'ne geçmeyi kararlaştırmışlardı. Sa- vaş gemileri Boğaza girerek iç istihkâmlan sus- turacaklar, mayın tarayıcılan da donanmaya yol açacaklardı. Boğazın aşağı bölümü dikkatle ta- ranmış, mayın bırakılmamıştı. Fakat 7-8 Mart gecesi, Yüzbaşı Hakkı Bey komutasındaki Nus- ret mayın gemisi, Karanhk limanın yukarı bölü- müne sezdirmeden mayın döşedi. Cemller batıyor 18 Mart 1915 sabahı, on altı lngiliz ve Fran- sız savaş gemisi, Boğaza girerek tabyalara sürek- li ateş açtı. Çanakkale yaniyordu. Tabyalar ile te- lefon bağlantısı kesilmiş, topların bir bölümü kullamlamaz duruma gelmişti. Bununla birlikte Türk askerleri, karadan tdp ateşiyle karşılık ve- riyorlardı. Öncülük eden Fransız gemileri, lngi- liz gemileriyle nöbet değiştırmek üzere manev- ra yaparken Bouvet savaş gemisi birmayına çar- parakbattı. tki saat sonra'aynı şekilde lngiliz Ir- resisteble savaş gemisi sulara gömüldü. Ona yar- dım eden Ocean da battı. lnflexisble zırhlısı ağır biçimde yaralandı. Fransızlann Sufferen ve Ga- uloıs zırhlıları da Türk topçusunun ateşiyle bü- yük ölçüde hasara uğradı. Bunun üzerine, tngi- liz ve Fransız donanması geri çekilmek zorunda • kaldı. Türkler, bu savunma savaşında büyük ba- şan kazandılar (Bk. lan Hamilton, Gelibolu Ha- tıralan-1915). 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Ingılizler ve Fransızlar, denız kuvvetlerinın başansızhğa uğraması üzerine karadan saldın- ya geçmeye karar verdiler. Büyük bir orduyu (75 bın kişilik) adalara yığmaya başladılar. Bu ordu, Gelibolu Yanmadası'nda Anburnu'na çıkanla- caktı. Bu büyük orduda Fransız ve lngiliz kuv- vetlerinden başka Avustralyahlarla yenı Zelan- dahlardan (Anzac) oluşan bir kolordu da vardı. Türk savunmasını 80 bin kişi kadar olan V Or- du yapacaktı. Bu ordununkomutanlığına Alman General Linıan von Sanders getirilmişti. Ordu ih- tıyadı olan 19. Tümen Komutanı Yarbay Mus- tafa Kemal'di. etkilı ateşindenyararlananMüttefik as- kerleri mevzilerinden çıkartılamadı. Bunu 6 Mayıs'ta lngiliz ve Fransız saldınlan izledi. Türk savunması hıç elverişli durumda değildi. Topçu kuv- veti çok azdı. Araç ve gereç noksan- lığından savunma mevzilerini hazırla- mada güçlüğe uğruyordu. Gece yapı- lan siperler, gündüz donanma ateşiy- le yıkıhyordu. Türk askeri açık alan- da, üç yönden Müttefik donanmasının ateşi altında, örneği görülmemiş bir savunma yaptı. Üç gün süren saldın kınldı. Müttefik kuv- vetleri, bundan sonraki saldınlannda da bir so- nuç alamadılar. Güney cephesinde siper savaş- lan devam etti. Cephenin doğu bölgesinde bulu- nan Fransız kuvvetleri Kerevizdere'yi aşama- dıklan gıbi, bunlann solundaki tngiliz kuvvetle- ri de Alçıtepe'ye ve kıyıdan içerideki Kitre kö- yüne varamadılar. Güney cephesindeki Türk kuv- vetlenne Vehip Paşa komuta ediyordu. Kuzey cephesinde Vehıp Paşa'nın kardeşi Esat Paşakomutandı. Bu cephede yapılan kanh savaş- lardan iki taraf da kesin bir sonuç alamadı. V Or- önünde durdurdu. 10 Ağustos'ta Mustafa Ke- mal, iki yandan yaptığı bir saldınyla Müttefik kuv- vetlerini geri attı. Anafartalar önünde açılan ikin- cı cephede, yirmi tabura karşı iki buçuktabur olan Türk kuvveti savaşarak adım adım geri çekildi. Bolayır'da bulunan 2. Tümen, hızlı bir yürüyüş- le bu cepheye yetışti. Müttefik kuvvetleri, bu arada karşıdaki tepeyı tutması gerekirken kıyı- dan ileri gidememişti. Anafartalar Komutanı O n altı lngiliz ve Fransız savaş gemisi, 18 Mart 1915 sabahı, Boğaza girerek tabyalara sürekli ateş açtı. Çanakkale yaniyordu. Tabyalar ile telefon bağlantısı kesümiş, topların bir bölümü kullamlamaz duruma gelmişti. Bununla birlikte Türk askerleri, karadan top ateşiyle karşılık veriyorlardı. Öncülük eden Fransız gemileri, lngiliz gemileriyle nöbet değiştirmek üzere manevrayaparken Bouvet savaş gemisi bir mayına çarparak battı. tki saat sonra aynı şekilde îngiliz Irresisteble savaş gemisi sulara gömüldü. tlk çıkarmalar 25 Nısan 1915 sabahı başladı. Anadolu kıyısında Kumkale'ye çıkanlan Fran- sız birlikleri başan sağlayamadılar. Buradan ay- nlarak karşı kıyıya çıkanlan kuvvetlere katıldı- lar. Yoğun bir topçu ateşinden sonra Seddülba- hir kıyılanna çıkarma yapıldı. İlk gün Morto li- manı kıyısına çıkan Fransız kuvvetleri ile Teke- burnu'nun iki yanına çıkanlan lngiliz birlikleri olduklan yerden ilen gidemediler. Seddülbahır'e gelen Ingilizleri kale yıkıntılan arasına gizlenen Türk kuvvetleri karşıladılar. Ingilizler akşama kadar önemli sayıda kayıp verdikleri halde iler- leyemediler. Arıbumu'nun güneyindeki koya çı- kan Anzac kolordusuna karşı güç duruma düşül- düyse de, buraya gelen 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal, Kocaçımen tepesi yönünde ha- rekete geçerek düşmanı durdurdu. (Bk. Musta- fa Kemal, Anıburnu Savaşlan, Örgün Yayınevi, Istanbul, 2005). Müttefik kuvvetlen, Güney cephesine 26 Nı- san'da saldınya geçti. Yıpranmış olan Türk bir- liklerini geri çekilmek zorunda bıraktıysa da kar- şı bir saldınyla püskürtüldü. Türk kuvvetleri, Müttefik askerlennı denize dökmekiçin karşı sal- dın yaptılar. Fakat yardım alan ve donanmanın du Komutanı General Liman von Sanders, bü- yük bir Türk kuvvetini (42 bin kişilik) 19 Ma- yıs'ta saldınya geçirdiyse de Anzac kuvvetleri de- nıze dökülemedi. Türk kuvvetlerinin kaybı 10 bın kişıyi geçıyordu. Bundan sonra bu cephede de sıper savaşlan devam etti. (Bk. Esat Paşa, Çanak- kale Savaşı Hatıralan, Örgün Yayınevi, 2. bas. Is- tanbul 2004). Anburnu'na saldın Müttefik Kuvvetler Komutanlığı, Çanakka- le'de bir sonuç alabilmek için yeni birlikler ge- tirtti. Bunlann bir bölümünü Anburnu cephesi- ne çıkardı. Buradan, Gelibolu Yanmadası'nın kilit noktası olan Kocaçımen tepesine saldınya geçilecekti. Diğer birliklerini de, Türk kuvvetle- rini arkadan çevirmek amacıyla daha kuzeyde Suv- la kıyılanna çıkarttı. lngiliz kuvvetlerinin saldınsı 6 Ağustos'ta An- burnu'ndan başladı. Dört gün süren Kocaçimen saldınsını, Mustafa Kemal komutasındaki kuv- vetler Gonkbayın önünde durdurdu. 10 Ağustos 'ta Mustafa Kemal, iki yandan yaptığı bir saldırıy- la Müttefik kuvvetlerini geri attı. Anafartalar Mustafa Kemal 8-9 Ağustos gecesi Anafarta- lar Grubu Komutanlığı'na atandı. Erte- si sabah yaptığı karşı saldınyla Mütte- fik kuvvetlerini hareketsiz duruma ge- tirdi. Bu cephenin lngiliz komutanı gö- revinden alındı. Bundan sonra Anafar- talar cephesinde de siper savaşlan de- vam etti. (Bk. Mustafa Kemal, Anafar- talar Hatıralan, Örgün Yayınevi, Istan- bul 2005). Müttefik kuvvetleri kıyıdan en çok dört kilometre kadar ilerleyebilmişler- di. Anburnu'nda ise Müttefik kuvvet- lerinin ileri siperleri kıyıdan ancak bir kilometre içeride idi. Sıper savaşlan, büyük güçlükler içinde aralık ayı başı- na kadar sürdü. Sonuç alamayacağım an- layan Müttefik kuvvetleri, Gelibolu Yanmada- sı'nı boşaltmaya karar verdi. 19-20 Aralık 1915 gecesi Anafartalar ve Anburnu cephesınden, 8- 9 Ocak 1916 gecesi de Seddülbahir'den çekilmek zorunda kaldı. Türk askerleri, kara savaşlan sırasında, deniz- de de başanlı sonuçlar sağladı. Mukavemet-i Milliye muhribi bir gece Boğazdan çıkıp Goli- ath lngiliz zırhhsını torpilleyerekbatırdı. Akde- niz'e giren Alman denizaltılan Triumph ve Ma- jestic savaş gemilerini batırdılar. Aynca sekız müttefik denizaltısı da tahrip edildı. Müttefik kuvvetlennin yenilgiye uğramasın- da en önemli neden, Türk askerinın savunmada gösterdiği üstün savaş gücü ve Türk birlıklerinin çok ıyi yönetılmiş olmasıdır. Müttefik devletle- ri Çanakkale Savaşlan'na az kuvvetle başlamış- larsa da sonradan bu sayı 500 bine kadar çıkmış- tır. Ingilizler 205 bin, Fransızlar 47 bin kişi ka- yıp vermişlerdır. Türklerin kaybı şehit, yaralı ve hasta olmak üzere 250 bini geçmiştir. Türk ordusu Çanakkale'de büyük bir zafer ka- zanmıştır. Yarın: Yunus Nadl'ye mektup Sez^r: Tarftıin akışını değiştirdiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Âhmet Necdet Sezer, Birinci Dünya Savaşi'nın akışını ve dünyada- ki güç dengelerini derinden et- kileyen Çanakkale Denjz Za- feri'nin büyük yankı uyandır- dığını, kara savaşında da eşsiz zafere ulaşılmasının yolunu aç- tığını söyledi. Sezer, Çanakka- le Savaşlan'nın, onurlu bir ulu- sun kendinı kanıtladığı, büyük dersler çıkarılacak tarihsel bir dönüm noktası olduğunu be- lirtti.Sezer, "Dünyada,belkide barışı en çok çağirıştıran savaş Çanakkale'dir. Hepimizedüşen ortakgörev,ulusaldeğerlere,bi- lince, Cumhuriyete sahip çık- mak, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu koru- nıak ve bu bilinci gelecek ku- şaklara aktarmaktır" dedi. Genelkurmay Başkanı Orge- neral Hilmi Özkök, Çanakka- le'nin aynı zamanda Türk Savaş sanatının ve Türk askerinin cı- vanmertliğinin tüm dünyaya ser- gılendıği bir "resital" olduğunu anlattı. Özkök, sılah arkadaşla- nnaşöyleseslendi: "Ülkemizin bugünkü güçlü ve gönençli ko- nunııına ulaşması için geçirdiği başanlı süreç; başta Çanakka- leve Kurtuluş Savaşıolmak üze- re,dahasonrakidönenılerdegö- revleribaşındave terörle müca- deledehayaflarınıkaybeden aziz şehitlerinûzin eseridir. Ancak modern çagın da etkisiylebu ta- rihsel süreçte yaşadıklanmızı, saydığun bu tarihselniteliklerive ülkemizigelecektebekleyen teh- likeleri genç belleklere onlann özümseyebUecekleri bir şekilde anlatmakta ve algılatmakta son zaınanlaı da zorlanıyoruz." ÇHP Genel Başkanı Deniz Baykalda, mesajında Mehmet- çik'in90yılönce "Çanakkale Geçilmez" destanını yazdığını kaydetti. İstanbulda sergi açıldı tstanbul Haber Servisi - Rahmi Koç Müzesı'nde Onur Akmanlar tarafından hazırlanan "Çanakkale 1915-2005 Sergisi", 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, Ata- türk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, en yaşlı Kore gazisi Hasan Basri Danışman tarafından açıldı. Tolon, "Çanak- kale Savaşlan ve savaşlann getirdiklerini anlamak, bugün sahip olduğumuz özgüriup daha iyi içimize sindirebil- mek için mutlaka bu sergi görühneli" dedi. Açılışa, Yenı Zelanda'nm Ankara Büyükelçisı Jan Henderson'ın da aralannda bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. BİR BAKIMA SERVER TANtLLt Bolu'dan Geçerken... Bursa Kitap Fuarı bitince, Ankara'ya doğru yola çıktım. Arnayol üstünde, Bolu'da birkaç gün- lük bir duraklamam oldu: Abant Izzet Baysal Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu ile Bolu Halkevi'nden bir davete uyarak, kentte dört gün kaldım ve iki konferans verdim. Bu vesile ile Bolu'nun zindeleştiren havasını ciğerlerimedol- dururken, Bolulularla yeniden bir sohbetin de tadına vardım. Tekrar anladım: Bolusuz olmuyor... • İlk konferansın konusu, "Çevre, Eğitim ve Ge- leceğimiz" idi. Görüldüğü gibi, güncel bir sorunu seçmiştim. Okurlara hatırlatmak yersiz: Çevre ile sorun- lar, adım başında: "Küreselbirfacia senaryosu" gündemde; dünyamız ısınıyor, uzak olmayacak bir gelecekte, canlılan, bu arada insansoyunu kor- kunç tehlikeler bekliyor. "Küresel" diye, durup kalkıp "yeni liberalizm"\ sorunların başına itek- leyenler, kafaları karıştırıyorlar. Küresel sorunla- rın başında, dünyamızın ısınması geliyor. Onun yanı sıra, yığınla sorun ise dev boyutta. Her toplum gibi, bizi de kuşatmış hepsi. Uzmanların bir söylediği de şu: Sorun, doğa- da değil, insanların yanlışlarında. Kapitalizm de, etkenlerin başında geliyor. Çözüm? Çözüm, tekniğin, ilerlemeye ket vurmadan, in- sanlık dışı etkilerini bertaraf etmek; "insanlığın sorumluluğu"r\u gündeme getirmek, egemenli- ğini dizginlemek! Insanın yeryüzünde tek başına egemen oldu- ğu, hele heleevrenin merkezi olduğu inancı, sağ- lam temeller üzerine oturmuyor: Farklı bir yeri- miz var, doğru, ama doğanın dışında değiliz; da- hası, onun sorumluluklannın bilincinde olması ge- reken bir "uzantı"sıyız. Bu, sadece insanlara de- ğil, doğaya, öteki canlılara ve hayvanlara saygı- lı davranmaya zorlar. Aynca, yalnız bugün de değil, "gelecek kuşak- lar"a karşı da sorumluyuz. Bu amaca ulaşmanın, hiç kuşkusuz "toplumun yap/s/"na ilişkin gerekleri var: Kapitalist toplum- da kazanç hırsı ve onun tüketim toplumu anla- yışı, başlı başına bir engel değil midir? öte yandan, eğitime de büyük görev düşüyor. Dünyanın en güzel ülkelerinden biri ülkemiz. Ama doğası da yok ediliyor. Çevre bilinci, baş- ta yöneticilerde yer etmiş değil. Buradan hare- ketle, yalnız eğitim yetmez; Türkiye'nin içine itil- diği, kapitalizmin tüketim toplumu yanlışından ne edip edip dönmek şart. Ama bu arada, demok- rasimizi, yağmacıların önünü tıkayan bir set ha- line getirmek zorundayız. Konferansın sonunda pek canlı tartışmalar ol- du. Çevre bilinci çok gelişmiş. Bu yararlı toplantıyı düzenleyen değerli öğre- tim üyesi Fevzi Engin'e, hepimiz teşekkür et- meliyiz. Ikinci konferansı, Bolu Halkevi ve onun çalış- kan başkanı Osman Şimşekdüzenlemişti. Ko- numuz da, "Nasıl Bir Halk Eğitimi?" sorusuna yanıt arıyordu. Ülkemizde, eski ünlü Halkevleri, bu soruya yanıt aramış ve bulmuştu. Ne var ki, ihanete uğramıştı. Bu aranış, tekrar yoğunlaşmış. Halkevi geleneğine mirasçı yeni bir kuşak yola koyulmuştur. Toplantıya ilgi ve tartışmalarda can- lılık, geleceğe umutlarımızı yeşertiyor. Bolu Halkevi'nden bu umutlarla ayrıldım. • Abant Izzet Baysal Üniversitesi'ndeki yeni atı- lımları da belirtmeliyiz. Üniversitede 8 fakülte, 5 yüksekokul, 6 mes- lek yüksekokulu, 3 enstitü öğretimde. 20.100 öğrenci eğitiliyor. 970 akademik personel olmak üzere, 1800 çalışan emek veriyor. 2004-2005 öğretim yılında, Mühendislik Mimar- lık Fakültesi açılarak Gıda Mühendisliği Bölümü öğretime başlamış. öte yandan, Güzel Sanatlar Fakültesi açılması kararı Bakanlar Kurulu'ndan çıkmış, 2005/2006 yılında öğretime başlayacak. Bir sevinçli haber de şu: Üniversite, Avrupa Bir- liği Yükseköğretim Programı olan Erasmus'a ka- tılma hakkı kazanmıştır. Üniversite ülkede bir ilgi ve ilişkiler odağı ve müzik ve sanatta örneklik de topluma çağdaş- lık bilinci taşıyor. Bu ilerlemede, başındaki Rektör Profesör Ya- şar Akbıyık'ın rolünü kaydetmek, kadirşinaslık gereğidir. BAYRAÖA MADALYA ASILACAK Şehitler Anıü'nda tören düzenlenecek tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Çanakka- le Zaferi'nin 90. yıldönü- mü, Çanakkale ve tz- mir'de de çeşitli etkinlik- lerle kutlanacak. Dünyadaki siyasi gelış- meleri değiştıren zafer için Çanakkale'deki ilk törenbugün saatO8.45'te Cumhuriyet Alanı'nda- ki Atatürk Anıtı'na çe- lenk konulmasıyla başla- yacak. Törende saygı du- ruşu ve Istiklal Marşı okunacak. Alandaki tö- reni 18 Mart Stadı'nda- ki etkinlikler izleyecek. Çanakkale Valisi Süley- nıan Kamçı, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Ko- mutanı Tuğamiral Veysel Kösele, Çanakkale Bele- diye Başkanı Ülgür Gök- han, bayrağa Çanakka- le'de yaşanan kahraman- lığı simgeleyen altın ma- dalyayı asacaklar. Ardın- dan, Vali Kamçı ve bera- berindekiler halkın bay- ramını kutlayacak. Gü- nün önemiyle ilgili ko- nuşmalar ve stattaki kut- lamalar geçit töreniyle noktalanacak. 18 Mart Stadı'ndaki törenlerle birlikte, Hasan Mevsuf, Kumkale ve Hastanebayın şehitlikle- rinde de ayn törenler ya- pılacak. Çanakkale Zaferi ne- deniyle Gelibolu Yarı- madası'ndaki Çanakka- le Şehitler Amtı'nda da ayn bir tören düzenlene- cek. Buradaki törene Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile bazı bakan- lann katılması bekleni- yor. Düzenlenenprogra- ma göre Başbakan Er- doğan, Çevre ve Orman Bakanhğı'nca gerçek- leştirilen yem düzenle- melerin açılışını yapa- cak. Gece düzenlenecek etkinliklerde mehteran bölüğünün gösterisı ve fener alaylan yer alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle