Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
J\_ U J_j J. U J \ kultur(«cumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAY AKIN
Istanbul'un sır1arı...Günümüzden yaklaşık ıki bın yıl önce,
ünlü bilim insanı Strabon, Coğrafya adlı
eserinde îstanbul'u anlatırken "dcnizdcn
biraz içerlerde, içinde küçük timsahların
yaşadığı bir pınar"dan söz eder. Burası,
Namık Kemal'in arkadaşlarıyla toplantılar
düzenlediği konağın çok yakınındadır. O
yıllarda aydınların, yazarların ülke sorun-
lanna çözüm bulmak amacıyla bir araya
geldıkleri tepe, Namık Kemal'in koyduğu
adla anılır hâlâ... Bu tepenin adı "Fikirte-
pe"dir!..
Strabon da timsahlan Fikirtepe'nin ya-
kınlannda, Kalamış Koyu'nda görmüştür.
Kuşdili Çayın'ndan geçen derede timsah-
lar yaşamış olabilir mi? Bu soru, Trab-
zon'daki Ayasofya Kilisesi'ne götürür biz-
leri: Tapınağın kente bakan doğu duvann-
da kesici aletlerle kazınmış gemi resimleri
çarpar gözümüze. Bu resinılerden biri de bir
Mısıi" kalyonudur. Bir Mısır kalyonu Trab-
zon'a gıtmek içın Istanbul'dan geçer de hiç
iz bırakmaz mı? Strabon'un gördükleri, Mı-
sırlı denizcilerin Kalamış Koyu'na bıraktık-
ları timsahlar olamaz mı?
O yolcunun adı...
îçinde binbir sırrı barındıran istanbul'da,
Ayasofya Kilisesi'nin korkuluklarında
'Halvdan' adı okunur. Bu bir Viking adı-
dır... Kım midir Halvdan? Kenti dört kez
kuşatan Vikinglerin Bizans Sarayı'na bı-
raktıklan birliğin komutanı olduğunu dü-
şünmek yanlış olmayacaktır.
Peki, ya Titanik ile Halide Edip Adı-
var'ın ünlü eseri Sinekli Bakkal Sokağı
arasına bir iskele uzatabilir miyiz?
Tıtanik'e binmek üzere yola koyulan bir
yolcu, Fransa'nın Calais Limanı'nda ken-
disini tngiltere'ye taşıyacak vapurun gü-
vertesinde palamarın çözülmesine engel
olan sisin dağılmasını beklemektedir. Ne
var ki sis dağılmayacak ve vapur limandan
ayrılamayacaktır. Titanik'i kaçıran yolcu,
New York'ta yapılacak bir kongreye katıl-
mak niyetiyle yola koyulsa da hevesi kur-
sağında kalacaktır. O yolcunun adı Besim
Ömer Paşa'dır ve bıletini de Istanbul'dan
almıştır!
Besim Ömer Paşa'nın bir fotoğrafı da
Aksaray'daki Kızılay Sağhk Meslek Lise-
si'nın odalarından birinde asılıdır. Bunun
nedeni, Besim Ömer Paşa'nın o tarihı bi-
nanııı okul yapılmasında olan katkısıdır. O
bina ki 1950'li yılların yanlış imar uygu-
lamaları sırasında yıkılan sokaktan günü-
müze kalan tek binadır. Sokak, Sinekli
Bakkal Sokağı'dır ve Halide Edip Adıvar
ölümsüz eserini bu evin odalarından bi-
rınde kaleme almıştır!
1929 yılının kışında, Karadeniz'den gelen
buzlar Boğaz'ı kapladığında, Doktor Be-
sim Ömer Paşa, Titanik'i kaçırdığı günü an-
mış mıdır acaba?
Dağ yollarında karşılaştığımız, üsründe
bir geyik resmi olan uyarı tabelası da Res-
neli Niyazi'yi anımsatır bana...
Devir, yasakların, jurnallerin cırıt attığı
II. Abdülhamit devridir. Bu, öyle bir de-
virdir ki "tahtakurusu" sözcüğünü yük-
sek sesle söylemek, yazmak yasaktır. Ne-
denmi?.. Efendim, "Tahtın kurusun" di-
ye anlaşılırmış!..
Resneli Niyazı Bey, böyle bir dönemde
"Hürriyet" için iki yüz adamıyla Manas-
tır'da dağa çıkar. Kolağası Niyazi, dağda
karşılaştıkları bir geyikle dostluk kurar. Bu
haberin yayılmasıyla Niyazı Bey'e "Hür-
riyet Kahramanı", geyiğe de "Hürriyet
Geyiği" adı verilir. Bu yüreklı aydmın yak-
tığı özgürlük meşalesi tüm ülkeyi aydınla-
tır ve 23 Temmuz 1908'de II. Meşrutiyet i-
lan edilir. Niyazi Bey için süslenen Manas-
tır kentinde çekilen fotoğraflarda Hürriyet
Kahramanı, adamları ve Hürriyet Geyiği
birlikte poz verirlerken görülürler. Osman-
lı Meclis-i Mebusanı açılmış, ülkede biraz
da olsa özgürlük rüzgârı esmeye başlamış-
tır...
Ne var ki Hürriyet Geyiği çok geçmeden
Bayazıt'taki Letafet Apartmanı'nın bodrum
katına hapsedilecek, kendisıni merak eden
Istanbullulara para karşılığında gösterile-
cektir. Tutsak edilen yalnızca Hürriyet Ge-
yiği değıldir; hürriyetin kendısi de döne-
mın ıktıdar partisi Ittihat ve Terakkı tarafın-
dan rafa kaldırılmıştır.
însanların umutlannın boşa çıkışını eleş-
tiren Ahmet Sanıinı adlı gazeteci, bir ak-
şamüstü, arkadaşıyla birlikte Cağaloğlu Yo-
kuşu'ndan aşağıya doğru yürümektedir. 26
yaşındakı genç gazeteci, kaldırımın yol ta-
rafında, arkadaşı ise dükkân tarafında yü-
rümektedir. ..
Emınönü'ndeki Yenı Cami önlerine yak-
laştıklarında, meydandakı güvercinler silah
seslerıyle kaçışırlar...
Ahmet Samım kanlar içinde yerde yat-
maktadır!
Katledilen gazetecinin arkadaşı ise vakit
akşam olduğu için kepenklerini yarı yarıya
kapatmış olan bir fırından içeri dalarak ha-
yatını kurtarır...
Etikette resmi olan şair
Ikı insan vardır ki, yirmi dört saat bir ma-
sa başında oturarak bu hüzünlü öyküyü ko-
nuşmaktadırlar! Onlar, Kulüp Rakısı'nın
etiketindeki insanlardır. Kimdir bu ikı
adam?
Halk arasında "Atatürk ve Inönü" ola-
rak bilinseler de rakı şişesi etiketindeki iki
insan, andığımız bu iki Cumhuriyet mima-
rı değıldir. Inönü sanılan, söz konusu etike-
ti de çizmiş olan Ihap Hulusi Görey, Ata-
türk olarak bilinen de Fecr-ı Atı topluluğu-
nun şaırlerinden Fazıl Ahmet Aykaç'tır...
Ve, Hılal gazetesinin başyazarı Ahmet Sa-
mim'in son yürüyüşünde yanında olan, ci-
nayetin tek görgü tanığı arkadaşı da etiket-
te resmi olan şairdir!
Resneli Niyazı Bey'i de son olarak Arna-
vutluk'un Avlonya Iskelesı'nde görürüz...
Hürnyet kahramanı Niyazi Bey, vapura
binmek üzereyken silah sesleri duyuîur...
Iskelede korkuyla kaçışan insanlar arasın-
da Niyazi Bey dizleri üstüne çöker; göğsün-
den oluk oluk kan akmaktadır! Namık Ke-
mal, Besim Ömer Paşa ve Fazıl Ahmet Ay-
kaç gibi ham taşını yontma uğraşında olan
Resneli Niyazi Bey, kaçan katilüı arkasın-
dan son sözünü haykırır: "Neden?.."
Bir dağ yolunda, üsründe geyik uyarısı
olan uyarı tabelasını görünce dikkat edin...
Resneli Niyazı Bey, Hürriyet Geyığı'yle
birlikte sizleri az ötede bekliyor olabilir!
Dünya Tiyatro Yazarlan Birliği Başkanı Yunanlı sanatçı Dr. Lia Karavia Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi'nde
Eğitimde kültürler arası etkileşim
KÜLTÜK • SANAT (0212) 293 S9 7«
İBIINIIIı BKOIMHİI BEb£IIYE8l
CEMAb REŞİT REYİ
K0N8ER SAbDNü!
> m a r t
CRR
www ıbb gov tr
www crrks org
2005
15 Mart2005 Salı, Saat: 19.30
Rumeli Türküleri ve Zeybekler
Hazırlayan: Canan Altınay
i L
BiletFiyatı: 9 a VTI / 9.000.000-8.000.000 T
Filarmonia İstanbul
"Çanakkale Şehitleri Konseri"
Orkestra Şefi: Hakan Şensoy
Solist: Cihat Aşkın
Tura, Erkin, Göçmen, Beken
"Piyano Resitali"
Franck, Chopln, Debussy
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
CRR Senfoni
Orkestrası
Ayangil Türk Müziği Orkestra ve
Korosu Erken Müzik Birimi
Orkestra Şefi: Emin Güven Yaşlıçam
Solist Idil Biret (Piyano)
IJszt, Dvorak
Aşık Veysel
Anma
Gecesi
ArifSağ
Cengiz Özkan
Devrim Kaya
HkeTUrkdoğm
Nilüfcr Sanl»}
Telll Kılıç
Z«ynep Baskan
Sunucu- All Glırttı
Konupnacr Çfğdem Öz
Sabrl Koz
İstanbul Oda
Orkestrası
Orkestra Şefi: Angel Stankov
Solist: Kartal Akıncı (Keman)
Mozart, Schubert
İSTANBUL BÜYÜKSEHİR BELEDİYESİ
BiletFiyatı: 19-13 YTL/19.000.000-13.000.000 TL • Bilcl Fiyalı: 1 3
HMİV AKM (Senfoni Gı;es
rüTS'?.
0
?! 0212 251 56 00
EMRE ERDEM
Sanat danışmanı olarak
görev aldığım Türk Eğitim
Vakfı İnanç Türkeş Özel
Lisesi'nde (TEVlTÖL),u-
lu önder Atatürk'ün cum-
huriyetın kuruluşunda ger-
çekleştirmiş olduğu ulusal
kültür ve sanat dayanışma-
sını model alarak yeni bir
oluşum tasarladık ve ön ha-
zırlıkların ardından bu haf-
ta uygulamaya başlıyoruz.
Temel amaç, çocuklarımı-
zı bilım, kültür, sanat alan-
lanndan uluslararası kışı-
lerle bir araya getirerek on-
lara yeni ufuklar açmak.
Bu sanatçılar, bilim, kültür
insanlan hem çocuklan-
mızla semınerler, çalıştay-
lar yapacaklar hem de ya-
pıtlannı sanatseverlerle bu-
luşturacaklar.
İlkadım...
Ana Bilet Satış Gişesi
CRR Konser Salonu
0217 732 98 50
tlk adım, ılk konuk, ITI
(Uluslararası Tiyatro Ens-
titüsü) Dünya Tiyatro Ya-
zarlan Bırliğı Başkanı Yu-
nanlı Sanatçı Dr. Lia Ka-
ravia. Düşünülen dostluk,
banş, eğitim buluşmasını
yürekten destekleyen Dr.
Karavia çocuklara yönelik
bir tiyatro oyunu yazma se-
minen ve antik Yunan ti-
yatrosu konulu bir çalışta-
yın yanı sıra dikta rejimi
döneminde üç yıl kaldığı
hapishanede yaşadıklannı
anlattığı 'Prison' (Hapis-
hane) adlı oyununu Istan-
bullu sanatseverlere suna-
cak. Schneıdertempel Sa-
nat Merkezı'nde sahnele-
necek olan oyunun 14 ve
16 Mart gösterımlerı saat
20.00'de herkese açık; 15
Mart günu saat 15.00'teki
gösterim ise Fener Rum Li-
sesı ve TEVİTÖL öğrenci-
lerıne özel. 17 Mart günü
ise Fener Rum Lısesi öğ-
rencileri Gebze'de TEVİ-
TÖL'ün öğrencileriyle bu-
luşup Karavia'nın semine-
rine katılacaklar.
Etkınlıkler dizisinin
ıkincı adımında, modern
dans tiyatrosunun taçsız
kralıçesı Pina Bausch'un
fizyoterapisti, Japon dans-
çı ve öğretım görevlisi
Doç Dr. Hiroyo Kitao ile
sesbilimci Yuji Sagae mart
ayı sonunda İstanbul'da
olacaklar. Kitao çocuklara
beden dılı üzerine bir se-
mıner venrken sesbilimci
Yuji Sagae aynı çocuklar-
la günümüzde ses ve beden
kullanımı üzerine uygula-
malı çalışmalar yapacak.
Kitao'nun Edinburg ve
Avignon festivallerinde ba-
şan kazanmış yapıtı 'İşçi
Sonnie' ile geleneksel
'no' tiyatrosunun belli
başlı kadın karakterlerin-
den 'Hanjo'yu yorumladı-
ğı modern dans gösterileri
soluk kesecek. İşçi Sonnie,
21 Mart günü saat 20.30'da
AKM Konser Salonu'nda,
Hanjo ise 25 Mart günü yi-
ne saat 20.30'da ttalyan
Kültür Merkezi'nin tiyat-
ro salonunda sergilenecek.
Bu etkinliklerin gerçek-
leşmesine katkıda bulunan
TEV ve TEVÎTÖL ile sa-
lonlarını ücretsiz açan
Schneidertempel'ın, AKM
Konser Salonu'nun ve ttal-
yan Kültür Merkezi'nin
yöneticilerini, sanata yap-
tıkları yatınmdan dolayı
kutlamak gerekir.
ESİNTİLER
ZEYNEP ORAL
Göçmen Olmak...
Kadın Olmak...
Bakmayın siz Başbakan'ın "Kadın Günü, 8 Mart
... 6 Mart'ta sokağa dökülmenin âlemi nedir..." gibi-
lerinden çok akıllıca ve isabetli düşüncelerini veciz
bir biçimde dile getirmesine, kimimize senede yal-
nızca bir gün konuşmak ve taleplerimizi duyurmak
yetmiyor...
Nitekim daha 4 Mart'ta Almanya'daki Demokra-
tik İşçi Dernekleri Federasyonu'nun (DlDF'in) çağ-
rılısı olarak Mannheim Kadın Grubu'nun toplantısı-
na, 5 ve 6 Mart'ta Stuttgart'da Kitap Günleri çerçe-
vesinde Stuttgart Dostluk ve Dayanışma Derne-
ği'nce düzenlenen biri 'Dünden bugüne kadın ol-
mak', öteki 'Kitapların aydınlığında' başlıklı toplan-
tılara konuşmacı olarak katılacaktım. Ben onlara
Türkiye'deki kadın sorunları konularındaki son ge-
lişmeleri anlatırken onlardan da Almanya'daki Tür-
kiyeli kadınların sorunlarını dinleme, öğrenme ola-
nağını buldum.
Bugün Mannheim'ın nüfusu 360 bin, Türklerin sa-
yısı 26 bin... Stuttgart'ın 650 bin nüfusunun, 27 bi-
ni Türklerden oluşuyor. Almanya'da 'yabancı', Tür-
kiye'de 'Alamancı' olmanın kıskacından, yani dışlan-
maktan , ayırımcılıktan kurtulabilmeleri kolay değil.
Dünyanın her yerinde, göçmen olmak, köklerin-
den koparılmış olmak, anadilinle topluma entegre
olamamak, ekonomik ve politik yapılanmalarda ken-
dine yer açmak ya da açamamak başlı başına bir
sorun. Ancak KADIN OLMAK, hiç kuşkusuz bu so-
runları katlayarak çoğaltan ve insanın en derinlerin-
de iz bırakan artı bir neden.
Düşleriyle, düşünceleriyle, duruşlarıyla, söylemle-
riyle bende hayranlık uyandıran iki kadın , Fatma
Demirci (Mannheim Kadın Grubu Başkanı) ve Pe-
lin Şener (Almanya'daki Evrensel gazetesinde ga-
zeteci) bana Almanya'da kadın olmanın, göçmen
olmanın gerçeklerini ve zorluklarını önüme serecek-
lerdi.
Bunları şöyle özetleyebilirim:
Işsizlik: Almanya'da neredeyse bir milyon Türki-
ye'den gelmiş kadın ve genç kız yaşıyor. Ve büyük
bir çoğunluğu babaya, kocaya bagimlı yaşıyor. Rür-
kiyeden gelen kadınlar, ancak o işi yapacak önce bir
Alman , sonra AB ülkesi vatandaşı bulunamazsa, o
işte istihdam edilebiliyor. Dil sorunu olan, meslek
eğitimi yapamayan kadınlar genellikle düşük ücret-
li vasıfsız işlerde, en kötü koşullarda, sigortasız, sen-
dikasız çalıştırılıyor.
Daha da önemli temel sorun, 'geleneklerin', ge-
rici değeryargılarının, dini baskıların, kadınların top-
lumsal yaşama katılmalarını önlemesiydi. Ikinci,
üçüncü kuşak kadınlar belki bu çemberin dışına çık-
mayı başarabiliyordu ama bu yolda şiddete maruz
kalan ve içine kapananlar çoğunluktaydı.
Her yıl yaklaşık 20 bin genç kız, evlendirilmek üze-
re, Türkiye'den Almanya'ya gönderiliyor. Alman-
ya'ya vardıklarında pasaportları ellerinden alınıyor.
Ve ilk üç yıl (önceden beş yılmış, yasa yeni değiş-
miş) oturma izni, çalışma izni, tüm sosyal haklar vb.
için, her şey için, yaşamak için kocaya bağlılar. Ney-
le karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, geri dönmek söz ko-
nusu değil. Baba evine dönmek hem büyük bir u-
tanç, hem de pasaportsuz nereye dönebilirsin ki...
Açıkçası, Almanya'daki yasalar ve yapılanmalar
hem göçmen, hem kadın olmanın yarattığı iki kat ayı-
rımcılığı ve dışlanmayı önlemeye hiç mi hiç elveriş-
li değil.
İşte bu noktada, Almanya'nın 38 kentinde örgüt-
lenmiş Demokratik İşçi Dernekleri Federasyo-
nu'nun, Mannheim'daki gibi kadın gruplarının mis-
yonu çok önemliydi. örgütlenme, hak arama, sorun-
ları birlikte çözme çabası, dayanışma..
DİDF yetkililerinden AN Carman, Almanya'da son
yıllarda işçi haklarının gerilemesine ve 11 Eylül'den
sonra yükselen yabancı düşmanlığına dikkati çeki-
yor: Sonuç: Içe kapanmanın ve gettolaşmanın art-
ması... Bu nedenle politikalarını gözden geçirip, ça-
lışmalarında ağırlığı yalnız Türkiye'den gelenlere de-
ğil , tüm emekçilere vermişler, kültürel bütünleşme-
yi hedeflemişler.
Almanya'dan ayrılırken, aklımda ve yüreğimde,
birbirinden çelişkili iki imge vardı: Biri eşine ender
rastlanır nitelikte ve güçte, tüm aileyi çekip çeviren,
bağımsız özgür, ayakları yere sağlam basan 'dünya
vatandaşı' Türkiyeli kadınlar... Ve Türkiye'den ayrıl-
dıkları yılların ve yörenin tüm prangalarına sıkı sıkı-
ya yapışmış kadınlar... Aynı imgeler erkekler için de
geçerliydi elbet...
www.zeyneporal.com
faks:0 212 257 16 50
Holger Mantey İstanbul'da
• Kültür Servisi - Değişik kültürlerden gelen
müzisyenlerle çalışan ve kendine ait zengin bir
tarz oluşturan Alman caz piyanisti Holger
Mantey, 16 Mart Çarşamba günü Avusturya
Kültür Ofisi'nde bir konser verecek. Alman
caz piyanisti Holger Mantey, Goethe Enstitüsü
ve Kod Müzık'in işbırlığiyle gerçekleştirilecek
konserle sanatseverlerle buluşacak. Genç yaşta
Avrupa, Asya ve Afrika'nın bir çok ülkesınde
konserler vererek değişik müzik kültüründen
gelen müzisyenlerle çalışma olanağı yakalayan
Mantey, kendine ait zengin ve şiirsel bir tarz
oluşturdu. Almanya'daki bir çok festivale
katılan, klasik müzik ile günümüz müziklerini
başanlı bir şekilde doğaçlayan Mantey'in
konserine giriş ücretsiz olacak.
(0 212 249 20 09)
BUCÜN
• BOSTANCI GÖSTERİ MERKEZİ'nde
17.00'de 'Küba ile dayanışma gecesi' başlıklı
etkinlik kapsamında Ernesto Gomez Abascal
(Küba Büyükelçisi), Abelardo Curbelo'nun
(Küba Komünist Partisi Merkez Komitesi
Uyesi) açılış konuşmalarının ardından Ayşe
Tütüncü ve Grubu, Grup Kızılırmak'ın
konseri, Barbara Balbuena Gutierrez'ın salsa
gösterisi, Nâzını Iliknıet Çocuk Korosu'nun
Havana röportajlanndan oluşan sinevizyon
gösterisi yer alacak. (0 212 245 89 10)
• İSTANBUL BİLGİ ÜNlVERSİTESt
DOLAPDERE KAMPU'sunda 15.00'te
'Adaptation', 17.30'da 'Sinema Tarihi: İlk
Filmler I ve İki Arada Bir Adada', 20.00'de
'Kayıp Aranıyor: Debra Winger' izlenebilir.
(444 o 428)