Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2005 SALI
HABERLER
Türkiye - Avrupa Birliği müzakerelerinde ele alınacak 31 ana başlığın tümü sağlığı ilgilendiriyor
SomutadımlaratmazamanıDr.ŞÜKRÜGÜNER
Türkiye Avrupa Vakf'ı Yönetim
Kundu Üyesi
B
u yıl 3 Ekim'debaşlayacak
AB müzakerelerinde 31 bö-
lümden oluşan konular ele
alınacaktır. Bu 31 konunun
önemli birkısmı sağlığı yakından ve-
ya dolaylı olarak ilgilendirmektedir.
Tüketicilerin ve SağlığınKonınma-
sı, Gümrük Birliği, Mallann Serbest Do-
laşımı, Kişilerin Serbest Dolaşımı,
Çevre, Eğitim ve Öğretim, Bilim ve
Araştırma, Istatistik, Hizmetlerin Ser-
best Dolaşımı, Sermayenin Serbest
Dolaşımı, tstihdam ve Sosyal Politika,
31 bölüm içindeki sağlıkla ilgili başta
gelen konulardır.
Gıda, kozmetik ürünler, tıbbı ürün-
ler, toksikoloji (zehirbilim), çevre gi-
bi konularda bilimsel komitclerin ku-
rulması ve çalışmalar yapması, sağlık
açısından, kiyiierin ve kurunıların (tü-
keticilerin) korunması hedeflerini ta-
şımaktadır.
Sağlık kaynaklı ürünlerin, araç ve
malzemelerin ithalat ve ihracatında
gümrük vergisi sorunları üzerinde ça-
lışmalar yapılacaktır.
Serbest dolaşım
Sağlıkla ilgili, gıda, deterjan, psi-
kotrop maddeler (bağımhlık yaratan
sigara, alkol, esrar, eroin, ilaç vs.), tıb-
bi ürünler, kozmetikler, tıbbi cihaz ve
oyuncaklar alanında Avrupa Birliği di-
rektitlerine uyum çahşmalan, Malla-
nn Serbest Dolaşımı konusunda ya-
pılmasi gereken çalışmalardır.
Kişilerin Serbest Dolaşımı, Hizmet-
lerin Serbest Dolaşımı, Sermayenin
Serbest Dolaşımı başlıklan altında,
özellikle sağlık mesleklerinin eğitim-
lerinin ve hizmet kalitesinin, mevzuat
hükümlerine göre uyumlulaştmlma-
sı, diplomalann karşılıklı tanınması ve
bu alanda topluluk hukukuna aykın
düzenlemelerin giderilmesi çalışma-
lannı kapsamaktadır.
Sağlık sigortacılığı, hastalann serbest
dolaşımı, hastane ve sağlık tesisleri
yatınmları gibi konular ele alınacak-
tır. Çevre, sağlığı yakından ilgilendi-
ren en önemli konudur. Su, hava, gü-
rültü, atıklar, radyasyon vs. gibi alan-
larda mevzuata (AB müktesebatma)
uyum çahşmalan yüriitülecektır.
Güvenilir sağlık istatistiklerinin oluş-
turulması yönünde düzenlemeler de
yine bu bağlamda müzakere sürecin-
de ele alınacak konulardır.
Sosyal Politikalarve lstihdam konu-
sunda ise çalışanlann sağlık ve güven-
liği ve halk sağlığı konulan da, AB'nin
yürütmekte olduğu politikalann izlen-
mesi ve uyum sağlanması çahşmalan
da bu çerçevede yer almaktadır.
Avrupa Birliği ve sağlık
1 Temmuz 1987'deyürürlüğe giren
Avrupa TekSenedi'nde, sağlığın korun-
ması, çevre ve tüketicilerin sağlığı ko-
nulan ele alınmış ve halk sağhğını yük-
seltmek için bilgilendinne ve eğitim fa-
aliyetlerine yer verilmiştir.
1 Kasım 1993 MaastrichtAnlaşma-
sıile bugünküAvrupa Birliği kurulrnuş-
tur. Birliğin kuruluşunda, AB vatandaş-
lanmn sağhğını koruma ve iyileştirme
politikalanna yer verilmiştir. Anlaş-
manın 129. maddesi AB ve sağlık açı-
sından son derccc dikkat çekicidir. Bu
madde ile "Topluluk, üyedevleüerara-
sında işbirliğiııi teşvik ederek ve gere-
kirse liıaliyeücnııe destek vererek, in-
Türkiye'deki sağlık hizmetleri Avrupa Birliği standartlarının çok gerisinde.
san sağhğının yüksek düzeyde korun-
masuun sağlannlasına yardım edecek-
n'r" denilerek sağlık konusunun AB
politikalanndaki yeri ifade edilmiştir.
Avrupa Birliği ülkeleri, sağlık hiz-
metlerinin sunumu, finansmanı, insan
gücü ve fiziksel kapasite sorunlannı ge-
nel olarak çözmüşlerdir. Bu konuların
çözümünde ortak bir nokta yoktur. Her
ülke kendisine özgü yollarla sağlık hiz-
metlerinin bu temel sorunlannı aşmış-
tır. Genişleme sürecinde de bu tutum
devam etmış ve Birliğe girecek olan her
üye devletin bu sorunlan kendi içlerin-
de çözmeleri istenmiştir.
Sağhk Iıi/ıııdlcıitemelsorunlannıge-
nel olarak çözen AB ülkeleri, zamanla
daha çokbulaşıcı hastalıklar, ATDS, al-
karşılanmaktadır. Almanya, Belçika,
Lüksemburg ve Avusturya ise sosyal
sigorta kaynaklanyla ağırhklı olarak fi-
nanse etmektedir. Yunanistan, ttalya
ve Fransa vergi gelirleri ve sosyal si-
gorta kaynaklan ile, Polonya, Hollan-
da ve Macaristan tamamına yakınım
sosyal sigorta kaynaklan ile karşılamak-
tadır. AB ülkelerinde özel sağlık si-
gortası çok küçük bir paya sahiptir.
Sadece Almanya, Fransa ve Hollanda'da
yüzde 5'i geçmektedir.
Işte hizmetin sunumu ve finansma-
nında AB ülkelerinde ortak bir davra-
nış biçimi yoktur. Her ülke kendine
özgü biçimde sorunu çözmüştür...
Ulkemızde ise 224 sayılı yasa ile ilk
basamak hizmetlerinin sağhk ocakla-
fus AB ülkeleri ortalamasımn iki ka-
hdır. Hekim dağılımında ise aşın den-
gesızlikler mevcuttur.
Tıp eğitimi süresi AB ülkeleriyle
uyumludur (6 yıl). Buna karşın uz-
manlık eğitimi süreleri uyumlu değil-
dir. Örneğin, AB ülkelerinde Dahili-
ye, Ortopedi, Genel Cerrahi, Üroloji ih-
tisası 5 yıl, ülkemizde ise 4 yıldır. Bu
durumda uzmanlık eğitim süreleri ye-
niden düzenlenecektir.
Ülkemizde tıp eğitiminde kalite so-
runu vardır. Birbiri ardından açılan tıp
fakülteleri ile Avrupa 'nın en fazla tıp
fakültesine sahip bir ülkeyiz. Nüfusu
bizden fazla olan Almany a'dan bile iki
kat fazla tıp fakültemiz bulunmakta-
dır. Ancak birçok tıp fakültemiz altya-
sağlığa ayıracağımız kaynağı arttırmamız ve bu kaynaklan rasyonel
kullanmamız şart. Bugün kişi başına sağlık harcamamız AB ülkeleri
ortalamasının yaklaşık onda biri kadar. Sağlığın korunması, izlenmesi
ve geliştirilmesi çalışmalanna önem vermeliyiz. Yıllarca ihmal edilen
koruyucu sağlık hizmetlerini geliştirmek, insanı hastalandıktan sonra
ele alan sağlık hizmeti anlayışımızı değiştirmek zorundayız.
kol, sigara ve ilaç bağntılıhğı, kanser
gibi konulara yönelniişlerdir.
Hlzmetlerln finansmanı
tlk basamak sağlık hizmeti, Alman-
ya, Belçika, Lüksemburg, Hollanda ve
İsveç'te, çağnlınca eve de gelcn hekim-
lerle, aile hekimleri ile verilırken, Da-
nimarka, Finlandiya'da sağlık ocakla-
n örgütlenmesi ile verilir.
AB ülkelerinde, ikinci basamak sağ-
hk hizmetleri olan hastanelerin büyük
çuğunluğu ise yerel otoritelere bağlı-
dır. Sağhk hizmetlerinin finansmanı-
nın büyük bir kısmi, Ingiltere, trlanda,
Danimarka, Isveç, Fınlandiya ve Por-
tekiz'de, devletin vergi gelirlennden
n örgütlenmesi ile verilmesi yürürlük-
te ıken, aile hekimliği pilot uygulanıa-
sı başlatılmıştır. Bir Genel Sağhk Si-
gortası Yasa Tasansı hazırlanmış ve
tartışmaya açılmıştır. Fakat bunun ye-
terince incelenip gündcme ahndığı ve
tartışıldığı söylenemez.
Türkiye müzakere sürecinde sağhk
hizmetlerinin sunumu ve finansmanı
sorununu çözümlemek zorundadır. Bu
çalışmalarda tarafların, ülkemiz ko-
şullarını ve çıkarlannı göz ardı etme-
den, akılcı yaklaşarak, uzlaşarak, çö-
züm yolu üretmeleri gerekir.
Sağlık personell sorunu
Ülkemizde hekim başına düşen nü-
pı bakımından yetersizdir, hatta hasta-
nesi olmayan tıp fakültelerimizdeki
eğitim Avrupa normlanndan (standart-
larından) çok uzaktır.
AB ülkelerinde eczacıhk eğitimi 5
yıl, bizde ise 4 yıldır. Yine hemşirelik
ve ebelik eğitim programlanmız ara-
sında farkhhklar vardır. Bu cksiklik-
lerin giderilmesi şarttır.
Avrupa Birliği ülkeleri yurttaşlannın,
üye ülkelerde serbest dolaşma hakkı,
yerleşme, iş edınme ve çalışma hakkı
vardır. Bu haklann tanınmaması AB
varhğının temel göstergesi ve doğal
olarak AB Hukuku'nun da gereğidir..
Üye ülkeleri bu haktan mahrum etmek
gibi bir tasarruf kabul edilemez.
İş edinme ve çalışma hakkının kul-
lanılmasında temel kıstas, diplomala-
nn karşılıklı tanınması ve eğitim ko-
şullarının uyumlaştınlmasıdır. tşte bu-
rada da sağlık ınsan gücü yetiştiren
eğitim kurumlarımızda düzenlemeler
gündeme gelecektir.
Aynca yasalanmızda var olan he-
kim, eczacı, hemşire ve ebelik mesle-
ğini ülkemizde yapabilmek için Türk
vatandaşı olmak veya Türk soylıı ol-
mak koşulu da kaldınlacaktır.
AB'nin gerlsindeylz
Ülkemizde ortalama ömür süresi 69
yıldır. AB ülkeleri ortalaması bizden
10 yıl daha fazladır. Ülkemizde bcbek
ölüm hı/.ı binde 36'dır. AB ülkeleri or-
talaması bu rakamın dörtte birinden
daha azdır. Bu iki gösterge bile, sağ-
lık verilerimizin AB standartlannın
çok gerisinde olduğunu göstermekte-
dir. Bu standartlara ulaşabilmek için
önümüzdeki hedefleri gerçekleştinııe-
miz gerekmektedir.
Her şeyden önce sağlığa ayıracağı-
mız kaynağı arttırmamız vebu kaynak-
lan rasyonel kullanmamız şarttır. Bu-
gün kişi başına sağlık harcamamız AB
ülkeleri ortalamasının yaklaşık onda bi-
ri kadardır. Finansman sorunu ile bır-
likte, sağlık hizmet sunumunu, sağlık
insan gücü sorunlannı çözümlemek
yolunda somut adımlar atmahyız.
Sağlığın korunması, izlenmesi ve
geliştirilmesi çahşmalarına önem ver-
mek zorundayız. Yıllarca ihmal edilen
koruyucu sağlık hizmetlerini
geliştirmek, insanı hastalandıktan son-
ra ele alan sağlık hizmeti anlayışımı-
zı değiştirmek zorundayız.
Bu alanda öncelikle Sağlık Bakan-
hğı'nı doğrudan veya dolaylı olarak
ilgilendiren konular vardır.
Çevreye yönelik çalışmalar kapsa-
mında hava kalitesi, atık yönetimi, su
kalitesi, gürültü, ekolojik dengeyi bo-
zacak kimyasallann üretimi ve taşın-
ması - saklanması sorunlan, genetik ya-
pısı değiştirilmiş organizmalar, nüklc-
er güvenlik vc radyasyon gibi konula-
n gündemimize alıp, gözden geçirip,
ciddi düzenlcmelere ihtiyaç vardır.
Ana çocuk sağlığı, aşılama, kadın
sağlığı, çalışanlann sağlığı, özellikle ça-
lışanların işyerlerinde fiziksel, kimya-
sal, biyolojik zararh maddelere manız
kalmasının önlenmesi, meslek hasta-
lıkları, iş kazalan alanında, önleyici
ve iyileştirici düzenlemeleri yapmak zo-
rundayız.
Önem» düzenlemeler
Müzakere süreci, her alanda olduğu
gibi sağlık alanımızda da önemli dü-
zenlemelerin yaşanacağı bir ortam ya-
ratacaktır.
Hizmet sunumu sorununu, kaynak
sorununu, sağlık insan gücü, teknolo-
ji sorununu büyük ölçüde çözmek, ın-
sanımızın yaşam kalitesini yükseltmek
durumundayız. Avrupa Birliği bu so-
runlann çözümü için bir reçete vermi-
yor. Fakat her ülkenin kendi koşulla-
nna göre bu sorunlan çözmesıni isıi-
yor. Sağlık sorunlarımızı çok daha ön-
ceden çözmemiz gerekirdi. Bugüne
kadar geldik. Şimdı önümüzde böyle
birhedef var... Müzakereler sonuçlan-
sın veya sonuçlanmasın, sağlık alanı-
mızda yapılacak yeni düzenlemeler
son derece önemlidir ve geleceğimizin
göstergesi olacaktır. Bu alandaki başa-
nda, ilgili kurum, kuruluş ve kişilenn
çahşmalara önyargısız, yapıcı yaklaşım
ve katkılan, belirleyici olacaktır.
Yamrlanılan Kaynak: www. suglik.gov.tr
Uzmanlar, erken teşhis edilen hastalığın iyi bir tedaviyle tam iyileşmesinin sağlanacağını vurguluyor
Kireçlenme meme kanserinm beBıtisi
ŞULEKÖKTÜRK
Meme kanserinin en erken bul-
gusunun meme içindeki kireçlen-
meler olduğu belirtildi. Uzmanlar,
iyi huylu da olabilen bu kireçlen-
melerin erken zamanda görülüp ta-
nınmasının önemine dikkat çeki-
yorlar.
Avrupa ülkelerinde her 10 kadın-
dan biri, ABD'de ise 8 kadından
biri meme kanserine yakalanıyor.
Dünyada her 11 dakikada bir kadın,
meme kanseri ncdeniyle hayatını
kaybederken her 3 dakikada bir ka-
dına, yeni meme kanseri tanısı ko-
nuyor. istanbul Tıp Fakültesi Rad-
yoloji AnabilimDah Öğretim Üye-
si Prof. Dr. Atadan Tunacı, meme
kanserinde erken teşhisin önemine
dikkati çekerek " Meme kanseri ue
Atadan lunacı.
İ
stanbul Tıp Fakültesi Radyoloji
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Atadan Tiınacı, "Tam alan dijital
mamografi" cihazlanyla meme
içindeki kireçlenmeleri görmenin ve
tanımanın çok kolaylaştığını söyledi.
görmenin ve tanımanın çok kolay-
laştığını söyledi. Her kireçlenme-
nin kanser belirtisi olmadığını vur-
gulayan Tunacı, "Kireçlenmelerin
bazı tipleri kanser olarak karşımı-
za çıkryor. Bunlan ayırmak için bel-
li ölçütlcrimiz var. Ancak önemli
olan bu kireçlenmeyi görüp ayırt et-
memiz gerekiyor" dedi.
Daha önceki dijital mamografi ci-
hazlarında da bu kireçlenmelerin
görülebildiğini, ancak 6 kanser va-
kadar ufak hacimli, milimetrik bo-
yutta yakalanırsa o kadar iyibir te-
davi söz konusu, hatta tam iyileşnıc
sözkonusu" diye konuştu.
Teshisi çok kolay
Memenin içindeki ufak kireçlen-
me alanlannın en erken meme kan-
seri bulgusu olduğunu belırten Tu-
nacı, "Tam alan dijital mamogra-
fi'' cihazlanyla bu kireçlenmeleri
kasından birinin atlandığının ista-
tistıklerlc kanıtlandığını ifade eden
Tunacı, bu nedenle ABD ve Avru-
pa'da sigorta şirketlerinin açılan
davalarla uğraştığını söyledi.
Tunacı, dünyada 40, Türki-
ye'de ise iki tane olan tam
alan dijital mamografi cı-
hazlannda kireçlenmeleri
görmeme ulasılığının "be-
lirgin bir şekilde azaldığı-
nı" söyledi. Tunacı, bu
cıhazlann mamografi
çekilen kışiye daha az
radyasyon verdiğini
ifade ederek lOsenelik
periyotta radyasyon al-
ma olasılığının dığer
mamografi cihazlan-
na göre 10 kat daha
azaldığını söyledi.
MEME KANSERİNİN BULCULARI
t/ F,n önemli belirti ele gelen ufak nödüller ve
sertlikler. Kadınlar düzenli olarak kendi
kendine muayene ile meme dokusunu
tanıyarak değişikliklen fark edebilırler.
^ Meme derisi üzerindeki renk
değişikliği.
• Meme üzerindeki herhangi bir
portakal kabuğu olarak tanımladığımız
görüntü değişikliği.
• Meme başındakı yer değiştirmeler,
çekiklikler, değişiklikler,
kızanklıklar.
• Ağn kansenn direkt bir belirtisi
olmamakla birlikte, erkcn ağrının
meme kanseri belirtisi olmadığı
belirtilıyor. Ancak ağrının varlığı
meme kanseri yok anlamına
gehnıyor.
SALI
ORHAN BURSALI
Hırsızlık, Yoksulluk, DIE
CHP ve Doğal Ayıklanma yazılarına bir nefeslik
ara verip, ortalığı kasıp kavuran hırsızlığa değine-
lim.. sabah beşte evine giren hırsız taraftndan ya-
tak odasında pantolon cepleri karıştırılmanın (Bkn.
Hırsızımı Beklerken, 19 Ağustos 04) anlamını de-
rinlemesine bilen biri olarak...
O hafta içinde 4 apartman dairesine hırsız girmiş-
ti. Peşpeşe hem de! Üçüncü katın balkon ve pen-
cerelerinin demir parmaklıklarla kaplanmasını sey-
retmek hüzün vericiydi! Bir yıl içinde İstanbul evle-
rine kaç hırsız girmişti? Polise intikal eden rakam-
ları en az üç ile çarpın lütfen! Bir komşum polise
gitmiş ve "Biz de korku içindeyiz, evlerimizde ted-
bir alıyoruz, gece pencereyi açık bırakmayın, çe-
lik kapı taktırın, mektup kutunuz dolu olmasın"
öğütleriyle geri dönmüştü!
Türktoplumu raydan mı çıktı? Hani nerede o sü-
rünse erdemi elinden bırakmayan insanlarımız!?
Zengini bol müreffeh Batı Avrupa kentleri inim inim
ağlarken, yoksulu çok, sorunu bol, sürekli göçle bü-
yüyen Şehr-i Istanbul'un insanlarına ne oldu? Geç
bile kalmış bir sosyolojik süreci yaşıyoruz! Burada
belki tek yapılacak tespit "Türk'ün aklının başı-
na gelme" süreciyle ilgilidir!
*••
Son günlerdeki "ekonomi" haberleri arasında il-
ginç rakamlar vardı; bunlardan biri: "20.7 milyon
Türk yoksul." Aylık geliri 167 milyon (167 YTL).
Yoksulluk sınırı DİE'ye göre (Devlet Istatistik Ens-
titüsü) 422 YTL ve 20.7 milyon insanımızdan sa-
dece 6.3 milyonu "sosyalyardım" alabiliyormuş!
Hadi diyelim geleneksel sosyal yardımlaşma kim-
liğimiz, azalarak da olsa sürüyor. (Yaşasın köylü özel-
liğimiz! Köylülüğümüzü övsek mi yersek mi, birde-
rin kentli muamması!) Böylece 167 YTL aylık gelir,
resmen diyelim en az 250 YTL gerçekleşiyor.
Ayrıca görülmeyen gelirler var.. Mesela bana ge-
len Ayşe; kocası 200 YTL gibi aylık alırken, Ayşe
haftanın beş günü dolu ve aylığı 700-800 YTL'ye
geliyor.. Ama bunlar yoksul ve "normalaileler"'.. Ka-
rısı evlere işe gidemeyenler ve "aile olmayan" er-
kek nüfus? AKP, üstelik gizli af ile 12 bin kişiyi de
içeriye girmeye hazırdışarıdakilerin arasına salma-
dı mı!
İş ve aş!.. Ikisi de yok veya zor! Var olan iş de ucuz
mu ucuz: Süpermarkette tezgâh düzenleyen gen-
cesoruyorum, süpermarketin değil "ürün"ün ada-
mıymış! Mesela bilmemne konservelerinin! Raflar-
da kendi mallarını düzenlemekten sorumlu.. Aylığı
250-300 YTL. Bunu da bulamayan, bulsa da za-
ten o işe alınması mümkün olmayanların şehri İs-
tanbul (ve ülkesi Türkiye!)..
Onbinlerce insanın "erdemli erdemli" açlıktan
ölmesini beklemek, birçözüm... Amaölmekten ve
sürünmek yerine, nedense hırsızlığa ve gasp olay-
larına hücum etmeyi tercih ediyorlar..
Bir bozulma varsa, sosyolojik süreçte var: Fe-
odal yardımlaşma hızla çözülüyor.. Bu ortak bir
yoksullaşma süreci...
Ikincisi, Türkiye hırsızların, soyguncuların ülkesi
zaten.. (Ahlaksız siyasetçi, bürokrat ve işveren üç-
geni!) Müteahhit kılıklı, büyük sosyetik iş insanı kı-
lıklı, hazine soyguncusu binlerce insan, toplumun
itibarlı üyeleri.. Ustelik hırsızlığın siyasi kariyer üze-
rinde bile olumlu etkiler yaptığı ve halk tarafından
"bugün kendisine yarın da bana!" düşüncesiyle
omuzlara ahndığı bir toplum yaratmadık mı!
Burası, tepeden (devletten) tırnağa ahlaksızlığın
her çeşidinin (çocuk yuvalarına dadanmaya ve kü-
çük kızlara toplu tecavüze kadar) kol gezdiği birtop-
lum değil mı? Sonra da şaşıyoruz, ne oldu toplu-
ma böyle, diye!
Üçüncüsü, müthiş tüketim patlaması, yoksulla-
rın bir lokma bir hırka felsefesini de yerin dibine sok-
muş durumda.
•••
Ne yapsak? Gece-gündüz birkaç bin hırsız ve
gaspçının "işe çıktığı" bir kentte, bütün ilgili güven-
likçiler normal görevlerinin başında olsa ne yazar..
Unutmayın, polis "düzenli ordu" ise hırsız ve gasp-
çı da nereden vuracağı belli olmayan "gerilla!".. Bu
kentte 500 bin konut var!
Veeeee, yeni iş alanları açılırsa "hırsızlık-güven-
lik" işlerinin düzeleceğini sananlar aldanıyor: Cin
şişeden çıktı!
1) Yerli ve yabancı baskısı ile, köylülük hızla aza-
lıyor, bugünkü yüzde 34'lerden 10 yıl içinde yüzde
20 ve aşağılara düşmesi hedefleniyor! Bunun ne
anlama geldiğini açıklamak gerekir mi?
2) Neoliberal AKP ve bütün destekçileri, sosyal
devleti yıkıyorlar! Paranın tek düdük olduğu ve da-
yanışma; geleceğe, ülkesine ve devletine güven,
sosyal yardımlaşmanın tu kaka olduğu ve batırıl-
dığı bir ülke oluyoruz..
Yani her bakımdan gelişirken, hırsızlık ve gasp-
çılık neden gelişmesin???!!
(DİE'nin zenginler için yeni enflasyon hesabına
yer kalmadı!)
obursalî(f cumhuriyet.com.tr.
Seyahatlerde sertifika zorunluluğu
San hummaya
karşı aşı uyansı
ERDOĞANERlŞEN
ORDU - Sağhk Bakanhğı, çoğunluğunu Afri-
ka ülkelerinin oluşturduğu birçok ülkeye gide-
cek olanlann "san humma"hastahğına karşı aşı
yaptırması uyarısındabulundu. Sağlık Bakanlı-
ğı'nca l BMM Başkanlığı aracılığıylamilletve-
kıllenne gönderilen yazıda Dünya Sağlık Örgü-
tü'nce san humma hastahğının görüldüğü ülke-
lere girişte Uluslararası Aşı Sertifikası'nın gös-
terilmesinin zorunlu olduğu belirtildi. Girişte
tüm yolculardan 10 güıı önce aşı olduğuna iliş-
kin uluslararası belge istenecek ülkeler şöylc.
Angola, Benin, Birleşik Tanzanya Cumhuriyc-
ti, Bolivya, Brezilya, Burkina Faso, Burundi,
Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Ekvador,
Ekvador Ginesi, Etiyopya, Fildışı Sahili, Fran-
sız Ginesi, Gabon, Gambiya, Gana, Gine, Gine-
Bissau, Guyana, Kamerun, Kenya, Kolombiya,
Kongo, Liberya, Malı, Moritanya, Nijer, Nijer-
ya, Orla Afrika Cumhuriyeti, Panama, Peru, Ru-
anda, Sao Tome ve Pnncıpe, Senegal, Sierra Le-
one, Somali, Sudan, Surinam, Togo, Tonga, Tri-
nidad ve Tobago, Uganda ve Venc/.üella.