22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2005 SALI HABERLER Türkiye - Avrupa Birliği müzakerelerinde ele alınacak 31 ana başlığın tümü sağlığı ilgilendiriyor SomutadımlaratmazamanıDr.ŞÜKRÜGÜNER Türkiye Avrupa Vakf'ı Yönetim Kundu Üyesi B u yıl 3 Ekim'debaşlayacak AB müzakerelerinde 31 bö- lümden oluşan konular ele alınacaktır. Bu 31 konunun önemli birkısmı sağlığı yakından ve- ya dolaylı olarak ilgilendirmektedir. Tüketicilerin ve SağlığınKonınma- sı, Gümrük Birliği, Mallann Serbest Do- laşımı, Kişilerin Serbest Dolaşımı, Çevre, Eğitim ve Öğretim, Bilim ve Araştırma, Istatistik, Hizmetlerin Ser- best Dolaşımı, Sermayenin Serbest Dolaşımı, tstihdam ve Sosyal Politika, 31 bölüm içindeki sağlıkla ilgili başta gelen konulardır. Gıda, kozmetik ürünler, tıbbı ürün- ler, toksikoloji (zehirbilim), çevre gi- bi konularda bilimsel komitclerin ku- rulması ve çalışmalar yapması, sağlık açısından, kiyiierin ve kurunıların (tü- keticilerin) korunması hedeflerini ta- şımaktadır. Sağlık kaynaklı ürünlerin, araç ve malzemelerin ithalat ve ihracatında gümrük vergisi sorunları üzerinde ça- lışmalar yapılacaktır. Serbest dolaşım Sağlıkla ilgili, gıda, deterjan, psi- kotrop maddeler (bağımhlık yaratan sigara, alkol, esrar, eroin, ilaç vs.), tıb- bi ürünler, kozmetikler, tıbbi cihaz ve oyuncaklar alanında Avrupa Birliği di- rektitlerine uyum çahşmalan, Malla- nn Serbest Dolaşımı konusunda ya- pılmasi gereken çalışmalardır. Kişilerin Serbest Dolaşımı, Hizmet- lerin Serbest Dolaşımı, Sermayenin Serbest Dolaşımı başlıklan altında, özellikle sağlık mesleklerinin eğitim- lerinin ve hizmet kalitesinin, mevzuat hükümlerine göre uyumlulaştmlma- sı, diplomalann karşılıklı tanınması ve bu alanda topluluk hukukuna aykın düzenlemelerin giderilmesi çalışma- lannı kapsamaktadır. Sağlık sigortacılığı, hastalann serbest dolaşımı, hastane ve sağlık tesisleri yatınmları gibi konular ele alınacak- tır. Çevre, sağlığı yakından ilgilendi- ren en önemli konudur. Su, hava, gü- rültü, atıklar, radyasyon vs. gibi alan- larda mevzuata (AB müktesebatma) uyum çahşmalan yüriitülecektır. Güvenilir sağlık istatistiklerinin oluş- turulması yönünde düzenlemeler de yine bu bağlamda müzakere sürecin- de ele alınacak konulardır. Sosyal Politikalarve lstihdam konu- sunda ise çalışanlann sağlık ve güven- liği ve halk sağlığı konulan da, AB'nin yürütmekte olduğu politikalann izlen- mesi ve uyum sağlanması çahşmalan da bu çerçevede yer almaktadır. Avrupa Birliği ve sağlık 1 Temmuz 1987'deyürürlüğe giren Avrupa TekSenedi'nde, sağlığın korun- ması, çevre ve tüketicilerin sağlığı ko- nulan ele alınmış ve halk sağhğını yük- seltmek için bilgilendinne ve eğitim fa- aliyetlerine yer verilmiştir. 1 Kasım 1993 MaastrichtAnlaşma- sıile bugünküAvrupa Birliği kurulrnuş- tur. Birliğin kuruluşunda, AB vatandaş- lanmn sağhğını koruma ve iyileştirme politikalanna yer verilmiştir. Anlaş- manın 129. maddesi AB ve sağlık açı- sından son derccc dikkat çekicidir. Bu madde ile "Topluluk, üyedevleüerara- sında işbirliğiııi teşvik ederek ve gere- kirse liıaliyeücnııe destek vererek, in- Türkiye'deki sağlık hizmetleri Avrupa Birliği standartlarının çok gerisinde. san sağhğının yüksek düzeyde korun- masuun sağlannlasına yardım edecek- n'r" denilerek sağlık konusunun AB politikalanndaki yeri ifade edilmiştir. Avrupa Birliği ülkeleri, sağlık hiz- metlerinin sunumu, finansmanı, insan gücü ve fiziksel kapasite sorunlannı ge- nel olarak çözmüşlerdir. Bu konuların çözümünde ortak bir nokta yoktur. Her ülke kendisine özgü yollarla sağlık hiz- metlerinin bu temel sorunlannı aşmış- tır. Genişleme sürecinde de bu tutum devam etmış ve Birliğe girecek olan her üye devletin bu sorunlan kendi içlerin- de çözmeleri istenmiştir. Sağhk Iıi/ıııdlcıitemelsorunlannıge- nel olarak çözen AB ülkeleri, zamanla daha çokbulaşıcı hastalıklar, ATDS, al- karşılanmaktadır. Almanya, Belçika, Lüksemburg ve Avusturya ise sosyal sigorta kaynaklanyla ağırhklı olarak fi- nanse etmektedir. Yunanistan, ttalya ve Fransa vergi gelirleri ve sosyal si- gorta kaynaklan ile, Polonya, Hollan- da ve Macaristan tamamına yakınım sosyal sigorta kaynaklan ile karşılamak- tadır. AB ülkelerinde özel sağlık si- gortası çok küçük bir paya sahiptir. Sadece Almanya, Fransa ve Hollanda'da yüzde 5'i geçmektedir. Işte hizmetin sunumu ve finansma- nında AB ülkelerinde ortak bir davra- nış biçimi yoktur. Her ülke kendine özgü biçimde sorunu çözmüştür... Ulkemızde ise 224 sayılı yasa ile ilk basamak hizmetlerinin sağhk ocakla- fus AB ülkeleri ortalamasımn iki ka- hdır. Hekim dağılımında ise aşın den- gesızlikler mevcuttur. Tıp eğitimi süresi AB ülkeleriyle uyumludur (6 yıl). Buna karşın uz- manlık eğitimi süreleri uyumlu değil- dir. Örneğin, AB ülkelerinde Dahili- ye, Ortopedi, Genel Cerrahi, Üroloji ih- tisası 5 yıl, ülkemizde ise 4 yıldır. Bu durumda uzmanlık eğitim süreleri ye- niden düzenlenecektir. Ülkemizde tıp eğitiminde kalite so- runu vardır. Birbiri ardından açılan tıp fakülteleri ile Avrupa 'nın en fazla tıp fakültesine sahip bir ülkeyiz. Nüfusu bizden fazla olan Almany a'dan bile iki kat fazla tıp fakültemiz bulunmakta- dır. Ancak birçok tıp fakültemiz altya- sağlığa ayıracağımız kaynağı arttırmamız ve bu kaynaklan rasyonel kullanmamız şart. Bugün kişi başına sağlık harcamamız AB ülkeleri ortalamasının yaklaşık onda biri kadar. Sağlığın korunması, izlenmesi ve geliştirilmesi çalışmalanna önem vermeliyiz. Yıllarca ihmal edilen koruyucu sağlık hizmetlerini geliştirmek, insanı hastalandıktan sonra ele alan sağlık hizmeti anlayışımızı değiştirmek zorundayız. kol, sigara ve ilaç bağntılıhğı, kanser gibi konulara yönelniişlerdir. Hlzmetlerln finansmanı tlk basamak sağlık hizmeti, Alman- ya, Belçika, Lüksemburg, Hollanda ve İsveç'te, çağnlınca eve de gelcn hekim- lerle, aile hekimleri ile verilırken, Da- nimarka, Finlandiya'da sağlık ocakla- n örgütlenmesi ile verilir. AB ülkelerinde, ikinci basamak sağ- hk hizmetleri olan hastanelerin büyük çuğunluğu ise yerel otoritelere bağlı- dır. Sağhk hizmetlerinin finansmanı- nın büyük bir kısmi, Ingiltere, trlanda, Danimarka, Isveç, Fınlandiya ve Por- tekiz'de, devletin vergi gelirlennden n örgütlenmesi ile verilmesi yürürlük- te ıken, aile hekimliği pilot uygulanıa- sı başlatılmıştır. Bir Genel Sağhk Si- gortası Yasa Tasansı hazırlanmış ve tartışmaya açılmıştır. Fakat bunun ye- terince incelenip gündcme ahndığı ve tartışıldığı söylenemez. Türkiye müzakere sürecinde sağhk hizmetlerinin sunumu ve finansmanı sorununu çözümlemek zorundadır. Bu çalışmalarda tarafların, ülkemiz ko- şullarını ve çıkarlannı göz ardı etme- den, akılcı yaklaşarak, uzlaşarak, çö- züm yolu üretmeleri gerekir. Sağlık personell sorunu Ülkemizde hekim başına düşen nü- pı bakımından yetersizdir, hatta hasta- nesi olmayan tıp fakültelerimizdeki eğitim Avrupa normlanndan (standart- larından) çok uzaktır. AB ülkelerinde eczacıhk eğitimi 5 yıl, bizde ise 4 yıldır. Yine hemşirelik ve ebelik eğitim programlanmız ara- sında farkhhklar vardır. Bu cksiklik- lerin giderilmesi şarttır. Avrupa Birliği ülkeleri yurttaşlannın, üye ülkelerde serbest dolaşma hakkı, yerleşme, iş edınme ve çalışma hakkı vardır. Bu haklann tanınmaması AB varhğının temel göstergesi ve doğal olarak AB Hukuku'nun da gereğidir.. Üye ülkeleri bu haktan mahrum etmek gibi bir tasarruf kabul edilemez. İş edinme ve çalışma hakkının kul- lanılmasında temel kıstas, diplomala- nn karşılıklı tanınması ve eğitim ko- şullarının uyumlaştınlmasıdır. tşte bu- rada da sağlık ınsan gücü yetiştiren eğitim kurumlarımızda düzenlemeler gündeme gelecektir. Aynca yasalanmızda var olan he- kim, eczacı, hemşire ve ebelik mesle- ğini ülkemizde yapabilmek için Türk vatandaşı olmak veya Türk soylıı ol- mak koşulu da kaldınlacaktır. AB'nin gerlsindeylz Ülkemizde ortalama ömür süresi 69 yıldır. AB ülkeleri ortalaması bizden 10 yıl daha fazladır. Ülkemizde bcbek ölüm hı/.ı binde 36'dır. AB ülkeleri or- talaması bu rakamın dörtte birinden daha azdır. Bu iki gösterge bile, sağ- lık verilerimizin AB standartlannın çok gerisinde olduğunu göstermekte- dir. Bu standartlara ulaşabilmek için önümüzdeki hedefleri gerçekleştinııe- miz gerekmektedir. Her şeyden önce sağlığa ayıracağı- mız kaynağı arttırmamız vebu kaynak- lan rasyonel kullanmamız şarttır. Bu- gün kişi başına sağlık harcamamız AB ülkeleri ortalamasının yaklaşık onda bi- ri kadardır. Finansman sorunu ile bır- likte, sağlık hizmet sunumunu, sağlık insan gücü sorunlannı çözümlemek yolunda somut adımlar atmahyız. Sağlığın korunması, izlenmesi ve geliştirilmesi çahşmalarına önem ver- mek zorundayız. Yıllarca ihmal edilen koruyucu sağlık hizmetlerini geliştirmek, insanı hastalandıktan son- ra ele alan sağlık hizmeti anlayışımı- zı değiştirmek zorundayız. Bu alanda öncelikle Sağlık Bakan- hğı'nı doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren konular vardır. Çevreye yönelik çalışmalar kapsa- mında hava kalitesi, atık yönetimi, su kalitesi, gürültü, ekolojik dengeyi bo- zacak kimyasallann üretimi ve taşın- ması - saklanması sorunlan, genetik ya- pısı değiştirilmiş organizmalar, nüklc- er güvenlik vc radyasyon gibi konula- n gündemimize alıp, gözden geçirip, ciddi düzenlcmelere ihtiyaç vardır. Ana çocuk sağlığı, aşılama, kadın sağlığı, çalışanlann sağlığı, özellikle ça- lışanların işyerlerinde fiziksel, kimya- sal, biyolojik zararh maddelere manız kalmasının önlenmesi, meslek hasta- lıkları, iş kazalan alanında, önleyici ve iyileştirici düzenlemeleri yapmak zo- rundayız. Önem» düzenlemeler Müzakere süreci, her alanda olduğu gibi sağlık alanımızda da önemli dü- zenlemelerin yaşanacağı bir ortam ya- ratacaktır. Hizmet sunumu sorununu, kaynak sorununu, sağlık insan gücü, teknolo- ji sorununu büyük ölçüde çözmek, ın- sanımızın yaşam kalitesini yükseltmek durumundayız. Avrupa Birliği bu so- runlann çözümü için bir reçete vermi- yor. Fakat her ülkenin kendi koşulla- nna göre bu sorunlan çözmesıni isıi- yor. Sağlık sorunlarımızı çok daha ön- ceden çözmemiz gerekirdi. Bugüne kadar geldik. Şimdı önümüzde böyle birhedef var... Müzakereler sonuçlan- sın veya sonuçlanmasın, sağlık alanı- mızda yapılacak yeni düzenlemeler son derece önemlidir ve geleceğimizin göstergesi olacaktır. Bu alandaki başa- nda, ilgili kurum, kuruluş ve kişilenn çahşmalara önyargısız, yapıcı yaklaşım ve katkılan, belirleyici olacaktır. Yamrlanılan Kaynak: www. suglik.gov.tr Uzmanlar, erken teşhis edilen hastalığın iyi bir tedaviyle tam iyileşmesinin sağlanacağını vurguluyor Kireçlenme meme kanserinm beBıtisi ŞULEKÖKTÜRK Meme kanserinin en erken bul- gusunun meme içindeki kireçlen- meler olduğu belirtildi. Uzmanlar, iyi huylu da olabilen bu kireçlen- melerin erken zamanda görülüp ta- nınmasının önemine dikkat çeki- yorlar. Avrupa ülkelerinde her 10 kadın- dan biri, ABD'de ise 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Dünyada her 11 dakikada bir kadın, meme kanseri ncdeniyle hayatını kaybederken her 3 dakikada bir ka- dına, yeni meme kanseri tanısı ko- nuyor. istanbul Tıp Fakültesi Rad- yoloji AnabilimDah Öğretim Üye- si Prof. Dr. Atadan Tunacı, meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkati çekerek " Meme kanseri ue Atadan lunacı. İ stanbul Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atadan Tiınacı, "Tam alan dijital mamografi" cihazlanyla meme içindeki kireçlenmeleri görmenin ve tanımanın çok kolaylaştığını söyledi. görmenin ve tanımanın çok kolay- laştığını söyledi. Her kireçlenme- nin kanser belirtisi olmadığını vur- gulayan Tunacı, "Kireçlenmelerin bazı tipleri kanser olarak karşımı- za çıkryor. Bunlan ayırmak için bel- li ölçütlcrimiz var. Ancak önemli olan bu kireçlenmeyi görüp ayırt et- memiz gerekiyor" dedi. Daha önceki dijital mamografi ci- hazlarında da bu kireçlenmelerin görülebildiğini, ancak 6 kanser va- kadar ufak hacimli, milimetrik bo- yutta yakalanırsa o kadar iyibir te- davi söz konusu, hatta tam iyileşnıc sözkonusu" diye konuştu. Teshisi çok kolay Memenin içindeki ufak kireçlen- me alanlannın en erken meme kan- seri bulgusu olduğunu belırten Tu- nacı, "Tam alan dijital mamogra- fi'' cihazlanyla bu kireçlenmeleri kasından birinin atlandığının ista- tistıklerlc kanıtlandığını ifade eden Tunacı, bu nedenle ABD ve Avru- pa'da sigorta şirketlerinin açılan davalarla uğraştığını söyledi. Tunacı, dünyada 40, Türki- ye'de ise iki tane olan tam alan dijital mamografi cı- hazlannda kireçlenmeleri görmeme ulasılığının "be- lirgin bir şekilde azaldığı- nı" söyledi. Tunacı, bu cıhazlann mamografi çekilen kışiye daha az radyasyon verdiğini ifade ederek lOsenelik periyotta radyasyon al- ma olasılığının dığer mamografi cihazlan- na göre 10 kat daha azaldığını söyledi. MEME KANSERİNİN BULCULARI t/ F,n önemli belirti ele gelen ufak nödüller ve sertlikler. Kadınlar düzenli olarak kendi kendine muayene ile meme dokusunu tanıyarak değişikliklen fark edebilırler. ^ Meme derisi üzerindeki renk değişikliği. • Meme üzerindeki herhangi bir portakal kabuğu olarak tanımladığımız görüntü değişikliği. • Meme başındakı yer değiştirmeler, çekiklikler, değişiklikler, kızanklıklar. • Ağn kansenn direkt bir belirtisi olmamakla birlikte, erkcn ağrının meme kanseri belirtisi olmadığı belirtilıyor. Ancak ağrının varlığı meme kanseri yok anlamına gehnıyor. SALI ORHAN BURSALI Hırsızlık, Yoksulluk, DIE CHP ve Doğal Ayıklanma yazılarına bir nefeslik ara verip, ortalığı kasıp kavuran hırsızlığa değine- lim.. sabah beşte evine giren hırsız taraftndan ya- tak odasında pantolon cepleri karıştırılmanın (Bkn. Hırsızımı Beklerken, 19 Ağustos 04) anlamını de- rinlemesine bilen biri olarak... O hafta içinde 4 apartman dairesine hırsız girmiş- ti. Peşpeşe hem de! Üçüncü katın balkon ve pen- cerelerinin demir parmaklıklarla kaplanmasını sey- retmek hüzün vericiydi! Bir yıl içinde İstanbul evle- rine kaç hırsız girmişti? Polise intikal eden rakam- ları en az üç ile çarpın lütfen! Bir komşum polise gitmiş ve "Biz de korku içindeyiz, evlerimizde ted- bir alıyoruz, gece pencereyi açık bırakmayın, çe- lik kapı taktırın, mektup kutunuz dolu olmasın" öğütleriyle geri dönmüştü! Türktoplumu raydan mı çıktı? Hani nerede o sü- rünse erdemi elinden bırakmayan insanlarımız!? Zengini bol müreffeh Batı Avrupa kentleri inim inim ağlarken, yoksulu çok, sorunu bol, sürekli göçle bü- yüyen Şehr-i Istanbul'un insanlarına ne oldu? Geç bile kalmış bir sosyolojik süreci yaşıyoruz! Burada belki tek yapılacak tespit "Türk'ün aklının başı- na gelme" süreciyle ilgilidir! *•• Son günlerdeki "ekonomi" haberleri arasında il- ginç rakamlar vardı; bunlardan biri: "20.7 milyon Türk yoksul." Aylık geliri 167 milyon (167 YTL). Yoksulluk sınırı DİE'ye göre (Devlet Istatistik Ens- titüsü) 422 YTL ve 20.7 milyon insanımızdan sa- dece 6.3 milyonu "sosyalyardım" alabiliyormuş! Hadi diyelim geleneksel sosyal yardımlaşma kim- liğimiz, azalarak da olsa sürüyor. (Yaşasın köylü özel- liğimiz! Köylülüğümüzü övsek mi yersek mi, birde- rin kentli muamması!) Böylece 167 YTL aylık gelir, resmen diyelim en az 250 YTL gerçekleşiyor. Ayrıca görülmeyen gelirler var.. Mesela bana ge- len Ayşe; kocası 200 YTL gibi aylık alırken, Ayşe haftanın beş günü dolu ve aylığı 700-800 YTL'ye geliyor.. Ama bunlar yoksul ve "normalaileler"'.. Ka- rısı evlere işe gidemeyenler ve "aile olmayan" er- kek nüfus? AKP, üstelik gizli af ile 12 bin kişiyi de içeriye girmeye hazırdışarıdakilerin arasına salma- dı mı! İş ve aş!.. Ikisi de yok veya zor! Var olan iş de ucuz mu ucuz: Süpermarkette tezgâh düzenleyen gen- cesoruyorum, süpermarketin değil "ürün"ün ada- mıymış! Mesela bilmemne konservelerinin! Raflar- da kendi mallarını düzenlemekten sorumlu.. Aylığı 250-300 YTL. Bunu da bulamayan, bulsa da za- ten o işe alınması mümkün olmayanların şehri İs- tanbul (ve ülkesi Türkiye!).. Onbinlerce insanın "erdemli erdemli" açlıktan ölmesini beklemek, birçözüm... Amaölmekten ve sürünmek yerine, nedense hırsızlığa ve gasp olay- larına hücum etmeyi tercih ediyorlar.. Bir bozulma varsa, sosyolojik süreçte var: Fe- odal yardımlaşma hızla çözülüyor.. Bu ortak bir yoksullaşma süreci... Ikincisi, Türkiye hırsızların, soyguncuların ülkesi zaten.. (Ahlaksız siyasetçi, bürokrat ve işveren üç- geni!) Müteahhit kılıklı, büyük sosyetik iş insanı kı- lıklı, hazine soyguncusu binlerce insan, toplumun itibarlı üyeleri.. Ustelik hırsızlığın siyasi kariyer üze- rinde bile olumlu etkiler yaptığı ve halk tarafından "bugün kendisine yarın da bana!" düşüncesiyle omuzlara ahndığı bir toplum yaratmadık mı! Burası, tepeden (devletten) tırnağa ahlaksızlığın her çeşidinin (çocuk yuvalarına dadanmaya ve kü- çük kızlara toplu tecavüze kadar) kol gezdiği birtop- lum değil mı? Sonra da şaşıyoruz, ne oldu toplu- ma böyle, diye! Üçüncüsü, müthiş tüketim patlaması, yoksulla- rın bir lokma bir hırka felsefesini de yerin dibine sok- muş durumda. ••• Ne yapsak? Gece-gündüz birkaç bin hırsız ve gaspçının "işe çıktığı" bir kentte, bütün ilgili güven- likçiler normal görevlerinin başında olsa ne yazar.. Unutmayın, polis "düzenli ordu" ise hırsız ve gasp- çı da nereden vuracağı belli olmayan "gerilla!".. Bu kentte 500 bin konut var! Veeeee, yeni iş alanları açılırsa "hırsızlık-güven- lik" işlerinin düzeleceğini sananlar aldanıyor: Cin şişeden çıktı! 1) Yerli ve yabancı baskısı ile, köylülük hızla aza- lıyor, bugünkü yüzde 34'lerden 10 yıl içinde yüzde 20 ve aşağılara düşmesi hedefleniyor! Bunun ne anlama geldiğini açıklamak gerekir mi? 2) Neoliberal AKP ve bütün destekçileri, sosyal devleti yıkıyorlar! Paranın tek düdük olduğu ve da- yanışma; geleceğe, ülkesine ve devletine güven, sosyal yardımlaşmanın tu kaka olduğu ve batırıl- dığı bir ülke oluyoruz.. Yani her bakımdan gelişirken, hırsızlık ve gasp- çılık neden gelişmesin???!! (DİE'nin zenginler için yeni enflasyon hesabına yer kalmadı!) obursalî(f cumhuriyet.com.tr. Seyahatlerde sertifika zorunluluğu San hummaya karşı aşı uyansı ERDOĞANERlŞEN ORDU - Sağhk Bakanhğı, çoğunluğunu Afri- ka ülkelerinin oluşturduğu birçok ülkeye gide- cek olanlann "san humma"hastahğına karşı aşı yaptırması uyarısındabulundu. Sağlık Bakanlı- ğı'nca l BMM Başkanlığı aracılığıylamilletve- kıllenne gönderilen yazıda Dünya Sağlık Örgü- tü'nce san humma hastahğının görüldüğü ülke- lere girişte Uluslararası Aşı Sertifikası'nın gös- terilmesinin zorunlu olduğu belirtildi. Girişte tüm yolculardan 10 güıı önce aşı olduğuna iliş- kin uluslararası belge istenecek ülkeler şöylc. Angola, Benin, Birleşik Tanzanya Cumhuriyc- ti, Bolivya, Brezilya, Burkina Faso, Burundi, Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Ekvador, Ekvador Ginesi, Etiyopya, Fildışı Sahili, Fran- sız Ginesi, Gabon, Gambiya, Gana, Gine, Gine- Bissau, Guyana, Kamerun, Kenya, Kolombiya, Kongo, Liberya, Malı, Moritanya, Nijer, Nijer- ya, Orla Afrika Cumhuriyeti, Panama, Peru, Ru- anda, Sao Tome ve Pnncıpe, Senegal, Sierra Le- one, Somali, Sudan, Surinam, Togo, Tonga, Tri- nidad ve Tobago, Uganda ve Venc/.üella.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle