24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2005 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne _K 2 Sinop K 4 Adana PB 12 PB -6 Samsun K 5 Mersin PB 12 Kocacli K 3 Trabzon Çanakkale PB 0 Giresun Izmlr Manisa J< 6 Diyarbakır K PB 7 Ankara K 6 Şanlıurfa K PB 0 Mardin K PB 4 Eskişehir PB -1 Siirt K Aydın Denizli PB 8 Konya PB -2 Hakkârı PB 5 Sıvas K -3 Van K Zonguldak K 2 Antalya PB 10 Kars K -11 0 Bütün bölqelerimJ7 parçalı, çok bulutlu, Mar- mara'nın doğusu, Kara- deniz, Iç Anadolu'nun düğusu, Duğu Akttenı/ın ıç kesınılerı ılfi Dnğu VB Guneydoğu Anadolu bölgeleri yağışlı geçecek. Yaflışlar Doflu Karadenİ7 kıyıları ılo Guneydoğu Anadolu'da karla karışık yağmur. yağış alan diğer yerlerde kar şeklinde ola cak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K PB B PB PB PB PB 1 0 3 9 6 6 6 3 Münih PB 2 Zürıh Derlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB PB Y PB PB PB B Y 1 1 / -2 0 -2 9 7 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB K PB PB K pn K B -9 3 -13 4 2 1 2 18 PB 3 Şam Y 11 Aç,k Pargah bulullu fc Çok bulııtlu ı Yağmurlu j kar » Gük yürültülü GUNCEL CIINEYT ARCAYIIREK • Baştarafı 1. Sayfada AKP grubundaki bir konuşmasında "hamdol- sun" iyileşmenin sürdüğünü uzun uzadıya anlat- tığı sırada, bugünü başarılı gösterebilmek için "Geçmişteki hataların bedelini bugün ödüyoruz" dedi. Tabii kamuoyuna gerçeği gösterecek ne mu- halefet var ne de medya. Oysa, ekonomi bugün bir ölçüde düzelme is- tidadı gösteriyorsa... bu sonuç, Recep Bey'le çevresindekilerin ekonomi bilgilerinden kaynak- lanmıyor. Bu hükümet, Ecevit başkanlığındaki üçlü ko- alisyonun halkı bıktıran hatalarından yararlanarak iktidara gelebildi. Bugün ekonomide gelinen nok- tayageçmiş hükümet döneminde IMF'nin hazır- ladığı ekonomik programı ve IMF'nin herdediği- nl uygulayarak varabildi. Bu gerçeği yadsımak başlıca marifetleri. • • • Gelelim parlak ve nurlu ufuklardaki rakamsal gerçeklere. Iki buçuk yıldır öylesine başarılı oldular ki, ba- kın neler oldu? Üstelik kimi rakamlar Devlet Istatistik Enstitü- sü'yle OECD gibi uluslararası bir kuruluşun sap- tadığı, açıkladığı rakamlar. DlE'ye göre nüfusun büyük bölümü günde 1 dolarlık gelirle açlık sınırının altında. Günlük 2.15 dolardan az gelirle 2 milyon 82 bin insan yaşam kavgası veriyor. En yoksul yüzde 20'lik dilimin milli gelirden yüz- de 6, en zengin yüzde 20'nin ise yüzde 48.3 pay aldığı göz önünde tutulduğunda toplumdaki çar- pıklık ortaya çıkıyor. Türk-lş'in son saptamalarına göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 520 YTL, yoksulluk sınırı ise 1.581 YTL Son bir yıl içinde açlık sınırı 47 lira ve yoksul- luk sınırı ise 143 YTL arttı. Bir de OECD'nin topluma çevirdiği aynaya yan- sıyanlara göz atalım: 70.9 milyon nüfusu olan Türkiye'de çalışan nü- fus oranı yüzde 32.3'te kalıyor. Bu, şu demek: Bir kişi çalışıyor, iki kişiye bakıyor. Işi olanların sayısı 22.9 milyon velakin nüfusun geri kalan 48 milyonu işsiz! Bu koşullardaAvrupastandartlarınıyakalamak ha? Güldürmeyin! • • • Başbakan'la aynı düdüğü çalanlara göre OECD'nin ve DİE'nin açıkladığı rakamlar gerçek- leri saptırıyor. Diyelim ki, bir avuç muhalif bu rakamlarla hü- kümetin başarısızlığını kanıtlamaya, en azından -ikide bir RTE'nin söylediği gibi- iktidarın başa- rılarını gölgelemeye çalışıyorlar. Peki ama AKP'ye yakınlığıyla bilinen Müstakil Sanayici ve Işadamları Derneği'nin (MÜSİAD) An- kara'ya heyetler göndererek yaptığı incelemeler- den sonra yazdığı rapordaki bir dizi (uyarı namı altındaki) eleştirilere ne demeli? 15 "uyarı" içeren listede bürokratik oligarşinin sona erdirilmesinden tutun da enerji fiyatlarının indirilmesine, söz verildiği gibi SSK primlerinin düşürülmesine, 2004 yılında gelir sağlamayan tarımda önlem alınmasına kadar hemen her ala- nı ilgilendiren gerçekler yer alıyor. Bizimkiler örneğin 2005'te kamuya 48 bin ye- ni atama yapılacağını müjdeleyerek işsizlik yara- sına merhem sürdüklerini sanıyorlar. ••• Içerden dışarıdan uyarılara bu hükümetin ku- lakları tıkalı, hatta umursamaz görünüyor. Uzmanlara göre, cari açığın yüzde 4.9'a ulaş- ması, hatta yüzde 5'e dayanması kaçınılmaz gö- rünüyor. Türkiye'nin 2004 yılındaki cari açığının "çok yüksek" olduğunu dile getiren AB yorumu gayet açık: "... Cari açığın 2005 yılında da yüksek olması ve yabancı yatırımlarla dengelenmemesi krize yol açabilir". Brüksel'den kriz olasılığını irdeleyen açıklama geliyor; iktidara teşvik primi vermekle meşgul olan TÜSİAD'ımızdan, TOBB'umuzdan tık yok! Yunanistan Cumhurbaşkani: Kıbns esaret altındaki parçamız Dış Haberler Servi- si - Yunanistan Cum- hıırbaşkanı Kostis S*efanopulos, Kıb- ns 'ın Yunanistan'ın esaret alündaki parça- sı olduğunu söyledi. NTV'nm haberine göre Stelanopulos, Türkiye'nin tutumu yüzünden Yunanis- tan'ın büyiik askerı harcamalar yapmak zorunda kaldığını da iddia etti. Cumhurbaş- kanı olarak son dış zi- yaretini Belçika'ya ya- pan Kostis Stefanopu- los, sert bir çıkıy yapa- rak "Kıbrıs ile Güney Arnavutluk, Yuna- nistan'ın esaret altın- da olan yerleridir" dedi. Yunanistan Cıım- hurbaşkanı, Türki- ye'yi eleştirirken "Türkiye'nin de- nıokratikleşmesi için Yunan hükümctlcri- nin izledikleri politi- kaya Türkiye'nin de- ğişeceği ıımudii ile ben de katıldım. An cak Türklcr şu ana dek ne bizim tavrımı- zı anladılar ne de kendi tavırlarını de- giştirdilcr" dedi. Yunanistan Cum- hurbaşkanı Stefanopu- los, Türkiye'nin tutu- mu yüzünden Yunanis- tan'ın büyük askeri harcamalar yapmak zorıında kaldığını da belirterek "Türkiye, Lahcy Adalct Diva- nı'na başvuru öneri- mizi kabul ederse, anlaşmazhklarımız çok kolay halledilcbi- lir. Ancak komşuları- mız bizim gibi huku- ki dayanakları bu- lunnıadığını bildikle- rinden öncrimizi red- dediyorlar" ifadesini kullaııdı. Sezer'den laiklik dersiSiyasaliktidar modelinin dinsel öğretilerden bağımsız biçimde oluşturulması gerektiğini vurgulayan Sezer, laikliğin biryaşam biçimi olduğunu ifade etti ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Cumhurbaşkam Ahmet Nec- det Sezer, siyasal iktidann belirle- nışınde dinsel inanç ve kıırallann I belırleyıcı olmaması gerektığıne ışaret ederek "Siyasal iktidar mo- deli, dinsel öğretilerden bağımsız biçimde oluşturulmalı ve uygulan- maüdır" dedi. Sezer, laiklik ilkesinin anayasaya girişinin 68. yıldönümü ne- deniyle yayımladığı mesajda; "Laik- lik yalnızca din ve devlet işleri- nin aynlnıası değil, yurttaş olnıaktan ulus olmaya ka- dar, duygu ve düşüncede, yönetim ve yaşanıda çağdaş tutum, bilinısel yöntenı ve akılcı yaklaşımı öngören bir dünya görüşü vc ya- biçinıini beninı- semektîr" dedi. La- ikliğin "bir yaşam biçimi olduğu- W şam Ik seı \\ ı nun" altını çizen Sezer, "laik birey" ta- nımı getirdi. Sezer, "Laik birey, inanç dünyası ile günlük yaşanıını birbirinden ayıran, inancının dünya yaşamını etkile- mesine izin vermeyen bireydir. İnanç dünyasıyla ilgili uygulamalar, bireyin vicdanındaki yerinde kalmalıdır" dedi. 'Laiklik toplumu koruyor' Demokrasinin dinsel baskıdan kurtula- bilen ülkelerde geiiştiğine i^aret eden Se- zer, laikliğin aynı zamanda toplumdaki ki- mi farklılıklardan kaynaklanan karşıtlık ve çatışmalan da önleycn, toplumlara banş ve hoşgörü ortamında yaşama olanağını tanıyan etkili ve olumlu bir yöntem olarak kendini gösterdiğini dile getirdi. Sezer, me- sajında şunlan kaydetti: "Laiklik, kişisel çıkarları için dini sümüren kölii niyetli kişilere, eylem ve girişimlere karşı top- lumu korumakta, kamusal yaşam ve devlet düzeninde, çağdaş ilkelerin ege- men olmasını sağlamaktadır. Bireyleri akıl ve sağduyu ile bağdaşmayan kimi sığ düşüncelcrle eylemsizleştiren çabala- rın yanı sıra bireylerin inanç, duygu, dü- şünce ve eylemlerinin baskılanması, çağ- daş dünyanın yadsıdığı, kabul edilemez ve hiçbir biçimde onaylanamaz bir du- rumdur" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, laik- lik ilkesinin anayasaya kabulünün, C'umhu- riyet'in yenı temeller üzenndeki yükseli- şının dönüm noktalarından birı olduğunu vurguladı. Erdoğan, din ve vicdan hürriye- tıniıı temınatı olan laikliğin, aynı zamanda toplumsal banşın sağlanmasında da öııenı- li bir ımsur olduğunu kaydetti. 'Çatışma aracı değil' TBMM Başkanı BülentAnnç da "Tür- kiye'nin vazgeçilmez ilkesi olan laikliği, çatışmanın ve kamplaşmanın bir aracı değil, özgürleşmenin ve demokratikleş- menin bir ifadesi olarak görmemiz ge- rektiğini düşünüyorum" dedi. CHP'nin yeni parti meclisi ve merkez yönetim kurulu ilk toplantılannı yaptı Sangül'e ikinci ihraç istemiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP'nin yenı Parti Mec- lisi (PM) ve merkez yönetim ku- rulunun (MYK) ilk icraatı, Şişli Belediye Başkanı M ııstufa Sarı- gül ve Şanhurfa Milletvekili Tu- ran Tüysüz hakkında ilıraç kara- rı almak oldu. CHP lideri Deniz Baykal, MYK'deki mevcut üye- leri korurken bot? bulunan 4 üye- liğe yeni isimler seçildi. CHP'nin 13. olağanüstü kurul- tayında yeniden genel başkanlığa sevilen Baykal ile yeni PM üye- leri dün Anıtkabir'i ziyaret etti. Baykal daha sonra YDK'nin ilk toplantısına baijkanhk etti. Mu- haliflere dönük tasfiyede önemli rol oynayacak olanYDK'nin baş- kanhğına Niğde Milletvekili Or- han Eraslangetirildi. YDK Baş- kan YardimcılığVna Orhan Ak- bulut'un _scçildiği toplantıda, Se- lahattin Öcal genel sekreteryar- dımcısı oldu. Gazetecilere açıklamalarda bu- lunan Baykal, muhaliflere dönük "ihraç" sinyalini verdi. Siyasal parti lerde şiddet, kavga, baskın, vur-kır olamayacağını ve bunla- nn "siyasi mücadeie" olarak de- ğerlendirilemeyeceğini belirten Baykal, "CHP'de şiddete,yum- ruğa, tekmeye, saldırganlığa göz yumamayız" dedi. CHP lideri Baykal, Özel Ka- lem Müdürü Nesrin Baytok'uıı eşinın şirketine Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül tarafın- dan bilgisayar ihalesi verilmesiy- le ilgili sorulara ise "Mahkeme- de hcsaplaşacağız" karşıhğını vermekle yetindi. PM'de MYK üyeliği seçimin- den önce kurultayda tstanbul îl Başkanı Şinasi Oktem'i yum- ruklayan Tüysüz'ün ihraç istemi- ni içeren önerge görüşüldü. Ku- rultaydaki yumruklama olayının CHP'nin 13. Olağanüstü Kurultayı'nda yeniden genel başkanlığa seçilen CHP lideri Deniz Baykal ile yeni PM üyeleri dünAmtkabir'i ziyaret etti. Baykal daha sonraYDK'ye başkanlık yaptı. (Fotoğraf: AA) da yer aldığı görüntüler izletildi. Görüntülcrin izlenmesinin ardın- dan Tüysüz'ün, kesin ihraç iste- miyle tedbirli olarak YDK'ye sevk edilmesine oybirliğiylc ka- rar verildi. Daha sonra Baykal, MYK üyeliği için önerdiği isim- leri oya sundu. Antalya Milletve- kili Osman Kaptan'ın yurtdışın- da olması nedeniyle bir eksik ka- tıhmla toplanan PM'de MYK üyeleri 3 boş, 6 geçersiz oya kar- şın 71 oyla seçildi. Önder Sav, 74 oyla genel sekreterliğe, Mah- mut Yıldız da genel saymanlığa yeniden getirildi. Baykal, MYK'deki mevcut üyeleri korurken Kemal Derviş, Zeynep Damla Gürel, Bülent Tanla ve ErsinAnoğlu'ndan bo şalan üyeliklere yeni isimleri seç- tirmekle yetindi. Bu çerçevede MYK'nin yeni üyeleri Yılmaz Ateş, Zekeriya Akıncı, Scdat Uzunbay ve Engin Altay oldu. MYK üyeliklerine yeniden seçi- len isimler ise şöyle: "EşrefErdem,OnurÖymen, Cevdet Selvi, Önder Sav, Mah- mut Yıldız, Algan Hacaloğlu, Sinan Yerlikaya, Oğuz Oyan, Mehmet Sevigen, Fuat Çay, Mesut Değer, Şerif Ertuğrul, Bihlun Tamayhgil, Güldal Okuducu, Mehmet Ali Özpo- lat, Mehmet Özyürek." Seçimin ardından, Sangül'ün ortaklarının KorkmazYiğit'e ait Bank Ekspres'ten milyonlarca dolar kredi kullandığı savlanyla ilgili televizyon kanallarında ya- yımlanan haber, PM üyelerıne izletildi. Milletvekili olmayan üyelerin disipline sevki için MYK kararı yeterli olduğundan, PM'niıı hemen ardından Baykal, MYK üyelcriyle toplantı yaptı. Toplantıda, Sangül'ün kesin ih- raç istemiyle tedbirli olarak YD- K'ye sevkıne oybirliğiyle karar verildi. Kararı açıklayan Eşref Erdem, CHP'de "teröre izin ver- meyeceklerini" belirtti. Erdem, "kurultayda sergilediği tavır, partili olduğu şüpheli kişileri getirerek kurultayı arbede ve şiddet ortamına çevirdiği" ge- rekçesıyle Sarıgül'ün ıhracının istendiğini bildırdı. Toplantının ardından Baykal, genel başkan yardımcılarıyla il- gili görevlendırmeyi de yaptı. Daha önce bu görevı sürdüren Er- dem, Selvi ve Öymen yerlerini komrken Deryış'ın yerıne Özyü- rek getirildi. Önder Sav da MYK üyeleri arasından genel sekreter yardımcılarını belüieyerek Bay- kal'ın onayına sunacak. ÇYDDDEIM UCUR NIUMCU PANELİ CADDEYE EMİR ABDÜLKADİR' ADI VERİLDİ 'Çıkarlar korunmalı' Tarikattartışması tslanbul Haber Servisî - Çağdaş Yaşamı Dcsteklemc Derneği (C'YDD) Genel Baş- kanı Prof. Dr. Türkan Saylan, yaşadığımız dönemde Uğur Mumcu gibi yurtsever vc ilke- lı gazetecilere ihtıyaç bulun- duğunu söyledi. ÇYDD Genel Merkezi ve Fatih şubesi tarafından Istan- bul Teknik Üniversitesi Maç- ka Sosyal l'esisleri'nde dün "Uğur Mumcu'yu Anarken Toprak Bütünlüğümüz vc AB" koııulu bir panel düzen lendi. Açılış konuşmasını ya- pan Saylan, Mumcu'nuıı "Bil- gi sahibi olmadan, lıkir sahi- bi olamayız" sözünü anımsa- larak "Mumcu gibi ilkeli, dü- rüst, yiğit vc yurtsever insan- lara bugünlcrde çok ihtiyacı- mız var. Bu nedenle bu pane- li Mumcu'yu anarak düzen- lemek istedik" dedi Prof. Dr. i'ürkel Minibaş , "Yabancı- lara toprak satışıyla hiçbir ülkenin devletini kayhetme- yeceğini" belirterek "Önem- li olan, kaynaklaı ın kimin için ve nasıl kullamldığıdır. tşte burda başkaları si/iu kaynaklarımzı istedikleri gi- bi kullamrlar. Bu yüzden ulusal, ekonomik ve kültürel çıkarlarımızı koruyarak kü- reselleşme sürecinde yerimi- zi almahyız" dedi. Gazetemiz yazarı Oktay Ekinci ise yabancılann mülk edinmesinden dolayı vatanın elden gittiği düşüncesine ka- pılmanın çok abartıh bir dav- ranış olacağını belirterek "Ül- kemize yerleşen yabancılar siyasal güç istemeye kalkışa- bilirlcr. Fcthiye ve Alanya'da olduğu gibi belediye meclis- lerine girebilmeleri günde- me gelebilir. Bir ülke için ya- bancılann siyascl yapması tehlikelidir" diye konuştu. BURSA (Cumhuriyet) - Bursa Büyükşchir Belediye- si'nin Kükürtlü Mahalle- si'ndeki Pınar Caddesi'nin adını Cc/ayir Halk Kahrama- nı "Emir Abdülkadir" olarak değiştirmcsi tartışma yarattı. Abdülkadir'in Kadiri tarikatı şeyhi olduğu iddia edildi Bursa Büyükşehir Beledıye- sı'nden yapılan açıklamada, Enıır Abdülkadir'in 1830- 1847 tanhleri arasında Fransız işgaline karşı büyük dıreniş gösterdiğı, 1847'de Fransızlar tarafından turuklanarak 5 yıl cezaevinde kaldığı ve 3. Na- polyon tarafından Osmanlıla- ra teslim edildiğı, 1855 büyük Bursa depremine kadar Kü- kürllü'deki bir konakta yaşadı- ğı ve bu sırada Araplar Ca- mii'nde vaaz verdiği açıklan- dı. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika'nın Bur- sa ziyareti sırasında Kükürtlü Mahallesi'ndeki Pınar Cadde- si'nin adı "Emir Abdülka- dir" olarak değiştirildi. Sivil toplum örgütleri isim değişikliğinc büyük tcpki gös- tcrdi. CUMOK Bursa Yürüt- me Kurulu iiyesi Dr. Sedat Aksın, Emir Abdülkadir'in Kadırı tarikatı şeyhi olduğunu belirterek şu iddialarda bulun- dıı: "Emir Abdülkadir'in ta- rihi kişiliği üzerinde kısa bir araştırma yapılmış olsaydı Osmanü'yı Cezayir'den ko- vanların arasında yer aldığı, beceriksiz yönetimi ile bin lerce Müslümanı Fransızla- ra öldürttüğü, işgalin ardın- dan Fransızlarla işbirliği yaptığı için derecc atlattırıl- dığı anlaşıhrdı." Eski ADD Bursa Şubesi Başkanı Lc- manser Sükan da, "AKP'li Belediye isim değişikliğini İslaıni mntiflerle yüklü şova dönüştürmüştür" dedi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Btıştunıjı 1. Suyfudu sizliktir" biçiminde özetlenebilecek bir yazı yazmış, bu nedenle de mahkûm olmuştu. Aydar'ın durumu- nu yasaya yatıran Yargıtay, salt bir davayı karara bağlamaktan öte kamu düzeni kavramından laikli- ğe, düşüncenin sınırlarından toplumsal düzene ka- dar çok geniş yelpazeli, yeni bir durum ortaya çı- kardı. Ceza Genel Kurulu, Aydar'ın 1 yıl 8 ay hapse mahkûm edilmesini öngören kararını bozdu. Bu ka- rar yerel mahkemeye gidecek. Mahkeme mahkûmi- yette direnirse Yargıtay süreci yeniden başlayacak. Hangi düşüncede olursa olsun, hiçbir meslekta- şımızın yazısından dolayı hüküm giymesini arzu et- meyiz. Vurguladığımız gibi Yargıtay salt bir davayı sonuçlandırmadı, pek çok konuyu tartışmaya açtı. Biz de durumu yasa maddelerinden bağımsız ola- rak maddeleyelim: 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu 56 üyeli. Toplantı yeter sayısı 23. Genellikle 23-30 arasında katılım oluyor. Kararın alındığı önceki gün geleneksel ola- rak toplantılara katılmayan, ama katılma hakkına sahip olan 4 yeni üye geliyor. Onlar alınan karar le- hinde tavır koyuyor. 27 üye 13'e karşı 14'le karar ve- riyor. Tam bir bıçak sırtı. 2- Yargıtay kararları içtihat niteliği taşısa da taşı- masa da tüm yargı sistemini etkiler. Bu yüzden alı- nan karar bundan sonraki davalarda da hep taraf- ların gündeminde olacak. Dünkü kararla elbette il- gisi yok. Ancak Yargıtay'ın laikliğin korunmasını tar- tışmaya açması, aklımıza ister istemez eski Başkan Eraslan Özkaya'ya yönelik saldırıları getirdi. Dedik ya, son kararla hiç ilgisi yok. Ama aklımıza öylesi- ne geldi. Düşünce özgürlüğünün böylesine geniş- lediği bir ortamda bizim de aklımıza gelen bir şeyi söyleme hakkımız herhalde vardır! 3- Türkiye, bulunduğu coğrafyanın da etkisiyle laiklik ilkesini korumakta zaman zaman zorlandı. Bunun iki temel nedeni vardı: Islam dünyasında yaşananlar ve Batı'nın Türki- ye'yi o coğrafyanın içinde kullanmak istemesi. İkinci şıktan kastımız, "ılımlı Islam". Güncel bo- yutuyla vurgulamak gerekirse, ABD Türkiye'deki re- jimin, halen şeriatlayönetilen rejimlere de örnek ola- bilecek esneklikte ve ılımlılıkta olmasını istiyor. Kararı alanlar, bakış açılannı çok geniş tuttukları- na göre, dileriz bu unsuru da göz önüne almıştır. 4- Laikliğe saldıranlar önlerinde başlıca engel ola- rak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i ve yar- gıyı görüyorlar. Sezer dün laikliğin anayasaya giri- şinin 68. yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, yine bilim, hukuk ve siyaset çizgisinde, laikliğin ne anlama geldiğine ilişkin önemli değerlendirmeler yaptı. Yargı organları da laiklik konusunda zaman zaman siyasal baskılarla karşı karşıya gelme pahasına ge- nel olarak ödün vermediler. Son karar bu bağlam- da da bir yenilik oluşturuyor. 5- Hukukun ve demokrasinin yerleştiği ülkelerde de düşünce özgürlüğünün sınırları vardır. Bu sınır I- ki temel çizgiyle özetlenebilir: Nefret içermemeli, şiddetin önünü açmamalı. Türkiye'de laiklik karşıtları, bunu bir düşünce öz- gürlüğü çerçevesinde tartışmakta hep zorlandılar. Iş, sık sık "nefret" çizgisine yaklaştı. Bazen de aş- tı. Kendi değerlerini kesinlikle tartışılamaz bulan, la- ikliği de dinsizlik olarak algılayan bir anlayış fikir öz- gürlüğüne mi girer, zikir özgürlüğüne mi? 6- Şeriata dayalı bir düzen isteyenler yarım adım yarım adım ilerliyorlar. Küçük bir delik açınca hemen onun etrafını genişletmenin yolunu arıyorlar. Türki- ye'nin laiklik birikimi gerçekten küçümsenemez. Şe- riata dayalı bir düzen isteyenler toplumun çoğunlu- ğu da değil ama, evrensel bir kural vardır: Laiklik çökerse altında ilk kalan çağdaş hukuk olur! ankcumc cumhuriyet.com.tr CumhuriYet kitap kulübü Taksim Kitap Kulübümüz Cumartesi - Pazar 12:00-19:30 saatleri arasında açıktır. Cumhuriyet Kitap Kulübü - Taksim Istiklal Cad Zanıbak Sok.4/1 (FransızKonsolosluğu Yanı) Taksim-tstanbııl Tel: (0212) 252 38 81/82 Bakırköy Beledîye Tiyatroları BHHE]in222!T3I2I3MHB 2,3,12,17,18,25 Şubat/saat:20.30 13 Şubat/Saat:15.30 SEZUANın IYI INSANI/Bertolt BRECHT 5,9,10,19,23 Şubat/saat:20.30 6,20 Şubat/Saat:15.30 •^ı!llîiyj;|ıTil.-yAV^.HI> i^l;lı1P;»WCTİlı'iFJIJJ^na 4,11,16,26 Şubat/saat:20.30 27 Şubat/saat:15.30 BAHAR NOKASI/VV. SHAKESPEARE-Can YUCEL 24 Şubat/saat: 20.30 BARIS ORMANINDA YARIS/Fikret TERZI 6.12.20.26 Şubat/saat:11.00 :ll?^Jİi1:liMlkd^friPJ!am!l 5.13.19.27 Şubat/saat:11.00 Yunus Emre Kültür Merkezi Sahnesi Tel.: 0212 661 38 95 Bu llan Cumhurlyel m Itatkıianylı yayımlânmi|tır i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle