Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2005 PAZAR
12 PAZAR KONUGU leyla.tavsanoglu(wcumhuriyet.com.tr
m Ulus ötesi şirketlerin
cıkarlanmn kollanması ile
yürüyen biryapıda reformlar
halkın gereksinimlerini
karşılayamaz.
60 katrilyon liralık faiz
gideri kara delik olarak
tanımlanmıyor da 23
katrilyon lira sosyalgüvenlik
gideri kara delik oluyor. ^
(§ Eldeki kumaştan genel
sağlık sigortası elbisesini
dikmek olanaksız. Dimyat'a
pirince giderken evdeki
bulgurdan olunacak.
W İşsizlik, yoksulluk artıyor.
Gelir dağılımı daha da
bozuluyor. Ve en önemlisi
kayıt dışı çalıştırma
yaygınlaşıyor.
'Reform insan haklanna aykın'
Tıp Kurumu 'nun Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer'le Sosyal Güvenlik Reformu 'nu konuştuk. DK Uçer
'küresel birplanın yeni versiyonu' dediği reformun toplumun gereksinimleriyle örtüşmediğini söyledi
SÖYLEŞİ
LEYLATAVŞANOĞLU
Bir sosyal güvenlik reformu çalışma-
sından söz edilıyor. Taslak bellı. lyı nı-
yetle yaklaşmaya çalışıyorsunuz, ama ol-
muyor. Gördükleriniz gözlerinizi fal ta-
şı gibi yerinden uğratacak ciıısten. Refbrm
olarak sunulan aslında sosyal güvenlik ve
sağlık sisteminin tanıamıyla yok edilme-
si ve özelleştirilmesi üzerinc kurulu gö-
riinüyor. Hükümet bunun kadınlar için çok
daha avantajlı ve eşillikçi bir sistem ge-
tireceğini savunuyor. Oysa ne gariptir ki
dul ve yetimlcrin aylıklannın kesilmesi
öngörülüyor. SSK hastaneleri Sağlık Ba-
kanlığı'na devrediliyor. Sağlık hizmetle-
ri alanlardan yüzde 50'ye varan katkı
paylan kesilmesi gündemde. Aile hekim-
liğı sistemiyle ülke çapındaki sağlık ocak-
lan ve sağlık kuruluşlan yok ediliyor.
Bütün bıınların neresi reform, sorusuna
yanıt arayarak ulusal sağlık politikalan-
nın oluşturulması ve geliştirilmesi ama-
cıyla kurulan Tıp Kurumu'nun Genel
Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer bu haftaki ko-
nuğum oluyor.
Küresel bir plan
- Ortada bir sosyalgüvenlik reformu
çalışması var. Bunun ciddi açmazları ol-
duğu söyleniyor. Siz bu konuda ne tlii-
şünüyorsunuz?
ÜÇER - Evet. Bu reformun siyasi ve
ekonomik açmazlan var. Sosyal güven-
lik ve sağlık tıpkı eğitım, calısma hakkı
gibı bir sosyal devlet kavramı. Bu hak-
lar devlet güvencesınde doğuştan kaza-
nılmıştır. Bunlareşıtlıkve hakkanıyet te-
melınde kııllanılması gereken haklardır.
1980'lerin başından günümüze kadar bü-
tün hükümetler, özellikle de ABD, AB
1MF, Dünya Bankası gıbı küresel güç
odaklannın dayattıklan "reform" süreç-
leriyle neo-liberal eksenli polıtıkalan uy-
gulamaya çalıştılar. Kısmen başardılar,
kısmen adım attılar. Bu küresel etkıle-
şimlı politikalar ulusal politikalar ve stra-
tejıleri göz ardı edıyorlar. Bunun da son
halkası AKP hükümeti. Aslında AKP
hükümetının getirdığı sosyal güvenlik
reformu ve genel sağlık sigortası gibi
sağlıkta dönüşüm projesi kendilerinin
icat ettiği bir şey değil.
- Yani dışurdan ithal iiriin ttıi't?
t JÇER- Bu, küresel bir planın yeni bir
versiyonu. Burada büyük bir değişiklik
yok. Bunun temel referanslan neo-libe-
ralizm. Bu nedenle de sağlık ve sosyal gü-
venlik hakkına yaklaşımları biraz önce ta-
nımladığım cvrcnsel ilkelere tümüyle ay-
kın. Yeni liberal tezler sosyal devletin eşit-
likçi ve dayanışmacı ilkelerini yadsıyor.
Bunun yerine eşitsizlikçi ve rekabete, ya-
ni yanşmaya dayalı bir eleme, seleksiyon
yöntemini benimsiyor.
Yoksulluk artıyor
- Bir anlamda doğanın yasalarım
sosyalyasalara ve ekonomiye mi uyar-
lıyor, bir çeşit doğal eleme (selection
naturel) miyapmayı amaçlıyor?
ÜÇER- Evet. Buna bir tür ekonomik
ve sosyal Darwinizm diyebiliriz. Güçlü
olan kalsın, güesiiz olan elensin, mantı-
ğı... Bu modelde katıldığınız ölçüde pi-
yasaya sahip oluyorsunuz. Katılmadığı-
nız ölçüde de dışlanıyorsunu/. ve yok olu-
yorsunuz. Bu da çoğunluk açısından, de-
min tanımladığımız sosyal devlet ilkele-
rinden mahrum kalmak anlamına geliyor.
Ekonomik olarak sosyal güvenlik ve sağ-
lık reformunun açmazlanna geldiğimiz
zaman krizler sonrasında bir büyüme sü-
recine girdiğimiz iddia ediliyor, çok pcm-
be bir tablo çiziliyor. Ama öyle değil.
- Ama hükümet, ekonomiyetkilileri
rakamlarla işlerin ne kadar iyiyegitti-
ğini söylemiyorlar mı?
ÜÇER - Evet, ama bu ıstıhdam yara-
tan bir büyüme değil. İşsizlik artıyor Ge-
lır dağılımı daha da bozuluyor. Yoksul-
luk artıyor. Gerçek ücretler genliyor. Sa-
nayı olabıldığınce az ış gücü kııllanıyor.
Ve, hepsınden önemlısı kayıt dışı yaygın-
laşıyor. Yaklaşık 6 müyon kayıt dışı ça-
lışandan söz ediliyor. Istihdamın yüzde
50'sine yakınının kayıt dışı olduğu vur-
gulanıyor. Bir de Türkiye'deki vergı sıs-
temi dünyanın en adaletsiz vergi sistem-
lerindenbirisi. Vergilerin yüzde 75'İ do-
laylı vergiler. Bunlarhep yoksulların sır-
tına yükleniyor. Bu koşullar altında bir
sosyal güvenlik reformu ve sağlık "rcfor-
mıı" yapacaklarını iddia ediyorlar.
Toplumunla örtüşmüyor
-iyi de koşullar böyleyken bu "refonn-
lar " nasıl hayata geçecek? Nasıl inan-
dıncı olacaklar?
ÜÇER - Bir kere görünen bu tablo hıç
de inandırıcı değil. Bu sosyo-ekonomık
malanyla kamu harcamalannı kısacak-
sınız, bir yandan da artan biçimde bura-
ya kaynak aktaracaksınız. Bu, çözümsüz
bir denklemdir.
- Peki, bu denklem tabir ettiğiniz olu-
şum Türkiye'yi nereye götürür?
ÜÇER- Bunun bızı getrrecegi yer yurt-
taşların cepten ödemeyle hızmet satın
alabilmeleri ya da sunulan hizmetin gi-
derek küçültülmesıdır. Sosyal devletin,
özgür yurttaşlann temel haklan yenne pı-
yasa düzenınde metalaştınlan ve gücü
oranmda elde edilen hizmetler olacaktır.
O hizmetleri satın alamayacak yoksul
çoğunluk ianeci, yardım dağıtan bir dü-
zcnde iftar çadırlarmı dolduracak, yardım
kuyruklannda birbirini iteeektir. Böyle-
si bir bağımlıhk ilişkisinde ne sosyal gü-
venlikten ne de sosyal devletten söz edi-
lebilir.
Yurttas yerine kul mantığı
- İftar çadırları, dediniz, Peki, kimin
parasıyla bu iftarlar hazırlamyor? Ka-
munun parasıyla değil mi? Hiç kimse
bunu düşünmüyor mu?
Türkiye'de uygulanan neo-liberal eksen-
li politikalar gereği sosyal güvenliğin
bütçede kara delik olduğu propaganda-
sıyla çalışanlar devletin emeklilik siste-
minden özel emekliliğe ve bireysel emek-
lilik sigortasına kaymaya teşvik edildiler.
Bu teşvıkler 9 milyar sterline ulaştı. An-
cak 20 yıllık uygulama sonunda özel
emeklilik fonlan iflas etti. Onbinlerce
çalışan emeklilik haklannı kısmen ya da
tümüyle yıtırdi. 2004'te 500 bın kışı bi-
reysel emeklilik sısteminı terk ederek
devletin emeklilik sıstemıne gen döndü.
2005 'te de 250 bın kışının daha gen dön-
mesi bekleniyor. Son 10 yılda 2 milyo-
ııa yakııı polıçe sahibı sıgorta şırketleri-
ne kendilerine verilen sözlerın gerçekleş-
memesi ve yanıltümaları nedeniyle 12 mil-
yar sterlin tazminat aldı.
- SSK gerçekten kara delik midir?
ÜÇER- Bu sonıya SSK'nın kendi ve-
rilerini kullanarak cevap vermeye çalışa-
yım. 1995 ile 2003 yılları arasında kuru-
mun dışardan satın aldığı hizmetlerin
toplam içindeki payı yüzde 22.5 ile yüz-
de 32.5 arasında. Kurumun kendi sağ-
lık giderleriyse yüzde 67.5 ile yüzde 77
Dr. Ali Rıza Üçer, AKP'nin hazırladığı sosyal güvenlik reformuyla 20 milyon insanın sistem dışında kalacağını
söyledi. Üçer, "Bu sistem orta ve uzun erimde çökecek" dedi. (Fotoğraflar: KORAY AVCI)
iklimde sunulan reformlar toplumun ge-
reksinimleriyle örtüşemez; örtüşmüyor za-
ten. Ulus ötesi şirketlerin çıkarlannın
kollanması ile yürüyen siyasi ve ekono-
mik bir yapıda reformlar halkın gereksi-
nimlerini ne ölçüde karşılayabilir? Sos-
yal güvenlik hizmetlerinin tek çatı altın-
da toplanması da haklı gerekçeler gibi gö-
rünüyor. Ancak, 1961 'den beri yürürlük-
te olan 224 sayılı sağlık hizmetlerinin
sosyalleştirilmesiyle ilgili yasa var. Bu ya-
sayı, nercdcysc yanm yüy.yıldır gelmiş
geçmiş hükümetler ve şu anki hükümet
görmezden geldı; yüriirlükte olduğu hal-
de uygulamadı Sonra da, "Ben bunlan
yapacağnn," diyor.
Burada da bırrutarsızlık var. Neo-libe-
ral stratejıler doğru ılkelen savunur gıbı
görünüp o ılkelen azınlık çıkarlarından
yana uyguluyor. lşsız bıraktığınız, ücret-
lerini arttırmadığınız mılyonlara reform
yaparak eşıt ve hakkanıyetlı hizmet su-
nacağınızı ıddıa edıyorsunuz. "Primöde-
nıcycnlcrin primini devlet ödeyecek," dı-
yorsunuz. Reform sürecinde sağlık ve
sosyal güvenlik harcamalannın baş dön-
dürücü biçimde artması kaçınılmazdır. Bir
yandan küresel güç odaklannın dayat-
ÜÇER- Buıılar yerel yönetımlere ak-
tarılan katrilyonlarca liradan çıkıyor. Ta-
bii işin içinde başka kaynakiar da var.
Ama sonuçta bu, yoksullaştıncı, bağım-
lılaştıncı, kullaştıncı, ianeci bir düzen. Öz-
gür yurttaş yerine kul haline geliyorsu-
nuz. Sosyal devletin, özgür yurttaşlann
temel haklan yerine piyasa düzeninde
metalaştınlan ve gücü oranında elde edi-
len hizmetlerden söz ediyorduk. Sosyal
güvenlik kurumlarının bütçede kara de-
likler oluşturduğu argümanını kullanı-
yorlar. "Bu nedenle de reform şart," de-
niyor. 2004 yılında bütçede 60 katrilyon-
luk bir faiz gideri var. Sosyal güvenlik gi-
deri ise 23 katrilyon lira. Faiz gideri ka-
ra delik olarak tanımlanmıyor da sosyal
güvenlik gıden kara delik oluyor. Yatı-
nm harcaması ıse 7 katnlyon lira.
İnglltere örneği
- Peki, sosyal güvenlik sistemi çultş-
malunylu ilgiliyurtdışından örnekler ve-
rehilir misiniz?
ÜÇER - Bakın, Ingiltere'de bireysel
emeklilik sistemi çökmüş durumda.
1980'lerin başında tngiltere'de aynen
arasında. Yani kurum aslında hizmetle-
rin büyük bir kısmını kendisi ürcliyor. He-
def tahtasına koyduğumuz o SSK'nin
performansı bu. Kurumun 2003'te sağ-
lık tcsislcri gideri 3.5 katrilyon lira, dı-
şardan alınan hizmet 1.5 katrilyon lira.
SSK'nin sağlık.kumluşlarında, tüm ola-
naksızlıklara rağmen 2003 yılında 65
milyon muayene, 1.5 milyon hasta yatı-
şi, 78 milyon laboratuvar tetkiki, 47 mil-
yon ayakta reçete, 600 bin ameliyat, 212
bin doğum gerçekleştirilmiş. Bütün bu
hizmetleri de 6,300'ü uzman olmak üze-
re 10 bın hekımle vermış. Yanı bu, Tür-
kiye'deki hekımlenn yüzde 10'u anlamı-
na geliyor. SSK hastanelerinde Türki-
ye'deki hemşırelenn yüzde 10'u hızmet
verıyor. Ayrıca da ılaç hızmetlerinı de
1235 eczacı ya da Türkiye'deki eczacı-
ların yüzde 4'üyle veriyor. Bu da çok
önemli. Dolayısıyla da oluşan o hasta
kuyruklan tabii ki kaçınılmazdır.
SSKyl çökertme operasyonu
- Uzun sözün kısası ve açık deyişiyle
bu SSK'yi çökertme operasyonu mu?
ÜÇER- Bu, tam anlamıyla SSK'yi
çökertme operasyonudur. Bunun da ge-
rekçeleri vardır.
Bu verilen rakamlarla nasıl bir hiz-
met beklenebilir? Bu kuyruklar, hasta-
lann çektikleri onca çile elbette kaçı-
nılmaz. Bakın, buradaki açmaz şu: 35
milyon SSK sigortalı gerçekten acı çc-
kiyor ve şu anda AKP hükümetinin
SSK hastanelerinin devrini destekliyor
olabılırler.
Ama bunun karşılığında gen dönü-
lemeyecek biçimde kaybedeceklen sağ-
lık hakiandır; sosyal güvenlik haklan-
dır. Bu kişıler şu anda bunu göremıyor
olabılırler.
- Bu yaklasımlar insanın sağlık hak-
kına, insan haklanna aykın değil mi?
ÜÇER- Aykın. Çünkü bir uısanın te-
davi olma hakkı gibı, olmama hakkı da
vardır.
Burada tamaınıyla dayatma var. Bu
çok uygulanabilir olmamakla birlikte bi-
ze bakış açısının ne olduğunu göster-
mesı bakımından ilginçtir. Taslakta bir
başka dıkkat çekıcı nokta da hastanm
ilk başvuru hekinıının aıle hekımı ola-
P O R T R E
Dr. ALİ RIZA ÜÇER
1962, Denizli doğumlu. Yüksek-öğ-
renimini AÜ Tıp Fakültesi'nde
yaptı. Sağlık Bakanlığı Ankara
Onkoloji Hastanesi Radyasyon
Onkolojisi'nde uzmanlık eğitimi
yaparak radyasyon onkolojisi
uzmanı oldu. Türkiye ve Ortado-
ğu Amme Idaresi Enstitüsü 'nde
(TODAİE) kamu yönetimi uz-
manlığını yaptı. 1994-98 arası
Ankara Tabip Odası Sağlık Hlz-
metleri'nin Denetimi Komisyo-
nu Başkanı oldu. Bu dönem ko-
misyon sağlık alanında büyük
çaplı yolsuzlukları ortaya çıkar-
dı ve bunlarkamuoyuna açıklan-
dı. Yaklaşık 30 bin tıbbi malze-
menin sarfniteliklerine ve kulla-
nım alanlanna göre sınıflandırıl-
ması yapılarak sosyal güvenlik
kurumlarımızın tıbbi sarfmalze-
melerinde güvenilirbir veri taba-
nı oluşturması sağlandı. Ulusal
sağlık politika ve stratejilerinin
oluşturulması ve geliştirilmesi
amacıyla kurulan Tıp Kuru-
mu'nun kurucu üyesi ve Genel
Sekreteri.
cağı. Buna bağlı olarak bir aıle hekımı
yasası da çıkardılar. Böylece sağlık
ocaklarında görevli on binlerce pratis-
yen hekim, 6 bin sağlık ocağı, 12 bin
sağlık cvi sistem dışına atılıyor; elli yıl-
lık bir birikim tarih oluyor. Bir anlam-
da bir mıllı servet yok ediliyor. Aıle he-
kımlerı, hem sözleşmelı, hem de me-
mur statüsüııde olacaklar. Bu da ana-
yasaya aykın. Bir de evli olmayan ye-
timlerin ve dulların sağlık karneleri el-
lerindcn alınacak. Bunu da AB standart-
lan diye geçiriyorlar. Burada güya ka-
dma da erkeklerle eşitlik getinyorlar.
- Kadmlann elinden müktesep hak-
lıımun alınması mı eşitlik getirmek?
Öte yandan Çalışmu ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı bu taslakla kadınla-
ra dahafazla haklar tanınacağı gö-
rüşünde... Bu doğru mu?
ÜÇER - Bakanlık, kadınlara ürelim
ve yeni iş olanaklan yaraülacağını söy-
lüyor, ama onların elinden çok somut
bir şey alırkeıı karşılığında sadece va-
atlerde bulunuyor. Kadınlar böylece
sosyal güvenlik ve sağlık haklannı kay-
bedıyorlar.
'nin sağlıksistemi hızlı tren kazasına benziyor
- Peki, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı 'na
devri Cumhurbaşkanı tarafından oımylandı. Şimdi
nasıl bir süreç yaşanacak?
ÜÇER- Sosyal taraflann, yani işçi, işveren, emek-
li, tümünün karşı çıktığı ve SSK yönetim kurulunun
dışlandığı bir uygulama bu. 30 Aralık günü Sağlık
Bakanlığı bir genelgc yayımlayarak SSK'ye ait bü-
tün taşınmazlan devraldığını açıkladı. Öte yandan
SSK Yönetim Kurulu'nun bundan haberi bile yok-
tu. 4958 sayılı SSK Yasası'na göre SSK taşınmaz-
lan üzenndeki tasarruf hakkı SSK Yönetim Kuru-
lu'na aıttir Bakın, bir yandan AB normlanndan söz
ediliyor, öte yandan sosyal taraflann tümünün itiraz
ettiği sözüm ona bir reform zorla kabul ettirilmeye
çahşılıyor. Üzerinde uzlaşma olmayan bir reformun
başanlı olması da mümkün değil.
Kamu Yönetimi Temel Kanunu'yla birlikte dev-
redilen SSK Hastaneleri ve birincı basamak kuru-
luşlan ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler ve bı-
rinci basamak kuruluşlar yerel yönetımlere devre-
dilecektir. Bununla birlikte, Aile Hekinıliğı Yasası,
bireysel sigortacılığın önünü açacak yasal düzenle-
meler, sosyal güvenlik kurumlarının birleştirilerek
Genel Sağlık Sigortası'na geçişle tamamlanması he-
deflenen IMF, Dünya Bankası gıbı dış sermaye odak-
lannca belirlenen rotaya uygun bıçiıııde sağlık ve sos-
yal güvenlik reformu açmazlarından birisı de sos-
yal güvenlik vc sağlık kapsammdaki nüfustaki boş-
luklardır. Eldeki kumaştan genel sağlık sigortası el-
bisesini dikmek olanaksızdır. Dimyat'a pirince gi-
derken evdeki bulgurdan olmak da kaçınılmazdır.
- Ama Buşhukan Erdoğan veSağlık BakanıAk-
dağ bu yeni diizenlemelerle kaynakların daha et-
kili ve verimli kullamlacağını söylüyorlar...
20 milyon İnsan sistem dışı
ÜÇER- Rakamlara baktığımızda bunlann doğru
olmadığım görüyonız. 2004 yılında nüfusumuz 72
milyona yakın görünüyor. Ama o yıl yeşıl kartlı nü-
Rıs 13.5 milyon. Bağ-Kurkapsamında 16mıryonyurt-
laş var. Ama bunlann yaklaşık 6 mılyonu pnm öde-
mesinı yapamadıklan ıçuı sağlık karnelen ıptal edıl-
miştir. Yani, 20 milyona yakın uısanın, Genel Sağ-
lık Sigortası açısından baktığımız zaman kapsam
dışı olduğunu görüyonız. Bir de SSK'nin özellikle
özel sektörden ve yerel yönetimlerden alacağı olan
6 katnlyon liralık pnm borcu bulunuyor. Yeni sıs-
temde pnm ödenmedığı zaman sağlık sistemi dışın-
da kalıyorsunuz. Böylece belkı de toplumun yansı
sağlık sistemi kapsamı dışında kalacak.
- Yürümeyecek bir sistem neden dayatılıyor?
ÜÇER- Bu, orta ve uzun enmde çökecek bir sis-
tem. Bunu bir tür hızlı tren kazasma benzetebılırsı-
niz.
- Ya SSK hastanelerinin devrinin sistemin tek
elde toplanması amacınıgüttüğii açıklamaları siz-
ce ne anlam ifade ediyor?
ÜÇER - Önce mantıklı gibi görünüyor. SSK'nin
bu kadar kıt olanaklarla neler ürettiğini görmüştük.
Derken böyle bir gerekçeyle reform yapılıyor. He-
men arkasından Kamu Yönetimi Temel Kanunu'nu
getirerck Sağlık Bakanlığı hastanelerinin yerel yö-
netimlere devri amaçlanıyor.
Zaten yerel yönetimler bu hastaneleri bir süre son-
ra özel sektöre devredecekler. Bir yandan,"Ben hiz-
meti tek elde toplayacağım," diyorsunuz, bir yandan
da bu yasayla sağlık hizmetlerini yine bölüyorsunuz.
Gördüğünüz gibı gerekçeler çok tutarsız. Ozetle, bu
maceranın sonu sağlık hizmetlerinin gücü olan ta-
rafından alınabıleceğı, gücü olmayanın ise sağlık ve
sosyal güvenlik hakkını yıtıreceğı karanlık bir tab-
lo.
- SSK 'nin oluşturduğu kara delikler nasıl gi-
derilecek?
ÜÇER- Bakın, az önce de söyledığim gibı bütçe-
den SSK'ye aktanlan paranın ıki, üç katı faiz öde-
melerine giderken hiç kara delik değil, ama sosyal
güvenliğe gelınce,"Burada kara delikvar," denıyor
Şimdi, neden o kara delik kapatılma yoluna gıdil-
miyor da sosyal güvenlik bütünüyle yok edilmeye
çahşılıyor? Ikincisı de o kara delıkte hedef talıtası-
na oturlulan SSK. Ama, baktığımız zaman sorun
SSK'de değil. Yani sosyal güvenlik için bütçeden 15
nıilyaı dolar para aktaıılıyoı, ama bunun 10.5 mil-
yar doları Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na gidiyor. Bun-
lann kapsamı da SSK'nin kapsamının yansı.
Aslında SSK'deki sorun çok küçük. Ama SSK'yi
Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na dönüştürmeye çalı-
şıyorlar. Yani hizmet finansmanıyla hizmet sunumu-
nu ayıralım, diyorlar. Özetle sorunun kendisini çö-
züm olarak getinyorlar.