18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2005 PAZAR HABERLER Evrim Sarıçiçek'in ağabeyinin, kız kardeşini öldürmemek için intihar ettiği ortaya çıktı TöretetikçisievdekikonukARİFFARAÇ ŞANLIURFA-lstanbul Küçükçekmece'de töre cinayetine kurban gidcn Evrim Sarıçi- çek'in 6 ayhk hamile olduğu belirlcndi. Eşi Selahattin Sarıçiçek'in cenazesini alan ya- kınları da "töre cinayeti mi" sorusunu "Bu- nu siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz" diye yamtladılar. Evrim Sançiçek'in cenazesi de Adli Tıp Kurumu'ndan babası ve yakınlan ta- rafından ahndı. Şanhurfa'nın Birecik ilçesinde yaşayan müteahit bir babanın, 4 çocuğu arasında tek kız olan Evrım Şimşek (28) aynı mahalleden Selahattin Sançiçek'le (27) evlenmek istedi. Ailesinin karşı çıkması üzenne genç çift, yak- laşık 3 ay önce birlikte lstanbul'a kaçtı. Gız lice evlenen çift, Küçükçekmece Sultan Mu- rat Mahallesi Mıs Sokak'ta tuttuklan evde ya- şamaya başladı. Şimşek ailesinin büyükleri toplanarak törelere karşı çıktığı için kızları ve damatlan için infaz kararı aldı. FETİKÇI İNTİHAR ETTİ Bunun için ailenin küçük oğlu Cenap Şim- şek (29) görevlendirildi. Ancak Şimşek, tek kız kardeşini öldürmeyi kabul etmedı. Töre- nin tetikçisi olmaya karşı çıkan Cenap Şim- şek, ailesinin baskılanna dayanamadı. Kar- deşine kıyamayan Şimşek, kendi canına kıy- dı. Şimşek, aralık ayı sonunda av tüfeğiyle in- tihar etti. Aynı tarihlerde Evrim Sarıçiçek, bir akrabası tarafından İstanbul'dan alınıp memleketine götürüldü. Ancak genç kadın 15 gün sonra yeniden tstanbul'a döndü. Aile meclısı, yaklaşık bir aydır korku için- de yaşayan genç çift için yeıü bir tetikçi bul- du. Evlerine misafir olarak gelen kişi törenin acımasız kurallannı uyguladı. Sarıçiçek çif- tinin evden çıkmamasından şüphelenen kom- şulan polise başvurdu. 4 Şubat günü evlerin- de ölü bulunan Sarıçiçek çıftınin 2 Şubat gü- nü tabancayla öldürüldüğü belirlendi. Cesetler Adli Tıp Kurumu'na kaldınlırken Evrim Sarıçiçek'in 6 ayhk hamile olduğu or- taya çıktı. Sefaköy'de bir kebapçıda çahşan Selahattin Sarıçiçek'in cenazesini ise Muğ- la'dan gelen ağabeyi Beşir Sarıçiçek ve diğer yakınlan aldı. Cenaze, toprağa verilmek üze- re karayoluyla Şanhurfa'nın Birecik ilçesine gönderildi. Selahattin Sarıçiçek'in bir yakı- ra, basın mensuplannın "Töre ciııayeli mi" şek- lindeki sorulannı, "Bııııu siz de biliyorsunuz bizde biliyonız. Söyleyecek başka bir şey yok" diye yanıtladı. SİVİLTOPLUM KURULUŞLARI 'Urla'da sosyal lînç yapıldı' OZAN YAYMAN tZMtR - Urla Barbaros Çocuk Köyü'nde yargıya taşınan tecavüz savlarmın gerçek dışı olduğu vurgulanırken yargı aşamasındaki bir süreçte yersiz suçlamalarla kişilik haklarının ilılal edildiği belirtildi. Bazı gazeteler iddiaları köydeki çocukların "seks kölesi" olarak kullanıldığına kadar uzatırken aralannda doktor, psikolog ve sosyal hizmet danışmanı gibi devlet memurlan, "fuhuşa göz yunıan" çocukları da "fulııış yapan" konumuna soktular. Oysa edinilen bilgilere göre dosyada toplumsal bir linci gerektirecek ifadelerin yer almadığı öne sürüldü. Köydeki görevlilerin savunmanhğını üstlenen avukat Olgun Soydan, Urla Cumhuriyet Savcısı Murat Gök'ün soruşturmadan çekilmesini isteyeceklerini söyledi. lzmir Valisi'nin görevlendirdiği özel komisyonda yer alan Prof. Dr. Cahide Aydın, çocukların tedavi görmesi gerektiğini söyledi. Urla'daki gelişmeler, soruşturmanın seyriyle ilgili Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun gündemine taşınıyor. Soruşturmanın savcısı Murat Gök'ün, soruşturmayı yanlı sürdürdüğünü belirten avukat Olgun Soydan, "Ceza Usul Yasası'nın 156. maddesine göre savcı delilleri toplar. Ancak bu olayda, Gök'ün tek taraflı davıandıgı görülüyor. Sanık lehine olacak deliller toplannuub, Soruşturmanın gizlilik csasuıa dayanması gerekirdi. Ancak savcı bunu da ihlal etti ve basına soruşturmayla ilgili demeçler verdi. Soruşturma aslma uygun yürütülmedi" dedi. Soydan, Savcı Gök'e, soruşturmadan el çektirilmesi ve disiplin cezası verilmesi istemiyle hafta başında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na başvuracaklannı söyledi. TüM BİRİMLER EL ELE VERDİ Ege Üniversitcsi Edebiyat Fakültesi Sosyal Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mclek Göregenli, Urla'daki çocuklara tüm birimlerin el clc vermesiyle çok kötü bir etiket yapıştırıldığını söyleyerek "Bu travmalann giderilmesi çok güç" dedi. SES lzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada, soruşturmanın yürütülüşü ve kamuoyuna yansıtılış biçiminin siyasi, mesleki ve ideolojik rant clde etme amacını çağnştırdığı belirtilerek şu görüşlere yer verildi: "Tüm köy çahşanları ve uzmanlar topluma suçlu olarak gösterilmiş, küçükler arasında yaşanan fıillere çalışanlann ve köy dışından büyüklerin de karıştığı izlenfani verilmiştir. Soruşf ıırma makamları tarafından basına verilen bilgilerle gerçekler bilinçli olarak bulanıklaştmlmış, bu hassas konuda kamuoyu, çalışanlar ve çocuklar aleyhine yönlendirilmiştir. Bu sosyal bir linç durumudur." Y A $ DÜZENLEMESİ YENİDEN YAPILDI Sosyal Hızmetler Uzmanlan Derneği tzmir Şubesi Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada da olayla ilgili kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğinc dikkat çekildi. Gelişmeler üzerine örnek proje olarak gösterilen köyün modeliyle ilgili yeni düzenlemeler de başlatıldı. 3-18 yaş arası korunmaya muhtaç çocukların kaldığı köyde, yeniden yaş düzenlemesi yapıldı ve 12 yaşın üzerindekı çocuklann nakilleri başladı. Olaya adı kanşanlann bir kısmı, Izmir'de farkh bir merkeze ahndı. • SESİzmir Şubesi: Görevi ihmalle suçlanan çahşanlar, toplum tarafından tacizci, tecavüzcü, küçükler ise potansiyel suçlu olarak görüldü. Sosyal Hizmetler Uzmanlan Derneği: Çocuklar konusundaki yayınlarda daha hassas davranılmalı. Sur Belediye Başkanı Demirbaş'ı ziyaret eden öğrencilerin verdiği yanıtlar, popüler kültiiriin çocuklan nasıl etkilediğini ortaya koydu. Semra Hanım'ı bilen öğrenciler Cumhurbaşkanı'nm admı bilemedi Popüler kültür 'pekiyi' »İ YARBAK1R (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'm Sur Belediye Başkanı Ab- dııllah Demirbaş ı ziyaret eden öğrencile- rin sorulara verdikleri yanıtlar popüler kül- tür bombardımanının yarattığı tahribatı göz- ler önüne serdi. Çocuklann hiçbiri Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan RecepTayyip Erdoğan'ın adını bilmezken "(jt-liııiın Ölıır nmsııır adli televizyonprog- ramındaki ft Semranım"ın adını hep birağız- dan söylediler. Değişik okullarda okuyan bir grup öğren- ci, velileriyle birlikte önceki gün akşanı sa- atlerinde Sur Belediyesi'nin önündcn geçer- ken Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş ile tanışmak istedi. Talebi kabul eden De- mirbaş, öğrencileri makamında ağırladı. • "İZMİR AKDENİZ BÖLGESİ'NDE' Eskı bir eğıtımci olan Demirbaş, öğren- cilerin sorunlannı dinledikten sonra onla- ra Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın adını sordu. Ancak Demirbaş, hiçbir yanıt alama- dı. Öğrenciler tzmir'in Akdeniz Bölge- sı'nde olduğunıı da söyleyince, Demirbaş bunun üzerine çok tartışılan "GelinimOlur nnısıın" adli yanşma programınm kahraman- laruıı sordu. Ancak bu kez şaşılacak birhız- la öğrenciler hep bir ağızdan "Semranım" ve gelin adayı "Sinem" diye bağırdılar. Öğrencilerin bu durumuııdan rahatsız olan Demirbaş, "Beşinci sınıfa gelen 12 ya- şmdakibirçocuğun kendiülkesinincumhur- başkanı ile başbakanının ismini bilmemesi acıdır. Burada suçlu çocuklar kadar, ailelcr ve eğhuncilerdir. Eğitimciler gece yanlan- na kadar bu tür programları izler ve çocuk- lan ile birlikte ders yerine seyrettikleri prog- ranüan anlatırlarsa olacağı budur. Bu du- ı ııın ashnda ülkemizin geleceğiiçin bir fela- kettir" dedi. Demirbaş daha sonra çocuklara kitap ar- mağan etti ve onlardan televizyon seyret- mek yerine kitap okumalannı istedi. İTO: Doğu'nunkalkındınlması Türkiye'ninkalkındmlması demek Oncegerikalnıış bölgeler Soğuk onlan durduramadı Güncy AsyaViiiki deprem ve tsunami felaketi nedeniyle Türk Kızıkıyı'nın başlatnğı "Asya Ağhyor" yardım kampanyasına bir destek için NM dergisi vc Yedikulc Zindanlan işletmecisi STI Uluslararası tç ve Dış Ticaret Limited Şirketi 12 saat süren bir konser düzenledi. Tüm geliri Güney Asya'daki felaketzedeler için kullandnıak üzere Türk Kızılayı'na bağışlanacak olan Yedikule'deki konscrc soğuk lıavaya ve kar yağışına karşın binlerce yurttaş katıldı. İEI 1 "nin, bilcti olan yurttaşlan ücrctsiz taşıdığı konsere, 110, Aslı, Aylin Aslım, Çilekeş, Direc-t, Gccc Yolculaı ı, Gripin, Hakan Tamar, Kargo, Kesmeşeker, Kurban, Manga, Mor ve Ötesi, Nev, Pamela, Suitcase, Vega ve Athena gibi çok sayıda sanatçı ve grup katıldı. (Fotoğraf: AA) • lstanbul Ticaret Odasi Başkanı Mehmet Yıldınm, "Doğu Anadolu'daki geri kalmışlık en çok burada yaşayanlan mağdur etse de, bu yalnız bir bölgcsel sorun olarak görülmemeli" dedi. İSTANBUL(AA)-lstanbul Ticaret Odası (tTO), Yıldız Teknik Universitesi desteğiyle hazırlanan ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde 14 ıli kapsayan "Doğu Anadolu Bölgesi'nde Tııı i/ııı Odakh Kal kuıma Projesi ve Kış OlimpiyaÜan" konulu araş- tırma sonuçlarını açıkladı. İTO Başkanı Mehmet Yıldınm, araştırmanın kamuoyuna açıklandığı toplantıda yaptığı konuş- mada, Türkiye'nin geri kalmış yörelerinin kalkın- dırılmasının Türkiye'nin kalkındınlması sorunu olduğunu söyledi. Ekonomik kalkınma ve refah seviyesi bakımın- dan Türkıye ortalamasının oldukça gerisinde ka- lan Doğu Anadolu'da, doğa ve iklim koşullannın bölgenin sanayileşme ve kalkınma çabalannı olum- suz etkilediğini belirten Yıldınm, son 20-25 yıl- dır uygulanan teşvik ve kalkınma politikalarının, yatırımların geri kalmış yörelere çekilmesine ön- celik verildiği halde Doğu Anadolu'nun kalkuı- masına katkı sağlamadığını savundu. Y A L N I Z DOĞU'NUN SORUNU DEĞİL Bölgede temel faalıyet alanı olarak görülen hay- vancıhk önemli ölçüde kan kaybederken sanayi- nin geliştirilmesi çabalannnı da beklenen başarı- yı gösteremediğini ifade eden Yıldınm, "DoğuAna- dolu'da geri kalmışhk en çok burada yaşayanlan mağdur etse de, buyalnız bir bölgeselsorun olarak göıiilıııeıtıelidir'" dedi. Yıldnım, sürüp giden böl- gesel meselclere, yerinde çare bulunamadığı tak- dırde bu durumun mutlaka diğer bölgelere de yan- sıyacağını ve sorunun, çözülmesi zor, maliyeti yüksek ülke sorunu haline dönüşeceğini vurguladı. PAZAR ORHAJN BURSALI Doğal Seçilim ve CHP-3 Bir okurum, gazetedeki diğer bazı köşe yazar- larını da kastederek, özetle "CHP konusunda yaz- dıklarınız büyük bir umutsuzluk doğuruyor ben- de, CHP'nin yok olacağını öneren yazıları okumak istemiyorum..." diyor. CHP ve köklerine böylesi- ne derinden bağlı milyonların yaşadığı bir ülke Tür- kiye... Ancak sorun: CHP nasıl yaşayacak, küçü- lerek mi yoksa büyüyerek mi? Minik evinizde kom- şularınız, askerlik, çocukluk, eski dava arkadaşla- rınızla geçmişi yâd ederek mi? Gelelim işin özüne: CHP'nin nasıl büyüyeceği ve iktidara geleceği konusunda rivayet muhtelif. Ba- sındaki derin isimlerin büyük çoğunluğu, örneğin, CHP'nin AKP ile "neo-liberalleşmeyarışına"gi- rerek büyüyebileceğini buyurmakta. Parti içi ve dışı, son kumltaydan sonra, CHP bitti, düdüğünü çaldı! Ülkedeki sosyal demokrasi birikimini, bir va- gona doldurup, uluslararası neo-liberal trene kat- mak için kolları sıvadı! Onlara göre artık ulusçuluk oyunu, ulusal yarar vb. gibi zırvalıkların neo-liberal küreselleşmede yeri yok! Zaten kalkınma gibi bir sorunları da yok! Çünkü bizatihi kalkınma problemleri ulusal karak- ter içeriyor! Neo-liberal düzene ekonominizi kat- tınız mı, zengin olacaksınız.. Zaten bir kısmı, eko- nomiden anlamam, diyor. Ekonomi ve kalkınma kav- ramı olmayanların nasıl siyaset yaptığı ise derin bir muammadır... Siyaset, günümüzde neredeyseta- mamen ekonomikleşmişken! Küreselleşme, tam anlamıyla ekonomi demekken! CHP adıyla da en eski parti. ANAN MANAN gi- bi, sürüyle iktidar partisi tarihin çöplüğüne atılmış- ken, CHP orada. Ama nasıl var olacak? ••• Biyolojide hayatı var eden "Doğal Seçilim" ol- gusunun, toplumsal yaşamdaki izleri üzerinde ge- ziyoruzya.. Bilimsel bilgiyi pratik hayatta kullana- bildiği ölçüde, bireylerin genlerini aktarma ve ha- yatta kalma şanslarının artacağını belirtiyoruz ya.. Aslında "genlerini sürdürme" konusu, toplum- larda bütün kurum ve kuruluşlar için de geçerlidir. Ülkeler vetopluluklariçin de.. Yani hem mikro (bi- rey) hem makro (ülke, ülkelertopluluğu ve tüm in- sanlık) ölçekli, insafsız, dini imanı olmayan, sürek- li eleyen ve yenilerine yol açan bir olgular siste- mi hüküm sürüyor. Bilimsel bilgi sisteminin gereğine uyamadan yi- tip giden bireyleri bırakın, onlan yüzbinlerce yaşı- yoruz.. Daha geniş ölçekli, tarihsel yaşamdan bak- tığınızda da, sahnede olan bitenleri seyredebilir- siniz.. Anadolu'dayitip giden, haklarında ancak ar- keolojik kazılarla bilgi sahibi olabildiğimiz yüzler- ce uygarlığı düşünün.. Hiçbir şeyin varoluş olasılığı, kendi ömrümüzün veya bir arada yaşayan üç-beş neslin tarih sınır- ları içinde anlaşılabilir değildir. Türkler beş yüz-bin yıl sonra var olacaklar mı? 25-50-100 yıl sonra Cumhuriyet ne olacak? Biz böyle uluslardan, ülkelerden, sınırlardan, in- sanlıktan bahsederken, CHP gibi kurumların ge- leceklerinden haydi haydi şüphe duymalıyız. (Ve- ya: 100 yıl-25 yıl önceki şirketlerden kaçı var?) CHP, Cumhuriyet tarihini bünyesinde barındıran tek siyasi kuruluş. Bir "taşıyıcı"! Ve gelecek açı- sından çok daha önemlisi, milyonlarca insanın umudu! O halde, CHP daha güçlü olarak var ola- bilmelidir.. • •• "Toplumsal doğal seçilim" veya "Toplumsal genetik" yasaları-olguları, gelecekte var olabil- me sürecinde nasıl işliyor? a) Çaba sarf edeceksiniz.. b) Uyum göstereceksiniz (neye ve nasıl?).. c) Bilimsel bilginizi sürekli yenileyecek, etkin ve uygulanabilir tutacaksınız; d) Toplum bilimlerinin verileriyle sürekli sıkı te- mas içinde olacaksınız; e) Çağın gelişen ve değişen koşullarını, kendi va- roluşunuz için değerlendirecek ve gözden geçire- ceksiniz; f) Toplum ve dünyadaki gelişmeleri sürekli ön- celeyebilme çabanız, filayaklarınızdan biri olacak. Varoluşsal konumunuzu gözden geçirecek ve ge- lecek perspektifiniz olacak. TEZ YERİNE GEÇERLİSONUÇ: Bu ve benze- ri "varoluş olgularını" yaşam ve gelecek para- metresi yapmayan, kurum, topluluk ve ülkele- rin, biyolojik ve toplumsal doğal ayıklanması kolay ve hızlı olur! Bakınız: Geçmiş! CHP için fikir jimnastiğine devam mı? [email protected] ÇOCUKU\R KORUNMAYA MUHTAÇ Fizikselistismar birinci sırada ANKARA (AA) - Türkiye'de her yıl yakla- şık 8 bin çocuğun, çeşitli nedenlerle koruma altına ahndığı bildirildi. Devlet Bakanı Güldal Akşit, CHP Adana Milletvekili GayeErbatur'un yazılı soru öner- gesine verdiği yanıtta çocuk istismarlarının fi- ziksel, duygusal ve cinsel olmak üzere üç ka- tegoride toplandığını; ailenin fiziksel ve duy- gusal istisman nedeniyle koruma altına ahnan çocuklann ilk sırada bulunduğunu belırttı. Bakan Akşit'in verdiği bilgiye göre, 2000 yı- lında 7 bin 568 çocuk koruma altına alınırken bunlardan 197'si ailenin fiziksel ve duygusal istismanna, 33'ü aile dışı cinsel istismara, 14'ü ise enseste maruz kaldı. 2001 yılında 7 bin 794 çocuk koruma altına alınırken 319 çocuk ailenin fiziksel ve duygu sal istisman, 50'si aile dışı cinsel istismar ve 27'si de enscst nedeniyle koruma altına ahndı. 2002 yılında 8 bin 552 çocuk koruma altına alı- nırken, bunlardan 422'si ailenin fiziksel ve duygusal istisman, 24'ü aile dışı cinsel istis- mar ve 25'i de ensest nedeniyle çocuk yuva- larında korunuyor. Akşit, şunları kaydetti: "Psiko-sosyaldurum- lan nedeniyle yapılan bütün uyum çabalanna rağmen kuruluştan kaçmaktadırlar. Bu ço- cuklanmız, kuruluş dışuıda kaçak durumda iken de cinsel istismara uğrayabilmektedir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle