18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne 9 Sinop 9 Adana B 7 Samsun Y 14 Mersin Kocaeli Y 10 Trabzon Çanakkale Y 10 Giresun Izmir Y 12 Ankara Y 15 Diyarbakır Y 12 Şanlıurfa K Manisa Y 10 Eskişehir K 5 Aydın Denizli _Y 11 Konya Y 13 Hakkâri Y 11 Sıvas Y 8 Van Zonguldak Y 9 Antalya Y 16 Kars P a r î a l 1 b u l u t l u Butun bolgelerımız çok bu- lutlu, Trakya dışında tüm yurt yağışlı geçecek. Yağış lar Güney Fçje ve Batı Akde- nız'de etkılı olmak uzere yağmur ve sağrıak, Iç Ege, Iç Anadolu'nun kuzeybatı- sı, batı Karadeniz'in Iç ke- slmleri, Doğu Anadolu ıle Doğu Karadeniz'in iç ke- simlerinde karla karışk yağ- mur ve kar şekllnde olak oak Yıırdun kuzeybatı ke- sımlerınde hava sıcaklığı 61- la 8 derece azalacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K PB HB PB K PB B PB -3 -13 -3 5 3 1 2 3 Berlin PB -2 Moskova K -7 Budapeşte PB -3 Aşkabat A Madrid PB 5 Astana PB -3 Viyana Belgrad_ _K •& Taşkent PB 0 Bakû B 20 Sofya Roma PB 0 Bişkek B 10 Y 8 Tiflis K Atina Y 13 Kahire B 25 Münih PB -3 Zürih PB -6 Şam Çok bulutlu . Yağmurlu • , I , ,-1 . .'• • • I ^ ^ •'""^•Moskova Karlı Taşkent •Tahran Gök gürültülü Gerilimin Nedeni! • Baştarafı 1, Sayfada • AKP iktidarı, sonu belirsiz ve ucu açık bir Avrupa yolculuğunun daha başında AB'nin, İslam dünyasına karşı başlattığı Ortadoğu seferinde ABD'nin ağır talepleriyle karşı karşıyadır. Ekonomik koşulla- rında dışarıya muhtaç olan bir Türkiye'de bu taleplere karşı alacağı vaziyet, AKP iktidarı- nın yazgısını belirle- mekte tayin edici ola- caktır. Son günlerde ortalı- ğı saratı ve hükümeti kuşatan sıkıntılı hava- ııııı gerekçeleri bu ba- kımdan hiç de iç açıcı değildir. Büyükelçi trtemçellk: Bllgi eksikllkleriyle dolu CDU, Ermeni önergesini Alman meclisine sundu Haber Merkezi - Almanya'da, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olan Angcla Merkel'in liderliğindeki Hı- ristiyan Demokrat Parti (CDU), Tür- kiye'nin 100 yıl önce Ermenilerin öldürülmesinde oynadığı rolii gözden geçirmesini is- teyen bir parlamento öner- gesı sundu. Türkiye'nin Al- manya Büyükelçisi Ali Ir- temçelik önergenin bilgı eksiklikleriyle dolu oldu- ğunu söyledi. "Osıııanlı İmparator- luğu'nun hukuksal mi- rasçısı olan Türkiye Cıını- huriyeti'nin katliamı in- kâr ettiği" iddia edilen önergede, "Türkiye'nin bu tutumu, ortak ol- mak istediği bir değerler toplulu- ğu olan AB'nin barış ve affetme CDU, Türkiye'nin tutumunun AB 'nin barış ve affetme düşüncesiyle çeliştiğini savundu. düşüncesiyle çelişmektedir " görüş- lerine yer verildi. Önergede, Alman hükümetine, Türkiye'ye Ermeni hal- kının geçmışi ve bugünkü durumun- daki rolünü gözden geçirmesi için _____ baskı uygulaması çağnsın- da bulunuluyor. Alman hükümetinden Türkiye'de özellıkle Erme- nilerin katledılmesıyle il- gili olarak ifade özgürlü- ğünü desteklemesi de iste- nen önergede, Ankara'dan ise Ermenistan'la ilişkile- nni normalleştirmesi talep ediliyor. Türkiye'nin Almanya Büyükelçisi Ali îrtemçelik ise öner- genin "önyargılar, hatalar, ciddi bilgi eksiklikleri ve tek taraflı bek- lentilerle dolu olduğunu" söyledi. vvaiiström: Daha yapılacak çok îşiniz var îsveçAnkara'yı uyardı: Rahatlamaya girdiniz Haber Merkezi - Isveç Başba- kanı Göran Persson ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun fs- veçli başkan yardımcısı Margot Wallström, Türkiye'nin 17Aralık tarihinden sonra AB süre- cinde bir rahatlamaya gır- diğini, oysa yapılması ge- reken daha çok işin bulun- duğunu söyledi. Isveç Başbakanı Oöran 'aşhakam Göran Persson Türkiye'nin "AB'ye girdik iş Persson, Türkiye 'y i AB 'de görmek istedıklerini de belirtti. AB Komisyonu'nun tsveçli baş- kan yardımcısı Margot VVallström de Türkiye'nin Avrupa Birli- ği'nden 17 Aralık'ta mü- zakere tarihi almasından sonra, AB ile olan diyalo- ğunda biraz olsun yavaş- lama görüldüğünü belirt- ti. Avrupa Komisyonu Persson, "Türkiye'nin bitti"rahatllğına Türkiye Temsilcısı, bu müzakere tarihini al- masıyla AB'ye girdik, iş bitti rahatllğına girip, bir rehavete kapılma- nıası lazım. Önünde hız kesmeden yapması gereken çok daha önemli adımlar var. Eğer en kısa zamanda AB'ye girmek istiyorsa, devam etmeli" dedi. gtrmemesı gerektiğini söyledi Hans-Jörg Kretschmer de "Türkiye'de 17Ara- lık'tan sonra bir dağı- ıııklık v a r " uyansında bulunmuştu. Kretschmer, "17 Aralık'tan sonra eski kanunların dcğişimi dışında fazla bir ilerlenıe göre- raediklerini" söyledi. ADALET BAKANLIĞ1 ÇALIŞMASI Çocuklaraile ortamında korunacak • "Çocuk Mahkemeleri Kanunu Tasan Taslağı" çocuğun öncclikle kendi aile ortamında korunmasmı sağlamaya yönelik düzenlerneleri öngörüyor. Taslak, daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişiyi çocuk olarak tanımlıyor. ANKARA (AA) - Adalet Bakanhğı'nca hazır- lanan "Çocuk Mahkemeleri Kanunu Tasarı Taslağı", özel korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocuklann korunmasmı, haklannın ve esenliklerinin güvence altına alınmasını öngöriı- yor. Başbakanlık'a sunıılan taslak, daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişıyı çocuk olarak tanımlıyor. Taslak, çocuğun öncelik- le kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik, danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık, sos- yal yardım ve bannma konulannda alınacak koru- yucu ve destekleyici tedbirler öngörüyor. Bannma tedbiri uyguianan kimselerin, talepleri halinde kimlikleri ve adresleri gizli tutulacak. Adli ve idari merciler, kolluk görevlileri, sağlık ve eği- tim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, özel ko- runma ihtiyacı olan çocuğu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bildirmekle yüküm- lü olacak. Çocuk ile çocuğun bakımından sorumlu kimseler çocuğun korunma altına alınması ama- cıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru mu'na başvurabilecek. Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir karan çocuk hâkimince alınabilecek. Hâ- kim, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbire karar verdiği çocuğun denetim altına alınmasına da karar verebilecek. Tedbınn uygulanması, 18 yaşın doldurulmasıyla kendiliğinden sona erecek. Ancak hâkim, eğitim ve öğrenimine dcvam ede- bilmesi için ve nzası alınmak suretiyle tedbirin uygulanmasma belli bir süre daha devam edilme- sine karar verebilecek. Çocuğa kelepçe takılamayacak Suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklarla özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında duruşma yapılmaksızın tedbir karan ve- rilecek. Suça sürüklenen çocuk hakkındakı soruş- turma çocuk bürosunda görevli cumhuriyet savcı- sınca bizzat yapılacak. Gözaltına alınan çocuklar, kolluğun çocuk birimindc tutulacak. Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi halinde, soruş- turma ve kovuşturma ayrı yüriitülecek. Davaların birlikte yürütülmesınin zorunlu görülmesi halin- de, birleştirme karan verilebilecck. Çocuklara zıncır, kelepçe vb. takılamayacak. Ancak; zorunlu hallerde çocuğun kaçmasını, ken- disinin veya başkalannın hayat veya beden bütün- lükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önle- mek için kolluk tarafından gerekli başkaca önlem alınabilecek. Suç tarihinde 15 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında tutuklama karan verilemeye- cek. Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yar- gılama sonunda belirlenen ceza, en çok 3 yıla ka- dar (üç yıl dahil) hapis veya adli para cezası ise mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakıl- masına karar verılebilecek. Böyle bir durumda ço- cuk, 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbırine ta- bi tutulacak. Bu sürede dava zamanaşımı duracak. Tek hâkimli çocuk mahkemesi Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşacak. Bu mahkemeler her il merkezinde kurulacak. Çocuk mahkemelerinde yapılan dumşmalarda cumhuriyet savcısı bulunmayacak. Cumhuriyet başsavcılıklarında bir çocuk bürosu kurulacak. Çocuklarla ilgili kolluk görevi, öncelikle kollu- ğun çocuk birimlerince yerine getirilecek. Valiliklcrin Mcclis komisyonuna göndcrdiği bilgilerde yalnızca 13 ilde 1641 çocuğun sokakta yaşadığı bclirtilir- ken özellikle büyükşehirlerdeki 'sokak çocuğu' sorunu giderek büyüyor. Ailelerinden gerekli ilgiyi göremeyen çocuklar sokaklarda uçucu ve uyuşturucu maddelerle tanışıyor, çetelerin ve suç örgütlerinin ağına diişflyor. Sorunıın üstü örtülüyor Valiliklerin, TBMMSokak ÇocuklannıAraştırma Komisyonu 'na gönderdiği bilgilere göre 45 ilde sokaktayaşayan, 29 ilde sokakta çalışan tek bir çocuk bile bulunmuyor EMİNE KAPLAN ANKARA - TBMM Sokak Çocuklannı Araştırma Konıisyo- nu'na bilgi gönderen valiliklere göre, Türkiye'de "sokakta yaşa- yan ya da çaüşan çocuklar" gi- bi bir sorun yok. Valiliklerden gc- len verilere göre, 45 ilde sokakta yaşayan, 29 ilde sokakta çalışan tek bir çocuk bile bulunmuyor. 37 ilde veri bulunmazken 14 ilde ise her şey "güllük gülistanlık". Valiliklerin verdiği bilgilere gö- re Türkiye'de sokakta çalışan ço- cuk sayısı olarak 16 bin 577 ra- kamı ortaya çıkarken yalnızca Diyarbakır sivil toplum örgütle- rinin bıidırdiği, ildeki sokakta ça- lışan çocuk sayısı 20 bin. TBMM Sokak Çocuklarını Araştırma Komisyonu'nun rapo- ru, valiliklerin "sokakta yaşa- yan ve çalışan çocuklar soru- nuııa" bakış açısını ortaya koy- du. Komisyonun raporunda, va- liliklerin gönderdiği 2004 yılı iti- banyla sokakta yaşayan ve çalı- şan, madde bağımlısı olan çocuk- larla ilgili sayısal verilere yer ve- nldı. Buna göre sokakta yaşayan çocuklar konusuııda 23 ilde veri bulunmazken, 45 ilde sokakta ya- şayan çocuk yok. 13 ilde ise yal- nızca 1641 çocuk sokakta yaşı- yor. Sokakta çalışan çocuklarla ilgili sayısal verilere göre ise 16 ilde veri bulunmuyor. 29 ilde ise bir tane bile sokakta çalışan ço- cuk yok. 46 ildeki sokakta çalışan çocuk sayısı ise yalnızca 16 bin 577. Madde bağımlısı olan ço- cuklarla ilgili sayısal verilere gö- re ise 8 ilde veri, 23 ilde madde bağımlısı çocuk bulunmuyor. 50 ilde ise madde bağımlısı çocuk sayısı 2 bin 550. Güllük gülistanhk iller Valiliklerin gönderdiği verile- re göre 14 ilde her şey "güllük gülistanhk". Ardahan, Artvin, Bartın, Bayburt, Bilecık, Bitlis, Burdur, Çankırı, Gümüşhane, Hakkâri, Klarabük, Kastamonu, Şırnak ve Yozgat'ta ne sokakta yaşayan, ne sokakta çalışan, ne de madde bağımlısı olan çocuk var.Valilıklenn gönderdiği veri- lere göre Türkiye'deki sokakta çalışan çocuk sayısı olarak 16 bin 577 rakamı ortaya çıkarken ko- misyon üyelerınin yaptığı ince- lemeler ile Emniyet Genel Mü- dürlüğü ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun rakamları değişkenlik gösteriyor. Gazıantep Valiliği komisyona, il- de 52 sokakta yaşayan, 2 bin 21 de sokakta çalışan çocuk olduğu- nu bildirirken komisyon üyeleri- nin Gaziantep'teki incelemeleri sırasında Gaziantep Büyükşehır Belediye Başkanı ilde 4 bin do- layında sokakta yaşayan ve çalı- şan çocuk olduğunu söyledi. DiyarbakırValiliği, ilde sokak- ta çalışan çocuk sayısı konusun- da bir bilgi vermezken, komis- yon üyelerinin Dıyarbakır'da yaptığı incelemeler sırasında, 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi yöneticilen ilde 20 bin dolayın- da sokakta çalışan çocuk olduğu- nu bildirdiler.Şanlıurfa Valiliği, komisyona ilde 592 sokakta çalı- şan çocuk olduğunu, madde ba- ğımlısı çocuğun ise bulunmadı- ğını bıldirdi. ilde yapılan incele- meler sırasında ise valiliğın bn- finginde sokakta çalışan çocuk sayısı tahmini olarak 1200-1500, madde bağımlısı çocuk sayısı ise 50 olarak açıklandı. SHÇEK verileri Emniyet'in verilerine göre, emniyel birimlerine gelen veya getirilen çocuklann sayısı 84 bin 926. Bunlann 2 bin 37l'i sokak- ta yaşayan, 3 bin 940'ı evden ka- çan,2bin 175'ikayıp, 7bin26'sı buluntu,293'üterk, 19 bin 200 'ü suç mağduru, 49 bin 921 'i ise suç işledıği şüphesi olan çocuklardan oluşuyor. SHÇEK'e bağlı 42 ço- cuk ve gençlik merkezi tarafın- dan 2004 yılı Haziran ayı itibany- la 40 bin 205 çocuğa ulaşıldı. Bu çocuklardan 28 bin 374'ü sokak- ta çalışan, 11 bin 829'u sokakta yaşayan çocuklardan oluşuyor. ECİTİME YÖNLEIMDİRİLMELERİ GEREK' BARIŞ'TAN İLCİNÇ SAVUNMA YOZGAT (AA) - Yozgat Toplum Merkezi Müdürü Fik- ret Ceyhan, kırsal bölgelerde sokakta çalışan çocukların, ilerde metropoller için tehdit oluşturabileceğini söyledi. Ceyhan, gelir seviyesi düşük ailelerin çocuklannın, para ka- zanabılme, kısa sürede hayata atılma düşüncesiyle ayakkabı boyacılığı, simit satıcılığı, tar- tı, pazarda hamallık, dilencilik gibi işlere yöneldiğini ifade et- ti. Bu çocuklann, durumlan iyileştirilmezse daha fazla pa- ra kazanıp farklı ortamlara gi- rebilme amacıyla Ankara, Is- tanbul, Kayseri, Antalya gibi büyükşehirlere gidebilecekle- rini belirten Ceyhan, "Çocuk- ların büyükşehirlerde hayal kırıklığına uğrayıp sokak ço- cuğu olma riski büyüktür" dedi. Sokakta çalışan çocukla- nn durumlannın iyıleştinlerek eğitime yönlendirilmeleri ge- rektiğini vurgulayan Ceyhan, bu amaçla hazırladıklan proje- nin Yozgat Belediyesı, Valilik, Emniyet Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Halk Eğitim Merkezi ve gönüllü kuruluşlarca destek- lendiğıni bıldirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Gcnel Müdür Vekili İ sıııail Barış, kurumda tacız ve tecavüzlerin arttığı yönündeki haberlere karşı çıkarak "Bun- lar her dönemde oldu" dedi. Kurumdaki kadrolaşma suç- lamalannı kabul etmeyen Ba- rış, "Eski dönemde de mü- hendis, laborant, imam ve müezzin, hatta daha neler atanmış... Bunu sadece AKP iktidarına bağlamamak ge- rekir. Olmaması gereken şeyler anıa.. Türkiye'nin ger- çeği de ortada" dedi. SHÇEK yurtlarında artan taciz ve teca- vüziddialan,AKP iktidan dö- nemindc kurumdaki otoritenin ortadan kalkmasına bağlanı- yor. SHÇEK Siirt Saraçoğlu Çocuk Yuvası'nda yaşanan olaylar da bunun göstergesi olarak ortaya konuyor. Saraçoğlu Çocuk Yuvası'na ek ders karşılığı öğretmen ola- rak görevlendirılen Eğitim Bir-SenüyesıEnginAlgan'ın koruma altındaki R.E. adli er- kek çocuğuna gece nöbet tut- tuğu sırada sarkıntılık yaptığı öğrenildi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada anlayış geliştirmekte zorlanıyor. Erkan Mumcu'nun bakanlıktan ve AKP'den ayrı- lışıyla birlikte bu durum daha açık ortaya çıktı. AKP Denizli Milletvekilı Ümmet Kandoğan AKP Denizli il örgütü ile anlaşmazlığa düştüğünü söyleyip istifa etti. DYP'ye katıldı. AKP Afyon Milletvekili Reyhan Balandı da yine partisinin Afyon örgütü ile anlaşmazlığa düşüp ayrıl- dı. DYP'ye katıldı. Geçen hafta da AKP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan şu gerekçeyle istifa etti: "Mensubu olduğum AKP'de siyasetyapma ve hiz- met etme ortamının kalmadığını gördüğümden istifa ediyorum." Eraslan da hafta sonunda DYP'ye katıldı. AKP'den ayrılışların şu aşamada iki kola ayrıldığını görüyoruz: 1- DYP'ye yönelim. 2- Yeni bir oluşum arayışı. Türkiye'deki en güçlü tutkal, iktidar tutkalıdır. Mü- barek öyle yapıştırıcıdır ki, çek çek sökemezsin. Böy- le bir ortamda iktidar partisinden ayrılma başlamış- sa, çanlar çalıyor demektir. Türkiye'ye hitap etmekte zorlanan Erdoğan, gö- rünen o ki partisini kucaklamakta da güçlük çekiyor. Erdoğan'ın başlangıçtaki vekil politikası şuydu: - Sizi ben Meclis'e taşıdım. Ona göre! Başlangıçta etkili olan bu politika, AKP'nin Türki- ye'nin genel hassasiyetlerinde isteneni verememe- siyle birlikte erozyona uğramış görünüyor. Buna karşılık AKP'nin Meclis'ten geçirmeye çalış- tığı yasalar, sanki hiç iktidardan düşmeyecekmiş an- layışına dayalı. Bu gidişle tüm devlet organlarının yö- neticilerini Meclis seçecek. Yani AKP. Başka bir ikti- dar gelip bu yasalarla kadrolaşmaya giriştiğinde bu- günkü AKP'lilerin çığlıklarını duyar gibiyiz! AKP, top- lumu bıraktı, devleti ele geçirmeye çalışıyor. • •• Siyasetin doğası gereği iktidar partisi yıpranırken, bir başka parti toplumun umudu olarak usul usul yükselir. Bugünkü tablo içinde önü açık parti CHR Ancak CHP'nin görünümüne baktığımızda, sade- ce önü değil, her tarafı açık! CHP'de de Baykal yönetimine karşı çıkanların iki fay hattına ayrıldığını görüyoruz: 1- Parti içinde kalıp mücadele edelim. 2- Yeni bir parti kurup yolumuza bununla devam edelim. Geçen hafta CHP'den istifa eden Zülfü Livane- li'nin temel gerekçesi şuydu: "CHP, solu ve muhalefeti temsil etmiyor." Bu söz yeni bir parti arayışının habercisi gibi... Si- yasette kişisel çıkışlara dayalı olarak kurulan partile- rin başarılı olduğunu görmedik. Yakın geçmişte Se- ma Pişkinsüt'ten Ismail Cem hareketine kadar bu- nun değişik örnekleri var. Bizden anımsatması... Sonuç olarak iktidarıyla mu- halefetiyle TBMM 22. dönemin Türkiye'yi taşımakta ve kucaklamakta zorlandığı bir sürece girdik. Siyasetin doğası mutlaka yeni seçenekleri doğu- rur. Dileğimiz bunlann sağlıklı gelişmesi; halkın, "Bu iktidar gitsin de ne olursa olsun" anlayışıyla oy ver- memesi. ankcumrrrcumhuriyet.confi.tr TÜRKLER YABANCILARA SATIYOR KKTC'de emlak fiyatlan arüyor ! LEYLA TAVŞANOĞLU LEFKOŞA/RUM KEStMt - Kuzey Kub- ns'ta emlak fiyatlan ına- nılmaz biçimde artıyor. Neredeyse bir yıl önce- sine kadar değen olma- yan binalara bugün ya- naşmak mümkün değil. Bunun nedenini düşü- nüp duruyordum. Der- ken, bu bınaların fiyatla- nnın yapay biçimde yükseltildikleri duyum- ları gelmeye başladı. Ar- dından yine Kuzey Kıb- ns'taki bazı mülklcrle il- gili davalar açıldığı ha- berleri yayılınca işin içinde çok daha derin iş- ler olduğu netleşti. Emlak davalannı han- gi avukatlann üstlendi- ğini somşturdum. Esas olarak bir avukatın ismi telaffuz ediliyordu. Bu da Kıbrıslı Rum Kons- tantis Kandunas'tı Kandunas esas olarak Apostolidis isimli bir Kıbrıslı Rum'un, KK- TC'de, Lapta'da bulunan eviyle ilgili ilk davasını aldığını, ardından da 15 ayrı davayı üstlendiğıni şu sözlerle anlatıyor: "Kıbrıs'ta kapılar açılınca bu sorun orta- ya çıktı. Müvekkilinı Apostolidis, Lapta'da- ki evinin ycrinde du- rup durmadığını gör- mek istiyordu. Oraya gitmiş, ama bir bakmış ki evinde Kıbrıslı Türk bir aile oturuyor. Evin bahçesinde yapılan vil- lada ise Linda ve Davıd Orams adli bir Ingiliz karıkoca oturuyor- muş. Apostolidis bu- nun üzerine bu tarafta dava açtı. Bakalım na- sıl sonuçlanacak? İşin ilginç yanı kendi evin- de otııran Türklere de- ğil de, İııgili/ çifte dava açmış olması." Kıbnslı Türklerin ne- den yüksek fiyatlara mülklerini yabancılara satmaya başladıklarını Kandunas şöyle açıkla- dı: "Annan Planı'nın söz konusu malların geri verilmesini kayda bağlayan maddesinin kabul edilip yürürlüğe girmesi ihtimaline kar- şı Kıbrıslı Türkler çok yüksek lıyatlara mülk- lerini yabancılara satı- yorlar. Kıbrıs Türkler bütün Rum mallarını yabancılara satarlarsa Rumların geri dönebi- lecckleri hiçbir mülk- leri kalmayacak." Esas olarak Kuzey'de- ki emlakçiler de bu fi- yatlan körükiemiyorlar mı? "Tabii. Onlar da bunu körüklüyor ve büyük paralar kazanı- yorlar. Apostolidis'in davası bir örnek oldu. Şimdi Runılar gittikçe daha fazla dava açıyor- lar. Kuzey'deki arazi ve mülklerin yüzde 50'si Rum malı değil. Dola- yısıyla neden Rumlara ait olmayan mülkleri satmıyorlar da sadece Rum mallarını satıyor- lar? Bunun cevabını bulmaya çalıştığımda da ne yazık ki iyi niyet- le yapıldığını söyleye- miyorum."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle