Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
9 Sinop 9 Adana
B 7 Samsun Y 14 Mersin
Kocaeli Y 10 Trabzon
Çanakkale Y 10 Giresun
Izmir Y 12 Ankara
Y 15 Diyarbakır
Y 12 Şanlıurfa
K
Manisa Y 10 Eskişehir K 5
Aydın
Denizli
_Y 11 Konya Y 13 Hakkâri
Y 11 Sıvas Y 8 Van
Zonguldak Y 9 Antalya Y 16 Kars
P a r
î
a l 1 b u l u t l u
Butun bolgelerımız çok bu-
lutlu, Trakya dışında tüm
yurt yağışlı geçecek. Yağış
lar Güney Fçje ve Batı Akde-
nız'de etkılı olmak uzere
yağmur ve sağrıak, Iç Ege,
Iç Anadolu'nun kuzeybatı-
sı, batı Karadeniz'in Iç ke-
slmleri, Doğu Anadolu ıle
Doğu Karadeniz'in iç ke-
simlerinde karla karışk yağ-
mur ve kar şekllnde olak
oak Yıırdun kuzeybatı ke-
sımlerınde hava sıcaklığı 61-
la 8 derece azalacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
K
PB
HB
PB
K
PB
B
PB
-3
-13
-3
5
3
1
2
3
Berlin PB -2 Moskova K -7
Budapeşte PB -3 Aşkabat A
Madrid PB 5 Astana PB -3
Viyana
Belgrad_
_K •& Taşkent
PB 0 Bakû B 20
Sofya
Roma
PB 0 Bişkek B 10
Y 8 Tiflis K
Atina Y 13 Kahire B 25
Münih PB -3 Zürih PB -6 Şam
Çok bulutlu . Yağmurlu • , I , ,-1 . .'• • • I
^ ^
•'""^•Moskova
Karlı
Taşkent
•Tahran
Gök gürültülü
Gerilimin
Nedeni!
• Baştarafı 1, Sayfada
•
AKP iktidarı, sonu
belirsiz ve ucu açık bir
Avrupa yolculuğunun
daha başında AB'nin,
İslam dünyasına karşı
başlattığı Ortadoğu
seferinde ABD'nin
ağır talepleriyle karşı
karşıyadır.
Ekonomik koşulla-
rında dışarıya muhtaç
olan bir Türkiye'de bu
taleplere karşı alacağı
vaziyet, AKP iktidarı-
nın yazgısını belirle-
mekte tayin edici ola-
caktır.
Son günlerde ortalı-
ğı saratı ve hükümeti
kuşatan sıkıntılı hava-
ııııı gerekçeleri bu ba-
kımdan hiç de iç açıcı
değildir.
Büyükelçi trtemçellk: Bllgi eksikllkleriyle dolu
CDU, Ermeni önergesini
Alman meclisine sundu
Haber Merkezi - Almanya'da,
Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olan
Angcla Merkel'in liderliğindeki Hı-
ristiyan Demokrat Parti (CDU), Tür-
kiye'nin 100 yıl önce Ermenilerin
öldürülmesinde oynadığı
rolii gözden geçirmesini is-
teyen bir parlamento öner-
gesı sundu. Türkiye'nin Al-
manya Büyükelçisi Ali Ir-
temçelik önergenin bilgı
eksiklikleriyle dolu oldu-
ğunu söyledi.
"Osıııanlı İmparator-
luğu'nun hukuksal mi-
rasçısı olan Türkiye Cıını-
huriyeti'nin katliamı in-
kâr ettiği" iddia edilen önergede,
"Türkiye'nin bu tutumu, ortak ol-
mak istediği bir değerler toplulu-
ğu olan AB'nin barış ve affetme
CDU,
Türkiye'nin
tutumunun
AB 'nin barış
ve affetme
düşüncesiyle
çeliştiğini
savundu.
düşüncesiyle çelişmektedir " görüş-
lerine yer verildi. Önergede, Alman
hükümetine, Türkiye'ye Ermeni hal-
kının geçmışi ve bugünkü durumun-
daki rolünü gözden geçirmesi için
_____ baskı uygulaması çağnsın-
da bulunuluyor.
Alman hükümetinden
Türkiye'de özellıkle Erme-
nilerin katledılmesıyle il-
gili olarak ifade özgürlü-
ğünü desteklemesi de iste-
nen önergede, Ankara'dan
ise Ermenistan'la ilişkile-
nni normalleştirmesi talep
ediliyor.
Türkiye'nin Almanya
Büyükelçisi Ali îrtemçelik ise öner-
genin "önyargılar, hatalar, ciddi
bilgi eksiklikleri ve tek taraflı bek-
lentilerle dolu olduğunu" söyledi.
vvaiiström: Daha yapılacak çok îşiniz var
îsveçAnkara'yı uyardı:
Rahatlamaya girdiniz
Haber Merkezi - Isveç Başba-
kanı Göran Persson ve Avrupa
Birliği (AB) Komisyonu'nun fs-
veçli başkan yardımcısı Margot
Wallström, Türkiye'nin 17Aralık
tarihinden sonra AB süre-
cinde bir rahatlamaya gır-
diğini, oysa yapılması ge-
reken daha çok işin bulun-
duğunu söyledi.
Isveç Başbakanı Oöran
'aşhakam
Göran Persson
Türkiye'nin
"AB'ye girdik iş
Persson, Türkiye 'y i AB 'de görmek
istedıklerini de belirtti.
AB Komisyonu'nun tsveçli baş-
kan yardımcısı Margot VVallström
de Türkiye'nin Avrupa Birli-
ği'nden 17 Aralık'ta mü-
zakere tarihi almasından
sonra, AB ile olan diyalo-
ğunda biraz olsun yavaş-
lama görüldüğünü belirt-
ti. Avrupa Komisyonu
Persson, "Türkiye'nin bitti"rahatllğına Türkiye Temsilcısı,
bu müzakere tarihini al-
masıyla AB'ye girdik, iş
bitti rahatllğına girip,
bir rehavete kapılma-
nıası lazım. Önünde hız
kesmeden yapması gereken çok
daha önemli adımlar var. Eğer
en kısa zamanda AB'ye girmek
istiyorsa, devam etmeli" dedi.
gtrmemesı
gerektiğini
söyledi
Hans-Jörg Kretschmer
de "Türkiye'de 17Ara-
lık'tan sonra bir dağı-
ıııklık v a r " uyansında
bulunmuştu.
Kretschmer, "17 Aralık'tan
sonra eski kanunların dcğişimi
dışında fazla bir ilerlenıe göre-
raediklerini" söyledi.
ADALET BAKANLIĞ1 ÇALIŞMASI
Çocuklaraile
ortamında
korunacak
• "Çocuk Mahkemeleri Kanunu Tasan
Taslağı" çocuğun öncclikle kendi aile
ortamında korunmasmı sağlamaya yönelik
düzenlerneleri öngörüyor. Taslak, daha
erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını
doldurmamış kişiyi çocuk olarak tanımlıyor.
ANKARA (AA) - Adalet Bakanhğı'nca hazır-
lanan "Çocuk Mahkemeleri Kanunu Tasarı
Taslağı", özel korunma ihtiyacı olan veya suça
sürüklenen çocuklann korunmasmı, haklannın ve
esenliklerinin güvence altına alınmasını öngöriı-
yor. Başbakanlık'a sunıılan taslak, daha erken
yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişıyı
çocuk olarak tanımlıyor. Taslak, çocuğun öncelik-
le kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya
yönelik, danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık, sos-
yal yardım ve bannma konulannda alınacak koru-
yucu ve destekleyici tedbirler öngörüyor.
Bannma tedbiri uyguianan kimselerin, talepleri
halinde kimlikleri ve adresleri gizli tutulacak. Adli
ve idari merciler, kolluk görevlileri, sağlık ve eği-
tim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, özel ko-
runma ihtiyacı olan çocuğu Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu'na bildirmekle yüküm-
lü olacak. Çocuk ile çocuğun bakımından sorumlu
kimseler çocuğun korunma altına alınması ama-
cıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru
mu'na başvurabilecek.
Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici
tedbir karan çocuk hâkimince alınabilecek. Hâ-
kim, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbire
karar verdiği çocuğun denetim altına alınmasına
da karar verebilecek. Tedbınn uygulanması, 18
yaşın doldurulmasıyla kendiliğinden sona erecek.
Ancak hâkim, eğitim ve öğrenimine dcvam ede-
bilmesi için ve nzası alınmak suretiyle tedbirin
uygulanmasma belli bir süre daha devam edilme-
sine karar verebilecek.
Çocuğa kelepçe takılamayacak
Suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan
çocuklarla özel korunma ihtiyacı olan çocuklar
hakkında duruşma yapılmaksızın tedbir karan ve-
rilecek. Suça sürüklenen çocuk hakkındakı soruş-
turma çocuk bürosunda görevli cumhuriyet savcı-
sınca bizzat yapılacak. Gözaltına alınan çocuklar,
kolluğun çocuk birimindc tutulacak. Çocukların
yetişkinlerle birlikte suç işlemesi halinde, soruş-
turma ve kovuşturma ayrı yüriitülecek. Davaların
birlikte yürütülmesınin zorunlu görülmesi halin-
de, birleştirme karan verilebilecck.
Çocuklara zıncır, kelepçe vb. takılamayacak.
Ancak; zorunlu hallerde çocuğun kaçmasını, ken-
disinin veya başkalannın hayat veya beden bütün-
lükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önle-
mek için kolluk tarafından gerekli başkaca önlem
alınabilecek. Suç tarihinde 15 yaşını doldurmamış
çocuklar hakkında tutuklama karan verilemeye-
cek. Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yar-
gılama sonunda belirlenen ceza, en çok 3 yıla ka-
dar (üç yıl dahil) hapis veya adli para cezası ise
mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakıl-
masına karar verılebilecek. Böyle bir durumda ço-
cuk, 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbırine ta-
bi tutulacak. Bu sürede dava zamanaşımı duracak.
Tek hâkimli çocuk mahkemesi
Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşacak.
Bu mahkemeler her il merkezinde kurulacak.
Çocuk mahkemelerinde yapılan dumşmalarda
cumhuriyet savcısı bulunmayacak. Cumhuriyet
başsavcılıklarında bir çocuk bürosu kurulacak.
Çocuklarla ilgili kolluk görevi, öncelikle kollu-
ğun çocuk birimlerince yerine getirilecek.
Valiliklcrin Mcclis komisyonuna göndcrdiği bilgilerde yalnızca 13 ilde 1641 çocuğun sokakta yaşadığı bclirtilir-
ken özellikle büyükşehirlerdeki 'sokak çocuğu' sorunu giderek büyüyor. Ailelerinden gerekli ilgiyi göremeyen
çocuklar sokaklarda uçucu ve uyuşturucu maddelerle tanışıyor, çetelerin ve suç örgütlerinin ağına diişflyor.
Sorunıın üstü örtülüyor
Valiliklerin, TBMMSokak ÇocuklannıAraştırma Komisyonu 'na gönderdiği bilgilere
göre 45 ilde sokaktayaşayan, 29 ilde sokakta çalışan tek bir çocuk bile bulunmuyor
EMİNE KAPLAN
ANKARA - TBMM Sokak
Çocuklannı Araştırma Konıisyo-
nu'na bilgi gönderen valiliklere
göre, Türkiye'de "sokakta yaşa-
yan ya da çaüşan çocuklar" gi-
bi bir sorun yok. Valiliklerden gc-
len verilere göre, 45 ilde sokakta
yaşayan, 29 ilde sokakta çalışan
tek bir çocuk bile bulunmuyor.
37 ilde veri bulunmazken 14 ilde
ise her şey "güllük gülistanlık".
Valiliklerin verdiği bilgilere gö-
re Türkiye'de sokakta çalışan ço-
cuk sayısı olarak 16 bin 577 ra-
kamı ortaya çıkarken yalnızca
Diyarbakır sivil toplum örgütle-
rinin bıidırdiği, ildeki sokakta ça-
lışan çocuk sayısı 20 bin.
TBMM Sokak Çocuklarını
Araştırma Komisyonu'nun rapo-
ru, valiliklerin "sokakta yaşa-
yan ve çalışan çocuklar soru-
nuııa" bakış açısını ortaya koy-
du. Komisyonun raporunda, va-
liliklerin gönderdiği 2004 yılı iti-
banyla sokakta yaşayan ve çalı-
şan, madde bağımlısı olan çocuk-
larla ilgili sayısal verilere yer ve-
nldı. Buna göre sokakta yaşayan
çocuklar konusuııda 23 ilde veri
bulunmazken, 45 ilde sokakta ya-
şayan çocuk yok. 13 ilde ise yal-
nızca 1641 çocuk sokakta yaşı-
yor. Sokakta çalışan çocuklarla
ilgili sayısal verilere göre ise 16
ilde veri bulunmuyor. 29 ilde ise
bir tane bile sokakta çalışan ço-
cuk yok. 46 ildeki sokakta çalışan
çocuk sayısı ise yalnızca 16 bin
577. Madde bağımlısı olan ço-
cuklarla ilgili sayısal verilere gö-
re ise 8 ilde veri, 23 ilde madde
bağımlısı çocuk bulunmuyor. 50
ilde ise madde bağımlısı çocuk
sayısı 2 bin 550.
Güllük gülistanhk iller
Valiliklerin gönderdiği verile-
re göre 14 ilde her şey "güllük
gülistanhk". Ardahan, Artvin,
Bartın, Bayburt, Bilecık, Bitlis,
Burdur, Çankırı, Gümüşhane,
Hakkâri, Klarabük, Kastamonu,
Şırnak ve Yozgat'ta ne sokakta
yaşayan, ne sokakta çalışan, ne
de madde bağımlısı olan çocuk
var.Valilıklenn gönderdiği veri-
lere göre Türkiye'deki sokakta
çalışan çocuk sayısı olarak 16 bin
577 rakamı ortaya çıkarken ko-
misyon üyelerınin yaptığı ince-
lemeler ile Emniyet Genel Mü-
dürlüğü ve Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu'nun
rakamları değişkenlik gösteriyor.
Gazıantep Valiliği komisyona, il-
de 52 sokakta yaşayan, 2 bin 21
de sokakta çalışan çocuk olduğu-
nu bildirirken komisyon üyeleri-
nin Gaziantep'teki incelemeleri
sırasında Gaziantep Büyükşehır
Belediye Başkanı ilde 4 bin do-
layında sokakta yaşayan ve çalı-
şan çocuk olduğunu söyledi.
DiyarbakırValiliği, ilde sokak-
ta çalışan çocuk sayısı konusun-
da bir bilgi vermezken, komis-
yon üyelerinin Dıyarbakır'da
yaptığı incelemeler sırasında, 75.
Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi
yöneticilen ilde 20 bin dolayın-
da sokakta çalışan çocuk olduğu-
nu bildirdiler.Şanlıurfa Valiliği,
komisyona ilde 592 sokakta çalı-
şan çocuk olduğunu, madde ba-
ğımlısı çocuğun ise bulunmadı-
ğını bıldirdi. ilde yapılan incele-
meler sırasında ise valiliğın bn-
finginde sokakta çalışan çocuk
sayısı tahmini olarak 1200-1500,
madde bağımlısı çocuk sayısı ise
50 olarak açıklandı.
SHÇEK verileri
Emniyet'in verilerine göre,
emniyel birimlerine gelen veya
getirilen çocuklann sayısı 84 bin
926. Bunlann 2 bin 37l'i sokak-
ta yaşayan, 3 bin 940'ı evden ka-
çan,2bin 175'ikayıp, 7bin26'sı
buluntu,293'üterk, 19 bin 200 'ü
suç mağduru, 49 bin 921 'i ise suç
işledıği şüphesi olan çocuklardan
oluşuyor. SHÇEK'e bağlı 42 ço-
cuk ve gençlik merkezi tarafın-
dan 2004 yılı Haziran ayı itibany-
la 40 bin 205 çocuğa ulaşıldı. Bu
çocuklardan 28 bin 374'ü sokak-
ta çalışan, 11 bin 829'u sokakta
yaşayan çocuklardan oluşuyor.
ECİTİME YÖNLEIMDİRİLMELERİ GEREK' BARIŞ'TAN İLCİNÇ SAVUNMA
YOZGAT (AA) - Yozgat
Toplum Merkezi Müdürü Fik-
ret Ceyhan, kırsal bölgelerde
sokakta çalışan çocukların,
ilerde metropoller için tehdit
oluşturabileceğini söyledi.
Ceyhan, gelir seviyesi düşük
ailelerin çocuklannın, para ka-
zanabılme, kısa sürede hayata
atılma düşüncesiyle ayakkabı
boyacılığı, simit satıcılığı, tar-
tı, pazarda hamallık, dilencilik
gibi işlere yöneldiğini ifade et-
ti. Bu çocuklann, durumlan
iyileştirilmezse daha fazla pa-
ra kazanıp farklı ortamlara gi-
rebilme amacıyla Ankara, Is-
tanbul, Kayseri, Antalya gibi
büyükşehirlere gidebilecekle-
rini belirten Ceyhan, "Çocuk-
ların büyükşehirlerde hayal
kırıklığına uğrayıp sokak ço-
cuğu olma riski büyüktür"
dedi. Sokakta çalışan çocukla-
nn durumlannın iyıleştinlerek
eğitime yönlendirilmeleri ge-
rektiğini vurgulayan Ceyhan,
bu amaçla hazırladıklan proje-
nin Yozgat Belediyesı, Valilik,
Emniyet Müdürlüğü, Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı, Halk Eğitim Merkezi ve
gönüllü kuruluşlarca destek-
lendiğıni bıldirdi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu
(SHÇEK) Gcnel Müdür Vekili
İ sıııail Barış, kurumda tacız ve
tecavüzlerin arttığı yönündeki
haberlere karşı çıkarak "Bun-
lar her dönemde oldu" dedi.
Kurumdaki kadrolaşma suç-
lamalannı kabul etmeyen Ba-
rış, "Eski dönemde de mü-
hendis, laborant, imam ve
müezzin, hatta daha neler
atanmış... Bunu sadece AKP
iktidarına bağlamamak ge-
rekir. Olmaması gereken
şeyler anıa.. Türkiye'nin ger-
çeği de ortada" dedi. SHÇEK
yurtlarında artan taciz ve teca-
vüziddialan,AKP iktidan dö-
nemindc kurumdaki otoritenin
ortadan kalkmasına bağlanı-
yor. SHÇEK Siirt Saraçoğlu
Çocuk Yuvası'nda yaşanan
olaylar da bunun göstergesi
olarak ortaya konuyor.
Saraçoğlu Çocuk Yuvası'na
ek ders karşılığı öğretmen ola-
rak görevlendirılen Eğitim
Bir-SenüyesıEnginAlgan'ın
koruma altındaki R.E. adli er-
kek çocuğuna gece nöbet tut-
tuğu sırada sarkıntılık yaptığı
öğrenildi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
anlayış geliştirmekte zorlanıyor.
Erkan Mumcu'nun bakanlıktan ve AKP'den ayrı-
lışıyla birlikte bu durum daha açık ortaya çıktı.
AKP Denizli Milletvekilı Ümmet Kandoğan AKP
Denizli il örgütü ile anlaşmazlığa düştüğünü söyleyip
istifa etti. DYP'ye katıldı.
AKP Afyon Milletvekili Reyhan Balandı da yine
partisinin Afyon örgütü ile anlaşmazlığa düşüp ayrıl-
dı. DYP'ye katıldı.
Geçen hafta da AKP Hatay Milletvekili Mehmet
Eraslan şu gerekçeyle istifa etti:
"Mensubu olduğum AKP'de siyasetyapma ve hiz-
met etme ortamının kalmadığını gördüğümden istifa
ediyorum."
Eraslan da hafta sonunda DYP'ye katıldı. AKP'den
ayrılışların şu aşamada iki kola ayrıldığını görüyoruz:
1- DYP'ye yönelim.
2- Yeni bir oluşum arayışı.
Türkiye'deki en güçlü tutkal, iktidar tutkalıdır. Mü-
barek öyle yapıştırıcıdır ki, çek çek sökemezsin. Böy-
le bir ortamda iktidar partisinden ayrılma başlamış-
sa, çanlar çalıyor demektir.
Türkiye'ye hitap etmekte zorlanan Erdoğan, gö-
rünen o ki partisini kucaklamakta da güçlük çekiyor.
Erdoğan'ın başlangıçtaki vekil politikası şuydu:
- Sizi ben Meclis'e taşıdım. Ona göre!
Başlangıçta etkili olan bu politika, AKP'nin Türki-
ye'nin genel hassasiyetlerinde isteneni verememe-
siyle birlikte erozyona uğramış görünüyor.
Buna karşılık AKP'nin Meclis'ten geçirmeye çalış-
tığı yasalar, sanki hiç iktidardan düşmeyecekmiş an-
layışına dayalı. Bu gidişle tüm devlet organlarının yö-
neticilerini Meclis seçecek. Yani AKP. Başka bir ikti-
dar gelip bu yasalarla kadrolaşmaya giriştiğinde bu-
günkü AKP'lilerin çığlıklarını duyar gibiyiz! AKP, top-
lumu bıraktı, devleti ele geçirmeye çalışıyor.
• ••
Siyasetin doğası gereği iktidar partisi yıpranırken,
bir başka parti toplumun umudu olarak usul usul
yükselir. Bugünkü tablo içinde önü açık parti CHR
Ancak CHP'nin görünümüne baktığımızda, sade-
ce önü değil, her tarafı açık!
CHP'de de Baykal yönetimine karşı çıkanların iki
fay hattına ayrıldığını görüyoruz:
1- Parti içinde kalıp mücadele edelim.
2- Yeni bir parti kurup yolumuza bununla devam
edelim.
Geçen hafta CHP'den istifa eden Zülfü Livane-
li'nin temel gerekçesi şuydu:
"CHP, solu ve muhalefeti temsil etmiyor."
Bu söz yeni bir parti arayışının habercisi gibi... Si-
yasette kişisel çıkışlara dayalı olarak kurulan partile-
rin başarılı olduğunu görmedik. Yakın geçmişte Se-
ma Pişkinsüt'ten Ismail Cem hareketine kadar bu-
nun değişik örnekleri var.
Bizden anımsatması... Sonuç olarak iktidarıyla mu-
halefetiyle TBMM 22. dönemin Türkiye'yi taşımakta
ve kucaklamakta zorlandığı bir sürece girdik.
Siyasetin doğası mutlaka yeni seçenekleri doğu-
rur. Dileğimiz bunlann sağlıklı gelişmesi; halkın, "Bu
iktidar gitsin de ne olursa olsun" anlayışıyla oy ver-
memesi.
ankcumrrrcumhuriyet.confi.tr
TÜRKLER YABANCILARA SATIYOR
KKTC'de emlak
fiyatlan arüyor
!
LEYLA
TAVŞANOĞLU
LEFKOŞA/RUM
KEStMt - Kuzey Kub-
ns'ta emlak fiyatlan ına-
nılmaz biçimde artıyor.
Neredeyse bir yıl önce-
sine kadar değen olma-
yan binalara bugün ya-
naşmak mümkün değil.
Bunun nedenini düşü-
nüp duruyordum. Der-
ken, bu bınaların fiyatla-
nnın yapay biçimde
yükseltildikleri duyum-
ları gelmeye başladı. Ar-
dından yine Kuzey Kıb-
ns'taki bazı mülklcrle il-
gili davalar açıldığı ha-
berleri yayılınca işin
içinde çok daha derin iş-
ler olduğu netleşti.
Emlak davalannı han-
gi avukatlann üstlendi-
ğini somşturdum. Esas
olarak bir avukatın ismi
telaffuz ediliyordu. Bu
da Kıbrıslı Rum Kons-
tantis Kandunas'tı
Kandunas esas olarak
Apostolidis isimli bir
Kıbrıslı Rum'un, KK-
TC'de, Lapta'da bulunan
eviyle ilgili ilk davasını
aldığını, ardından da 15
ayrı davayı üstlendiğıni
şu sözlerle anlatıyor:
"Kıbrıs'ta kapılar
açılınca bu sorun orta-
ya çıktı. Müvekkilinı
Apostolidis, Lapta'da-
ki evinin ycrinde du-
rup durmadığını gör-
mek istiyordu. Oraya
gitmiş, ama bir bakmış
ki evinde Kıbrıslı Türk
bir aile oturuyor. Evin
bahçesinde yapılan vil-
lada ise Linda ve Davıd
Orams adli bir Ingiliz
karıkoca oturuyor-
muş. Apostolidis bu-
nun üzerine bu tarafta
dava açtı. Bakalım na-
sıl sonuçlanacak? İşin
ilginç yanı kendi evin-
de otııran Türklere de-
ğil de, İııgili/ çifte dava
açmış olması."
Kıbnslı Türklerin ne-
den yüksek fiyatlara
mülklerini yabancılara
satmaya başladıklarını
Kandunas şöyle açıkla-
dı: "Annan Planı'nın
söz konusu malların
geri verilmesini kayda
bağlayan maddesinin
kabul edilip yürürlüğe
girmesi ihtimaline kar-
şı Kıbrıslı Türkler çok
yüksek lıyatlara mülk-
lerini yabancılara satı-
yorlar. Kıbrıs Türkler
bütün Rum mallarını
yabancılara satarlarsa
Rumların geri dönebi-
lecckleri hiçbir mülk-
leri kalmayacak."
Esas olarak Kuzey'de-
ki emlakçiler de bu fi-
yatlan körükiemiyorlar
mı? "Tabii. Onlar da
bunu körüklüyor ve
büyük paralar kazanı-
yorlar. Apostolidis'in
davası bir örnek oldu.
Şimdi Runılar gittikçe
daha fazla dava açıyor-
lar. Kuzey'deki arazi ve
mülklerin yüzde 50'si
Rum malı değil. Dola-
yısıyla neden Rumlara
ait olmayan mülkleri
satmıyorlar da sadece
Rum mallarını satıyor-
lar? Bunun cevabını
bulmaya çalıştığımda
da ne yazık ki iyi niyet-
le yapıldığını söyleye-
miyorum."