18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI SOYSAL ZorakiINRkâh ve Süreç BİRLEŞMELERİ doğru olmayanları birleştir- mek, Türkiye'nin ve KKTC'nin başbakanları ile çevrelerindekilere kalmış sanki. Partisinin çizgisi bakımından Lefkoşa'daki- nin hevesi anlaşılabilir de, Ankara'dakinin tela- şını anlamak zor. Zoraki birleşmenin ne yararı olacaktır? Ikisi de, danışmanları ve "evet efendim"c\\e- riyle bunu düşüneceklerine, adada birleşmeyi zorlama peşindeler. Ankara'nın son çaresi, gü- venceci üç devlet olan Türkiye, Yunanistan ve Ingiltere ile Kıbrıs'ın iki yanını bir araya getire- cek beşli bir konferansta çözüm aramaktı; Pa- padopulos bunu da reddetti. Ama, arayış hâ- lâ sürüyor: "Birleşmiş Milletler'de, ABD'de, AB'de, nerede olursa olsun, masaya oturul- sun da Annan Planı düzeltilip birleşmeye gi- dilsin." Anlamı nedir bunun? Planı reddetmiş olan Rum tarafının istek- lerinden büyükçe bir bölümünü kabul etmeye hazır olmak değildir de nedir? Planı kabul et- miş olan Türk tarafı daha fazlasını isteyebilir mi? Istese bile, kim inanır ve razı olur? Bu kadar yanlış bir çıkışın "Kıbrıs'ı vererek AB'nin gözüne girelim de tam üyelik süreci sürsün" hesabına dayandığını düşünsek bile, ada elden çıktıktan sonra kozsuz kalmış bir Türkiye'nin tam üyelik konusunda avucunu yalamak zorunda kalacağı açık değil midir? Galiba, AKP'nin başındakiler için amaç, Tür- kiye'de değiştirmek isteyip değiştiremedikleri- ni AB süreci boyunca değiştirmektir. Yoksa, AB'nin onları almayacağını bilirler ve kendi aralarında birbirlerine bunu itiraf ettikleri bilinir. Aslında, AB'ye girmeyi içtenlikle isteseler, olayların, adada ayrı ayrı iki devletli bir çö- zümü AB çevçevesinde aramak için önlerine bulunmaz bir fırsat sunduğunu görmeleri ge- rekir: Birleştirmeyle uğraşmak yerine, KKTC'nin de ayrı devlet olarak Türkiye'yle bir- likte AB'ye tam üye yapılmasında ısrar etmek. Türkiye'yle Yunanistan'ın üye oldukları bir AB'ye Kıbrıs'ın iki devleti de ayrı ayrı üye olun- ca, sorunların hepsini birden çüzmek kolay- laşmış olmaz mı? En başta, uluslararası hukuk, yani 1960 dü- zeni bunu gerektirmiyor mu? AB içinde iki Elen devleti varken iki de Türk devletinin olması, Lozan'da kurulduğu söyle- nen Türk-Yunan dengesinin sürdürülmesi için zorunlu değil mi? KKTC Türkleri, öyle bir AB'ye ayrı devlet olarak girmeyi istemezler rni? Rumlar, arada bir Türklerden bir devlet baş- kanının tepelerine kurulması yerine kendi dev- letlerinin şimdiki haliyle de olsa sürmesini yeğ- lemezler mi? Türkiye ve Yunanistan, kimin neye niyeti ve ötekiyle ilgili ne hesapları varsa o niyetin ger- çekleşmesi ya da hesapların görülmesi için adadaki iki uzantılarıyla birlikte AB'de buluşup orada didişmekten memnun olmazlar mı? Yok böyle değil de, bizimkilerin niyeti Kema- list ilkeleri AB sürecinde dilim dilim dilmek ve Avrupalılarla Yunanların hesapları da Türki- ye'yi AB yollarında sürüm sürüm süründürüp inim inim inletmekse, o başka. Cumhuriyet kitap kulübü MERlÇ VELİDEDEOĞLU Laiklikten Şcriata mı? Merkez : Tiîrkocagı Cad. Na: 39/41 Cııjjulnjılu İSTANBUt - Tel: 0212 514 01 96 Şube : Istiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 Taksim-İSTANBUL - Tel: 0212 252 38 81 Ankara : Atatürk Bulvan Nn: 125 Kal: 4 Bakanlıklar-ANKARA - Tel: 0312 419 50 20 Avrupa Temel Haklar Şartı Avrupa, Avrupa alanında, ulusal, bölgesel ve lokal alanda neyin düzenlenmesi gerektiğini kurala bağlayan gerçek bir anayasaya muhtaçtır. ATHŞ bu anayasa anıtının temel taşını oluşturacaktır. PlDf. Dr. Zafer GÖREN TBMM Başkanı Başmüşaviri 2 9 Ekım 2004 tarihinde Roma'da imzalanan Av- rupa İçin Bir Anayasa Sözleşmesi Taslağı'nın (AAST) çekirdek parça- sını II. bölümündeki Temel Haklar Kataloğu oluşturmaktadır. 1999'da Köln Avrupa zirvesinde Avrupa'nın ortak değerlerinin, Avrupa vatan- daşlannın, temel haklarında anla- tımını bulması ve bu temel hakla- rın tüm Avrupa vatandaşlarına eşit ve yüksek koruma standardı sağla- yabilmesi için anlaşılabilir ve tüm Avrupa vatandaşlannın okuyabile- ceği bir Avrupa Birliği (AB) Temel Haklar Şartı'nda (ATHŞ) toplan- masına karar verilmiştir. AAST'nin yürürlüğe girmesi için 25 ülkenin parlamentolannın ya da yapılacak ı eieıanduınlaı cla hulklaı ııı evet de- mesi gerekmektedir. Her iki dünya savaşından sonra dünya genelinde insan haklannın kapsamlı bir şekilde korunmasının sadece uluslararası çabalarla sağ- lanabileceği anlayışına vanlmıştır 1948'de Birleşmiş Milletler Insan Haklan Bıldirisi ve 1950'de Avru- pa tnsan Haklan Sözleşmesi (AİHS) ortaya çıkmıştır. AlHS, içerdiği haklan etkili bir şekilde koruyabilmek amacıyla, bir devletin hukuk devleti olarak kabul edilmesi için sunması gereken ga- rantilere ilişkin kurallar içermek- tedir. Adil yargılanma hakkı, ma- sumluk karinesi gibi. AlHS bugün Avrupa'nın nüfusu toplam 800 mil- yonun üstünde 41 ülkesinde geçer- lidir. Sözleşmeye aykın davranıldı- ğında Avrupa Insan Haklan Mah- kemesi (AtHM) karar vermekte- dir. Şuhalde AB'nin tümü AÎHS'yi imzalamış üyeleri neden AB'ye başka bir temel hak belgesi verme kararı almışlardır? Kuruluş sözleşmelerinin imza- lanmasından bu yana geçen süre içinda Avrupa Topluluğu AB'ye dönüşmüş, başlangıçta 6 olan üye sayısı bugün 25 'e ulaşmıştır. AB ar- tık sadece ortak bir para birimine sahip bir ortak pazar değildir. Or- tak bir dış politika ve güvenlik po- litikası yürüten ve içte bir özgürlük ve güvenlik alanı oluşturan bu en- tegrasyon yapıtını daha çok üye devletle sürdürebilmek için iç da- yanışmanın güçlendirilmesi ve ATHŞ'de, birliğin hangi degerlere dayandığının gösterilmesi gerek- mektedir. Burada birtakım yeni hakların formülasyonundan çok her Avrupalının hangi korumaya sahip olduğunu bilmesi için mev- cut haklann bir araya getirilmesi önem taşımaktadır. Çünkü tüm AB ülkelerinde temel hakların koruııması için zaten do- ğal olarak mekanizmalar bulun- maktadır. Ancak AB ve onun Lük- semburg'daki mahkemesi 60'lı yıl- ların sonlarından beri insan hakla- mıın korunmasım önemli bir görev olarak kabul etmişlerdir. Çeşitli ülkelerin hukuk gelenek- lerinde ve hakların korunması şe- killerinde farklılıklar vardır. Bu ne- denle Köln Avrupa Konseyi, ATHŞ'nin herkes tarafından kabul edilmesine çözüm bulacak bir ku- rulun görevlendirilmesine karar vermiştır. Köln zırve toplantısında 'Şart'ın sadece klasik temel hak ve özgürlükleri değil, AB vatandaş- lannın siyasi haklannı ve önemli ekonomık ve sosyal haklan içerme- si öngöriilmüştür. Şart'ın hazırlanması sürecinde yaşam üzerindeki hak ve düşünce özgürlüğü gibi klasik haklarda ulu- sal sınırlar ve parti sınırları ötesin- de fikir birliği egemen olduğu hal- de, konservatif çevrelerde çalışma hakkı veya daha temiz bir çevre hakkı gibi sosyal haklara karşı şid- dctlidurdksamalardoğmuştur. Ama onurlu bir yaşamın garanti edilme- si için bu haklardan vazgeçilmesi mümkün değildir. Uluslararası insan haklan koru- masında, son on yıllık dönemde, te- mel haklar, özgürlük haklan, sos- yal ve ekonomik haklar doğal ola- rak bölünmez bir bütün olarak de- ğerlendirilmektedir. Avrupa'da bu- nun dışında temel hak koruması yeni tekııik gelişimlere de uyarlan- mak zonındadır. Özellikle insan ve çevre için doğacak sonuçlann ön- ceden kestirilemediğı alanlarda hem yeni bilimsel araştırma ve ilerle- meyi mümkün kılacak, hem bire- yin haklannı koruyacak doğnı den- ge bulunmalıdır. Bu özellikle gelecek on yılda devrim oluşturacak gelişimlerin beklendiği biyoteknoloji alanı, bil- gi işlem verilerinin korunnıası için uygun düzenlemeler gerektiren en- formasyon teknolojisi alanı için ve Avrupa çapında birpazarda güven- ce altına alınması gereken tüketı- cinin konınması için geçerlidir. Avrupa, Avrupa alanında, ulu- sal, bölgesel ve lokal alanda neyin düzenlenmesi gerektiğini kurala bağlayan gerçek bir anayasaya muh- taçtır. ATHŞ bu anayasa anıtının temel taşını oluşturacaktır. Çünkü Şart, ortak çabaların odak nokla- sında bireyin ve onun dokunulmaz insan onurunun bulunduğunu gös- termektedir. Bugün Avrupa'da klasik eskiçağ- dan yeniçağa kadar insan onuruna dayanan bir insan modelinin geliş- tirildiği vurgulanmaktadır. Fede- ral Alman Aııayasası da "İnsan oııuı u dulaıııulııULMİır" cümlesi ile başlamakta, bütün temel hakların insan onurunun bağımsız parçala- rı oldukları kabul edilmektedir. AAST md. 7/2'ye göre: "AİHSta- rafiııdan bclirlenen ve üye devletier- de ortak olan anayasal gelenekler- den kayuaklnııa11 şekliyle temel hak- lar birlik hukukunun genel ilkele- riııi ohışturur." ATHŞ ile temel haklar bırey için daha şeffaf bir hale gelmiş ve aynı zamanda AB kimlıği ve legitinıas- yonu güçlendirilmiş olmaktadır. 7 bölümü ile ATHŞ (insan onuru, öz- gürlükler, eşıtlik, dayanışma, va- tandaşlık haklan, yargısal haklar, ge- nel hükümler) genel insan haklan- nı, vatandaşlık haklarını, ekono- mik ve sosyal hakları devletüstü bir dokümanda toplamaktadır. 7. bölümde tüm temel haklar için ge- çerli kurallard yer verilmiştir (temel hak muhataplan, temel hak sınır- lamalan, sınırlamanın sınırlan, kö- tüye kullanma yasağı). Şart yeni formülasyonlar (mo- dern haklar) da içermektedir. Do- kunulmazlığın biyoteknoloji ala- nına genişlctilmesi (insan klonlan- ıııası yasağı, çocuk haklan, yaşh haklan, ö/.üılü kişilerin toplumsal yaşama katılmalanna yönclik ön- lemlerden yararlanma hakkı, hak- sız işten çıkarünıaya karşı korunma hakkı,iyi yönetflnıe hakkı, çevrenin ve tüketicinin korunması) 'Şart'ta haklar net ve anlaşılabilir bir bi- çimde formüle edilmiştir. ATHŞ'yi hazırlama kurulu, baş- langıçtan itıbaren taslak metninin zorluk çekilmeden hukuken bağla- yıcı olabilmesi için tutarlı bir şekil- de çahşmıştır. Avrupa'da çifie temel hak standardını önlemek için şar- tın yorumunda gelecekte AlHM'nin kararlan büyük bir önem taşıya- caktır. Çünkü bu Mahkeme, Kon- sey için AtHS'ye saygıyı denetle- mektedir. Şartın AlHS'ye uygun olan kurallannın AİIIS'dekı anlam ve kapsama sahip olduğu AAST md. 52 f.3'te belirtümıştir. 53 mad- dede Şart'ın, AİHS'deki hak stan- dardını düşüremeyeceği belırtil- miştir. Avrupa Temel Haklar Şartı en çağdaş bir insan haklan doküma- nıdır. Çağdaş temel haklan içeren zamanın en modern temel hak ka- taloğunu oluşturmaktadır. Hem şar- tın AAST'ye alınması hem md. 7 f.2'de birliğin AtHS'ye katılımı- nın öngörülmesi AB anayasal ge- lişiminde kilometre taşlarıdır. AB'niıı temel haklar konusundaki ıııcliusel noksanlığı ATHŞ ile gide- rilnıiş ve ekonomiktopluluktan,bir değerler topluluğuna geçiş süreci önemli ölçüde sagİamlaştırılmıştır. AB üyelerinin, üye adaylannın ken- di anayasalarını ve yasalarını bu Şaıt'a uyarlamaları gerekmekte- dir. AlHS'yi 1954'te onaylayarak iç hukukuna dahil eden Türkiye, ana- yasasuıuı 90. maddesine 07.05.2004 tanhinde getirılen "usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgtirlüİdere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunlann aynı ko- nuda farklı hükümler içermesi ne- deniyle çıkabilecek uyuşmazlıklar- da milletlerarası antlaşma lıiikiinı- lerinin tsas alınacağı" kuralıyla mevzuatının, bu en çağdaş doküma- na uyum sağlanması yolunda önem- li bir adım atmıştır. Bu yönde bir çaba sadece AB'ye uyum sürecinde yerine getirilme- si gereken bir koşul olmayıp ana- yasanm başlangıç kurallannda vur- gusu yapılan Büyük Atatürk'ün çağdaş uygarlık dü/eyine ulaşıııa hedcfinin de bir gcrcğidir. Kaynaklar: Mahlmann M., Die Grundrechtscharta der Europaischen Union, ZeuS. 3.jg., tl. 4/2000; Curti- usÂ., Die Grundrechte - Charte, http: vwvr. weltpolitik, net/phnt/1215.htm TESEV, Türkiye Cumhuriyeti Devle- ti 'nin Avrupa Birliği 'ne Üyeliğim ve Türk Hukuk Sislemimn Birliğin Hukuk Düzenine Uyumıınu Sağhımak üzere Anayasa Değışiklıği Teklifı: www.te- sev.urg.lr/90mad..; Leinen JO, die Charlu der Grundrechte der Europa- eischen Union, www.juleinen.de/ StabelA., Die Grundkonzepionzum Sclıutz der Grundrechte in der Verfas- sung der Europaeischen Union; www.jura. uni-goettingen.de/ Türkiye-ABD Dostluğu... GÖkhan AKYEL Bankacı tzmir CUMOK B üyük devletlerin ebedi dostları değil, ebe- di çıkarları vardır. Türkiye-Amerika iliş- kilerine böyle bakmak gerekir. Türki- ye'nin soğuk savaş döneminde, ABD'nin ileri ka- rakolu olma görevi, başanyla yerine getirilmiş. Avrupa ülkelerinin önünde, komünizme karşı iki kutuplu dünyanın birine karşı dimdik durdurul- muştur. Karşıhğında ne almıştır bir bakalım: Büyük müttefik Amerika Birleşik Devletleri, soydaşlan katledilen Türkiye'nin Kıbns'a müda- hale hazırlığında olduğunu biliyordu. Bu müda- hale sonrası, Sovyetler'in Türkiye'ye müdahale- si de olasıydı. Buna karşın ABD'nin tavn, kuruluş amacı Sovyetler tehdidi olan Türkiye ve ABD'nin de üye olduğu devletlertopluluğu NATO'nun kesin- likle kanşmayacağını söyleyip iUc fırsatta Türki- ye'yiyalnızbırakmakolmuştur. 1923 devrimi son- rası, aydınlaıuna sürecine giren Türkiye, ABD'nin Sovyetler'e uygulanan "yeşflkuşak" projesine en- gel olan bölgedeki tek laik ülke olduğu için, ge- rici bir darbe düzenleyip ülkeyi lslami bir reji- min güdümüne sokmaya çahşmıştır Yakın tari- himizde olan bu darbe sonrası imam hatip okul- ları adeta bir mantar gibi çoğalmıştır. O zamanlar ekilenlerin meyveleri bugün top- lanmaktadır ABD'nin amacı hâlâ Türkiye'yi Is- lamlaştırmaktır ama bu sefer gerekçe başkadır. 11 Eylül terör saldınsı sonrası, dünya üzerinde çok rahat hareket imkânı bulan ABD, Afganis- tan ve ardından Irak'a girerek sözde demokratik- leştirme sürecini başlatmıştır. Bu sürecin adını BOP yani Büyük Ortadoğu, daha sonra da GOKAP Ge- nişlctilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesi koymuştur. Ismi her ne olursa olsun bu projede Türki- ye'nin rolü biçilmiştir ve o yolda ufak tefek ak- silıkler de olsa ilerletilmektedir. Bu projede Türkiye'nin iki önemli rolü vardır, birincisi; halkınuı neredeyse tamamı Müslüman olduğu halde laik bir devlet yapısı olan dünya üze- rindeki tek ülke Türkiye'dir, sadece bu özeliğiy- le bile Türkiye'nin dünyadaki önemi anlaşılmak- tadır. ABD, bu özelliğinden dolayı Türkiye yi mo- del ülke olarak göstermek ıstemektedir Fakat kendınm de gördüğü gibi uygulanacak ülkelere bu model deyim yerindcysc on bedcn büyük gel- mektedir. Bu bağlamda ABD'nin yapacağı icraat ken- di dışışleri bakanının da ağzından kaçırdığı gibi, Türkiye devlet yönetimini biraz lslamlaştınnak- tır. Ülİcede bulunan laik Cumhuriyeti ılımlı bir ts- lam cumlıuriyetine çevirmektir ki bu model uy- gulanacak ülkelerin üzerine otursun. Bu yüzden bu geçişi hıssenirmeden yapabilecek takıyyeci bir parti Türkiye 'de iktıdara getirilmiştir. Bu projede Türkiye'nin ikinci rolü ise güçlü ve deneyimli oıdusudur. Ordu laik Cumlıuriye- tin savunucusu olarak görüldüğü için, AB kriter- leri kullanılarak ülke içi yönetimde güçsüzleşti- rilmeye çalışılmaktadır. Gücünden ve deneyi- minden ABD'nin masasının üzerinde bulunan komşu ülkelenmızın sözde demokratikleştiril- mesinde kullanılmak istenmektedir. ABD'nin bu amacı da iktidardaki hükümetten asker kullanma tezkeresini Meclis'ten geçirme- si istemiyle ortaya çıkmıştır. Takıyyeci iktidar ken- dine söyleneni hemen yapmış tezkereyi Mec- lis'e getirmiş, ama halkın tepkisi ve milletvekil- lerinin sağduyusuyla bu tezkereyi Meclis'ten ge- çirememiştir, yazıda bahsettiğim ufak tefek ak- siliklerden bınsı bııdur. ABD'nin önündekı en büyük aksilik ise bu ül- kede çoğunlukta olan Atatürk ılke ve devnmle- rinin yılmaz savunucusu olan ve olacak bız genç- leriz, bütün bu gerçekleri bilerek ve bilmeyenle- ri aydınlatarak yolumuza devam etmeliyiz, oldu- ğumuzdan geriye değil, hep ileriye. GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI TC SEFERİHİSAR İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜGÜ'NDEN (MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU) DosyaNo: 2003/5 Satış Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Taşınmaz tzmir Ili, Seferihisar llçesi, Payamlı Galinos, 176 Ada, 9 Parsel 207 m2 Bahçeli iki katlı ev cinsi taşınmazm tamamı satılacaktır. Doğanbey - Payamlı Belediye Başkanlığı'mn 12.11.2003 tarihli lmar Durumu yazısuıa göre Taks: 0.35, Kaks: 0.70 denilmektedir. Dosyada mevcut bilirkişi rapomna göre taşınmaz üzerinde 92'şer m2 büyüklüğünde iki adet dublcks bina mevcuttur. Her ne kadar tapu kaydında tek bina gözükmekte ise de taşınmaz üzerinde iki adet bınanın olduğu tespit edilmiştir. Her iki bina da aynı tip projede ve aynı malzemelerden imar edil- miştir. Her iki binada da zemin katta bir salon, açık mutfak, wc üst katta ise üç oda bir banyo wc bulunmaktadır. Yer döşemesi karo mozaik, merdiven dökme mozaik duvarlar plastik boya, kapı ve pencere doğramalan ahşap malzemeden yapılmıştır. Her iki binada da bakımsızlıktan dolayı rutubet nedenıyle sıvalarda dökülme, doğramalarda bozulmalar söz konusudur. Çatı düz teras olup, karo mozaik döşelidir. Her iki binanın da su, elektrik ve telefon abonelikleri ayrı ayrı mevcuttur. Taşınmazın Kuşadası - Çeşme yoluna 60 mt Denize 400 mt. mesafededir denilmektedir. Yine dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre taşınmazın üzerindeki yapılar ile birlikte değeri (dosyada mevcut bilirkişi raporunda aynntılı oarak belirtilmekle) 47.499 YTL. 60 YK.RŞ. (Kırkyedi bin dörtyüz doksandokuz yeni türk lirası altmış yeni kuruş) kıymetinde olduğu takdir edilmiştir. Satış şartları: 1- Satış Yukarıda belirtildiği üzere taşınmaz açık arttırma suretiyle 15.04.2005 Cunia günü 10.40-10.50 saatleri arasında, Seferihisar lcra Müdürlüğü odasında yapılacak olup, birinci ihale günü tahmin edilen kıymetin yüzde 60'ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu vc satış masraflannı geçmek şartı ile ıhale olunıır. Boyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla ahcısı çıkmayan taşınmaz 25.04.2005 Pazartesi günü aynı yerde aynı saatte ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edileme- mişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ıhale cdilecektır. Şu kadar ki arttırma bedelının malın tahmin edi- len kıymetinin yüzde 40'ım bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklaruı toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazım- dır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'sı nispetınde pey akçcsı veya bu miktar kadar milli bir bankamn temınat mektubunu vermeleri lazırndır. Satış, peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV D.V, tapu alım harcı, gayrimenkulün tahliye ve teslim masrafları ile yasalarca alıcıya yüklenen her türlü vergi ve giderler alıcıya aittir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş güıı içinde dairemize bildir- meleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasmdaki farktan ve diğer zarar- lardan ve ayrıca temerriit faizinden müteselsilen mesııl olacaklardır. thale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat be- delinden ahnacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. îş bu ilan tapu kayitlannda adresi bulunma- yan bütün ilgililere tebliğ yerine geçer. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatım kabul etmiş taşınmazla ilgili dosyada mevcut her türlü bilgi ve belgeyi görmüş-okumuş biliyor sayılacakları, başkaca bilgi al- mak isteyenlerin 2004/5 Satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğünıüze başvurmaları ilan olunur. 11.02.2005 (Ic.tf.K. 126) (*) llgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 8253 CIMHURİYETTEN OKUBIARA İBRAHİM YILD1Z Okuru Bilgilendirmek Türkiye'de ve dünyada olup bitenleri en aynntılı biçimde okurlarımıza aktarmak Cumhuriyet'in birinci görevidir. Gelişmeleri aktarırken habercilik kuralla- rına sadık kalıp yorum yapmaktan kaçın- mışızdır. Haber ve yorumu birbirinden ayırmak, işin özünü zedelemek gibi bir yanlışa düş- memizi engeller. Türkiye'de bir süredir toplumsal muhale- fetin sesi fabrikalarda, hastanelerde, mey- danlarda yükseliyor. SEKA, Tekel, Denizyolları ve sağlık emekçileri işlerini kaybetmekten korkuyor- lar. Hastanelerde kuyruktan geçilmiyor. Bir ilaç alabilmek için günlerce bekleniyor. Bunlar gazete ve televizyonlara yansı- yanlar... *•• Bir de gazete ve televizyonlara yansıma- yan küçük esnafın yaşadıkları var. Kepenk kapatmaların yoğunlaştığı bir dönem daha yaşıyoruz. Esnaf "Iş yok" diyor. Taksici gündelik yevmiyesini çıkaramıyor. Binlerce ücretli kredi kartı hacziyle karşı karşıya... Sonuç; artan işsizlik, kapkaç, soygun, hırsızlık... AKP iktidara geldiğinden bu yana çeki- len fotoğraf ortada. ••• Bir de dıştan bakış var. ABD basınında sıkça Türkiye yorumu ya- pılıyor. "Yeşil sermayeden" söz ediliyor. Hükümet eleştiriliyor. Fransız basını da "Laiklik tehlikede" diyor. Daha onlarca yazı, makale Türkiye'yi mercek altına almış didik didik ediyor. Cumhuriyet, hem içte hem de dışta olup biteni okurlarına aktarırken, dinci basın her manşetimize bir kılıf bulma telaşında. * * • Çizerimiz Musa Kart'ın kedili karikatürü- ne verilen ceza, birçok kesimin tepkisine neden oldu. Okurlarımıza, meslektaşlarımı- za gösterdikleri dayanışmadan ötürü te- şekkür ederiz. ••• Fethullah Gülen ile ilgili olarak medya- mız bir süredir geniş haber ve röportajlar yayımladı. Konuyu yıllardır inceleyen, yazan, gün- deme getiren yazarımız Hikmet Çekinka- ya yine Gülen'in dosyalarını açtı. Fethullah Gülen'in en yakın arkadaşı Nurettin Ve- ren'le günlerce konuştu. Bu yazı dizisini yarından itibaren okuya- caksınız. İyi haftalar. 3 MART 1924'ün 81. YIL KUTLAMASI (Üç Devrim Yasasının Kabulü) Sunuş Konuşması Nazan MOROĞLTJ lstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Acıs Konuşması Prof.Dr.NeclaARAT Kadın Araştırmaları Derneği Başkanı Panel LAtKLİKTEN ŞERİATA MI? Oturum Başkanı Meriç VELİDEDEOĞLU Konuşmacılar Şükran SONER Gazeteci-Yazar YektaGüngörÖZDEN Eskı Anayasa Mahkemesi Başkanı Pn>f.Dr.NurSERTER lstanbul Ünıversitesi Öğretim Üyesi Mustafa BALBAY Gazeteci-Yazar Tarıh: 03 Mart 2005 Perşembe Saat: 11.00-14.00 Yer: The Marmara Oteli - Taksim İstanbul Kadın Kuruluşları Kadın Araştırmaları Birliği Derneği Giriş Seıbestlir Cumhuriyet kitap kulübü MUSTAFA BALBAY Çin'in Uzun Yürüyüşü Merkez : Türbtııij, Cad. No: 39/41 Cagaloğlu İSTANBUL - Tel: 0212 514 01 96 Şube : Istiklal Cad. Zambak Sak. 4/1 Taksim-İSTANBUL - Tel: 0212 252 38 81 Ankara : Atalürk Bulvan No: 125 Kal: 4 Bakanlıklar ANKARA Tel: 0312 419 5,0 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle