18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2005 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI Istanbul Edirne TURKIYE _S 14 Şinop PB 11 Adana B__20 B 13 Samsun Kocaeli B 17 Trabzon Çanakkale B 14 Giresun Izmir PB 14 Ankara PB 15 Mersin B 20 _Y 12 Diyarbakır S~ 13 ?anlıurfa B 16 B 11 Y 13 S 13 Mardin Manisa PB 14 Eskışehir S 13 Siirt S 12 Aydın Denizli PB 16 Konya PB 14 Hakkâri PB 16 Sıvas PB 8 Van PB Zonguldak PB 14 Antalya PB 18 Kars £>Aç,k " S -4 ^dL Yurdun kuzey kesım- lerı parçalı çok bulutlu, Doğu Karadenız kıyılan ile gece saatlerınden ıtı bnren Marmara'nın ba- tısı yağmur ve sağanak yagişll, dıfler yurler par çalı ve az bulutlu gege cuk Marmara ile yurdun ıç ve doğu kesımlerinde sabah saatlerinde sis görülecek. Havasıcaklı- ğırıda önemli bir değı- şıklik olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn HB PB PB K PB PB K K 1 -g 0 6 4 2 2 2 Berlin K 2 Moskova PB -6 B 12Budapeşte PB 5 Aşkabat Madrid " PB 9 Astaria " B -10 Viyana Belgrad PB 1 K 6 Bakû Taşkent PB 11 B 12 Sofya Roma J>B 9 Bişkek Atina Münih PB 1 Zürih Y 12 Tiflis PB 15 Kahire PB 1 Şam PB 16 alı bulutlu ! Sıslı Bulutlu k Çok bulutlu ı Yai)murlu GUNCEL C ^> Karlı CİJNEYT ARCAYİJKEK H Baştarafi 1. Sayfada Demokrat Parti 1950'de tek başına iktidara gel- meden önce baş tacı ettiği basının yatak odala- rına girecek kadar özgür olacağını söylerdi. lcraatı eleştirilmeye başlayınca, yatak odaları yerine basına cezaevlerinin kapılarını açtı. Adnan Menderes'e göre DP iktidarının ülkeyi bir baştan öteki başa kalkındıran hamlelerinden basın ve muhalefet söz etmiyor, hemen her ko- nuda karşı vaziyet alıyordu. Dünden bugüne ne değişti? Şunca yıl önceki Menderes yerini, aynı kafa yapısı ve basın düş- manlığı sergileyen RTE'ye bıraktı. RTE'ye göre özellikle yazılı basının yazdığı he- men her şeyyalan. Medyanın gündemi "gerginlik"! • • • RTE gündüz gözüyle; SSK hastanelerinin Sağ- lık Bakanlığı'na devrinden sonra binlerce insanı perişan eden uygulamada "kimi aksaklıklar" ola- bilir diye söz başladı ve fakat hastanelerde, ec- zanelerde insanların çektiği ıstırabı basının "uy- durma haberlerle tahrik ettiğini" söyledi. (1) RTE aynı günün gecesi; (2)- AKP grubunda- ki yalanlamayla yetinmedi. NTV'deki uzun söyle- şide art arda gelen suçlamalarla basına yüklendi. (3)- Köşk'te iki saat kalmasıyla kabinede reviz- yon arasında ilişki yoktu. Hükümette değişiklik medyanın gündemiydi. (4)- AB ile müzakereleri yürütecek heyetin bir türlü saptanamamasını Brüksel de, Türk basını da eleştiriyor. Bu, hükümetin titizliğinden kaynakla- nan birsorunmuş. Üstelik başmüzakerecinin üs- tünde sorumlu Dışişleri Bakanı Gül, gereken ça- lışmaları yapıyormuş. Ötesi basının uydurması, yakıştırması! (5)- öğrenci affı? Af değil. Toplumsal gereksinim. (6)- Amerika ile ilişkiler. Yerli yabancı basının abartması. Gerilimi seven medyanın oyunu. Her- haldeBilalmuhabbetindeVVallStreet Journal'da çıkan aşağılayıcı yazılardan yakınmış olmalı ki, "Başkan Bush, benim aleyhimde de yazıyorlar" demiş, boş ver medyayı der gibi, onu aktardı. (7)- Papadopulos'u Kuzey Kıbrıs'ta kahve Iç- meye çağırmış ama, basının yazdığı gibi tek ba- şına değil. Talat da, Karamanlis de davetliymiş. Ne yazdı ise basın, hepsi yalan. RTE'ye göre tek Doğrucu Davut, kendisi! Söylediklerindeki doğruluğu saptamak için RTE, yalan makinesin- den geçmeyi kabul eder mi acaba? • • • (8)- Dokunulmazlık konusunda -geçmişi kirli dediği- CHP "samimi değil". Dokunulmazlığın kaldırılması siyasetçiyi, siyaseti yozlaştınrmış. Ne var ki, CHP lideri Deniz Baykal'ın salı günü grup- taki: "Sen mahkemelerin karşısına 'Benim alnım ak, hesap vermeye hazırım' diye çıkacak cesa- reti gösteremediğin sürece, bu yolsuzlukların al- tında kalmaya mahkûmsun. CHP'nin kökünü ka- rıştırmasın. Başbakan kök işine girerse bu konu- da söylenecek çok söz var" içeriğindeki sözleri- ne bir gün sonra yanıt veremedi. Baykal'a göre, "Boş konuşma konusunda (ve basına yalanlama üretmekte) üstüne yok maşal- lah!" Yalan mı? Başmüzakereci olarak Yakış'ın adı öne çıkıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürnsu) - AB ile müza- kerelerin başlamasına kısa bir sürc kala, başmüza- kereci olarak 58. hükümetin Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Yaşar Yakış'ın adı öne çıkıyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Alt müzakcre heyeti cıı kısa süre içinde belli olacak" dedi. Türkiye'nin başmüzakereciyi hâlâ belirlememcsi, diplomatik çevrelerde Türkiye'nın geç kaldıgı yö- nünde değerlendirilirken hükümetin bu görcv için halen TBMM AB Uyum Komısyonu Başkanlı- ğı'nı yürüten Yakış'ı düşûndüğü belirtiliyor. Erdo- ğan'ın, "Başmüzakereci, siyasetçi ve bizim saf- fınıızdan olacak" açıklaması da iddiaları güçlen- diriyor. Gül de dün Letonya Dışişleri Bakanı Artis Pabriks ile yaptığı görüşmenın ardından "Müza- kcre heyeti, Rehn'in '6 Mart' ziyarctinden önce belirlenmiş olacak mı" şeklindeki soru üzerine, "Tabii, en kısa süre içinde olacak" dedi. Gül, Ankara Anlaşması Uyum Protokolü'nün imzalan- ması konusunda da "Mart ayı başında protokol- le ilgili müzakcrelcr başlayacak, arkadaşları- mız Brüksel'e gidecekler" diye konuştu. Gül, hükümetin temposunun yavaşladığı eleştirilerine ilişkin olarak da şunlan söyledi: "Bakanlar Ku- rulıı 3 oturunıda saatlerce, AB ile ınüzakere sii reci nasıl olacak, ııa.sıl yapılacak, bunları tartış- mıştır. Hazıı lıklar çok iyi şekilde yapılmıştır." Çelişkili İslampolitikasıfçeride denetimlerisıldaştıran, Müslüman ülkelerde ise Hlımhİslam h destekleyenAlmanya'da okullarda din dersi vermek isteyen iki İslam örgütüneyeşil tşıkyakılması karmasayı arttırdı OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Almanya, iç güvenlik gerekçesiyle tslamcı terorizmle mücadele için yeni önlemlcr almaya hazırlanırken, eyaletler arasında çelişkileri ve yasal karmasayı sadeleştirmeye çalışıyor. Berlin'in, Müslüman ülkelerdeki "İslaıni sivil top- lum" girişimlerini değişik yön- temlerle sürdürmesi ise "anlam- lı" bulunuyor. Federal Yüksek Idare Mahke- mesi'nin 23 Şııbat 2005 tarihli son karan Almanya'daki İslam çatı örgütlennin okullarda fslam din dersı vernıe hakkını onayla- yıcı bir nıtelıkle çıktı. Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Münster Yüksek Idare Mahkemesı, "Fe- deralAlmanya İslam Konseyi" ve "Müslümanlar Merkez Konseyi" adlı iki örgütün Müs- FRANSIZ PARLAMENTER 'Türkiye Sevr'i kabul etsin' STRASBOURG (AA) - Tür- kiye-AB Karma Parlamento Ko- mısyonu (KPK) toplantısuıın ka- panış oturumunda, Türkiye'nin komşularıyla ilişkılerı tartışıldı. Basına kapalı yapılan otummda, özellikle Türkiye'nin Ermenis- tan, Yunanıstaıı ve Kıbrıs ile ilış- kilen gündeme geldi. Fransız sağeı parlamenter Jac- qııes Toubon'un sözde Ermeni soykırımını gündeme getirmesi ve Türkiye'nin Sevr Antlaşma- sı'nı kabul etmesini istemesi, Türk parlamenterlerin sert tepki- sine yol açtı. Sözde Ermeni soy- kırımı hakkında Avrupa Parla mentosu'nun karar aldığını be- lirten Toubon, AB üyeliğı için Türkiye'nin sözde soykınmı ta- nıması gerektiğini savundu. Elekdağ'dan tepki CHPmılletvekili Şükrü Elek- dağ, Toubon'un iddialarının asılsız olduğunu söyledi. Türki- ye-Ermenistan ilişkıleri ve tarih- te yaşananlarla ilgili açıklama- laıdabulunan ülekdağ, soykınm iddialannın, tarihçiler tarafından araştınlmasını desteklcdıklennı ifade etti. Elekdağ, "UNES- CO'mın himayesinde Türkiye ile Ermenistan arasında uz- manlar seviyesinde kurulacak bir komitenin bu konuda araş- tırnıa yapmasmı" önerdi. Tür- kiye'nin AB'deki daimi temsilci- si Büyükelçı Oğuz Demiralp de söz alarak Toubon'un Scvr Ant- laşması'na ilişkin sözlerinı eleş- tirdı ve bunların kabul edilemez olduğunu bildirdi. KPK üyesi Rtım parlamenter Marios Matsakis, konuşmasın- da "Türkiye'nin Ernıenilere, Rumlara ve Kürtlere soykırım uyguladığını" iddia etti. BAŞSAĞLIĞI ANEL GRUP Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Rıdvan ÇELİKEL'in annesi NAHİDE ÇELİKEL 24.02.2005 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Merhumeye Allah'tan Rahmet, ÇELİKEL ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. ANEL GRUP" ır lümanları temsil eden ceınaat özelliği taşımadıkları gerekçe- siyle okullarda İslam din dersi vermelerini engellemiş ve iki ör- güt Federal Yüksek Idare Mah- kemesi nezdinde itirazda bulun- muştu. Federal Yüksek tdare Mahkemesi'nin önceki günkü karannda, çatı örgütlennin "bir dini cemaatin, kinıliği için ge- reken yükümlülükleri de yeri- ne getirmesi gerektiğine" dik- kat çekildi. Bu arada Alnıanya'da iç gü- venlik gerekçeleriyle birçok ca- mi ve Lslami kültür merkezinin daha yogun biçimde denetlen- mesi dikkat çekiyor. Arabistan Yarımadası, Suriye, îran, Mısır ve Türkiye gibi ülkelerde "din- sel hoşgörü" başlığı altındaki bazı medya ve vakıf girişimleri- nin ardıııda Berlin'in olduğu id- diaları sürerken, bu girişımlerin içerıde izlenen kısıtlayıcı politi- kalarla çeliştiği vurgulandı. içe- ride denetimli ama Suriye, Mısır, Türkiye gibi ülkelerde "hoşgö- rülü fslam" başlığı altında va- kıf ve medya destekli yeni açı- lımların, söz konusu ülkelerdeki sıyasal rejimleri sarsacak sonuç- lar doğurabileceği vurgulandı. Öte yandan, Türk toplumu temsilcjlerinin, izlenen politika- larınanlayışla karşılanmasını is- temesi dikkat çekti. Almanya Türk Toplumu Başkanı Prof. Hakkı Keskin, Almanya'nın Müslüman ülkelerde izlediği "din özgürlüğü" türünden po- litikalar için "Diğer ülkelerde- ki özgürlükJerin sınırı Alman- ya'ya zarar vernıediği sürece Berlin 'i de ürkütmüyor" ifa- desini kullandı. Islamı siyasete alet eden gruplar üzerindeki de- netimlenn normal karşılanması gerektiğini belirten Prof. Keskin şöyle konuştu: "Almanya'nın İslam din dersleri, lslami gruplara yönelik oturmuş po- litikaları yok. Buna bağlı ola- rak bugün eyaletten eyalete İs- lam din dersi vb. konularda farkiı, karışık bir politika ta- kip ediliyor. Bu boşluktan, ki- mi köktendinci ve de dini çı- karlanna alct eden gruplar ya- rarlanmaya çalışıyorlar." Avrupa Alevi Birlikleri Konfe- derasyonu Başkanı 1 urgut Öker de, Cemalettin Kaplan ve ardıl- ları gibi örneklerden yola çıkıldı- ğını açıklayarak, "Alman devle- ti bu insanlara neden böylc haklar tanıyor"yorumlan yapı- labildiğini, ancak bu haklan ge- rektiği gibi kullananlarla, inanç özgürlüğünü şeriatçı ya da yayıl- nıacı amaçlanna alet edenlerin birbirinden aynlmasını isledi. Harenı-selamlık rescpsiyondan haberi olmayan az sayıda kadının ıılıısal gün etkinliğinc katıldığı görüdü. Türkiye'nin tutumu da Dışişleri Bakanlığı'nın Protokol Celcn Müdürü Oya Tuzcuoğlu Inkaya'nın sadecc erkeklerin davet edildiği resepsiyona katılmasıyla gösterildi. (KORAY AVtT) Harem-selamlıkresepsiyon KuveytBüyükelçiliği, erkek ve kadınlanfarkiı günlerde davet etti. AB büyükelçüeri tepkigöstererekalt düzeyde temsüci gönderdüer AYHAN ŞİMŞEK ANKARA - Kuveyt'ın Ankara Büyükelçili- ği'nin gerçekleştirdıği "harem-selamlık" re- sepsiyon skandala neden oldu. Kuveyt Büyü- kelçiliği dün gerçekleştirilen ulusal gün resep- siyonuna yalnızca erkekleri davet ederken er- kek diplomatların eşleri ve bazı kadın dıplo- matlara ise Kuveyt Biiyükelçisi'nin eşı tarafın- dan ayrı bir resepsiyon davetiyesi gönderildi. AB ülkelennin Ankara clakı büyükelçüeri ise 'harem-selamlık' uygulamaya tepki olarak re- sepsiyona all düzeyde temsilci gönderdıler. Türkiye'nin tutumu da Dışişlen Bakanlığı'nın Protokol Gelen Müdürü Oya Tuzcuoğlu tn- kaya'nın sadece erkeklenn davet edildiği re- sepsiyona katılmasıyla gösterildi. Kuveyl Büyükelçiliği'nin Ankara'da harem- selamlık resepsiyon düzenlemesı diplomatik çevrelerde büyük şaşkınlık yarattı. Harem-se- lamlık uygulama, Fransa'nın Ankara Büyükel- çisi'nin resepsiyona katılamayacağını Kuveyt Büyükelçiliği"ııe ileterek ycnne büyükclçilikte- ki kadın müsteşarın katılacağını ilelmesiyle or- taya çıktı. Büyükclçilık, kadınlar için cuma (bu- gün) günü Kuveyt Büyükelçisi'nin eşı tarafından bir resepsiyon gerçekleştireceğinı, müsteşarın da buna katılabileceği karşılığını verdi. Bu duru- mun ortaya çıkmasının ardından AB büyükelçi- lıkleri kendi aralarında yaptıkları değerlendir- mede, tepki olarak resepsiyona alt düzeyde ka- tılmayı kararlaştırdılar. Kuveytli diplomatlar şaşırdı Kuveyt Büyükelçiliği'nin yalnızca erkekleri davet etmesıne karşın harem-selamlık resepsi- yondan haberi olmayan az sayıda kadının da ulu- sal gün etkinliğine katıldığı görüdü. Kadınlann resepsiyona katılımı Kuveytli diplomatlar tarafın- dan "şaşkınlıkla karşılandı". Ankara da ılk kez görülen ve büyük tepki çeken uygıılamanın Ku- veyt Büyükelçisi'nin lercihı olduğu öğrenildi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Belki zaafımızdır, belkiayrıcalığımız; bizlerdüşü- nürken beyninin yanında kalbini de dikkate alan in- sanlarız. Bu yüzden bir ülkeyi dost belleyince onun için ölüme bile gideriz. Bir tümceyle Kore'yi anımsatmak isteriz. Ama sizler dost deyince post anlıyorsunuz ve şöyle düşünüyorsunuz: Kullanılır mı, kullanılmaz mı? Kullanıhrsa koy sepete, kullanılmazsa başla hakarete. • • • Sayın Bush, Bize öyle geliyor ki yöneticilerimizin kimi zaafla- rı sizi yanıltıyor. Onlar sizinle egemen bir devletin onurlu bir temsilcisi olarak diyalog kurmak yerine ilişkileri şu dengeye oturttular: Sizden destek alıp sizin bölge hedeflerinize des- tek vermek! Siz de bunu çok iyi gördünüz ve kullandınız. Ama tıpkı Irak'ta pek çok yerde olduğu gibi bir şeyi unuttunuz: Halkı! Size göre halk halkalardan oluşur. Istediğinizde iç içe geçirip birini ötekine sokarsınız, istediğiniz- de uçlarından çekip birbirinden ayırırsınız. Bunun için gerektiğinde savaşlar çıkarırsınız. Biz ise savaş deyince ilk Atatürk'ün yaklaşımı- nı akhmıza getiririz: "Bir ulusun kurtuluş mücadelesi için olmadığı sürece savaş cinayettir." Irak'ta çıkardığınız savaşı biz bu gözle değerlen- diriyoruz. Siz bunu düşmanlık olarak algılıyorsu- nuz. Biz Amerikalılara değil, savaşa ve savaş plan- cılarına düşmanız. • • • Sayın Başkan, Avrupa ile diyaloğunuzu dikkatle izlemekteyiz. Avrupalılara, "Irak savaşında birbirimizi üzdük, za- man zaman farkiı şeyler düşündük, ama sonuçta biz aynı dünyanın insanlarıyız, barışalım" diyorsu- nuz. Bize gelince tehditler savuruyorsunuz. Sanki bize Avrupa ile dünyanın 21. yüzyıldaki paylaşımını konuşmaktasınız gibi geldi. Çünkü biz bu filmi geçen yüzyılın başında da görmüştük. Bize gönderdiğiniz mesajlar 18-19. yüzyılda Amerika kıtasındaki yerlilerle kurduğunuz ilişkileri anımsatıyor. Türkiye'nin de yer aldığı bölgeye ilişkin planları- nızda bu genlerin izi var. • • • Sayın Başkan, Son dönemdeki toplumsal psikolojimize bakıp Türklerin Ortadoğu coğrafyasına itilmiş ruh gibi dolaşan insanlar olduğunu düşünebilirsiniz. Ama gerçek öyle değil. Bizim damarlarımızda Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ruhu dolaşıyor. Kaygılarımızla, Türkiye kamuoyu (Yüzde 82) ankcumf" cumhuriyet.com.tr Yüce Olvan yargılaması başladı KorayAydın'ın tüm itirazlan reddedildi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - üskı Bayındırlık Bakanı Ko- ray Aydın'ın Yüce Di- van'da yargılanmasının düşürülmesi istemi 4'e karşı 7 üyenin oyuyla reddedildi. Aydın'ın usulü itırazlarının tü- münün reddedildiği otıırumda avukatı Bü- lent Acar, TBMM So- ruşturma Komisyo- nu'nu "siyasi kiıı ve ga- rez" içinde hareket et- mekle suçladı. Maliye ve Bayındırlık Bakanlı- ğı davaya müdahil oldu. Aydın'ın Yüce Di- van'da yargılanmasma dün başlandı. Oturuma, Aydın ile avukatlan ka- tıldı. Aydın'ın avukatı ACI KAYBIMIZ Merhum Mehmet ve Seher AKDAĞ'ın kızı, Merhum Hasan ÇELİKEL'in eşi, Nevin ATİK, Nahit ve Rıdvan ÇELİKEL'in anneleri, SEVİMLİ, ÖZDEMİR, SOYDANTEMİZ, NAZİK ailelerinin teyzeleri, Nurcan ÇELİKEL, Mukaddes AKAY ÇELİKEL ve Sadullah ATİK'in kayınvalideleri, Murat, Zerrin, Kerem, Şirin ÇELİKEL'in sevgili babaanneleri ve Nil ATİK'in sevgili anneannesi IMAHİDE ÇELİKEL 24.02.2005 tarihinde Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumenin naaşı 25.02.2005 tarihinde ikindi namazına müteakip Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii'nde (Altunizade Capitol yanı) kılınacak cenaze namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ : Çelenk gönderilmemesı, arzu edenlerin Türk Eğıtım Gönüllüleri Vakfı'na (0216 492 32 32) veya Turk Eğıtim Vakfı'na (0212 217 58 58) bağışta bulunmaları rica olunur. Acar, bakanların görev yaptıkları dönemdeki görevlcrı ve fiilleri ile ilgili yargılanabileceği- ni, ancak Soruşturma Komisyonu'nun bunu dikkate almadığını sa- vundu. Yüce Divan Başkanı IVIustafa Bu- min, suçtan zarar gör- me olasılığı nedeniyle Maliye ve B; vındırlık Bakanlığı'nın davaya müdahılliğine oybirliği ile karar verildiğini, sa- nık avukatı Acar'ın da- vanın reddedilmesi gc- rektiğı yönündeki itira- zının oyçokluğuyla red- dcdıldiğini bildirdi. Bu- min, bu karara üyeler Fıılya Kantarcıoğlu, TülayTuğcu, Mehmet Erten ve Necmi Öz- ler'ınmuhalifkaldığmı belirtti. Aydın'ın ve ai- lesınin 29 Mayıs 1999 tarihinden itibaren yapı- lan banka işlemlerine ilişkin hesap ekstreleri- nin istenmesıne karar verilen oturum, 30 Mart'a ertelendi. Tiyatro mu?.. Duruşmanın ardından eskı Karaman Milletve- kili Osıııan Sevimli, Anayasa Mahkemesı Başkanvekili llaşîm Kılıç'a "Tiyatro mu oynanıyor? Sanık ve- killeri itirazlarda bu- lunuyor ama siz ara kararı yazılı olarak okudunuz. Bunu ön- cedcn mi hazırüyorsu- nuz?" dedi. Kılıç, Se- vimli'nın sözlerine şu yanıtı vcrdı: "Bu itiraz- lar daha önce bize ya- zılı olarak bildiriliyor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle